TED2014
David Epstein: Are athletes really getting faster, better, stronger?
David Epstein: Sporcular gerçekten daha hızlı, daha iyi ve daha güçlü mü oluyorlar?
Filmed:
Readability: 4.7
8,652,776 views
Son birkaç on yıldaki sportif başarılara baktığınızda, insanlar neredeyse her alanda, daha hızlı, daha iyi ve daha güçlü hâle gelmiş gibi görünüyor. Ancak David Epstein, bu keyifli genel kanılara kontrast konuşmasında kendimizi kutlamamızı ertelememiz gerekebileceğine işaret ediyor. Atletik rekorları kırma konusunda birçok faktör rol oynuyor ve doğal yeteneklerimizin gelişmesi ise bunlardan sadece birisi.
David Epstein - Sports science reporter
David Epstein is an investigative reporter who covers the wide-open space where sports, science and medicine overlap. Full bio
David Epstein is an investigative reporter who covers the wide-open space where sports, science and medicine overlap. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
The Olympic motto is "Citius, Altius, Fortius."
0
950
3131
Olimpiyatın düsturu,
"Citius, Altius, Fortius"tur.
"Citius, Altius, Fortius"tur.
00:16
Faster, Higher, Stronger.
1
4081
2769
Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.
00:19
And athletes have fulfilled that motto rapidly.
2
6850
3940
Atletler bu düsturu süratle
yerine getirmiştir.
yerine getirmiştir.
00:22
The winner of the 2012 Olympic marathon
3
10790
3156
2012 Olimpiyat maratonu birincisi
00:26
ran two hours and eight minutes.
4
13946
2316
iki saat sekiz dakikada ipi göğüsledi.
00:28
Had he been racing against the winner
5
16262
1620
Eğer 1904 Olimpiyat maratonu
00:30
of the 1904 Olympic marathon,
6
17882
2466
birincisine karşı yarışmış olsaydı,
00:32
he would have won by nearly an hour and a half.
7
20348
3333
yaklaşık doksan dakikalık
farkla kazanmış olurdu.
farkla kazanmış olurdu.
00:35
Now we all have this feeling
8
23681
1772
İnsanoğlu olarak hepimiz bir şekilde daha
00:37
that we're somehow just getting better
9
25453
1590
iyiye doğru gittiğimizi hissediyoruz,
00:39
as a human race, inexorably progressing,
10
27043
2340
acımasızca gelişiyoruz;
00:41
but it's not like we've evolved into a new species
11
29383
2141
fakat bu bir yüzyıl içinde
yeni bir türe evrildiğimiz
yeni bir türe evrildiğimiz
00:43
in a century.
12
31524
1466
anlamına gelmez.
00:45
So what's going on here?
13
32990
2608
Öyleyse, burada neler oluyor?
00:47
I want to take a look at what's really behind
14
35598
1361
Bu sportif başarı artışının
00:49
this march of athletic progress.
15
36959
2690
arkasında gerçekte ne olduğuna
bakmak istiyorum.
bakmak istiyorum.
00:51
In 1936, Jesse Owens
16
39649
2297
1936'da, Jesse Owens
00:54
held the world record in the 100 meters.
17
41946
2337
100 metre dünya rekorunu elinde tutuyordu.
00:56
Had Jesse Owens been racing last year
18
44283
2707
Jesse Owens geçen yıl 100 metre dünya
00:59
in the world championships of the 100 meters,
19
46990
2446
şampiyonasında yarışmış olsaydı,
01:01
when Jamaican sprinter Usain Bolt finished,
20
49436
2474
Jamaikalı koşucu Usain Bolt
bitiş çizgisini geçtiğinde,
bitiş çizgisini geçtiğinde,
01:04
Owens would have still had 14 feet to go.
21
51910
3408
Owens 4,27 metre geride olacaktı.
01:07
That's a lot in sprinter land.
22
55318
1879
Koşucular için bu fark oldukça fazla.
01:09
To give you a sense of how much it is,
23
57197
1503
Bu farkı size hissettirmek için,
01:10
I want to share with you a demonstration
24
58700
1958
Ross Tucker adındaki bir spor
bilim adamı tarafından
bilim adamı tarafından
01:12
conceived by sports scientist Ross Tucker.
25
60658
3012
tasarlanmış bir demoyu sizinle
paylaşmak istiyorum.
paylaşmak istiyorum.
01:15
Now picture the stadium last year
26
63670
2165
Geçen yılki 100 metre
dünya şampiyonasındaki
dünya şampiyonasındaki
01:18
at the world championships of the 100 meters:
27
65835
2629
stadyumu hayal edin:
01:20
thousands of fans waiting with baited breath
28
68464
2099
Binlerce taraftar nefesini tutmuş,
01:22
to see Usain Bolt, the fastest man in history;
29
70563
3474
tarihteki en hızlı adamı, Usain Bolt'u
görmek için bekliyor.
görmek için bekliyor.
01:26
flashbulbs popping as the
nine fastest men in the world
nine fastest men in the world
30
74037
2875
Flaşlar, dünyanın en hızlı dokuz adamının
01:29
coil themselves into their blocks.
31
76912
2563
çıkış takozunun önüne
geçmesiyle patlıyor.
geçmesiyle patlıyor.
01:31
And I want you to pretend
32
79475
1131
Sizden Jesse Owens da bu yarışın
01:32
that Jesse Owens is in that race.
33
80606
2339
içindeymiş gibi hayal etmenizi istiyorum.
01:35
Now close your eyes for a
second and picture the race.
second and picture the race.
34
82945
3245
Şimdi bir saniyeliğine gözlerinizi kapatın
ve yarışı hayal edin.
ve yarışı hayal edin.
01:38
Bang! The gun goes off.
35
86190
1692
Bang! Silah patladı.
01:40
An American sprinter jumps out to the front.
36
87882
2068
Amerikalı bir koşucu ön saflara sıçrıyor.
01:42
Usain Bolt starts to catch him.
37
89950
1950
Usain Bolt onu yakalamaya başladı.
01:44
Usain Bolt passes him, and as
the runners come to the finish,
the runners come to the finish,
38
91900
1621
Usain Bolt onu geçiyor ve
koşucular bitiş çizgisine
koşucular bitiş çizgisine
01:45
you'll hear a beep as each man crosses the line.
39
93521
2677
gelip her biri geçtiğinde
bir bip sesi duyacaksınız.
bir bip sesi duyacaksınız.
01:48
(Beeps)
40
96198
1677
(Bip)
01:50
That's the entire finish of the race.
41
97875
3105
Yarışın sonuna geldik.
01:53
You can open your eyes now.
42
100980
1380
Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz.
01:54
That first beep was Usain Bolt.
43
102360
2610
İlk bip sesi Usain Bolt içindi.
01:57
That last beep was Jesse Owens.
44
104970
2314
Son bip sesi de Jesse Owens için.
01:59
Listen to it again.
45
107284
2177
Tekrar dinleyelim.
02:01
(Beeps)
46
109461
1718
(Bip)
02:03
When you think of it like that,
47
111179
1100
Bunu hesaba kattığınızda,
02:04
it's not that big a difference, is it?
48
112279
2271
arada pek de büyük fark yok,
öyle değil mi?
öyle değil mi?
02:06
And then consider that Usain Bolt started
49
114550
1857
O zaman, Usain Bolt'un kendisini çıkış
02:08
by propelling himself out of blocks
50
116407
2763
takozundan ileriye atıp, insan sınırları
02:11
down a specially fabricated carpet
51
119170
2339
dâhilinde olabildiğince hızlı gitmesi için
02:13
designed to allow him to travel
52
121509
1756
yapılmış özel fabrikasyon bir yol üzerinde
02:15
as fast as humanly possible.
53
123265
2116
yarışa başladığını düşünün.
02:17
Jesse Owens, on the other hand,
54
125381
1671
Öte yandan, Jesse Owens,
02:19
ran on cinders, the ash from burnt wood,
55
127052
3591
cüruf, yanmış odun külü üzerinde koştu.
02:22
and that soft surface stole far more energy
56
130643
2237
Bu yumuşak pist, koştukça bacaklarından
02:25
from his legs as he ran.
57
132880
1777
daha çok enerji çalıyordu.
02:26
Rather than blocks, Jesse
Owens had a gardening trowel
Owens had a gardening trowel
58
134657
2963
Çıkış takozundan ziyade, Jesse Owens'ın
yarışa başlayabilmek
yarışa başlayabilmek
02:29
that he had to use to dig holes
in the cinders to start from.
in the cinders to start from.
59
137620
3827
için cürufun içinde küçük bahçe küreğiyle
çukurlar kazması gerekiyordu.
çukurlar kazması gerekiyordu.
02:33
Biomechanical analysis of the speed
60
141447
2104
Owens'ın eklem hızının biyomekanik
02:35
of Owens' joints shows that had been running
61
143551
2544
analizi, Bolt'la aynı pist üzerinde
02:38
on the same surface as Bolt,
62
146095
1514
yarışmış olsaydı, 4,27 metre
02:39
he wouldn't have been 14 feet behind,
63
147609
2511
geride kalmayacağını gösteriyor,
02:42
he would have been within one stride.
64
150120
2319
bir adımlık mesafede olacaktı.
02:44
Rather than the last beep,
65
152439
1742
Son bipten ziyade,
02:46
Owens would have been the second beep.
66
154181
2940
Owens, ikinci bipin sahibi olabilirdi.
02:49
Listen to it again.
67
157121
2051
Tekrar dinleyelim.
02:51
(Beeps)
68
159172
1738
(Bip)
02:53
That's the difference track
surface technology has made,
surface technology has made,
69
160910
2383
Bu koşu pisti teknolojisinin
yaratmış olduğu bir fark
yaratmış olduğu bir fark
02:55
and it's done it throughout the running world.
70
163293
2279
ve bunu bütün koşu dünyasında yarattı.
02:57
Consider a longer event.
71
165572
1731
Daha uzun bir müsabakayı düşünelim.
02:59
In 1954, Sir Roger Bannister
72
167303
2963
1954'te, Sör Roger Bannister,
03:02
became the first man to run
under four minutes in the mile.
under four minutes in the mile.
73
170266
3177
1,6 km'yi dört dakikanın altında
koşan ilk adam olmuştu.
koşan ilk adam olmuştu.
03:05
Nowadays, college kids do that every year.
74
173443
3050
Günümüzde, üniversite öğrencileri
bunu her sene yapıyor.
bunu her sene yapıyor.
03:08
On rare occasions, a high school kid does it.
75
176493
2553
Daha seyrek olarak, bir lise
öğrencisi de bunu başarıyor.
öğrencisi de bunu başarıyor.
03:11
As of the end of last year,
76
179046
1742
Geçen senenin sonu itibarı ile,
03:12
1,314 men
77
180788
2367
1.314 erkek 1,6 km'yi dört dakika altında
03:15
had run under four minutes in the mile,
78
183155
2215
koşmayı başardı;
03:17
but like Jesse Owens,
79
185370
1450
ama Jesse Owens gibi,
03:19
Sir Roger Bannister ran on soft cinders
80
186820
2742
Sör Roger Bannister de
yumuşak cüruf üzerinde koşmuştu,
yumuşak cüruf üzerinde koşmuştu,
03:21
that stole far more energy from his legs
81
189562
1824
pist bugünün sentetik pistlerinden
03:23
than the synthetic tracks of today.
82
191386
2363
daha çok enerjiyi bacaklarından çalıyordu.
03:25
So I consulted biomechanics experts
83
193749
1500
Sentetik pistler yerine
03:27
to find out how much slower it is to run on cinders
84
195249
2564
cüruf üzerinde koşmanın ne kadar
yavaşlattığını bulmak için
yavaşlattığını bulmak için
03:30
than synthetic tracks,
85
197813
1258
biyomekanik uzmanlarına danıştım.
03:31
and their consensus that it's
one and a half percent slower.
one and a half percent slower.
86
199071
3400
Ortak kararları yüzde 1,5
daha yavaş olduğuydu.
daha yavaş olduğuydu.
03:34
So if you apply a one and a half
percent slowdown conversion
percent slowdown conversion
87
202471
3287
Eğer sentetik pist üzerinde 1,6 km'yi
dört dakika altında koşan
dört dakika altında koşan
03:37
to every man who ran his sub-four mile
88
205758
2186
her adama yüzde 1,5 oranında
bir yavaşlatma
bir yavaşlatma
03:40
on a synthetic track,
89
207944
1444
dönüşümü uygularsanız,
03:41
this is what happens.
90
209388
1696
olacak olan budur.
03:43
Only 530 are left.
91
211084
2329
Geriye sadece 530 tane kaldı.
03:45
If you look at it from that perspective,
92
213413
1397
Olaya bu açıdan baktığınızda,
03:47
fewer than ten new men per [year]
93
214810
2320
Sör Roger Bannister'dan beri,
her yıl on kişiden
her yıl on kişiden
03:49
have joined the sub-four mile club
94
217130
1483
daha azı 1,6 km'yi dört dakika
03:50
since Sir Roger Bannister.
95
218613
2302
altında koşanlar kulübüne katılıyor.
03:53
Now, 530 is a lot more than one,
96
220915
3067
530 sayısı birden çok daha fazladır.
03:56
and that's partly because
there are many more people
there are many more people
97
223982
1516
Bu kısmen böyle, çünkü bugün idman
03:57
training today and they're training more intelligently.
98
225498
2514
yapan çok kişi var ve daha
akıllıca idman yapıyorlar.
akıllıca idman yapıyorlar.
04:00
Even college kids are professional in their training
99
228012
2228
Üniversite öğrencileri bile,
fakültedeki jinekoloji
fakültedeki jinekoloji
04:02
compared to Sir Roger Bannister,
100
230240
1526
derslerini kırıp bir seferde 45 dakika
04:03
who trained for 45 minutes at a time
101
231766
1459
idman yapan Sör Roger Bannister'dan
04:05
while he ditched gynecology lectures in med school.
102
233225
3090
daha profesyonel çalışıyorlar.
04:08
And that guy who won the 1904 Olympic marathon
103
236315
2403
1904 Olimpiyat maratonunu üç buçuk saatlik
04:10
in three in a half hours,
104
238718
1711
dereceyle kazanan o adam,
04:12
that guy was drinking rat poison and brandy
105
240429
2137
pistte koşarken fare zehiri ve
04:14
while he ran along the course.
106
242566
2032
konyak içiyordu.
04:16
That was his idea of a performance-enhancing drug.
107
244598
2623
Bu onun performans artırıcı
ilaç anlayışıydı.
ilaç anlayışıydı.
04:19
(Laughter)
108
247221
2063
(Kahkahalar)
04:21
Clearly, athletes have gotten more savvy
109
249284
1688
Açıkça, atletler performans artırıcı
04:23
about performance-enhancing drugs as well,
110
250972
2474
ilaçlarla ilgili de deneyim kazandılar.
04:25
and that's made a difference
in some sports at some times,
in some sports at some times,
111
253446
2271
Bu durum ara sıra bazı
sporlarda bir fark yarattı;
sporlarda bir fark yarattı;
04:27
but technology has made a difference in all sports,
112
255717
2287
fakat teknoloji daha hızlı kayaklardan
04:30
from faster skis to lighter shoes.
113
258004
2549
daha hafif ayakkabılara kadar
tüm sporlarda fark yarattı.
tüm sporlarda fark yarattı.
04:32
Take a look at the record for
the 100-meter freestyle swim.
the 100-meter freestyle swim.
114
260553
3140
100 metre serbest stil yüzmedeki
rekora bir bakalım.
rekora bir bakalım.
04:35
The record is always trending downward,
115
263693
2647
Rekor sürekli olarak
aşağı düşme eğiliminde,
aşağı düşme eğiliminde,
04:38
but it's punctuated by these steep cliffs.
116
266340
2750
fakat birden düştüğü noktalar var.
04:41
This first cliff, in 1956, is the introduction
117
269090
2921
İlk büyük düşüş, 1956'da,
takla atarak dönmenin
takla atarak dönmenin
04:44
of the flip turn.
118
272011
1229
takdimiyle oluyor.
04:45
Rather than stopping and turning around,
119
273240
2029
Durup geriye dönmekten ziyade,
04:47
athletes could somersault under the water
120
275269
1844
atletler su altında takla atabilir
04:49
and get going right away in the opposite direction.
121
277113
2518
ve ters yönde anında
gitmeye başlayabilirdi.
gitmeye başlayabilirdi.
04:51
This second cliff, the introduction of gutters
122
279631
2792
İkinci büyük düşüş, havuzların yanına
04:54
on the side of the pool
123
282423
1532
olukların uygulanmasıyla olmuştu.
04:56
that allows water to splash off,
124
283955
1557
Bu oluklar, yüzücüleri engelleyen
04:57
rather than becoming turbulence
125
285512
1287
türbülansın oluşmasına
04:58
that impedes the swimmers as they race.
126
286799
2247
engel olmakla beraber suyun
taşmasına izin veriyor.
taşmasına izin veriyor.
05:01
This final cliff,
127
289046
1639
Son büyük düşüş ise,
05:02
the introduction of full-body
128
290685
1186
düşük sürtünmeye sahip,
05:04
and low-friction swimsuits.
129
291871
1897
tüm vücut yüzme giysilerinin
takdimiyle oldu.
takdimiyle oldu.
05:05
Throughout sports, technology has
changed the face of performance.
changed the face of performance.
130
293768
3689
Tüm sporlarda, teknoloji sergilenen
performansı değiştirmiştir.
performansı değiştirmiştir.
05:09
In 1972, Eddy Merckx set the record
131
297457
2776
1972'de, Eddy Merckx bir saat
içinde bisiklet sürerek
içinde bisiklet sürerek
05:12
for the longest distance cycled in one hour
132
300233
2324
alınan en uzun yol rekorunu
05:14
at 30 miles, 3,774 feet.
133
302557
4048
49,431 km ile kırdı.
05:18
Now that record improved and improved
134
306605
2248
Şimdi ise bu rekor, bisikletler geliştikçe,
05:21
as bicycles improved and became more aerodynamic
135
308853
3019
sürekli olarak gelişti ve 1996'da
Eddy Merckx'in
Eddy Merckx'in
05:24
all the way until 1996,
136
311872
1614
1972'deki rekorunu 8 km ilerletip
05:25
when it was set at 35 miles, 1,531 feet,
137
313486
4435
56,794 km'yi bulana kadar
05:30
nearly five miles farther
138
317921
2229
her yönden daha
05:32
than Eddy Merckx cycled in 1972.
139
320150
3145
aerodinamik hâle geldi.
05:35
But then in 2000, the International Cycling Union
140
323295
3423
Ama sonra 2000'de,
Uluslararası Bisiklet Birliği,
Uluslararası Bisiklet Birliği,
05:38
decreed that anyone who wanted to hold that record
141
326718
2508
bu rekoru elinde tutmak isteyen birinin,
05:41
had to do so with essentially the same equipment
142
329226
3072
Eddy Merckx'in 1972'de kullandığı aynı
ekipmanları kullanmak
ekipmanları kullanmak
05:44
that Eddy Merckx used in 1972.
143
332298
2665
zorunda olduğu yönünde karar verdi.
05:47
Where does the record stand today?
144
334963
2255
Peki o rekor bugün nerede duruyor?
05:49
30 miles, 4,657 feet,
145
337218
3622
49,700 kilometrede,
05:53
a grand total of 883 feet
146
340840
3110
Eddy Merckx'in kırktan fazla
yıl önce kırdığı
yıl önce kırdığı
05:56
farther than Eddy Merckx cycled
147
343950
1776
bisiklet sürme rekorundan
05:57
more than four decades ago.
148
345726
1701
topu topu 269 metre daha fazla.
05:59
Essentially the entire improvement in this record
149
347427
2381
Esasında rekordaki tüm gelişmeler,
06:02
was due to technology.
150
349808
2052
teknolojinin sayesindeydi.
06:04
Still, technology isn't the only
thing pushing athletes forward.
thing pushing athletes forward.
151
351860
3170
Yine de atletleri ileri taşıyan
tek şey teknoloji değil.
tek şey teknoloji değil.
06:07
While indeed we haven't evolved
152
355030
1451
Yüzyıl içinde gerçekte yeni bir
06:08
into a new species in a century,
153
356481
1717
türe evrilmemiş olmamıza rağmen,
06:10
the gene pool within competitive sports
154
358198
1960
rekabete dayanan sporların kapsamındaki
06:12
most certainly has changed.
155
360158
2392
gen havuzu kesin suretle değişti.
06:14
In the early half of the 20th century,
156
362550
1909
20. yüzyılın ilk yarısının başlarında,
06:16
physical education instructors and coaches
157
364459
1685
beden eğitimi öğretmenleri ve koçları
06:18
had the idea that the average body type
158
366144
2272
ortalama bir gövde tipinin
tüm atletik çalışmalar
tüm atletik çalışmalar
06:20
was the best for all athletic endeavors:
159
368416
2371
için en iyisi olduğunu düşünüyorlardı:
06:22
medium height, medium weight, no matter the sport.
160
370787
3323
Hangi spor olursa olsun,
ortalama bir boy ve kilo.
ortalama bir boy ve kilo.
06:26
And this showed in athletes' bodies.
161
374110
1972
Bu durum atletlerin
vücutlarında kendini gösterdi.
vücutlarında kendini gösterdi.
06:28
In the 1920s, the average elite high-jumper
162
376082
2253
1920'lerde, ortalama elit
bir yüksek atlamacı
bir yüksek atlamacı
06:30
and average elite shot-putter
were the same exact size.
were the same exact size.
163
378335
3715
ve ortalama elit bir gülle atıcı
tamamıyla aynı ölçülere sahipti.
tamamıyla aynı ölçülere sahipti.
06:34
But as that idea started to fade away,
164
382050
1910
Bu fikir unutulmaya başlandıkça,
06:36
as sports scientists and coaches realized that
165
383960
2076
spor bilimcileri ve koçları
06:38
rather than the average body type,
166
386036
1592
ortalama bir vücut tipinden ziyade,
06:39
you want highly specialized bodies
167
387628
1912
belli atletik nişlere uygun,
06:41
that fit into certain athletic niches,
168
389540
2330
son derece özelleşmiş vücutlar
gerektiğini fark etti.
gerektiğini fark etti.
06:44
a form of artificial selection took place,
169
391870
2305
Bir çeşit yapay seleksiyon meydana geldi,
06:46
a self-sorting for bodies that fit certain sports,
170
394175
2623
belli başlı sporlara uyan vücutlar
kendiliğinden sıralandı
kendiliğinden sıralandı
06:48
and athletes' bodies became
more different from one another.
more different from one another.
171
396798
2660
ve sporcuların vücutları ise birbirinden
daha farklı hâle geldi.
daha farklı hâle geldi.
06:51
Today, rather than the same size
as the average elite high jumper,
as the average elite high jumper,
172
399458
3956
Bugün, ortalama elit bir gülleci,
ortalama elit bir yüksek atlamacının
ortalama elit bir yüksek atlamacının
06:55
the average elite shot-putter
173
403414
1014
boyutlarından,
06:56
is two and a half inches taller
174
404428
1651
6,3 cm daha uzun ve
06:58
and 130 pounds heavier.
175
406079
3089
59 kg daha ağırdır.
07:01
And this happened throughout the sports world.
176
409168
1919
Bu durum tüm spor dünyasında gerçekleşti.
07:03
In fact, if you plot on a height versus mass graph
177
411087
2665
Aslında 20. yüzyılın ilk yarısında,
07:05
one data point for each of two dozen sports
178
413752
2528
iki düzine sporun her birinin
bir veri noktasını gösterdiği
bir veri noktasını gösterdiği
07:08
in the first half of the 20th century, it looks like this.
179
416280
3285
bir boy ve kilo grafiği çizerseniz,
görüntü böyle olur.
görüntü böyle olur.
07:11
There's some dispersal,
180
419565
1485
Biraz yayılma var,
07:13
but it's kind of grouped
around that average body type.
around that average body type.
181
421050
3010
ama ortalama vücut tipinde
gruplaşma var sayılır.
gruplaşma var sayılır.
07:16
Then that idea started to go away,
182
424060
1579
Sonra, bu fikirden vazgeçilmeye başlandı
07:17
and at the same time, digital technology --
183
425639
1701
ve aynı zamanda, dijital teknoloji --
07:19
first radio, then television and the Internet --
184
427340
2207
önce radyo, sonra
televizyon ve internet --
televizyon ve internet --
07:21
gave millions, or in some cases billions, of people
185
429547
2377
milyonlarca ya da bazen milyarlarca insana
07:24
a ticket to consume elite sports performance.
186
431924
3179
elit spor performanslarını
izlemeleri için olanak sağladı.
izlemeleri için olanak sağladı.
07:27
The financial incentives and fame and glory
afforded elite athletes skyrocketed,
afforded elite athletes skyrocketed,
187
435103
3873
Finansal teşvikler, ün ve şöhret elit
atletlerin fırlamalarını sağladı ve
atletlerin fırlamalarını sağladı ve
07:31
and it tipped toward the tiny
upper echelon of performance.
upper echelon of performance.
188
438976
4193
daha üstün bir performansa meylettiler.
07:35
It accelerated the artificial
selection for specialized bodies.
selection for specialized bodies.
189
443169
3427
Bu durum, özelleşmiş vücutlar için yapay
seleksiyonu hızlandırdı.
seleksiyonu hızlandırdı.
07:38
And if you plot a data point for these same
190
446596
1628
İki düzine spor için verileri
07:40
two dozen sports today, it looks like this.
191
448224
3882
bugün için ortaya koyarsak,
grafik şuna benzer.
grafik şuna benzer.
07:44
The athletes' bodies have gotten
192
452106
1427
Sporcuların vücutları birbirinden
07:45
much more different from one another.
193
453533
2194
çok daha farklı duruma gelmiş.
07:47
And because this chart looks like the charts
194
455727
2109
Gördüğümüz grafik, birbirinden uzaklaşan
07:50
that show the expanding universe,
195
457836
1731
galaksilerin içinde olduğu genişleyen
07:51
with the galaxies flying away from one another,
196
459567
2460
evreni gösteren grafiğe benzediğinden,
07:54
the scientists who discovered it call it
197
462027
1644
bunu bulan bilim adamları
şöyle adlandırıyor:
şöyle adlandırıyor:
07:55
"The Big Bang of Body Types."
198
463671
3289
"Vücut tiplerinin büyük patlaması".
07:59
In sports where height is prized, like basketball,
199
466960
2408
Basketbol gibi, boya önem verilen sporlarda,
08:01
the tall athletes got taller.
200
469368
1790
uzun sporcular daha da uzun oldu.
08:03
In 1983, the National Basketball Association
201
471158
3106
1983'te, Ulusal Basketbol Birleşimi
08:06
signed a groundbreaking agreement
202
474264
1323
oyuncuları lige ortak eden,
08:07
making players partners in the league,
203
475587
2052
bilet gelirleri ve televizyon
sözleşmelerinden
sözleşmelerinden
08:09
entitled to shares of ticket revenues
204
477639
1550
pay almalarını sağlayan, çığır açıcı
08:11
and television contracts.
205
479189
1907
bir anlaşma imzaladı.
08:13
Suddenly, anybody who could be an NBA player
206
481096
2203
Birdenbire, NBA oyuncusu
olabilecek birisi,
olabilecek birisi,
08:15
wanted to be,
207
483299
1196
bunu olmak istedi.
08:16
and teams started scouring the globe
208
484495
1846
Takımlar, şampiyonaları
kazanmalarını sağlayacak
kazanmalarını sağlayacak
08:18
for the bodies that could
help them win championships.
help them win championships.
209
486341
2280
vücutları bulmak için dünyayı
arşınlamaya başladı.
arşınlamaya başladı.
08:20
Almost overnight,
210
488621
1743
Neredeyse bir gecede,
08:22
the proportion of men in the NBA
211
490364
1378
boyu en az 2,13 metre olan erkek
08:23
who are at least seven feet tall doubled
212
491742
1892
NBA oyuncularının oranı ikiye
08:25
to 10 percent.
213
493634
1765
katlanarak yüzde ona ulaştı.
08:27
Today, one in 10 men in the NBA
214
495399
2023
Bugün, NBA'da oynayan her 10 erkekten biri
08:29
is at least seven feet tall,
215
497422
2182
en az 2,13 metre boyunda;
08:31
but a seven-foot-tall man is incredibly rare
216
499604
2149
fakat genel nüfus içinde
2,13 metre boyundaki
2,13 metre boyundaki
08:33
in the general population --
217
501753
1519
adamların oranı oldukça az;
08:35
so rare that if you know an American man
218
503272
2650
öyle ki, 20-40 yaşlar arasında, en azından
08:38
between the ages of 20 and 40
219
505922
1405
2,13 metre boyunda olan
08:39
who is at least seven feet tall,
220
507327
2136
Amerikalı bir adam tanıyorsanız,
08:41
there's a 17 percent chance
221
509463
1772
şu an NBA'da oynama şansı
08:43
he's in the NBA right now.
222
511235
1805
yüzde 17'dir.
08:45
(Laughter)
223
513040
2938
(Kahkahalar)
08:48
That is, find six honest seven footers,
224
515978
2876
2,13 metrelik altı kişi
bulursanız, bunlardan
bulursanız, bunlardan
08:51
one is in the NBA right now.
225
518854
3230
birinin NBA'da olduğu anlamına geliyor.
08:54
And that's not the only way that
NBA players' bodies are unique.
NBA players' bodies are unique.
226
522084
2829
NBA oyuncularının boyu, vücutlarındaki
emsalsiz tek öge değil.
emsalsiz tek öge değil.
08:57
This is Leonardo da Vinci's "Vitruvian Man,"
227
524913
2615
Bu, Leonardo da Vinci'nin
"Vitruvius Adamı",
"Vitruvius Adamı",
08:59
the ideal proportions,
228
527528
1423
kulaç uzunluğunun boya
09:01
with arm span equal to height.
229
528951
1999
eşit olduğu ideal oranlar var.
09:03
My arm span is exactly equal to my height.
230
530950
2508
Benim kulaç uzunluğum
tamamen boyuma eşit.
tamamen boyuma eşit.
09:05
Yours is probably very nearly so.
231
533458
2136
Sizinkiler de büyük
ihtimalle buna yakındır.
ihtimalle buna yakındır.
09:07
But not the average NBA player.
232
535594
2162
Fakat ortalama NBA oyuncularınınki değil.
09:09
The average NBA player is a shade under 6'7",
233
537756
2807
Ortalama NBA oyuncusunun
kulaç uzunluğu 2,13 metre iken,
kulaç uzunluğu 2,13 metre iken,
09:12
with arms that are seven feet long.
234
540563
2311
boyu 2 metrenin altındadır.
09:15
Not only are NBA players ridiculously tall,
235
542874
2798
NBA oyuncuları sadece
inanılmaz şekilde uzun değil,
inanılmaz şekilde uzun değil,
09:17
they are ludicrously long.
236
545672
2278
komik bir şekilde uzunlar.
09:20
Had Leonardo wanted to draw
237
547950
1005
Leonardo, Vitruvius bir
09:21
the Vitruvian NBA Player,
238
548955
1975
NBA oyuncusu çizmek isteseydi,
09:23
he would have needed a rectangle and an ellipse,
239
550930
1973
bir yuvarlak ve kareye değil,
bir dikdörtgen
bir dikdörtgen
09:25
not a circle and a square.
240
552903
2782
ve elipse ihtiyacı olurdu.
09:27
So in sports where large size is prized,
241
555685
2165
Büyük boyutların ödüllendirildiği
bir yer olan sporda,
bir yer olan sporda,
09:30
the large athletes have gotten larger.
242
557850
2071
iri atletler giderek büyüdü.
09:32
Conversely, in sports where
diminutive stature is an advantage,
diminutive stature is an advantage,
243
559921
2979
Zıttı şekilde, ufak boyun
bir avantaj olduğu spor dallarında,
bir avantaj olduğu spor dallarında,
09:35
the small athletes got smaller.
244
562900
2217
küçük atletler giderek küçüldü.
09:37
The average elite female gymnast
245
565117
1663
Ortalama seçkin bir kadın jimnastikçi
09:38
shrunk from 5'3" to 4'9" on average
246
566780
2763
30 yıl zarfında, tamamen daha iyi bir
09:41
over the last 30 years,
247
569543
1337
güç-ağırlık oranı elde etmek için
09:43
all the better for their power-to-weight ratio
248
570880
2115
ve havada kolay hareket etmek adına
09:45
and for spinning in the air.
249
572995
1770
ortalama 1,60 metreden
1,45 metreye küçüldü.
1,45 metreye küçüldü.
09:46
And while the large got larger
250
574765
1362
Büyük daha büyük,
09:48
and the small got smaller,
251
576127
1364
küçük daha küçük olurken,
09:49
the weird got weirder.
252
577491
2428
acayip ise daha acayip oldu.
09:52
The average length of the forearm
253
579919
1550
Su topu oyuncusunun tüm koluna
09:53
of a water polo player in relation
254
581469
1751
oranla ortalama ön kol uzunluğu,
09:55
to their total arm got longer,
255
583220
1857
çok daha iyi şiddetle topa vurabilmek
09:57
all the better for a forceful throwing whip.
256
585077
2129
için daha çok arttı.
09:59
And as the large got larger,
257
587206
1727
Büyük daha büyük,
10:01
small got smaller, and the weird weirder.
258
588933
2370
küçük daha küçük ve
acayip daha acayip oldu.
acayip daha acayip oldu.
10:03
In swimming, the ideal body type
259
591303
2193
Yüzmede, ideal vücut şekli, uzun bir gövde
10:05
is a long torso and short legs.
260
593496
1895
ve kısa bacaklardan oluşur.
10:07
It's like the long hull of a canoe
261
595391
1939
Bu şekil, suda yüksek hız yapabilen,
10:09
for speed over the water.
262
597330
1706
uzun bir kano gövdesi gibidir.
10:11
And the opposite is advantageous in running.
263
599036
1765
Tam tersi ise, koşmada avantajlıdır.
10:13
You want long legs and a short torso.
264
600801
2015
Uzun bacaklar ve
kısa bir gövde istersiniz.
kısa bir gövde istersiniz.
10:15
And this shows in athletes' bodies today.
265
602816
2196
Bu resim, atletlerin bugünkü
vücutlarını gösteriyor.
vücutlarını gösteriyor.
10:17
Here you see Michael Phelps,
266
605012
1595
Burada tarihteki en iyi yüzücü
10:18
the greatest swimmer in history,
267
606607
1464
Michael Phelps'i görüyorsunuz,
10:20
standing next to Hicham El Guerrouj,
268
608071
2869
yanındaki ise 1,6 km dünya rekorunu
elinde bulunduran kişi olan
elinde bulunduran kişi olan
10:23
the world record holder in the mile.
269
610940
1987
Hicham El Guerrouj.
10:25
These men are seven inches different in height,
270
612927
2817
Bu iki adamın boyu arasında
18 cm'lik bir fark var;
18 cm'lik bir fark var;
10:27
but because of the body types
271
615744
1202
fakat spor dallarındaki
10:29
advantaged in their sports,
272
616946
1863
vücut şekli avantajlarından
10:31
they wear the same length pants.
273
618809
2388
ötürü aynı boy pantolon giyiyorlar.
10:33
Seven inches difference in height,
274
621197
1494
18 cm boy farkına rağmen,
10:34
these men have the same length legs.
275
622691
2520
bu iki adam aynı boyda bacaklara sahip.
10:37
Now in some cases, the search for bodies
276
625211
1958
Bazı durumlarda, atletik performansı ileri
10:39
that could push athletic performance forward
277
627169
1973
taşıyacak olan bedenler için araştırmalar,
10:41
ended up introducing into the competitive world
278
629142
2643
Kenyalı mesafe koşucuları gibi, daha önce
10:43
populations of people that weren't
previously competing at all,
previously competing at all,
279
631785
3139
yarışmalara hiç katılmamış olan insan
10:47
like Kenyan distance runners.
280
634924
2752
topluluklarını rekabet dünyasına
katmak ile sonuçlandı.
katmak ile sonuçlandı.
10:49
We think of Kenyans as being great marathoners.
281
637676
3330
Kenyalıların iyi maratoncular
olduğunu düşünürken,
olduğunu düşünürken,
10:53
Kenyans think of the Kalenjin tribe
282
641006
2378
Kenyalılar da Kalenjin kabilesinin
iyi maratoncu
iyi maratoncu
10:55
as being great marathoners.
283
643384
2100
olduğunu düşünüyor.
10:57
The Kalenjin make up just 12 percent
284
645484
2095
Kalenjin'ler Kenya nüfusunun yüzde 12'sini
10:59
of the Kenyan population
285
647579
1797
oluşturuyor, fakat seçkin
11:01
but the vast majority of elite runners.
286
649376
2169
koşucuların çoğunluğu Kalenjin.
11:03
And they happen, on average,
287
651545
1306
Ortalama olarak, mutlak
11:05
to have a certain unique physiology:
288
652851
2104
benzersiz bir fiziğe sahip olmak için;
11:07
legs that are very long
289
654955
1081
bacaklar son haddinde
11:08
and very thin at their extremity,
290
656036
2538
çok uzun ve inceler.
11:10
and this is because they have their ancestry
291
658574
1418
Bu durum, atalarının ekvatora yakın,
11:12
at very low latitude
292
659992
1435
çok sıcak ve kuru bir iklimde
11:13
in a very hot and dry climate,
293
661427
2415
yaşamalarından kaynaklanıyor.
11:16
and an evolutionary adaptation to that
294
663842
1890
Evrimsel adaptasyondan açısından,
11:17
is limbs that are very long
295
665732
958
kol ve bacakların çok aşırı
11:18
and very thin at the extremity
296
666690
1519
uzun ve ince olmasının gayesi
11:20
for cooling purposes.
297
668209
1774
vücudu soğutabilmektir.
11:22
It's the same reason that a radiator has long coils,
298
669983
3029
Bir kaloriferin uzun borulara sahip
olmasının nedeni de aynıdır,
olmasının nedeni de aynıdır,
11:25
to increase surface area compared to volume
299
673012
1842
yani ısıyı yayabilmek için hacme göre
11:27
to let heat out,
300
674854
1942
yüzey alanını artırmak için.
11:28
and because the leg is like a pendulum,
301
676796
1513
Bacaklar bir sarkaç gibi olduğundan,
11:30
the longer and thinner it is at the extremity,
302
678309
1657
son haddinde uzun ve ince olan bacaklar,
11:32
the more energy-efficient it is to swing.
303
679966
2779
hareket için daha iyi
enerji verimi sağlar.
enerji verimi sağlar.
11:34
To put Kalenjin running success in perspective,
304
682745
2594
Kalenjin'lerin koşma başarısını
bir perspektife koyarsak,
bir perspektife koyarsak,
11:37
consider that 17 American men in history
305
685339
2727
tarihte maratonu 2 saat 10 dakikanın
11:40
have run faster than two hours and 10 minutes
306
688066
2629
altında koşan 17 Amerikalı koşucu
11:42
in the marathon.
307
690695
1289
olduğunu düşünün.
11:44
That's a four-minute-and-58-second-per-mile pace.
308
691984
3047
Kilometre başına 3 dakika
5 saniye olan bir hız.
5 saniye olan bir hız.
11:47
Thirty-two Kalenjin men did that last October.
309
695031
2935
Öte yandan, 32 Kalenjin bunu
geçtiğimiz Ekim'de yaptılar.
geçtiğimiz Ekim'de yaptılar.
11:50
(Laughter)
310
697966
2094
(Kahkahalar)
11:52
That's from a source population the size
311
700060
1821
Bu sadece Atlanta metropolü
11:54
of metropolitan Atlanta.
312
701881
2827
büyüklüğündeki bir nüfustan kaynaklı.
11:56
Still, even changing technology
313
704708
1574
Teknolojinin ve spordaki gen
11:58
and the changing gene pool in sports
314
706282
1606
havuzunun değişmesi henüz
12:00
don't account for all of the changes in performance.
315
707888
2473
performanstaki tüm değişimi açıklamıyor.
12:02
Athletes have a different mindset than they once did.
316
710361
2890
Sporcular öncekinden
farklı bir zihniyete sahip.
farklı bir zihniyete sahip.
12:05
Have you ever seen in a movie when someone gets
317
713251
1369
Filmlerde, birilerinin elektrik
12:06
an electrical shock
318
714620
1272
şokundan sonra duvara doğru
12:08
and they're thrown across a room?
319
715892
2323
fırladığını daha önce gördünüz mü?
12:10
There's no explosion there.
320
718215
1571
Herhangi bir patlama yok.
12:11
What's happening when that happens is that
321
719786
1238
Burada olan şey,
12:13
the electrical impulse is causing
322
721024
1462
elektrik impalsı kas liflerinin
12:14
all their muscle fibers to twitch at once,
323
722486
2130
tamamının seğirmesine yol açıyor
12:16
and they're throwing themselves across the room.
324
724616
2594
ve bu da duvara fırlamalarına
neden oluyor.
neden oluyor.
12:19
They're essentially jumping.
325
727210
1897
Gerçekte zıplıyorlar.
12:21
That's the power
326
729107
1177
İşte bu insan vücudunun
12:22
that's contained in the human body.
327
730284
1949
içinde saklı olan gücün ta kendisidir.
12:24
But normally we can't access nearly all of it.
328
732233
2227
Normalde, bunun tamamının
yanına bile yaklaşamayız.
yanına bile yaklaşamayız.
12:26
Our brain acts as a limiter,
329
734460
2019
Beynimiz bir sınırlayıcı gibi davranır.
12:28
preventing us from accessing
all of our physical resources,
all of our physical resources,
330
736479
2295
Bizi tüm fiziksel kaynaklarımıza
erişmekten korur.
erişmekten korur.
12:30
because we might hurt ourselves,
331
738774
1241
Çünkü liflerimizi ve bağlarımızı
12:32
tearing tendons or ligaments.
332
740015
1692
yırtıp kendimizi yaralayabiliriz.
12:33
But the more we learn about
how that limiter functions,
how that limiter functions,
333
741707
3023
Öte yandan, bu sınırlayıcının nasıl
çalıştığını daha çok öğrendikçe,
çalıştığını daha çok öğrendikçe,
12:36
the more we learn how we can push it back
334
744730
1880
biraz daha buna nasıl karşı geleceğimizi
12:38
just a bit,
335
746610
1440
öğreniyoruz,
12:40
in some cases by convincing the brain
336
748050
2432
bazı durumlarda, daha fazla zorlandığında
12:42
that the body won't be in mortal danger
337
750482
1774
bedenin ölümcül bir tehlikede
12:44
by pushing harder.
338
752256
1810
olmadığına beyni inandırmak suretiyle.
12:46
Endurance and ultra-endurance sports
339
754066
1619
Dayanıklılık ve ultra-dayanıklılık
12:47
serve as a great example.
340
755685
1572
sporları buna muhteşem bir örnek.
12:49
Ultra-endurance was once thought to be harmful
341
757257
2122
Ultra-dayanıklılık sporlarının
eskiden insan vücudu
eskiden insan vücudu
12:51
to human health,
342
759379
1415
için zararlı olduğunu düşünürdük;
12:52
but now we realize
343
760794
1418
fakat şimdi ultra-dayanıklılık
12:54
that we have all these traits
344
762212
1096
için tüm yeteneklere hepimizin
12:55
that are perfect for ultra-endurance:
345
763308
3104
sahip olduğunu fark ettik:
12:58
no body fur and a glut of sweat glands
346
766412
2924
Vücudumuzda kürk yok ve bizi koşarken
13:01
that keep us cool while running;
347
769336
1616
serin tutan bolca ter bezi var;
13:03
narrow waists and long legs compared to our frames;
348
770952
3400
vücudumuza kıyasla dar belimiz
ve uzun bacaklarımız var;
ve uzun bacaklarımız var;
13:06
large surface area of joints for shock absorption.
349
774352
2918
şok emilimi için geniş yüzey alanlı
eklemlerimiz var.
eklemlerimiz var.
13:09
We have an arch in our foot that acts like a spring,
350
777270
2734
Ayağımızda âdeta yay gibi
davranan bir kavis var;
davranan bir kavis var;
13:12
short toes that are better for pushing off
351
780004
2103
kısa ayak parmakları,
ağaç dallarını kavramaktan
ağaç dallarını kavramaktan
13:14
than for grasping tree limbs,
352
782107
1674
ziyade itmek için daha iyidir
13:15
and when we run,
353
783781
1127
ve koştuğumuzda,
13:17
we can turn our torso and our shoulders
354
784908
1525
başımızı düz tutarken, gövdemizi
13:18
like this while keeping our heads straight.
355
786433
2044
ve omuzlarımızı bu şekilde çevirebiliriz.
13:20
Our primate cousins can't do that.
356
788477
1483
Primat kuzenlerimiz bunu yapamaz.
13:22
They have to run like this.
357
789960
2310
Onlar aynı bu şekilde koşarlar.
13:24
And we have big old butt muscles
358
792270
2066
Biz, koşarken bedenimizi dimdik tutmaya
13:26
that keep us upright while running.
359
794336
2087
yarayan büyük popo kaslarına sahibiz.
13:28
Have you ever looked at an ape's butt?
360
796423
1718
Daha önce maymun poposu gördünüz mü?
13:30
They have no buns because they don't run upright.
361
798141
3005
Dimdik koşmadıklarından
popoları yuvarlak değildir.
popoları yuvarlak değildir.
13:33
And as athletes have realized
362
801146
1387
Atletlerin de fark ettiği üzere,
13:34
that we're perfectly suited for ultra-endurance,
363
802533
2557
biz ultra-dayanıklılık için son derece
uygun olduğumuz için,
uygun olduğumuz için,
13:37
they've taken on feats
364
805090
1047
İspanyol dayanıklılık yarışçısı
13:38
that would have been unthinkable before,
365
806137
2409
Kílian Jornet gibi sporcular daha önce
13:40
athletes like Spanish endurance racer Kílian Jornet.
366
808546
3903
hayal dahi edilemeyen bir başarıyı göğüslediler.
13:44
Here's Kílian running up the Matterhorn.
367
812449
2000
İşte, Kílian Matterhorn'da tırmanırken.
13:46
(Laughter)
368
814449
1512
(Kahkahalar)
13:48
With a sweatshirt there tied around his waist.
369
815961
2609
Uzun kollu giysisiyle
belinden bağlı hâlde.
belinden bağlı hâlde.
13:50
It's so steep he can't even run here.
370
818570
1722
Burası koşulamayacak kadar dik.
13:52
He's pulling up on a rope.
371
820292
1653
Bir halatı çekiyor.
13:54
This is a vertical ascent
372
821945
1337
Burası 2.400 metreden daha
13:55
of more than 8,000 feet,
373
823282
2109
uzun dikey bir tırmanış yolu.
13:57
and Kílian went up and down
374
825391
1667
Kílian'ın dağa tırmanıp geri dönmesi
13:59
in under three hours.
375
827058
2381
üç saat bile sürmedi.
14:01
Amazing.
376
829439
1919
İnanılmaz.
14:03
And talented though he is,
377
831358
1189
Yetenekli olduğu hâlde,
14:04
Kílian is not a physiological freak.
378
832547
2824
Kílian asla fizyolojik bir ucube değil.
14:07
Now that he has done this,
379
835371
1679
Bunu başarmış olduğu için,
14:09
other athletes will follow,
380
837050
1911
diğer atletler onun peşinden gidecek.
14:11
just as other athletes followed
381
838961
1517
Tıpkı 1,6 km'yi dört dakika
14:12
after Sir Roger Bannister
382
840478
1574
altında koşan Sör Roger Bannister'ın
14:14
ran under four minutes in the mile.
383
842052
2138
peşinden gittikleri gibi.
14:16
Changing technology, changing genes,
384
844190
1627
Değişen teknoloji, değişen genler
14:18
and a changing mindset.
385
845817
2398
ve değişen bir zihniyet.
14:20
Innovation in sports,
386
848215
1784
Yeni koşu pistleri
14:22
whether that's new track surfaces
387
849999
1657
veya yeni yüzme teknikleri olsun,
14:23
or new swimming techniques,
388
851656
1464
sporda yenilik,
14:25
the democratization of sport,
389
853120
1870
sporun demokratikleşmesi,
14:27
the spread to new bodies
390
854990
1341
dünyadaki yeni vücutların
14:28
and to new populations around the world,
391
856331
2585
ve yeni insan topluluklarının
yaygınlaşması,
yaygınlaşması,
14:31
and imagination in sport,
392
858916
2053
spordaki hayal gücü,
14:33
an understanding of what the human body
393
860969
1436
insan vücudunun gerçekte neye
14:34
is truly capable of,
394
862405
1781
yetebilir olduğuna dair bir anlayış,
14:36
have conspired to make athletes stronger,
395
864186
1892
sporcuların daha güçlü,
14:38
faster, bolder,
396
866078
2523
daha hızlı, daha dayanıklı ve daha önce
14:40
and better than ever.
397
868601
1977
hiç olmadığı kadar iyi olmasını sağladı.
14:42
Thank you very much.
398
870578
2356
Çok teşekkürler.
14:45
(Applause)
399
872934
3526
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
David Epstein - Sports science reporterDavid Epstein is an investigative reporter who covers the wide-open space where sports, science and medicine overlap.
Why you should listen
David Epstein writes about the developing science around sport -- from performance-enhancing drugs to the lucky genetics that separate a professional athlete from a duffer. A science writer and longtime contributor to Sports Illustrated, he's helped break stories on steroids in baseball, fraudulently marketed health remedies, and big-money irregularities in "amateur" college football. In 2007, inspired by the death of a childhood friend, he wrote a moving exploration of the most common cause of sudden death in young athletes, a hard-to-diagnose heart irregularity known as HCM.
Now an investigative reporter at ProPublica, Epstein is the author of The Sports Gene, a book that explores the complex factors that make up a championship athlete. Is there such a thing as natural greatness, or can even extreme skills -- like the freaky-fast reaction of a hockey great -- be learned? Conversely, is the desire and will to master extreme skills something you're born with?
More profile about the speakerNow an investigative reporter at ProPublica, Epstein is the author of The Sports Gene, a book that explores the complex factors that make up a championship athlete. Is there such a thing as natural greatness, or can even extreme skills -- like the freaky-fast reaction of a hockey great -- be learned? Conversely, is the desire and will to master extreme skills something you're born with?
David Epstein | Speaker | TED.com