TEDGlobal 2010
Lewis Pugh: My mind-shifting Everest swim
Lewis Pugh'ın akıl almaz Everest Dağı yüzüşü
Filmed:
Readability: 3.2
1,201,376 views
Kuzey Kutbu'nda yüzdükten sonra, Lewis Pugh bir daha soğuk sulara girmeyeceğine yemin etti. Sonra, Everest Dağı'ndaki Imja Gölü'nü duydu -- 5,300 metre yükseklikte, tamamı bir buzulun erimesiyle oluşmuş bir su birikintisi -- ve ona hem yüzme hemde iklim değişikliği hakkında radikal yeni yaklaşım tarzları öğretecek olan bir yolcukuğa başlamış olmuş.
Lewis Pugh - Coldwater swimmer
Pushing his body through epic cold-water swims, Lewis Gordon Pugh wants to draw attention to our global climate. He's just back from swimming in a meltwater lake on the slopes of Mount Everest. Full bio
Pushing his body through epic cold-water swims, Lewis Gordon Pugh wants to draw attention to our global climate. He's just back from swimming in a meltwater lake on the slopes of Mount Everest. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Last year when I was here, I was speaking to you about a swim
0
0
3000
Geçen sene buradayken, sizlere Kuzey Kutbunda yaptığım
00:18
which I did across the North Pole.
1
3000
3000
yüzüş hakkında konuşuyordum.
00:21
And while that swim took place three years ago,
2
6000
2000
Ve bu yüzüş üç sene önce olmasına rağmen,
00:23
I can remember it as if it was yesterday.
3
8000
3000
ben bunu sanki dün olmuş bir olay gibi hatırlıyorum.
00:26
I remember standing on the edge of the ice,
4
11000
3000
Buzun kenarında durduğum anı hatırlıyorum,
00:29
about to dive into the water,
5
14000
2000
tam da suya dalacağım anı,
00:31
and thinking to myself, I have never ever
6
16000
3000
ve o an kendi kendime düşündüm ki,
00:34
seen any place on this earth
7
19000
2000
hayatımda daha önce dünyada
00:36
which is just so frightening.
8
21000
2000
böylesine korkutucu bir yer görmemiştim.
00:38
The water is completely black.
9
23000
2000
Su tamamiyle siyahtı.
00:40
The water is minus 1.7 degrees centigrade,
10
25000
3000
Su eksi 1.7 santigrat derece,
00:43
or 29 degrees Fahrenheit.
11
28000
3000
veya 29 fahrenhayt derece.
00:46
It's flipping freezing in that water.
12
31000
3000
İnsanın aklını kaçıracağı kadar dondurucu bir su.
00:49
And then a thought came across my mind:
13
34000
3000
Daha sonra aklıma şu düşünce gelmişti :
00:52
if things go pear-shaped on this swim,
14
37000
3000
eğer bu yüzüşte işler kötüye giderse,
00:55
how long will it take for my frozen body
15
40000
3000
benim donmuş bedenim
00:58
to sink the four and a half kilometers
16
43000
2000
okyanusun dört buçuk kilometre dibine
01:00
to the bottom of the ocean?
17
45000
2000
ne kadar sürede batar ?
01:02
And then I said to myself, I've just got to get this thought
18
47000
2000
Ve daha sonra kendi kendime dedim ki, mümkün olduğu kadar çabuk
01:04
out of my mind as quickly as possible.
19
49000
2000
bu düşünceyi aklımdan çıkarmalıyım.
01:06
And the only way I can dive
20
51000
2000
Ve bu dondurucu suya
01:08
into that freezing cold water
21
53000
2000
dalmamın ve kilometrelerce yüzmemin
01:10
and swim a kilometer
22
55000
2000
tek yolu
01:12
is by listening to my iPod and really revving myself up,
23
57000
3000
iPod' umu dinlemek ve kendimi hızlandırmak,
01:15
listening to everything from beautiful opera
24
60000
3000
operadan Puff Daddy' ye kadar
01:18
all the way across to Puff Daddy,
25
63000
3000
bütün güzel parçaları dinlemek,
01:21
and then committing myself a hundred percent --
26
66000
2000
ve kendimi yüzde yüz bu işe adamak
01:23
there is nothing more powerful than the made-up mind --
27
68000
3000
-- kendini verip yaptığın bir işten daha güçlü bir şey olamaz --
01:26
and then walking up to the edge of the ice
28
71000
3000
ve daha sonra buzun kenarına yürümek
01:29
and just diving into the water.
29
74000
2000
ve öylece suya dalmak.
01:31
And that swim took me
30
76000
2000
Ve bu yüzme deneyimi 18 dakika
01:33
18 minutes and 50 seconds,
31
78000
2000
ve 50 saniyemi aldı,
01:35
and it felt like 18 days.
32
80000
2000
ve 18 gün sürmüş gibi hissettim.
01:37
And I remember getting out of the water
33
82000
2000
Ve sudan çıktığımı hatırlıyorum
01:39
and my hands feeling so painful
34
84000
2000
ve ellerimde hissettiğim acıyı
01:41
and looking down at my fingers,
35
86000
2000
ve parmaklarıma baktığımı
01:43
and my fingers were literally the size of sausages
36
88000
3000
ve parmaklarım gerçektende sosis büyüklüğündeydiler
01:46
because -- you know, we're made partially of water --
37
91000
3000
çünkü -- sizde biliyorsunuz ki, kısmen sudan oluşuyoruz --
01:49
when water freezes it expands,
38
94000
2000
su donduğu zaman genişler,
01:51
and so the cells in my fingers
39
96000
2000
ve parmaklarımdaki hücreler
01:53
had frozen and expanded
40
98000
2000
donmuştu ve genişlemişti
01:55
and burst.
41
100000
2000
ve çatlamıştı.
01:57
And the most immediate thought when I came out of that water
42
102000
2000
Ve sudan çıktığım an aklımdaki düşünce
01:59
was the following:
43
104000
2000
şuydu:
02:01
I'm never, ever
44
106000
2000
Bir daha asla ve kata
02:03
going to do another cold water swim
45
108000
3000
hayatım boyunca
02:06
in my life again.
46
111000
3000
soğuk suda yüzmeyeceğimdi.
02:09
Anyway, last year, I heard about the Himalayas
47
114000
3000
Her neyse, geçen sene, Himalayalar' ı duyduğumda
02:12
and the melting of the -- (Laughter)
48
117000
2000
ve erimesini --(Kahkahalar)
02:14
and the melting of the glaciers
49
119000
2000
ve iklim değişikliği nedeniyle
02:16
because of climate change.
50
121000
2000
buzulların erimesini duyduğumda.
02:18
I heard about this lake, Lake Imja.
51
123000
3000
Bu göl hakkında da birşeyler duydum, Imja Gölü.
02:21
This lake has been formed in the last couple of years
52
126000
3000
Bu göl son birkaç sene içinde eriyen buzullar
02:24
because of the melting of the glacier.
53
129000
2000
nedeniyle yeni bir hal almış.
02:26
The glacier's gone all the way up the mountain
54
131000
2000
Buzul dağ boyunca sürüyor
02:28
and left in its place this big lake.
55
133000
3000
ve geride bıraktığı parça bu göl büyüklüğünde.
02:31
And I firmly believe
56
136000
2000
Ve kesin olarak şuna inandım ki
02:33
that what we're seeing in the Himalayas
57
138000
2000
Himalayalarda gördüğümüz şey
02:35
is the next great, big battleground
58
140000
2000
şu dünyadaki ikinci şahane,
02:37
on this earth.
59
142000
2000
büyük savaş alanı.
02:39
Nearly two billion people --
60
144000
2000
Yaklaşık olarak iki milyon insan
02:41
so one in three people on this earth --
61
146000
2000
-- bu da demek oluyor ki bu dünyadaki her üç insandan biri --
02:43
rely on the water from the Himalayas.
62
148000
3000
Himalayalar' dan gelecek suya bel bağlamış durumda.
02:46
And with a population increasing as quickly as it is,
63
151000
3000
Ve nüfus bu kadar hızlı artıyorken,
02:49
and with the water supply from these glaciers --
64
154000
2000
ve bu buzullardan sağlanan su desteği
02:51
because of climate change --
65
156000
2000
-- iklim değişikliği sebebiyle --
02:53
decreasing so much,
66
158000
2000
oldukça artacak,
02:55
I think we have a real risk of instability.
67
160000
2000
Düşünüyorum da gerçekten değişkenlik riskiyle karşı karşıyayız.
02:57
North, you've got China; south, you've India, Pakistan, Bangladesh,
68
162000
3000
Kuzeyde, Çin var; güneyde, Hindistan, Pakistan, Bangledeş,
03:00
all these countries.
69
165000
2000
tüm bu ülkeler var.
03:02
And so I decided
70
167000
2000
Ve böylece Everest Dağı'na
03:04
to walk up to Mt. Everest,
71
169000
2000
çıkmaya karar verdim
03:06
the highest mountain on this earth,
72
171000
2000
bu dünyadaki en yüksek dağa,
03:08
and go and do a symbolic swim
73
173000
2000
ve dağa giderek
03:10
underneath the summit
74
175000
2000
zirvenin altında
03:12
of Mt. Everest.
75
177000
2000
sembolik bir yüzüş yapmaya karar verdim Everest dağında.
03:14
Now, I don't know if any of you have had the opportunity to go to Mt. Everest,
76
179000
3000
Şimdi, içinizden herhangi birinin Everest Dağı'na tırmanma fırsatı odumu bilmiyorum
03:17
but it's quite an ordeal getting up there.
77
182000
3000
ama oraya çıkmak oldukça sıkıntılı bir iş.
03:20
28 great, big, powerful yaks
78
185000
2000
28 tane büyük, güçlü sığır
03:22
carrying all the equipment up onto this mountain --
79
187000
3000
bütün ekipmanı dağa sırtında taşıdı --
03:25
I don't just have my Speedo,
80
190000
2000
sadece Speedo ' m yoktu.
03:27
but there's a big film crew who then
81
192000
2000
Büyük bir yapımcı topluluğu vardı
03:29
send all the images around the world.
82
194000
3000
daha sonra bütün bu görüntüleri dünyanın dört bir yanına göndermek için.
03:32
The other thing which was so challenging about this swim
83
197000
3000
Bu yüzüşün bu kadar zorlayıcı olmasına neden olan diğer birşey ise
03:35
is not just the altitude.
84
200000
2000
sadece yüksekliği değil.
03:37
I wanted to do the swim at 5,300 meters above sea level.
85
202000
3000
Bu yüzüşü deniz seviyesinden 5,300 metre yüksekte yapmak istiyordum.
03:40
So it's right up in the heavens.
86
205000
2000
Bu da cennetin sağ üst tarafında bir yerde demek oluyor.
03:42
It's very, very difficult to breath. You get altitude sickness.
87
207000
3000
Nefes alması çok ama çok zor. Yüksek irtifa hastalığına yakalanıyorsun.
03:45
I feels like you've got a man standing behind you with a hammer
88
210000
3000
Arkamda bir adamın çekiçle durup, durmadan kafama
03:48
just hitting your head all the time.
89
213000
2000
vuruyormuş hissine kapılmıştım.
03:50
That's not the worst part of it.
90
215000
2000
Ve en kötü kısmıda bu değildi.
03:52
The worst part was this year was the year where they decided
91
217000
2000
En kötü kısmı ise, o sene Everest Dağı'nda büyürk
03:54
to do a big cleanup operation on Mt. Everest.
92
219000
3000
bir temizleme operasyonunun yapılacak olmasıydı.
03:57
Many, many people have died on Mt. Everest,
93
222000
3000
Çok ama çok sayıda insan Everest Dağı'nda ölmüştür,
04:00
and this was the year they decided to go
94
225000
2000
ve o sene verilen bir karara göre
04:02
and recover all the bodies of the mountaineers
95
227000
2000
dağa çıkıp tüm bu dağcılara ait bedenleri kurtarıp
04:04
and then bring them down the mountain.
96
229000
3000
ve onları dağdan aşağı indireceklerdi.
04:07
And when you're walking up the mountain
97
232000
2000
Ve dağa doğru tırmandıkça
04:09
to attempt to do something
98
234000
2000
ve de daha önce hiçbir insanın daha önce yapmadığı, ve aslında hiçbir balığında
04:11
which no human has ever done before, and, in fact, no fish --
99
236000
3000
yapmadığı birşeyi yapmaya teşebbüs ederken.
04:14
there are no fish up there swimming at 5,300 meters --
100
239000
3000
Orada 5,300 metre yukarıda hiç balık yüzmüyordu.
04:17
When you're trying to do that,
101
242000
2000
Bunu yapmayı denediğinizde,
04:19
and then the bodies are coming past you,
102
244000
2000
ve bedeniniz size izin vermediğinde,
04:21
it humbles you,
103
246000
2000
sizi karşısında eğilmeye mecbur tuttuğunda,
04:23
and you also realize very, very clearly
104
248000
2000
ve apaçık bir şekilde anlıyorsunuz ki
04:25
that nature is so much more powerful
105
250000
3000
doğa bizim olduğumuzdan
04:28
than we are.
106
253000
2000
çok daha güçlü.
04:30
And we walked up this pathway,
107
255000
2000
Ve biz bütün yol boyunca,
04:32
all the way up.
108
257000
2000
bu patikadan yürüdük.
04:34
And to the right hand side of us
109
259000
2000
Ve sağ tarafımızda
04:36
was this great Khumbu Glacier.
110
261000
2000
bu mükemmel Khumbu Buzul'u vardı.
04:38
And all the way along the glacier we saw
111
263000
2000
Ve yol boyunca gördüğümüz buzullarda
04:40
these big pools of melting ice.
112
265000
3000
böyle buzun erimesiyle oluşmuş havuzlardı.
04:43
And then we got up to this small lake
113
268000
3000
Ve daha sonra Everest Dağı'nın zirvesinin altında
04:46
underneath the summit of Mt. Everest,
114
271000
2000
biz bu küçük göle ulaştık,
04:48
and I prepared myself
115
273000
2000
ve kendimi hazırladım,
04:50
the same way as I've always prepared myself,
116
275000
2000
her zaman hazırladığımla aynı şekilde,
04:52
for this swim which was going to be so very difficult.
117
277000
2000
bu yüzme için ki bu yüzüş çok zor geçecekti.
04:54
I put on my iPod, I listened to some music,
118
279000
3000
iPod'umu taktım, biraz müzik dinledim,
04:57
I got myself as aggressive as possible --
119
282000
2000
kendimi olabildiğince saldırgan buldum
04:59
but controlled aggression --
120
284000
2000
-- fakat kontrol edilebilen bir saldırganlık --
05:01
and then I hurled myself
121
286000
2000
ve daha sonra kendimi
05:03
into that water.
122
288000
2000
o suya hızla attım.
05:05
I swam as quickly as I could
123
290000
3000
İlk yüz metrede
05:08
for the first hundred meters,
124
293000
2000
yüzebildiğim kadar hızlı yüzdüm,
05:10
and then I realized very, very quickly,
125
295000
2000
sonra çok kısa sürede farkettim ki
05:12
I had a huge problem on my hands.
126
297000
2000
ellerimde büyük bir sorun vardı.
05:14
I could barely breathe.
127
299000
2000
Zorlukla nefes alıyordum.
05:16
I was gasping for air.
128
301000
2000
Nefesim kesilmişti.
05:18
I then began to choke,
129
303000
2000
Sonra boğulmaya başladım,
05:20
and then it quickly led to me vomiting in the water.
130
305000
3000
ve ardından suda kusmaya başladım.
05:23
And it all happened so quickly:
131
308000
3000
Ve bunların hepsi çok hızlı gerçekleşti
05:26
I then -- I don't know how it happened -- but I went underwater.
132
311000
3000
Sonra -- Nasıl oldu bilemiyorum -- fakat suyun altındaydım.
05:29
And luckily, the water was quite shallow,
133
314000
3000
Ve şans bu ki, su oldukça sığdı,
05:32
and I was able to push myself off the bottom of the lake
134
317000
3000
ve kendimi gölün yüzeyine çıkarabildim
05:35
and get up and then take another gasp of air.
135
320000
3000
ve yüzeye yükselip bir nefes daha aldım.
05:38
And then I said, carry on. Carry on. Carry on.
136
323000
2000
Ve sonra dedim ki, devam et. Devam et. Devam et.
05:40
I carried on for another five or six strokes,
137
325000
3000
Beş veya altı vuruş daha devam ettim,
05:43
and then I had nothing in my body,
138
328000
3000
ve sonrasında vücudumda o güç kalmamıştı,
05:46
and I went down to the bottom of the lake.
139
331000
2000
ve gölün dibini boyladım.
05:48
And I don't where I got it from,
140
333000
2000
Ve nasıl oldu bilemiyorum,
05:50
but I was able to somehow
141
335000
2000
fakat bir şekilde
05:52
pull myself up and as quickly as possible
142
337000
3000
kendimi yukarı ittim ve olabildiğince çabuk bir şekilde
05:55
get to the side of the lake.
143
340000
3000
gölün kıyısına vardım.
05:58
I've heard it said that drowning
144
343000
2000
Duyduğuma göre suda boğularak ölmek için
06:00
is the most peaceful death that you can have.
145
345000
3000
dünyada olabilecek en huzurlu ölüm diyorlarmış.
06:03
I have never, ever heard
146
348000
2000
Daha önce hiç böyle bir
06:05
such utter bollocks.
147
350000
2000
söylem duymamıştım.
06:07
(Laughter)
148
352000
2000
(Kahkahalar)
06:09
It is the most frightening and panicky feeling
149
354000
3000
Bu yaşayabileceğiniz
06:12
that you can have.
150
357000
2000
en korkutucu ve panikletici şey.
06:14
I got myself to the side of the lake.
151
359000
2000
Kendimi gölün diğer tarafında buldum.
06:16
My crew grabbed me,
152
361000
2000
Ekibim beni tuttu,
06:18
and then we walked as quickly as we could
153
363000
2000
ve daha sonra olabildiğince hızlı aşağıya doğru yürüdük
06:20
down -- over the rubble --
154
365000
2000
-- molozların üzerinden --
06:22
down to our camp.
155
367000
2000
kampımıza doğru.
06:24
And there, we sat down,
156
369000
2000
Ve orada, oturduk,
06:26
and we did a debrief about what had gone wrong
157
371000
3000
ve orada Everest Dağı'nda
06:29
there on Mt. Everest.
158
374000
2000
neyin yanlış gittiğini sorguladık.
06:31
And my team just gave it to me straight.
159
376000
3000
Ve takımım bana bunu doğrudan sağladı.
06:34
They said, Lewis, you need to have
160
379000
2000
Dediler ki, Lewis, senin
06:36
a radical tactical shift
161
381000
3000
radikal akıllıca planlanmış bir değişime ihtiyacın var
06:39
if you want to do this swim.
162
384000
2000
eğer tabi bu yüzüşü gerçekleştirmek istiyorsan.
06:41
Every single thing which you have learned
163
386000
2000
Geçen 23 sene boyunca
06:43
in the past 23 years of swimming,
164
388000
2000
yüzme hakkında öğrendiğin
06:45
you must forget.
165
390000
2000
herşeyi unutmalısın.
06:47
Every single thing which you learned
166
392000
2000
İngiliz ordusundayken
06:49
when you were serving in the British army,
167
394000
2000
hız ve saldırı
06:51
about speed and aggression,
168
396000
2000
hakkında öğrendiğin herşeyi
06:53
you put that to one side.
169
398000
2000
bir kenara koymalısın.
06:55
We want you to walk up the hill in another two days' time.
170
400000
3000
Senden diğer iki günlük zamanda da tepeye tırmanmanı istiyoruz.
06:58
Take some time to rest and think about things.
171
403000
3000
Kendine dinlenmek ve bunun hakkında düşünmek için biraz zaman ayır.
07:01
We want you to walk up the mountain in two days' time,
172
406000
3000
Biz senden iki günlük bir zaman içinde dağa tırmanmanı,
07:04
and instead of swimming fast,
173
409000
3000
ve hızlı yüzmek yerine,
07:07
swim as slowly as possible.
174
412000
2000
olabildiğince yavaş yüzmeni istiyoruz.
07:09
Instead of swimming crawl, swim breaststroke.
175
414000
3000
Kulaçla yüzmek yerine, balıklama yüzmelisin.
07:12
And remember, never ever swim with aggression.
176
417000
3000
Ve hatırlaman gereken diğer bir konu, asla ama asla saldırgan bir biçimde yüzme.
07:15
This is the time to swim
177
420000
2000
Bu gerçek alçakgönüllülükle
07:17
with real humility.
178
422000
2000
yüzme zamanı.
07:19
And so we walked back up
179
424000
2000
Ve böylece iki gün sonra
07:21
to the mountain two days later.
180
426000
2000
dağa tekrar tırmandık.
07:23
And I stood there
181
428000
2000
Ve ben orada dikilmiştim
07:25
on the edge of the lake,
182
430000
2000
gölün tam kenarında,
07:27
and I looked up at Mt. Everest --
183
432000
2000
ve Everest Dağı'na doğru baktım,
07:29
and she is one of the most beautiful mountains on the earth --
184
434000
3000
-- ve dünyadaki en güzel dağ dedim kendi kendime --
07:32
and I said to myself, just do this slowly.
185
437000
3000
hadi bunu yavaşça yapalım.
07:35
And I swam across the lake.
186
440000
2000
Ve boydan boya gölü yüzdüm.
07:37
And I can't begin to tell you
187
442000
2000
Ve karşı yakaya vardığımda
07:39
how good I felt
188
444000
2000
ne kadar iyi hissettiğimi
07:41
when I came to the other side.
189
446000
2000
size anlatamam.
07:43
But I learned two very, very
190
448000
2000
Fakat Everest Dağı'nda
07:45
important lessons there on Mt. Everest,
191
450000
3000
iki önemli mi önemli ders öğrendim.
07:48
and I thank my team of Sherpas who taught me this.
192
453000
3000
Ve bana bunları öğreten Şerpa' daki takımıma teşekkür ediyorum.
07:51
The first one is
193
456000
2000
İlki
07:53
that just because something has worked in the past so well,
194
458000
3000
geçmişte çok iyi işleyen birşey,
07:56
doesn't mean it's going to work in the future.
195
461000
3000
bunun ileride de iyi gideceği anlamına gelmez.
07:59
And similarly,
196
464000
2000
Ve benzer olarak,
08:01
now, before I do anything,
197
466000
2000
şimdi, birşey yapmadan önce,
08:03
I ask myself what type of mindset
198
468000
2000
bir işi başarıyla tamamlamak için
08:05
do I require
199
470000
2000
kendime ne tarz bir kafa yapısına
08:07
to successfully complete a task.
200
472000
3000
ihtiyacım olduğunu sorarım.
08:10
And taking that into the world of climate change --
201
475000
3000
Ve iklim değişikliğini hesaba kattığımızda,
08:13
which is, frankly,
202
478000
2000
açıkça söylenirse
08:15
the Mt. Everest of all problems --
203
480000
2000
Everest Dağı'ndaki problemler --
08:17
just because we've lived the way we have lived for so long,
204
482000
3000
çok uzun süredir aynı şekilde yaşamamızdan ötürü,
08:20
just because we have consumed the way we have for so long
205
485000
3000
aynı şekilde uzun zamandır tüketmemizden ötürü,
08:23
and populated the earth the way we have for so long,
206
488000
3000
ve nüfusumuzu uzun süredir yaptığımız gibi artırmamız,
08:26
doesn't mean that we can carry on
207
491000
2000
böyle devam edeceğimiz
08:28
the way we are carrying on.
208
493000
2000
anlamına gelmez.
08:30
The warning signs are all there.
209
495000
3000
Her yerde uyarı tabelaları var.
08:33
When I was born, the world's population
210
498000
2000
Ben doğduğumda, dünya nüfusu
08:35
was 3.5 billion people.
211
500000
2000
3.5 milyar insandı.
08:37
We're now 6.8 billion people,
212
502000
3000
Şu an 6.8 milyar insan var,
08:40
and we're expected to be 9 billion people
213
505000
2000
ve 2050 yılına kadar
08:42
by 2050.
214
507000
2000
9 milyar olacağını tahmin etmekteyiz
08:44
And then the second lesson,
215
509000
2000
Ve ikinci ders ise,
08:46
the radical, tactical shift.
216
511000
2000
radikal, akıllıca planlanmış bir değişim.
08:48
And I've come here to ask you today:
217
513000
3000
Ve bugün burada size şunu sormaya geldim:
08:51
what radical tactical shift
218
516000
3000
çevreyle aranızda yapılmış
08:54
can you take in your relationship to the environment,
219
519000
3000
nasıl bir akıllıca planlanmış değişim,
08:57
which will ensure
220
522000
2000
bizim çocuklarımız ve torunlarımızın
08:59
that our children and our grandchildren
221
524000
2000
daha güvenli ve
09:01
live in a safe world
222
526000
2000
daha iyi bir dünyada
09:03
and a secure world,
223
528000
2000
yaşamalarını sağlıyacak,
09:05
and most importantly, in a sustainable world?
224
530000
3000
ve en önemlisi, bunu sürdürülebilir bir dünyada nasıl sağlayacağınız ?
09:08
And I ask you, please, to go away from here
225
533000
2000
Ve sizden, lütfen, buradan uzağa gitmenizi
09:10
and think about that one
226
535000
2000
ve yapabileceğiniz
09:12
radical tactical shift
227
537000
2000
radikal bir değişim
09:14
which you could make,
228
539000
2000
hakkında düşünmenizi istiyorum ,
09:16
which will make that big difference,
229
541000
2000
bu büyük değişimi yapmanızı sağlayacak birşey olmalı,
09:18
and then commit a hundred percent to doing it.
230
543000
3000
ve sonra kendinizi bunu gerçekleştireceğinize tamamen adayın.
09:21
Blog about it, tweet about it, talk about it,
231
546000
3000
Hakkında bloglayın, tweetleyin, konuşun
09:24
and commit a hundred percent,
232
549000
2000
ve yüzde yüz adanın.
09:26
because very, very few things
233
551000
2000
Çünkü çok ama çok az şey
09:28
are impossible to achieve
234
553000
2000
eğer tüm aklımızı tamamen o işe verirsek
09:30
if we really put our whole minds to it.
235
555000
2000
başarılması imkansızdır.
09:32
So thank you very, very much.
236
557000
2000
Sizlere çok, çok teşekkür ederim.
09:34
(Applause)
237
559000
4000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Lewis Pugh - Coldwater swimmerPushing his body through epic cold-water swims, Lewis Gordon Pugh wants to draw attention to our global climate. He's just back from swimming in a meltwater lake on the slopes of Mount Everest.
Why you should listen
Lewis Gordon Pugh loves to pioneer new swimming routes around or between landmarks once thought unswimmable. In 2006, he swam the drought-stricken Thames; also that year he became the first swimmer to do a long-distance swim in all five oceans of the world. The following year, he made the first long-distance swim across the North Pole -- where climate change made the ice temporarily disappear. Heading into the second decade of his swimming career, he's regarded as the greatest cold-water swimmer in history.
His swims have given him a sea-level view of our planet, and inspired him to do his bit to help preserve it. He left a career in maritime law to become a public speaker on environmental issues with his group, Polar Defence Project -- and of course to plan more astonishing swims and treks. In September 2008, Pugh and Robbie Hedgus kayaked across the Arctic Ocean into the polar ice pack, to raise awareness of the thinning sea ice and the dangers of climate change in the Arctic and across the world. And at the end of May 2010 he swam 1 kilometer across Pumori, a meltwater lake situated next to the Khumbu Glacier on Mount Everest, at an altitude of 5300 meters, to draw attention to the melting of the Asian glaciers. He completed the swim -- the highest any person has undertaken -- in less than 23 minutes. "Glaciers are not just ice: they are a lifeline, they provide water to 2 billion people, and we need to protect them," he says.
Lewis Pugh | Speaker | TED.com