ABOUT THE SPEAKER
Jane Goodall - Primatologist; environmentalist
Jane Goodall, dubbed by her biographer "the woman who redefined man," has changed our perceptions of primates, people, and the connection between the two. Over the past 45 years, Goodall herself has also evolved -- from steadfast scientist to passionate conservationist and humanitarian.

Why you should listen

Jane Goodall hasn't exactly found the missing link, but she's come closer than just about anyone else on Earth. Her extensive research into the behavior of chimpanzees, which started in Africa in the 1960s and continues today, fundamentally altered scientific thinking about the relationship between humans and other mammals.

Goodall, who founded a research institute in her name in 1977, is an internationally recognized authority on the primate world. She's written books for adults and children, contributed to documentaries, and serves as a National Geographic explorer-in-residence, a United Nations peace messenger, and the president of Advocates for Animals. For her efforts to observe and preserve all species, Goodall has received honors and accolades from governments, nonprofits, universities, and professional organizations, including a medal from UNESCO and the French Legion of Honor in 2006.

More profile about the speaker
Jane Goodall | Speaker | TED.com
TED2003

Jane Goodall: What separates us from chimpanzees?

Jane Goodall'dan bizi insansı maymunlardan ayıranın ne olduğu üzerine

Filmed:
2,039,247 views

Jane Goodall kayıp halkayı bulmuş değil; ama neredeyse herkesten daha çok yaklaştı. Primatolog, şempanzeler ve insanlar arasındaki tek gerçek farkın bizim gelişmiş dilimiz olduğunu söylüyor. Dünyayı değiştirmek için bunu kullanmaya başlamamızı teşvik ediyor.
- Primatologist; environmentalist
Jane Goodall, dubbed by her biographer "the woman who redefined man," has changed our perceptions of primates, people, and the connection between the two. Over the past 45 years, Goodall herself has also evolved -- from steadfast scientist to passionate conservationist and humanitarian. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:26
Good morningsabah everyoneherkes. First of all, it's been fantasticfantastik
0
1000
4000
Herkese günaydın. Kendimi- öncelikle son birkaç
00:30
beingolmak here over these pastgeçmiş fewaz daysgünler.
1
5000
3000
gündür burada olmak muhteşemdi.
00:33
And secondlyikinci olarak, I feel it's a great honorOnur to kindtür of windrüzgar up
2
8000
4000
İkinci olarak, bu olağanüstü insan topluluğunu,
00:37
this extraordinaryolağanüstü gatheringtoplama of people,
3
12000
2000
yapılan bu inanılmaz konuşmaları,
00:39
these amazingşaşırtıcı talksgörüşmeler that we'vebiz ettik had.
4
14000
3000
bir nevi sonuçlandırmak büyük bir onur.
00:42
I feel that I've fitteduygun in, in manyçok waysyolları,
5
17000
3000
Duyduğum bazı şeylere birçok yönden
00:45
to some of the things that I've heardduymuş.
6
20000
3000
uyum sağladığımı hissediyorum.
00:48
I camegeldi directlydirekt olarak here
7
23000
4000
Şöyle başladım- buraya doğrudan Ekvador'daki
00:52
from the deepderin, deepderin tropicaltropikal rainforestyağmur ormanı in EcuadorEkvador,
8
27000
4000
yoğun tropik yağmur ormanından geldim- oraya sadece
00:57
where I was out -- you could only get there by a planeuçak --
9
32000
3000
uçakla gidebiliyordunuz- yüzlerinde boyalar ve
01:00
with indigenousyerli people with paintboya on theironların facesyüzleri
10
35000
3000
başlıklarında papağan tüyleri olan
01:04
and parrotpapağan featherstüyler on theironların headdressesbaşlıklar,
11
39000
2000
yerel halkla beraberdim.
01:06
where these people are fightingkavga to try and keep the oilsıvı yağ companiesşirketler,
12
41000
5000
İnsanların petrol şirketlerini ve sokakları, ormanlarından
01:11
and keep the roadsyollar, out of theironların forestsormanlar.
13
46000
4000
uzak tutmak için çabaladıkları yerdeydim.
01:15
They're fightingkavga to developgeliştirmek theironların ownkendi way of livingyaşam withiniçinde the forestorman
14
50000
4000
Temiz, kirletilmemiş bir dünyada, ormanın içerisinde
01:19
in a worldDünya that's cleantemiz, a worldDünya that isn't contaminatedkirlenmiş,
15
54000
3000
kendi yaşam şekillerini oluşturmak
01:22
a worldDünya that isn't pollutedkirlenmiş.
16
57000
3000
için mücadele ediyorlar.
01:25
And what was so amazingşaşırtıcı to me, and what fitsnöbetleri right in
17
60000
3000
Bana büyüleyici gelen ve burada TED'de konuştuklarımızla
01:28
with what we're all talkingkonuşma about here at TEDTED,
18
63000
3000
birebir uyan şey şu ki,
01:31
is that there, right in the middleorta of this rainforestyağmur ormanı,
19
66000
3000
bu yağmur ormanının tam ortasında bazı güneş panelleri vardı-
01:34
was some solargüneş panelspaneller -- the first in that partBölüm of EcuadorEkvador --
20
69000
4000
Ekvador'un o bölgesinde ilk- ve bu esasen pompayla
01:39
and that was mainlyağırlıklı olarak to bringgetirmek waterSu up by pumppompa
21
74000
3000
yukarıya su çıkarmak içindi,
01:42
so that the womenkadınlar wouldn'tolmaz have to go down.
22
77000
2000
böylece kadınlar aşağı inmek zorunda kalmayacaktı.
01:44
The waterSu was cleanedtemizlenir, but because they got a lot of batteriespiller,
23
79000
3000
Su temizlenmişti; birçok bataryaları olduğu için
01:47
they were ableyapabilmek to storemağaza a lot of electricityelektrik.
24
82000
3000
çok fazla elektrik depolayabilmişlerdi.
01:50
So everyher houseev -- and there were, I think, eightsekiz housesevler
25
85000
2000
Bütün evler- ve sanırım bu küçük toplulukta
01:52
in this little communitytoplum -- could have lightışık
26
87000
3000
sekiz ev vardı- her akşam yaklaşık yarım saatliğine
01:55
for, I think it was about halfyarım an hoursaat eachher eveningakşam.
27
90000
2000
ışığa sahip olabiliyordu.
01:58
And there is the ChiefŞef, in all his regalmuhteşem fineryşıklık, with a laptopdizüstü computerbilgisayar.
28
93000
6000
Ve bir de krallara yakışır şıklığı içinde, dizüstü bilgisayarıyla Şef vardı.
02:04
(LaughterKahkaha)
29
99000
2000
(Gülüşmeler)
02:06
And this man, he has been outsidedışında, but he's gonegitmiş back,
30
101000
5000
Ve bu adam, dışardaymış; ama geri dönmüş,
02:11
and he was sayingsöz, "You know, we have suddenlyaniden jumpedatladı into
31
106000
6000
diyordu ki, "Bilirsiniz, birden yepyeni bir çağa atladık ve
02:17
a wholebütün newyeni eraçağ, and we didn't even know about the whitebeyaz man
32
112000
4000
50 sene önce beyaz adamdan haberimiz bile yoktu,
02:21
50 yearsyıl agoönce, and now here we are with laptopdizüstü computersbilgisayarlar,
33
116000
3000
şimdi ise dizüstü bilgisayarlarlayız,
02:24
and there are some things we want to learnöğrenmek from the modernmodern worldDünya.
34
119000
3000
ve modern dünyadan öğrenmek istediğimiz bazı şeyler var.
02:27
We want to know about healthsağlık carebakım.
35
122000
3000
Sağlık hizmetlerini öğrenmek istiyoruz.
02:30
We want to know about what other people do -- we're interestedilgili in it.
36
125000
4000
Başka insanların ne yaptığını öğrenmek istiyoruz- bununla ilgileniyoruz.
02:34
And we want to learnöğrenmek other languagesdiller.
37
129000
2000
Ve başka diller öğrenmek istiyoruz.
02:36
We want to know Englishİngilizce and FrenchFransızca and perhapsbelki ChineseÇince,
38
131000
4000
İngilizce, Fransızca ve belki de Çince bilmek istiyoruz,
02:40
and we're good at languagesdiller."
39
135000
2000
ve dil konusunda iyiyizdir."
02:42
So there he is with his little laptopdizüstü computerbilgisayar,
40
137000
4000
İşte orada küçük dizüstü bilgisayarıyla birlikte,
02:46
but fightingkavga againstkarşısında the mightbelki of the pressuresbasınçları --
41
141000
4000
ama baskıların gücüne karşı koyuyor-
02:50
because of the debtborç, the foreignyabancı debtborç of EcuadorEkvador --
42
145000
3000
Ekvador'un dış borçlarından kaynaklanan baskı-
02:53
fightingkavga the pressurebasınç of WorldDünya BankBanka, IMFIMF, and of coursekurs
43
148000
4000
Dünya Bankası, IMF ve tabii ki ormanları sömürüp
02:57
the people who want to exploitsömürmek the forestsormanlar and take out the oilsıvı yağ.
44
152000
4000
petrol çıkarmak isteyen insanların baskısına karşı koyuyor.
03:02
And so, cominggelecek directlydirekt olarak from there to here.
45
157000
4000
Ve doğrudan oradan buraya geliyorum.
03:06
But, of coursekurs, my realgerçek fieldalan of expertiseUzmanlık
46
161000
3000
Ama, tabii, benim gerçek uzmanlık alanım
03:09
liesyalanlar in an even differentfarklı kindtür of civilizationmedeniyet --
47
164000
4000
daha da başka bir medeniyet türünde.
03:13
I can't really call it a civilizationmedeniyet.
48
168000
3000
Ona gerçekten bir medeniyet diyemem.
03:16
A differentfarklı way of life, a differentfarklı beingolmak.
49
171000
3000
Başka bir yaşam şekli, başka bir var oluş.
03:20
We'veBiz ettik talkedkonuştuk earlierdaha erken -- this wonderfulolağanüstü talk by WadeWade DavisDavis
50
175000
5000
Daha önce konuşmuştuk- Wade Davis'in dünyadaki farklı
03:25
about the differentfarklı cultureskültürler of the humansinsanlar around the worldDünya --
51
180000
3000
kültürler ve insanlar hakkındaki harika konuşması-
03:28
but the worldDünya is not composedoluşan only of humaninsan beingsvarlıklar;
52
183000
5000
ama dünya sadece insanoğlundan oluşmuyor,
03:33
there are alsoAyrıca other animalhayvan beingsvarlıklar.
53
188000
2000
başka hayvanlar da var.
03:35
And I proposeteklif etmek, önermek to bringgetirmek into this TEDTED conferencekonferans,
54
190000
3000
Ve ben de, dünyanın farklı yerlerinde hep yaptığım gibi,
03:38
as I always do around the worldDünya, the voiceses of the animalhayvan kingdomkrallık.
55
193000
4000
bu TED konferansına hayvan krallığının sesini getirmeyi teklif ediyorum.
03:42
Too oftensık sık we just see a fewaz slidesslaytlar, or a bitbit of filmfilm,
56
197000
3000
Sıklıkla sadece birkaç slayt ya da bir filmin parçasını görürüz; ama
03:45
but these beingsvarlıklar have voicessesleri that mean something.
57
200000
3000
bu varlıkların bir şey ifade eden sesleri var.
03:48
And so, I want to give you a greetingselamlama,
58
203000
2000
Size Tanzanya ormanlarından bir
03:50
as from a chimpanzeeşempanze in the forestsormanlar of TanzaniaTanzanya --
59
205000
3000
şempanze gibi selam vermek istiyorum-
03:54
OohOoh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh, oohooh!
60
209000
6000
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh!
04:01
(ApplauseAlkış)
61
216000
8000
(Alkış)
04:10
I've been studyingders çalışıyor chimpanzeesşempanzelerin in TanzaniaTanzanya sincedan beri 1960.
62
225000
5000
1960'dan beri Tanzanya'daki şempanzeleri inceliyorum.
04:15
DuringSırasında that time, there have been modernmodern technologiesteknolojiler
63
230000
4000
Bu süre zarfında, saha biyologlarının işlerini
04:19
that have really transformeddönüştürülmüş the way
64
234000
2000
yapma şekillerini gerçekten değiştiren
04:21
that fieldalan biologistsbiyologlar do theironların work.
65
236000
3000
modern teknolojiler gelişti.
04:24
For exampleörnek, for the first time, a fewaz yearsyıl agoönce,
66
239000
3000
Örneğin, ilk defa, birkaç sene önce,
04:27
by simplybasitçe collectingtoplama little fecaldışkıya ait samplesörnekler
67
242000
3000
sadece küçük dışkı örnekleri toplayarak
04:30
we were ableyapabilmek to have them analyzedanaliz -- to have DNADNA profilingprofilleme donetamam --
68
245000
5000
onları analiz ettirebildik- DNA profili çıkarttırabildik-
04:35
so for the first time, we actuallyaslında know whichhangi maleerkek chimpsşempanzeler
69
250000
4000
böylece ilk defa, hangi erkek şempanzelerin
04:39
are the fathersbabalar of eachher individualbireysel infantbebek.
70
254000
3000
tek tek hangi çocuğun babası olduğunu biliyoruz.
04:42
Because the chimpsşempanzeler have a very promiscuouskarışık matingçiftleşme societytoplum.
71
257000
4000
Çünkü şempanzelerin son derece seçici olmayan bir çiftleşme topluluğu var.
04:46
So this opensaçılan up a wholebütün newyeni avenuecadde of researchAraştırma.
72
261000
3000
Bu yepyeni bir araştırma alanı açıyor.
04:49
And we use GSIGSI -- geographiccoğrafi whateverher neyse it is, GSIGSI --
73
264000
7000
Ve biz GSI kullanıyoruz- coğrafi her neyse, GSI-
04:56
to determinebelirlemek the rangemenzil of the chimpsşempanzeler.
74
271000
4000
şempanzelerin çeşitliliğini tayin etmek için.
05:00
And we're usingkullanma -- you can see that I'm not really into this kindtür of stuffşey --
75
275000
6000
Bir de şey kullanıyoruz- çok fazla bu tür şeylere ilgi duymadığımı anlayabilirsiniz-
05:06
but we're usingkullanma satelliteuydu imagerygörüntüler
76
281000
3000
ama uydu görüntüleri kullanıyoruz
05:09
to look at the deforestationorman açma in the areaalan.
77
284000
3000
bölgedeki orman tahribine bakmak için.
05:12
And of coursekurs, there's developmentsgelişmeler in infraredkızılötesi,
78
287000
3000
Ve tabii ki, kızılötesinde gelişmeler var,
05:15
so you can watch animalshayvanlar at night,
79
290000
2000
böylece hayvanları gece izleyebiliyorsunuz,
05:17
and equipmentekipman for recordingkayıt by videovideo,
80
292000
3000
ve video kaydetmek için ekipman var
05:20
and tapebant recordingkayıt is gettingalma lighterçakmak and better.
81
295000
3000
ve film kayıtları daha aydınlık ve daha iyi oluyor.
05:23
So in manyçok, manyçok waysyolları, we can do things todaybugün
82
298000
3000
Yani, birçok yönden ben 1960'da
05:26
that we couldn'tcould do when I beganbaşladı in 1960.
83
301000
4000
başladığımda yapamadığımız şeyleri bugün yapabiliyoruz.
05:31
EspeciallyÖzellikle when chimpanzeesşempanzelerin, and other animalshayvanlar
84
306000
3000
Özellikle şempanzeler ve büyük beyinli başka hayvanlar
05:34
with largegeniş brainsbeyin, are studiedokudu in captivitytutsaklık,
85
309000
2000
esaret altında incelendiği zaman
05:36
modernmodern technologyteknoloji is helpingyardım ediyor us to searcharama
86
311000
5000
modern teknoloji, insan olmayan bu hayvanlardaki
05:41
for the upperüst levelsseviyeleri of cognitionbiliş in some of these non-humanİnsan dışı animalshayvanlar.
87
316000
4000
daha üst düzey bilişi araştırmamıza yardımcı oluyor.
05:45
So that we know todaybugün, they're capableyetenekli of performancesperformansları
88
320000
4000
Böylece bugün biliyoruz ki, ben başladığım zaman
05:49
that would have been thought absolutelykesinlikle impossibleimkansız
89
324000
2000
bilim tarafından tamamen imkansız olduğu düşünülen
05:51
by scienceBilim when I beganbaşladı.
90
326000
2000
şeyleri yapma kapasitesine sahipler.
05:54
I think the chimpanzeeşempanze in captivitytutsaklık who is the mostçoğu skilledyetenekli
91
329000
4000
Bence esaret altındaki şempanzelerden
05:58
in intellectualentellektüel performanceperformans is one calleddenilen AiAI in JapanJaponya --
92
333000
4000
zihinsel performansta en yeteneklisi Japonya'daki Ai
06:02
her nameisim meansanlamına geliyor love --
93
337000
2000
isminin anlamı aşk-
06:04
and she has a wonderfullyharika sensitivehassas partnerortak workingçalışma with her.
94
339000
4000
ve onunla birlikte çalışan mükemmel derecede duyarlı bir partneri var.
06:08
She lovessever her computerbilgisayar --
95
343000
2000
Bilgisayarını çok seviyor-
06:10
she'llkabuk leaveayrılmak her bigbüyük groupgrup, and her runningkoşu waterSu,
96
345000
3000
büyük grubunu, akan suyunu, ağaçlarını
06:13
and her treesağaçlar and everything.
97
348000
2000
her şeyi bırakır
06:15
And she'llkabuk come in to sitoturmak at this computerbilgisayar --
98
350000
2000
ve bu bilgisayarın başına oturmak için gelir-
06:17
it's like a videovideo gameoyun for a kidçocuk; she's hookedbağlanmış.
99
352000
2000
bir çocuk için bilgisayar oyunu nasılsa öyle, takılmış durumda.
06:19
She's 28, by the way, and she does things with her computerbilgisayar screenekran
100
354000
4000
Bu arada 28 yaşında, ve bilgisayar ekranı ve dokunmatik ekranla
06:23
and a touchdokunma padped that she can do fasterDaha hızlı than mostçoğu humansinsanlar.
101
358000
6000
çoğu insanın yapacağından daha hızlı şeyler yapıyor.
06:29
She does very complexkarmaşık tasksgörevler, and I haven'tyok got time to go into them,
102
364000
5000
Çok karmaşık işlemler yapıyor, ve bunlara girmeye zamanım yok,
06:34
but the amazingşaşırtıcı thing about this femalekadın is
103
369000
2000
ama bu dişinin büyüleyici yönü şu ki,
06:36
she doesn't like makingyapma mistakeshatalar.
104
371000
4000
hata yapmayı sevmiyor.
06:40
If she has a badkötü runkoş, and her scoreGol isn't good,
105
375000
3000
Eğer serisi kötüyse ve puanı iyi değilse,
06:43
she'llkabuk come and reachulaşmak up and tapmusluk on the glassbardak --
106
378000
2000
gelir ve uzanıp cama tıklar-
06:45
because she can't see the experimenterdeneyci --
107
380000
2000
çünkü bir kere daha yapmasını isteyen
06:47
whichhangi is askingsormak to have anotherbir diğeri go.
108
382000
3000
deneyciyi göremiyor.
06:50
And her concentrationkonsantrasyon -- she's alreadyzaten concentratedkonsantre hardzor
109
385000
3000
Ve konsantrasyonu- zaten 20 dakikadır
06:53
for 20 minutesdakika or so, and now she wants to do it all over again,
110
388000
4000
yoğun bir şekilde konsantre olmuştu, ve şimdi hepsini baştan yapmak istiyor,
06:57
just for the satisfactionmemnuniyet of havingsahip olan donetamam it better.
111
392000
3000
sadece daha iyi yapmış olmanın memnuniyeti için.
07:00
And the foodGıda is not importantönemli -- she does get a tinyminik rewardödül,
112
395000
3000
Ve yiyecek önemli değil- küçük bir ödül alıyor,
07:03
like one raisinkuru üzüm for a correctdoğru responsetepki --
113
398000
3000
her doğru cevap için bir kuru üzüm gibi-
07:06
but she will do it for nothing, if you tell her beforehandönceden.
114
401000
4000
ama ona önceden söylerseniz karşılıksız da yapar.
07:10
So here we are, a chimpanzeeşempanze usingkullanma a computerbilgisayar.
115
405000
5000
İşte böyle, bilgisayar kullanan bir şempanze.
07:15
ChimpanzeesŞempanzeler, gorillasgoriller, orangutansorangutanlar alsoAyrıca learnöğrenmek humaninsan signişaret languagedil.
116
410000
4000
Şempanzeler, goriller, orangutanlar insan işaret dilini de öğreniyor.
07:19
But the pointpuan is that when I was first in GombeGombe in 1960 --
117
414000
5000
Ama mesele şu ki ben 1960'da ilk defa Gombe'deyken-
07:24
I rememberhatırlamak so well, so vividlycanlı, as thoughgerçi it was yesterdaydün --
118
419000
4000
çok iyi, çok canlı hatırlıyorum, sanki dün gibi-
07:28
the first time, when I was going throughvasitasiyla the vegetationbitki örtüsü,
119
423000
3000
ilk seferinde, bitki örtüsünden geçerken,
07:31
the chimpanzeesşempanzelerin were still runningkoşu away from me, for the mostçoğu partBölüm,
120
426000
3000
şempanzelerin çoğu hala benden kaçıyordu,
07:34
althougholmasına rağmen some were a little bitbit acclimatizedacclimatized --
121
429000
4000
gerçi bazıları biraz alışmıştı-
07:38
and I saw this darkkaranlık shapeşekil, hunchedkambur over a termitetermit moundtümsek,
122
433000
4000
ve beyaz karınca yığının üzerinde kambur duran büyük, karanlık bir şekil gördüm
07:42
and I peeredgözetledi with my binocularsdürbün.
123
437000
2000
ve dürbünümle ona baktım.
07:44
It was, fortunatelyneyse ki, one adultyetişkin maleerkek whomkime I'd namedadlı DavidDavid GreybeardGreybeard --
124
439000
5000
O, neyse ki, David Greybeard adını verdiğim bir yetişkin erkekti-
07:49
and by the way, scienceBilim at that time was tellingsöylüyorum me that I shouldn'tolmamalı nameisim the chimpsşempanzeler;
125
444000
3000
ve bu arada, o zamanlar bilim bana şempanzelere isim vermemem gerektiğini söylüyordu
07:52
they should all have numberssayılar; that was more scientificilmi.
126
447000
2000
hepsinin numaraları olmalıydı, bu daha bilimseldi.
07:54
AnywayYine de, DavidDavid GreybeardGreybeard -- and I saw that
127
449000
3000
Her neyse, David Greybeard- ve gördüm ki
07:57
he was pickingtoplama little piecesparçalar of grassçimen and usingkullanma them
128
452000
4000
küçük çimen parçaları koparıp onları
08:01
to fishbalık termitestermitler from theironların undergroundyeraltı nestyuva.
129
456000
3000
yeraltındaki yuvalarından beyaz karıncalar avlamak için kullanıyordu.
08:04
And not only that -- he would sometimesara sıra pickalmak a leafyyapraklı twigdal
130
459000
3000
Ve sadece bu da değil- bazen de yaprakla kaplı bir dal alıp
08:07
and stripşerit the leavesyapraklar --
131
462000
2000
yaprakları soyuyordu.
08:09
modifyingmodifiye an objectnesne to make it suitableuygun for a specificözel purposeamaç --
132
464000
3000
Belirli bir amaca uygun hale getirmek için bir nesneyi değiştirmek-
08:12
the beginningbaşlangıç of tool-makingalet yapımı.
133
467000
2000
alet yapmanın başlangıcı.
08:15
The reasonneden this was so excitingheyecan verici and suchböyle a breakthroughbuluş
134
470000
2000
Bunun bu kadar heyecan verici ve bu kadar büyük bir atılım
08:17
is at that time, it was thought that humansinsanlar,
135
472000
3000
olmasının sebebi, o zamanlar sadece ve sadece
08:20
and only humansinsanlar, used and madeyapılmış toolsaraçlar.
136
475000
3000
insanların alet yapıp kullandıklarının düşünülmesiydi.
08:23
When I was at schoolokul, we were definedtanımlanmış as man, the toolmakertoolmaker.
137
478000
4000
Ben okuldayken, biz insanoğlu, alet yapanlar olarak tanımlanıyorduk.
08:27
So that when LouisLouis LeakeyLeakey, my mentorakıl hocası, heardduymuş this newshaber,
138
482000
4000
Bu yüzden Louis Leakey, akıl hocam, bu haberi duyduğunda
08:31
he said, "AhAh, we mustşart now redefineyeniden tanımlamak 'man'adam,' redefineyeniden tanımlamak 'tool'aracı,'
139
486000
3000
"Ah, şimdi insanoğlunu, aleti yeniden tanımlamalı ya da
08:34
or acceptkabul etmek chimpanzeesşempanzelerin as humansinsanlar."
140
489000
3000
şempanzeleri insan kabul etmeliyiz." dedi.
08:37
(LaughterKahkaha)
141
492000
2000
(Gülüşmeler)
08:39
We now know that at GombeGombe aloneyalnız, there are ninedokuz differentfarklı waysyolları
142
494000
4000
Biliyoruz ki yalnızca Gombe'da, şempanzeler farklı nesneleri
08:43
in whichhangi chimpanzeesşempanzelerin use differentfarklı objectsnesneleri for differentfarklı purposesamaçlar.
143
498000
3000
farklı amaçlar için dokuz farklı şekilde kullanıyorlar.
08:47
MoreoverAyrıca, we know that in differentfarklı partsparçalar of AfricaAfrika,
144
502000
2000
Dahası, biliyoruz ki, şempanzelerin incelendiği
08:49
whereverher nerede chimpsşempanzeler have been studiedokudu,
145
504000
2000
Afrika'nın farklı yerlerinde, tamamen farklı
08:51
there are completelytamamen differentfarklı tool-usingalet kullanılarak behaviorsdavranışlar.
146
506000
5000
alet kullanma adetleri var.
08:56
And because it seemsgörünüyor that these patternsdesenler are passedgeçti
147
511000
3000
Ve bu örüntüler bir nesilden diğerine gözlem, taklit
08:59
from one generationnesil to the nextSonraki, throughvasitasiyla observationgözlem,
148
514000
3000
ve alıştırma yoluyla geçiyor gibi gözüktüğü için-
09:02
imitationimitasyon and practiceuygulama -- that is a definitiontanım of humaninsan culturekültür.
149
517000
5000
bu insan kültürünün bir tanımı.
09:07
What we find is that over these 40-odd-odd yearsyıl
150
522000
4000
Başkalarının ve benim 40 yılın üzerinde şempanzeler
09:11
that I and othersdiğerleri have been studyingders çalışıyor chimpanzeesşempanzelerin
151
526000
3000
ve başka büyük insansı maymunlar, ve benim deyişimle, karmaşık beyinli
09:14
and the other great apesmaymunlar, and, as I say, other mammalsmemeliler
152
529000
3000
ve sosyal sistemli memeliler üzerinde yaptığımız
09:17
with complexkarmaşık brainsbeyin and socialsosyal systemssistemler,
153
532000
3000
araştırmalarda bulduğumuz şey,
09:20
we have foundbulunan that after all, there isn't a sharpkeskin linehat
154
535000
4000
insanları hayvan krallığının geri kalanından
09:24
dividingbölen humansinsanlar from the restdinlenme of the animalhayvan kingdomkrallık.
155
539000
3000
ayıran çok da keskin bir çizgi olmadığı.
09:27
It's a very wuzzybelirsiz bir linehat.
156
542000
2000
O çok belirsiz bir çizgi.
09:29
It's gettingalma wuzzierwuzzier all the time as we find animalshayvanlar doing things
157
544000
3000
Bizim cehalet içinde insana özgü sandığımız şeyleri
09:32
that we, in our arrogancekibir, used to think was just humaninsan.
158
547000
5000
yapan hayvanlar olduğunu gördükçe daha da belirsizleşiyor.
09:37
The chimpsşempanzeler -- there's no time to discusstartışmak theironların fascinatingbüyüleyici liveshayatları --
159
552000
4000
Şempanzeler- onların büyüleyici hayatlarını konuşacak kadar vaktimiz yok-
09:41
but they have this long childhoodçocukluk, fivebeş yearsyıl
160
556000
3000
ama beş sene boyunca annelerini emdikleri ve onunla uyudukları
09:44
of sucklingsüt kuzusu and sleepinguyuyor with the motheranne,
161
559000
2000
uzun bir çocukluk dönemleri var,
09:46
and then anotherbir diğeri threeüç, fourdört or fivebeş yearsyıl
162
561000
2000
ve sonra da üç, dört, beş senelik anneye
09:48
of emotionalduygusal dependencebağımlılık on her, even when the nextSonraki childçocuk is borndoğmuş.
163
563000
5000
duygusal bağımlılık dönemleri var, bir sonraki çocuk doğduğunda bile.
09:53
The importanceönem of learningöğrenme in that time, when behaviordavranış is flexibleesnek --
164
568000
3000
O dönemde, davranış biçimlendirilebilirken öğrenmenin önemi-
09:56
and there's an awfulkorkunç lot to learnöğrenmek in chimpanzeeşempanze societytoplum.
165
571000
4000
ve şempanze topluluğunda öğrenecek çok fazla şey var.
10:00
The long-termuzun vadeli affectionatesevecen supportivedestekleyici bondstahviller
166
575000
3000
Uzun dönemli şefkat, bu uzun çocukluk dönemi
10:03
that developgeliştirmek throughoutboyunca this long childhoodçocukluk with the motheranne,
167
578000
3000
boyunca anneyle, kardeşlerle olan destekleyici
10:06
with the brothersKardeşler and sisterskız kardeşler,
168
581000
2000
bağları kuvvetlendiriyor ki,
10:08
and whichhangi can last throughvasitasiyla a lifetimeömür,
169
583000
3000
bu 60 seneye varabilen
10:11
whichhangi mayMayıs ayı be up to 60 yearsyıl.
170
586000
2000
ömürleri boyunca devam ediyor.
10:13
They can actuallyaslında livecanlı longeruzun than 60 in captivitytutsaklık,
171
588000
3000
Aslında esaret altında 60 seneden uzun yaşayabiliyorlar,
10:16
so we'vebiz ettik only donetamam 40 yearsyıl in the wildvahşi so faruzak.
172
591000
3000
biz doğal ortamlarında şimdiye kadar sadece 40 sene inceledik.
10:19
And we find chimpsşempanzeler are capableyetenekli of truedoğru compassionmerhamet and altruismözgecilik.
173
594000
5000
Ve şempanzelerin gerçek şefkat ve fedakarlığa muktedir olduklarını keşfediyoruz.
10:25
We find in theironların non-verbalSözsüz communicationiletişim -- this is very richzengin --
174
600000
4000
Sözlü olmayan iletişimlerinde- ki bu çok zengin-
10:29
they have a lot of soundssesleri, whichhangi they use in differentfarklı circumstanceskoşullar,
175
604000
5000
farklı durumlarda kullandıkları birçok ses olduğunu keşfediyoruz,
10:34
but they alsoAyrıca use touchdokunma, postureduruş, gesturejest,
176
609000
2000
ama aynı zamanda dokunuyorlar, duruş alıyorlar, hareketler yapıyorlar,
10:36
and what do they do?
177
611000
2000
ve ne yapıyorlar?
10:38
They kissöpücük; they embracekucaklamak; they holdambar handseller.
178
613000
2000
Öpüşüyorlar, sarılıyorlar, el ele tutuşuyorlar.
10:40
They patsıvazlama one anotherbir diğeri on the back; they swaggerçalım; they shakesallamak theironların fistyumruk --
179
615000
3000
Birbirlerinin sırtını sıvazlıyorlar, kabadayılık taslıyorlar, yumruklarını sallıyorlar-
10:43
the kindtür of things that we do,
180
618000
3000
bizim yaptığımız türden şeyler-
10:46
and they do them in the sameaynı kindtür of contextbağlam.
181
621000
2000
ve bunları aynı türden bağlamda yapıyorlar.
10:49
They have very sophisticatedsofistike cooperationişbirliği.
182
624000
2000
Çok gelişmiş bir işbirlikleri var.
10:51
SometimesBazen they huntav -- not that oftensık sık,
183
626000
3000
Bazen avlanıyorlar- o kadar sık değil,
10:54
but when they huntav, they showgöstermek sophisticatedsofistike cooperationişbirliği,
184
629000
3000
ama avlandıkları zaman gelişmiş bir işbirliği gösteriyorlar,
10:57
and they sharepay the preyAv.
185
632000
2000
ve avı paylaşıyorlar.
11:00
We find that they showgöstermek emotionsduygular, similarbenzer to -- maybe sometimesara sıra the sameaynı --
186
635000
6000
Bizdeki mutluluk, üzüntü, korku, umutsuzluğa benzer-
11:06
as those that we describetanımlamak in ourselveskendimizi as happinessmutluluk, sadnessüzüntü, fearkorku, despairumutsuzluk.
187
641000
5000
belki bazen aynı şekilde- duygular gösteriyorlar.
11:11
They know mentalzihinsel as well as physicalfiziksel sufferingçile.
188
646000
2000
Fiziksel acının yanında zihinsel acıyı da biliyorlar.
11:13
And I don't have time to go into the informationbilgi
189
648000
3000
Ve bu şeylerden bazılarını size ispatlayacak
11:16
that will provekanıtlamak some of these things to you,
190
651000
2000
bilgilerden bahsetmeye zamanım yok,
11:18
savekayıt etmek to say that there are very brightparlak studentsöğrencilerin, in the besten iyi universitiesüniversiteler,
191
653000
4000
şunu söyleyebilirim ki, en iyi üniversitelerde hayvanlarda duyguyu,
11:22
studyingders çalışıyor emotionsduygular in animalshayvanlar, studyingders çalışıyor personalitieskişilikleri in animalshayvanlar.
192
657000
4000
kişiliği araştıran çok zeki öğrenciler var.
11:26
We know that chimpanzeesşempanzelerin and some other creaturesyaratıklar
193
661000
3000
Şempanzelerin ve bazı başka yaratıkların kendilerini
11:29
can recognizetanımak themselveskendilerini in mirrorsaynalar -- "selföz" as opposedkarşıt to "other."
194
664000
5000
aynada tanıyabildiklerini biliyoruz- başkasının karşıtı olarak kendileri.
11:34
They have a senseduyu of humormizah, and these are the kindtür of things
195
669000
4000
Mizah anlayışları var, ve bunlar önceden
11:38
whichhangi traditionallygeleneksel have been thought of as humaninsan prerogativesyetkileri.
196
673000
6000
insanların ayrıcalıkları olarak düşünülen şeylerdi.
11:44
But this teachesöğretir us a newyeni respectsaygı -- and it's a newyeni respectsaygı
197
679000
5000
Ama bu bize yeni bir itibarı öğretiyor- ve bu yeni itibar
11:49
not only for the chimpanzeesşempanzelerin, I suggestönermek,
198
684000
3000
sadece şempanzeler için değil, ileri sürüyorum ki
11:52
but some of the other amazingşaşırtıcı animalshayvanlar with whomkime we sharepay this planetgezegen.
199
687000
4000
bu gezegeni paylatığımız bazı başka inanılmaz hayvanlar için de geçerli.
11:56
OnceBir kez we're preparedhazırlanmış to admititiraf etmek that after all,
200
691000
3000
Bir kez sadece bizim kişilikleri, zihinleri,
11:59
we're not the only beingsvarlıklar with personalitieskişilikleri, mindszihinler
201
694000
3000
hisleri olan varlıklar olmadığımızı
12:02
and aboveyukarıdaki all feelingsduygular, and then we startbaşlama to think
202
697000
2000
kabul etmeye hazır olduğumuzda, bu gezegendeki
12:04
about waysyolları we use and abusetaciz
203
699000
2000
başka birçok duygulu, zeki varlığı nasıl
12:06
so manyçok other sentientduygulu, sapientakıllı creaturesyaratıklar on this planetgezegen,
204
701000
6000
kötüye kullandığımızı düşünmeye başlıyoruz ve
12:12
it really givesverir causesebeb olmak for deepderin shameutanç, at leasten az for me.
205
707000
5000
bu gerçekten derin bir utanç duygusuna neden olyuor, en azından benim için.
12:19
So, the sadüzgün thing is that these chimpanzeesşempanzelerin --
206
714000
4000
Ve üzücü olan şey şu ki, bu şempanzeler-
12:23
who'veettik kim perhapsbelki taughtöğretilen us, more than any other creatureyaratık, a little humilitytevazu --
207
718000
4000
ki onlar belki de bize başka herhangi bir yaratıktan daha fazla alçakgönüllülük öğretti-
12:27
are in the wildvahşi, disappearingyok olan very fasthızlı.
208
722000
3000
vahşi doğada hızla yok oluyor.
12:30
They're disappearingyok olan for the reasonsnedenleri
209
725000
2000
Bu odadaki herkesin çok iyi bildiği
12:32
that all of you in this roomoda know only too well.
210
727000
3000
sebeplerden dolayı yok oluyorlar.
12:35
The deforestationorman açma, the growthbüyüme of humaninsan populationspopülasyonları, needinggerek more landarazi.
211
730000
5000
Ormanların tahrip olması, daha fazla toğrağa ihtiyaç duyan insan nufüsunun büyümesi.
12:40
They're disappearingyok olan because some timberkereste companiesşirketler
212
735000
3000
Bazı kereste şirketleri tıraşlama kesime
12:43
go in with clear-cuttingtemiz kesim.
213
738000
2000
meraklı oldukarı için yok oluyorlar.
12:45
They're disappearingyok olan in the heartkalp of theironların rangemenzil in AfricaAfrika
214
740000
4000
Afrika'da kendi alanlarının tam ortasında yok oluyorlar
12:49
because the bigbüyük multinationalçok uluslu logginggünlüğü companiesşirketler have come in and madeyapılmış roadsyollar --
215
744000
5000
çünkü büyük çokuluslu tomruk fabrikaları gelip yollar yaptı-
12:54
as they want to do in EcuadorEkvador
216
749000
2000
Ekvador'da ve ormanların el değmemiş
12:56
and other partsparçalar where the forestsormanlar remainkalmak untoucheddokunulmamış --
217
751000
2000
olduğu başka yerlerde yapmak istedikleri gibi-
12:59
to take out oilsıvı yağ or timberkereste.
218
754000
4000
petrol ya da kereste çıkarmak için.
13:03
And this has led in CongoKongo Cumhuriyeti basinhavza, and other partsparçalar of the worldDünya,
219
758000
5000
Ve bu da Kongo havzasında ve dünyanın başka yerlerinde
13:08
to what is knownbilinen as the bush-meatçalı-et tradeTicaret.
220
763000
2000
yabani hayvan eti ticareti olarak bilinen şeye yol açtı.
13:10
This meansanlamına geliyor that althougholmasına rağmen for hundredsyüzlerce, perhapsbelki thousandsbinlerce of yearsyıl,
221
765000
4000
Bu demek oluyor ki; insanlar yüzlerce, belki de binlerce yıldır
13:14
people have livedyaşamış in those forestsormanlar, or whateverher neyse habitatyetişme ortamı it is,
222
769000
4000
o ormanlarda ya da doğal ortamları neyse orada,
13:18
in harmonyarmoni with theironların worldDünya, just killingöldürme the animalshayvanlar they need
223
773000
3000
kendi dünyalarıyla uyum içinde yaşamış ve sadece kendileri ve aileleri
13:21
for themselveskendilerini and theironların familiesaileleri --
224
776000
2000
için ihtiyaç duydukları kadar hayvan öldürmüş olsalar da-
13:23
now, suddenlyaniden, because of the roadsyollar,
225
778000
3000
şimdi, aniden yollar yüzünden,
13:26
the huntersavcılar can go in from the townskasabalar.
226
781000
2000
avcılar kasabalardan içeri girebiliyor.
13:28
They shootateş etme everything, everyher singletek thing that moveshamle
227
783000
3000
Her şeyi vuruyorlar, hareket eden ve küçük bir fareden büyük olan her şeyi,
13:31
that's biggerDaha büyük than a smallküçük ratsıçan; they sun-drymuhtelif it or smokeduman it.
228
786000
5000
ve güneşte kurutuyorlar ya da tütsülüyorlar.
13:36
And now they'veonlar ettik got transporttaşıma; they take it on the logginggünlüğü truckskamyonlar
229
791000
3000
Ve şimdi taşıma araçları da olduğu için, onları tomruk ya da
13:39
or the miningmadencilik truckskamyonlar into the townskasabalar where they sellsatmak it.
230
794000
4000
maden kamyonlarıyla sattıkları kasabalara taşıyorlar.
13:43
And people will payödeme more for bush-meatçalı-et, as it's calleddenilen,
231
798000
5000
Ve insanlar yabani hayvan etine, söylendiği şekliyle
13:48
than for domesticyerli meatet -- it's culturallykültürel preferredtercihli.
232
803000
3000
evcil etten daha fazla para ödüyorlar- kültürel olarak o tercih ediliyor.
13:51
And it's not sustainablesürdürülebilir, and the hugeKocaman logginggünlüğü campskampları in the forestorman
233
806000
4000
Bu sürdürülebilir değil, ve ormandaki devasa tomruk birlikleri
13:55
are now demandingzahmetli meatet, so the PygmyPigme huntersavcılar in the CongoKongo Cumhuriyeti basinhavza
234
810000
4000
et talep ediyor, o yüzden yüzlerce yıldır Kongo havzasında muhteşem
13:59
who'veettik kim livedyaşamış there with theironların wonderfulolağanüstü way of livingyaşam
235
814000
4000
yaşam şekillerini sürdürmüş olan Pigme avcıları
14:03
for so manyçok hundredsyüzlerce of yearsyıl are now corruptedbozuk.
236
818000
3000
şu anda yozlaşmış durumda.
14:06
They're givenverilmiş weaponssilahlar; they shootateş etme for the logginggünlüğü campskampları; they get moneypara.
237
821000
3000
Onlara silahlar verildi, tomruk birlikleri için ateş edip para alıyorlar.
14:09
TheirOnların culturekültür is beingolmak destroyedyerlebir edilmiş,
238
824000
3000
Bağımlı oldukları hayvanların yanısıra,
14:12
alonguzun bir with the animalshayvanlar uponüzerine whomkime they dependbağımlı.
239
827000
3000
kültürleri yok ediliyor.
14:15
So, when the logginggünlüğü campkamp moveshamle, there's nothing left.
240
830000
3000
Ve tomruk birliği yer değiştirdiği zaman, geriye hiçbir şey kalmıyor.
14:18
We talkedkonuştuk alreadyzaten about the losskayıp of humaninsan culturalkültürel diversityçeşitlilik,
241
833000
3000
İnsanın kültürel çeşitliliğinin yok oluşu hakkında konuşmuştuk,
14:21
and I've seengörüldü it happeningolay with my ownkendi eyesgözleri.
242
836000
3000
ve bunun oluşunu kendi gözlerimle gördüm.
14:24
And the grimgaddar pictureresim in AfricaAfrika -- I love AfricaAfrika,
243
839000
4000
Ve Afrika'daki zalim tabloyu da- Afrika'yı seviyorum,
14:28
and what do we see in AfricaAfrika?
244
843000
2000
ve biz Afrika'da ne görüyoruz?
14:30
We see deforestationorman açma;
245
845000
3000
Ormanların tahrip olduğunu görüyoruz,
14:33
we see the desertçöl spreadingyayma; we see massivemasif hungeraçlık;
246
848000
5000
çölün yayıldığını görüyoruz, kitlesel açlık görüyoruz,
14:38
we see diseasehastalık and we see populationnüfus growthbüyüme in areasalanlar
247
853000
4000
hastalık görüyoruz ve nüfusun, insanların yaşadıkları
14:42
where there are more people livingyaşam on a certainbelli pieceparça of landarazi
248
857000
4000
belli bir toprak parçası üzerinde o toprağın
14:46
than the landarazi can possiblybelki supportdestek,
249
861000
2000
kaldırabileceğinden daha fazla arttığını görüyoruz
14:48
and they're too poorfakir to buysatın almak foodGıda from elsewherebaşka yerde.
250
863000
3000
ve bu insanlar, başka yerden yiyecek almak için çok fakirler.
14:51
Were the people that we heardduymuş about yesterdaydün,
251
866000
3000
Dün bahsedilen insanlar, Paskalya Adası'nda
14:54
on the EasterPaskalya IslandAda, who cutkesim down theironların last treeağaç -- were they stupidaptal?
252
869000
4000
kalan son ağaçlarını kesen insanlar- onlar aptal mıydı?
14:58
Didn't they know what was happeningolay?
253
873000
2000
Ne olduğunu bilmiyorlar mıydı?
15:00
Of coursekurs, but if you've seengörüldü the cripplingfelce uğratan povertyyoksulluk
254
875000
2000
Elbette, ama eğer dünyanın bazı bölgelerindeki
15:02
in some of these partsparçalar of the worldDünya
255
877000
2000
felce uğratan açlığı görmüşseniz, bu artık bir
15:04
it isn't a questionsoru of "Let's leaveayrılmak the treeağaç for tomorrowyarın."
256
879000
3000
"ağacı yarına bırakalım" meselesi değildir.
15:07
"How am I going to feedbesleme my familyaile todaybugün?
257
882000
2000
"Bugün ailemi nasıl doyuracağım?
15:09
Maybe I can get just a fewaz dollarsdolar from this last treeağaç
258
884000
3000
Belki bu son ağaçtan bizi biraz daha idare edecek
15:12
whichhangi will keep us going a little bitbit longeruzun,
259
887000
2000
birkaç dolar alabilirim,
15:14
and then we'lliyi praydua etmek that something will happenolmak
260
889000
3000
ve sonra da bizi kaçınılmaz sondan kurtaracak
15:17
to savekayıt etmek us from the inevitablekaçınılmaz endson."
261
892000
3000
bir şey olması için dua ederiz."
15:20
So, this is a prettygüzel grimgaddar pictureresim.
262
895000
3000
Yani, bu oldukça zalim bir tablo.
15:23
The one thing we have, whichhangi makesmarkaları us so differentfarklı
263
898000
4000
Sahip olduğumuz tek şey, bizi şempanzelerden ve
15:27
from chimpanzeesşempanzelerin or other livingyaşam creaturesyaratıklar,
264
902000
2000
diğer yaşayan canlılardan bu kadar farklı kılan,
15:29
is this sophisticatedsofistike spokenkonuşulmuş languagedil --
265
904000
3000
bu gelişmiş konuşulan dildir-
15:32
a languagedil with whichhangi we can tell childrençocuklar
266
907000
2000
sayesinde çocuklara mevcut olmayan
15:34
about things that aren'tdeğil here.
267
909000
2000
şeylerden bahsedebileceğimiz bir dil.
15:36
We can talk about the distantuzak pastgeçmiş, planplan for the distantuzak futuregelecek,
268
911000
4000
Uzak geçmişten bahsedebilir, uzak geleceği planlayabilir,
15:40
discusstartışmak ideasfikirler with eachher other,
269
915000
2000
birbirimizle fikirler tartışabiliriz ki o fikirler
15:42
so that the ideasfikirler can growbüyümek from the accumulatedbirikmiş wisdombilgelik of a groupgrup.
270
917000
4000
bir grubun birikmiş bilgeliğinden gelişebilsin.
15:46
We can do it by talkingkonuşma to eachher other;
271
921000
2000
Bunu birbirimizle konuşarak,
15:48
we can do it throughvasitasiyla videovideo; we can do it throughvasitasiyla the writtenyazılı wordsözcük.
272
923000
4000
video aracılığıyla, yazılı sözcükle yapabiliriz.
15:52
And we are abusingkötüye this great powergüç we have to be wisebilge stewardsstewardlar,
273
927000
5000
Akıllı hizmetkarlar olmak için sahip olduğumuz bu büyük gücü
15:57
and we're destroyingtahrip the worldDünya.
274
932000
2000
kötüye kullanıyoruz ve dünyayı yok ediyoruz.
15:59
In the developedgelişmiş worldDünya, in a way, it's worsedaha da kötüsü,
275
934000
3000
Gelişmiş dünyada bu bir bakıma daha kötü,
16:02
because we have so much accesserişim to knowledgebilgi
276
937000
3000
çünkü yaptığımız aptallığın bilgisine
16:05
of the stupidityaptallık of what we're doing.
277
940000
2000
çok fazla erişimimiz var.
16:07
Do you know, we're bringinggetiren little babiesbebekler
278
942000
3000
Biliyor musunuz, dünyadaki birçok yerde suyun
16:10
into a worldDünya where, in manyçok placesyerler, the waterSu is poisoningzehirleme them?
279
945000
5000
zehirlediği küçük bebekler dünyaya getiriyoruz.
16:15
And the airhava is harmingzarar verme them, and the foodGıda that's grownyetişkin
280
950000
4000
Ve hava onlara zarar veriyor, kirlenmiş
16:19
from the contaminatedkirlenmiş landarazi is poisoningzehirleme them.
281
954000
3000
arazide yetişmiş besin onları zehirliyor.
16:22
And that's not just in the far-awayuzak developinggelişen worldDünya; that's everywhereher yerde.
282
957000
4000
Ve bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde.
16:26
Do you know we all have about 50 chemicalskimyasallar
283
961000
2000
Biliyor musunuz, vücudumuzda yaklaşık 50 sene önce sahip olmadığımız
16:28
in our bodiesbedenler we didn't have about 50 yearsyıl agoönce?
284
963000
4000
yaklaşık 50 çeşit kimyasal var.
16:32
And so manyçok of these diseaseshastalıklar, like asthmaastım
285
967000
4000
Ve astım gibi birçok hastalık ve belirli kanser türleri,
16:36
and certainbelli kindsçeşit of cancerskanserler, are on the increaseartırmak
286
971000
3000
bizim kirli zehirli atıklarımızın boşaltıldığı
16:39
around placesyerler where our filthypis toxictoksik wasteatık is dumpedterk.
287
974000
5000
yerlerde artış gösteriyor.
16:44
We're harmingzarar verme ourselveskendimizi around the worldDünya,
288
979000
3000
Dünyanın her yerinde kendimize ve aynı zamanda
16:47
as well as harmingzarar verme the animalshayvanlar, as well as harmingzarar verme naturedoğa herselfkendini --
289
982000
4000
hayvanlara, doğanın kendisine zarar veriyoruz.
16:51
MotherAnne NatureDoğa, that broughtgetirdi us into beingolmak;
290
986000
3000
Bizi var eden Doğa Ana.
16:54
MotherAnne NatureDoğa, where I believe we need to spendharcamak time,
291
989000
4000
Zamanımı geçirmemiz gereken yer olduğuna inandığım,
16:58
where there's treesağaçlar and flowersÇiçekler and birdskuşlar
292
993000
2000
bizim fiziksel gelişmemiz için yararlı olan
17:00
for our good psychologicalpsikolojik developmentgelişme.
293
995000
3000
ağaçların, çiçeklerin ve kuşların olduğu Doğa Ana.
17:03
And yethenüz, there are hundredsyüzlerce and hundredsyüzlerce of childrençocuklar
294
998000
3000
Yine de, gelişmiş dünyada, beton içinde büyüdükleri ve
17:06
in the developedgelişmiş worldDünya who never see naturedoğa,
295
1001000
2000
bütün bildikleri sanal gerçeklik olduğu için
17:08
because they're growingbüyüyen up in concretebeton
296
1003000
2000
doğayı hiç görmeyen, gidip güneşin altında ya da
17:10
and all they know is virtualsanal realitygerçeklik,
297
1005000
2000
yukarıdaki gölgelikten gelen benekli
17:12
with no opportunityfırsat to go and lieYalan in the sunGüneş,
298
1007000
4000
güneş zerrelerinin altında yatma
17:16
or in the forestorman, with the dappledbenekli sun-specksGüneş lekeleri
299
1011000
3000
şansı olmadan büyüyen
17:19
cominggelecek down from the canopygölgelik aboveyukarıdaki.
300
1014000
3000
yüzlerce çocuk var.
17:22
As I was travelingseyahat around the worldDünya, you know,
301
1017000
3000
Dünyayı dolaşırken, bilirsiniz,
17:25
I had to leaveayrılmak the forestorman -- that's where I love to be.
302
1020000
3000
ormanı terk etmek zorunda kaldım- orası olmayı sevdiğim yer.
17:28
I had to leaveayrılmak these fascinatingbüyüleyici chimpanzeesşempanzelerin
303
1023000
3000
Bu büyüleyici şempanzeleri, öğrencilerimin ve
17:31
for my studentsöğrencilerin and fieldalan staffpersonel to continuedevam et studyingders çalışıyor
304
1026000
4000
alan ekibimin incelemeye devam etmesi için bırakmak zorunda kaldım
17:35
because, findingbulgu they dwindledazaldı from about two millionmilyon
305
1030000
3000
çünkü, sayılarının 100 sene önce 2 milyondan
17:38
100 yearsyıl agoönce to about 150,000 now,
306
1033000
4000
bugün 150.000'e azaldığını öğrenince,
17:42
I knewbiliyordum I had to leaveayrılmak the forestorman to do what I could
307
1037000
3000
dünya çapında farkındalık yaratmak için elimden geleni
17:45
to raiseyükseltmek awarenessfarkında olma around the worldDünya.
308
1040000
2000
yapmak için ormanı terk etmem gerektiğini biliyordum.
17:47
And the more I talkedkonuştuk about the chimpanzees'şempanzelerin plightvâât,
309
1042000
3000
Ve şempanzelerin kötü durumundan daha fazla bahsettikçe,
17:50
the more I realizedgerçekleştirilen the factgerçek that everything'sherşey interconnectedbirbirine bağlı,
310
1045000
5000
her şeyin birbirine bağlanmış olduğu gerçeğini fark ettim
17:55
and the problemssorunlar of the developinggelişen worldDünya
311
1050000
2000
ve gelişmekte olan dünyanın sorunları,
17:57
so oftensık sık stemkök from the greedhırs of the developedgelişmiş worldDünya,
312
1052000
3000
çoğunlukla gelişmiş dünyanın açgözlülüğünden kaynaklanıyordu ve
18:00
and everything was joiningbirleştirme togetherbirlikte, and makingyapma -- not senseduyu,
313
1055000
5000
her şey bir araya geliyordu, ve- bir anlam değil,
18:05
hopeumut liesyalanlar in senseduyu, you said -- it's makingyapma a nonsensesaçmalık.
314
1060000
4000
umut anlamda yatar, dediniz- anlamsızlık oluşturuyordu.
18:09
How can we do it?
315
1064000
1000
Nasıl yapabiliriz?
18:10
SomebodyBiri said that yesterdaydün.
316
1065000
2000
Dün birisi bunu söyledi,
18:12
And as I was travelingseyahat around, I kepttuttu meetingtoplantı younggenç people who'dkim olur lostkayıp hopeumut.
317
1067000
5000
ve ben seyahet ederken, umudunu yitirmiş genç insanlarla tanışıp durdum.
18:17
They were feelingduygu despairumutsuzluk,
318
1072000
3000
Umutsuzluk hissediyorlardı,
18:20
they were feelingduygu, "Well, it doesn't mattermadde what we do;
319
1075000
3000
şöyle hissediyorlardı, "Ne yaptığımızın önemi yok,
18:23
eatyemek, drinkiçki and be merryşen, for tomorrowyarın we dieölmek.
320
1078000
2000
yiyip, için mutlu oluruz, yarın öleceğimiz için.
18:25
Everything is hopelessUmutsuz -- we're always beingolmak told so by the mediamedya."
321
1080000
4000
Her şey umutsuz- medya bize her zaman bunu söylüyor."
18:29
And then I metmet some who were angrykızgın,
322
1084000
3000
Bir de kızgın olanlarla tanıştım,
18:32
and angeröfke that can turndönüş to violenceşiddet,
323
1087000
2000
ve kızgınlık şiddete dönüşebilir,
18:34
and we're all familiartanıdık with that.
324
1089000
3000
ve hepimiz buna aşinayız.
18:37
And I have threeüç little grandchildrentorunlar,
325
1092000
4000
Ve benim üç küçük torunum var,
18:41
and when some of these studentsöğrencilerin would say to me
326
1096000
3000
ve bu öğrencilerden bazıları bana lisede ya da
18:44
at highyüksek schoolokul or universityÜniversite, they'dgittiklerini say, "We're angrykızgın,"
327
1099000
3000
üniversitede "Kızgınız" ya da,
18:47
or "We're filleddolu with despairumutsuzluk, because we feel
328
1102000
3000
"Umutsuzlukla doluyuz; çünkü sizin bizim geleceğimizi
18:50
you've compromisedtehlikeye our futuregelecek, and there's nothing we can do about it."
329
1105000
4000
kararlaştırdığınızı ve bu konuda yapacak hiçbir şeyimiz olmadığını hissediyoruz." derdi.
18:54
And I lookedbaktı in the eyesgözleri of my little grandchildrentorunlar,
330
1109000
2000
Ve küçük torunlarımın gözlerine baktım,
18:56
and think how much we'vebiz ettik harmedzarar this planetgezegen sincedan beri I was theironların ageyaş.
331
1111000
4000
ve ben onların yaşında olduğumdan beri bu gezegene ne kadar zarar verdiğimizi düşündüm.
19:00
I feel this deepderin shameutanç, and that's why in 1991 in TanzaniaTanzanya,
332
1115000
6000
Bu derin utancı hissediyorum, ve bu yüzden 1991'de Tanzanya'da
19:06
I startedbaşladı a programprogram that's calleddenilen RootsKökleri and ShootsSürgünler.
333
1121000
3000
Roots and Shoots adındaki programı başlattım.
19:09
There's little brochuresbroşür all around outsidedışında,
334
1124000
4000
İçeride her yerde küçük broşürler var,
19:13
and if any of you have anything to do with childrençocuklar and carebakım about theironların futuregelecek,
335
1128000
4000
ve eğer herhangi birinizin küçük çocuklarla herhangi bir ilgisi varsa ve onların geleceğini umursuyorsanız,
19:17
I begdilenmek that you pickalmak up that brochurebroşür.
336
1132000
3000
o broşürü almanız için yalvarıyorum.
19:20
And RootsKökleri and ShootsSürgünler is a programprogram for hopeumut.
337
1135000
4000
Ve Roots and Shoots, umut için bir program.
19:24
RootsKökleri make a firmfirma foundationvakıf.
338
1139000
2000
Roots (kökler) sıkı bir temel oluşturur.
19:26
ShootsSürgünler seemgörünmek tinyminik,
339
1141000
2000
Shoots (filizler) küçük görünür,
19:28
but to reachulaşmak the sunGüneş they can breakkırılma throughvasitasiyla bricktuğla wallsduvarlar.
340
1143000
3000
ama güneşe ulaşmak için tuğladan duvarları yıkabilirler.
19:31
See the bricktuğla wallsduvarlar as all the problemssorunlar
341
1146000
2000
Tuğladan duvarları bu gezegenin
19:33
that we'vebiz ettik inflicteddayakla on this planetgezegen.
342
1148000
2000
üzerine yıktığımız bütün sorunlar olarak düşünün.
19:35
Then, you see, it is a messagemesaj of hopeumut.
343
1150000
4000
O zaman, görürsünüz ki, bu bir umut mesajı.
19:39
HundredsYüzlerce and thousandsbinlerce of younggenç people around the worldDünya
344
1154000
2000
Dünyada yüzlerce ve binlerce genç insan
19:41
can breakkırılma throughvasitasiyla, and can make this a better worldDünya.
345
1156000
4000
duvarları yıkabilir, burayı daha iyi bir dünya yapabilir.
19:45
And the mostçoğu importantönemli messagemesaj of RootsKökleri and ShootsSürgünler
346
1160000
3000
Ve Roots and Shoots'un en önemli mesajı,
19:48
is that everyher singletek individualbireysel makesmarkaları a differencefark.
347
1163000
4000
her bir bireyin fark yarattığıdır.
19:52
EveryHer individualbireysel has a rolerol to playoyun.
348
1167000
2000
Her bireyin oynayacak bir rolü vardır.
19:54
EveryHer one of us impactsetkiler the worldDünya around us everydayher gün,
349
1169000
4000
Her birimiz her gün etrafımızdaki dünyayı etkiliyoruz,
19:58
and you scientistsBilim adamları know that you can't actuallyaslında --
350
1173000
3000
ve siz bilim insanları biliyorsunuz ki aslında-
20:01
even if you staykalmak in bedyatak all day, you're breathingnefes oxygenoksijen
351
1176000
3000
bütün gün yatakta kalsanız da, oksijen alıp
20:04
and givingvererek out COCO2, and probablymuhtemelen going to the lootuvalet,
352
1179000
4000
CO2 veriyorsunuz, ve muhtemelen tuvalete gidiyorsunuz,
20:08
and things like that --
353
1183000
2000
ve bunun gibi şeyler.
20:10
you're makingyapma a differencefark in the worldDünya.
354
1185000
2000
Dünyada bir fark yaratıyorsunuz.
20:12
So, the RootsKökleri and ShootsSürgünler programprogram
355
1187000
3000
Yani, Roots and Shoots programı,
20:15
involvesgerektirir youthgençlik in threeüç kindsçeşit of projectsprojeler.
356
1190000
5000
gençleri üç farklı projeye sokuyor.
20:20
And these are projectsprojeler to make the worldDünya around them a better placeyer.
357
1195000
4000
Ve bu projeler, etraflarındaki dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için.
20:24
One projectproje to showgöstermek carebakım and concernilgilendirmek for your ownkendi humaninsan communitytoplum.
358
1199000
6000
Kendi beşeri topluluğunuza özen ve ilgi göstermek için bir proje.
20:30
One for animalshayvanlar, includingdahil olmak üzere domesticyerli animalshayvanlar -- and I have to say,
359
1205000
4000
Bir tane evcil hayvanlar da dahil hayvanlar için- ve söylemeliyim ki,
20:34
I learnedbilgili everything I know about animalhayvan behaviordavranış
360
1209000
2000
Gombe'a ve şempanzelere gitmeden bile önce,
20:36
even before I got to GombeGombe and the chimpsşempanzeler from my dogköpek, RustyPaslı,
361
1211000
4000
hayvan davranışları hakkında bütün bildiklerimi,
20:40
who was my childhoodçocukluk companionyoldaş.
362
1215000
3000
çocukluk dostum Rusty'den öğrendim.
20:43
And the thirdüçüncü kindtür of projectproje: something for the localyerel environmentçevre.
363
1218000
4000
Ve üçüncü tür proje, yerel çevre için bir şey.
20:48
So what the kidsçocuklar do dependsbağlıdır first of all, how oldeski are they --
364
1223000
4000
Çocukların ne yaptıkları öncelikle yaşlarına bağlı-
20:52
and we go now from pre-schoolokul öncesi right throughvasitasiyla universityÜniversite.
365
1227000
4000
ve şimdi okul öncesinden üniversiteye kadar uzanıyoruz.
20:56
It's going to dependbağımlı whetherolup olmadığını they're inner-cityşehir içi or ruralkırsal.
366
1231000
3000
Şehir içinden mi kırsal kesimden mi olduklarına bağlı.
20:59
It's going to dependbağımlı if they're wealthyzengin or impoverishedyoksul.
367
1234000
5000
Varlıklı mı yoksullaştırılmış mı olduklarına bağlı.
21:04
It's going to dependbağımlı whichhangi partBölüm, say, of AmericaAmerika they're in.
368
1239000
3000
Örneğin, Amerika'nın neresinden olduklarına bağlı.
21:07
We're in everyher statebelirtmek, bildirmek now, and the problemssorunlar in FloridaFlorida
369
1242000
3000
Şu anda bütün eyaletlerdeyiz, ve Florida'daki
21:10
are differentfarklı from the problemssorunlar in NewYeni YorkYork.
370
1245000
2000
sorunlar, New York'takilerden farklı.
21:13
It's going to dependbağımlı on whichhangi countryülke they're in --
371
1248000
2000
Hangi ülkede olduklarına bağlı-
21:15
and we're alreadyzaten in 60-plus-artı countriesülkeler, with about 5,000 activeaktif groupsgruplar --
372
1250000
6000
ve şimdiden yaklaşık 5.000 aktif grupla, 60'ın üzerinde ülkedeyiz-
21:21
and there are groupsgruplar all over the placeyer that I keep hearingişitme about
373
1256000
4000
ve daha önce adını bile duymadığım birçok yerde
21:25
that I've never even heardduymuş of, because the kidsçocuklar are takingalma the programprogram
374
1260000
3000
gruplar var, çünkü çocuklar programı öğrenip
21:28
and spreadingyayma it themselveskendilerini.
375
1263000
2000
kendileri yayıyorlar.
21:30
Why?
376
1265000
2000
Neden?
21:32
Because they're buyingalış into it,
377
1267000
2000
Çünkü onda bir pay sahibi oluyorlar,
21:34
and they're the onesolanlar who get to decidekarar ver what they're going to do.
378
1269000
3000
ve ne yapacaklarına kendileri karar veriyorlar.
21:37
It isn't something that theironların parentsebeveyn tell them,
379
1272000
2000
Bu ebeveynelerinin ya da
21:39
or theironların teachersöğretmenler tell them.
380
1274000
2000
öğretmenlerinin onlara söylediği bir şey değil.
21:41
That's effectiveetkili, but if they decidekarar ver themselveskendilerini,
381
1276000
3000
Bu etkili, ama eğer kendileri karar verirlerse,
21:44
"We want to cleantemiz this rivernehir
382
1279000
3000
"Bu nehri temizlemek ve eskiden
21:47
and put the fishbalık back that used to be there.
383
1282000
2000
orada olan balıkları oraya geri koymak istiyoruz.
21:49
We want to clearaçık away the toxictoksik soiltoprak
384
1284000
5000
Bu alandan zehirli toprağı temizlemek ve
21:54
from this areaalan and have an organicorganik gardenBahçe.
385
1289000
2000
organik bir bahçeye sahip olmak istiyoruz.
21:56
We want to go and spendharcamak time with the oldeski people
386
1291000
3000
Gidip yaşlı insanlarla zaman geçirmek ve
21:59
and hearduymak theironların storieshikayeleri and recordkayıt theironların oralOral historiesgeçmişleri.
387
1294000
4000
onların hikayelerini dinleyip sözlü geçmişlerini kaydetmek istiyoruz.
22:04
We want to go and work in a dogköpek shelterbarınak.
388
1299000
2000
Gidip bir köpek barınağında çalışmak istiyoruz.
22:06
We want to learnöğrenmek about animalshayvanlar. We want ... "
389
1301000
2000
Hayvanlar hakkında bilgi edinmek istiyoruz. İstiyoruz..."
22:08
You know, it goesgider on and on, and this is very hopefulumutlu for me.
390
1303000
4000
Yani böyle devam ediyor ve bu benim için çok umut verici.
22:12
As I travelseyahat around the worldDünya 300 daysgünler a yearyıl,
391
1307000
4000
Yılda 300 günü dünyayı dolaşırken, her yerde
22:16
everywhereher yerde there's a groupgrup of RootsKökleri and ShootsSürgünler of differentfarklı agesyaşlar.
392
1311000
3000
farklı yaşlardan bir Roots and Shoots grubu var.
22:19
EverywhereHer yerde there are childrençocuklar with shiningparlıyor eyesgözleri sayingsöz,
393
1314000
2000
Her yerde parlayan gözleriyle
22:21
"Look at the differencefark we'vebiz ettik madeyapılmış."
394
1316000
3000
"Yarattığımız farka bak" diyen çocuklar var.
22:24
And now comesgeliyor the technologyteknoloji into it,
395
1319000
2000
Ve şimdi işin içine teknoloji giriyor,
22:26
because with this newyeni way of communicatingiletişim electronicallyelektronik
396
1321000
5000
çünkü bu yeni elektronik haberleşme yöntemiyle,
22:31
these kidsçocuklar can communicateiletişim kurmak with eachher other around the worldDünya.
397
1326000
4000
bu çocuklar dünya çapında birbirleriyle iletişim kurabilecek.
22:35
And if anyonekimse is interestedilgili to help us, we'vebiz ettik got so manyçok ideasfikirler
398
1330000
3000
Ve eğer bize yardımcı olmakla ilgileneniniz varsa, birçok fikrimiz var
22:38
but we need help -- we need help to createyaratmak the right kindtür of systemsistem
399
1333000
6000
ama yardıma ihtiyacımız var- bu genç insanların heyecanlarını
22:44
that will help these younggenç people to communicateiletişim kurmak theironların excitementheyecan.
400
1339000
4000
paylaşmalarına yardımcı olacak doğru türden sistemi yaratmak için yardıma ihtiyacımız var.
22:48
But alsoAyrıca -- and this is so importantönemli -- to communicateiletişim kurmak theironların despairumutsuzluk,
401
1343000
5000
Ama aynı zamanda- ve bu da çok önemli- umutsuzluklarını da paylaşmak için,
22:53
to say, "We'veBiz ettik trieddenenmiş this and it doesn't work, and what shall-acak we do?"
402
1348000
3000
"Şunu denedik ve işe yaramıyor, ne yapmalıyız?" demek için.
22:56
And then, lobak and beholdişte, there's anotherbir diğeri groupgrup answeringcevap veren these kidsçocuklar
403
1351000
4000
Ve sonra, işe bakın, belki Amerika'da olan ya da belki İsrail'den,,
23:00
who mayMayıs ayı be in AmericaAmerika, or maybe this is a groupgrup in Israelİsrail,
404
1355000
3000
bu çocuklara yanıt veren ve "Evet, biraz yanlış yapmışsınız.
23:03
sayingsöz, "Yeah, you did it a little bitbit wrongyanlış. This is how you should do it."
405
1358000
5000
Böyle yapmalısınız." diyen başka bir grup var.
23:08
The philosophyFelsefe is very simplebasit.
406
1363000
3000
Felsefemiz çok basit.
23:11
We do not believe in violenceşiddet.
407
1366000
3000
Şiddete inanmıyoruz.
23:14
No violenceşiddet, no bombsbombalar, no gunssilahlar.
408
1369000
3000
Şiddet, bombalar, silahlar yok.
23:17
That's not the way to solveçözmek problemssorunlar.
409
1372000
2000
Sorunları çözmeni yolu bu değil.
23:19
ViolenceŞiddet leadspotansiyel müşteriler to violenceşiddet, at leasten az in my viewgörünüm.
410
1374000
4000
Şiddet şiddete yol açar, en azından bana göre.
23:23
So how do we solveçözmek?
411
1378000
2000
Öyleyse nasıl çözeceğiz?
23:25
The toolsaraçlar for solvingçözme the problemssorunlar are knowledgebilgi and understandinganlayış.
412
1380000
5000
Sorunları çözmenin araçları bilgi ve anlayıştır.
23:30
Know the factsGerçekler, but see how they fituygun in the bigbüyük pictureresim.
413
1385000
3000
Gerçekleri bil, ama onların büyük resme nasıl uyum sağladıklarını gör.
23:33
HardZor work and persistencesebat --don't--don't give up --
414
1388000
3000
Sıkı çalışma ve süreklilik- pes etme-
23:36
and love and compassionmerhamet leadingönemli to respectsaygı for all life.
415
1391000
5000
ve bütün yaşama saygıya yönlendiren sevgi ve merhamet.
23:41
How manyçok more minutesdakika? Two, one?
416
1396000
2000
Kaç dakika daha kaldı? İki, bir?
23:43
ChrisChris AndersonAnderson: One -- one to two.
417
1398000
2000
Chirs Anderson: Bir- birle iki arası.
23:45
JaneJane GoodallGoodall: Two, two, I'm going to take two.
418
1400000
2000
Jane Goodall: İki, iki, iki dakika olacak.
23:47
(LaughterKahkaha)
419
1402000
1000
(Gülüşmeler)
23:48
Are you going to come and dragsürüklemek me off?
420
1403000
2000
Gelip beni sürükleyecek misiniz?
23:50
(LaughterKahkaha)
421
1405000
2000
(Gülüşmeler)
23:52
AnywayYine de -- so basicallytemel olarak, RootsKökleri and ShootsSürgünler
422
1407000
4000
Her neyse- temel olarak, Roots and Shoots
23:56
is beginningbaşlangıç to changedeğişiklik younggenç people'sinsanların liveshayatları.
423
1411000
3000
genç insanların hayatlarını değiştirmeye başlıyor.
23:59
It's what I'm devotingadıyorum mostçoğu of my energyenerji to.
424
1414000
4000
Enerjimin çoğunu buna adıyorum.
24:03
And I believe that a groupgrup like this can have a very majormajör impactdarbe,
425
1418000
7000
Ve böyle bir grubun büyük bir etiki olabileceğine inanıyorum,
24:10
not just because you can sharepay technologyteknoloji with us,
426
1425000
3000
sadece bizimle teknoloji paylaşabileceğiniz için değil,
24:13
but because so manyçok of you have childrençocuklar.
427
1428000
3000
çoğunuz çocuk sahibi olduğunuz için.
24:16
And if you take this programprogram out, and give it to your childrençocuklar,
428
1431000
5000
Ve bu programı dışarı taşır ve çocuklarına veririseniz
24:21
they have suchböyle a good opportunityfırsat to go out and do good,
429
1436000
4000
dışarı çıkıp iyi bir şeyler yapmak için çok iyi bir şansları olacak,
24:25
because they'veonlar ettik got parentsebeveyn like you.
430
1440000
2000
çünkü sizin gibi ebeveynlere sahipler.
24:27
And it's been so clearaçık how much you all carebakım
431
1442000
4000
Ve hepinizin bu dünyayı daha iyi bir yer yapmayı
24:31
about tryingçalışıyor to make this worldDünya a better placeyer.
432
1446000
2000
ne kadar umursadığınız son derece açıktı.
24:33
It's very encouragingteşvik edici.
433
1448000
2000
Bu çok cesaret verici.
24:35
But the kidsçocuklar do asksormak me --
434
1450000
2000
Ama çocuklar bana soruyor-
24:37
and this won'talışkanlık take more than two minutesdakika, I promisesöz vermek --
435
1452000
2000
ve bu iki dakikadan uzun sürmeyecek, söz veriyorum-
24:39
the kidsçocuklar say, "DrDr. JaneJane, do you really have hopeumut for the futuregelecek?
436
1454000
5000
çocuklar diyor ki, "Dr. Jane, gerçekten gelecek için umudunuz var mı?
24:44
You travelseyahat, you see all these horriblekorkunç things happeningolay."
437
1459000
4000
Seyahet ediyorsunuz, bütün o korkunç şeylerin olduğunu görüyorsunuz."
24:48
FirstlyÖncelikle, the humaninsan brainbeyin -- I don't need to say anything about that.
438
1463000
4000
Öncelikle, insan beyni- onunla ilgili bir şey söylememe gerek yok.
24:52
Now that we know what the problemssorunlar are around the worldDünya,
439
1467000
3000
Artık dünyadaki sorunları bildiğimize göre,
24:55
humaninsan brainsbeyin like yoursseninki are risingyükselen to solveçözmek those problemssorunlar.
440
1470000
4000
sizinki gibi insan beyinleri onları çözmek için yükseliyor.
24:59
And we'vebiz ettik talkedkonuştuk a lot about that.
441
1474000
2000
Ve bunun hakkında çokça konuştuk.
25:01
Secondlyİkinci olarak, the resilienceesneklik of naturedoğa.
442
1476000
3000
İkinci olarak, doğanın çabuk iyileşme özelliği.
25:04
We can destroyyıkmak a rivernehir,
443
1479000
2000
Bir nehri yok edebiliriz,
25:06
and we can bringgetirmek it back to life.
444
1481000
2000
ve onu hayata döndürebiliriz.
25:08
We can see a wholebütün areaalan desolatedıssız,
445
1483000
5000
Terk edilmiş koca bir alan görebiliriz,
25:13
and it can be broughtgetirdi back to bloomÇiçek açmak again, with time or a little help.
446
1488000
5000
ve biraz zaman ya da biraz yardımla yeniden verimli hale getirilebilir.
25:18
And thirdlyüçüncü olarak, the last speakerkonuşmacı talkedkonuştuk about -- or the speakerkonuşmacı before last,
447
1493000
6000
Ve üçüncü olarak, son konuşmacı bahsetti- ya da sondan önceki konuşmacı,
25:24
talkedkonuştuk about the indomitableyılmaz humaninsan spiritruh.
448
1499000
3000
inatçı insan ruhundan bahsetti.
25:27
We are surroundedçevrili by the mostçoğu amazingşaşırtıcı people
449
1502000
4000
Tamamen imkansız görünen şeyler yapan
25:31
who do things that seemgörünmek to be absolutelykesinlikle impossibleimkansız.
450
1506000
4000
inanılmaz insanlarla çevriliyiz.
25:35
NelsonNelson MandelaMandela -- I take a little pieceparça of limestonekalker
451
1510000
3000
Nelson Mandela- onun 27 yıl çalıştığı
25:38
from RobbenRobben IslandAda PrisonHapishane, where he laboredzahmetli for 27 yearsyıl,
452
1513000
3000
Robben Adası Cezaevi'nden küçük bir parça kireçtaşı aldım,
25:41
and camegeldi out with so little bitternessacılık, he could leadöncülük etmek his people
453
1516000
5000
ve oradan o kadar az acıyla çıktı ki, halkını
25:46
from the horrorkorku of apartheidırk ayrımı withoutolmadan a bloodbathkan gölü.
454
1521000
3000
ırk ayrımının dehşetinden bir kıyım olmadan çıkarabildi.
25:49
Even after the 11thinci of SeptemberEylül -- and I was in NewYeni YorkYork
455
1524000
4000
11 Eylül'den sonra bile- ve ben New York'taydım
25:53
and I feltkeçe the fearkorku -- neverthelessyine de, there was so much humaninsan couragecesaret,
456
1528000
6000
ve korkuyu hissettim- yine de çok fazla cesaret,
25:59
so much love and so much compassionmerhamet.
457
1534000
3000
sevgi ve merhamet vardı.
26:02
And then as I wentgitti around the countryülke after that and feltkeçe the fearkorku --
458
1537000
4000
Ve ondan sonra ülkenin etrafındaydım ve korkuyu hissettim-
26:06
the fearkorku that was leadingönemli to people feelingduygu
459
1541000
2000
insanları vatansever görünmezlerse diye
26:08
they couldn'tcould worryendişelenmek about the environmentçevre any more,
460
1543000
2000
artık çevre hakkında endişelenemeyecekleri
26:10
in casedurum they seemedgibiydi not to be patrioticvatansever --
461
1545000
3000
duygusuna iten korkuyu-
26:13
and I was tryingçalışıyor to encourageteşvik etmek them,
462
1548000
2000
ve onlara cesaret vermeye çalışıyordum,
26:15
somebodybirisi camegeldi up with a little quotationalıntı from MahatmaMahatma GandhiGandi,
463
1550000
3000
ve birisi Mahatma Gandhi'den küçük bir alıntı yaptı,
26:18
"If you look back throughvasitasiyla humaninsan historytarih,
464
1553000
3000
"Eğer insanlık tarihine bakarsanız,
26:21
you see that everyher evilkötülük regimerejim has been overcomeüstesinden gelmek by good."
465
1556000
3000
her kötü rejimin iyilik tarafından alt edildiğini görürsünüz."
26:25
And just after that a womankadın broughtgetirdi me this little bellçan,
466
1560000
4000
Ve bundan hemen sonra bir kadın bana bu küçük çanı getirdi,
26:29
and I want to endson on this noteNot.
467
1564000
2000
ve bu küçük notla bitirmek istiyorum.
26:31
She said, "If you're talkingkonuşma about hopeumut and peaceBarış, ringhalka this.
468
1566000
3000
Dedi ki, "Eğer umuttan ve barıştan söz ediyorsanız, bunu çalın.
26:36
This bellçan is madeyapılmış from metalmetal from a defusedetkisiz hale landmineKara mayını,
469
1571000
6000
Bu çan, Pol Pot'un öldürücü arazilerinden çıkan
26:42
from the killingöldürme fieldsalanlar of PolPol PotPot --
470
1577000
3000
etkisiz hale getirilmiş bir mayının metalinden yapılmıştır,
26:45
one of the mostçoğu evilkötülük regimesrejimler in humaninsan historytarih --
471
1580000
3000
insanlık tarihini en kötü rejimlerinden biri-
26:48
where people are now beginningbaşlangıç to put theironların liveshayatları back togetherbirlikte
472
1583000
4000
rejim çöktükten sonra insanlar şimdi
26:52
after the regimerejim has crumbledufalanmış.
473
1587000
3000
hayatlarını toparlamaya başlıyorlar."
26:55
So, yes, there is hopeumut, and where is the hopeumut?
474
1590000
4000
Evet, umut var, ve umut nerede?
26:59
Is it out there with the politicianssiyasetçiler?
475
1594000
3000
Orada, politikacılarla mı birlikte?
27:03
It's in our handseller.
476
1598000
2000
Bizim ellerimizde.
27:05
It's in your handseller and my handseller
477
1600000
2000
Sizin elinizde ve benim elimde
27:07
and those of our childrençocuklar.
478
1602000
2000
ve çocuklarımızın elinde.
27:09
It's really up to us.
479
1604000
2000
Gerçekten bize bağlı.
27:11
We're the onesolanlar who can make a differencefark.
480
1606000
2000
Bir fark yaratabilecek olan bizleriz.
27:13
If we leadöncülük etmek liveshayatları where we consciouslybilinçli olarak leaveayrılmak
481
1608000
2000
Eğer bilinçli bir şekilde mümkün olan
27:15
the lightesten hafif possiblemümkün ecologicalekolojik footprintsayak izi,
482
1610000
4000
en hafif ekolojik ayak izini bıraktığımız yaşamlarımız olursa,
27:19
if we buysatın almak the things that are ethicalahlâki for us to buysatın almak
483
1614000
3000
bizim için alması etik olan şeyleri satın alırsak
27:22
and don't buysatın almak the things that are not,
484
1617000
3000
ve olmayanları almazsak,
27:25
we can changedeğişiklik the worldDünya overnightbir gecede.
485
1620000
3000
bir gecede dünyayı değiştirebiliriz.
27:28
Thank you.
486
1623000
1000
Teşekkür ederim.
Translated by Cagla Taskin
Reviewed by Seda Demirel

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jane Goodall - Primatologist; environmentalist
Jane Goodall, dubbed by her biographer "the woman who redefined man," has changed our perceptions of primates, people, and the connection between the two. Over the past 45 years, Goodall herself has also evolved -- from steadfast scientist to passionate conservationist and humanitarian.

Why you should listen

Jane Goodall hasn't exactly found the missing link, but she's come closer than just about anyone else on Earth. Her extensive research into the behavior of chimpanzees, which started in Africa in the 1960s and continues today, fundamentally altered scientific thinking about the relationship between humans and other mammals.

Goodall, who founded a research institute in her name in 1977, is an internationally recognized authority on the primate world. She's written books for adults and children, contributed to documentaries, and serves as a National Geographic explorer-in-residence, a United Nations peace messenger, and the president of Advocates for Animals. For her efforts to observe and preserve all species, Goodall has received honors and accolades from governments, nonprofits, universities, and professional organizations, including a medal from UNESCO and the French Legion of Honor in 2006.

More profile about the speaker
Jane Goodall | Speaker | TED.com