TED2016
Al Gore: The case for optimism on climate change
Al Gore: İklim Değişikliği Üzerinde İyimser Olma Durumu
Filmed:
Readability: 4.4
2,065,961 views
Al Gore'un iklim değişikliği ve geleceğimiz üzerine üç sorusu var. İlki: Değişmek zorunda mıyız? Her gün küresel ısınma kirliliği, 400.000 Hiroşima sınıfı atom bombasının yayacağı ısı enerjisini tutuyor. Bu tutulan enerji daha güçlü fırtınalara ve daha ekstrem sellere neden oluyor. "Her akşam televizyon haberleri Vahiy Kitabı'nda doğa gezintisi yapmak gibi." diyor Al Gore. İkinci soru: Değişebilir miyiz? Değişmeye çoktan başladık. O zaman son büyük soru: Değişecek miyiz? Bu meydan okuyucu, ilham verici konuşmada Al Gore, evet, diyor. "Herhangi bir büyük ahlaki meydan okuma sonuçta neyin doğru ve neyin yanlış olduğu arasındaki ikili seçimde kararlaştırılınca, insanoğlu olarak kim olduğumuzdan dolayı sonuç
önceden takdir edilmiş olur.". "Bu yüzden bunu kazanacağız.".
Al Gore - Climate advocate
Nobel Laureate Al Gore focused the world’s attention on the global climate crisis. Now he’s showing us how we’re moving towards real solutions. Full bio
Nobel Laureate Al Gore focused the world’s attention on the global climate crisis. Now he’s showing us how we’re moving towards real solutions. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I was excited to be a part
of the "Dream" theme,
of the "Dream" theme,
0
806
4180
"Rüya" temasının bir parçası olacağım için
çok heyecanlanmıştım
çok heyecanlanmıştım
00:17
and then I found out I'm leading off
the "Nightmare?" section of it.
the "Nightmare?" section of it.
1
5010
3379
ancak daha sonra fark ettim ki; "Kâbus?"
kısmının başını çekiyormuşum.
kısmının başını çekiyormuşum.
00:20
(Laughter)
2
8413
3535
(Kahkahalar)
00:23
And certainly there are things
about the climate crisis that qualify.
about the climate crisis that qualify.
3
11972
4466
İklim krizi konusunda geçerlilik
kazanmış bir şeyler olduğu kesin
kazanmış bir şeyler olduğu kesin
00:28
And I have some bad news,
4
16462
2263
ve bazı kötü haberlerim var
00:30
but I have a lot more good news.
5
18749
2166
ama onlardan fazla iyi haberlerim de var.
00:32
I'm going to propose three questions
6
20939
3397
Üç soru soracağım
00:36
and the answer to the first one
7
24360
2740
ve birinci sorunun cevabı
00:39
necessarily involves a little bad news.
8
27124
2367
ister istemez biraz kötü
haber içeriyor.
haber içeriyor.
00:41
But -- hang on, because the answers
to the second and third questions
to the second and third questions
9
29515
5409
Ama -- bekleyin,
çünkü ikinci ve üçüncü soruların cevapları
çünkü ikinci ve üçüncü soruların cevapları
00:46
really are very positive.
10
34948
2113
gerçekten çok olumlu.
00:49
So the first question is,
"Do we really have to change?"
"Do we really have to change?"
11
37085
4362
İlk soru,
"Gerçekten değişmek zorunda mıyız?"
"Gerçekten değişmek zorunda mıyız?"
00:54
And of course, the Apollo Mission,
among other things
among other things
12
42106
5125
Tabii ki diğer pek çok şeyin
yanında Apollo görevleri,
yanında Apollo görevleri,
00:59
changed the environmental movement,
13
47255
2321
çevre hareketini değiştirdi,
01:01
really launched the modern
environmental movement
environmental movement
14
49600
2832
gerçek anlamda modern çevre
hareketini başlattı.
hareketini başlattı.
01:04
18 months after this Earthrise picture
was first seen on earth,
was first seen on earth,
15
52456
4457
"Dünya'nın Doğuşu" fotoğrafı dünyada
görüldükten 18 ay sonra,
görüldükten 18 ay sonra,
01:08
the first Earth Day was organized.
16
56937
2600
ilk kez Dünya Günü düzenlendi.
01:11
And we learned a lot about ourselves
17
59561
2739
Uzaydan gezegenimize bakınca
01:14
looking back at our planet from space.
18
62324
2890
kendimiz hakkında pek çok şey öğrendik.
01:17
And one of the things that we learned
19
65238
1793
Öğrendiklerimizden biri de
bilim adamlarının uzun süredir bize
anlattıklarını doğruladı.
anlattıklarını doğruladı.
01:19
confirmed what the scientists
have long told us.
have long told us.
20
67055
2443
01:21
One of the most essential facts
21
69522
2042
İklim kriziyle ilgili en önemli
faktörlerden biri
faktörlerden biri
01:23
about the climate crisis
has to do with the sky.
has to do with the sky.
22
71588
2820
gökyüzüyle bağlantısının olmasıydı.
01:26
As this picture illustrates,
23
74432
1776
Bu fotoğrafın da anlattığı üzere,
01:28
the sky is not the vast
and limitless expanse
and limitless expanse
24
76232
3041
gökyüzü aşağıdan göründüğü gibi
01:31
that appears when we look up
from the ground.
from the ground.
25
79297
2832
sınırsız ve sonsuz değilmiş.
01:34
It is a very thin shell of atmosphere
26
82153
3853
Gökyüzü, gezegeni çevreleyen atmosferin
çok ince bir tabakasıymış.
01:38
surrounding the planet.
27
86030
1395
01:40
That right now is the open sewer
for our industrial civilization
for our industrial civilization
28
88449
5196
Özellikle şu an, sanayileşmiş
ve organize medeniyetimizin
ve organize medeniyetimizin
01:45
as it's currently organized.
29
93669
1880
atıklarını açıkça topladığı yer.
01:47
We are spewing 110 million tons
30
95573
3622
Her 24 saatte, 110 milyon tonluk inanılmaz
01:51
of heat-trapping global warming pollution
into it every 24 hours,
into it every 24 hours,
31
99219
4968
bir küresel ısınma kirliliğini
atmosfere püskürtüyoruz,
atmosfere püskürtüyoruz,
01:56
free of charge, go ahead.
32
104211
1556
tabii ki bedava, devam edin.
01:58
And there are many sources
of the greenhouse gases,
of the greenhouse gases,
33
106533
2495
Sera etkisi yaratan gazların
birçok kaynağı var,
birçok kaynağı var,
02:01
I'm certainly not going
to go through them all.
to go through them all.
34
109052
2240
kesinlikle hepsinden bahsetmeyeceğim.
02:03
I'm going to focus on the main one,
35
111316
1694
Ben en önemlisine odaklanacağım
02:05
but agriculture is involved,
diet is involved, population is involved.
diet is involved, population is involved.
36
113034
4388
ama işin içinde tarım var,
diyet var, nüfus var.
diyet var, nüfus var.
02:09
Management of forests, transportation,
37
117446
2483
Ormanların yönetimi, ulaşım,
02:11
the oceans, the melting of the permafrost.
38
119953
2068
okyanuslar, donmuş toprakların erimesi.
02:14
But I'm going to focus
on the heart of the problem,
on the heart of the problem,
39
122458
2406
Ama ben bu sorunun kalbine odaklanacağım.
02:16
which is the fact that we still rely
on dirty, carbon-based fuels
on dirty, carbon-based fuels
40
124888
4515
O da hâlâ gezegenimizin her yıl yaktığı
enerjinin %85'ine denk gelen
enerjinin %85'ine denk gelen
02:21
for 85 percent of all the energy
that our world burns every year.
that our world burns every year.
41
129427
6439
kirli ve karbon oluşumlu
yakıtlara bel bağlıyor olmamız.
yakıtlara bel bağlıyor olmamız.
02:27
And you can see from this image
that after World War II,
that after World War II,
42
135890
3676
Bu fotoğrafta gördüğünüz üzere,
2. Dünya Savaşı sonrasında
2. Dünya Savaşı sonrasında
02:31
the emission rates
started really accelerating.
started really accelerating.
43
139590
2908
emisyon oranları gerçekten ivme kazandı.
02:34
And the accumulated amount
of man-made, global warming pollution
of man-made, global warming pollution
44
142522
3329
Şu anda atmosferde birikmiş
insan kaynaklı küresel ısınma kirliliği,
02:37
that is up in the atmosphere now
45
145875
1526
02:39
traps as much extra heat energy
as would be released
as would be released
46
147425
3734
bir yılda 365 gün 24 saat
02:43
by 400,000 Hiroshima-class
atomic bombs exploding
atomic bombs exploding
47
151183
5449
400.000 Hiroşima sınıfı atom
bombası patladığında
bombası patladığında
02:48
every 24 hours, 365 days a year.
48
156656
3013
yayılacak ekstra ısı enerjisini tutuyor.
02:52
Fact-checked over and over again,
49
160494
1818
Defalarca teyit edildi,
02:54
conservative, it's the truth.
50
162336
2197
konservatif, gerçek bu.
02:56
Now it's a big planet, but --
51
164557
2096
Bu büyük bir gezegen ama --
02:59
(Explosion sound)
52
167131
2001
(Patlama sesi)
03:01
that is a lot of energy,
53
169156
1623
bu çok büyük bir enerji,
03:02
particularly when you multiply it
400,000 times per day.
400,000 times per day.
54
170803
5403
özellikle günlük 400.000'le çarparsanız.
03:08
And all that extra heat energy
55
176881
1509
Tüm bu ekstra ısı enerjisi,
03:10
is heating up the atmosphere,
the whole earth system.
the whole earth system.
56
178414
2976
atmosferi ve tüm dünya
sistemlerini ısıtıyor.
sistemlerini ısıtıyor.
03:13
Let's look at the atmosphere.
57
181414
1950
Hadi, atmosfere bir göz atalım.
03:15
This is a depiction
58
183388
1290
Bu tasvir, normal ısı dağılımı
03:16
of what we used to think of as
the normal distribution of temperatures.
the normal distribution of temperatures.
59
184702
5465
olduğunu düşündüğümüz şeyi gösteriyor.
03:22
The white represents
normal temperature days;
normal temperature days;
60
190191
3087
Beyaz, 1951-1980 arasından
gelişigüzel seçilmiş normal
sıcaklıktaki günleri gösteriyor.
sıcaklıktaki günleri gösteriyor.
03:25
1951-1980 are arbitrarily chosen.
61
193302
3041
03:28
The blue are cooler than average days,
62
196367
1880
Mavi, ortalamadan daha soğuk günleri,
03:30
the red are warmer than average days.
63
198271
2251
kırmızı ise ortalamadan yüksek günleri.
03:32
But the entire curve has moved
to the right in the 1980s.
to the right in the 1980s.
64
200546
4158
Ama 1980'lerde tüm eğri sağa kaydı.
03:36
And you'll see
in the lower right-hand corner
in the lower right-hand corner
65
204728
2151
Sağ köşede de dikkate şayan sayıda
03:38
the appearance of statistically
significant numbers
significant numbers
66
206903
2443
aşırı sıcak günlerin istatiksel olarak
gösterilişini görüyoruz.
03:41
of extremely hot days.
67
209370
1578
03:42
In the 90s, the curve shifted further.
68
210972
1973
90'larda eğri daha çok kaydı.
03:44
And in the last 10 years,
you see the extremely hot days
you see the extremely hot days
69
212969
3691
Son 10 yılda da aşırı sıcak günlerin
03:48
are now more numerous
than the cooler than average days.
than the cooler than average days.
70
216684
3667
sayıca ortalamadan daha soğuk
günleri geçtiğini görüyoruz.
günleri geçtiğini görüyoruz.
03:52
In fact, they are 150 times more common
on the surface of the earth
on the surface of the earth
71
220375
5456
Gerçekten de 30 yıl önceki
görülmelerine kıyasla
görülmelerine kıyasla
03:57
than they were just 30 years ago.
72
225855
3381
150 kat daha yaygınlaştılar.
04:01
So we're having
record-breaking temperatures.
record-breaking temperatures.
73
229713
3070
Rekor kıran sıcaklıklara sahibiz.
04:04
Fourteen of the 15 of the hottest years
ever measured with instruments
ever measured with instruments
74
232807
3323
Aletlerle ölçülmüş en sıcak 15 yılın
04:08
have been in this young century.
75
236154
1539
14'ü bu genç yüzyılda.
04:09
The hottest of all was last year.
76
237717
2533
En sıcağı da geçen seneydi.
04:12
Last month was the 371st month in a row
77
240274
3497
Geçen ay, 20. yüzyılın
ortalamasından daha sıcak
ortalamasından daha sıcak
04:15
warmer than the 20th-century average.
78
243795
2167
olan ayların art arda gelen 371.siydi.
04:17
And for the first time,
not only the warmest January,
not only the warmest January,
79
245986
3180
İlk defa sadece en ılık
Ocak ayı olmakla kalmadı,
Ocak ayı olmakla kalmadı,
04:21
but for the first time, it was more
than two degrees Fahrenheit warmer
than two degrees Fahrenheit warmer
80
249190
5061
aynı zamanda ilk defa ortalamadan da
2 Fahrenheit derece
2 Fahrenheit derece
yüksek oldu.
04:26
than the average.
81
254275
2082
04:28
These higher temperatures
are having an effect on animals,
are having an effect on animals,
82
256381
3904
Bu yüksek sıcaklıklar, hayvanları,
04:32
plants, people, ecosystems.
83
260309
3063
bitkileri, insanları,
ekosistemleri etkiliyor.
ekosistemleri etkiliyor.
04:35
But on a global basis, 93 percent
of all the extra heat energy
of all the extra heat energy
84
263396
4922
Ama global bazda, ekstra ısı enerjisinin
%93'ü okyanuslarda tutuluyor.
04:40
is trapped in the oceans.
85
268342
1416
04:42
And the scientists can measure
the heat buildup
the heat buildup
86
270116
2207
Bilim insanları artık
okyanusun derinlikleri, orta yükseklikleri
04:44
much more precisely now
87
272347
1269
04:45
at all depths: deep, mid-ocean,
88
273640
2231
ve ilk birkaç yüz metrede
04:47
the first few hundred meters.
89
275895
2040
açıkça bu sıcaklık artışını ölçebiliyorlar
04:49
And this, too, is accelerating.
90
277959
2595
ve bu da ivme kazanıyor.
04:52
It goes back more than a century.
91
280578
1629
Bu bir yüzyıldan fazla geriye gidiyor
04:54
And more than half of the increase
has been in the last 19 years.
has been in the last 19 years.
92
282231
4387
ve yükselmenin yarıdan fazlası
son 19 yılda.
son 19 yılda.
04:58
This has consequences.
93
286642
1323
Bunun sonuçları var.
04:59
The first order of consequence:
94
287989
1543
Sonuçların ilk sırasında,
05:01
the ocean-based storms get stronger.
95
289556
1954
okyanus merkezli fırtınaların
güçlenmesi var.
güçlenmesi var.
05:03
Super Typhoon Haiyan
went over areas of the Pacific
went over areas of the Pacific
96
291534
2452
Haiyan Tayfunu,
toprak kayması yapabilecek
toprak kayması yapabilecek
05:06
five and a half degrees Fahrenheit
warmer than normal
warmer than normal
97
294010
3319
en yıkıcı fırtına olup
Tacloban'a çarpmadan önce
Tacloban'a çarpmadan önce
05:09
before it slammed into Tacloban,
98
297353
2493
Pasifik bölgesini normalden
05:11
as the most destructive storm
ever to make landfall.
ever to make landfall.
99
299870
4023
5,5 Fahrenheit derece yüksek geçti.
05:15
Pope Francis, who has made
such a difference to this whole issue,
such a difference to this whole issue,
100
303917
4620
Hemen ardından, bu konuda
büyük fark yaratan Papa Franciscus,
büyük fark yaratan Papa Franciscus,
Tacloban'ı ziyaret etti.
05:20
visited Tacloban right after that.
101
308561
2305
05:22
Superstorm Sandy went over
areas of the Atlantic
areas of the Atlantic
102
310890
2579
Sandy Kasırgası, New York
ve New Jersey'e çarpmadan önce,
ve New Jersey'e çarpmadan önce,
05:25
nine degrees warmer than normal
103
313493
2358
Atlantik bölgesini normalden
05:27
before slamming into
New York and New Jersey.
New York and New Jersey.
104
315875
2887
9 derece yüksek geçti.
05:31
The second order of consequences
are affecting all of us right now.
are affecting all of us right now.
105
319954
3168
Sonuçların ikincisi,
şu anda hepimizi etkiliyor.
şu anda hepimizi etkiliyor.
05:35
The warmer oceans are evaporating
much more water vapor into the skies.
much more water vapor into the skies.
106
323146
5731
Daha ılık okyanuslar gökyüzüne
daha çok su buharı salıyor.
daha çok su buharı salıyor.
05:40
Average humidity worldwide
has gone up four percent.
has gone up four percent.
107
328901
3830
Dünya çapında ortalama nem %4 arttı
05:44
And it creates these atmospheric rivers.
108
332755
2693
ve bu, bu atmosferik nehirleri yaratıyor.
05:47
The Brazilian scientists
call them "flying rivers."
call them "flying rivers."
109
335472
3018
Brezilyalı bilim insanları bunlara
"uçan nehirler" diyor.
"uçan nehirler" diyor.
05:50
And they funnel all of that
extra water vapor over the land
extra water vapor over the land
110
338514
4743
Bunlar, fırtına koşullarının tetiklediği
rekor kıran boyutlardaki şiddetli yağmuru
rekor kıran boyutlardaki şiddetli yağmuru
05:55
where storm conditions trigger
these massive record-breaking downpours.
these massive record-breaking downpours.
111
343281
5262
tetikleyen tüm ekstra su buharını
kara üzerinde huni hâline getiriyor.
kara üzerinde huni hâline getiriyor.
06:00
This is from Montana.
112
348567
2740
Bu Montana'dan.
06:03
Take a look at this storm last August.
113
351331
2323
Geçen Ağustos'ta yaşanan
şu fırtınaya bakın.
şu fırtınaya bakın.
06:05
As it moves over Tucson, Arizona.
114
353678
2319
Arizona, Tuscon'dan geçerken.
06:08
It literally splashes off the city.
115
356021
3784
Kelimenin tam anlamıyla
şehrin üzerine sıçrıyor.
şehrin üzerine sıçrıyor.
06:11
These downpours are really unusual.
116
359829
3203
Bu şiddetli yağışlar gerçekten olağandışı.
06:15
Last July in Houston, Texas,
117
363056
3151
Geçen Temmuz'da Houston, Texas'ta,
06:18
it rained for two days,
162 billion gallons.
162 billion gallons.
118
366231
2954
iki gün boyunca 613 milyar litre yağdı.
06:21
That represents more than two days
of the full flow of Niagara Falls
of the full flow of Niagara Falls
119
369209
4063
Bu, Niagara Şelalesi'nin iki günden fazla
tam akışının tabii ki felç olmuş şehrin
06:25
in the middle of the city,
120
373296
1245
06:26
which was, of course, paralyzed.
121
374565
1903
ortasına akması anlamına geliyor.
06:28
These record downpours are creating
historic floods and mudslides.
historic floods and mudslides.
122
376492
4348
Bu rekor sağanak yağışlar, tarihi
seller ve çamur kaymalarını yaratıyor.
seller ve çamur kaymalarını yaratıyor.
06:32
This one is from Chile last year.
123
380864
3414
Bu, geçen sene Şili'den.
06:37
And you'll see that warehouse going by.
124
385175
3143
Ambarların geçtiğini göreceksiniz.
06:40
There are oil tankers cars going by.
125
388342
2604
Petrol tankerlerinin
geçtiğini göreceksiniz.
geçtiğini göreceksiniz.
06:42
This is from Spain last September,
126
390970
1936
Bu geçen Eylül İspanya'dan.
06:44
you could call this the running
of the cars and trucks, I guess.
of the cars and trucks, I guess.
127
392930
4094
Buna, "Arabalar ve kamyonların koşusu"
diyebilirsiniz sanırım.
diyebilirsiniz sanırım.
06:49
Every night on the TV news now
is like a nature hike
is like a nature hike
128
397865
2828
Her akşam televizyon haberleri,
Vahiy Kitabı'nda doğa gezintisi
yapmak gibi.
yapmak gibi.
06:52
through the Book of Revelation.
129
400717
1531
06:54
(Laughter)
130
402575
2391
(Gülüşmeler)
06:56
I mean, really.
131
404990
1361
Yani, gerçekten.
06:59
The insurance industry
has certainly noticed,
has certainly noticed,
132
407056
2646
Tabii ki sigorta endüstrisi
07:01
the losses have been mounting up.
133
409726
2220
bu artan zayiatın farkında,
07:03
They're not under any illusions
about what's happening.
about what's happening.
134
411970
3598
kesinlikle olup bitenle ilgili herhangi
bir yanılgıya düşmediler.
bir yanılgıya düşmediler.
07:07
And the causality requires
a moment of discussion.
a moment of discussion.
135
415972
5270
Nedensellik bir tartışma anı gerektiriyor.
07:13
We're used to thinking of linear cause
and linear effect --
and linear effect --
136
421266
3314
Doğrusal neden ve
doğrusal sonuca alışkınız --
doğrusal sonuca alışkınız --
07:16
one cause, one effect.
137
424604
1151
bir neden, bir sonuç.
07:17
This is systemic causation.
138
425779
2802
Bu sistemik nedensellik.
07:21
As the great Kevin Trenberth says,
139
429009
2239
Büyük Kevin Trenberth'in de dediği gibi:
07:23
"All storms are different now.
140
431272
1460
"Artık tüm fırtınalar farklı.
07:24
There's so much extra energy
in the atmosphere,
in the atmosphere,
141
432756
2239
Atmosferde çok fazla ekstra enerji var,
07:27
there's so much extra water vapor.
142
435019
1665
çok fazla ekstra su buharı var.
07:28
Every storm is different now."
143
436708
2993
Her fırtına artık farklı."
07:31
So, the same extra heat pulls
the soil moisture out of the ground
the soil moisture out of the ground
144
439725
4341
Aynı ekstra ısı, toprağın
nemini de çekiyor
nemini de çekiyor
07:36
and causes these deeper, longer,
more pervasive droughts
more pervasive droughts
145
444090
4410
ve bu derin, uzun ve daha nüfuz eden
kuraklıklara neden oluyor.
kuraklıklara neden oluyor.
07:40
and many of them are underway right now.
146
448524
2090
Çoğu da şu an yapım aşamasında.
07:42
It dries out the vegetation
147
450638
1514
Bitki örtüsünü kurutuyor
ve Kuzey Amerika'nın
ve Kuzey Amerika'nın
07:44
and causes more fires
in the western part of North America.
in the western part of North America.
148
452176
3662
batı kesiminde daha fazla
yangına sebep oluyor.
yangına sebep oluyor.
07:47
There's certainly been evidence
of that, a lot of them.
of that, a lot of them.
149
455862
3459
Bunun kesinlikle pek çok kanıtı var.
07:51
More lightning,
150
459345
1151
Daha çok şimşek,
07:52
as the heat energy builds up,
a considerable amount
a considerable amount
151
460520
2722
ısı enerjisi arttıkça,
ayrıca takdire şayan
ayrıca takdire şayan
07:55
of additional lightning also.
152
463266
2820
bir miktarda ek şimşek de var.
07:58
These climate-related disasters also have
geopolitical consequences
geopolitical consequences
153
466710
6868
Bu iklimle alakalı afetler
ayrıca jeopolitik sonuçlar
ayrıca jeopolitik sonuçlar
08:05
and create instability.
154
473602
1810
ve istikrarsızlık da yaratıyor.
08:07
The climate-related historic drought
that started in Syria in 2006
that started in Syria in 2006
155
475436
5276
2006'da Suriye'de başlayan
iklimle ilgili tarihi kuraklık,
iklimle ilgili tarihi kuraklık,
08:12
destroyed 60 percent
of the farms in Syria,
of the farms in Syria,
156
480736
2952
Suriye çiftliklerinin %60'ını yok etti,
08:15
killed 80 percent of the livestock,
157
483712
2341
besi hayvanlarının %80'ini öldürdü
08:18
and drove 1.5 million climate refugees
into the cities of Syria,
into the cities of Syria,
158
486077
4219
ve 1,5 milyon iklim göçmenini,
Irak Savaşı'ndan kaçan
Irak Savaşı'ndan kaçan
08:22
where they collided with another
1.5 million refugees
1.5 million refugees
159
490320
3229
bir diğer 1,5 milyonla çarpışacakları
08:25
from the Iraq War.
160
493573
2016
Suriye şehirlerine sürdü.
08:27
And along with other factors,
that opened the gates of Hell
that opened the gates of Hell
161
495985
4225
Başka sebeplerle de birlikte şimdi
insanların kapatmaya çalıştığı
insanların kapatmaya çalıştığı
08:32
that people are trying to close now.
162
500234
3180
cehennemin kapıları açılmış oldu.
08:35
The US Defense Department has long warned
163
503438
2414
ABD Savunma Bakanlığı, mülteciler, yemek,
08:37
of consequences from the climate crisis,
164
505876
2298
su kıtlığı ve salgın hastalıklar dâhil
08:40
including refugees,
food and water shortages
food and water shortages
165
508198
4527
iklim krizinin sonuçlarıyla ilgili
çok önceden uyarmıştı.
08:44
and pandemic disease.
166
512749
1880
08:46
Right now we're seeing microbial diseases
from the tropics spread
from the tropics spread
167
514653
4729
Şu an, tropiklerden üst enlemlere sıçrayan
mikrobik hastalıklar görüyoruz,
08:51
to the higher latitudes;
168
519406
1260
08:52
the transportation revolution has had
a lot to do with this.
a lot to do with this.
169
520690
3618
ulaşım devriminin buna
çok büyük etkisi oldu.
çok büyük etkisi oldu.
08:56
But the changing conditions
change the latitudes in the areas
change the latitudes in the areas
170
524332
3665
Ama değişen koşullar, enlemleri değiştirdi
ve mikrobik hastalıkların
ve mikrobik hastalıkların
09:00
where these microbial diseases
can become endemic
can become endemic
171
528021
3833
yayıldığı alanlar yöresel hâle gelebilir
09:03
and change the range of the vectors,
like mosquitoes and ticks that carry them.
like mosquitoes and ticks that carry them.
172
531878
4739
ve sivrisinek ve kene gibi hastalık
taşıyıcıların çeşitleri değişebilir.
taşıyıcıların çeşitleri değişebilir.
09:08
The Zika epidemic now --
173
536641
3468
Zika salgınına gelince,
09:12
we're better positioned in North America
174
540133
1917
Kuzey Amerika'da konumlanmış olmamız iyi,
09:14
because it's still a little too cool
and we have a better public health system.
and we have a better public health system.
175
542074
4690
çünkü burası hâlâ biraz fazla soğuk ve
iyi bir kamu sağlığı sistemimiz var.
iyi bir kamu sağlığı sistemimiz var.
09:18
But when women in some regions
of South and Central America
of South and Central America
176
546788
4300
Ama Güney ve Orta Amerika'daki
bazı bölgelerde,
bazı bölgelerde,
kadınlara iki yıl çocuk dünyaya
getirmemeleri tavsiye edildi --
getirmemeleri tavsiye edildi --
09:23
are advised not to get pregnant
for two years --
for two years --
177
551112
2711
09:25
that's something new,
that ought to get our attention.
that ought to get our attention.
178
553847
3273
Bu yeni ve dikkatimizi
çekmesi gereken bir şey.
çekmesi gereken bir şey.
09:29
The Lancet, one of the two greatest
medical journals in the world,
medical journals in the world,
179
557961
3148
Dünyadaki en iyi iki tıp dergisinden
biri olan The Lancet,
biri olan The Lancet,
09:33
last summer labeled this
a medical emergency now.
a medical emergency now.
180
561133
4230
geçen yaz bunu bir tıbbi acil durum
olarak nitelendirdi.
olarak nitelendirdi.
09:37
And there are many factors because of it.
181
565387
2662
Bunun yüzünden pek çok
etmen ortaya çıkıyor.
etmen ortaya çıkıyor.
09:40
This is also connected
to the extinction crisis.
to the extinction crisis.
182
568073
2797
Bu aynı zamanda soy tükenmesi
krizleriyle de bağıntılı.
krizleriyle de bağıntılı.
Bu yüzyılın sonuna kadar, dünya üzerinde
yaşayan türlerin %50'sini kaybetme
yaşayan türlerin %50'sini kaybetme
09:42
We're in danger of losing 50 percent
of all the living species on earth
of all the living species on earth
183
570894
3547
tehlikesiyle karşı karşıyayız.
09:46
by the end of this century.
184
574465
1323
09:47
And already, land-based plants and animals
185
575812
2762
Yerleşik bitkiler ve hayvanlar çoktandır
09:50
are now moving towards the poles
186
578598
1648
günde ortalama 4,5 metre hızla
09:52
at an average rate of 15 feet per day.
187
580270
3383
kutuplara doğru hareket ediyorlar.
09:56
Speaking of the North Pole,
188
584661
1310
Kuzey Kutbu'ndan konu açılmışken,
09:57
last December 29, the same storm
that caused historic flooding
that caused historic flooding
189
585995
5270
geçen 29 Aralık'ta,
Amerikan orta-batısında,
Amerikan orta-batısında,
tarihi sele neden olan aynı fırtına,
10:03
in the American Midwest,
190
591289
1649
Kuzey Kutbu'nda derecelerin normalden
10:04
raised temperatures at the North Pole
191
592962
2183
50 Fahrenheit derece yüksek
olmasına sebep olup
olmasına sebep olup
10:07
50 degrees Fahrenheit warmer than normal,
192
595169
2630
10:09
causing the thawing of the North Pole
193
597823
2438
uzun, karanlık, kış, kutupsal gecelerinde
10:12
in the middle of the long,
dark, winter, polar night.
dark, winter, polar night.
194
600285
4612
Kuzey Kutbu'nun erimesine sebep oldu.
10:16
And when the land-based ice
of the Arctic melts,
of the Arctic melts,
195
604921
3582
Kuzey Kutbu'nun yerleşik
buzları eridiğindeyse,
buzları eridiğindeyse,
10:20
it raises sea level.
196
608527
1718
deniz seviyesi yükselir.
10:22
Paul Nicklen's beautiful photograph
from Svalbard illustrates this.
from Svalbard illustrates this.
197
610269
3745
Paul Nicklen'ın Svalbard'dan çektiği
güzel fotoğraf bunu gösteriyor.
güzel fotoğraf bunu gösteriyor.
10:26
It's more dangerous coming off Greenland
198
614474
1960
Grönland'den ve özellikle Antartika'dan
10:28
and particularly, Antarctica.
199
616458
2006
kopmaları daha da tehlikeli.
10:30
The 10 largest risk cities
for sea-level rise by population
for sea-level rise by population
200
618488
4690
Deniz seviyesi yükselişiyle en büyük
tehlikeye giren şehirler
tehlikeye giren şehirler
10:35
are mostly in South and Southeast Asia.
201
623202
2739
genellikle Güney ve Güneydoğu Asya'da.
10:37
When you measure it by assets at risk,
number one is Miami:
number one is Miami:
202
625965
4109
Mal varlıklarıyla ölçtüğünüzde,
1. sıra Miami'nin,
1. sıra Miami'nin,
10:42
three and a half trillion dollars at risk.
203
630098
2623
3,5 trilyon dolar tehlikede.
10:44
Number three: New York and Newark.
204
632745
1671
3. sırada: New York ve Newark.
10:46
I was in Miami last fall
during the supermoon,
during the supermoon,
205
634440
3296
Geçen sonbahar, Süper Ay
zamanı Miami'deydim,
zamanı Miami'deydim,
10:49
one of the highest high-tide days.
206
637760
3111
en yüksek met günlerinden birinde.
10:52
And there were fish from the ocean
swimming in some of the streets
swimming in some of the streets
207
640895
3132
Miami sahilindeki, Fort Lauderdale
10:56
of Miami Beach and Fort Lauderdale
208
644051
2151
ve Del Rey'deki bazı caddelerde yüzen
10:58
and Del Rey.
209
646226
1174
okyanus balıkları vardı.
10:59
And this happens regularly
during the highest-tide tides now.
during the highest-tide tides now.
210
647424
2974
Artık medcezirin met zamanlarında
sürekli yaşanan bir olay bu.
sürekli yaşanan bir olay bu.
11:02
Not with rain -- they call it
"sunny-day flooding."
"sunny-day flooding."
211
650422
2615
Ama yağmurla değil -- ona
"Güneşli gün seli" diyorlar.
"Güneşli gün seli" diyorlar.
11:05
It comes up through the storm sewers.
212
653061
4551
Fırtına kanallarıyla geliyor.
11:09
And the Mayor of Miami
speaks for many when he says
speaks for many when he says
213
657636
4364
Miami'nin belediye başkanı çoğunluk adına
bunlara partici merceklerle
bunlara partici merceklerle
11:14
it is long past time this can be viewed
through a partisan lens.
through a partisan lens.
214
662024
4223
bakabilmenin artık çok
eskide kaldığını söylüyor.
eskide kaldığını söylüyor.
11:18
This is a crisis
that's getting worse day by day.
that's getting worse day by day.
215
666271
3136
Bu günden güne kötüye giden bir kriz.
11:21
We have to move beyond partisanship.
216
669431
2321
Particiliğin ötesine geçmeliyiz.
11:23
And I want to take a moment
to honor these House Republicans --
to honor these House Republicans --
217
671776
3262
Bir dakikanızı alıp,
geçen güz cesaretleriyle
geçen güz cesaretleriyle
11:27
(Applause)
218
675062
1054
(Alkışlar)
11:28
who had the courage last fall
219
676140
2833
politik risk alıp
11:30
to step out and take a political risk,
220
678997
4434
iklim kriziyle ilgili gerçekleri söyleyen
11:35
by telling the truth
about the climate crisis.
about the climate crisis.
221
683455
2739
Cumhuriyetçileri onurlandırmak istiyorum.
11:38
So the cost of the climate
crisis is mounting up,
crisis is mounting up,
222
686218
3157
İklim krizinin maliyeti çoğalıyor.
11:41
there are many of these aspects
I haven't even mentioned.
I haven't even mentioned.
223
689399
3668
Bahsetmediğim daha pek çok husus var.
11:45
It's an enormous burden.
224
693091
1973
Bu kocaman bir yük.
11:47
I'll mention just one more,
225
695088
1564
Sadece bir tanesinden daha bahsedeceğim,
11:48
because the World Economic Forum
last month in Davos,
last month in Davos,
226
696676
4727
çünkü geçen ay Davos'taki
Dünya Ekonomik Forum'u
Dünya Ekonomik Forum'u
11:53
after their annual survey
of 750 economists,
of 750 economists,
227
701427
3017
750 ekonomistin yaptığı
yıllık araştırmadan sonra,
yıllık araştırmadan sonra,
11:56
said the climate crisis is now
the number one risk
the number one risk
228
704468
2860
iklim krizinin global ekonomiye
11:59
to the global economy.
229
707352
1829
bir numaralı risk olduğunu söyledi.
12:01
So you get central bankers
230
709205
1318
Birleşik Krallık Merkez Bankası
Başkanı Mark Carney gibi
Başkanı Mark Carney gibi
12:02
like Mark Carney, the head
of the UK Central Bank,
of the UK Central Bank,
231
710547
2770
merkez bankacıların ezici çoğunluğu,
12:05
saying the vast majority
of the carbon reserves are unburnable.
of the carbon reserves are unburnable.
232
713341
4036
karbon rezervlerinin
yanamadığını söylüyor.
yanamadığını söylüyor.
12:09
Subprime carbon.
233
717401
1746
Riskli karbon.
12:11
I'm not going to remind you what happened
with subprime mortgages,
with subprime mortgages,
234
719171
3291
Size yüksek risk faizli ipotek kredisine
ne olduğunu hatırlatmayacağım
ne olduğunu hatırlatmayacağım
12:14
but it's the same thing.
235
722486
1602
ama aynı şeyler.
12:16
If you look at all of the carbon fuels
that were burned
that were burned
236
724112
2715
Eğer Sanayi Devrimi'nin başından itibaren
12:18
since the beginning
of the industrial revolution,
of the industrial revolution,
237
726851
2670
yaktığımız karbon yakıtlara bakarsanız,
12:21
this is the quantity burned
in the last 16 years.
in the last 16 years.
238
729545
3516
ki bu son 16 yılda yakılan miktar.
12:25
Here are all the ones that are proven
and left on the books,
and left on the books,
239
733085
3579
Burada kanıtlanmış ve kayıtlara geçmiş,
12:28
28 trillion dollars.
240
736688
1788
kalan 28 trilyon dolar var.
12:30
The International Energy Agency
says only this amount can be burned.
says only this amount can be burned.
241
738500
4209
Uluslararası Enerji Ajansı, sadece
bu kadar alanın yakılabileceğini söylüyor.
bu kadar alanın yakılabileceğini söylüyor.
12:34
So the rest, 22 trillion dollars --
242
742733
2889
Yani geri kalan 22 trilyon dolar --
12:37
unburnable.
243
745646
1197
yakılamıyor.
12:39
Risk to the global economy.
244
747303
2233
Küresel ekonomi için risk.
12:41
That's why divestment movement
makes practical sense
makes practical sense
245
749560
3037
Bu yüzden yoksun bırakma hareketi
sadece ahlaki bir zorunluluk değil,
sadece ahlaki bir zorunluluk değil,
12:44
and is not just a moral imperative.
246
752621
2580
aynı zamanda pratik anlamda mantıklı.
12:47
So the answer to the first question,
"Must we change?"
"Must we change?"
247
755225
4170
Demek ki, ilk soru olan "Gerçekten
değişmek zorunda mıyız?"'ın cevabı:
değişmek zorunda mıyız?"'ın cevabı:
12:51
is yes, we have to change.
248
759419
1924
Evet, değişmek zorundayız.
12:53
Second question, "Can we change?"
249
761367
1752
İkinci soru, "Değişebilir miyiz?"
12:55
This is the exciting news!
250
763143
2321
İşte heyecan verici haberler burada!
12:57
The best projections
in the world 16 years ago
in the world 16 years ago
251
765488
3505
16 yıl önceki en iyi tahminler,
13:01
were that by 2010, the world
would be able to install
would be able to install
252
769017
4031
dünyanın 2010 yılında 30 gigavat
rüzgâr kapasitesini
rüzgâr kapasitesini
13:05
30 gigawatts of wind capacity.
253
773072
2167
tesis edebileceği yönündeydi.
13:07
We beat that mark
by 14 and a half times over.
by 14 and a half times over.
254
775263
4991
Bu hedefi 14,5 kattan fazla geçtik.
13:12
We see an exponential curve
for wind installations now.
for wind installations now.
255
780278
3784
Şu an rüzgâr gücü tesisatlarının
kurulmasında üstel bir eğri görüyoruz.
kurulmasında üstel bir eğri görüyoruz.
13:16
We see the cost coming down dramatically.
256
784086
3575
Maliyetin çarpıcı bir biçimde
düştüğünü görüyoruz.
düştüğünü görüyoruz.
13:19
Some countries -- take Germany,
an industrial powerhouse
an industrial powerhouse
257
787685
3250
Bazı ülkeler, örneğin Almanya'yı
ele alırsak, sanayide etkin bir güç
ele alırsak, sanayide etkin bir güç
13:22
with a climate not that different
from Vancouver's, by the way --
from Vancouver's, by the way --
258
790959
3368
ve bu arada iklimi de
Vancouver'dan pek farklı değil,
Vancouver'dan pek farklı değil,
13:26
one day last December,
259
794351
1635
geçen Aralık'ta bir gün,
13:28
got 81 percent of all its energy
from renewable resources,
from renewable resources,
260
796010
3438
enerjisinin %81'ini yenilenebilir
enerjiyle elde etti,
enerjiyle elde etti,
ağırlıklı olarak güneş
ve rüzgâr olmak üzere.
ve rüzgâr olmak üzere.
13:31
mainly solar and wind.
261
799472
1633
13:33
A lot of countries are getting
more than half on an average basis.
more than half on an average basis.
262
801129
3301
Çoğu ülke ortalama bazda
yarısından fazlasını karşılıyor.
yarısından fazlasını karşılıyor.
13:36
More good news:
263
804454
1158
Daha fazla iyi haber:
13:37
energy storage,
from batteries particularly,
from batteries particularly,
264
805636
3023
Enerji depolama, özellikle akülerden
13:40
is now beginning to take off
265
808683
1594
sıçrayışa geçti,
13:42
because the cost has been
coming down very dramatically
coming down very dramatically
266
810301
3793
çünkü aralıklılık problemini çözmek için
maliyetler çarpıcı şekilde düştü.
13:46
to solve the intermittency problem.
267
814118
1773
13:47
With solar, the news is even
more exciting!
more exciting!
268
815915
2511
Güneş enerjisiyle ilgili haberler
daha da heyecan verici!
daha da heyecan verici!
13:50
The best projections 14 years ago
were that we would install
were that we would install
269
818450
3349
14 yıl önceki en iyi tahminler,
13:53
one gigawatt per year by 2010.
270
821823
2547
2010 yılına gelindiğinde yıllık
1 gigavat büyümekti.
1 gigavat büyümekti.
13:56
When 2010 came around,
we beat that mark by 17 times over.
we beat that mark by 17 times over.
271
824394
4620
2010 geldiğinde bu hedefin
17 kat üstüne çıktık.
17 kat üstüne çıktık.
14:01
Last year, we beat it by 58 times over.
272
829038
3585
Geçen sene, 58 kat üstüne çıktık.
14:04
This year, we're on track
to beat it 68 times over.
to beat it 68 times over.
273
832647
3240
Bu sene, 68 kat aşma yolundayız.
14:07
We're going to win this.
274
835911
1190
Bunu kazanacağız.
14:09
We are going to prevail.
275
837125
1734
Bunun üstesinden geleceğiz.
14:10
The exponential curve on solar
is even steeper and more dramatic.
is even steeper and more dramatic.
276
838883
4083
Güneş enerjisinin üstel eğrisi
daha da dik ve daha çarpıcı.
daha da dik ve daha çarpıcı.
14:14
When I came to this stage 10 years ago,
277
842990
1929
10 sene önce bu sahneye geldiğimde,
14:16
this is where it was.
278
844943
1395
buradaydık.
14:18
We have seen a revolutionary breakthrough
279
846894
3554
Ortaya çıkan bu üstel eğrilerde
14:22
in the emergence
of these exponential curves.
of these exponential curves.
280
850472
3189
devrim niteliğinde bir atılım görüyoruz.
14:25
(Applause)
281
853685
3224
(Alkışlar)
14:28
And the cost has come down
10 percent per year
10 percent per year
282
856933
3497
Maliyet de 30 yıldır
her yıl %10 düşüyor
14:32
for 30 years.
283
860454
1299
14:33
And it's continuing to come down.
284
861777
2298
ve düşmeye devam ediyor.
14:36
Now, the business community
has certainly noticed this,
has certainly noticed this,
285
864099
2646
İş camiası bunu şüphesiz fark etti,
14:38
because it's crossing
the grid parity point.
the grid parity point.
286
866769
2809
çünkü şebeke denkliği noktasını
geçmeye başladı.
geçmeye başladı.
14:41
Cheaper solar penetration rates
are beginning to rise.
are beginning to rise.
287
869602
3252
Daha ucuz güneş enerjisi yaygınlaşma
oranları artmaya başladı.
oranları artmaya başladı.
14:44
Grid parity is understood
as that line, that threshold,
as that line, that threshold,
288
872878
3516
Şebeke denkliği, yenilenebilir elektriğin
14:48
below which renewable electricity
is cheaper than electricity
is cheaper than electricity
289
876418
3874
fosil yakıtlar yakılarak
elde edilen elektrikten
elde edilen elektrikten
daha ucuz olduğu eşik çizgi
anlamına geliyor.
anlamına geliyor.
14:52
from burning fossil fuels.
290
880316
2218
14:54
That threshold is a little bit
like the difference
like the difference
291
882558
2693
Eşik biraz 32 derece Fahrenheit'la
14:57
between 32 degrees Fahrenheit
and 33 degrees Fahrenheit,
and 33 degrees Fahrenheit,
292
885275
4110
33 derece Fahrenhiet
ya da 0 ve 1 Santigrat arasındaki
ya da 0 ve 1 Santigrat arasındaki
15:01
or zero and one Celsius.
293
889409
1586
farka benziyor.
15:03
It's a difference of more than one degree,
294
891019
2024
Bu, 1 dereceden fazla bir fark,
15:05
it's the difference between ice and water.
295
893067
2701
bu buzla suyun arasındaki fark.
15:07
And it's the difference between markets
that are frozen up,
that are frozen up,
296
895792
3944
Donan marketlerle, likit sermaye akışının
15:11
and liquid flows of capital
into new opportunities for investment.
into new opportunities for investment.
297
899760
4532
olduğu yeni yatırım imkânları
arasındaki fark.
arasındaki fark.
15:16
This is the biggest
new business opportunity
new business opportunity
298
904316
3605
Bu, dünya tarihindeki
en büyük yeni iş olanağı
15:19
in the history of the world,
299
907945
1532
15:21
and two-thirds of it
is in the private sector.
is in the private sector.
300
909501
3148
ve bunun 3'te 2'si özel sektörde.
15:24
We are seeing an explosion
of new investment.
of new investment.
301
912673
3436
Yeni yatırımlarda bir patlama görüyoruz.
15:28
Starting in 2010, investments globally
in renewable electricity generation
in renewable electricity generation
302
916133
5568
2010'dan başlayarak, küresel yenilenebilir
elektrik enerjisi üretimi fosilleri geçti.
15:33
surpassed fossils.
303
921725
1533
15:35
The gap has been growing ever since.
304
923282
2416
O zamandan beri açıklık büyüyor.
15:37
The projections for the future
are even more dramatic,
are even more dramatic,
305
925722
2948
Hâlâ, fosil enerji yenilenebilir enerjiden
15:40
even though fossil energy
is now still subsidized
is now still subsidized
306
928694
3599
40 kat daha fazla sübvanse edilse de
15:44
at a rate 40 times larger than renewables.
307
932317
3227
gelecekle ilgili tahminler
çok daha çarpıcı.
çok daha çarpıcı.
15:47
And by the way, if you add
the projections for nuclear on here,
the projections for nuclear on here,
308
935568
4090
Bu arada eğer nükleerle ilgili
tahminleri de buraya eklerseniz,
tahminleri de buraya eklerseniz,
özellikle çoğunun daha güvenli,
kabul edilebilir
kabul edilebilir
15:51
particularly if you assume
that the work many are doing
that the work many are doing
309
939682
2621
15:54
to try to break through to safer
and more acceptable,
and more acceptable,
310
942327
2714
ve karşılanabilir nükleer
formlara ulaşmak için
formlara ulaşmak için
15:57
more affordable forms of nuclear,
311
945065
1839
yaptığı çalışmaları da düşünürseniz,
15:58
this could change even more dramatically.
312
946928
2443
bu, çok daha çarpıcı
bir biçimde değişebilir.
bir biçimde değişebilir.
16:01
So is there any precedent
for such a rapid adoption
for such a rapid adoption
313
949934
2956
Peki, yeni teknolojinin bu kadar hızlı
16:04
of a new technology?
314
952914
1729
adapte olduğu örnek bir olay var mı?
16:06
Well, there are many,
but let's look at cell phones.
but let's look at cell phones.
315
954667
2460
Pekâlâ, oldukça fazla var
ama cep telefonlarına bakalım.
ama cep telefonlarına bakalım.
16:09
In 1980, AT&T, then Ma Bell,
316
957151
3373
1980'de AT&T, o zamanlar Ma Bell'di.
16:12
commissioned McKinsey to do
a global market survey
a global market survey
317
960548
2393
McKinsey'yi dönemin hantal yeni
cep telefonlarıyla ilgili
cep telefonlarıyla ilgili
16:14
of those clunky new mobile phones
that appeared then.
that appeared then.
318
962965
3616
küresel pazar araştırması yapmak
üzere görevlendirdi.
üzere görevlendirdi.
16:18
"How many can we sell
by the year 2000?" they asked.
by the year 2000?" they asked.
319
966605
3163
"2000 yılında kaç tane satarız?"
diye sordular.
diye sordular.
16:21
McKinsey came back and said, "900,000."
320
969792
2568
McKinsey dönünce "900.000" dedi
16:24
And sure enough,
when the year 2000 arrived,
when the year 2000 arrived,
321
972384
2072
ve beklenildiği gibi 2000 yılı geldiğinde,
16:26
they did sell 900,000 --
in the first three days.
in the first three days.
322
974480
2578
900.000 sattılar -- ilk üç günde.
16:29
And for the balance of the year,
they sold 120 times more.
they sold 120 times more.
323
977082
3912
Yılın geri kalanında da 120 kat
daha fazla sattılar.
daha fazla sattılar.
16:33
And now there are more cell connections
than there are people in the world.
than there are people in the world.
324
981018
4376
Şu an dünyadaki insan sayısından
daha fazla cep telefonu bağlantısı var.
daha fazla cep telefonu bağlantısı var.
16:37
So, why were they not only wrong,
but way wrong?
but way wrong?
325
985418
4469
Peki, neden sadece yanlış
değil fazlasıyla yanlışlardı?
değil fazlasıyla yanlışlardı?
16:41
I've asked that question myself, "Why?"
326
989911
2400
Ben kendime de bu soruyu sordum, "Neden?"
16:44
(Laughter)
327
992335
1003
(Kahkahalar)
16:45
And I think the answer is in three parts.
328
993362
2233
Bence cevabın üç kısmı var.
16:48
First, the cost came down much faster
than anybody expected,
than anybody expected,
329
996122
3389
İlki, maliyetler kimsenin
beklemediği hızda düştü,
beklemediği hızda düştü,
16:51
even as the quality went up.
330
999535
2507
kalitenin artmasına rağmen
ve sabit telefon hattı
ve sabit telefon hattı
16:54
And low-income countries, places
that did not have a landline grid --
that did not have a landline grid --
331
1002066
4272
şebekesi olmayan düşük gelirli ülkeler
16:58
they leap-frogged to the new technology.
332
1006362
2228
yeni teknolojiyi elde etmek için yarıştı.
17:00
The big expansion has been
in the developing counties.
in the developing counties.
333
1008614
3064
Büyük genişleme, gelişmekte
olan ülkelerde oldu.
olan ülkelerde oldu.
17:03
So what about the electricity grids
in the developing world?
in the developing world?
334
1011702
3748
Peki, gelişen dünyadaki
elektrik şebekelerine ne oldu?
elektrik şebekelerine ne oldu?
17:07
Well, not so hot.
335
1015474
1730
Yeterince iyi değil.
17:09
And in many areas, they don't exist.
336
1017228
2298
Birçok alanda mevcut değiller.
17:11
There are more people
without any electricity at all in India
without any electricity at all in India
337
1019550
3146
Hindistan'da hiçbir şekilde
elektriği olmayan insanlar
elektriği olmayan insanlar
17:14
than the entire population
of the United States of America.
of the United States of America.
338
1022720
3122
ABD'nin toplam nüfusundan daha fazla.
17:17
So now we're getting this:
339
1025866
1504
Artık bunu görüyoruz:
Otlardan barakaların üzerindeki
güneş panelleri
güneş panelleri
17:19
solar panels on grass huts
340
1027394
1838
17:21
and new business models
that make it affordable.
that make it affordable.
341
1029256
2938
ve bunu karşılanabilir yapan
yeni iş modelleri.
yeni iş modelleri.
17:24
Muhammad Yunus financed
this one in Bangladesh with micro-credit.
this one in Bangladesh with micro-credit.
342
1032218
4885
Muhammed Yunus, bunu Bangladeş'te
mikro krediyle finanse etti.
mikro krediyle finanse etti.
17:29
This is a village market.
343
1037127
1708
Bu bir köy marketi.
17:30
Bangladesh is now the fastest-deploying
country in the world:
country in the world:
344
1038859
2890
Bangladeş şu an dünyadaki
en hızlı yayılan ülke:
en hızlı yayılan ülke:
17:33
two systems per minute
on average, night and day.
on average, night and day.
345
1041773
2412
Gece ve gündüz dakikada ortalama 2 şebeke.
17:36
And we have all we need:
346
1044209
1189
Tüm ihtiyacımız olana sahibiz:
17:37
enough energy from the Sun
comes to the Earth
comes to the Earth
347
1045422
2292
Güneşten her saat,
dünyanın bir yıllık enerji ihtiyacını
dünyanın bir yıllık enerji ihtiyacını
17:39
every hour to supply the full world's
energy needs for an entire year.
energy needs for an entire year.
348
1047738
5363
karşılamaya yetecek kadar enerji.
17:45
It's actually a little bit
less than an hour.
less than an hour.
349
1053125
2173
Hatta bir saatten de biraz az sürede.
17:47
So the answer to the second question,
"Can we change?"
"Can we change?"
350
1055322
3332
Yani, ikinci soru olan
"Değişebilir miyiz?"'in cevabı
"Değişebilir miyiz?"'in cevabı
açıkça "Evet".
17:50
is clearly "Yes."
351
1058678
1923
Hatta hiç olmadığı kadar
sağlam bir "Evet."
sağlam bir "Evet."
17:52
And it's an ever-firmer "yes."
352
1060625
2772
Son soru, "Değişecek miyiz?".
17:55
Last question, "Will we change?"
353
1063421
2608
Paris gerçekten devrim niteliğindeydi,
17:58
Paris really was a breakthrough,
354
1066053
1992
bazı hükümler bağlayıcı nitelikte
18:00
some of the provisions are binding
355
1068069
1663
18:01
and the regular reviews will matter a lot.
356
1069756
2038
ve düzenli teftişler büyük rol oynayacak.
18:03
But nations aren't waiting,
they're going ahead.
they're going ahead.
357
1071818
2251
Ama uluslar beklemiyor, ileri gidiyorlar.
18:06
China has already announced
that starting next year,
that starting next year,
358
1074093
2515
Çin gelecek yıl itibariyle ülke çapında
emisyon üst sınırı ve ticaret
sistemine geçiyor.
sistemine geçiyor.
18:08
they're adopting a nationwide
cap and trade system.
cap and trade system.
359
1076632
2983
Büyük ihtimalle
Avrupa Birliği'ne katılacaklar.
Avrupa Birliği'ne katılacaklar.
18:11
They will likely link up
with the European Union.
with the European Union.
360
1079639
3143
18:14
The United States
has already been changing.
has already been changing.
361
1082806
2492
Birleşik Devletler zaten değişiyordu.
Gelecek 10 yıl için önerilmiş tüm bu
18:17
All of these coal plants were proposed
362
1085322
2050
kömür santralleri iptal edildi.
18:19
in the next 10 years and canceled.
363
1087396
2530
18:21
All of these existing
coal plants were retired.
coal plants were retired.
364
1089950
2919
Tüm bu var olan kömür
santralleri emekliye ayrıldı.
santralleri emekliye ayrıldı.
Tüm bu kömür santrallerinin
hizmetten çekildiği duyuruldu.
hizmetten çekildiği duyuruldu.
18:24
All of these coal plants have had
their retirement announced.
their retirement announced.
365
1092893
3017
18:27
All of them -- canceled.
366
1095934
2328
Hepsi - iptal edildi.
18:30
We are moving forward.
367
1098286
1490
İlerliyoruz.
Geçen sene, Amerika'daki yeni elektrik
18:31
Last year -- if you look at
all of the investment
all of the investment
368
1099800
2468
18:34
in new electricity generation
in the United States,
in the United States,
369
1102292
2943
üretimi yatırımlarına bakarsanız,
neredeyse 4'te 3'ü
yenilenebilir enerjiden,
yenilenebilir enerjiden,
18:37
almost three-quarters
was from renewable energy,
was from renewable energy,
370
1105259
2666
çoğunlukla rüzgâr ve güneş.
18:39
mostly wind and solar.
371
1107949
2512
18:42
We are solving this crisis.
372
1110485
3147
Bu krizi çözüyoruz.
Tek soru:
Oraya varmak ne kadar sürecek?
Oraya varmak ne kadar sürecek?
18:45
The only question is:
how long will it take to get there?
how long will it take to get there?
373
1113656
4899
Pek çok insanın, bu değişimde
ısrar etmek için
ısrar etmek için
18:50
So, it matters that a lot
of people are organizing
of people are organizing
374
1118579
4617
örgütlenmesi önemli.
18:55
to insist on this change.
375
1123220
2138
New York'ta neredeyse 400.000 insan
Birleşmiş Milletler'in bu konudaki
Birleşmiş Milletler'in bu konudaki
18:57
Almost 400,000 people
marched in New York City
marched in New York City
376
1125382
3784
19:01
before the UN special session on this.
377
1129190
2847
özel oturumundan önce yürüyüş yaptı.
19:04
Many thousands, tens of thousands,
378
1132061
2004
Binlerce, on binlerce insan
19:06
marched in cities around the world.
379
1134089
2873
dünyanın her yerinde
toplu yürüyüşler yaptı.
toplu yürüyüşler yaptı.
19:08
And so, I am extremely optimistic.
380
1136986
4143
Bu yüzden, son derece iyimserim.
19:13
As I said before,
we are going to win this.
we are going to win this.
381
1141153
2555
Daha önce de söylediğim gibi,
bunu kazanacağız.
bunu kazanacağız.
19:15
I'll finish with this story.
382
1143732
1967
Son bir hikâyeyle bitireceğim.
19:18
When I was 13 years old,
383
1146218
2592
13 yaşındayken,
Başkan Kennedy'nin 10 yıl içinde
19:20
I heard that proposal by President Kennedy
384
1148834
3431
Ay'a bir insan indirip güvenli bir şekilde
19:24
to land a person on the Moon
and bring him back safely
and bring him back safely
385
1152289
2551
geri getirme hedefini duydum.
19:26
in 10 years.
386
1154864
1165
O zamanki büyüklerin:
"Bu çok tedbirsiz,
"Bu çok tedbirsiz,
19:28
And I heard adults
of that day and time say,
of that day and time say,
387
1156053
2984
19:31
"That's reckless, expensive,
may well fail."
may well fail."
388
1159061
3517
pahalı, başarısız olabilir"
dediklerini duydum.
dediklerini duydum.
19:34
But eight years and two months later,
389
1162602
2177
Ama 8 yıl 2 ay sonra,
Neil Armstrong Ay'a ayak bastığında,
19:36
in the moment that Neil Armstrong
set foot on the Moon,
set foot on the Moon,
390
1164803
3262
19:40
there was great cheer that went up
in NASA's mission control in Houston.
in NASA's mission control in Houston.
391
1168089
4590
Houston'daki NASA'nın program kontrol
odasından sevinç çığlıkları yükseliyordu.
odasından sevinç çığlıkları yükseliyordu.
19:44
Here's a little-known fact about that:
392
1172703
2460
Size bununla ilgili az bilinen
bir bilgi vereyim:
bir bilgi vereyim:
19:47
the average age of the systems engineers,
393
1175187
2205
O gün, o odadaki sistem mühendislerinin,
19:49
the controllers in the room
that day, was 26,
that day, was 26,
394
1177416
3176
denetmenlerin yaş ortalaması 26'ydı.
19:52
which means, among other things,
395
1180616
1559
Bu da pek çok başka şeyle birlikte,
19:54
their age, when they heard
that challenge, was 18.
that challenge, was 18.
396
1182199
3250
onların bu iddiayı duyduklarında
yaşlarının 18 olduğunu gösteriyor.
yaşlarının 18 olduğunu gösteriyor.
19:57
We now have a moral challenge
397
1185473
3202
Artık başkalarının adetlerinde
yüzleştiğimiz ahlaki bir meydan
okumamız var.
okumamız var.
20:00
that is in the tradition of others
that we have faced.
that we have faced.
398
1188699
3530
ABD'de son yüzyılın
en iyi şairlerinden biri,
en iyi şairlerinden biri,
20:04
One of the greatest poets
of the last century in the US,
of the last century in the US,
399
1192253
3654
20:07
Wallace Stevens,
400
1195931
1349
Wallace Stevens,
benimle kalan şu satırı yazmış:
20:09
wrote a line that has stayed with me:
401
1197304
1818
"Son 'hayır'dan sonra
Bir 'evet' gelir
Bir 'evet' gelir
20:11
"After the final 'no,'
there comes a 'yes,'
there comes a 'yes,'
402
1199146
2483
Ve bu 'evet''e
Gelecek dünya bağlıdır."
Gelecek dünya bağlıdır."
20:13
and on that 'yes',
the future world depends."
the future world depends."
403
1201653
2981
Köleliğin kaldırılması yanlıları,
hareketlerini başlattıklarında,
hareketlerini başlattıklarında,
20:16
When the abolitionists
started their movement,
started their movement,
404
1204658
2285
20:18
they met with no after no after no.
405
1206967
2207
"hayır" ardına "hayır" aldılar
20:21
And then came a yes.
406
1209198
1276
ve sonra "evet" geldi.
20:22
The Women's Suffrage
and Women's Rights Movement
and Women's Rights Movement
407
1210498
2389
Kadın Oy Hakkı ve Kadın Hakları Hareketi
20:24
met endless no's, until finally,
there was a yes.
there was a yes.
408
1212911
3595
bitmek bilmeyen "hayır"'lar aldı,
sonunda "evet"'i alana kadar.
sonunda "evet"'i alana kadar.
20:28
The Civil Rights Movement,
the movement against apartheid,
the movement against apartheid,
409
1216530
2771
Sivil Haklar Hareketi,
Irkçılığa Karşı Hareket
Irkçılığa Karşı Hareket
ve daha yenilerde Gey ve
Lezbiyen Hakları Hareketi
Lezbiyen Hakları Hareketi
20:31
and more recently, the movement
for gay and lesbian rights
for gay and lesbian rights
410
1219325
3591
burada Amerika'da ve başka yerlerde.
20:34
here in the United States and elsewhere.
411
1222940
2405
Son "hayır"'dan sonra bir "evet" gelir.
20:37
After the final "no" comes a "yes."
412
1225369
2176
20:39
When any great moral challenge
is ultimately resolved
is ultimately resolved
413
1227569
5133
Herhangi bir büyük ahlaki meydan okuma
sonuçta neyin doğru ve neyin yanlış olduğu
sonuçta neyin doğru ve neyin yanlış olduğu
20:44
into a binary choice
between what is right and what is wrong,
between what is right and what is wrong,
414
1232726
3855
arasındaki ikili seçimde kararlaştırılınca
insanoğlu olarak kim
insanoğlu olarak kim
20:48
the outcome is fore-ordained
because of who we are as human beings.
because of who we are as human beings.
415
1236605
4129
olduğumuzdan dolayı sonuç
önceden takdir edilmiş olur.
önceden takdir edilmiş olur.
20:52
Ninety-nine percent of us,
that is where we are now
that is where we are now
416
1240758
3853
%99'umuz, şu an olduğumuz yerde
20:56
and it is why we're going to win this.
417
1244635
2492
ve bu nedenle de kazanacağız.
20:59
We have everything we need.
418
1247151
1938
İhtiyacımız olan her şeye sahibiz.
21:01
Some still doubt that we have
the will to act,
the will to act,
419
1249113
3415
Bazıları hâlâ harekete geçme
azmimiz konusunda şüphe ediyor.
azmimiz konusunda şüphe ediyor.
Ama ben de diyorum ki, harekete geçme
azmi bizzat yenilenebilir bir kaynaktır.
azmi bizzat yenilenebilir bir kaynaktır.
21:04
but I say the will to act is itself
a renewable resource.
a renewable resource.
420
1252552
4690
Çok teşekkür ederim.
21:09
Thank you very much.
421
1257266
1207
21:10
(Applause)
422
1258497
3471
(Alkışlar)
21:47
Chris Anderson: You've got this incredible
combination of skills.
combination of skills.
423
1295319
3183
Chris Anderson: Bu harika beceri
birleşimlerine sahipsin.
birleşimlerine sahipsin.
21:50
You've got this scientist mind
that can understand
that can understand
424
1298526
2961
Çok çeşitli konuları anlayabilen
bir bilim adamı aklına
21:53
the full range of issues,
425
1301511
2301
ve bunları çok yalın bir dile
dökebilme yeteneğine sahipsin.
dökebilme yeteneğine sahipsin.
21:55
and the ability to turn it
into the most vivid language.
into the most vivid language.
426
1303836
3652
21:59
No one else can do that,
that's why you led this thing.
that's why you led this thing.
427
1307512
2883
Bunu başka kimse yapamaz.
Bu yüzden bu şeyin başını çekiyorsun.
Bu yüzden bu şeyin başını çekiyorsun.
22:02
It was amazing to see it 10 years ago,
it was amazing to see it now.
it was amazing to see it now.
428
1310419
3411
Bunu 10 yıl önce görmek de inanılmazdı,
şimdi görmek de inanılmaz.
şimdi görmek de inanılmaz.
22:05
Al Gore: Well, you're nice
to say that, Chris.
to say that, Chris.
429
1313854
2175
Al Gore: Böyle söylemen çok hoş Chris
ama dürüst olmak gerekirse,
bilim camiasından,
bilim camiasından,
22:08
But honestly, I have a lot
of really good friends
of really good friends
430
1316053
3161
oturup bana bunların ne olduğunu,
22:11
in the scientific community
who are incredibly patient
who are incredibly patient
431
1319238
3719
anlayabileceğim kadar basit bir dile
22:14
and who will sit there
and explain this stuff to me
and explain this stuff to me
432
1322981
2771
çevirene kadar tekrar tekrar anlatan
22:17
over and over and over again
433
1325776
1334
tanıdığım pek çok gerçekten iyi
22:19
until I can get it
into simple enough language
into simple enough language
434
1327134
3596
ve inanılmaz sabırlı arkadaşım var.
22:22
that I can understand it.
435
1330754
1212
22:23
And that's the key to trying
to communicate.
to communicate.
436
1331990
2928
Bu iletişim kurmaya çalışmanın
anahtar noktası.
anahtar noktası.
C.A.: Konuşmanla ilgili ilk kısım
dehşet vericiydi,
dehşet vericiydi,
22:27
CA: So, your talk. First part: terrifying,
437
1335497
3685
22:31
second part: incredibly hopeful.
438
1339206
1937
ikinci kısım, inanılmaz
derecede umut verici.
derecede umut verici.
22:33
How do we know that all those graphs,
all that progress, is enough
all that progress, is enough
439
1341810
5301
Tüm bu grafiklerin, tüm bu ilerlemenin,
ilk kısımda gösterdiklerini çözmek
için yeterli olduğunu nasıl bilebiliriz?
için yeterli olduğunu nasıl bilebiliriz?
22:39
to solve what you showed
in the first part?
in the first part?
440
1347135
2728
Al Gore: Bence bu kesişme --
22:41
AG: I think that the crossing --
441
1349887
3528
22:45
you know, I've only been
in the business world for 15 years.
in the business world for 15 years.
442
1353439
3013
biliyorsun, sadece 15 yıl iş dünyasındaydım
ama öğrendiğim şeylerden birisi,
görünüşe bakılırsa
görünüşe bakılırsa
22:48
But one of the things I've learned
is that apparently it matters
is that apparently it matters
443
1356476
3278
eğer yeni bir ürün ya da hizmet
yerleşikten daha pahalı ya da ucuzsa,
yerleşikten daha pahalı ya da ucuzsa,
22:51
if a new product or service
is more expensive
is more expensive
444
1359778
3164
22:54
than the incumbent, or cheaper than.
445
1362966
2154
bu bir önem teşkil ediyor.
22:57
Turns out, it makes a difference
if it's cheaper than.
if it's cheaper than.
446
1365144
2555
Sonuçta daha ucuzsa,
bir fark yarattığı anlaşılıyor.
bir fark yarattığı anlaşılıyor.
22:59
(Laughter)
447
1367723
1095
(Gülüşmeler)
Eğer bu çizgiyi geçerse,
23:00
And when it crosses that line,
448
1368842
2694
pek çok şey gerçekten değişiyor.
23:03
then a lot of things really change.
449
1371560
1896
Bu gelişmelere devamlı şaşırıyoruz.
23:05
We are regularly surprised
by these developments.
by these developments.
450
1373480
2945
23:08
The late Rudi Dornbusch,
the great economist said,
the great economist said,
451
1376449
2547
Büyük ekonomist rahmetli
Rudi Dornbusch der ki:
Rudi Dornbusch der ki:
"Bir şeyler olacağını
düşündüğünüzden daha çok vakit alır,
düşündüğünüzden daha çok vakit alır,
23:11
"Things take longer to happen
then you think they will,
then you think they will,
452
1379020
2796
sonra olabileceğini
düşündüğünüzden çok daha hızlı olur."
düşündüğünüzden çok daha hızlı olur."
23:13
and then they happen much faster
than you thought they could."
than you thought they could."
453
1381840
2958
Ben gerçekten bu noktada
olduğumuzu düşünüyorum.
olduğumuzu düşünüyorum.
23:16
I really think that's where we are.
454
1384822
1698
23:18
Some people are using the phrase
"The Solar Singularity" now,
"The Solar Singularity" now,
455
1386544
3677
Bazı insanlar buna
"Güneş Enerjisi Tekilliği" diyor,
"Güneş Enerjisi Tekilliği" diyor,
sübvansiyonsuz çoğu yerde,
23:22
meaning when it gets
below the grid parity,
below the grid parity,
456
1390245
3293
şebeke denkliğinin altına düşüldüğünde,
23:25
unsubsidized in most places,
457
1393562
2048
varsayılan seçim olacağı anlamında.
23:27
then it's the default choice.
458
1395634
1642
23:29
Now, in one of the presentations
yesterday, the jitney thing,
yesterday, the jitney thing,
459
1397300
5990
Dünkü sunumlardan birinde,
dolmuşla ilgili olan
dolmuşla ilgili olan
23:35
there is an effort to use
regulations to slow this down.
regulations to slow this down.
460
1403314
5107
yönetmelikleri kullanarak bu
şeyi yavaşlatma çabası vardı.
şeyi yavaşlatma çabası vardı.
Ben sadece bunun işe
yarayacağını sanmıyorum.
yarayacağını sanmıyorum.
23:40
And I just don't think it's going to work.
461
1408445
3139
23:44
There's a woman in Atlanta, Debbie Dooley,
462
1412608
2396
Atlanta'da bir kadın var, Debbie Dooley.
23:47
who's the Chairman
of the Atlanta Tea Party.
of the Atlanta Tea Party.
463
1415028
2081
Atlanta Çay Partisi 'nin başkanı.
23:49
They enlisted her
in this effort to put a tax
in this effort to put a tax
464
1417133
2177
Güneş panelleri ve yönetmeliklere
vergi koyma teşebbüsünde
23:51
on solar panels and regulations.
465
1419334
2123
onu görevlendirmişler ve o sadece
23:53
And she had just put
solar panels on her roof
solar panels on her roof
466
1421481
2119
çatısına güneş panelleri koymuş,
23:55
and she didn't understand the request.
467
1423624
1866
talebi anlamamış.
23:57
(Laughter)
468
1425514
1765
(Kahkahalar)
23:59
And so she went and formed
an alliance with the Sierra Club
an alliance with the Sierra Club
469
1427303
3478
Sonra da gidip Sierra Kulübü'yle
ittifak kurup
ittifak kurup
24:02
and they formed a new organization
called the Green Tea Party.
called the Green Tea Party.
470
1430805
4053
Yeşil Çay Partisi adında
yeni bir dernek kurmuşlar.
yeni bir dernek kurmuşlar.
(Kahkahalar)
24:06
(Laughter)
471
1434882
1002
24:07
(Applause)
472
1435908
1001
(Alkışlar)
24:08
And they defeated the proposal.
473
1436933
1488
Teklifi geri çevirmişler.
24:10
So, finally, the answer
to your question is,
to your question is,
474
1438445
3226
Sonuç olarak, sorunun cevabı,
belki bu kulağa biraz basmakalıp
gelebilir ve belki de bir klişedir
gelebilir ve belki de bir klişedir
24:13
this sounds a little corny
and maybe it's a cliché,
and maybe it's a cliché,
475
1441695
3033
24:16
but 10 years ago -- and Christiana
referred to this --
referred to this --
476
1444752
3516
ama 10 yıl önce -- Christiana da
buna gönderme yapmıştı --
buna gönderme yapmıştı --
24:20
there are people in this audience
who played an incredibly significant role
who played an incredibly significant role
477
1448292
5907
bu odadaki dinleyiciler,
bu üstel eğrileri oluşturmakta
bu üstel eğrileri oluşturmakta
inanılmaz önemli bir rol oynadılar.
24:26
in generating those exponential curves.
478
1454223
2801
24:29
And it didn't work out economically
for some of them,
for some of them,
479
1457048
2524
Bazıları için bu ekonomik olarak
istedikleri gibi olmasa da
istedikleri gibi olmasa da
24:31
but it kick-started
this global revolution.
this global revolution.
480
1459596
3054
bu küresel devrimi harekete geçirdiler
24:34
And what people in this audience do now
481
1462674
3779
ve şimdi bu odadaki insanların,
bunu kazanacağımız bilgisiyle
yapacakları şeyler.
yapacakları şeyler.
24:38
with the knowledge
that we are going to win this.
that we are going to win this.
482
1466477
2505
24:41
But it matters a lot how fast we win it.
483
1469006
4230
Ama bunu ne kadar hızlı
kazanacağımız da oldukça önemli.
kazanacağımız da oldukça önemli.
24:45
CA: Al Gore, that was incredibly powerful.
484
1473260
2357
C.A.: Al Gore, bu inanılmaz güçlüydü.
24:47
If this turns out to be the year,
485
1475641
1675
Eğer bu yıl particilik olayının
24:49
that the partisan thing changes,
486
1477340
2828
değiştiği yıl olursa,
24:52
as you said, it's no longer
a partisan issue,
a partisan issue,
487
1480192
3378
dediğin gibi bu artık bir
particilik sorunu değil,
particilik sorunu değil,
24:55
but you bring along people
from the other side together,
from the other side together,
488
1483594
4166
sen diğer taraftan insanları da bilimle,
24:59
backed by science, backed by these kinds
of investment opportunities,
of investment opportunities,
489
1487784
3285
bu tarz yatırım imkânlarıyla
ve günü kazanacağımız gerekçesiyle
bir araya getiriyorsun,
bir araya getiriyorsun,
25:03
backed my reason that you win the day --
490
1491093
2108
25:05
boy, that's really exciting.
491
1493225
2359
bu gerçekten heyecan verici.
Çok teşekkür ederim.
25:07
Thank you so much.
492
1495608
1168
C.A.: TED'e tekrar geldiğin için
teşekkürler.
teşekkürler.
25:08
AG: Thank you so much
for bringing me back to TED.
for bringing me back to TED.
493
1496800
2507
Teşekkür ederim!
25:11
Thank you!
494
1499331
1151
(Alkışlar)
25:12
(Applause)
495
1500506
2606
ABOUT THE SPEAKER
Al Gore - Climate advocateNobel Laureate Al Gore focused the world’s attention on the global climate crisis. Now he’s showing us how we’re moving towards real solutions.
Why you should listen
Former Vice President Al Gore is co-founder and chairman of Generation Investment Management. While he’s is a senior partner at Kleiner Perkins Caufield & Byers, and a member of Apple, Inc.’s board of directors, Gore spends the majority of his time as chair of The Climate Reality Project, a nonprofit devoted to solving the climate crisis.
He is the author of the bestsellers Earth in the Balance, An Inconvenient Truth, The Assault on Reason, Our Choice: A Plan to Solve the Climate Crisis, and most recently, The Future: Six Drivers of Global Change. He is the subject of the Oscar-winning documentary An Inconvenient Truth and is the co-recipient, with the Intergovernmental Panel on Climate Change, of the Nobel Peace Prize for 2007 for “informing the world of the dangers posed by climate change.”
Gore was elected to the U.S. House of Representatives in 1976, 1978, 1980 and 1982 and the U.S. Senate in 1984 and 1990. He was inaugurated as the 45th Vice President of the United States on January 20, 1993, and served eight years.
Al Gore | Speaker | TED.com