TEDWomen 2016
Sharon Brous: It's time to reclaim religion
Sharon Brous: Dini kurtarmanın tam zamanı
Filmed:
Readability: 4.3
1,391,871 views
Dünyanın kontrolden çıkmış gibi göründüğü bir anda, din alakasız gibi hissettirebilir -- ya da sorunun bir parçası gibi. Fakat Haham Sharon Brous, modern zamanın ihtiyaçlarına uygun olarak dini yeniden şekillendirebileceğimize inanıyor. Bu heyecanlı konuşmada Brous, yeniden canlandırılmış bir dini uygulamanın dört prensibini paylaşıyor -- ve şiddet, aşırıcılık ve karamsarlığın hissizleştiren gerçekliğine karşı bütün inanç türlerinin umutlu bir karşıt-anlatı olarak var olabileceğini öne sürüyor.
Sharon Brous - Rabbi
Rabbi Sharon Brous is a leading voice in reanimating religious life in America, working to develop a spiritual roadmap for soulful, multi-faith justice work. Full bio
Rabbi Sharon Brous is a leading voice in reanimating religious life in America, working to develop a spiritual roadmap for soulful, multi-faith justice work. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I was a new mother
0
960
2216
2004'ün ilkbaharında,
00:15
and a young rabbi
1
3200
1256
yeni bir anneydim
00:16
in the spring of 2004
2
4480
1856
ve genç bir hahamdım
00:18
and the world was in shambles.
3
6360
2240
ve dünya, karman çormandı.
00:21
Maybe you remember.
4
9240
1256
Belki hatırlarsınız.
00:22
Every day, we heard devastating reports
from the war in Iraq.
from the war in Iraq.
5
10520
3136
Irak'taki savaştan her gün
yıkıcı haberler duyuyorduk.
yıkıcı haberler duyuyorduk.
00:25
There were waves of terror
rolling across the globe.
rolling across the globe.
6
13680
3856
Dünya geneline yayılan
bir terör dalgası vardı.
bir terör dalgası vardı.
00:29
It seemed like humanity
was spinning out of control.
was spinning out of control.
7
17560
2680
İnsanlık kontrolden çıkmış gibiydi.
00:33
I remember the night that I read
8
21000
1856
Madrid'de metro sistemindeki
00:34
about the series of coordinated bombings
9
22880
2136
eşgüdümlü bombalama serileri hakkında
00:37
in the subway system in Madrid,
10
25040
2696
okuduğum geceyi hatırlıyorum,
00:39
and I got up and I walked over to the crib
11
27760
2056
kalktım ve altı aylık kız bebeğimin
00:41
where my six-month-old baby girl
12
29840
2416
içinde tatlıca uyuduğu
00:44
lay sleeping sweetly,
13
32280
1856
beşiğe doğru yürüdüm
00:46
and I heard the rhythm of her breath,
14
34160
2336
ve nefesinin ritmini duydum
00:48
and I felt this sense of urgency
coursing through my body.
coursing through my body.
15
36520
3576
ve vücudumdan akan
ivedilik hissiyatını sezinledim.
ivedilik hissiyatını sezinledim.
00:52
We were living through a time
of tectonic shifts in ideologies,
of tectonic shifts in ideologies,
16
40120
4056
İdeolojilerde, politikada, dinde,
nüfusta tektonik değişimlerin
nüfusta tektonik değişimlerin
00:56
in politics, in religion, in populations.
17
44200
2656
yaşandığı bir zamanda yaşıyorduk.
00:58
Everything felt so precarious.
18
46880
2080
Her şey çok kırılgandı.
01:01
And I remember thinking,
19
49480
1256
Şöyle düşünmüştüm,
01:02
"My God, what kind of world
did we bring this child into?
did we bring this child into?
20
50760
3600
"Aman Tanrım, biz bu çocuğu
nasıl bir dünyaya getirdik?
nasıl bir dünyaya getirdik?
01:06
And what was I as a mother
and a religious leader
and a religious leader
21
54960
3056
Bir anne ve dini lider olarak
bu konu hakkında
bu konu hakkında
01:10
willing to do about it?
22
58040
1520
ne yapmak istiyorum?"
01:14
Of course, I knew it was clear
23
62840
2776
Tabii ki dinin, bu hızla değişen
01:17
that religion would be
a principle battlefield
a principle battlefield
24
65640
2896
manzarada bir prensipler
savaşı meydanı olduğunun
savaşı meydanı olduğunun
01:20
in this rapidly changing landscape,
25
68560
2456
aşikar olduğunu biliyordum
01:23
and it was already clear
26
71040
1696
ve dinin,
01:24
that religion was a significant
part of the problem.
part of the problem.
27
72760
2720
sorunun önemli bir kısmı
olduğu da zaten aşikardı.
olduğu da zaten aşikardı.
01:28
The question for me was,
28
76120
1256
Benim için soru şuydu,
01:29
could religion
also be part of the solution?
also be part of the solution?
29
77400
2480
din, ayrıca çözümün de
bir parçası olabilir miydi?
bir parçası olabilir miydi?
01:32
Now, throughout history,
30
80480
1616
Şimdi, tarih boyunca,
01:34
people have committed
horrible crimes and atrocities
horrible crimes and atrocities
31
82120
3216
insanlar din adı altında
dehşet suçlar işlediler
dehşet suçlar işlediler
01:37
in the name of religion.
32
85360
1640
ve vahşete sebep oldular.
01:40
And as we entered the 21st century,
33
88160
2456
21. yüzyıla girdiğimizde
01:42
it was very clear that religious extremism
was once again on the rise.
was once again on the rise.
34
90640
4720
dini aşırıcılığın tekrar
yükselişe geçtiği aşikardı.
yükselişe geçtiği aşikardı.
01:47
Our studies now show
35
95760
1256
Şu anda çalışmalarımız
01:49
that over the course
of the past 15, 20 years,
of the past 15, 20 years,
36
97040
3256
geçtiğimiz 15, 20 yıl boyunca
düşmanlıkların ve dinle ilgili şiddetin
düşmanlıkların ve dinle ilgili şiddetin
01:52
hostilities and religion-related violence
37
100320
2136
tüm dünyada
01:54
have been on the increase
all over the world.
all over the world.
38
102480
2936
yükselişe geçmiş olduğunu gösteriyor.
01:57
But we don't even need
the studies to prove it,
the studies to prove it,
39
105440
2256
Ama kanıtlamak için
çalışmalara bile gerek yok,
çalışmalara bile gerek yok,
01:59
because I ask you,
how many of us are surprised today
how many of us are surprised today
40
107720
3176
çünkü soruyorum, bugün
bir bombalama ya da silahlı eylem
bir bombalama ya da silahlı eylem
02:02
when we hear the stories
of a bombing or a shooting,
of a bombing or a shooting,
41
110920
3776
hikayesi duyduğunuzda
ve sonra tetik çekilmeden
ve sonra tetik çekilmeden
02:06
when we later find out
that the last word that was uttered
that the last word that was uttered
42
114720
2816
veya bomba patlatılmadan önce
söylenen son kelimenin
söylenen son kelimenin
02:09
before the trigger is pulled
or the bomb is detonated
or the bomb is detonated
43
117560
2816
Tanrının adı olduğunu öğrendiğinizde
02:12
is the name of God?
44
120400
1616
kaçımız şaşırıyor?
02:14
It barely raises an eyebrow today
45
122040
2656
Başka bir insanın,
02:16
when we learn that yet another person
46
124720
1936
Tanrının çocuklarının canlarını alarak
02:18
has decided to show his love of God
47
126680
2536
Tanrıya sevgisini gösterme
kararı aldığını öğrenince
kararı aldığını öğrenince
02:21
by taking the lives of God's children.
48
129240
2240
sadece şaşkınlıktan gözlerimiz açılıyor.
02:24
In America, religious extremism
49
132680
2416
Amerika'da dini aşırıcılık,
02:27
looks like a white,
antiabortion Christian extremist
antiabortion Christian extremist
50
135120
4536
beyaz, kürtaj karşıtı, Hristiyan
bir aşırıcının Colorado Springs'deki
bir aşırıcının Colorado Springs'deki
02:31
walking into Planned Parenthood
in Colorado Springs
in Colorado Springs
51
139680
3216
Aile Planlaması Derneğine girip
üç kişiyi öldürmesi
üç kişiyi öldürmesi
02:34
and murdering three people.
52
142920
1856
gibi görünüyor.
02:36
It also looks like a couple
53
144800
2256
Ayrıca bir çiftin, IŞİD'den etkilenerek
02:39
inspired by the Islamic State
54
147080
1816
San Bernardino'da
02:40
walking into an office party
in San Bernardino and killing 14.
in San Bernardino and killing 14.
55
148920
4616
bir ofis partisine girip
14 kişiyi öldürmesi gibi görünüyor.
14 kişiyi öldürmesi gibi görünüyor.
02:45
And even when religion-related extremism
does not lead to violence,
does not lead to violence,
56
153560
4816
Hatta dine bağlı aşırıcılık
şiddete yol açmadığında bile,
şiddete yol açmadığında bile,
02:50
it is still used
as a political wedge issue,
as a political wedge issue,
57
158400
3016
politik bir set
meselesi olarak kullanılıyor,
meselesi olarak kullanılıyor,
02:53
cynically leading people
to justify the subordination of women,
to justify the subordination of women,
58
161440
4096
bu da insanların, kadınların
itaatini, LGBT insanlarının
itaatini, LGBT insanlarının
02:57
the stigmatization of LGBT people,
59
165560
2456
damgalanmasını, ırkçılığı, İslam fobisini
03:00
racism, Islamophobia and anti-Semitism.
60
168040
3600
ve Yahudi karşıtlığını
meşrulaştırmasını sağlıyor.
meşrulaştırmasını sağlıyor.
03:04
This ought to concern deeply
61
172320
2096
Dinin geleceği ve inancın geleceği
03:06
those of us who care
about the future of religion
about the future of religion
62
174440
2936
konusuyla ilgilenenler, bu konuyla
03:09
and the future of faith.
63
177400
2216
derinden ilgilenmeli.
03:11
We need to call this what it is:
64
179640
2376
Bu, neyse odur:
03:14
a great failure of religion.
65
182040
2160
dinin büyük bir başarısızlığı.
03:17
But the thing is, this isn't even the only
challenge that religion faces today.
challenge that religion faces today.
66
185120
4840
Sorun şu ki, dinin günümüzde
karşılaştığı tek mücadele bu değil.
karşılaştığı tek mücadele bu değil.
03:24
At the very same time
67
192040
1736
Aynı zamanda
03:25
that we need religion
to be a strong force against extremism,
to be a strong force against extremism,
68
193800
3616
dinin aşırıcılığa karşı baskın bir
kuvvet olmasına ihtiyacımız varken
kuvvet olmasına ihtiyacımız varken
03:29
it is suffering
from a second pernicious trend,
from a second pernicious trend,
69
197440
3016
o, ikinci bir tehlike akımıyla uğraşıyor,
03:32
what I call religious routine-ism.
70
200480
2800
buna dini rutin-cilik diyorum.
03:35
This is when our institutions
and our leaders
and our leaders
71
203840
2576
Kurumlarımız ve liderlerimiz
hayattan yoksun,
hayattan yoksun,
03:38
are stuck in a paradigm
that is rote and perfunctory,
that is rote and perfunctory,
72
206440
3776
vizyondan yoksun ve ruhtan yoksun
03:42
devoid of life, devoid of vision
73
210240
2056
bu ezber ve üstünkörülük paradigmasında
03:44
and devoid of soul.
74
212320
1720
sıkışıp kaldılar.
03:46
Let me explain what I mean like this.
75
214520
2376
Ne demek istediğimi açıklayayım.
03:48
One of the great blessings
of being a rabbi
of being a rabbi
76
216920
2776
Bir haham olmanın
en büyük lütuflarından birisi,
en büyük lütuflarından birisi,
03:51
is standing under the chuppah,
under the wedding canopy, with a couple,
under the wedding canopy, with a couple,
77
219720
4656
bir çiftle birlikte chuppah adlı
nikah kubbesinin altında duruyorduk
nikah kubbesinin altında duruyorduk
03:56
and helping them proclaim publicly
78
224400
2256
ve beyan ederek
03:58
and make holy the love
that they found for one another.
that they found for one another.
79
226680
3256
birbirlerinde buldukları sevgiyi
kutsallaştırmalarına yardımcı oldum.
kutsallaştırmalarına yardımcı oldum.
04:01
I want to ask you now, though,
80
229960
1936
Şimdi düşünmenizi istiyorum,
04:03
to think maybe from your own experience
81
231920
1896
belki tecrübelerinizden yola çıkarsınız
04:05
or maybe just imagine it
82
233840
1416
ya da hayal edersiniz;
04:07
about the difference
between the intensity of the experience
between the intensity of the experience
83
235280
2896
bir nikah kubbesi altında
yaşanılan tecrübenin yoğunluğuyla,
yaşanılan tecrübenin yoğunluğuyla,
04:10
under the wedding canopy,
84
238200
1736
belki de altıncı
04:11
and maybe the experience
of the sixth or seventh anniversary.
of the sixth or seventh anniversary.
85
239960
3216
veya yedinci yıl kutlaması
tecrübeleri arasındaki fark nedir?
tecrübeleri arasındaki fark nedir?
04:15
(Laughter)
86
243200
2456
(Gülüşmeler)
04:17
And if you're lucky enough
to make it 16 or 17 years,
to make it 16 or 17 years,
87
245680
3896
16 veya 17 yıl devam edebilecek
kadar şanslıysanız,
kadar şanslıysanız,
04:21
if you're like most people,
you probably wake up in the morning
you probably wake up in the morning
88
249600
2976
çoğu insan gibiyseniz
muhtemelen sabah uyanacaksınız
muhtemelen sabah uyanacaksınız
04:24
realizing that you forgot to make
a reservation at your favorite restaurant
a reservation at your favorite restaurant
89
252600
3536
ve gözde restoranda rezervasyon
yaptırmayı unuttuğunuzu fark edeceksiniz
yaptırmayı unuttuğunuzu fark edeceksiniz
04:28
and you forgot so much as a card,
90
256160
1616
ve bir kart almayı unutacaksınız
04:29
and then you just hope and pray
that your partner also forgot.
that your partner also forgot.
91
257800
3080
ve sonra partnerinizin de
unuttuğunu ümit edip dua edeceksiniz.
unuttuğunu ümit edip dua edeceksiniz.
04:33
Well, religious ritual and rites
92
261959
2617
Pekala, dini törenler ve ayinler
04:36
were essentially designed
to serve the function of the anniversary,
to serve the function of the anniversary,
93
264600
3536
esasen yıl dönümü işlevine
hizmet etmek için tasarlanmıştır,
hizmet etmek için tasarlanmıştır,
04:40
to be a container in which
we would hold on to the remnants
we would hold on to the remnants
94
268160
4016
yani her şeyden önce dini doğuran
o kutsal, açığa vurucu
o kutsal, açığa vurucu
04:44
of that sacred, revelatory encounter
95
272200
2896
karşılaşmadan geriye kalanlara
04:47
that birthed the religion
in the first place.
in the first place.
96
275120
2096
tutunabileceğimiz bir konteyner gibidir.
04:49
The problem is that after a few centuries,
97
277240
2496
Sorun şu ki birkaç yüzyıl sonra,
04:51
the date remains on the calendar,
98
279760
2240
tarih takvimde kalır
04:54
but the love affair is long dead.
99
282680
2856
fakat gönül ilişkisi ölüp gitmiştir.
04:57
That's when we find ourselves
in endless, mindless repetitions
in endless, mindless repetitions
100
285560
4296
Bizlere hiçbir anlam ifade etmeyen
kelimelerin sonsuz, anlamsız tekrarları
kelimelerin sonsuz, anlamsız tekrarları
05:01
of words that don't mean anything to us,
101
289880
2216
içerisinde kendimizi
bulduğumuz an bu andır,
bulduğumuz an bu andır,
05:04
rising and being seated
because someone has asked us to,
because someone has asked us to,
102
292120
3736
birisi bizden istediği için
kalkmak ve oturmak,
kalkmak ve oturmak,
05:07
holding onto jealously guarded doctrine
103
295880
2896
çağdaş gerçekliğimizin tamamen
05:10
that's completely and wildly out of step
with our contemporary reality,
with our contemporary reality,
104
298800
3856
ve vahşice dışında kalan,
kıskançlıkla korunan doktrine tutunmak,
kıskançlıkla korunan doktrine tutunmak,
05:14
engaging in perfunctory practice
105
302680
2536
yalnızca bir şeyler her zaman
05:17
simply because that's the way
things have always been done.
things have always been done.
106
305240
3520
öyle olduğu için, yarım yamalak
eylemlerle meşgul olmak.
eylemlerle meşgul olmak.
05:22
Religion is waning in the United States.
107
310080
3496
Din, Birleşik Devletler'de zayıflıyor.
05:25
Across the board,
churches and synagogues and mosques
churches and synagogues and mosques
108
313600
3936
Herkesi kapsayan kiliseler,
sinagoglar ve camilerin tamamı,
sinagoglar ve camilerin tamamı,
05:29
are all complaining
109
317560
1600
yalnızca geleneklerimizin
05:31
about how hard it is to maintain relevance
110
319960
4016
merkezindeki kurumlara değil
05:36
for a generation of young people
who seem completely uninterested,
who seem completely uninterested,
111
324000
4136
fakat dine bile, tamamen ilgisiz
görünen bir genç insan jenerasyonuna
görünen bir genç insan jenerasyonuna
05:40
not only in the institutions
that stand at the heart of our traditions
that stand at the heart of our traditions
112
328160
3656
ilgi sağlamanın ne kadar zor
05:43
but even in religion itself.
113
331840
2576
olduğundan şikayetçiler.
05:46
And what they need to understand
114
334440
2040
Anlamaları gereken şey ise,
05:49
is that there is today
a generation of people
a generation of people
115
337280
2736
günümüzde, dini rutin-ciliğin
cansızlığı nedeniyle
cansızlığı nedeniyle
05:52
who are as disgusted by the violence
of religious extremism
of religious extremism
116
340040
3856
ilgisiz hale gelen, dini aşırıcılığın
05:55
as they are turned off
117
343920
1696
şiddetinden tiksinen
05:57
by the lifelessness
of religious routine-ism.
of religious routine-ism.
118
345640
3320
bir insan jenerasyonu var.
06:02
Of course there is
a bright spot to this story.
a bright spot to this story.
119
350440
4040
Elbette bu hikâyenin
olumlu bir yanı da var.
olumlu bir yanı da var.
06:06
Given the crisis of these two
concurrent trends in religious life,
concurrent trends in religious life,
120
354960
4296
Yaklaşık 12 veya 13 yıl önce,
dini yaşamdaki bu iki eş zamanlı
dini yaşamdaki bu iki eş zamanlı
06:11
about 12 or 13 years ago,
I set out to try to determine
I set out to try to determine
121
359280
3696
eğilim krizi göz önünde tutulduğunda
06:15
if there was any way
122
363000
1536
kendi Yahudi geleneğimi
06:16
that I could reclaim the heart
of my own Jewish tradition,
of my own Jewish tradition,
123
364560
4176
bu alev almış dünyada yeniden anlamlı
ve amaçlı yapmak için o geleneğin
ve amaçlı yapmak için o geleneğin
06:20
to help make it meaningful
and purposeful again
and purposeful again
124
368760
2616
kalbini kazanabileceğim
bir yolun olup olmadığını
bir yolun olup olmadığını
06:23
in a world on fire.
125
371400
1440
bulmak için yola çıktım.
06:25
I started to wonder,
126
373520
1416
Merak etmeye başladım,
06:26
what if we could harness
some of the great minds of our generation
some of the great minds of our generation
127
374960
4136
jenerasyonumuzun bazı büyük
akıllarını bir araya getirebilseydik
akıllarını bir araya getirebilseydik
06:31
and think in a bold and robust
and imaginative way again
and imaginative way again
128
379120
3976
ve tekrardan cesur, güçlü
ve yaratıcı bir biçimde, dini yaşamın
ve yaratıcı bir biçimde, dini yaşamın
06:35
about what the next iteration
of religious life would look like?
of religious life would look like?
129
383120
3096
bir sonraki yinelemesinin nasıl
olacağını düşünebilsek ne olurdu?
olacağını düşünebilsek ne olurdu?
06:38
Now, we had no money,
no space, no game plan,
no space, no game plan,
130
386240
3056
Paramız, alanımız, oyun planımız yoktu
06:41
but we did have email.
131
389320
1456
fakat e-postamız vardı.
06:42
So my friend Melissa and I
sat down and we wrote an email
sat down and we wrote an email
132
390800
3696
Arkadaşım Melissa ve ben oturduk
ve birkaç arkadaşa ve meslektaşa
ve birkaç arkadaşa ve meslektaşa
06:46
which we sent out
to a few friends and colleagues.
to a few friends and colleagues.
133
394520
2856
gönderdiğimiz bir e-posta yazdık.
06:49
It basically said this:
134
397400
1816
Özetle şu yazıyordu:
06:51
"Before you bail on religion,
135
399240
1920
"Dini terk etmeden önce,
06:54
why don't we come together
this Friday night
this Friday night
136
402440
2176
neden Cuma gecesi bir araya gelip
06:56
and see what we might make
of our own Jewish inheritance?"
of our own Jewish inheritance?"
137
404640
4120
kendi Yahudi mirasımızla
ne yapabileceğimizi görmüyoruz?"
ne yapabileceğimizi görmüyoruz?"
07:01
We hoped maybe 20 people would show up.
138
409280
2616
Yaklaşık 20 kişinin gelmesini umuyorduk.
07:03
It turned out 135 people came.
139
411920
2560
Fakat 135 kişi geldi.
07:07
They were cynics and seekers,
140
415000
2536
Alaycılar ve arayışta olanlar,
07:09
atheists and rabbis.
141
417560
1736
ateistler ve hahamlar vardı.
07:11
Many people said that night
that it was the first time
that it was the first time
142
419320
2536
O gece çoğu kişi,
hayatlarında ilk kez o gece
hayatlarında ilk kez o gece
07:13
that they had a meaningful religious
experience in their entire lives.
experience in their entire lives.
143
421880
4296
anlamlı bir dini tecrübe
yaşadıklarını söylediler.
yaşadıklarını söylediler.
07:18
And so I set out to do the only
rational thing
rational thing
144
426200
2336
O durumda birisinin yapacağı
tek mantıklı şeyi
tek mantıklı şeyi
07:20
that someone would do
in such a circumstance:
in such a circumstance:
145
428560
2136
yapmak için yola koyuldum:
07:22
I quit my job and tried to build
this audacious dream,
this audacious dream,
146
430720
4936
İşimi bıraktım ve bu cesur
hayali gerçekleştirmeyi denedim,
hayali gerçekleştirmeyi denedim,
07:27
a reinvented, rethought religious life
147
435680
3040
yeniden keşfedilmiş, yeniden
düşünülmüş, "IKAR" adını verdiğimiz
düşünülmüş, "IKAR" adını verdiğimiz
07:31
which we called "IKAR,"
148
439520
2216
o dini yaşam,
07:33
which means "the essence"
or "the heart of the matter."
or "the heart of the matter."
149
441760
3176
"öz" veya "maddenin kalbi"
anlamına geliyor.
anlamına geliyor.
07:36
Now, IKAR is not alone
150
444960
2096
Günümüzde dini manzarada
07:39
out there in the religious
landscape today.
landscape today.
151
447080
2536
IKAR tek başına değil.
07:41
There are Jewish and Christian
and Muslim and Catholic religious leaders,
and Muslim and Catholic religious leaders,
152
449640
3816
Geleneklerimizin kalbini yeniden
kazanmak için yola koyulan,
kazanmak için yola koyulan,
07:45
many of them women, by the way,
153
453480
2296
dinin, çözümün bir parçası olması
07:47
who have set out to reclaim
the heart of our traditions,
the heart of our traditions,
154
455800
4016
gerektiği anın geldiğine inanan,
bu arada çoğu kadın olmak üzere,
bu arada çoğu kadın olmak üzere,
07:51
who firmly believe that now is the time
for religion to be part of the solution.
for religion to be part of the solution.
155
459840
5200
Yahudi ve Hristiyan ve Müslüman
ve Katolik dini liderler var.
ve Katolik dini liderler var.
07:57
We are going back
into our sacred traditions
into our sacred traditions
156
465600
2456
Kutsal geleneklerimize geri döndük
08:00
and recognizing that all of our traditions
157
468080
2736
ve fark ettik ki bütün geleneklerimiz
08:02
contain the raw material
to justify violence and extremism,
to justify violence and extremism,
158
470840
4296
şiddet ve aşırıcılığı meşrulaştıran
ham maddeyi içeriyor
ham maddeyi içeriyor
08:07
and also contain the raw material
to justify compassion,
to justify compassion,
159
475160
4816
ve ayrıca şefkat, birlikte yaşama
ve kibarlığı meşrulaştıran
ve kibarlığı meşrulaştıran
08:12
coexistence and kindness --
160
480000
2416
ham maddeyi de içeriyor --
08:14
that when others choose to read our texts
as directives for hate and vengeance,
as directives for hate and vengeance,
161
482440
4816
yani metinlerimiz nefret ve intikam için
yönerge olarak tercih edildiğinde
yönerge olarak tercih edildiğinde
08:19
we can choose to read those same texts
162
487280
2616
biz de aynı metinleri sevgi
08:21
as directives for love
and for forgiveness.
and for forgiveness.
163
489920
3600
ve affedicilik için yönerge olarak
okumayı tercih edebiliriz.
okumayı tercih edebiliriz.
08:26
I have found now
164
494120
1496
Sahillerdeki Yahudi-indie
08:27
in communities as varied
as Jewish indie start-ups on the coasts
as Jewish indie start-ups on the coasts
165
495640
4480
başlangıçlarından, bir kadının
camisine; New York ve Kuzey Carolina'daki
camisine; New York ve Kuzey Carolina'daki
08:32
to a woman's mosque,
166
500880
1896
siyahi kiliselere,
08:34
to black churches
in New York and in North Carolina,
in New York and in North Carolina,
167
502800
3656
bu ülkeyi adalet ve barış mesajıyla
08:38
to a holy bus loaded with nuns
168
506480
2296
kateden rahibelerle dolu otobüslere,
08:40
that traverses this country
with a message of justice and peace,
with a message of justice and peace,
169
508800
3359
bu çeşitlilik içeren topluluklarda
paylaşılan bir dini ruh olduğunu
paylaşılan bir dini ruh olduğunu
08:45
that there is a shared religious ethos
170
513039
2856
ve bunun, bu ülkede
08:47
that is now emerging in the form
of revitalized religion in this country.
of revitalized religion in this country.
171
515919
5657
yeniden canlandırılmış din
biçiminde ortaya çıktığını buldum.
biçiminde ortaya çıktığını buldum.
08:53
And while the theologies
and the practices vary very much
and the practices vary very much
172
521600
4136
Bu bağımsız topluluklar arasında
teolojiler ve eylemler çok fazla
teolojiler ve eylemler çok fazla
08:57
between these independent communities,
173
525760
2696
çeşitlilik gösterirken
09:00
what we can see are some common,
consistent threads between them.
consistent threads between them.
174
528480
3416
aralarında ortak, tutarlı bağlantılar
olduğunu da görebiliyoruz.
olduğunu da görebiliyoruz.
09:03
I'm going to share with you
four of those commitments now.
four of those commitments now.
175
531920
3040
Şimdi sizinle bu bağlılıklardan
dördünü paylaşacağım.
dördünü paylaşacağım.
09:07
The first is wakefulness.
176
535800
2216
Birincisi uyanıklık.
09:10
We live in a time today
177
538040
1896
Günümüzde, dünyanın her köşesindeki
09:11
in which we have unprecedented access
178
539960
2496
bütün küresel trajedilerle ilgili bilgiye
09:14
to information about every global tragedy
179
542480
2896
emsalsiz erişimimizin
09:17
that happens on every corner
of this Earth.
of this Earth.
180
545400
2456
olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
09:19
Within 12 hours, 20 million people
181
547880
2696
12 saat içerisinde 20 milyon insan
09:22
saw that image
of Aylan Kurdi's little body
of Aylan Kurdi's little body
182
550600
2576
Türkiye'nin kıyısına vuran Aylan Kurdi'nin
09:25
washed up on the Turkish shore.
183
553200
2376
küçük bedeninin fotoğrafını gördü.
09:27
We all saw this picture.
184
555600
2360
Hepimiz o fotoğrafı gördük.
09:30
We saw this picture
of a five-year-old child
of a five-year-old child
185
558920
2336
Halep'deki evinin
enkazı altından çıkarılan
enkazı altından çıkarılan
09:33
pulled out of the rubble
of his building in Aleppo.
of his building in Aleppo.
186
561280
3440
beş yaşındaki çocuğun fotoğrafını gördük.
09:37
And once we see these images,
187
565160
2376
Bu fotoğrafları gördüğümüz zaman,
09:39
we are called to a certain kind of action.
188
567560
2640
belirli bir tür eyleme davet ediliyoruz.
09:42
My tradition tells a story
of a traveler who is walking down a road
of a traveler who is walking down a road
189
570520
4416
Geleneğimde şöyle bir hikaye var;
yolda yürüyen bir gezgin,
yolda yürüyen bir gezgin,
09:46
when he sees a beautiful house on fire,
190
574960
3536
bir evde yangın çıktığını görüyor
09:50
and he says, "How can it be
that something so beautiful would burn,
that something so beautiful would burn,
191
578520
3536
ve diyor ki "Böyle güzel bir şey
yanıyor ve nasıl oluyor da
yanıyor ve nasıl oluyor da
09:54
and nobody seems to even care?"
192
582080
2536
bunu kimse umursamıyor?"
09:56
So too we learn that our world is on fire,
193
584640
3096
Yani, bizler de dünyamızın
alev aldığını öğreniyoruz
alev aldığını öğreniyoruz
09:59
and it is our job to keep our hearts
and our eyes open,
and our eyes open,
194
587760
3736
ve kalplerimizi ve gözlerimizi
açık tutmak bizim işimiz,
açık tutmak bizim işimiz,
10:03
and to recognize
that it's our responsibility
that it's our responsibility
195
591520
2536
alevlerin söndürülmesine yardımcı olmakla
10:06
to help put out the flames.
196
594080
2576
sorumlu olduğumuzu fark etmek de.
10:08
This is extremely difficult to do.
197
596680
2056
Bunu yapmak ziyadesiyle zor.
10:10
Psychologists tell us that the more
we learn about what's broken in our world,
we learn about what's broken in our world,
198
598760
3776
Psikologlara göre dünyada yıkılmış
şeyle ilgili ne kadar çok şey öğrenirsek
şeyle ilgili ne kadar çok şey öğrenirsek
10:14
the less likely we are to do anything.
199
602560
2336
bir şey yapma ihtimalimiz o kadar düşük.
10:16
It's called psychic numbing.
200
604920
1576
Bunun adı ruhsal hissizleşme.
10:18
We just shut down at a certain point.
201
606520
2560
Belirli bir noktada kapanıyoruz.
10:21
Well, somewhere along the way,
our religious leaders forgot
our religious leaders forgot
202
609520
4056
Bu sürecin bir zamanında,
dini liderlerimiz
dini liderlerimiz
10:25
that it's our job
to make people uncomfortable.
to make people uncomfortable.
203
613600
3296
insanları huzursuz etmenin
bizim işimiz olduğunu unuttular.
bizim işimiz olduğunu unuttular.
10:28
It's our job to wake people up,
204
616920
2056
İnsanları uyandırmak bizim işimiz,
10:31
to pull them out of their apathy
205
619000
2136
onları hissizliklerinden çıkarıp
10:33
and into the anguish,
206
621160
1456
ıstıraba sokmak
10:34
and to insist that we do
what we don't want to do
what we don't want to do
207
622640
3456
ve yapmak istemediğimiz şeyi
yaptığımıza ve görmek istemediğimizi
yaptığımıza ve görmek istemediğimizi
10:38
and see what we do not want to see.
208
626120
3336
gördüğümüze ısrar etmek bizim işimiz.
10:41
Because we know
that social change only happens --
that social change only happens --
209
629480
2376
Çünkü sosyal değişimin, yalnızca o evin --
10:43
(Applause)
210
631880
1056
(Alkış)
10:44
when we are awake enough
to see that the house is on fire.
to see that the house is on fire.
211
632960
3880
yandığını fark edecek kadar uyanık
olduğumuzda gerçekleştiğini biliyoruz.
olduğumuzda gerçekleştiğini biliyoruz.
10:49
The second principle is hope,
212
637760
1936
İkinci prensip ise umut
10:51
and I want to say this about hope.
213
639720
1620
ve bu, umutla ilgili.
10:53
Hope is not naive,
214
641364
2132
Umut naif değildir
10:55
and hope is not an opiate.
215
643520
1936
ve umut uyuşturucu değildir.
10:57
Hope may be the single
greatest act of defiance
greatest act of defiance
216
645480
4056
Umut, karamsarlık politikaları
11:01
against a politics of pessimism
217
649560
2336
ve çaresizlik kültürüne karşı
11:03
and against a culture of despair.
218
651920
2416
tek en büyük başkaldırma eylemi olabilir.
11:06
Because what hope does for us
219
654360
1896
Çünkü umudun bizim için yaptığı şey,
11:08
is it lifts us out of the container
220
656280
2776
bizi tutan ve bizi dışarıdan alıkoyan
11:11
that holds us and constrains us
from the outside,
from the outside,
221
659080
3696
o konteynerden bizi çıkarmak
11:14
and says, "You can dream
and think expansively again.
and think expansively again.
222
662800
3736
ve şöyle demektir, "Tekrar hayal
kurabilir ve geniş düşünebilirsin.
kurabilir ve geniş düşünebilirsin.
11:18
That they cannot control in you."
223
666560
2400
İçini kontrol edemezler."
11:21
I saw hope made manifest
in an African-American church
in an African-American church
224
669760
3016
Bu yaz, şu an 13 yaşında olan
ve benden birkaç santim daha uzun
ve benden birkaç santim daha uzun
11:24
in the South Side of Chicago this summer,
225
672800
2536
küçük kızımı, rahip arkadaşım
11:27
where I brought my little girl,
226
675360
1656
Otis Moss'un vaazını dinlemek için
11:29
who is now 13
227
677040
1216
Chicago'nun güneyinde,
Afrikalı-Amerikalı kilisesine götürdüm
11:30
and a few inches taller than me,
228
678280
1696
11:32
to hear my friend Rev. Otis Moss preach.
229
680000
2800
ve orada umudun dışavurumunu gördüm.
11:35
That summer, there had already been
3,000 people shot
3,000 people shot
230
683560
5496
O yaz Chicago'da
Ocak ve Temmuz ayları arasında
Ocak ve Temmuz ayları arasında
11:41
between January and July in Chicago.
231
689080
3320
3.000 kişi vurulmuştu.
11:45
We went into that church
and heard Rev. Moss preach,
and heard Rev. Moss preach,
232
693040
3096
O kiliseye gittik ve Rahip Moss'un
vaazını dinledik
vaazını dinledik
11:48
and after he did,
233
696160
1936
ve vaazdan sonra
11:50
this choir of gorgeous women,
100 women strong,
100 women strong,
234
698120
4256
o muhteşem kadınlar korosu,
100 güçlü kadın
100 güçlü kadın
11:54
stood up and began to sing.
235
702400
1960
ayağa kalktı ve şarkı söyledi.
11:57
"I need you. You need me.
236
705200
3136
"Sana ihtiyacım var. Bana ihtiyacın var.
12:00
I love you. I need you to survive."
237
708360
2680
Seni seviyorum. Yaşamana ihtiyacım var."
12:03
And I realized in that moment
238
711720
1696
O anda fark ettim ki
12:05
that this is what religion
is supposed to be about.
is supposed to be about.
239
713440
3576
dinin olması gereken şey buydu.
12:09
It's supposed to be about
giving people back a sense of purpose,
giving people back a sense of purpose,
240
717040
4696
İnsanlara onların ve hayallerinin
bu dünyanın temelinde önemli olduklarını
bu dünyanın temelinde önemli olduklarını
12:13
a sense of hope,
241
721760
1496
ve onlara bunların
12:15
a sense that they and their dreams
fundamentally matter in this world
fundamentally matter in this world
242
723280
4936
çok da önemli olmadığını söyleyen
bir amaç hissi, bir umut hissini
bir amaç hissi, bir umut hissini
12:20
that tells them
that they don't matter at all.
that they don't matter at all.
243
728240
2560
tekrardan vermekle ilgili olmalıydı.
12:23
The third principle
is the principle of mightiness.
is the principle of mightiness.
244
731760
2776
Üçüncü prensip, kuvvet prensibi.
12:26
There's a rabbinic tradition
that we are to walk around
that we are to walk around
245
734560
2656
Ceplerimizde iki kağıtla
etrafta yürümemizi gerektiren
etrafta yürümemizi gerektiren
12:29
with two slips of paper in our pockets.
246
737240
2296
bir haham geleneği vardır.
12:31
One says, "I am but dust and ashes."
247
739560
3416
Birisi "ben toz ve külden ibaretim" der.
12:35
It's not all about me.
248
743000
1696
Benimle alakalı değil.
12:36
I can't control everything,
and I cannot do this on my own.
and I cannot do this on my own.
249
744720
3520
Her şeyi kontrol edemem
ve bunu tek başıma yapamam.
ve bunu tek başıma yapamam.
12:40
The other slip of paper says,
"For my sake the world was created."
"For my sake the world was created."
250
748960
4176
Diğer kağıtta da şu yazar,
"Benim hatırım için dünya yaratıldı."
"Benim hatırım için dünya yaratıldı."
12:45
Which is to say it's true
that I can't do everything,
that I can't do everything,
251
753160
3120
Yani, her şeyi yapamam ama
kesinlikle bir şeyler yapabilirim
kesinlikle bir şeyler yapabilirim
12:49
but I can surely do something.
252
757040
2200
ifadesinin doğruluğudur bu.
12:52
I can forgive.
253
760160
1656
Affedebilirim.
12:53
I can love.
254
761840
1200
Sevebilirim.
12:55
I can show up.
255
763560
1496
Ortaya çıkabilirim.
12:57
I can protest.
256
765080
1616
Protesto edebilirim.
12:58
I can be a part of this conversation.
257
766720
3176
Bu sohbetin bir parçası olabilirim.
13:01
We even now have a religious ritual,
258
769920
2856
Hatta güçsüzlük ve güç arasındaki
13:04
a posture,
259
772800
1216
paradoksu zapteden
13:06
that holds the paradox
between powerlessness and power.
between powerlessness and power.
260
774040
3696
dini bir ritüelimiz,
bir tutumumuz bile var.
bir tutumumuz bile var.
13:09
In the Jewish community,
261
777760
1216
Yahudi topluluğunda
13:11
the only time of year
that we prostrate fully to the ground
that we prostrate fully to the ground
262
779000
3296
yılın, yere tamamen
yüzüstü yattığımız tek zamanı
yüzüstü yattığımız tek zamanı
13:14
is during the high holy days.
263
782320
1656
çok kutsal günler esnasındadır.
13:16
It's a sign of total submission.
264
784000
2240
Bu, tamamen teslim olmanın işaretidir.
13:18
Now in our community,
when we get up off the ground,
when we get up off the ground,
265
786840
3056
Topluluğumuzda şu anda,
yerden kalktığımızda
yerden kalktığımızda
13:21
we stand with our hands
raised to the heavens,
raised to the heavens,
266
789920
3496
ellerimizi göklere kaldırarak
ayakta dururuz
ayakta dururuz
13:25
and we say, "I am strong,
I am mighty, and I am worthy.
I am mighty, and I am worthy.
267
793440
5616
ve deriz ki "Ben güçlüyüm,
ben kuvvetliyim ve ben kıymetliyim.
ben kuvvetliyim ve ben kıymetliyim.
13:31
I can't do everything,
but I can do something."
but I can do something."
268
799080
3360
Her şeyi yapamam
fakat bir şeyler yapabilirim."
fakat bir şeyler yapabilirim."
13:35
In a world that conspires
to make us believe that we are invisible
to make us believe that we are invisible
269
803720
4896
Görünmez olduğumuza ve güçsüz
olduğumuza bizi inandırmak için
olduğumuza bizi inandırmak için
13:40
and that we are impotent,
270
808640
1536
birlik olan bir dünyada,
13:42
religious communities and religious ritual
271
810200
2736
dini topluluklar ve
ritüeller bize şunu hatırlatır;
ritüeller bize şunu hatırlatır;
13:44
can remind us that for whatever
amount of time we have here on this Earth,
amount of time we have here on this Earth,
272
812960
3616
bu dünyada ne kadar vaktimiz
kalmış olursa olsun, hangi hediyeleri
kalmış olursa olsun, hangi hediyeleri
13:48
whatever gifts and blessings
we were given,
we were given,
273
816600
2456
veya kutsamaları almış olursak olalım,
13:51
whatever resources we have,
274
819080
1736
kaynaklarımız ne olursa olsun,
13:52
we can and we must use them
275
820840
2336
dünyayı biraz daha adil ve biraz daha
13:55
to try to make the world
a little bit more just
a little bit more just
276
823200
2576
sevecen yapabilmeyi
denemek için onları kullanabiliriz
denemek için onları kullanabiliriz
13:57
and a little bit more loving.
277
825800
1381
ve kullanmalıyız.
13:59
The fourth and final
is interconnectedness.
is interconnectedness.
278
827920
2936
Dördüncü ve sonuncusu,
karşılıklı bağlılık.
karşılıklı bağlılık.
14:02
A few years ago, there was a man
walking on the beach in Alaska,
walking on the beach in Alaska,
279
830880
3256
Birkaç yıl önce, Alaska'da
sahilde bir adam yürüyordu,
sahilde bir adam yürüyordu,
14:06
when he came across a soccer ball
280
834160
1936
üzerinde Japonca yazılar bulunan
14:08
that had some Japanese
letters written on it.
letters written on it.
281
836120
2496
bir futbol topuyla karşılaştı.
14:10
He took a picture of it
and posted it up on social media,
and posted it up on social media,
282
838640
3336
Fotoğrafını çekti
ve sosyal medyada paylaştı
ve sosyal medyada paylaştı
14:14
and a Japanese teenager contacted him.
283
842000
2696
ve Japon bir genç onunla iletişim kurdu.
14:16
He had lost everything in the tsunami
that devastated his country,
that devastated his country,
284
844720
3776
Ülkesini harap eden tsunamide
her şeyini kaybetmişti
her şeyini kaybetmişti
14:20
but he was able
to retrieve that soccer ball
to retrieve that soccer ball
285
848520
2696
fakat o futbol topu
Pasifik boyunca yüzdükten sonra,
Pasifik boyunca yüzdükten sonra,
14:23
after it had floated
all the way across the Pacific.
all the way across the Pacific.
286
851240
3016
onu geri alabildi.
14:26
How small our world has become.
287
854280
2776
Dünyamız ne kadar da küçüldü.
14:29
It's so hard for us to remember
how interconnected we all are
how interconnected we all are
288
857080
4816
İnsanlar olarak ne kadar da
birbirine bağlı olduğumuzu hatırlamamız
birbirine bağlı olduğumuzu hatırlamamız
14:33
as human beings.
289
861920
1200
çok zor.
14:36
And yet, we know
290
864720
1976
Yine de radikal bireyselcilik
14:38
that it is systems of oppression
291
866720
2696
yalanından en çok faydalananların,
14:41
that benefit the most
from the lie of radical individualism.
from the lie of radical individualism.
292
869440
4096
baskı sistemleri olduğunu biliyoruz.
14:45
Let me tell you how this works.
293
873560
1816
Bunun nasıl olduğunu anlatayım.
14:47
I'm not supposed to care
294
875400
1936
Siyahi gençler polis tarafından
14:49
when black youth are harassed by police,
295
877360
2456
taciz edildiğinde
ilgilenmek zorunda değilim
ilgilenmek zorunda değilim
14:51
because my white-looking Jewish kids
296
879840
2296
çünkü benim beyaz
görünümlü Yahudi çocuklarım
görünümlü Yahudi çocuklarım
14:54
probably won't ever get pulled over
for the crime of driving while black.
for the crime of driving while black.
297
882160
3896
muhtemelen siyahken araba kullanma
suçundan kenara çekilmeyecekler.
suçundan kenara çekilmeyecekler.
14:58
Well, not so, because
this is also my problem.
this is also my problem.
298
886080
4016
Böyle değil, çünkü bu benim de sorunum.
15:02
And guess what?
Transphobia and Islamophobia
Transphobia and Islamophobia
299
890120
3176
Bilin bakalım?
Transfobi ve İslamofobi
Transfobi ve İslamofobi
15:05
and racism of all forms,
those are also all of our problems.
those are also all of our problems.
300
893320
3536
ve bütün ırkçılık biçimleri,
bunlar da bizim sorunumuz.
bunlar da bizim sorunumuz.
15:08
And so too is anti-Semitism
all of our problems.
all of our problems.
301
896880
3456
Ayrıca Yahudi karşıtlığı da
bizim sorunumuz.
bizim sorunumuz.
15:12
Because Emma Lazarus was right.
302
900360
1696
Çünkü Emma Lazarus haklıydı.
15:14
(Applause)
303
902080
2320
(Alkış)
15:19
Emma Lazarus was right
when she said until all of us are free,
when she said until all of us are free,
304
907560
3336
Emma Lazarus, hepimiz özgür
olmadan hiçbirimizin özgür olmadığını
olmadan hiçbirimizin özgür olmadığını
15:22
we are none of us free.
305
910920
1936
söylerken haklıydı.
15:24
We are all in this together.
306
912880
2080
Hepimiz işin içindeyiz.
15:27
And now somewhere at the intersection
of these four trends,
of these four trends,
307
915800
3496
Bu dört eğilimin, yani uyanıklık,
umut, kuvvet ve karşılıklı bağlılığın
umut, kuvvet ve karşılıklı bağlılığın
15:31
of wakefulness and hope
and mightiness and interconnectedness,
and mightiness and interconnectedness,
308
919320
4736
kesişiminde bir yerlerde,
dinin dünyadaki iyilik için bir güç
dinin dünyadaki iyilik için bir güç
15:36
there is a burgeoning, multifaith
justice movement in this country
justice movement in this country
309
924080
4536
olması gerektiği ve olabileceğini
söyleyen bir ters eğilime işaret eden,
söyleyen bir ters eğilime işaret eden,
15:40
that is staking a claim on a countertrend,
310
928640
2256
gelişmekte olan bir
15:42
saying that religion can and must be
a force for good in the world.
a force for good in the world.
311
930920
5136
çoklu inanç adaleti
hareketi var bu ülkede.
hareketi var bu ülkede.
15:48
Our hearts hurt from
the failed religion of extremism,
the failed religion of extremism,
312
936080
4016
Kalplerimiz bu başarısız
aşırıcılık dininden ötürü kırık
aşırıcılık dininden ötürü kırık
15:52
and we deserve more
than the failed religion of routine-ism.
than the failed religion of routine-ism.
313
940120
4216
ve başarısız dini rutin-cilikten
daha fazlasını hak ediyoruz.
daha fazlasını hak ediyoruz.
15:56
It is time for religious leaders
and religious communities
and religious communities
314
944360
3776
Dini liderlerin ve dini toplulukların,
bu ülkenin ve dünyanın
bu ülkenin ve dünyanın
16:00
to take the lead in the spiritual
and cultural shift
and cultural shift
315
948160
3376
umutsuzca ihtiyaç duyduğu
ruhsal ve kültürel değişimde
ruhsal ve kültürel değişimde
16:03
that this country and the world
so desperately needs --
so desperately needs --
316
951560
3696
öncülük yapma zamanları geldi --
16:07
a shift toward love,
317
955280
2136
sevgiye, adalete,
16:09
toward justice, toward equality
and toward dignity for all.
and toward dignity for all.
318
957440
3896
eşitliğe ve herkes için
haysiyete doğru bir değişim.
haysiyete doğru bir değişim.
16:13
I believe that our children
deserve no less than that.
deserve no less than that.
319
961360
3440
Çocuklarımızın bundan daha fazlasını
hak ettiklerine inanıyorum.
hak ettiklerine inanıyorum.
16:17
Thank you.
320
965360
1216
Teşekkürler.
16:18
(Applause)
321
966600
7524
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Sharon Brous - RabbiRabbi Sharon Brous is a leading voice in reanimating religious life in America, working to develop a spiritual roadmap for soulful, multi-faith justice work.
Why you should listen
Based in Los Angeles, Rabbi Sharon Brous is the senior and founding rabbi of IKAR, a community built in 2004 that has become a model for Jewish revitalization in the US and beyond. IKAR’s goal is to reinvigorate Jewish religious and spiritual practice, inspiring people of faith to reclaim a moral and prophetic voice in counter-testimony to the small-minded extremism now prevalent in so many religious communities. IKAR quickly became one of the fastest growing and most influential Jewish congregations in the country, and it's widely credited with sparking a rethinking of religious life in a time of unprecedented disaffection and declining affiliation.
In 2008, Brous was the youngest person on the Newsweek/Daily Beast list of the most influential Rabbis in America, and in 2013 she was named the list’s most influential rabbi. In 2013, Brous blessed President Obama and Vice President Biden at the Inaugural National Prayer Service.
Sharon Brous | Speaker | TED.com