ABOUT THE SPEAKER
Mary Norris - Copy editor
As a copy editor for the New Yorker, Mary Norris enforces some of the most authoritative (some might say eccentric) style rules in publishing.

Why you should listen

Mary Norris settled into her 30-year New Yorker copy-editing post almost by accident -- and after a picaresque series of occupations ranging from checking feet at a Cleveland swimming pool to driving a milk truck. Over the years, she has mustered her skills in the service of such storied writers as Philip Roth, Pauline Kael and George Saunders.

In her book Between You & Me, Norris reflects on her career, the oft-debated quirks of New Yorker style, the serial comma and the joys of a well-sharpened pencil.

More profile about the speaker
Mary Norris | Speaker | TED.com
TED2016

Mary Norris: The nit-picking glory of The New Yorker's Comma Queen

Mary Norris: The New Yorker Virgül Kraliçesi'nin mükemmeliyetçilik zaferi

Filmed:
1,186,688 views

30 seneden fazla süredir bu pozisyonda olan Mary Norris, "The New Yorker için editörlük yapmak beyzbol ana lig takımında kısa topçu olarak oynamak gibi -- en küçük hareket bile eleştirmenler tarafından kritik ediliyor." diyor. Bu sırada katılığıyla ve virgül manyağı olmasıyla ün salmış olsa da, kendisi bunun bir dayanağı olmadığını söylüyor. Her şeyden öte, işi tek bir şeyi hedefliyor: Yazarların iyi görünmesini sağlamak. Bu zevkli konuşma ile The New Yorker’ın kendine özgü stilini onu en iyi bilen kişi sayesinde keşfedin.
- Copy editor
As a copy editor for the New Yorker, Mary Norris enforces some of the most authoritative (some might say eccentric) style rules in publishing. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I have spentharcanmış the pastgeçmiş 38 yearsyıl
tryingçalışıyor to be invisiblegörünmez.
0
1672
5174
Son 38 yılımı görünmez olmaya
çalışarak harcadım.
00:19
I'm a copykopya editoreditör.
1
7830
1429
Ben bir editörüm.
00:21
I work at The NewYeni YorkerYorker,
2
9807
1700
The New Yorker'da çalışıyorum
00:23
and copyeditingcopyediting for The NewYeni YorkerYorker
is like playingoynama shortstopBlokaj
3
11531
4174
ve The New Yorker'da editörlük yapmak
tıpkı beyzbol ana ligindeki
bir takımda kısa topçu olarak
oynamaya benziyor:
00:27
for a MajorBüyük LeagueLig BaseballBeyzbol teamtakım:
4
15729
2214
00:29
everyher little movementhareket
getsalır pickedseçilmiş over by the criticseleştirmenler --
5
17967
3413
En küçük hareket bile eleştirmenler
tarafından kritik ediliyor --
00:33
God forbidyasaklamak you should commitişlemek an errorhata.
6
21404
2602
bir hatadan Tanrı sakınsın.
00:37
Just to clarifyaçıklamak: copykopya editorsEditörler don't chooseseçmek
what goesgider into the magazinedergi.
7
25086
3937
Açıklık kazandırmak için, editörler
dergiye ne dâhil edileceğini seçmezler.
00:41
We work at the levelseviye of the sentencecümle,
8
29530
2378
Cümle seviyesinde çalışıyoruz,
00:43
maybe the paragraphparagraf,
9
31932
1688
belki paragraf,
00:45
the wordskelimeler, the punctuationnoktalama.
10
33644
2078
kelimeler, imla.
00:48
Our business is in the detailsayrıntılar.
11
36175
2705
İşimiz detaylarla ilgili.
00:50
We put the diaeresisDiaeresis, the doubleçift dotnokta,
over the "i" in "nanaïveve."
12
38904
5134
"Naïve" (naif)'deki "i" üzerine
dieresis(ses değiştirme işareti),
yani iki nokta koyarız.
00:56
We imposeempoze houseev stylestil.
13
44591
1927
Kendi stilimizi dayatırız.
00:58
EveryHer publicationyayın has a houseev stylestil.
14
46542
2686
Her yayınevinin kendi stili vardır.
01:01
The NewYeni Yorker'sYorker's
is particularlyözellikle distinctiveayırıcı.
15
49252
2523
The New Yorker'sa özellikle
kendine hastır.
01:04
We sometimesara sıra get teasedalay for our stylestil.
16
52503
2780
Bazen stilimizle dalga geçilir.
01:07
ImagineHayal -- we still spellbüyü
"teen-agerGençken" with a hyphenkısa çizgi,
17
55307
4340
Düşünün -- hâlâ "teen-ager" (genç)
tire işareti ile yazılır,
01:11
as if that wordsözcük had just been coinedicat.
18
59671
2276
sanki o kelime yeni icat edilmiş gibi.
01:14
But you see that hyphenkısa çizgi in "teen-ageTeen-age"
19
62919
3600
Ama "teen-age"de o çizgiyi,
01:18
and that diaeresisDiaeresis over "cokoöperateperate,"
20
66543
2592
"coöperate"de o dieresisi görürsünüz
01:21
and you know you're readingokuma
The NewYeni YorkerYorker.
21
69159
2002
ve The New Yorker okuduğunuzu bilirsiniz.
01:23
CopyeditingCopyediting at The NewYeni YorkerYorker
is a mechanicalmekanik processsüreç.
22
71850
3498
The New Yorker'da editörlük
mekanik bir süreçtir.
01:27
There is a relatedilgili rolerol calleddenilen
querySorgu proofreadingyazım denetleme,
23
75372
3199
Bununla ilgili metin düzeltme
veya sayfa onaylama
01:30
or page-OK'ingSayfa-OK'ing.
24
78595
1856
diye bir rol var.
01:32
WhereasOysa copyeditingcopyediting is mechanicalmekanik,
25
80959
2770
Editörlük mekanikken,
01:35
querySorgu proofreadingyazım denetleme is interpretiveyorumsal.
26
83753
2475
metin düzeltme yorumsaldır.
01:38
We make suggestionsöneriler to the authoryazar
throughvasitasiyla the editoreditör
27
86696
3372
Editörler yoluyla yazara bir cümlenin
vurgusunu düzeltmek,
01:42
to improveiyileştirmek the emphasisvurgu of a sentencecümle
28
90092
2621
istemeyerek yapılan
tekrarlara dikkat çekmek
01:44
or pointpuan out unintentionalkasıtsız repetitionstekrarlama
29
92737
2634
ve ikna edici alternatifler sağlamak
01:47
and supplyarz compellingzorlayıcı alternativesalternatifleri.
30
95395
3996
üzere öneriler sunarız.
01:52
Our purposeamaç is to make
the authoryazar look good.
31
100502
2978
Amacımız yazarın iyi görünmesini sağlamak.
01:55
NoteNot that we give our proofsdeliller
not directlydirekt olarak to the authoryazar,
32
103504
3329
Düzeltmelerimizi doğrudan yazara değil,
01:58
but to the editoreditör.
33
106857
1519
editöre veririz.
02:00
This oftensık sık createsyaratır
a good coppolis/badkötü coppolis dynamicdinamik
34
108400
4117
Bu genelde iyi polis/kötü polis
dinamiğini yaratır
02:04
in whichhangi the copykopya editoreditör -- I'll use that
as an umbrellaşemsiye termterim --
35
112541
3524
ki bu durumda editör -- bunu kapsayıcı
bir terim olarak kullanacağım --
02:08
is invariablyher zaman the badkötü coppolis.
36
116089
3007
her zaman kötü polistir.
02:12
If we do our job well, we're invisiblegörünmez,
37
120008
2437
Eğer işimizi iyi yaparsak, görünmeziz,
02:14
but as soonyakında as we make a mistakehata,
38
122469
2072
ama hata yaptığımız anda,
02:16
we copykopya editorsEditörler becomeolmak glaringlyışıl ışıl visiblegözle görülür.
39
124565
3816
biz editörler tam anlamıyla
görünür hâle geliriz.
02:21
Here is the mostçoğu recentson mistakehata
that was laidkoydu at my doorkapı.
40
129426
3531
İşte kapıma bırakılan en güncel hata.
02:25
[Last TuesdaySalı, SarahSarah PalinPalin,
the pre-Trumpöncesi koz embodimentşekillenme
41
133931
3524
[Geçtiğimiz Salı, Cumhuriyetçi Parti'nin
popülist hiç-hiççilik
02:29
of populistpopülist no-nothingismNo-nothingism
in the RepublicanCumhuriyetçi PartyParti,
42
137479
3146
Trump öncesi simgesi Sarah Palin
02:32
endorsedonaylanan TrumpKoz.]
43
140649
1447
Trump'ı onayladı.]
02:34
"Where were The NewYeni Yorker'sYorker's fabledmasallara
copykopya editorsEditörler?" a readerokuyucu wroteyazdı.
44
142935
4208
Bir okuyucu, "The New Yorker'ın meşhur
editörleri neredeydi?" diye yazdı.
02:39
"Didn't the writeryazar mean
'know-nothingism''know-nothingism'?"
45
147167
3166
"Yazar hiççilik bilgisi demek
istememiş miydi?"
02:42
OuchAh.
46
150789
1277
Of.
02:44
There's no excusebahane for this mistakehata.
47
152090
2672
Hatanın gerekçesi olamaz.
02:46
But I like it: "no-nothingismNo-nothingism."
48
154786
3089
Ama bunu beğendim: "Hiç-hiççilik".
02:49
It mightbelki be AmericanAmerikan
vernacularArgo for "nihilismnihilizm."
49
157899
3958
"Nihilizm"in Amerikancası olabilir.
02:53
(LaughterKahkaha)
50
161881
3207
(Gülüşmeler)
02:57
Here, anotherbir diğeri readerokuyucu quotestırnak işareti
a passagegeçit from the magazinedergi:
51
165112
3024
Burada da okuyucu derginin
bir bölümünden alıntı yapıyor:
03:00
[RubyYakut was seventy-six76, but she retainedmuhafaza
her authoritativeyetkili bearingyatak;
52
168160
4037
[Ruby yetmiş altı yaşındaydı,
ama otoriter duruşunu koruyordu;
03:04
only her unsteadykararsız gaityürüyüş beliedyalanladılar her ageyaş.]
53
172221
3978
yaşını sadece titrek yürüyüşü gizliyordu.]
03:08
He addedkatma:
54
176770
1151
Şöyle eklemiş:
"Eminim ki The New Yorker'da biri
'belied' (gizliyordu)'in anlamını biliyor
03:09
"SurelyKesinlikle, someonebirisi at The NewYeni YorkerYorker
knowsbilir the meaninganlam of 'belied' yalanladılar,'
55
177945
3083
03:13
and that it is the oppositekarşısında
of how it is used in this sentencecümle.
56
181052
3208
ve bu cümlede kullanılma
şeklinin tersi.
03:16
Come on! Get it togetherbirlikte."
57
184284
1674
Haydi! Bunu halledin!"
03:18
BelieYanıltmak: to give a falseyanlış impressionizlenim.
58
186648
3508
Belie: Yanlış bir kanı vermek.
03:22
It should have been "betrayedihanet."
59
190180
2047
"Betrayed" (ele veriyordu) olmalıydı.
E.B. White bir zamanlar
The New Yorker'daki
03:25
E.B. WhiteBeyaz oncebir Zamanlar wroteyazdı
of commasvirgül in The NewYeni YorkerYorker:
60
193426
2875
virgüller hakkında şöyle yazmıştı:
03:28
"They falldüşmek with the precisionhassas
of knivesbıçak outliningAnahat oluşturma a bodyvücut."
61
196325
4864
"Bir bedenin etrafına saplanan
bıçakların hassasiyetinde."
03:33
(LaughterKahkaha)
62
201213
1702
(Gülüşmeler)
03:34
And it's truedoğru -- we get a lot
of complaintsşikayetler about commasvirgül.
63
202939
2806
Ve bu doğru -- virgüller hakkında
bir sürü şikâyet alıyoruz.
03:38
"Are there really two commasvirgül
in 'Martin' Martin LutherLuther KingKral, JrJr., Boulevard'Boulevard'?"
64
206124
3996
"Martin Luther King, Jr., Bulvarı'nda
gerçekten iki virgül mü var?"
03:42
There mayMayıs ayı not be on the signişaret, but yes,
that is NewYeni YorkerYorker stylestil for "JrJr."
65
210746
5081
İşarette olmayabilir, ama evet,
New Yorker stilinde "Jr." bu şekilde.
03:48
One wagdedikodu wroteyazdı:
66
216192
1965
Bir şakacı şöyle yazmış:
03:50
["Please, could you expelsınırdışı,
or, at leasten az, restraindizginlemek,
67
218181
3442
["Lütfen, editöryel çalışanlarınız
içindeki, virgül-manyağını
çıkarabilir misiniz veya, en azından,
dizginleyebilir misiniz?"]
03:53
the comma-maniacvirgül-manyak,
on your editorialyazı işleri staffpersonel?"]
68
221647
3024
03:56
(LaughterKahkaha)
69
224695
1352
(Gülüşmeler)
03:58
AhAh, well.
70
226071
1151
Of, peki.
03:59
In this casedurum, those commasvirgül
are well-placediyi yerleştirilmiş,
71
227246
2244
Bu durumda, o virgüller
iyi yerleştirilmiş,
yalnızca "virgül-manyağı" ile "içindeki"
04:01
exceptdışında that there should not be one
72
229514
1871
04:03
betweenarasında "maniacmanyak" and "on."
73
231409
2002
arasında virgül olmamalıydı.
04:05
(LaughterKahkaha)
74
233435
1235
(Gülüşmeler)
04:06
AlsoAyrıca, if we mustşart have commasvirgül
around "at leasten az,"
75
234694
3748
Bir de eğer "en azından"ın
yanında virgül olacaksa,
04:10
we mightbelki changedeğişiklik it up
by usingkullanma dashestire around that phraseifade:
76
238466
4040
o ifadenin yanına tire işaretleri
koyarak değiştirebiliriz:
04:14
"... -- or, at leasten az, restraindizginlemek --"
77
242530
2688
"... -- veya, en azından,
dizginleyebilir misiniz--"
04:18
PerfectMükemmel.
78
246392
1170
Mükemmel.
04:19
(ApplauseAlkış)
79
247586
1578
(Alkış)
04:21
Then there's this:
80
249188
1335
Sonra şu var:
04:22
"Love you, love your magazinedergi,
81
250547
1438
"Sizi seviyorum, derginizi seviyorum,
04:24
but can you please stop writingyazı
massivemasif numberssayılar as textMetin?"
82
252009
5197
ama lütfen büyük sayıları metin olarak
yazmayı bırakır mısınız?"
04:29
[two and a halfyarım millionmilyon ...]
83
257230
1554
[iki buçuk milyon ...]
04:30
No.
84
258808
1159
Hayır.
04:31
(LaughterKahkaha)
85
259991
2038
(Gülüşmeler)
04:34
One last criCRI dede coeurCoeur
from a spellingYazım denetimi sticklerçok ayrıntı meraklısı:
86
262053
3102
Titiz bir imlacıdan son bir itiraz:
04:37
["Those long stringyKılçıklı things
are vocalvokal cordskordonlar, not chordsakorları."]
87
265179
5144
["O uzun ip gibi şeyler ses telleri
(vocal cords), akortlar (chords) değil."]
04:42
The outragedçileden readerokuyucu addedkatma,
88
270347
2149
Öfkeli okuyucu eklemiş,
04:44
"I'm sure I'm not the first to writeyazmak
89
272520
1833
"Eminim ki bu korkunç imla hatasına
04:46
regardingilişkin this egregiousyaman
proofreadingyazım denetleme errorhata,
90
274377
3221
dair yazan ilk kişi değilim,
04:49
but I'm equallyaynı derecede sure I won'talışkanlık be the last.
91
277622
2406
ama aynı derecede eminim ki
son da olmayacağım.
04:52
FieBes!"
92
280052
1220
Yuh!"
04:53
(LaughterKahkaha)
93
281296
2221
(Gülüşmeler)
04:55
I used to like gettingalma mailposta.
94
283541
1885
Eskiden posta almayı severdim.
04:59
There is a pactPaktı
betweenarasında writersyazarlar and editorsEditörler.
95
287222
2596
Yazarlar ve editörler arasında
bir anlaşma vardır.
05:01
The editoreditör never sellssatar out the writeryazar,
96
289842
2379
Editör yazarı hiçbir zaman satmaz,
05:04
never goesgider publichalka açık about badkötü jokesŞakalar
that had to be cutkesim
97
292245
3552
çıkarılması gereken kötü şakaları
veya fazla uzun hikâyeleri
05:07
or storieshikayeleri that wentgitti on too long.
98
295821
2450
toplumla paylaşmaz.
05:10
A great editoreditör saveskaydeder a writeryazar
from her excessesaşırılıkları.
99
298295
4858
Çok iyi bir editör yazarı
fazlalıklarından kurtarır.
05:15
CopyKopya editorsEditörler, too, have a codekod;
100
303558
2028
Kopya editörlerinin de kuralları vardır;
05:17
we don't advertisereklam our oversightsoversights.
101
305610
2483
hatalarımızı ilan etmeyiz.
05:20
I feel disloyalsadakatsiz divulgingaçığa them here,
102
308593
2700
Onları burada açıkladığım için
sadakatsiz hissediyorum,
05:23
so let's have look at what we do right.
103
311317
3054
o zaman neleri doğru
yaptığımıza bir göz atalım.
05:27
SomehowBir şekilde, I've gottenkazanılmış
a reputationitibar for sternnesssternness.
104
315570
2904
Bir şekilde katılığımla ünlendim.
05:31
But I work with writersyazarlar who know
how to have theironların way with me.
105
319133
4117
Ama benimle geçinmesini bilen
yazarlarla çalışıyorum.
05:35
I've knownbilinen IanIan FrazierFrazier'ı, or "SandySandy,"
sincedan beri the earlyerken 80s.
106
323741
4148
Ian Frazier veya "Sandy"yi 80'lerin
başlarından beri tanıyorum.
05:39
And he's one of my favoritesSık Kullanılanlar,
107
327913
1629
Ve kendisi en sevdiklerimden biri,
05:41
even thoughgerçi he sometimesara sıra writesyazıyor a sentencecümle
108
329566
2445
zaman zaman editörün duraksamasına
05:44
that givesverir a copykopya editoreditör pauseDuraklat.
109
332035
2096
sebep olan cümleler yazsa da.
05:46
Here is one from a storyÖykü
about StatenStaten IslandAda
110
334846
2534
Sandy Kasırgası'ndan sonra
Staten Adası hakkında
05:49
after HurricaneKasırga SandySandy:
111
337404
1991
bir hikâyesinden:
05:52
[A dockDock that had been brokenkırık
in the middleorta and lostkayıp its other halfyarım
112
340092
4009
[Ortasından kopmuş bir rıhtım
ve diğer yarısı
05:56
slopedeğimli down towardkarşı the waterSu,
113
344125
2384
suya kayarak kaybolmuş,
05:58
its supportdestek pipesborular and wiresteller
leaningeğilerek forwardileri
114
346533
3680
destekleyici boruları ve kabloları
öne doğru çıkmış,
06:02
like when you openaçık a boxkutu
of linguineLinguine and it slidesslaytlar out.]
115
350237
3811
sanki bir paket çubuk makarnayı
açmışsınız ve dışarı çıkmış gibi.]
06:06
(LaughterKahkaha)
116
354072
1254
(Gülüşmeler)
06:07
This would never have got pastgeçmiş
the grammariandilbilimci in the daysgünler of yoreEskiden.
117
355350
5130
Bu eski zamanlarda gramerciden
kesinlikle geçemezdi.
06:12
But what could I do?
118
360504
1239
Fakat ne yapabilirdim?
06:13
TechnicallyTeknik olarak, the "like" should be an "as,"
119
361767
2604
Teknik olarak "sanki" (like),
"tıpkı" (as) olmalı,
06:16
but it soundssesleri ridiculousgülünç,
120
364395
1444
ama kulağa gülünç geliyor,
06:17
as if the authoryazar were about to embarkatılmak
on an extendedGenişletilmiş HomericHomeros similebenzetme --
121
365863
3713
sanki yazar Homeras'a özgü büyük
bir mecaza girişmek üzere --
06:22
"as when you openaçık a boxkutu of linguineLinguine."
122
370211
3160
"tıpkı bir paket çubuk makarnayı
açmışsınız ve dışarı çıkmış gibi."
06:25
(LaughterKahkaha)
123
373395
1309
(Gülüşmeler)
06:26
I decidedkarar that the hurricanekasırga
conferreddoğan poeticşiirsel justiceadalet on SandySandy
124
374728
4776
Kasırgaya Sandy ile şiirsel adalet
verildiğine karar vererek
06:31
and let the sentencecümle standdurmak.
125
379528
1651
cümlenin kalmasına izin verdim.
06:33
(LaughterKahkaha)
126
381203
1087
(Gülüşmeler)
Genelde bir şeyin yanlış
olduğunu düşünürsem,
06:34
GenerallyGenellikle, if I think something is wrongyanlış,
127
382314
2008
06:36
I querySorgu it threeüç timeszamanlar.
128
384346
1492
üç kez sorgularım.
06:37
I told SandySandy that not long agoönce
in a momentan of indiscretionpatavatsızlık and he said,
129
385862
3855
Sandy'ye bir süre önce bunu bir anlık
düşüncesizlikle söyledim ve şöyle dedi,
06:41
"Only threeüç?"
130
389741
1511
"Sadece üç?"
06:43
So, he has learnedbilgili to holdambar out.
131
391276
1744
Yani direnmeyi öğrendi.
Son zamanlarda "Şehrin Konuşması"
için bir hikâye yazdı,
06:45
RecentlySon zamanlarda, he wroteyazdı a storyÖykü
for "Talk of the TownŞehir,"
132
393044
2399
06:47
that's the sectionBölüm
at the frontön of the magazinedergi
133
395467
2221
bu bölüm derginin ön tarafında
06:49
with shortkısa piecesparçalar on subjectskonular
rangingarasında değişen from RickyRicky Jay'sJay's exhibitsergi
134
397712
3078
Ricky Jay'in Metropolitan
Müzesi'ndeki sergisinden
Fransa'ya artık yemek torbalarının
06:52
at the MetropolitanBüyükşehir MuseumMüze
135
400814
1545
06:54
to the introductionGiriş
of doggieköpek bagsçantalar in FranceFransa.
136
402383
3171
gelişine kadar farklı konularda
kısa parçalar olan yer.
06:57
Sandy'sSandy'nin storyÖykü was about
the returndönüş to the BronxBronx
137
405578
2418
Sandy'nin hikâyesi Bronx
Yüksek Mahkeme Yargıcı
Sonia Sotomayor'un dönüşüyle ilgiliydi.
07:00
of SupremeYüce CourtMahkeme JusticeAdalet SoniaSonia SotomayorSotomayor.
138
408020
2667
07:02
There were threeüç things
in it that I had to challengemeydan okuma.
139
410711
2549
İçinde sorgulamam gereken üç şey vardı.
07:05
First, a grammardilbilgisi querySorgu.
140
413284
1564
İlki gramer sorgusu.
07:06
The justiceadalet was wearinggiyme blacksiyah
and SandySandy wroteyazdı,
141
414872
2595
Yargıç siyah giyiyordu
ve Sandy şöyle yazmıştı,
07:09
[Her faceyüz and handseller stooddurdu out
like in an oldeski, mostlyçoğunlukla darkkaranlık paintingboyama.]
142
417491
5076
[Yüzü ve elleri sanki eski, çoğu siyah
bir resimdeki gibi dikkat çekiyordu.]
07:15
Now, unlikeaksine with the hurricanekasırga,
143
423043
1950
Kasırgada olanın aksine,
07:17
with this "like," the authoryazar
didn't have the excusebahane
144
425017
2468
bu "sanki" ile yazarın
kasırganın zararını
07:19
of describingaçıklayan hurricanekasırga damagehasar.
145
427509
1807
anlatmak gibi bir özrü yoktu.
07:21
"Like" in this senseduyu is a prepositionedat,
and a prepositionedat takes an objectnesne,
146
429340
4296
Bu bağlamda sanki bir edat
ve bir edat bir nesne alır,
07:25
whichhangi is a nounad, sıfat.
147
433660
1193
yani bir isim.
07:26
This "like" had to be an "as."
148
434877
2532
Bu "sanki", "tıpkı" olmak zorunda.
07:29
"As in an oldeski, mostlyçoğunlukla darkkaranlık paintingboyama."
149
437433
3158
"Tıpkı eski, çoğu siyah
bir resimdeki gibi."
07:32
Secondİkinci, a spellingYazım denetimi issuekonu.
150
440615
1650
İkincisi, imla hatası.
07:34
The authoryazar was quotingalıntı yapmak someonebirisi
who was assistingYardım the justiceadalet:
151
442289
2995
Yazar yargıca yardımcı olan
birinden bahsediyordu:
07:37
["It will be just a minutedakika.
152
445986
1422
["Sadece bir dakika alacak.
07:39
We are gettingalma the justiceadalet mic'edmic'ed,"]
153
447432
2641
Yargıca mikrofon koyuyoruz (mic'ed)."]
07:43
Mic'edMic'ed?
154
451434
1150
Mic'ed?
07:44
The musicmüzik industrysanayi spellsbüyü it "micmikrofon"
155
452982
1997
Müzik endüstrisi "mic" (mikrofon)
olarak söyler.
07:47
because that's how it's spelledyazıldığından
on the equipmentekipman.
156
455003
2358
Çünkü ekipmanda o şekilde yazılır.
Bu şekilde yazılarak fiil olarak
kullanıldığını hiç görmemiştim
07:49
I'd never seengörüldü it used
as a verbfiil with this spellingYazım denetimi,
157
457385
2427
07:51
and I was distraughtperişan
to think that "mic'edmic'ed"
158
459836
2530
ve "mic'ed"in benim gözetimimde
dergiye gireceği
07:54
would get into the magazinedergi on my watch.
159
462390
2285
düşüncesiyle çılgına dönmüştüm.
07:56
(LaughterKahkaha)
160
464699
1011
(Gülüşmeler)
07:57
NewYeni YorkerYorker stylestil for "microphonemikrofon"
in its abbreviatedkısaltılmış formform is "mikeMike."
161
465734
3919
New Yorker stilinde mikrofonun
kısaltılmış hâli "mike".
08:02
FinallySon olarak, there was a stickyyapışkan
grammardilbilgisi and usagekullanım issuekonu
162
470519
2627
Son olarak, vıcık vıcık bir gramer
ve kullanım meselesi vardı,
08:05
in whichhangi the pronounzamir has to have
the sameaynı grammaticalgramatik numbernumara
163
473170
3714
ki zamirin kendisinden önce
gelenle aynı gramatik sayıya
08:08
as its antecedentönce gelen.
164
476908
1451
sahip olması gerekiyordu.
08:11
[everyoneherkes in the vicinityçevresinde
heldbekletilen theironların breathnefes]
165
479292
3595
[yakındaki herkes nefeslerini tuttu]
08:15
"TheirOnların" is pluralÇoğul and "everyoneherkes,"
its antecedentönce gelen, is singularTekil.
166
483491
4195
"-ler" çoğul ve önce gelen
"herkes" ise tekil.
08:19
You would never say,
"EveryoneHerkes were there."
167
487710
2938
Hiçbir zaman şöyle demezsiniz.
"Herkes oradaydılar."
08:22
EveryoneHerkes was there. EveryoneHerkes is here.
168
490672
3841
Herkes oradaydı. Herkes burada.
08:26
But people say things like,
"EveryoneHerkes heldbekletilen theironların breathnefes" all the time.
169
494537
3614
Ama insanlar, "Herkes nefeslerini tuttu"
gibi şeyleri her zaman söyler.
Bir meşruluk kazandırmak için
08:30
To give it legitimacymeşruluk,
170
498175
1219
08:31
copykopya editorsEditörler call it
"the singularTekil 'their' onların,'"
171
499418
3423
editörler buna "tekil 'onlar'" derler,
08:34
as if callingçağrı it singularTekil
makesmarkaları it no longeruzun pluralÇoğul.
172
502865
3065
sanki tekil demek onları
artık çoğul yapmıyormuş gibi.
08:37
(LaughterKahkaha)
173
505954
1394
(Gülüşmeler)
08:39
It is my job when I see it in printbaskı
to do my besten iyi to eliminateelemek it.
174
507372
5199
Baskıda onları gördüğümde
elimine etmek benim işim.
08:45
I couldn'tcould make it,
"EveryoneHerkes heldbekletilen her breathnefes,"
175
513370
2478
Şöyle yapamam, "Herkes kendi (eril)
nefesini tuttu"
veya "Herkes kendi (dişil) nefesini tuttu"
08:47
or "EveryoneHerkes heldbekletilen his breathnefes,"
176
515872
1692
08:49
or "EveryoneHerkes heldbekletilen his or her breathnefes."
177
517588
2562
veya "Herkes kendi (eril)
veya kendi (dişil) nefesini tuttu."
08:52
WhateverNe olursa olsun I suggestedönerdi had to blendkarışım in.
178
520174
2820
Önerdiğim şeyin oturması lazım.
Yazar şu şekilde
08:55
I askeddiye sordu, throughvasitasiyla the editoreditör,
179
523018
1356
değiştirmek ister mi diye
editör aracılığıyla sordum,
08:56
if the authoryazar would considerdüşünmek changingdeğiştirme it
180
524398
2048
08:58
to "All in the vicinityçevresinde
heldbekletilen theironların breathnefes,"
181
526470
2571
"Yakındaki herkesler nefeslerini tuttu,"
09:01
because "all" is pluralÇoğul.
182
529065
1842
çünkü herkesler çoğuldur.
09:02
NopeHayır.
183
530931
1157
Hayır.
09:04
I trieddenenmiş again: "All those presentmevcut
heldbekletilen theironların breathnefes?"
184
532112
3230
Yeniden denedim: "Orada olan herkesler
nefeslerini tuttu?"
Bunun belli belirsiz
tarafsız olduğunu düşündüm.
09:07
I thought this soundedkulağa vaguelybelli belirsiz judicialyargı.
185
535366
2221
09:09
But the editoreditör pointedişaretlendi out
186
537611
1247
Ama editör aynı cümlede
09:10
that we could not have "presentmevcut"
and "presencevarlık"
187
538882
2405
hem "olan", hem de "bulunan"ın
09:13
in the sameaynı sentencecümle.
188
541311
1443
olamayacağını söyledi.
09:15
When the finalnihai proofkanıt camegeldi back,
189
543108
1579
Son düzeltmeler geri geldiğinde,
09:16
the authoryazar had acceptedkabul edilmiş "as" for "like,"
190
544711
2576
yazar "sanki" yerine "tıpkı"yı
ve "mic'ed" yerine
"miked" (mikrofon koymak)'ı kabul etmişti.
09:19
and "mikedMikrofonun" for "mic'edmic'ed."
191
547311
1935
09:21
But on "EveryoneHerkes heldbekletilen theironların breathnefes,"
he stooddurdu his groundzemin.
192
549270
3474
Ama "Yakındaki herkes
nefeslerini tuttu"da ısrar etmişti.
09:25
Two out of threeüç isn't badkötü.
193
553490
1396
Üçte iki, kötü değil.
09:28
In the sameaynı issuekonu,
194
556010
1243
Aynı sayıda
09:29
in that pieceparça on doggieköpek bagsçantalar in FranceFransa,
195
557277
2522
Fransa'daki artık yemek
torbaları hakkındaki yazıda
09:31
there was the gratuitousgereksiz use
of the f-wordf-word by a FrenchmanFransız.
196
559823
3738
Fransız bir adam tarafından
s-kelimesinin yersiz kullanımı vardı.
09:36
I wondermerak etmek, when the mailposta comesgeliyor in,
197
564260
2604
Posta geldiğinde, hangisinin okuyucuları
09:38
whichhangi will have offendedrahatsız the readersokuyucular more.
198
566888
2858
daha fazla rahatsız ettiğini
merak ediyorum.
09:41
(LaughterKahkaha)
199
569770
1673
(Gülüşmeler)
09:43
Thank you.
200
571467
1151
Teşekkürler.
09:44
(ApplauseAlkış)
201
572642
3352
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Mary Norris - Copy editor
As a copy editor for the New Yorker, Mary Norris enforces some of the most authoritative (some might say eccentric) style rules in publishing.

Why you should listen

Mary Norris settled into her 30-year New Yorker copy-editing post almost by accident -- and after a picaresque series of occupations ranging from checking feet at a Cleveland swimming pool to driving a milk truck. Over the years, she has mustered her skills in the service of such storied writers as Philip Roth, Pauline Kael and George Saunders.

In her book Between You & Me, Norris reflects on her career, the oft-debated quirks of New Yorker style, the serial comma and the joys of a well-sharpened pencil.

More profile about the speaker
Mary Norris | Speaker | TED.com