ABOUT THE SPEAKER
John Kasaona - Conservationist
John Kasaona is a pioneer of community-based conservation -- working with the people who use and live on fragile land to enlist them in protecting it.

Why you should listen

John Kasaona is a leader in the drive to reinvent conservation in Namibia -- turning poachers into protectors of species. It’s a standard nature-documentary scenario: a pristine animal habitat under constant threat by the people who live there, hunting, camping, setting fires. But John Kasaona knows there is a better way to see this relationship between people and environment. As the assistant director for the Integrated Rural Development and Nature Conservation (IRDNC) , Kasaona works on ways to improve the lives of rural people in Namibia by involving them in the management of the lands they live on -- and the species that live there with them.

Kasanoa's Community-Based Natural Resource Management (CBNRM) program helps rural villages set up communal conservancies, which manage and use local natural resources in a sustainable manner. Essentially, it's about restoring the balance of land and people to that of pre-colonial times, and allowing the people with the most interest in the survival of their environment to have control of it. His work was featured in the recent film Milking the Rhino.

The World Wildlife Fund has set up a portal for TEDsters to help in John Kasaona's work. Learn more >>

More profile about the speaker
John Kasaona | Speaker | TED.com
TED2010

John Kasaona: How poachers became caretakers

John Kasaona: Kaçak avcılıktan Bakıcılığa

Filmed:
398,113 views

John Kasaona, ana yurdu Namibya'da türü tükenen hayvanları korumak için yenilikçi bir yol geliştirdi: sorumluluğu çevre köylerde yaşayanlara (çoğu eski kaçak avcı) vererek. Üstelik, işe yarıyor.
- Conservationist
John Kasaona is a pioneer of community-based conservation -- working with the people who use and live on fragile land to enlist them in protecting it. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
In AfricaAfrika we say,
0
1000
2000
Afrika'da deriz ki,
00:18
"God gaveverdi the whitebeyaz man a watch
1
3000
3000
"Tanrı beyaz adama saat,
00:21
and gaveverdi the blacksiyah man time."
2
6000
2000
siyah adama zaman verdi."
00:23
(LaughterKahkaha)
3
8000
3000
(Kahkaha)
00:27
I think, how is it possiblemümkün
4
12000
2000
Düşünüyorum da,
00:29
for a man with so much time
5
14000
2000
bu kadar çok zamanı olan bir adamın
00:31
to tell his storyÖykü in 18 minutesdakika?
6
16000
2000
18 dakikada hikayesini anlatması nasıl mümkün olabilir?
00:33
I think it will be quiteoldukça a challengemeydan okuma for me.
7
18000
3000
Bu benim için epey zor olacak.
00:36
MostÇoğu AfricanAfrika storieshikayeleri these daysgünler,
8
21000
2000
Bu günlerde çoğu Afrika hikayesi,
00:38
they talk about faminekıtlık,
9
23000
2000
açlık,
00:40
HIVHIV and AIDSAIDS,
10
25000
2000
HIV ve AIDS,
00:42
povertyyoksulluk or warsavaş.
11
27000
3000
fakirlik ya da savaştan bahsediyor.
00:45
But my storyÖykü that I would like to sharepay with you todaybugün
12
30000
2000
Ama bugün sizlerle paylaşacağım hikayem
00:47
is the one about successbaşarı.
13
32000
3000
bir başarı öyküsü.
00:50
It is about a countryülke
14
35000
2000
Afrika'nın güneybatısında
00:52
in the southwestgüneybatısında of AfricaAfrika
15
37000
3000
Namibya adlı
00:55
calleddenilen NamibiaNamibya.
16
40000
2000
bir ülke hakkında.
00:57
NamibiaNamibya has got 2.1 millionmilyon people,
17
42000
3000
Namibya'da 2.1 milyon insan var,
01:01
but it is only twiceiki defa the sizeboyut of CaliforniaCalifornia.
18
46000
3000
ama boyutu Kaliforniya'nın yalnızca iki katı.
01:05
I come from a regionbölge
19
50000
2000
Ülkenin kuzeybatısındaki
01:07
in the remoteuzak northwestKuzey Batı partBölüm of the countryülke.
20
52000
3000
ücra bir bölgeden geliyorum.
01:10
It's calleddenilen KuneneKunene regionbölge.
21
55000
2000
Buraya Kunene bölgesi deniyor.
01:12
And in the centermerkez of KuneneKunene regionbölge
22
57000
2000
Ve bu Kunene bölgesinin ortasında
01:14
is the villageköy of SesfonteinSesfontein. This is where I was borndoğmuş.
23
59000
3000
Sesfontain köyü var. Burası doğduğum yer.
01:17
This is where I'm cominggelecek from.
24
62000
2000
Burası geldiğim yer.
01:19
MostÇoğu people that are followingtakip etme the storyÖykü
25
64000
2000
Algelina Jolie
01:21
of AngelinaAngelina JolieJolie
26
66000
2000
ve Brad Pitt'in
01:23
and BradBrad PittPitt
27
68000
2000
öyküsünü takip edenler
01:25
will know where NamibiaNamibya is.
28
70000
3000
Namibya'nın nerede olduğunu bilecektir.
01:28
They love NamibiaNamibya
29
73000
2000
Namibya'ya bayılıyorlar,
01:30
for its beautifulgüzel dunesDunes,
30
75000
2000
Empire State Binası'ndan
01:32
that are even tallerdaha uzun
31
77000
2000
daha yüksek
01:34
than the Empireİmparatorluğu StateDevlet BuildingBina.
32
79000
3000
güzel kum tepelerinden dolayı.
01:38
WindRüzgar and time have twistedbükülmüş our landscapepeyzaj
33
83000
3000
Rüzgar ve zaman arazimizi
01:42
into very strangegarip shapesşekiller,
34
87000
3000
çok ilginç şekillere sokmuştur.
01:45
and these shapesşekiller are speckledBenekli with wildlifeyaban hayatı
35
90000
3000
Bu şekiller,
01:48
that has becomeolmak so adapteduyarlanmış
36
93000
2000
bu haşin ve garip yere iyicene adapte olan
01:50
to this harshsert and strangegarip landarazi.
37
95000
3000
vahşi yaşamla alacalanmış.
01:53
I'm a HimbaHimba.
38
98000
2000
Ben bir Himba'yım.
01:55
You mightbelki wondermerak etmek, why are you wearinggiyme these WesternWestern clothesçamaşırlar?
39
100000
3000
Neden bu Batılı giysileri giyiyorsun, diye merak edebilirsiniz.
01:59
I'm a HimbaHimba and NamibianNamibya.
40
104000
2000
Ben bir Himba'yım ve bir Namibyalıyım.
02:01
A HimbaHimba is one of the 29
41
106000
2000
Himba, Namibya'daki
02:03
ethnicetnik groupsgruplar in NamibiaNamibya.
42
108000
2000
29 etnik gruptan bir tanesi.
02:05
We livecanlı a very traditionalgeleneksel lifestyleyaşam tarzı.
43
110000
3000
Oldukça geleneksel bir yaşam tarzı sürdürüyoruz.
02:09
I grewbüyüdü up herdinghayvan sürüsü,
44
114000
2000
Çobanlık yaparak büyüdüm,
02:11
looking after our livestockçiftlik hayvanları --
45
116000
2000
hayvanlarımıza bakarak --
02:13
goatskeçiler, sheepkoyun and cattlesığırlar.
46
118000
3000
keçiler, koyunlar ve sığırlar.
02:16
And one day,
47
121000
3000
Bir gün,
02:19
my fatherbaba actuallyaslında tookaldı me into the bushçalı.
48
124000
2000
babam beni gerçekten de çalılığa götürdü.
02:21
He said, "JohnJohn,
49
126000
2000
Dedi ki: "John,
02:23
I want you to becomeolmak a good herderçobanı.
50
128000
3000
iyi bir çoban olmanı istiyorum.
02:26
BoyÇocuk, if you are looking after our livestockçiftlik hayvanları
51
131000
3000
Oğul, eğer hayvanlarımıza bakarken
02:29
and you see a cheetahÇita
52
134000
2000
keçimizi yiyen
02:31
eatingyemek yiyor our goatkeçi --
53
136000
2000
bir çita görürsen,
02:33
cheetahÇita is very nervoussinir --
54
138000
2000
çita çok tedirgindir.
02:35
just walkyürümek up to it.
55
140000
2000
Yalnızca ona doğru yürü.
02:37
WalkYürüyüş up to it and smackşaplak it on the backsidepopo."
56
142000
3000
Ona doğru yürü ve sırtına bir şaplak at."
02:40
(LaughterKahkaha)
57
145000
2000
(Kahkaha)
02:42
"And he will let go of the goatkeçi
58
147000
2000
"Keçiyi bırakacak
02:44
and runkoş off."
59
149000
2000
ve kaçıp gidecektir."
02:46
But then he said,
60
151000
2000
Ama sonra dedi ki:
02:49
"BoyÇocuk, if you runkoş into a lionAslan,
61
154000
3000
"Oğul, eğer bir aslanla karşılaşırsan,
02:54
don't movehareket.
62
159000
2000
sakın kımıldama.
02:56
Don't movehareket. StandStand your groundzemin.
63
161000
3000
Sakın kımıldama. Olduğun yerde kal.
02:59
PuffPuf up and just look it in the eyegöz
64
164000
3000
Göğsünü kabart, yalnızca gözlerinin içine bak
03:02
and it mayMayıs ayı not want to fightkavga you."
65
167000
3000
ve belki senle mücadele etmek istemez."
03:05
(LaughterKahkaha)
66
170000
4000
(Kahkaha)
03:09
But then, he said,
67
174000
2000
Ama sonra, dedi ki:
03:11
"If you see a leopardleopar,
68
176000
3000
"Eğer bir leopar görürsen,
03:16
boyoğlan, you better runkoş like hellcehennem."
69
181000
3000
oğul, tabanları yağlasan iyi edersin."
03:19
(LaughterKahkaha)
70
184000
4000
(Kahkaha)
03:23
"ImagineHayal you runkoş fasterDaha hızlı than those goatskeçiler you are looking after."
71
188000
3000
"Baktığın o keçilerden daha hızlı koştuğunu düşünsene."
03:26
In this way --
72
191000
2000
Bu şekilde --
03:28
(LaughterKahkaha)
73
193000
3000
(Kahkaha)
03:31
In this way, I actuallyaslında startedbaşladı to learnöğrenmek about naturedoğa.
74
196000
3000
Bu şekilde, aslında doğa hakkında bir şeyler öğrenmeye başladım.
03:35
In additionilave to beingolmak an ordinarysıradan NamibianNamibya
75
200000
3000
Biliyorsunuz ki, sıradan bir Namibyalı olmama ek olarak,
03:38
and in additionilave to beingolmak a HimbaHimba
76
203000
2000
bir Himba olmama ek olarak,
03:40
I'm alsoAyrıca a trainedeğitilmiş conservationistdoğacı.
77
205000
3000
aynı zamanda eğitimli bir doğa korumacısıyım.
03:43
And it is very importantönemli if you are in the fieldalan
78
208000
3000
Alandaysanız neyle karşılaşacağınızı
03:46
to know what to confrontkarşısına çıkmak
79
211000
2000
ve neyden kaçacağınızı bilmek
03:48
and what to runkoş from.
80
213000
3000
çok önemlidir.
03:51
I was borndoğmuş in 1971.
81
216000
2000
1971'de doğdum.
03:53
We livedyaşamış underaltında apartheidırk ayrımı regimerejim.
82
218000
3000
Irkçı bir rejim altında yaşadık.
03:57
The whitesBeyazlar could farmÇiftlik, grazeotlatmak
83
222000
3000
Beyazlar dilediklerince çiftçilik yapabilir,
04:00
and huntav as they wisheddiledi,
84
225000
2000
hayvanlarını otlatabilir ve avcılık yapabilirlerdi;
04:02
but we blacksiyah, we were not regardedkabul as responsiblesorumluluk sahibi
85
227000
3000
ama biz siyahlar, biz doğal hayatı kullanacak kadar
04:05
to use wildlifeyaban hayatı.
86
230000
2000
sorumluluk sahibi kabul edilmiyorduk.
04:07
WheneverNe zaman we trieddenenmiş to huntav,
87
232000
2000
Her ne zaman avlanmaya çalışsak,
04:09
we were calleddenilen poachersKaçak avcılar.
88
234000
2000
kaçak avcı olarak nitelendiriliyorduk.
04:11
And as a resultsonuç, we were finedpara cezası and lockedkilitli up in jailhapis.
89
236000
3000
Sonuç olarak da para cezasına çarptırılıyor ve hapse atılıyorduk.
04:16
BetweenArasında 1966 and 1990,
90
241000
3000
1966 ile 1990 arasında,
04:19
the U.S. and SovietSovyet interestsilgi
91
244000
3000
ABD ve Sovyet çıkarları
04:22
foughtkavga etti for controlkontrol over my countryülke.
92
247000
3000
ülkemin kontrolünü ele geçirmek için savaştı.
04:25
And you know, duringsırasında warsavaş time,
93
250000
2000
Biliyorsunuz ki, savaş zamanında
04:27
there are militariesordular, armiesorduları, that are movinghareketli around.
94
252000
3000
ortada dolaşan askeri birlikler, ordular vardır.
04:30
And the armyordu huntedav for valuabledeğerli rhinoGergedan hornsboynuzları
95
255000
3000
Ordu değerli gergedan boynuzları ve
04:33
and tusksdişleri.
96
258000
2000
fildişi için avlandı.
04:35
They could sellsatmak these things for anything betweenarasında
97
260000
3000
Bu şeyleri, kilosu 5.000 dolara kadar
04:38
$5,000 a kilokilo.
98
263000
2000
herhangi bir fiyata satıyorlardı.
04:40
DuringSırasında the sameaynı yearyıl
99
265000
2000
Aynı yıl,
04:42
almostneredeyse everyher HimbaHimba had a rifletüfek.
100
267000
3000
neredeyse her Himba'nın bir tüfeği vardı.
04:45
Because it was wartimesavaş zamanı,
101
270000
2000
Çünkü savaş zamanıydı,
04:47
the Britishİngiliz .303 rifletüfek
102
272000
2000
İngiliz .303 tüfeği
04:49
was just all over the wholebütün countryülke.
103
274000
3000
ülkenin her tarafındaydı.
04:53
Then in the sameaynı time, around 1980,
104
278000
2000
Sonra, yine aynı zamanda, 1980 civarında,
04:55
we had a very bigbüyük droughtkuraklık.
105
280000
3000
çok büyük bir kuraklık yaşadık.
04:58
It killedöldürdü almostneredeyse everything that was left.
106
283000
3000
Neredeyse kalan her şeyi öldürdü.
05:01
Our livestockçiftlik hayvanları was
107
286000
2000
Neredeyse yok olmanın eşiğindeki
05:03
almostneredeyse at the brinkkenar of extinctionsönme,
108
288000
2000
sürümüz
05:05
protectedkorumalı as well.
109
290000
2000
de koruma altındaydı.
05:07
We were hungry.
110
292000
2000
Açtık.
05:09
I rememberhatırlamak a night
111
294000
2000
Aç bir leoparın
05:11
when a hungry leopardleopar
112
296000
2000
komşularımızdan birinin evine girip
05:13
wentgitti into the houseev
113
298000
2000
uyuyan çocuğunu
05:15
of one of our neighborsKomşular
114
300000
2000
yatağından aldığı
05:17
and tookaldı a sleepinguyuyor childçocuk out of the bedyatak.
115
302000
2000
bir gece hatırlıyorum.
05:19
It's a very sadüzgün storyÖykü.
116
304000
3000
Çok acıklı bir hikaye.
05:22
But even todaybugün,
117
307000
2000
Bugün bile
05:24
that memorybellek is still in people'sinsanların mindszihinler.
118
309000
2000
o anı insanların aklında.
05:26
They can pinpointyerini belirlemek the exactkesin locationyer
119
311000
2000
Tüm bunların meydana geldiği
05:28
where this all happenedolmuş.
120
313000
3000
yeri tam olarak işaret edebiliyorlar.
05:31
And then, in the sameaynı yearyıl,
121
316000
2000
Sonra, yine aynı yıl,
05:33
we almostneredeyse lostkayıp everything.
122
318000
3000
neredeyse her şeyi kaybettik
05:36
And my fatherbaba said, "Why don't you just go to schoolokul?"
123
321000
4000
ve babam dedi ki, "Neden okula gitmiyorsun?"
05:40
And they sentgönderilen me off to schoolokul, just to get busymeşgul somewherebir yerde there.
124
325000
3000
Böylece beni okula yolladılar, orada bir yerde, sırf meşgul olayım diye.
05:43
And the yearyıl I wentgitti to schoolokul,
125
328000
2000
Okula gittiğim yıl,
05:45
my fatherbaba actuallyaslında got a job with a non-governmentalsivil toplum organizationorganizasyon
126
330000
3000
babam, IRDNC -- Entegre Kırsal Gelişim ve Doğa Koruma --
05:48
calleddenilen IRDNCIRDNC, IntegratedEntegre RuralKırsal DevelopmentGeliştirme and NatureDoğa ConservationKoruma.
127
333000
4000
adında bir sivil toplum kuruluşunda iş buldu.
05:52
They actuallyaslında spendharcamak a lot of time a yearyıl in the communitiestopluluklar.
128
337000
4000
Bu STK aslında yılın büyük bir kısmını topluluklarla geçiriyordu.
05:56
They were trustedgüvenilir by the localyerel communitiestopluluklar
129
341000
3000
Yerel topluluklar onlara,
05:59
like our leaderlider, JoshuaJoshua KangombeKangombe.
130
344000
3000
liderimiz Joshua Kangombe gibi, güveniyordu.
06:02
JoshuaJoshua KangombeKangombe saw what was happeningolay:
131
347000
2000
Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨
06:04
wildlifeyaban hayatı disappearingyok olan,
132
349000
2000
doğal hayat yok oluyordu,
06:06
poachingkaçak avcılık was skyrocketinghızla artan,
133
351000
3000
kaçak avcılık tavan yapıyordu
06:09
and the situationdurum seemedgibiydi very hopelessUmutsuz.
134
354000
3000
ve durum oldukça ümitsiz görünüyordu.
06:12
DeathÖlüm and despairumutsuzluk surroundedçevrili JoshuaJoshua
135
357000
3000
Ölüm ve ümitsizlik Joshua
06:15
and our entiretüm communitiestopluluklar.
136
360000
3000
ve tüm topluluklarımızı sarmıştı.
06:18
But then, the people from IRDNCIRDNC proposedönerilen to JoshuaJoshua:
137
363000
5000
Ama sonra, IRDNC'nin adamları Joshua'ya bir teklifte bulundular:
06:23
What if we payödeme people that you trustgüven
138
368000
4000
Doğal hayatı kollamanız için
06:27
to look after wildlifeyaban hayatı?
139
372000
3000
güvendiğiniz insanlara para versek?
06:30
Do you have anybodykimse in your communitiestopluluklar, or people,
140
375000
3000
Topluluğunuzda, halkınızda,
06:33
that know the bushçalı very well
141
378000
2000
çalılığı çok iyi bilen
06:35
and that know wildlifeyaban hayatı very well?
142
380000
3000
ve doğal hayatı çok iyi bilen biri var mı?
06:38
The headmanmuhtarı said: "Yes. Our poachersKaçak avcılar."
143
383000
4000
Kabile reisi dedi ki, "Elbette. Kaçak avcılarımız."
06:42
"EhHa? The poachersKaçak avcılar?"
144
387000
2000
"Ne? Kaçak avcılar mı?"
06:44
"Yes. Our poachersKaçak avcılar."
145
389000
2000
"Evet. Kaçak avcılarımız."
06:46
And that was my fatherbaba.
146
391000
3000
İşte o, babamdı.
06:49
My fatherbaba has been a poacherkaçak avcı for quiteoldukça a long time.
147
394000
4000
Babam epey uzun bir süredir kaçak avcıydı.
06:53
InsteadBunun yerine of shootingçekim poachersKaçak avcılar deadölü
148
398000
3000
Afrika'nın başka bir yerinde yapıldığı gibi
06:56
like they were doing elsewherebaşka yerde in AfricaAfrika,
149
401000
3000
kaçak avcıları vurup öldürmek yerine,
06:59
IRDNCIRDNC has helpedyardım etti menerkekler reclaimıslah theironların abilitiesyetenekleri
150
404000
5000
IRDNC, bu adamların, halklarını yönetecek becerilerini
07:04
to manageyönetmek theironların peopleshalklar
151
409000
2000
ve doğal hayata sahip olma ve onu idare etme haklarını
07:06
and theironların rightshaklar to ownkendi and manageyönetmek wildlifeyaban hayatı.
152
411000
3000
geri kazanmalarına yardım etti.
07:10
And thusBöylece, as people startedbaşladı feelingduygu ownershipsahiplik over wildlifeyaban hayatı,
153
415000
4000
Böylece, insanlar doğal hayat üstünde sahiplik hissettikçe,
07:14
wildlifeyaban hayatı numberssayılar startedbaşladı cominggelecek back,
154
419000
3000
doğal hayat geri dönmeye başladı
07:17
and that's actuallyaslında becomingolma a foundationvakıf for conservationkoruma in NamibiaNamibya.
155
422000
5000
ve bu aslında Namibya'daki korumanın temeli oluyordu.
07:22
With independencebağımsızlık, the wholebütün approachyaklaşım of communitytoplum gettingalma involvedilgili
156
427000
3000
Bağımsızlıkla birlikte, toplumun katılımı yaklaşımı
07:25
was embracedkucakladı by our newyeni governmenthükümet.
157
430000
3000
yeni hükümet tarafından benimsendi.
07:28
ThreeÜç things that actuallyaslında help to buildinşa etmek on this foundationvakıf:
158
433000
3000
Bu temelin üstüne inşa etmede üç şey yardımcı oldu:
07:31
The very first one is
159
436000
2000
İlki,
07:33
honoringonurlandıran of traditiongelenek and beingolmak openaçık to newyeni ideasfikirler.
160
438000
4000
geleneklerin onurlandırılması ve yeni fikirlere açık olmak.
07:37
Here is our traditiongelenek:
161
442000
2000
İşte geleneğimiz.
07:39
At everyher HimbaHimba villageköy, there is a sacredkutsal fireateş.
162
444000
3000
Her Himba köyünde, kutsal bir ateş vardır.
07:43
And at this sacredkutsal fireateş, the spiritruh of our ancestorsatalarımız
163
448000
3000
Bu kutsal ateşte, atalarımızın ruhları
07:46
speakkonuşmak throughvasitasiyla the headmanmuhtarı
164
451000
3000
kabile reisi aracılığıyla konuşur
07:49
and advisetavsiye us where to get waterSu,
165
454000
3000
ve bize, suyun nereden alınacağını,
07:52
where to get grazingsgrazings,
166
457000
2000
otlakların nerede olduğunu
07:54
and where to go and huntav.
167
459000
3000
ve nereye gidip avlanılacağını tavsiye eder.
07:57
And I think this is the besten iyi way of regulatingdüzenleyen ourselveskendimizi
168
462000
3000
Bunun doğa üstünde kendimizi düzenlemenin
08:00
on the environmentçevre.
169
465000
3000
en iyi yolu olduğunu düşünüyorum.
08:03
And here are the newyeni ideasfikirler.
170
468000
3000
İşte, yeni fikirler.
08:06
TransportingTaşıma rhinosgergedanlar usingkullanma helicoptersHelikopterler
171
471000
3000
Gergedanları helikopterlerle taşımak,
08:09
I think is much easierDaha kolay
172
474000
2000
göremediğiniz bir ruhla konuşmaktan
08:11
than talkingkonuşma throughvasitasiyla a spiritruh that you can't see, isn't it?
173
476000
3000
çok daha kolay bence, değil mi?
08:14
And these things we were taughtöğretilen by outsidersdışarıdan.
174
479000
3000
Ve bu şeyler yabancılar tarafından öğretildi.
08:17
We learnedbilgili these things from outsidersdışarıdan.
175
482000
3000
Bunları yabancılardan öğrendik.
08:20
We neededgerekli newyeni boundariessınırları to describetanımlamak our traditionalgeleneksel landstoprakları;
176
485000
4000
Geleneksel topraklarımızı tanımlamak için yeni sınırlara ihtiyacımız vardı;
08:24
we neededgerekli to learnöğrenmek more things like GPSGPS
177
489000
4000
GPS gibi daha nice şeyi öğrenmemiz gerekti,
08:28
just to see whetherolup olmadığını --
178
493000
3000
yalnızca GPS'in toprağın gerçek yansıması olup olmadığını
08:31
can GPSGPS really reflectyansıtmak the truedoğru reflectionyansıma of the landarazi
179
496000
3000
ya da onun yalnızca Batı'da bir yerlerde yapılmış
08:34
or is this just a thing madeyapılmış somewherebir yerde in the WestBatı?
180
499000
3000
bir şey olup olmadığını görmek için.
08:37
And we then wanted to see whetherolup olmadığını we can matchmaç our
181
502000
4000
Daha sonra, atalardan kalma haritalarımızın,
08:41
ancestralatalarının mapsharitalar with digitaldijital mapsharitalar madeyapılmış somewherebir yerde in the worldDünya.
182
506000
4000
dünyanın bir başka yerinde yapılmış dijital haritalarla eşleşip eşleşemeyeceğini görmek istedik.
08:45
And throughvasitasiyla this,
183
510000
3000
Bu yolla,
08:48
we actuallyaslında startedbaşladı realizingfark our dreamsrüyalar,
184
513000
4000
hayallerimizi gerçekleştirmeye başladık
08:52
and we maintainedmuhafaza honoringonurlandıran our traditionsgelenekler
185
517000
3000
ve geleneklerimizi onurlandırmayı da sürdürdük,
08:55
but we were still openaçık to newyeni ideasfikirler.
186
520000
2000
ama yeni fikirlere hâlâ açıktık.
08:57
The secondikinci elementeleman is that we wanted to have a life,
187
522000
3000
İkinci unsur, birçok şeyden yararlanabileceğimiz
09:00
a better life where we can benefityarar throughvasitasiyla manyçok things.
188
525000
3000
bir hayat, iyi bir hayat istememizdi.
09:03
MostÇoğu poachersKaçak avcılar, like my fatherbaba,
189
528000
4000
Çoğu kaçak avcı, babam gibi,
09:07
were people from our ownkendi communitytoplum.
190
532000
3000
kendi toplumumuzun insanlarıydı.
09:10
They were not people from outsidedışında.
191
535000
2000
Dışarıdan insanlar değillerdi.
09:12
These were our ownkendi people.
192
537000
2000
Bizim insanlarımızlardı.
09:14
And sometimesara sıra, oncebir Zamanlar they were caughtyakalandı,
193
539000
3000
Bazen, yakalandıklarında,
09:17
they were treatedişlenmiş with respectsaygı, broughtgetirdi back into the communitiestopluluklar
194
542000
3000
saygıyla muamele görüyor, topluluklarına geri getiriliyor
09:20
and they were madeyapılmış partBölüm of the biggerDaha büyük dreamsrüyalar.
195
545000
3000
ve daha büyük hayallerin parçası yapılıyorlardı.
09:23
The besten iyi one, like my fatherbaba -- I'm not campaigningkampanya for my fatherbaba --
196
548000
3000
En iyileri, babam gibi -- babamın reklamını yapmıyorum --
09:26
(LaughterKahkaha)
197
551000
2000
(Kahkaha)
09:28
they were put in chargeşarj etmek to stop othersdiğerleri from poachingkaçak avcılık.
198
553000
4000
başkalarının kaçak avcılık yapmasını engellemekle görevlendiriliyordu.
09:32
And when this thing startedbaşladı going on,
199
557000
3000
Bu devam ettikçe,
09:35
we startedbaşladı becomingolma one communitytoplum,
200
560000
3000
tek bir topluluk olmaya başladık;
09:38
renewingyenileme our connectionbağ to naturedoğa.
201
563000
2000
doğayla olan bağımızı biliyorduk.
09:40
And that was a very stronggüçlü thing in NamibiaNamibya.
202
565000
4000
Bu, Nabimya'da çok çok güçlü bir şeydi.
09:46
The last elementeleman that actuallyaslında helpedyardım etti developgeliştirmek these things
203
571000
3000
Son unsur, bu şeylerin gerçekten gelişmesine yardım eden,
09:49
was the partnershipsortaklıklar.
204
574000
2000
ortaklıklardı.
09:51
Our governmenthükümet has givenverilmiş legalyasal statusdurum over our traditionalgeleneksel landstoprakları.
205
576000
5000
Hükümetimiz, geleneksel topraklarımız üzerinde hukuki statü vermişti.
09:56
The other partnersortaklar that we have got
206
581000
3000
Sahip olduğumuz diğer ortaklar,
09:59
is business communitiestopluluklar.
207
584000
2000
iş çevreleriydi.
10:01
Businessİş communitiestopluluklar helpedyardım etti bringgetirmek NamibiaNamibya ontoüstüne the worldDünya mapharita
208
586000
5000
İş dünyası, Namibya'nın dünya haritasına çıkmasına
10:06
and they have alsoAyrıca helpedyardım etti make wildlifeyaban hayatı
209
591000
3000
ve doğal hayatın, tarım gibi,
10:09
a very valuabledeğerli landarazi use like any other landarazi useskullanımları
210
594000
5000
diğer arazi kullanımları gibi
10:14
suchböyle as agriculturetarım.
211
599000
2000
çok değerli bir arazi kullanımı olmasına yardım ettiler.
10:16
And mostçoğu of my conservationkoruma colleaguesmeslektaşlar todaybugün
212
601000
3000
Bugün Namibya'da bulacağınız
10:19
that you find in NamibiaNamibya
213
604000
2000
korumacı olan çoğu iş arkadaşım
10:21
have been trainedeğitilmiş throughvasitasiyla the initiativegirişim,
214
606000
2000
bu girişimle,
10:23
throughvasitasiyla the involvementilgi of WorldDünya WildlifeYaban hayatı FundFonu
215
608000
3000
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin (WWF) katılımıyla
10:26
in the mostçoğu up-to-dategüncel conservationkoruma practicesuygulamaları.
216
611000
3000
en güncel koruma pratikleriyle yetiştirilmişlerdir.
10:29
They have alsoAyrıca givenverilmiş fundingfinansman for two decadeson yıllar
217
614000
3000
Bütün bu programa
10:32
to this wholebütün programprogram.
218
617000
3000
yirmi yılı aşkındır fon sağlamaktalar.
10:35
And so faruzak, with the supportdestek of WorldDünya WildlifeYaban hayatı FundFonu,
219
620000
3000
Şimdiye kadar, WWF'nin desteğiyle
10:38
we'vebiz ettik been ableyapabilmek to scaleölçek up the very smallküçük programsprogramlar
220
623000
3000
çok küçük programlarımızı,
10:41
to nationalUlusal programsprogramlar todaybugün.
221
626000
2000
şu anki ulusal programlarımıza büyütebildik.
10:43
NamibiaNamibya ... or SesfonteinSesfontein
222
628000
3000
Namibya... veya, Sesfontein,
10:46
was no more an isolatedyalıtılmış villageköy somewherebir yerde,
223
631000
3000
Nabimya'da bir yerlerde saklanmış
10:49
hiddengizli away in NamibiaNamibya.
224
634000
3000
yalıtılmış bir köyden başka bir şey değildi.
10:52
With these assetsvarlıklar we are now partBölüm of the globalglobal villageköy.
225
637000
3000
Bu değerler artık küresel köyün bir parçası.
10:55
ThirtyOtuz yearsyıl have passedgeçti
226
640000
3000
Babamın toplumda kontrol mekanizması olan ilk işinin üzerinden
10:58
sincedan beri my father'sbabanın first job as a communitytoplum gameoyun guardbekçi.
227
643000
4000
otuz yıl geçti.
11:02
It's very unfortunateşanssız that he passedgeçti away and he cannotyapamam see the successbaşarı
228
647000
4000
Ne yazık ki, vefat etti ve bugün benim ve çocuklarımın
11:06
as I and my childrençocuklar see it todaybugün.
229
651000
3000
gördüğü başarıyı göremiyor.
11:09
When I finishedbitmiş schoolokul in 1995,
230
654000
2000
1995'te okulu bitirdiğimde,
11:11
there were only 20 lionsaslanlar in the entiretüm NorthwestKuzeybatı -- in our areaalan.
231
656000
5000
tüm kuzeydoğuda -- bizim alanımızda -- sadece 20 aslan vardı.
11:16
But todaybugün, there are more than 130 lionsaslanlar.
232
661000
6000
Ama bugün, 130'dan fazla aslan var.
11:22
(ApplauseAlkış)
233
667000
6000
(Alkış)
11:28
So please, if you go to NamibiaNamibya,
234
673000
2000
Bu nedenle, lütfen, eğer Namibya'ya giderseniz,
11:30
make sure that you staykalmak in the tentsçadır.
235
675000
2000
çadırlardan çıkmayın.
11:32
Don't walkyürümek out at night!
236
677000
2000
Geceleri dışarıda yürümeyin!
11:34
(LaughterKahkaha)
237
679000
1000
(Kahkaha)
11:35
The blacksiyah rhinoGergedan -- they were almostneredeyse extinctsoyu tükenmiş in 1982.
238
680000
5000
Kara gergedan -- 1982'de neredeyse türleri tükeniyordu.
11:40
But todaybugün, KuneneKunene has the largesten büyük concentrationkonsantrasyon of blacksiyah rhinoGergedan --
239
685000
4000
Ama bugün, Kunene, dünyadaki en yoğun kara gergedan nüfusuna sahip --
11:44
free-roamingserbest dolaşım blacksiyah rhinosgergedanlar -- in the worldDünya.
240
689000
3000
serbest dolaşan kara gergedanlar.
11:47
This is outsidedışında the protectedkorumalı areaalan.
241
692000
3000
Bu korunan alanın dışı.
11:50
(ApplauseAlkış)
242
695000
3000
(Alkış)
11:53
The leopardleopar -- they are now in bigbüyük numberssayılar
243
698000
4000
Leopar -- artık sayıları çok fazla,
11:57
but they are now faruzak away from our villageköy,
244
702000
2000
ama artık köyümüzden uzaktalar,
11:59
because the naturaldoğal plainsade has multipliedçarpılır,
245
704000
3000
çünkü doğal düzlükleri çoğaldı,
12:02
like zebrasZebralar, springboksSpringboks'ı and everything.
246
707000
3000
zebralar, keseli ceylanlar ve her şey gibi.
12:05
They staykalmak very much faruzak away
247
710000
3000
Oldukça uzakta duruyorlar,
12:08
because this other thing has multipliedçarpılır
248
713000
2000
binden daha azdan onlarca bin hayvana
12:10
from lessaz than a thousandbin to tensonlarca of thousandsbinlerce of animalshayvanlar.
249
715000
4000
çoğalan bu diğer şeylerden dolayı.
12:14
What startedbaşladı as very smallküçük,
250
719000
4000
Çok küçük olarak başlayan bu şey,
12:18
communitytoplum rangersRangers gettingalma communitytoplum involvedilgili,
251
723000
3000
toplum korucularının halkın katılımını sağlamasıyla,
12:21
has now grownyetişkin into something that we call conservanciesconservancies.
252
726000
4000
bugün doğal kaynakları koruma teşkilatları adını verdiğimiz bir şeye büyüdü.
12:25
ConservanciesConservancies are legallyyasal olarak instituteduyguladı institutionskurumlar
253
730000
6000
Bu koruma teşkilatları devlet tarafından
12:31
by the governmenthükümet,
254
736000
2000
hukuken kurulmuş kuruluşlar
12:33
and these are runkoş by the communitiestopluluklar themselveskendilerini, for theironların benefityarar.
255
738000
3000
ve toplulukların kendileri tarafından, kendi yararları için yürütülüyorlar.
12:36
TodayBugün, we have got 60 conservanciesconservancies
256
741000
3000
Bugün, Namibya topraklarında
12:39
that manageyönetmek and protectkorumak over 13 millionmilyon hectareshektar
257
744000
4000
13 milyon hektar alanı idare eden ve koruyan
12:43
of landarazi in NamibiaNamibya.
258
748000
3000
60 koruma teşkilatımız var.
12:46
We have alreadyzaten reshapedyeniden şekillenen conservationkoruma in the entiretüm countryülke.
259
751000
5000
Tüm ülkedeki koruma anlayışını çoktan tekrar biçimlendirdik.
12:51
NowhereHiçbir yerde elsebaşka in the worldDünya
260
756000
2000
Dünyada hiçbir yerde
12:53
has community-adoptedtoplum kabul conservationkoruma at this scaleölçek.
261
758000
4000
bu ölçekte toplumca benimsenmiş bir koruma anlayışı yok.
12:57
(ApplauseAlkış)
262
762000
5000
(Alkış)
13:02
In 2008, conservancykoruma generatedoluşturulan 5.7 millionmilyon dollarsdolar.
263
767000
5000
2008'de, koruma teşkilatları 5.7 milyon dolar gelir elde ettiler.
13:07
This is our newyeni economyekonomi --
264
772000
3000
Bu yeni ekonomimiz --
13:10
an economyekonomi basedmerkezli on the respectsaygı of our naturaldoğal resourceskaynaklar.
265
775000
3000
doğal kaynaklara saygıyı temel alan bir ekonomi.
13:13
And we are ableyapabilmek to use this moneypara for manyçok things:
266
778000
3000
Ve bu parayı pek çok şey için kullanabiliyoruz.
13:16
Very importantlyönemlisi, we put it in educationEğitim.
267
781000
3000
En önemlisi, eğitime yatırıyoruz.
13:19
Secondlyİkinci olarak, we put it for infrastructurealtyapı. FoodGıda.
268
784000
3000
İkincisi, altyapıya yatırıyoruz. Gıdaya.
13:22
Very importantönemli as well -- we investyatırmak this moneypara in AIDSAIDS and HIVHIV educationEğitim.
269
787000
5000
Yine çok önemli -- bu parayı AIDS ve HIV eğitimine yatırıyoruz.
13:27
You know that AfricaAfrika is beingolmak affectedetkilenmiş by these virusesvirüsler.
270
792000
4000
Afrika'nın bu virüslerden etkilendiğini biliyorsunuz.
13:31
And this is the good newshaber from AfricaAfrika
271
796000
4000
Bu Afrika için,
13:35
that we have to shoutNot from the rooftopsçatılarının.
272
800000
3000
tüm dünyaya haykırmamız gereken, iyi haber.
13:38
(ApplauseAlkış)
273
803000
7000
(Alkış)
13:45
And now, what the worldDünya really needsihtiyaçlar
274
810000
4000
Şimdi, dünyanın gerçekten ihtiyacı olan
13:49
is for you to help me and our partnersortaklar
275
814000
7000
sizin bana ve ortaklarımıza
13:56
take some of what we have learnedbilgili in NamibiaNamibya
276
821000
4000
Namibya'da öğrendiklerimizi alıp
14:00
to other placesyerler with similarbenzer problemssorunlar:
277
825000
4000
benzer sorunları olan başka yerlere götürmemize yardım etmeniz:
14:04
placesyerler like MongoliaMoğolistan,
278
829000
4000
Moğolistan gibi yerler
14:08
or even in your ownkendi backyardsarka bahçeleri,
279
833000
4000
ya da kendi arka bahçeniz,
14:12
the NorthernKuzey Great PlainsOvalar,
280
837000
3000
bizonlar ve diğer hayvanların zarar gördüğü
14:15
where buffalobizon and other animalshayvanlar have sufferedacı
281
840000
3000
ve çoğu topluluğun nüfusunun azalmakta olduğu
14:18
and manyçok communitiestopluluklar are in declinedüşüş.
282
843000
3000
Büyük Düzlükler.
14:21
I like that one:
283
846000
3000
Bunu sevdim:
14:24
NamibiaNamibya servingservis as a modelmodel to AfricaAfrika,
284
849000
4000
Namibya'nın Afrika için bir model olması
14:28
and AfricaAfrika servingservis as a modelmodel to the UnitedAmerika StatesBirleşik.
285
853000
5000
ve Afrika'nın ise ABD için model olması.
14:33
(ApplauseAlkış)
286
858000
8000
(Alkış)
14:41
We were successfulbaşarılı in NamibiaNamibya
287
866000
2000
Namibya'da başarılı olduk,
14:43
because we dreamedhayal of a futuregelecek
288
868000
3000
çünkü sadece sağlıklı bir doğal hayattan
14:46
that was much more than just a healthysağlıklı wildlifeyaban hayatı.
289
871000
5000
çok daha öteye bir gelecek hayal ettik.
14:51
We knewbiliyordum conservationkoruma would failbaşarısız
290
876000
4000
Korumanın, yerel tolulukların hayatlarını geliştirmezse
14:55
if it doesn't work to improveiyileştirmek the liveshayatları of the localyerel communitiestopluluklar.
291
880000
7000
başarısız olacağını biliyorduk.
15:02
So, come and talk to me about NamibiaNamibya,
292
887000
5000
Gelin ve benimle Namibya hakkında konuşun,
15:07
and better yethenüz, come to NamibiaNamibya
293
892000
3000
ve hatta daha iyisi, Namibya'ya gelin
15:10
and see for yourselfkendin how we have donetamam it.
294
895000
2000
ve neler yaptığımıza kendiniz tanık olun.
15:12
And please, do visitziyaret etmek our websiteWeb sitesi
295
897000
3000
Ve lütfen, daha fazla bilgi için
15:15
to learnöğrenmek more and see how you can help CBNRMCBNRM
296
900000
3000
ve Afrika'da ve dünyada CBNRM'ye nasıl yardım edebileceğinizi öğrenmek için
15:18
in AfricaAfrika and acrosskarşısında the worldDünya.
297
903000
3000
web sitemizi ziyaret edin.
15:21
Thank you very much.
298
906000
3000
Çok teşekkür ederim.
15:24
(ApplauseAlkış)
299
909000
15000
(Alkış)
Translated by Naz Beykan
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
John Kasaona - Conservationist
John Kasaona is a pioneer of community-based conservation -- working with the people who use and live on fragile land to enlist them in protecting it.

Why you should listen

John Kasaona is a leader in the drive to reinvent conservation in Namibia -- turning poachers into protectors of species. It’s a standard nature-documentary scenario: a pristine animal habitat under constant threat by the people who live there, hunting, camping, setting fires. But John Kasaona knows there is a better way to see this relationship between people and environment. As the assistant director for the Integrated Rural Development and Nature Conservation (IRDNC) , Kasaona works on ways to improve the lives of rural people in Namibia by involving them in the management of the lands they live on -- and the species that live there with them.

Kasanoa's Community-Based Natural Resource Management (CBNRM) program helps rural villages set up communal conservancies, which manage and use local natural resources in a sustainable manner. Essentially, it's about restoring the balance of land and people to that of pre-colonial times, and allowing the people with the most interest in the survival of their environment to have control of it. His work was featured in the recent film Milking the Rhino.

The World Wildlife Fund has set up a portal for TEDsters to help in John Kasaona's work. Learn more >>

More profile about the speaker
John Kasaona | Speaker | TED.com