TEDNYC
Amy Green: A video game to cope with grief
Amy Green: Kederle baş etmek için bir video oyunu
Filmed:
Readability: 4
1,614,279 views
Amy Green'in küçük oğluna nadir görülen bir beyin tümörü tanısı konduğunda, diğer kardeşlere kanser hakkında bir masal uydurdu. Bu masal "That Dragon, Cancer" (O Ejderha Kanser) adında bir video oyununa dönüştü ve bu oyun, oynayanları kazanamayacakları bir yolculuğa çıkarıyor. Green, bir kayıpla baş etmekten bahsettiği bu güzel konuşmada, trajediye sevinç ve oyun getiriyor. "Oynanması zor bir oyun yazdık, çünkü hayatlarımızın en zor zamanları bizi her tür hedeften daha çok değiştirir" diyor.
Amy Green - Video game designer
Amy Green creates narrative video games that focus on innovative stories. Full bio
Amy Green creates narrative video games that focus on innovative stories. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Two months ago, my kids and I
huddled around a cell phone
huddled around a cell phone
0
952
4184
İki ay önce, çocuklarımla cep
telefonu etrafında toplanmış,
telefonu etrafında toplanmış,
00:17
watching the live stream
of the Game Awards,
of the Game Awards,
1
5160
2296
Game Awards'ın
canlı yayınını izliyorduk.
canlı yayınını izliyorduk.
00:19
one of the video game
industry's biggest nights.
industry's biggest nights.
2
7480
2896
Video oyunları endüstrisi
için en önemli gecelerden biri.
için en önemli gecelerden biri.
00:22
They announced the nominees
for the Game for Impact,
for the Game for Impact,
3
10400
3656
Etki Yapan Oyun Ödülü
adaylarını açıkladılar.
adaylarını açıkladılar.
00:26
an award that's given
to a thought-provoking video game
to a thought-provoking video game
4
14080
3056
Bu ödül, düşünmeye zorlayan,
00:29
with a profound prosocial
message or meaning.
message or meaning.
5
17160
3776
derin bir sosyal mesaj veya
anlam içeren oyunlar içindir.
anlam içeren oyunlar içindir.
00:32
They opened the envelope
6
20960
1696
Zarfı açtılar
00:34
and they read the title of our video game.
7
22680
3216
ve bizim video oyunumuzun adını okudular.
00:37
An award ...
8
25920
1376
Etki yapan
00:39
for impact.
9
27320
1816
oyun ödülü.
00:41
It was almost funny, actually,
10
29160
1696
Bu neredeyse gülünçtü aslında,
00:42
because I always thought
that winning an award like that
that winning an award like that
11
30880
2656
çünkü önceleri böyle bir ödül
kazanmanın hep hayatıma
kazanmanın hep hayatıma
00:45
would have this huge impact on my life,
12
33560
2656
ne büyük bir etki yapacağını düşünürdüm
00:48
but I found that the opposite is true.
13
36240
2760
ancak gerçek tam tersiydi.
00:51
The big nights,
14
39840
1416
Büyük geceler,
00:53
the accomplishments --
15
41280
2096
büyük başarılar,
00:55
they fade.
16
43400
1576
hepsi solup gider.
00:57
But the hardest nights of my life
have stuck with me,
have stuck with me,
17
45000
3416
Ama hayatımın en zor gecesini
hiç unutmadım.
hiç unutmadım.
01:00
impacting who I am
18
48440
2496
Kişiliğime ve
01:02
and what I do.
19
50960
1720
yaptığım işe etki eden şey.
01:05
In 2010, my third son, Joel, was diagnosed
with a rare and aggressive brain tumor.
with a rare and aggressive brain tumor.
20
53360
6200
2010 yılında 3. oğlum Joel'e nadir ve
agresif seyirli beyin tümörü tanısı kondu.
agresif seyirli beyin tümörü tanısı kondu.
01:12
And before that year was finished,
21
60480
1936
O yıl sona ermeden,
01:14
doctors sat my husband and I down
22
62440
2536
doktorlar bana ve kocama
01:17
and let us know
that his tumor had returned
that his tumor had returned
23
65000
3256
ona uygulayabildikleri
maksimum kemoterapi
maksimum kemoterapi
01:20
despite the most aggressive chemotherapy
and radiation that they could offer him.
and radiation that they could offer him.
24
68280
4720
ve radyasyon tedavisine rağmen
tümörün yinelediğini söyledi.
tümörün yinelediğini söyledi.
01:26
On that terrible night,
25
74080
1896
O berbat gecede,
01:28
after learning that Joel
had perhaps four months to live,
had perhaps four months to live,
26
76000
4096
Joel'in tahmini dört ayı kaldığını
öğrendikten sonra,
öğrendikten sonra,
01:32
I cuddled up with
my two older sons in bed --
my two older sons in bed --
27
80120
2856
yatakta iki oğluma sarıldım.
01:35
they were five and three at the time --
28
83000
2536
O zaman biri beş, diğeri üç yaşındaydı
01:37
and I never really knew
how much they understood,
how much they understood,
29
85560
3096
ve durumu anladıklarından
emin değildim.
emin değildim.
01:40
so I started telling them a bedtime story.
30
88680
3696
Bu yüzden onlara bir masal
anlatmaya başladım.
anlatmaya başladım.
01:44
I told them about this
very brave knight named Joel
very brave knight named Joel
31
92400
3856
Onlara Joel adında çok cesur bir
şövalyenin maceraya atıldığını
şövalyenin maceraya atıldığını
01:48
and his adventure fighting
a terrible dragon called cancer.
a terrible dragon called cancer.
32
96280
4640
ve kanser adında korkunç bir
ejderha ile savaştığını anlattım.
ejderha ile savaştığını anlattım.
01:53
Every night, I told them
more of the story,
more of the story,
33
101720
3056
Onlara her gece aynı masalı
anlatmaya devam ettim
anlatmaya devam ettim
01:56
but I never let the story end.
34
104800
2016
ama masalın sonuna hiç gelmedim.
01:58
I was just building up a context
that they could understand
that they could understand
35
106840
3136
Onların anlayabilecekleri
bir şekle sokmak istiyordum.
bir şekle sokmak istiyordum.
02:02
and hoping that our prayers
would be answered
would be answered
36
110000
2256
Dualarımızın karşılık görmesini ve
02:04
and I would never
have to tell them that that knight,
have to tell them that that knight,
37
112280
2496
o şövalyenin çok kahramanca
savaştığını ancak
savaştığını ancak
02:06
who had fought so bravely,
38
114800
2296
bunun son savaşı olduğunu ve artık
02:09
was done fighting
39
117120
1536
sonsuza kadar huzur bulduğunu
02:10
and could rest now, forever.
40
118680
2280
anlatmak zorunda kalmamayı
ümit ediyordum.
ümit ediyordum.
02:14
Fortunately, I never did have to
finish that bedtime story.
finish that bedtime story.
41
122440
4496
Çok şükür, o masalı hiç
bitirmek zorunda kalmadım.
bitirmek zorunda kalmadım.
02:18
My children outgrew it.
42
126960
2176
Çocuklar bununla büyüdü.
02:21
Joel responded better than anyone expected
to palliative treatment,
to palliative treatment,
43
129160
4096
Joel palyatif tedavilere herkesin
beklediğinin ötesinde karşılık vermişti
beklediğinin ötesinde karşılık vermişti
02:25
and so instead of months,
44
133280
1656
ve birkaç ay yerine
02:26
we spent years learning how to love
our dying child with all of our hearts.
our dying child with all of our hearts.
45
134960
6280
ölmekte olan çocuğumuzu bütün
kalbimizle sevmeyi
öğreten yıllar geçirdik.
öğreten yıllar geçirdik.
Bu dönemde, birbirimize
azıcık acı vermemek uğruna
azıcık acı vermemek uğruna
02:34
Learning to recognize
that shameful feeling
that shameful feeling
46
142080
2536
02:36
of holding back just a little love
47
144640
2896
sevgimizi azıcık saklamanın
02:39
to try to spare ourselves
just a little pain
just a little pain
48
147560
2856
hissettirdiği utancı
02:42
somewhere further down the road.
49
150440
2560
kabullenmeyi öğrendik.
02:45
We pushed past that self-preservation
50
153760
2456
Nefsimizi korumayı bir kenara ittik,
02:48
because Joel was worth loving
even if that love could crush us.
even if that love could crush us.
51
156240
4920
çünkü sevgi bizi mahvedecek olsa bile
Joel bu sevgiye değerdi.
Joel bu sevgiye değerdi.
02:54
And that lesson of intense
vulnerability has changed me ...
vulnerability has changed me ...
52
162200
4440
Ve yaşadığım bu derin
çaresizlik beni değiştirdi,
çaresizlik beni değiştirdi,
02:59
more than any award ever could.
53
167440
2560
hiçbir ödülün yapamayacağı kadar.
03:02
We started living like Joel could live,
54
170400
3336
Joel yaşayabilecekmiş gibi
yaşamaya başladık
yaşamaya başladık
03:05
and we began developing a video game
called "That Dragon, Cancer."
called "That Dragon, Cancer."
55
173760
5240
ve "That Dragon, Cancer"
(O Ejderha Kanser)
(O Ejderha Kanser)
adında bir video oyunu yazmaya başladık.
03:11
It was the story of Joel.
56
179920
2120
Bu, Joel'in hikâyesiydi.
03:14
It was the story of hope
in the shadow of death.
in the shadow of death.
57
182760
3496
Ölümün gölgesindeki umudun hikâyesiydi.
03:18
It was the story of faith
58
186280
1520
İnanç ve şüphenin
hikâyesiydi
03:20
and doubt,
59
188640
1456
03:22
and the realization that a wrestle
with doubt is a part of faith --
with doubt is a part of faith --
60
190120
5120
ve şüpheyle mücadele etmenin
inancın bir parçası olduğunu anlamanın --
inancın bir parçası olduğunu anlamanın --
03:28
maybe the biggest part of it.
61
196120
1560
Belki de en büyük parçası.
03:30
It was a story that began as a miracle
62
198560
3456
Bu bir mucize ile başlayan ve
03:34
and ended as a memorial.
63
202040
2440
anma töreniyle biten bir hikâye.
03:37
(Music)
64
205840
2096
(Müzik)
03:39
(Giggle)
65
207960
1256
(Gülme)
03:41
(Clapping)
66
209240
1336
(El çırpma)
(Müzik)
03:42
(Music)
67
210600
3576
03:46
(Video) Dad: Bouncing around,
do you like that?
do you like that?
68
214200
3056
(Video) Baba:
Niye zıpladın, hoşuna mı gitti?
Niye zıpladın, hoşuna mı gitti?
03:49
(Giggle)
69
217280
1216
(Gülme)
03:50
I love your giggle.
70
218520
1216
Nasıl da kıkırdarmış!
03:51
(Music)
71
219760
2160
(Müzik)
03:58
(Giggle)
72
226320
1440
(Kıkırdama)
04:01
[A Journey of Hope In the Shadow of Death]
73
229600
4760
[Ölümün Gölgesinde Bir Umut Yolculuğu]
04:07
[That Dragon, Cancer]
74
235280
3016
[That Dragon, Cancer]
(O Ejderha Kanser)
(O Ejderha Kanser)
04:10
(Music)
75
238320
3080
(Müzik)
04:15
When you play "That Dragon, Cancer,"
76
243560
1896
"That Dragon, Cancer"i
oynadığınızda,
oynadığınızda,
04:17
you're transformed
into a witness of Joel's life,
into a witness of Joel's life,
77
245480
3976
Joel'in hayatına tanıklık eden
birine dönüşürsünüz,
birine dönüşürsünüz,
duygusal bir yolculuğa çıkarsınız
04:21
exploring an emotional landscape,
78
249480
2176
04:23
clicking to discover more of what
we as a family felt and experienced.
we as a family felt and experienced.
79
251680
5536
ve bir aile olarak bizim hissettiklerimizi
ve yaşadıklarımızı duyumsarsınız.
ve yaşadıklarımızı duyumsarsınız.
04:29
It feels a little bit
like analyzing interactive poetry
like analyzing interactive poetry
80
257240
4536
Etkileşimli bir şiiri
analiz ediyor gibi hissettirir,
analiz ediyor gibi hissettirir,
04:33
because every game mechanic is a metaphor,
81
261800
2336
çünkü her oyun mekaniği bir metafordur
04:36
and so the more the player asks themselves
82
264160
2376
ve oyun severler biz tasarımcıların
04:38
what we as designers
were trying to express and why,
were trying to express and why,
83
266560
3936
anlatmak istediklerimizi
ve nedenleri sorguladıkça
ve nedenleri sorguladıkça
04:42
the richer the experience becomes.
84
270520
2360
deneyimleri zenginleşir.
04:45
We took that vulnerability
that Joel taught us,
that Joel taught us,
85
273400
3016
Joel'in bize öğrettiği bu çaresizliği
04:48
and we encoded the game with it.
86
276440
2560
aldık ve oyunun içine kodladık.
04:51
Players expect their video games
to offer them branching narrative
to offer them branching narrative
87
279520
3576
Oyun severler video oyunlarında
dallanan anlatılar bekler
dallanan anlatılar bekler
04:55
so that every decision
that they make feels important
that they make feels important
88
283120
3536
yani verdikleri her karar
önemli hissettirir
önemli hissettirir
04:58
and can change the outcome of the game.
89
286680
2696
ve oyunun sonucunu değiştirebilir.
05:01
We subverted that principle
of game design,
of game design,
90
289400
2776
Oyun tasarımındaki bu kuralı yıktık
05:04
collapsing the choices in on the player
91
292200
3376
ve şeçimleri oyun severe yükledik,
05:07
so that they discover for themselves
92
295600
1776
ki böylece Joel için
05:09
that there is nothing that they can do
that will change the outcome for Joel.
that will change the outcome for Joel.
93
297400
4200
sonucu değiştirmede yapabilecekleri
hiçbir şey olmadığını keşfetsinler.
hiçbir şey olmadığını keşfetsinler.
05:14
And they feel that discovery
as deeply and desperately as we felt it
as deeply and desperately as we felt it
94
302280
5776
Ve Joel'i kollarımızın arasına alıp
inatla kendi elimizde olmayan
inatla kendi elimizde olmayan
05:20
on nights when we held Joel
in our arms praying for hours,
in our arms praying for hours,
95
308080
4176
bir mucize umuduna tutunarak
dualar ettiğimiz gecelerde
dualar ettiğimiz gecelerde
05:24
stubbornly holding out hope for a grace
that we could not create for ourselves.
that we could not create for ourselves.
96
312280
5440
hissettiğimiz şeyi hissetsinler.
05:30
We'd all prefer to win,
97
318960
1360
Kazanmayı herkes ister,
05:33
but when you discover that you can't win,
98
321160
2360
peki ya kazanamayacağını anladığında,
05:36
what do you value instead?
99
324560
1640
neye değer verirsin o zaman?
05:39
I never planned to write video games,
100
327600
2216
Video oyunu yazmayı hiç düşünmemiştim
05:41
but these moments
that really change our lives,
that really change our lives,
101
329840
2536
ama hayatlarımızı tamamen
değiştiren anlar genellikle
değiştiren anlar genellikle
05:44
they often come as the result
of our hardship -- and not our glory.
of our hardship -- and not our glory.
102
332400
4120
büyük bir zorluktan kaynaklanır
-- mutluluktan değil.
-- mutluluktan değil.
Joel'in kurtulabileceğini
düşündüğümüz zamanlarda
düşündüğümüz zamanlarda
05:49
When we thought that Joel could live,
103
337520
2096
05:51
I left the game designing to my husband.
104
339640
2136
oyunun tasarımını kocama bırakmıştım.
05:53
I chimed in here and there
105
341800
2056
Ara sıra işe karışıp
05:55
with a scene or two and some suggestions.
106
343880
2976
bir iki öneri yapıyordum.
05:58
But after the night that Joel died,
107
346880
2640
Fakat Joel'ın öldüğü geceden sonra
06:02
the passion,
108
350480
1416
bu arzu,
06:03
the possibility of sharing Joel's life
through our video game --
through our video game --
109
351920
4176
Joel'in hayatını bir video oyunu
yoluyla paylaşma arzusu --
yoluyla paylaşma arzusu --
06:08
it was something that I couldn't resist.
110
356120
2136
bu karşı koyamadığım bir şeydi.
06:10
I started writing more,
111
358280
1336
Daha çok yazmaya başladım,
06:11
I sat in on our team's design meetings,
112
359640
2416
tasarım takımı toplantılarına katıldım,
06:14
I added more ideas
and I helped direct scenes.
and I helped direct scenes.
113
362080
3096
daha fazla fikir önerdim ve
sahne düzenlemelerde yardım ettim.
sahne düzenlemelerde yardım ettim.
06:17
And I discovered that creating
a video game is telling a story,
a video game is telling a story,
114
365200
4896
Gördüm ki; bir video oyunu yazmak
bir hikâye anlatmakmış
bir hikâye anlatmakmış
06:22
but with an entirely new vocabulary.
115
370120
2736
ama tamamen yeni bir dilde.
06:24
All the same elements of imagination
and symbolism are there,
and symbolism are there,
116
372880
5536
Hayal gücü ve sembolizmin bütün
unsurları yine oradaydı
unsurları yine oradaydı
06:30
but they're just partnered
with player agency
with player agency
117
378440
2616
ama oyun severin ortaklığı
06:33
and system responsiveness.
118
381080
2000
ve sistemin yanıtlarıyla tamamlanıyordu.
06:36
It's challenging work.
119
384080
1656
Zorlayıcı bir iş.
06:37
I have to think
in a totally new way to do it,
in a totally new way to do it,
120
385760
3016
Tamamen yeni bir açıdan
düşünmem gerekiyor
düşünmem gerekiyor
06:40
but I love it.
121
388800
1656
ama bunu sevdim.
06:42
And I wouldn't have known
that without Joel.
that without Joel.
122
390480
2600
Joel olmadan bunu anlayamazdım.
06:46
Maybe you're a little surprised
123
394280
2296
Ölümcül bir kanser öyküsünü
06:48
by our choice to share our story
of terminal cancer through a video game.
of terminal cancer through a video game.
124
396600
5080
bir video oyunu aracılığı ile paylaşmamız
size biraz şaşırtıcı gelebilir.
size biraz şaşırtıcı gelebilir.
06:54
Perhaps you're even thinking
like so many people before you:
like so many people before you:
125
402360
3336
Belki siz de, diğer pek çok kişi gibi,
kanserin bir oyun olmadığını
kanserin bir oyun olmadığını
06:57
cancer is not a game.
126
405720
2320
düşünüyor da olabilirsiniz.
07:01
Well, tell that
to any pediatric cancer parent
to any pediatric cancer parent
127
409280
2176
Bunu çocukları kanser olan
07:03
that's ever taken an exam glove
and blown it up into a balloon,
and blown it up into a balloon,
128
411480
3936
ve doktor eldiveninden balon,
enjektörden roket yapan
enjektörden roket yapan
07:07
or transformed a syringe
into a rocket ship,
into a rocket ship,
129
415440
2736
veya serum askıları ile
hastane koridorlarında
hastane koridorlarında
07:10
or let their child ride their IV pole
through the hospital halls
through the hospital halls
130
418200
4136
araba yarıştıran çocukların
07:14
like it was a race car.
131
422360
1680
anne-babalarına söyleyin.
07:16
Because when you have children,
132
424880
2096
Çocuğunuz varsa bilirsiniz;
07:19
everything is a game.
133
427000
1840
her şey bir oyundur.
07:21
And when your young child
experiences something traumatic,
experiences something traumatic,
134
429640
3936
Küçük çocuğunuz travmatik
bir şeyle karşı karşıya kaldığında,
bir şeyle karşı karşıya kaldığında,
07:25
you work even harder to make sure
that their life feels like a game
that their life feels like a game
135
433600
4056
onun bunu bir oyun gibi görmesi
için daha da fazla uğraşırsınız,
için daha da fazla uğraşırsınız,
07:29
because children naturally
explore their worlds through play.
explore their worlds through play.
136
437680
3880
çünkü çocuklar doğal olarak
dünyayı oyunla öğrenir.
dünyayı oyunla öğrenir.
07:34
While cancer can steal
many things from a family,
many things from a family,
137
442320
2936
Kanser ailelerden pek çok şey
alıp götürebilir
alıp götürebilir
07:37
it shouldn't steal play.
138
445280
1600
ama oyunları almamalı.
07:39
If you're listening to me
and you're trying to imagine this family
and you're trying to imagine this family
139
447880
3576
Beni dinliyor ve ölen bir çocuğun
etrafında dört dönen
etrafında dört dönen
07:43
that revolves entirely
around a dying child,
around a dying child,
140
451480
4216
bir ailenin durumunu hayal ediyor
07:47
and you can't imagine joy
as part of that picture,
as part of that picture,
141
455720
4016
ve bu resimde neşe olacağını
düşünemiyorsanız,
düşünemiyorsanız,
07:51
then we were right
to share our story with you,
to share our story with you,
142
459760
3056
o zaman, hikâyemizi sizinle
paylaşmakta haklıydık,
paylaşmakta haklıydık,
07:54
because that season of our life was hard.
143
462840
3656
çünkü hayatımızın bu dönemi zordu.
07:58
Unspeakably hard at times,
144
466520
2776
Bu zamanlar; tarifsiz zorluk,
08:01
but it was also pure hope,
145
469320
2080
ancak aynı zamanda katıksız umut,
yürekten sevgi
08:04
deep love
146
472000
1616
08:05
and joy like I have never
experienced since.
experienced since.
147
473640
2880
ve öylesini bir daha
hiç görmediğim neşe zamanlarıydı.
hiç görmediğim neşe zamanlarıydı.
08:09
Our video game was our attempt
to share that world
to share that world
148
477720
4136
Bizim video oyunumuz
o dünyayı yaşamayan
o dünyayı yaşamayan
08:13
with people who hadn't
experienced it before,
experienced it before,
149
481880
2216
insanlarla bunu paylaşma girişimidir,
08:16
because we never could imagine
that world until it became ours.
that world until it became ours.
150
484120
3800
çünkü dünyanız o hâle gelmeden
bunu hayal edemiyorsunuz.
bunu hayal edemiyorsunuz.
08:21
We made a video game that's hard to play.
151
489200
3040
Bu video oyunu, oynaması zor bir oyun.
08:25
It will never be a blockbuster.
152
493360
2256
Hiçbir zaman çok ilgi çekmeyecek.
08:27
People have to prepare themselves
to invest emotionally
to invest emotionally
153
495640
3736
Bunu oynayanlar hikâyeye
duygusal yönden bağlanmaya
duygusal yönden bağlanmaya
08:31
in a story that they know
will break their hearts.
will break their hearts.
154
499400
3520
hazır olsun ve üzüleceğini bilsin.
08:35
But when our hearts break,
155
503880
2336
Ama kalbimiz kırıldığında
08:38
they heal a little differently.
156
506240
2320
iyileşmesi biraz farklı olur.
08:42
My broken heart has been healing
with a new and a deeper compassion --
with a new and a deeper compassion --
157
510000
4895
Benim kalbim daha derin bir
merhamet bularak iyileşti.
merhamet bularak iyileşti.
08:46
a desire to sit with people in their pain,
158
514919
2937
Izdırap içindeki insanları oturup dinlemek
08:49
to hear their stories
and try to help tell them
and try to help tell them
159
517880
3015
hikâyelerine kulak vermek ve
yardım etmek,
yardım etmek,
08:52
so that they know that they're seen.
160
520919
1961
onları yalnız bırakmamak istedi.
08:56
On the night when "That Dragon, Cancer"
won the Game for Impact Award,
won the Game for Impact Award,
161
524600
4336
"That Dragon, Cancer"
Etki Yapan Oyun Ödülü'nü kazanınca
Etki Yapan Oyun Ödülü'nü kazanınca
09:00
we cheered,
162
528960
1416
sevindik,
09:02
we smiled and we talked about Joel
163
530400
3176
güldük ve Joel'dan ve hayatımıza
09:05
and the impact he had on our life --
164
533600
2256
onun yaptığı etkiden bahsettik.
09:07
on all of those hard and hopeful nights
that we shared with him
that we shared with him
165
535880
4096
Birlikte yaşadığımız zor
ve umut dolu gecelerden,
ve umut dolu gecelerden,
kalbimizi nasıl değiştirdiğinden
09:12
when he changed our hearts
166
540000
1456
09:13
and taught us so much more
about life and love and faith and purpose.
about life and love and faith and purpose.
167
541480
5880
ve bize sevgi, inanç ve amaç konusunda
ne kadar çok şey öğrettiğinden bahsettik.
ne kadar çok şey öğrettiğinden bahsettik.
09:20
That award will never mean as much to me
as even a single photograph of my son,
as even a single photograph of my son,
168
548560
5760
Bu ödülün gözümde, oğlumun
tek bir fotoğrafı kadar bile değeri yok
tek bir fotoğrafı kadar bile değeri yok
09:27
but it does represent all of the people
who his life has impacted,
who his life has impacted,
169
555200
4656
fakat hayatlarında böyle bir darbe
yaşamış insanları, hiç tanışmayacağım
yaşamış insanları, hiç tanışmayacağım
09:31
people I'll never meet.
170
559880
2096
insanları temsil ediyor.
09:34
They write me emails sometimes.
171
562000
2360
Bana bazen e-posta atıyorlar.
09:36
They tell me that they miss Joel,
even though they never met him.
even though they never met him.
172
564880
5456
Hiç tanışmamış olsalar da
Joel'ı özlediklerini söylüyorlar.
Joel'ı özlediklerini söylüyorlar.
09:42
They describe the tears
that they've shed for my son,
that they've shed for my son,
173
570360
4640
Oğlum için döktükleri
gözyaşlarını anlatıyorlar.
gözyaşlarını anlatıyorlar.
09:47
and it makes my burden of grief
just a little bit lighter
just a little bit lighter
174
575920
3816
10 yaşında bir çocuğun
YouTube'da oyunu oynadığı
YouTube'da oyunu oynadığı
görüntüleri paylaşmasını
veya uçakta bir doktorun
veya uçakta bir doktorun
09:51
knowing that it's shared
with a 10-year-old
with a 10-year-old
175
579760
2096
09:53
watching a YouTube playthrough,
176
581880
2016
cep telefonunda bu oyunu oynadığını görmek
09:55
or a doctor playing on his airplane
with a smartphone,
with a smartphone,
177
583920
4216
veya bir profesörün birinci sınıf
felsefe öğrencilerine
felsefe öğrencilerine
10:00
or a professor introducing Joel
to her first-year philosophy students.
to her first-year philosophy students.
178
588160
5440
Joel'ı tanıtması,
kederimi biraz hafifletiyor.
kederimi biraz hafifletiyor.
10:06
We made a video game that's hard to play.
179
594800
3600
Oynanması zor bir oyun yazdık
10:11
But that feels just right to me,
180
599280
2936
ama bana doğru yaptık gibi geliyor,
10:14
because the hardest moments of our lives
181
602240
2576
çünkü hiçbir başarı veya hedef
10:16
change us more than any goal
we could ever accomplish.
we could ever accomplish.
182
604840
3480
bizi hayatımızdaki zor zamanlar
kadar değiştiremez.
kadar değiştiremez.
10:21
Tragedy has shifted my heart
183
609320
2656
Bu derin acı, kalbimi gerçekleşebilecek
10:24
more than any dream
I could ever see come true.
I could ever see come true.
184
612000
3040
en büyük hayalden bile çok değiştirdi.
10:28
Thank you.
185
616120
1216
Teşekkürler.
10:29
(Applause)
186
617360
4238
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Amy Green - Video game designerAmy Green creates narrative video games that focus on innovative stories.
Why you should listen
Amy Green writes and designs video games for Numinous Games, whose first title, That Dragon, Cancer, was an intimate autobiography of the life and death of her son Joel Green. Along with her husband and a team of six other developers, she used a video game to artistically portray the surreal emotional landscape of raising a child with a terminal illness. In May 2017, the Peabody Media Center and the University of Georgia awarded That Dragon, Cancer a Peabody-Facebook Futures of Media Award for Best Video Game.
Green's current project, Untethered, is an episodic virtual reality mystery that allows the player to speak out loud to the characters within the game. These characters speak back to the player, including the player as an integral character in the quirky story that is being told in the game.
Green's work with Numinous Games has been recognized by the British Academy of Film and Television Arts, South by Southwest, Games for Change, the Independent Game Developers Association, the Game Awards and has been featured in press coverage by the New York Times, the Wall Street Journal, Wired Magazine, Popular Science, RadioLab, CBS Sunday Morning, the BBC and the Guardian.
Amy Green | Speaker | TED.com