ABOUT THE SPEAKER
Siddhartha Mukherjee - Cancer physician and writer
When he’s not ferreting out the links between stem cells and malignant blood disease, Siddhartha Mukherjee writes and lectures on the history (and future) of medicine.

Why you should listen

While discussing a diagnosis with a patient, Siddhartha Mukherjee realized that there were no easy answers to the question, “What is cancer?” Faced with his hesitation, Mukherjee decided to do something about it.

Over the next six years, Mukherjee wrote the influential, Pulitzer-winning The Emperor of All Maladies, a 4,000-year “biography” of cancer. He collaborated with Ken Burns on a six-hour documentary for PBS based on his book, updating the story with recent discoveries in oncology.

In his new TED Book, The Laws of Medicine, he examines the three principles that govern modern medicine -- and every profession that confronts uncertainty and wonder.

More profile about the speaker
Siddhartha Mukherjee | Speaker | TED.com
TED2015

Siddhartha Mukherjee: Soon we'll cure diseases with a cell, not a pill

Siddhartha Mukherjee: Yakında hastalıkları ilaçla değil hücreyle iyileştireceğiz

Filmed:
1,558,042 views

Günümüzdeki tedavi yöntemleri 6 kelimeyle özetleniyor: Hastasınız, ilaç alın, bir şeyleri öldürün! Fakat, doktor Siddhartha Mukherjee, şimdiki tedavi yöntemlerini değişterecek, başkalaştıracak olan geleceğin tıp algısına parmak basıyor.
- Cancer physician and writer
When he’s not ferreting out the links between stem cells and malignant blood disease, Siddhartha Mukherjee writes and lectures on the history (and future) of medicine. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I want to talk to you
about the futuregelecek of medicinetıp.
0
760
4176
Tıbbın geleceği hakkında sizinle konuşmak
istiyorum...
00:16
But before I do that, I want to talk
a little bitbit about the pastgeçmiş.
1
4960
4096
Fakat bunu yapmadan önce,
sizlere tıbbın geçmişinden bahsetmek isterim.
00:21
Now, throughoutboyunca much
of the recentson historytarih of medicinetıp,
2
9080
3616
Tıbbın yakın tarihine boydan boya bakalım.
00:24
we'vebiz ettik thought about illnesshastalık and treatmenttedavi
3
12720
3816
Hastalıklar ve tedavileri hakkında son
00:28
in termsşartlar of a profoundlyderinden simplebasit modelmodel.
4
16560
3376
derece basit modellere dayanarak hüküm
veriyorduk.
00:31
In factgerçek, the modelmodel is so simplebasit
5
19960
2696
Aslında, model o kadar basit ki,
00:34
that you could summarizeözetlemek it in sixaltı wordskelimeler:
6
22680
3056
6 kelimeyle özetleyebilirsiniz.
Hastasınız!
00:37
have diseasehastalık, take pillhap, killöldürmek something.
7
25760
4080
İlaç alın!
Bir şeyleri öldürün!
00:43
Now, the reasonneden
for the dominanceüstünlük of this modelmodel
8
31080
4736
Bu modelin egemen olmasının nedeni
00:47
is of coursekurs the antibioticantibiyotik revolutiondevrim.
9
35840
2616
gayet tabii antibiyotik devrimidir.
00:50
ManyBirçok of you mightbelki not know this,
but we happenolmak to be celebratingkutlama
10
38480
3176
Çoğunuz bunu bilmeyebilir, fakat
antibiyotiklerin ABD'ye
00:53
the hundredthyüzüncü yearyıl of the introductionGiriş
of antibioticsantibiyotikler into the UnitedAmerika StatesBirleşik.
11
41680
4056
gelişinin 100. yılını kutlamak üzereyiz.
00:57
But what you do know
12
45760
1616
Fakat, antibiyotiklerin dönüşümden
00:59
is that that introductionGiriş
was nothing shortkısa of transformativedönüştürücü.
13
47400
4240
başka bir şey olmadığını biliyorsunuz.
01:04
Here you had a chemicalkimyasal,
eitherya from the naturaldoğal worldDünya
14
52880
3856
Elinizde doğadan edinilmiş ya da
01:08
or artificiallyyapay synthesizedsentezlenen
in the laboratorylaboratuvar,
15
56760
2736
sentezlenmiş bir kimyasal olduğunu
farz edelim.
01:11
and it would coursekurs throughvasitasiyla your bodyvücut,
16
59520
3256
Tüm vücudunuzdan geçecek,
01:14
it would find its targethedef,
17
62800
2776
hedefini bulacak,
01:17
lockkilitlemek into its targethedef --
18
65600
1656
onun içinde kendini kilitleyecek--
01:19
a microbemikrop or some partBölüm of a microbemikrop --
19
67280
2216
bir mikrop ya da mikrobun bir kısmı--
01:21
and then turndönüş off a lockkilitlemek and a keyanahtar
20
69520
3440
muhteşem bir ustalık ve seçicilik ile
01:25
with exquisiteenfes deftnessdeftness,
exquisiteenfes specificityözgüllük.
21
73960
3536
anahtar ve kilidi kapatacaktı.
01:29
And you would endson up takingalma
a previouslyÖnceden fatalölümcül, lethalöldürücü diseasehastalık --
22
77520
4296
Böylelikle daha zamanında ölümcül
olarak nitelendirilmiş bir hastalığı -
01:33
a pneumoniazatürree, syphilisFrengi, tuberculosisTüberküloz --
23
81840
3136
zatürre, frengi, verem--
01:37
and transformingdönüştürme that
into a curabletedavi edilebilir, or treatabletedavi edilebilir illnesshastalık.
24
85000
4040
ve antibiyotikleri bu hastalıkları
tedavi edilebilir hastalıklara dönüştürdü.
01:42
You have a pneumoniazatürree,
25
90080
1480
Zatürresiniz diyelim,
01:44
you take penicillinpenisilin,
26
92480
1376
penisilin aldınız,
01:45
you killöldürmek the microbemikrop
27
93880
1536
mikrobu öldürdünüz
01:47
and you cureÇare the diseasehastalık.
28
95440
2136
ve hastalığı tedavi ettiniz.
01:49
So seductivebaştan çıkarıcı was this ideaFikir,
29
97600
2936
Bu fikrin karşı konulmaz oluşu,
01:52
so potentkuvvetli the metaphormecaz of lockkilitlemek and keyanahtar
30
100560
4176
anahtar ve kilit ile bir şeyleri öldürme
metaforunun
01:56
and killingöldürme something,
31
104760
1536
oldukça inandırıcı oluşu,
01:58
that it really sweptsüpürüldü throughvasitasiyla biologyBiyoloji.
32
106320
2016
biyolojide gerçekten hızla yayıldı.
02:00
It was a transformationdönüşüm like no other.
33
108360
2120
Bu diğerlerine benzemeyen bir dönüşümdü.
02:04
And we'vebiz ettik really spentharcanmış the last 100 yearsyıl
34
112160
3176
Son 100 yılımızı bu modeli,
02:07
tryingçalışıyor to replicatetekrarlamak that modelmodel
over and over again
35
115360
3456
bulaşıcı olmayan hastalıkların, diyabet
02:10
in noninfectiousbaslatilan diseaseshastalıklar,
36
118840
1239
hiper tansiyon ve kalp hastalıkları vb.
02:12
in chronicKronik diseaseshastalıklar like diabetesdiyabet
and hypertensionyüksek tansiyon and heartkalp diseasehastalık.
37
120103
4120
kronik hastalıkları tedavi etmek için
defalarca kopyaladık.
02:17
And it's workedişlenmiş,
but it's only workedişlenmiş partlykısmen.
38
125120
3639
İşe yaradı, fakat bir yere kadar.
02:21
Let me showgöstermek you.
39
129120
1656
Size göstermeme izin verin.
02:22
You know, if you take the entiretüm universeEvren
40
130800
2896
Bildiğiniz üzere, insan vücudunda meydana
02:25
of all chemicalkimyasal reactionsreaksiyonları
in the humaninsan bodyvücut,
41
133720
3496
gelen ve insan vücudunda olabilecek
02:29
everyher chemicalkimyasal reactionreaksiyon
that your bodyvücut is capableyetenekli of,
42
137240
3296
tüm kimyasal reaksiyonları ele alırsak,
02:32
mostçoğu people think that that numbernumara
is on the ordersipariş of a millionmilyon.
43
140560
3016
çoğu insan bu sayının yaklaşık
bir milyon olduğunu düşünecektir.
02:35
Let's call it a millionmilyon.
44
143600
1296
Bir milyon diyelim.
02:36
And now you asksormak the questionsoru,
45
144920
1696
Reaksiyonlardan kaçının,
02:38
what numbernumara or fractionkesir of reactionsreaksiyonları
46
146640
2656
tüm ezca ve tıbbi kimya dünyası tarafından
02:41
can actuallyaslında be targetedHedeflenen
47
149320
1816
fiilen hedef alındığı sorusu
02:43
by the entiretüm pharmacopoeiaFarmakopesi,
all of medicinaltıbbi chemistrykimya?
48
151160
4816
aklınızı kurcalıyordur.
02:48
That numbernumara is 250.
49
156000
2040
Bu sayı 250.
02:51
The restdinlenme is chemicalkimyasal darknesskaranlık.
50
159680
2536
Geri kalanı ise kimyasal bir belirsizlik.
02:54
In other wordskelimeler, 0.025 percentyüzde
of all chemicalkimyasal reactionsreaksiyonları in your bodyvücut
51
162240
6176
Diğer bir deyişle, vücudunuzda meydana
gelen tüm kimyasal reaksiyonların %0.025'i
03:00
are actuallyaslında targetabletargetable
by this lockkilitlemek and keyanahtar mechanismmekanizma.
52
168440
4120
anahtar ve kilit mekanizması ile bilfiil
hedef alınabilir.
03:05
You know, if you think
about humaninsan physiologyfizyoloji
53
173680
3056
İnsan fizyolojisini, birbiriyle etkileşen
03:08
as a vastgeniş globalglobal telephonetelefon network
54
176760
3456
ağlar ve parçalar içeren, engin bir
03:12
with interactingetkileşim nodesdüğümleri
and interactingetkileşim piecesparçalar,
55
180240
3880
evrensel telefon şebekesi olarak
düşündüğünüzde,
03:16
then all of our medicinaltıbbi chemistrykimya
56
184600
3176
tüm tıbbi kimyamız bu şebekenin
03:19
is operatingişletme on one tinyminik cornerköşe
57
187800
2256
bir kenarındaki veya başka bir kenarındaki
03:22
at the edgekenar, the outerdış edgekenar,
of that network.
58
190080
2696
ufak bir köşede işlerini yürütüyor.
03:24
It's like all of our
pharmaceuticalfarmasötik chemistrykimya
59
192800
3816
İlaçlarla alakalı tüm kimyamız, Wichita,
Kansas'taki,
03:28
is a polekutup operatorOperatör in WichitaWichita, KansasKansas
60
196640
3776
10 ila 15 telefon hattını tamir eden
03:32
who is tinkeringmüdahalesi with about
10 or 15 telephonetelefon lineshatlar.
61
200440
2960
bir telefon direği operatörüne benziyor.
03:36
So what do we do about this ideaFikir?
62
204880
2160
Peki, bu yaklaşım hakkında ne yapmalıyız?
03:40
What if we reorganizedyeniden düzenlenmiş this approachyaklaşım?
63
208160
2360
Bu yaklaşımı yeniden düzenlesek ne olur?
03:44
In factgerçek, it turnsdönüşler out
that the naturaldoğal worldDünya
64
212080
3376
Aslında, anlaşılan o ki hastalık üzerinde;
03:47
givesverir us a senseduyu of how one
mightbelki think about illnesshastalık
65
215480
5056
doğal yaşam bizlere hastalık, ilaç, hedef
üçlüsünden çok daha farklı bir
03:52
in a radicallykökünden differentfarklı way,
66
220560
1656
03:54
ratherdaha doğrusu than diseasehastalık, medicinetıp, targethedef.
67
222240
3720
yaklaşımda düşünmemize olanak sağlıyor.
03:59
In factgerçek, the naturaldoğal worldDünya
is organizedörgütlü hierarchicallyhiyerarşik olarak upwardsyukarı doğru,
68
227080
3376
Aslında, doğa yukarıya doğru giden
hiyerarşik bir düzende kurulmuş.
04:02
not downwardsaşağıya doğru, but upwardsyukarı doğru,
69
230480
1856
Aşağı doğru değil yukarı doğru.
04:04
and we beginbaşla with a self-regulatingkendi kendini düzenleyen,
semi-autonomousyarı özerk unitbirim calleddenilen a cellhücre.
70
232360
6240
Biz de adına hücre dediğimiz, otomatik,
yarı otonom bir birim ile işe başladık.
04:11
These self-regulatingkendi kendini düzenleyen,
semi-autonomousyarı özerk unitsbirimler
71
239640
3216
Bu otomatik, yarı otonom birimler,
04:14
give riseyükselmek to self-regulatingkendi kendini düzenleyen,
semi-autonomousyarı özerk unitsbirimler calleddenilen organsorganları,
72
242880
4816
organ adını verdiğimiz otomatik,
yarı otonom başka birimleri,
04:19
and these organsorganları coalescebirleşim
to formform things calleddenilen humansinsanlar,
73
247720
3000
bu organlar da birleşip insan denen
şeyleri meydana getiriyor.
04:23
and these organismsorganizmalar
ultimatelyen sonunda livecanlı in environmentsortamları,
74
251920
3896
Bu organizmalar da en nihayetinde
kısmen otomatik ve yarı otonom
04:27
whichhangi are partlykısmen self-regulatingkendi kendini düzenleyen
and partlykısmen semi-autonomousyarı özerk.
75
255840
3600
özelliği gösteren bir çevrede yaşıyorlar.
04:32
What's niceGüzel about this schemedüzen,
this hierarchicalhiyerarşik schemedüzen
76
260920
2816
Bu hiyerarşik düzenin aşağı değil de
04:35
buildingbina upwardsyukarı doğru ratherdaha doğrusu than downwardsaşağıya doğru,
77
263760
2696
yukarı doğru şekillenmesinin güzel yanı,
04:38
is that it allowsverir us
to think about illnesshastalık as well
78
266480
3376
hastalıklar hakkında herhangi başka bir
yolla düşünmeye
04:41
in a somewhatbiraz differentfarklı way.
79
269880
1334
imkan tanıyor olması.
04:44
Take a diseasehastalık like cancerkanser.
80
272400
2120
Kanseri ele alalım.
04:48
SinceBeri the 1950s,
81
276120
1296
1950'lerden beri,
04:49
we'vebiz ettik trieddenenmiş ratherdaha doğrusu desperatelyumutsuzca to applyuygulamak
this lockkilitlemek and keyanahtar modelmodel to cancerkanser.
82
277440
5527
kanseri tedavi etmek için, umutsuzca bu
anahtar ve kilit modelini deniyoruz.
04:54
We'veBiz ettik trieddenenmiş to killöldürmek cellshücreler
83
282991
2889
Çeşitli kemoterapileri ve hedefe odaklı
04:57
usingkullanma a varietyvaryete of chemotherapieschemotherapies
or targetedHedeflenen therapiesterapiler,
84
285905
4347
tedavileri kullanarak hücreleri
öldürmeyi deniyoruz.
05:02
and as mostçoğu of us know, that's workedişlenmiş.
85
290276
2420
Çoğumuzun bildiği gibi, işe de yaradı.
05:04
It's workedişlenmiş for diseaseshastalıklar like leukemiaLösemi.
86
292720
1858
Lösemi gibi hastalıklarda işe yaradı.
05:06
It's workedişlenmiş for some formsformlar
of breastmeme cancerkanser,
87
294602
2374
Meme kanserinin bazı formlarında
da işe yaradı.
05:09
but eventuallysonunda you runkoş
to the ceilingtavan of that approachyaklaşım.
88
297000
3736
Ancak sonunda bu yaklaşımın gidebileceği
azami sınıra ulaşmış olduk.
05:12
And it's only in the last 10 yearsyıl or so
89
300760
2496
Sadece aşağı yukarı son 10 yıldır,
05:15
that we'vebiz ettik begunbaşladı to think
about usingkullanma the immunebağışık systemsistem,
90
303280
3136
kanser hücrelerinin bir boşlukta
gelişmediğini hatırlayarak
05:18
rememberinganımsama that in factgerçek the cancerkanser cellhücre
doesn't growbüyümek in a vacuumvakum.
91
306440
3096
bağışıklık sistemini kullanmayı
düşünmeye başladık.
05:21
It actuallyaslında growsbüyür in a humaninsan organismorganizma.
92
309560
2056
Gerçekten insan vücudunda gelişiyorlar.
05:23
And could you use the organismalorganizma capacitykapasite,
93
311640
2296
Kansere saldırtmak üzere insanoğlunun
sahip
05:25
the factgerçek that humaninsan beingsvarlıklar
have an immunebağışık systemsistem, to attacksaldırı cancerkanser?
94
313960
3143
olduğu bağışıklık sistemi
kapasitesini kullanır mıydınız?
05:29
In factgerçek, it's led to the some of the mostçoğu
spectacularmuhteşem newyeni medicinesilaçlar in cancerkanser.
95
317127
4200
Bu durum, kanser tedavisinde bazı mükemmel
yeni ilaçların doğmasını sağladı.
05:34
And finallyen sonunda there's the levelseviye
of the environmentçevre, isn't there?
96
322480
3334
Nihayet ortamla eşit yerdeyiz,
öyle değil mi?
05:38
You know, we don't think of cancerkanser
as alteringdeğiştirme the environmentçevre.
97
326160
2976
Ortamı değiştirerek kanser olacağımızı
aklımızdan geçirmiyoruz.
05:41
But let me give you an exampleörnek
of a profoundlyderinden carcinogenickanserojen environmentçevre.
98
329160
4896
Oldukça kanser yapıcı bir ortam
örneğini vermeme izin verin.
05:46
It's calleddenilen a prisonhapis.
99
334080
1200
Buna hapishane deniyor.
05:48
You take lonelinessyalnızlık, you take depressiondepresyon,
you take confinementdoğumdan,
100
336160
5136
Yalnızsınız, depresyondasınız ve
sınırlandırıldığınızı hissediyorsunuz.
05:53
and you addeklemek to that,
101
341320
1200
Bir de buna,
05:55
rolledhaddelenmiş up in a little
whitebeyaz sheettabaka of paperkâğıt,
102
343400
2560
küçük beyaz kağıt parçasına sarılmış olan,
05:59
one of the mostçoğu potentkuvvetli neurostimulantsneurostimulants
that we know, calleddenilen nicotinenikotin,
103
347000
3776
en güçlü nörostimulanlardan biri olan
nikotini ekleyin.
06:02
and you addeklemek to that one of the mostçoğu potentkuvvetli
addictivebağımlılık yapan substancesmaddeler that you know,
104
350800
4936
Yine bildiğiniz en güçlü bağımlılık
yapıcı maddelerden birisini ekleyin.
06:07
and you have
a pro-carcinogenicPro-kanserojen environmentçevre.
105
355760
2796
Artık kanser yapıcı bir ortamınız var.
06:11
But you can have anti-carcinogenicAnti-kanserojen
environmentsortamları too.
106
359520
2456
Öte yandan kanser önleyici
ortamlarınız da var.
06:14
There are attemptsdenemeler to createyaratmak milieusni,
107
362000
2696
Bir süredir, meme kanseri için
hormonal çevreyi
06:16
changedeğişiklik the hormonalhormonal milieuçevre
for breastmeme cancerkanser, for instanceörnek.
108
364720
2762
değiştirmek amaçlı yapılan çok
sayıda girişim oldu.
06:20
We're tryingçalışıyor to changedeğişiklik the metabolicmetabolik
milieuçevre for other formsformlar of cancerkanser.
109
368440
3416
Kanserin diğer formları için de metabolik
çevreyi değiştirmeye çalışıyoruz.
06:23
Or take anotherbir diğeri diseasehastalık, like depressiondepresyon.
110
371880
2416
Ya da depresyon gibi başka bir
hastalığı ele alalım.
06:26
Again, workingçalışma upwardsyukarı doğru,
111
374320
2656
Yine, yukarıya doğru bir gidiş var.
06:29
sincedan beri the 1960s and 1970s,
we'vebiz ettik trieddenenmiş, again, desperatelyumutsuzca
112
377000
4016
1960 ve 1970'lerden beri serotonin
ve dopamin gibi
06:33
to turndönüş off moleculesmoleküller
that operateişletmek betweenarasında nervesinir cellshücreler --
113
381040
4176
sinir hücreleri arasında bağlantı
sağlayan molekülleri
06:37
serotoninserotonin, dopaminedopamin --
114
385240
2176
umutsuzca devre dışı bırakmaya
ve depresyonu
06:39
and trieddenenmiş to cureÇare depressiondepresyon that way,
115
387440
1816
bu yolla tedavi etmeye çalıştık.
06:41
and that's workedişlenmiş,
but then that reachedulaştı the limitsınır.
116
389280
2440
İşe yaradı ancak sonrasında azami
sınırına ulaştı.
06:45
And we now know that what you
really probablymuhtemelen need to do
117
393000
2620
Ve biliyoruz ki şimdi yapmamız gereken
06:47
is to changedeğişiklik the physiologyfizyoloji
of the organorgan, the brainbeyin,
118
395644
2972
beynin, organın fizyolojisini değiştirmek
06:50
rewirerewire it, remodelyeni model it,
119
398640
2136
yeniden döşemek, yeniden yapılandırmak,
06:52
and that, of coursekurs,
we know studyders çalışma uponüzerine studyders çalışma has showngösterilen
120
400800
2576
ve evet, yapılan araştırmalar gösteryor ki
06:55
that talk therapyterapi does exactlykesinlikle that,
121
403400
1715
konuşma terapisi tam olarak bunu yapar,
06:57
and studyders çalışma uponüzerine studyders çalışma
has showngösterilen that talk therapyterapi
122
405139
2256
ve yapılan araştırmalar
yine gösteriyor ki,
06:59
combinedkombine with medicinesilaçlar, pillshaplar,
123
407419
3117
ilaç tedavisi konuşma
terapisiyle birleştirildiğinde
07:02
really is much more effectiveetkili
than eitherya one aloneyalnız.
124
410560
2429
sonuç çok daha etkili oluyor.
07:05
Can we imaginehayal etmek a more immersivesürükleyici
environmentçevre that will changedeğişiklik depressiondepresyon?
125
413840
3576
Depresyonu yok edecek daha etkili
bir ortam hayal edebiliyor musunuz?
07:09
Can you lockkilitlemek out the signalssinyalleri
that elicittemin depressiondepresyon?
126
417440
4056
Depresyona yol açan
sinyalleri durdurabilir misiniz?
Yine, bu hiyerarşik düzende
yukarıya doğru hareket etmek.
07:13
Again, movinghareketli upwardsyukarı doğru alonguzun bir this
hierarchicalhiyerarşik chainzincir of organizationorganizasyon.
127
421520
5480
07:19
What's really at stakekazık perhapsbelki here
128
427760
2696
Burda asıl söz konusu olan
07:22
is not the medicinetıp itselfkendisi but a metaphormecaz.
129
430480
3256
tıbbın kendisi değil, aslında bir metafor
07:25
RatherDaha doğrusu than killingöldürme something,
130
433760
2056
Bir şeyleri öldürmekten ziyade,
07:27
in the casedurum of the great
chronicKronik degenerativedejeneratif diseaseshastalıklar --
131
435840
3696
belki de asıl yapmamız gereken metaforu
07:31
kidneyböbrek failurebaşarısızlık, diabetesdiyabet,
hypertensionyüksek tansiyon, osteoarthritisOsteoartrit --
132
439560
3496
-böbrek yetmezliği, hiper tansiyon
kemik erimesi vb.- ciddi kronik hastalıkların
07:35
maybe what we really need to do is changedeğişiklik
the metaphormecaz to growingbüyüyen something.
133
443080
3572
tedavisinde kullanmak için bir şeyleri
büyütme amacı için kullanmaktır.
07:38
And that's the keyanahtar, perhapsbelki,
134
446676
1940
Ve belki de asıl kilit nokta
07:40
to reframingReframing our thinkingdüşünme about medicinetıp.
135
448640
2496
tıbba olan bakış acımızı yenilemektir.
07:43
Now, this ideaFikir of changingdeğiştirme,
136
451160
3456
Şimdi, bu algıyı değiştirme fikri,
07:46
of creatingoluşturma a perceptualalgısal
shiftvardiya, as it were,
137
454640
2336
10 yıl önce aklıma kişisel nedenlerden
07:49
camegeldi home to me to roosttünek in a very
personalkişisel mannertavır about 10 yearsyıl agoönce.
138
457000
3296
dolayı geldi.
07:52
About 10 yearsyıl agoönce --
I've been a runnerRunner mostçoğu of my life --
139
460320
2776
10 yıl kadar önce --
Hayatımda uzun süre koşmuşumdur --
07:55
I wentgitti for a runkoş, a SaturdayCumartesi morningsabah runkoş,
140
463120
1976
Bir cumartesi sabahı, koşuya çıktım,
07:57
I camegeldi back and wokeuyandı up
and I basicallytemel olarak couldn'tcould movehareket.
141
465120
2656
geri geldim ve uyandım
ve hareket edemedim.
07:59
My right kneediz was swollenşişmiş up,
142
467800
2016
Sağ dizim şişmişti ve
08:01
and you could hearduymak that ominousuğursuz crunchçatırtı
of bonekemik againstkarşısında bonekemik.
143
469840
3520
kemiklerimin çıtırdağını duyabiliyordum.
08:06
And one of the perksikramiyesiz of beingolmak a physicianhekim
is that you get to ordersipariş your ownkendi MRIsMRI.
144
474240
4896
Ve hekim olmanın avantajlarından biri de
kendi MR'ınızı yazabilmenizdir.
08:11
And I had an MRIMRI the nextSonraki weekhafta,
and it lookedbaktı like that.
145
479160
3976
Bir hafta sonra MR çekildim
ve sonuç buydu.
08:15
EssentiallyAslında, the meniscusMenisküs of cartilagekıkırdak
that is betweenarasında bonekemik
146
483160
4296
Sonunda,iki kemiğin arasında bulunan Menisküs
08:19
had been completelytamamen tornyırtık
and the bonekemik itselfkendisi had been shatteredparamparça.
147
487480
3416
tamamen yırtılmış ve kemik çatlamış.
08:22
Now, if you're looking at me
and feelingduygu sorry,
148
490920
2456
Eğer bana bakıp üzülüyorsanız
08:25
let me tell you a fewaz factsGerçekler.
149
493400
1816
size bir kaç gerçekten bahsedeyim.
08:27
If I was to take an MRIMRI
of everyher personkişi in this audienceseyirci,
150
495240
4176
Seyircilerin hepsinin MR'ını çeksem
08:31
60 percentyüzde of you would showgöstermek signsişaretler
151
499440
2056
yüzde 60 oranında
08:33
of bonekemik degenerationdejenerasyon
and cartilagekıkırdak degenerationdejenerasyon like this.
152
501520
2776
bunun gibi kemik ve kıkırdak
dejenerasyonu işaretleri gözükecektir.
08:36
85 percentyüzde of all womenkadınlar by the ageyaş of 70
153
504320
3776
70'li yaşlardaki kadınların yüzde 80'i
08:40
would showgöstermek moderateılımlı to severeşiddetli
cartilagekıkırdak degenerationdejenerasyon.
154
508120
3256
orta ve aşırı şiddette kıkırdak
dejenerasyonu görülmektedir.
08:43
50 to 60 percentyüzde
of the menerkekler in this audienceseyirci
155
511400
2296
Seyirciler arasındaki erkeklerin
yüzde 50-60 oranında
08:45
would alsoAyrıca have suchböyle signsişaretler.
156
513720
1336
bu belirtiler olacaktır.
08:47
So this is a very commonortak diseasehastalık.
157
515080
1776
Yani bu çok yaygın bir hastalık.
08:48
Well, the secondikinci perkdikmek of beingolmak a physicianhekim
158
516880
2096
Hekim olmanın ikinci faydası da
08:51
is that you can get
to experimentdeney on your ownkendi ailmentshastalık.
159
519000
3135
kendi hastalığınız üzerinde
deneyler yapabilmenizdir.
08:54
So about 10 yearsyıl agoönce we beganbaşladı,
160
522159
2217
Yaklaşık 10 yıl önce,
08:56
we broughtgetirdi this processsüreç
into the laboratorylaboratuvar,
161
524400
2416
bu işlemi laboratuvara getirdik
08:58
and we beganbaşladı to do simplebasit experimentsdeneyler,
162
526840
2016
ve basit deneyler yapmaya başladık
09:00
mechanicallymekanik olarak tryingçalışıyor
to fixdüzeltmek this degenerationdejenerasyon.
163
528880
2456
ve mekanik olarak bu dejenerasyonu
onarmaya çalıştık.
09:03
We trieddenenmiş to injectenjekte etmek chemicalskimyasallar
into the kneediz spacesalanlarda of animalshayvanlar
164
531360
4816
Hayvanların diz boşluklarına
kimyasallar enjekte etmeye,
09:08
to try to reverseters cartilagekıkırdak degenerationdejenerasyon,
165
536200
2656
kıkırdak dejenerasyonunu
geri çevirmeye çalıştık,
09:10
and to put a shortkısa summaryÖzeti
on a very long and painfulacı verici processsüreç,
166
538880
4536
çok uzun ve acı verici bir işlemi
özetlemek gerekirse
09:15
essentiallyesasen it camegeldi to naughtboş yere buraya.
167
543440
1776
aslında boşa çıktı.
09:17
Nothing happenedolmuş.
168
545240
1200
Hiçbir şey olmadı.
09:18
And then about sevenYedi yearsyıl agoönce,
we had a researchAraştırma studentÖğrenci from AustraliaAvustralya.
169
546880
4776
Ve yaklaşık yedi yıl önce, Avustralya'dan
bir araştırma öğrencimiz vardı.
09:23
The niceGüzel thing about AustraliansAvustralyalılar
170
551680
1525
Avustralya'lıların en iyi yanı
09:25
is that they're habituallyalışkanlıkla used to
looking at the worldDünya upsideüst taraf down.
171
553205
3316
alışkanlıkları gereği
dünyaya tepetaklak bakmalarıdır.
09:28
(LaughterKahkaha)
172
556546
1157
(Gülüşmeler)
09:29
And so DanDan suggestedönerdi to me, "You know,
maybe it isn't a mechanicalmekanik problemsorun.
173
557727
4089
Ve Dan bana "Belki bu mekanik
bir problem değildir.
09:33
Maybe it isn't a chemicalkimyasal problemsorun.
Maybe it's a stemkök cellhücre problemsorun."
174
561840
4000
Belki kimyasal bir problem değildir.
Belki bu bir kök hücre problemidir." dedi.
09:39
In other wordskelimeler, he had two hypotheseshipotezler.
175
567760
1896
Diğer bir deyişle, elinde iki hipotez vardı:
09:41
NumberNumarası one, there is suchböyle a thing
as a skeletaliskelet stemkök cellhücre --
176
569680
3816
Birincisi, iskelet kök hücresi diye bir şey var --
09:45
a skeletaliskelet stemkök cellhücre that buildskurar up
the entiretüm vertebrateomurgalılar skeletoniskelet,
177
573520
3520
tüm omurga iskelet, kemik, kıkırdak
ve iskeletin lif unsurlarını
09:49
bonekemik, cartilagekıkırdak and the fibrousfibröz
elementselementler of skeletoniskelet,
178
577064
2532
inşa eden bir iskelet kök hücresi.
09:51
just like there's a stemkök cellhücre in bloodkan,
179
579620
1865
Tıpkı kandaki bir kök hücresi gibi,
09:53
just like there's a stemkök cellhücre
in the nervoussinir systemsistem.
180
581510
2435
tıpkı sinir sistemindeki kök hücresi gibi.
09:55
And two, that maybe that, the degenerationdejenerasyon
or dysfunctionfonksiyon bozukluğu of this stemkök cellhücre
181
583969
3560
İkincisi, belki de, bu kök hücresinin
dejenerasyonu veya işlev bozukluğu
09:59
is what's causingneden olan osteochondralosteokondral arthritisartrit,
a very commonortak ailmenthastalık.
182
587554
3502
osteokondral artirite neden olan şeydir.
10:03
So really the questionsoru was,
were we looking for a pillhap
183
591080
3216
Yani asıl soru şuydu:
10:06
when we should have really
been looking for a cellhücre.
184
594320
2616
Bir hücre aramamız gerekirken
acaba bir ilaç mı arıyorduk?
10:08
So we switchedanahtarlamalı our modelsmodeller,
185
596960
2856
Bu nedenle modellerimizi değiştirdik ve
10:11
and now we beganbaşladı
to look for skeletaliskelet stemkök cellshücreler.
186
599840
3120
iskelet kök hücrelerine bakmaya başladık.
10:15
And to cutkesim again a long storyÖykü shortkısa,
187
603560
2496
Ve uzun lafın kısası,
10:18
about fivebeş yearsyıl agoönce,
we foundbulunan these cellshücreler.
188
606080
2920
beş yıl önce, bu hücreleri bulduk.
10:21
They livecanlı insideiçeride the skeletoniskelet.
189
609800
2496
İskeletin içinde yaşıyorlar.
10:24
Here'sİşte a schematicşematik and then
a realgerçek photographfotoğraf of one of them.
190
612320
2896
İşte burada onlardan birinin şematiği
ve gerçek fotoğrafı.
10:27
The whitebeyaz stuffşey is bonekemik,
191
615240
1936
Beyaz nesne kemik
10:29
and these redkırmızı columnssütunlar that you see
and the yellowSarı cellshücreler
192
617200
3016
ve gördüğünüz bu kırmızı sütun
ve sarı hücreler
10:32
are cellshücreler that have arisenortaya çıktığı
from one singletek skeletaliskelet stemkök cellhücre --
193
620240
3256
tek bir kök hücreden
meydana gelmiş hücrelerdir --
10:35
columnssütunlar of cartilagekıkırdak, columnssütunlar of bonekemik
cominggelecek out of a singletek cellhücre.
194
623520
3296
kıkırdak sütunları, kemik sütunları
tek bir hücreden geliyor.
10:38
These cellshücreler are fascinatingbüyüleyici.
They have fourdört propertiesözellikleri.
195
626840
3296
Bu hücreler hayret verici.
Dört özellikleri var.
10:42
NumberNumarası one is that they livecanlı
where they're expectedbeklenen to livecanlı.
196
630160
3776
Birincisi, olmaları beklenen yerde yaşıyorlar.
10:45
They livecanlı just underneathaltında
the surfaceyüzey of the bonekemik,
197
633960
2376
Kemiğin hemen alt yüzeyinde yaşıyorlar,
10:48
underneathaltında cartilagekıkırdak.
198
636360
1536
kıkırdağın altında.
10:49
You know, in biologyBiyoloji,
it's locationyer, locationyer, locationyer.
199
637920
2620
Biyolojide, mesele konum, konum, konumdur.
10:52
And they movehareket into the appropriateuygun areasalanlar
and formform bonekemik and cartilagekıkırdak.
200
640564
4252
Uygun alanlara gider ve
kemik ve kıkırdak oluşturur.
10:56
That's one.
201
644840
1256
Bu bir.
10:58
Here'sİşte an interestingilginç propertyözellik.
202
646120
1536
İlginç bir özellik ise şöyle.
10:59
You can take them out
of the vertebrateomurgalılar skeletoniskelet,
203
647680
2656
Onları omurgadan alabiliyorsunuz,
11:02
you can culturekültür them
in petriPetri dishesbulaşıklar in the laboratorylaboratuvar,
204
650360
2576
laboratuvarda petri kabı içinde
üretebiliyorsunuz
11:04
and they are dyingölen to formform cartilagekıkırdak.
205
652960
1976
ve kıkırdak oluşturmak için ölüyorlar.
11:06
RememberHatırlıyorum how we couldn'tcould
formform cartilagekıkırdak for love or moneypara?
206
654960
2722
Aşk ve para için kıkırdak ...
11:09
These cellshücreler are dyingölen to formform cartilagekıkırdak.
207
657706
1919
Bu hücreler kıkırdak oluşturmak için ölüyor.
11:11
They formform theironların ownkendi furlsfurls
of cartilagekıkırdak around themselveskendilerini.
208
659650
3005
Çevreleri özel bir kıkırdakla sarılı.
11:14
They're alsoAyrıca, numbernumara threeüç,
209
662680
1616
Onlar aynı zamanda, numara üç,
11:16
the mostçoğu efficientverimli repairersrepairers
of fractureskırıklar that we'vebiz ettik ever encounteredkarşılaşılan.
210
664320
4176
şimdiye kadar karşılaşabileceğiniz
en iyi tamirciler.
11:20
This is a little bonekemik,
a mousefare bonekemik that we fracturedkırık
211
668520
3296
Bu küçük bir kemik,
Kırdığımız ve kendi kendine iyileşmeye
11:23
and then let it healiyileşmek by itselfkendisi.
212
671840
1536
bıraktığımız bir fare kemiği.
11:25
These stemkök cellshücreler have come in
and repairedonarılmış, in yellowSarı, the bonekemik,
213
673400
3016
Bu kök hücrelere kırığa ulaştı ve nerdeyse
11:28
in whitebeyaz, the cartilagekıkırdak,
almostneredeyse completelytamamen.
214
676440
2616
tamamen onardı, sarı-kemik, beyaz -kıkırdak.
11:31
So much so that if you labeletiket them
with a fluorescentFloresan dyeboya
215
679080
3536
O kadar çok ki hücre oluşturdular ki,
eğer florasan bir boyayla onları boyarsanız,
11:34
you can see them like some kindtür
of peculiartuhaf cellularhücresel gluetutkal
216
682640
3736
onların acayip bir yapı oluşturduklarını,
adeta hücresek bir yapıştırıcıya dönmelerini
11:38
cominggelecek into the areaalan of a fracturekırık,
217
686400
1856
kırığın bulunduğu bölgeye gelmelerini
11:40
fixingsabitleme it locallylokal olarak
and then stoppingDurduruluyor theironların work.
218
688280
2976
kırığı tamir ettiklerini ve çalışmayı
bıraktıklarını görebilirsiniz.
11:43
Now, the fourthdördüncü one is the mostçoğu ominousuğursuz,
219
691280
2336
Şimdi, dördüncü ve belki de en korkunç
11:45
and that is that theironların numberssayılar
declinedüşüş precipitouslyprecipitously,
220
693640
4136
özellikleri ise, bu hücrelerin sayısının
11:49
precipitouslyprecipitously, tenfoldon kat,
fiftyfoldfiftyfold, as you ageyaş.
221
697800
4696
siz yaşlandıkça, aniden, 10 kat, 50 kat azalması.
11:54
And so what had happenedolmuş, really,
222
702520
1576
Ve gerçekten, düşünün bir, ne olur
11:56
is that we foundbulunan ourselveskendimizi
in a perceptualalgısal shiftvardiya.
223
704120
2856
eğer biz kendimizi bu algısal değişimde bulursak?
11:59
We had gonegitmiş huntingavcılık for pillshaplar
224
707000
2736
Biz ilaç bulmak için yola çıktık,
12:01
but we endedbitti up findingbulgu theoriesteoriler.
225
709760
2496
ama işin sonunda yeni teoriler bulduk.
12:04
And in some waysyolları
226
712280
1216
Ve bir şekilde kendimizi
12:05
we had hookedbağlanmış ourselveskendimizi
back ontoüstüne this ideaFikir:
227
713520
2616
şu fikri yeniden düşünürken bulduk:
12:08
cellshücreler, organismsorganizmalar, environmentsortamları,
228
716160
2896
hücreler, organizmalar, çevreler,
12:11
because we were now thinkingdüşünme
about bonekemik stemkök cellshücreler,
229
719080
2576
çünkü şimdi, kemik kök hücreleri
hakkında düşünüyoruz,
12:13
we were thinkingdüşünme about arthritisartrit
in termsşartlar of a cellularhücresel diseasehastalık.
230
721680
3440
artirite hücresel hastalık olarak bakıyoruz.
12:17
And then the nextSonraki questionsoru was,
are there organsorganları?
231
725840
2286
Ve sonunda bir sonraki soru
"Organlar var mı?" idi.
12:20
Can you buildinşa etmek this
as an organorgan outsidedışında the bodyvücut?
232
728150
2239
Bunu vücut dışında bir organ gibi
inşa edilebilir miyiz?
12:22
Can you implantimplant cartilagekıkırdak
into areasalanlar of traumaTravma?
233
730413
3843
Travma alanlarına
kıkırdak yerleştirilebilir miyiz?
12:26
And perhapsbelki mostçoğu interestinglyilginç biçimde,
234
734280
1976
Ve belki en enteresanı,
12:28
can you ascendAscend right up
and createyaratmak environmentsortamları?
235
736280
2376
yukarı çıkarak çevre oluşturabilir miyiz?
12:30
You know, we know
that exerciseegzersiz remodelsdeğişikler bonekemik,
236
738680
3056
Biliyoruz ki, egzersiz kemikleri
yeniden biçimlendirir
12:33
but come on, noneYok of us
is going to exerciseegzersiz.
237
741760
2416
fakat hiçbirimiz egzersiz yapmıyoruz.
12:36
So could you imaginehayal etmek waysyolları of passivelypasif
loadingYükleme and unloadingboşaltma bonekemik
238
744200
5176
O zaman kıkırdağı yeniden yapmak
veya yenilemek adına
kemiği doldurduğunuzu veya
boşaltığınızı hayal edebilir misiniz?
12:41
so that you can recreateyeniden oluşturun
or regeneratecanlandırmak degeneratingoluşan bozucu cartilagekıkırdak?
239
749400
4816
12:46
And perhapsbelki more interestingilginç,
and more importantlyönemlisi,
240
754240
2381
Daha da enteresanı ve de önemlisi,
12:48
the questionsoru is, can you applyuygulamak this modelmodel
more globallyküresel outsidedışında medicinetıp?
241
756645
3451
soru şu ki, bu modeli tıbbın her alanında
12:52
What's at stakekazık, as I said before,
is not killingöldürme something,
242
760120
4056
uygulayabilir misiniz? İşin temeli,
12:56
but growingbüyüyen something.
243
764200
1440
dediğim gibi öldürmek bir şeyleri büyütmek!
12:58
And it raisesyükseltmeler a seriesdizi of, I think,
some of the mostçoğu interestingilginç questionssorular
244
766280
4816
Tabii bu, tıbbın geleceği hakkında nasıl
düşüneceğimizi cevaplandırmaya
yönelik sorular doğuruyor.
13:03
about how we think
about medicinetıp in the futuregelecek.
245
771120
2520
13:07
Could your medicinetıp
be a cellhücre and not a pillhap?
246
775040
2880
İlacınız hap değil de hücre olabilir mi?
13:10
How would we growbüyümek these cellshücreler?
247
778840
2376
Bu hücreleri nasıl yetiştirebiliriz?
13:13
What we would we do to stop
the malignantMalign growthbüyüme of these cellshücreler?
248
781240
3016
Bu hücrelerin kötü huylu büyümelerini
durdurmak için ne yapacağız?
13:16
We heardduymuş about the problemssorunlar
of unleashingUnleashing growthbüyüme.
249
784280
3896
Kontrolsüz büyüme ile ilgili
problemleri duyuyoruz.
13:20
Could we implantimplant
suicideintihar genesgenler into these cellshücreler
250
788200
2776
Bu hücrelerin içine büyümelerini engelleyici
13:23
to stop them from growingbüyüyen?
251
791000
1440
intihar genleri koyabilir miyiz?
13:25
Could your medicinetıp be an organorgan
that's createdoluşturulan outsidedışında the bodyvücut
252
793040
3936
İlacınız vücudunuz dışında oluşturulan
ve vücudunuza yerleştirilen
bir organ olabilir mi?
13:29
and then implantedimplante into the bodyvücut?
253
797000
1936
13:30
Could that stop some of the degenerationdejenerasyon?
254
798960
2736
Bu, dejenerasyonu durdurabilir mi?
13:33
What if the organorgan neededgerekli to have memorybellek?
255
801720
1905
Ya organ hafızaya ihtiyaç duyarsa?
13:35
In casesvakalar of diseaseshastalıklar of the nervoussinir systemsistem
some of those organsorganları had memorybellek.
256
803649
4767
Sinir sistemi hastalıklarında
bazı organların hafızası vardı.
13:40
How could we implantimplant
those memorieshatıralar back in?
257
808440
2456
Bu hafızayı nasıl geri aşılayabiliriz?
13:42
Could we storemağaza these organsorganları?
258
810920
1816
Bu organları saklayabilir miyiz?
13:44
Would eachher organorgan have to be developedgelişmiş
for an individualbireysel humaninsan beingolmak
259
812760
3143
Her bir birey için organ geliştirmek mi
13:47
and put back?
260
815927
1200
gerekecek ve geri koyabilecek miyiz?
13:50
And perhapsbelki mostçoğu puzzlinglypuzzlingly,
261
818520
2616
Ve belki daha da karışığı
13:53
could your medicinetıp be an environmentçevre?
262
821160
1810
ilacınız bir çevre olabilir mi?
13:56
Could you patentpatent an environmentçevre?
263
824160
1656
Bir çevreyi patentleyebilir misiniz?
13:57
You know, in everyher culturekültür,
264
825840
3456
Bildiğiniz üzere, her kültürde,
14:01
shamansşamanlar have been usingkullanma
environmentsortamları as medicinesilaçlar.
265
829320
2936
şamanlar çevreyi ilaç olarak kullanıyorlardı.
14:04
Could we imaginehayal etmek that for our futuregelecek?
266
832280
2320
Bunu geleceğimiz için düşünebilir miyiz?
14:08
I've talkedkonuştuk a lot about modelsmodeller.
I beganbaşladı this talk with modelsmodeller.
267
836080
3376
Modeller hakkında çok konuştum.
Konuşmaya modellerle başladım.
14:11
So let me endson with some thoughtsdüşünceler
about modelmodel buildingbina.
268
839480
2696
Model inşası hakkında birkaç düşünce ile
konuşmamı sonlandırayım.
14:14
That's what we do as scientistsBilim adamları.
269
842200
2096
Bilim adamları olarak bunu yapıyoruz.
14:16
You know, when an architectmimar
buildskurar a modelmodel,
270
844320
3296
Bir mimar model tasarladığında,
14:19
he or she is tryingçalışıyor to showgöstermek you
a worldDünya in miniatureminyatür.
271
847640
3296
dünyayı bir minyatürde göstermeye çalışır.
14:22
But when a scientistBilim insanı is buildingbina a modelmodel,
272
850960
2896
Fakat bir bilim adamı model geliştirirken,
14:25
he or she is tryingçalışıyor to showgöstermek you
the worldDünya in metaphormecaz.
273
853880
2524
dünyayı bir metaforda göstermeye çalışır.
14:29
He or she is tryingçalışıyor to createyaratmak
a newyeni way of seeinggörme.
274
857600
3856
Yeni bir bakış açısı bulmaya çalışır.
14:33
The formereski is a scaleölçek shiftvardiya.
The latterİkinci is a perceptualalgısal shiftvardiya.
275
861480
4120
Öncesi bir ölçek değişimidir.
Diğer ise algısal bir değişimdir.
14:38
Now, antibioticsantibiyotikler createdoluşturulan
suchböyle a perceptualalgısal shiftvardiya
276
866920
4936
Antibiyotikler öyle bir algısal değişim
yarattı ki, son 100 yılda
tıbba olan bakış acımız
14:43
in our way of thinkingdüşünme about medicinetıp
that it really coloredrenkli, distortedbozuk,
277
871880
3816
14:47
very successfullybaşarılı olarak, the way we'vebiz ettik thought
about medicinetıp for the last hundredyüz yearsyıl.
278
875720
3920
başarılı olarak değiştirildi.
14:52
But we need newyeni modelsmodeller
to think about medicinetıp in the futuregelecek.
279
880400
4416
Fakat, tıpta yeni modellere
ihtiyacımız var.
14:56
That's what's at stakekazık.
280
884840
1480
İşin özü bu.
14:59
You know, there's
a popularpopüler tropemecaz out there
281
887480
3336
Bildiğiniz üzere, dışarda
populer bir mecaz var.
15:02
that the reasonneden we haven'tyok had
the transformativedönüştürücü impactdarbe
282
890840
3976
Şimdiye kadar bu dönüştürücü etkiyi
15:06
on the treatmenttedavi of illnesshastalık
283
894840
1976
hastalıkların tedavisinde
kullanmamızın nedeni,
15:08
is because we don't have
powerful-enoughyeterince güçlü drugsilaçlar,
284
896840
2856
yeterince etkili ilaçların bulunmaması
15:11
and that's partlykısmen truedoğru.
285
899720
1360
ve bu kısmen doğru.
15:14
But perhapsbelki the realgerçek reasonneden is
286
902120
1496
Ama belki de asıl neden ilaçlar
15:15
that we don't have powerful-enoughyeterince güçlü
waysyolları of thinkingdüşünme about medicinesilaçlar.
287
903640
3200
hakkında yeterince güçlü düşünemememiz.
15:20
It's certainlykesinlikle truedoğru that
288
908560
2416
Yeni ilaçlara sahip olmanın kulağa
15:23
it would be lovelygüzel to have newyeni medicinesilaçlar.
289
911000
3776
çok hoş geldiği aşikar.
15:26
But perhapsbelki what's really at stakekazık
are threeüç more intangiblemaddi olmayan M'sM:
290
914800
4656
Ama işin özü belki de 3 M'de yatıyor:
15:31
mechanismsmekanizmalar, modelsmodeller, metaphorsmetaforlar.
291
919480
3816
Mekanizmalar, Modeller, Metaforlar.
15:35
Thank you.
292
923320
1336
Teşekkürler.
15:36
(ApplauseAlkış)
293
924680
6840
(Alkış)
15:45
ChrisChris AndersonAnderson:
I really like this metaphormecaz.
294
933600
3416
Chris Anderson: Bu metafor işini gerçekten sevdim.
15:49
How does it linkbağlantı in?
295
937040
1536
Nasıl bir bağlantı var?
15:50
There's a lot of talk in technologylandtechnologyland
296
938600
3136
Ortalıkta bir çok kişileştirilmiş ilaç
15:53
about the personalizationKişiselleştirme of medicinetıp,
297
941760
2136
tedavisi ve teknolojileriyle ilgili sunumlar var.
15:55
that we have all this dataveri
and that medicaltıbbi treatmentstedaviler of the futuregelecek
298
943920
3416
Hepimizin elinde bu bilgi var ve gelecekte tedaviler
15:59
will be for you specificallyözellikle,
your genomegenom, your currentşimdiki contextbağlam.
299
947360
4496
sizin için özel olacak, genlerine has, bulunduğunuz duruma göre.
16:03
Does that applyuygulamak to this modelmodel
you've got here?
300
951880
3936
Bugün burada sunduğun modele bu uyuyor mu?
16:07
SiddharthaSiddhartha MukherjeeMukherjee:
It's a very interestingilginç questionsoru.
301
955840
2616
Siddhartha Mukjerjee: Çok ilginç bir soru.
16:10
We'veBiz ettik thought about
personalizationKişiselleştirme of medicinetıp
302
958480
2216
Kişileştirmiş terapi üzerinde
16:12
very much in termsşartlar of genomicsgenom.
303
960720
1536
gen bilimi bazlı düşündük.
16:14
That's because the genegen
is suchböyle a dominantbaskın metaphormecaz,
304
962280
2576
Çünkü gen bayağı baskın bir metafor, yineliyorum,
16:16
again, to use that sameaynı wordsözcük,
in medicinetıp todaybugün,
305
964880
2976
bugün ki tıpta, bu yüzden genomun
16:19
that we think the genomegenom will drivesürücü
the personalizationKişiselleştirme of medicinetıp.
306
967880
3736
kişileştirilmiş tedaviyi yönlendireceğini düşünüyoruz.
16:23
But of coursekurs the genomegenom
is just the bottomalt
307
971640
3096
Fakat, tabii ki genom bu uzun zincirin
16:26
of a long chainzincir of beingolmak, as it were.
308
974760
3816
en altında.
Var olma zincirinin ilk birimi hücre.
16:30
That chainzincir of beingolmak, really the first
organizedörgütlü unitbirim of that, is the cellhücre.
309
978600
3816
16:34
So, if we are really going to deliverteslim etmek
in medicinetıp in this way,
310
982440
2976
Yani, eğer tıbba bu şekilde yaklaşıyorsak,
16:37
we have to think of personalizingKişiselleştirme
cellularhücresel therapiesterapiler,
311
985440
2816
önce hücresel terapileri
kişileştirmeyi düşünmeliyiz,
16:40
and then personalizingKişiselleştirme
organorgan or organismalorganizma therapiesterapiler,
312
988280
3176
daha sonra organ ve
organizma tedavileri gelmeli
16:43
and ultimatelyen sonunda personalizingKişiselleştirme
immersiondaldırma therapiesterapiler for the environmentçevre.
313
991480
3816
ve en sonunda çevre için
kişileştirilmiş terapi geliştirmeyi.
16:47
So I think at everyher stageevre, you know --
314
995320
3096
Yani her bir adımda,
16:50
there's that metaphormecaz,
there's turtlesKaplumbağalar all the way.
315
998440
2416
bir metafor var, her yerde kamplumbağalar var.
16:52
Well, in this, there's
personalizationKişiselleştirme all the way.
316
1000880
2381
Yani, işin her basamağında
kişileştirilme var.
16:55
CACA: So when you say
medicinetıp could be a cellhücre
317
1003285
2891
CA: Yani sen belki ilaç hap değil
16:58
and not a pillhap,
318
1006200
1816
hücre olabilir derken, muhtemelen
17:00
you're talkingkonuşma about
potentiallypotansiyel your ownkendi cellshücreler.
319
1008040
2256
kişinin kendi hücrelerinden bahsediyordun.
17:02
SMSM: AbsolutelyKesinlikle.
CACA: So converteddönüştürülmüş to stemkök cellshücreler,
320
1010320
2376
SM: Kesinlikle.
CA: Yani kök hücreye
dönüştürülmüş hücrelerle
17:04
perhapsbelki testedtest edilmiş againstkarşısında all kindsçeşit
of drugsilaçlar or something, and preparedhazırlanmış.
321
1012720
4536
envayi çeşit ilaç veya
benzeri test edilebilir
ve hazırlanabilir.
17:09
SMSM: And there's no perhapsbelki.
This is what we're doing.
322
1017280
2536
SM: Bu bir olasılık değil. Bu bizim şu an yaptığımız.
Bu şu an gerçekleşiyor,
ve evet, yavaş ilerliyoruz,
17:11
This is what's happeningolay,
and in factgerçek, we're slowlyyavaşça movinghareketli,
323
1019840
3736
genomiksten uzaklaşarak değil, genomiksle
17:15
not away from genomicsgenom,
but incorporatingbirleşmeyle genomicsgenom
324
1023600
3815
hücreler,organlar, ve
bulundukları çevreler gibi
17:19
into what we call multi-orderÇoklu sipariş,
semi-autonomousyarı özerk, self-regulatingkendi kendini düzenleyen systemssistemler,
325
1027440
4735
çoklu-düzene sahip,yarı otonom
ve kendi kendini
17:24
like cellshücreler, like organsorganları,
like environmentsortamları.
326
1032200
2616
yönetebilen sistemleri birleştirerek.
17:26
CACA: Thank you so much.
327
1034829
1378
CA: Çok teşekkür ederiz!
17:28
SMSM: PleasureZevk. Thanksteşekkürler.
328
1036227
1290
SM: Benim için bir zevkti. Teşekkürler!
Translated by Ceren Mutgan
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Siddhartha Mukherjee - Cancer physician and writer
When he’s not ferreting out the links between stem cells and malignant blood disease, Siddhartha Mukherjee writes and lectures on the history (and future) of medicine.

Why you should listen

While discussing a diagnosis with a patient, Siddhartha Mukherjee realized that there were no easy answers to the question, “What is cancer?” Faced with his hesitation, Mukherjee decided to do something about it.

Over the next six years, Mukherjee wrote the influential, Pulitzer-winning The Emperor of All Maladies, a 4,000-year “biography” of cancer. He collaborated with Ken Burns on a six-hour documentary for PBS based on his book, updating the story with recent discoveries in oncology.

In his new TED Book, The Laws of Medicine, he examines the three principles that govern modern medicine -- and every profession that confronts uncertainty and wonder.

More profile about the speaker
Siddhartha Mukherjee | Speaker | TED.com