ABOUT THE SPEAKER
Vincent Cochetel - Humanitarian
Vincent Cochetel is the Director of the Bureau for Europe at the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR).

Why you should listen

Vincent Cochetel is the Director of the Bureau for Europe at the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR). There he focuses on the specific challenges of the region — maintaining quality in asylum-seeking procedures, ensuring access to protection for those fleeing the conflict in Syria, combatting a rise in xenophobia, and allocating resources for those affected by conflicts of the past.

In 1998, Cochetel was kidnapped near Chechnya. For 317 days, he was chained to a bed frame in a cellar and deprived of light. But far from withdrawing from humanitarian work, the experience made him more determined than ever to improve the rights of refugees worldwide. He has written articles on numerous refugee issues and contributed to the drafting of several UNHCR training manuals related to staff safety, emergency management, and protection. 

More profile about the speaker
Vincent Cochetel | Speaker | TED.com
TEDxPlaceDesNations

Vincent Cochetel: I was held hostage for 317 days. Here's what I thought about…

Vincent Cochetel: 317 gün rehin tutuldum. İşte düşündüklerim…

Filmed:
1,200,323 views

Vincent Cochetel 1998 yılında Çeçenistan'da BM Mülteci Baş Sorumlusu olarak çalışırken 317 gün boyunca rehin tutuldu. İlk olarak, karanlık yeraltı mahzeninde yatağına zincirlenmiş bir şekilde yaşamanın nasıl olduğundan, onu kaçıranlarla aralarında geçen beklenmedik konuşmalara kadar edindiği tecrübelerini anlatıyor. Şiirsel ve etkili bir şekilde, bu işe neden bugün de devam ettiğini açıklıyor. 2000 yılından beri insani yardım çalışanlarına yapılan saldırılar üç katına çıktı - ve bu artışın dünyaya nasıl bir mesaj verdiğini merak ediyor.
- Humanitarian
Vincent Cochetel is the Director of the Bureau for Europe at the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR). Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I cannotyapamam forgetunutmak them.
0
1039
2653
Onları unutamam.
00:15
TheirOnların namesisimler were AslanAslan, AlikAlik, AndreiAndrei,
1
3692
4777
İsimleri Aslan, Alik, Anderi,
00:20
FernandaFernanda, FredFred, GalinaGalina, GunnhildGunnhild,
2
8469
4644
Fernanda, Fred, Galina, Gunnhild,
00:25
HansHans, IngeborgIngeborg, MattiMatti, NatalyaNatalya,
3
13113
5294
Hans, Ingeborg, Matti, Natalya,
00:30
NancyNancy, SherylSheryl, UsmanOsman'ın açıklaması, ZaremaZarema,
4
18407
4760
Nancy, Sheryl, Usman, Zarema,
00:35
and the listliste is longeruzun.
5
23167
1958
ve bu liste daha uzun.
00:38
For manyçok, theironların existencevaroluş,
theironların humanityinsanlık,
6
26255
3344
Birçoğu için, onların varlığı, insanlığı
00:41
has been reducedindirimli to statisticsistatistik,
7
29599
3645
''güvenlik kazaları'' olarak,
00:45
coldlysoğuk recordedkaydedilmiş as "securitygüvenlik incidentsolaylar."
8
33244
4296
istatistiklere kaydedildi.
Benim için, onlar iş arkadaşıydı.
00:49
For me, they were colleaguesmeslektaşlar
9
37540
1555
00:51
belongingait to that communitytoplum
of humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler
10
39095
3530
İnsani yardım çalışanları
topluluğuna bağlıydılar.
00:54
that trieddenenmiş to bringgetirmek a bitbit of comfortkonfor
11
42625
2809
90'larda Çeçenya savaş mağdurlarını
00:57
to the victimskurbanlar of the warssavaşlar
in ChechnyaÇeçenistan'da in the '90s.
12
45434
4087
biraz olsun rahat ettirmek istemişlerdi.
01:01
They were nurseshemşireler, logisticianslogisticians,
shelterbarınak expertsuzmanlar,
13
49521
4643
Onlar birer hemşire,
lojistikçi, sığınak uzmanı,
01:06
paralegalskatip, interpretersTercüman.
14
54164
2833
hukukçu, çevirmendiler.
01:08
And for this servicehizmet, they were murderedöldürülmüş,
15
56997
4156
Bu hizmetleri için öldürüldüler,
01:13
theironların familiesaileleri tornyırtık apartayrı,
16
61153
2462
aileleri darmadağın edildi
01:15
and theironların storyÖykü largelybüyük oranda forgottenunutulmuş.
17
63615
2202
ve hikayeleri büyük ölçüde unutuldu.
01:18
No one was ever sentencedmahkum
for these crimessuçları.
18
66827
3147
Kimse bu suçlardan dolayı mahkum olmadı.
01:22
I cannotyapamam forgetunutmak them.
19
70884
2157
Onları unutamam.
01:25
They livecanlı in me somehowbir şekilde,
20
73041
2049
Onlar sanki benim içimde yaşıyorlar,
01:27
theironların memorieshatıralar givingvererek me
meaninganlam everyher day.
21
75090
3230
anıları her günüme anlam veriyor.
01:30
But they are alsoAyrıca hauntingperili ev
the darkkaranlık streetsokak of my mindus.
22
78320
4431
Aynı zamanda hiç aklımdan çıkmıyorlar.
01:34
As humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler,
23
82751
1961
İnsani yardım çalışanları olarak,
01:36
they madeyapılmış the choiceseçim
to be at the sideyan of the victimkurban,
24
84712
3352
yardım, konfor ve koruma sağlamak için,
01:40
to providesağlamak some assistanceyardım,
some comfortkonfor, some protectionkoruma,
25
88064
4597
mağdurun yanında durmayı tercih ettiler
01:44
but when they neededgerekli
protectionkoruma themselveskendilerini,
26
92661
2926
fakat onlar korumaya ihtiyaç duyduklarında
01:47
it wasn'tdeğildi there.
27
95587
1708
kimse yoktu.
01:49
When you see the headlineshaber başlıkları
of your newspapergazete these daysgünler
28
97685
3173
Bu günlerde Irak veya
Suriye'deki savaşla ilgili
01:52
with the warsavaş in IraqIrak or in SyriaSuriye --
29
100858
3065
gazete manşetlerini görüyorsunuzdur:
01:55
aidyardım workerişçi abductedKaçırılan, hostagerehin executedidam --
30
103923
4164
Yardım çalışanı kaçırıldı,
rehin infaz edildi
02:00
but who were they?
31
108087
2013
Peki onlar kimdi?
02:02
Why were they there?
32
110100
1925
Neden oradaydılar?
02:04
What motivatedmotive them?
33
112025
2008
Onları ne motive etti?
02:06
How did we becomeolmak
so indifferentkayıtsız to these crimessuçları?
34
114033
3876
Nasıl bu suçlara karşı duyarsızlaştık?
02:09
This is why I am here todaybugün with you.
35
117909
3129
Bu nedenle bugün buradayım.
02:13
We need to find better waysyolları
to rememberhatırlamak them.
36
121038
2397
Onları hatırlamanın daha iyi
yollarını bulmalıyız.
02:16
We alsoAyrıca need to explainaçıklamak the keyanahtar valuesdeğerler
to whichhangi they dedicatedadanmış theironların liveshayatları.
37
124575
5991
Hayatlarını adadıkları
değerleri anlatmalıyız.
02:22
We alsoAyrıca need to demandtalep justiceadalet.
38
130566
4212
Ayrıca adalet talep etmeliyiz.
02:28
When in '96 I was sentgönderilen
39
136058
1881
1996 yılında
02:29
by the UnitedAmerika NationsMilletler HighYüksek CommissionerŞube Müdürü
for RefugeesMülteciler to the NorthKuzey CaucasusCaucasus,
40
137939
3715
BM Kuzey Kafkasya Mülteciler Yüksek
Komisyonu tarafından görevlendirildiğimde
02:33
I knewbiliyordum some of the risksriskler.
41
141654
1872
bazı riskleri biliyordum.
02:35
FiveBeş colleaguesmeslektaşlar had been killedöldürdü,
42
143526
2353
Beş meslektaşım öldürülmüş,
02:37
threeüç had been seriouslycidden mi injuredyaralı,
43
145879
2067
üçü ağır yaralanmış,
02:39
sevenYedi had alreadyzaten been takenalınmış hostagerehin.
44
147946
2345
yedisi rehin alınmıştı.
02:42
So we were carefuldikkatli.
45
150291
1787
Bu yüzden dikkatliydik.
02:44
We were usingkullanma armoredzırhlı
vehiclesAraçlar, decoyyem carsarabalar,
46
152078
4074
Zırhlı araçlar,
aldatıcı arabalar kullanıyor,
02:48
changingdeğiştirme patternsdesenler of travelseyahat,
changingdeğiştirme homesevler,
47
156152
3055
seyahat şeklini ve evleri değiştiriyor,
02:51
all sortssıralar of securitygüvenlik measuresönlemler.
48
159207
2791
her türlü güvenlik önlemini alıyorduk.
02:55
YetHenüz on a coldsoğuk winterkış night
of JanuaryOcak '98, it was my turndönüş.
49
163258
5950
Buna rağmen, Ocak 1998'de
soğuk bir kış gecesi sıra bana gelmişti.
03:01
When I enteredgirdi my flatdüz
in VladikavkazVladikavkaz with a guardbekçi,
50
169208
3977
Bir koruma ile beraber
Vladikavkaz'daki daireme girdiğimde
03:05
we were surroundedçevrili by armedSilahlı menerkekler.
51
173185
2156
silahlı kişiler etrafımızı sardı.
03:08
They tookaldı the guardbekçi,
they put him on the floorzemin,
52
176781
2217
Korumayı yere yatırdılar,
03:10
they beatdövmek him up in frontön of me,
53
178998
2624
onu gözlerimin önünde dövdüler,
03:13
tiedbağlı him, draggedsürüklenen him away.
54
181622
2684
bağladılar, sürükleyerek uzaklaştırdılar.
03:17
I was handcuffedkelepçeli, blindfoldedgözü kapalı,
and forcedzorunlu to kneeldiz çök,
55
185536
4785
Silah susturucusu ensemdeyken
ellerim kelepçelendi,
03:22
as the silencersusturucu of a guntabanca
pressedpreslenmiş againstkarşısında my neckboyun.
56
190321
3883
gözlerim bağlandı
ve diz çökmeye zorlandım.
03:26
When it happensolur to you,
57
194204
1738
Bu başınıza geldiğinde,
03:27
there is no time for thinkingdüşünme,
no time for prayingdua eden.
58
195942
3033
düşünmeye ve dua etmeye vaktiniz yoktur.
03:32
My brainbeyin wentgitti on automaticOtomatik,
59
200045
2704
Hayatım bir film şeridi gibi
03:34
rewindinggeri sarma quicklyhızlı bir şekilde
the life I'd just left behindarkasında.
60
202749
4366
gözlerimin önünden geçti.
03:39
It tookaldı me long minutesdakika to figureşekil out
61
207115
2530
O maskeli adamların
03:41
that those maskedMaskeli menerkekler there
were not there to killöldürmek me,
62
209645
3413
beni öldürmek için orada
olmadığını uzun zaman sonra anladım
03:45
but that someonebirisi, somewherebir yerde,
had ordereddüzenli my kidnappingadam kaçırma.
63
213058
4173
fakat bir yerlerdeki birileri onlara
beni kaçırılmalarını emretmişti.
03:50
Then a processsüreç of dehumanizationdehumanization
startedbaşladı that day.
64
218551
4071
İnsanlıktan çıkarma süreci
o gün orada başladı.
03:54
I was no more than just a commodityemtia.
65
222622
4423
Artık eşyadan farksızdım.
04:01
I normallynormalde don't talk about this,
66
229195
1816
Normalde bunun hakkında konuşmam,
04:03
but I'd like to sharepay a bitbit with you
some of those 317 daysgünler of captivitytutsaklık.
67
231011
5017
ama o 317 günlük esaretin birazını
sizinle paylaşmak istiyorum.
04:08
I was kepttuttu in an undergroundyeraltı cellarkiler,
68
236598
3056
Yer altında bir hücrede tutuldum,
04:11
totalGenel Toplam darknesskaranlık,
69
239654
2064
her gün 23 saat 45 dakika
04:13
for 23 hourssaatler and 45 minutesdakika everyher day,
70
241718
3754
tamamen karanlıktı
04:17
and then the guardsMuhafızlar
would come, normallynormalde two.
71
245472
3286
ve sonra korumalar gelirdi,
normalde iki kişiydi.
04:20
They would bringgetirmek a bigbüyük pieceparça of breadekmek,
72
248758
2674
Büyük bir parça ekmek,
04:23
a bowlçanak of soupçorba, and a candlemum.
73
251432
2504
bir kase çorba ve bir de mum getirirlerdi.
04:27
That candlemum would burnyanmak for 15 minutesdakika,
74
255206
4074
Mum 15 dakika yanardı,
04:31
15 minutesdakika of preciousdeğerli lightışık,
75
259280
3808
15 dakikalık eşsiz aydınlık.
04:35
and then they would take it away,
and I returnediade to darknesskaranlık.
76
263088
4136
Sonra onu alırlardı ve
ben karanlığa dönerdim.
04:41
I was chainedZincirli by a metalmetal cablekablo to my bedyatak.
77
269024
3514
Yatağıma metal kabloyla zincirlenmiştim.
04:44
I could do only fourdört smallküçük stepsadımlar.
78
272538
3242
Sadece dört küçük adım atabiliyordum.
04:48
I always dreamthayal of the fifthbeşinci one.
79
276950
3785
Beşincinin hayalini kurardım hep.
04:52
And no TVTV, no radioradyo,
no newspapergazete, no one to talk to.
80
280735
4241
Televizyon, radyo,
gazete, konuşacak kimse yok.
04:56
I had no towelhavlu, no soapsabun, no toilettuvalet paperkâğıt,
81
284976
4093
Havlu, sabun, tuvalet kağıdı yoktu,
05:01
just two metalmetal bucketskovalar openaçık,
one for waterSu, for one wasteatık.
82
289069
6287
sadece iki metal kova;
birisi su, diğeri atık için.
05:09
Can you imaginehayal etmek that mocksahte executionicra
can be a pastimeEğlence for guardsMuhafızlar
83
297926
5029
Gardiyanlar sadistleştiklerinde,
sıkıldıklarında veya sarhoşken
05:14
when they are sadisticsadist
or when they are just boredcanı sıkkın or drunksarhoş?
84
302955
5309
gönül eğlendirmek için yalancı infaz
yaptıklarını düşünebiliyor musunuz?
05:21
We are breakingkırma my nervessinirler very slowlyyavaşça.
85
309665
3408
Yavaşça sinirlerim bozuluyordu.
05:25
IsolationYalıtım and darknesskaranlık
are particularlyözellikle difficultzor to describetanımlamak.
86
313073
4510
Tecrit ve karanlığı anlatmak zor.
05:29
How do you describetanımlamak nothing?
87
317583
2392
Hiçbir şeyi nasıl tarif edersiniz?
05:31
There are no wordskelimeler for the depthsderinlikleri
of lonelinessyalnızlık I reachedulaştı
88
319975
3018
Akıllılık ve deliliğin arasındaki ince çizgide
05:34
in that very thinince bordersınır
betweenarasında sanityakıl sağlığı and madnessMadness.
89
322993
5125
ulaştığım yalnızlık anlatılamaz.
05:42
In the darknesskaranlık, sometimesara sıra
I playedOyunun imaginaryhayali gamesoyunlar of checkersDama.
90
330168
5240
Karanlıkta, bazen hayali dama oynadım.
05:47
I would startbaşlama with the blacksiyah,
91
335408
2203
Siyah ile başlayıp,
05:49
playoyun with the whitebeyaz,
92
337611
1659
beyaz ile devam edip,
05:51
back to the blacksiyah
tryingçalışıyor to trickhile the other sideyan.
93
339270
2609
karşı tarafı kandırmak için
sonra yine siyaha dönerdim.
05:55
I don't playoyun checkersDama anymoreartık.
94
343469
3391
Artık dama oynamıyorum.
05:58
I was tormentedişkence by the thoughtsdüşünceler of my
familyaile and my colleagueçalışma arkadaşı, the guardbekçi, EdikEdik.
95
346860
6317
Ailem, iş arkadaşlarım, koruma ve
Edik'in düşünceleriyle işkence ediliyorum.
06:05
I didn't know what had happenedolmuş to him.
96
353177
2810
Edik'e ne oldu bilmiyorum.
06:07
I was tryingçalışıyor not to think,
97
355987
2485
Düşünmemeye çalışıyordum.
06:10
I trieddenenmiş to filldoldurmak up my time
98
358472
1460
Her tür fiziksel egzersiz yaparak
06:11
by doing all sortssıralar of physicalfiziksel
exerciseegzersiz on the spotyer.
99
359932
3811
zamanımı geçirmeyi deniyordum.
06:15
I trieddenenmiş to praydua etmek, I trieddenenmiş all sortssıralar
of memorizationezber gamesoyunlar.
100
363743
3940
Dua etmeyi, çeşitli
hafıza oyunlarını denedim.
06:21
But darknesskaranlık alsoAyrıca createsyaratır imagesGörüntüler
and thoughtsdüşünceler that are not normalnormal.
101
369063
4393
Fakat karanlık, normal olmayan
imge ve düşünceler de yaratıyor.
06:25
One partBölüm of your brainbeyin wants you
to resistdirenmek, to shoutNot, to cryağlamak,
102
373456
6261
Beyninizin bir tarafı direnmenizi,
bağırmanızı, ağlamanızı
06:31
and the other partBölüm of the brainbeyin
ordersemirler you to shutkapamak up
103
379717
3437
diğer tarafı ise susmanızı
06:35
and just go throughvasitasiyla it.
104
383154
2809
ve kabullenmenizi istiyor.
06:37
It's a constantsabit internal debatetartışma;
there is no one to arbitratehakemlik.
105
385963
3690
Bu sürekli bir içsel tartışma,
arabuluculuk yapacak kimse yok.
06:43
OnceBir kez a guardbekçi camegeldi to me,
very aggressivelyagresif, and he told me,
106
391163
4920
Bir gün gardiyanlardan birisi
saldırgan bir şekilde bana gelip:
06:48
"TodayBugün you're going to kneeldiz çök
and begdilenmek for your foodGıda."
107
396083
4137
"Bugün yemek için
diz çöküp yalvaracaksın." dedi.
06:52
I wasn'tdeğildi in a good moodruh hali,
so I insultedhakaret him.
108
400220
3622
İyi modumda değildim
ve ona hakaret ettim.
06:55
I insultedhakaret his motheranne,
I insultedhakaret his ancestorsatalarımız.
109
403842
2934
Annesine ve atalarına da hakaret ettim.
06:58
The consequencesonuç was moderateılımlı:
he threwattı the foodGıda into my wasteatık.
110
406776
4431
Tepkisi makuldü:
yemeğimi çöpe döktü.
07:03
The day after he camegeldi back
with the sameaynı demandtalep.
111
411207
3675
Bir gün sonra yine aynı istekle geldi.
07:06
He got the sameaynı answerCevap,
112
414882
2439
Aynı cevabı aldı,
07:09
whichhangi had the sameaynı consequencesonuç.
113
417321
4211
ben de aynı sonuçla karşılaştım.
07:13
FourDört daysgünler latersonra,
the bodyvücut was fulltam of painAğrı.
114
421532
3831
Dört gün sonra vücudum acı içindeydi.
07:17
I didn't know hungeraçlık hurtcanını yakmak so much
when you have so little.
115
425363
4342
Açlığın bu kadar acıttığını bilmezdim.
07:21
So when the guardsMuhafızlar camegeldi down,
116
429705
3414
Gardiyanlar bir daha geldiğinde,
07:28
I kneltdiz çöktü.
117
436049
3014
diz çöktüm,
07:31
I beggedyalvardım for my foodGıda.
118
439063
3018
yemek için yalvardım.
07:34
SubmissionGönderme was the only way for me
to make it to anotherbir diğeri candlemum.
119
442081
5587
Teslimiyet bir mum almak için tek yoldu.
07:41
After my kidnappingadam kaçırma,
120
449302
1811
Kaçırıldıktan sonra,
07:43
I was transferredtransfer
from NorthKuzey OssetiaOsetya to ChechnyaÇeçenistan'da,
121
451113
3157
farklı araba bagajlarında
üç günlük yavaş bir yolculuk sonunda
07:46
threeüç daysgünler of slowyavaş travelseyahat
in the trunksMayo of differentfarklı carsarabalar,
122
454270
4320
Kuzey Osetya'dan Çeçenya'ya
transfer edildim.
07:50
and uponüzerine arrivalvarış, I was interrogatedsorguya
123
458590
2299
Varınca, Ruslan adında bir kişi tarafından
07:52
for 11 daysgünler by a guy calleddenilen RuslanRuslan.
124
460889
3665
11 gün boyunce sorgulandım.
07:56
The routinerutin was always the sameaynı:
125
464554
1764
Usul hep aynıydı:
07:58
a bitbit more lightışık, 45 minutesdakika.
126
466318
2392
biraz ışık, 45 dakika.
08:00
He would come down to the cellarkiler,
127
468710
2275
Mahzene gelirdi,
08:02
he would asksormak the guardsMuhafızlar
to tiekravat me on the chairsandalye,
128
470985
2264
gardiyanlara beni sandalyeye
bağlamalarını söylerdi
08:05
and he would turndönüş on the musicmüzik loudyüksek sesle.
129
473249
3100
ve müziği sonuna kadar açardı.
08:08
And then he would yellbağırma questionssorular.
130
476349
3181
Sonra bağırarak sorular sorardı.
08:11
He would screamçığlık. He would beatdövmek me.
131
479530
2795
Bana bağırırdı. Beni döverdi.
08:14
I'll spareyedek you the detailsayrıntılar.
132
482325
1903
Detaylarını size anlatmayacağım.
08:16
There are manyçok questionssorular
I could not understandanlama,
133
484248
2433
Anlayamadığım bir sürü soru vardı
08:18
and there are some questionssorular
I did not want to understandanlama.
134
486681
4563
ve anlamak istemediğim
sorular da vardı.
08:24
The lengthuzunluk of the interrogationsorgulama
was the durationsüre of the tapebant:
135
492254
4179
Sorgunun süresi kaset süresi kadardı:
08:28
15 songsşarkılar, 45 minutesdakika.
136
496433
3367
15 şarkı, 45 dakika.
08:31
I would always long for the last songşarkı.
137
499800
2185
Son şarkı için can atardım hep.
08:34
On one day, one night in that cellarkiler,
I don't know what it was,
138
502575
3705
Bir gün, bir gece mahzende,
ne olduğunu bilmiyorum,
08:38
I heardduymuş a childçocuk cryingağlıyor aboveyukarıdaki my headkafa,
139
506280
3017
kafamın üstünde bir çocuk ağlaması duydum.
08:41
a boyoğlan, maybe two or threeüç yearsyıl oldeski.
140
509297
2832
Bir erkek çocuğu, iki ya da üç yaşlarında.
08:44
FootstepsAyak sesleri, confusionkarışıklık, people runningkoşu.
141
512129
3647
Ayak sesleri, kargaşa, koşan insanlar.
08:48
So when RuslanRuslan camegeldi the day after,
142
516866
3034
Bir gün sonra Ruslan geldiğinde,
08:51
before he put the first questionsoru to me,
143
519900
2469
ilk soruyu sormadan, ben ona sordum:
08:54
I askeddiye sordu him, "How is your sonoğul todaybugün?
Is he feelingduygu better?"
144
522369
3599
"Oğlun bugün nasıl, daha iyi mi?"
08:57
RuslanRuslan was takenalınmış by surprisesürpriz.
145
525968
2786
Ruslan şaşırmıştı.
09:00
He was furiousöfkeli that the guardsMuhafızlar
mayMayıs ayı have leakedsızdırılmış some detailsayrıntılar
146
528754
2829
Gardiyanların bana onun
özel hayatıyla ilgili
09:03
about his privateözel life.
147
531583
2578
bilgiler sızdırabileceği ihtimaline kızdı.
09:06
I kepttuttu talkingkonuşma about NGOsSivil toplum örgütleri
supplyingtedarik medicinesilaçlar to localyerel clinicsklinikler
148
534161
4713
Oğlunun iyileşmesine yardımcı
olabilecek yerel kliniklere ilaç sağlayan
09:10
that mayMayıs ayı help his sonoğul to get better.
149
538874
2911
sivil toplum örgütlerinden bahsettim.
09:13
And we talkedkonuştuk about educationEğitim,
we talkedkonuştuk about familiesaileleri.
150
541785
4124
Eğitim ve aileler hakkında konuştuk.
09:17
He talkedkonuştuk to me about his childrençocuklar.
151
545909
1858
Bana çocuklarını anlattı.
09:19
I talkedkonuştuk to him about my daughterskız çocukları.
152
547767
2066
Ben de ona kızlarımı anlattım.
09:21
And then he'diçin ona talk about gunssilahlar,
about carsarabalar, about womenkadınlar,
153
549833
3390
Sonra o da silahlar, arabalar,
kadınlar hakkında konuştu.
09:25
and I had to talk about gunssilahlar,
about carsarabalar, about womenkadınlar.
154
553223
4319
Ben de silahlar, arabalar ve kadınlar
hakkında konuşmak zorunda kaldım.
09:29
And we talkedkonuştuk untila kadar
the last songşarkı on the tapebant.
155
557542
3738
Kasetteki son şarkı bitene kadar konuştuk.
09:33
RuslanRuslan was the mostçoğu brutalacımasız man I ever metmet.
156
561280
5643
Ruslan hayatımda gördüğüm
en acımasız kişiydi.
09:38
He did not touchdokunma me anymoreartık.
157
566923
3297
Bana bir daha dokunmadı.
09:42
He did not asksormak any other questionssorular.
158
570220
2716
Başka sorular sormadı.
09:44
I was no longeruzun just a commodityemtia.
159
572936
3855
Artık bir eşya değildim.
09:48
Two daysgünler after, I was transferredtransfer
to anotherbir diğeri placeyer.
160
576791
4969
İki gün sonra başka yere transfer edildim.
09:53
There, a guardbekçi camegeldi to me,
very closekapat -- it was quiteoldukça unusualolağandışı --
161
581760
5106
Orada bir gardiyan
hiç alışılmadık bir şekilde geldi ve
09:58
and he said with
a very softyumuşak voiceses, he said,
162
586866
3159
çok nazik bir sesle dedi ki:
10:02
"I'd like to thank you
163
590025
2624
"Ailem Dağıstan'a yerleştirilirken
10:04
for the assistanceyardım your organizationorganizasyon
providedsağlanan my familyaile
164
592649
4040
organizasyonunuzun sağladığı yardımdan
10:08
when we were displacedyerinden
in nearbyyakında DagestanDağıstan."
165
596689
4049
dolayı size teşekkür ederim."
10:14
What could I possiblybelki replycevap?
166
602308
3583
Nasıl cevap verebilirdim?
10:17
It was so painfulacı verici.
It was like a bladebıçak in the bellygöbek.
167
605891
4776
Çok acı vericiydi.
Karnıma bıçak saplanmış gibiydi.
10:22
It tookaldı me weekshaftalar of internal thinkingdüşünme
to try to reconcileuzlaştırmak
168
610667
3344
O aileye yardım etme sebeplerimiz
10:26
the good reasonsnedenleri we had
to assistyardımcı that familyaile
169
614011
3274
ve o kişinin paralı asker
olması düşüncesi ile
10:29
and the soldierasker of fortuneservet he becameoldu.
170
617285
2972
barışmam haftalarımı aldı.
10:32
He was younggenç, he was shyutangaç.
171
620257
2113
Genç ve utangaçtı.
10:34
I never saw his faceyüz.
172
622370
2275
Yüzünü hiç görmedim.
10:36
He probablymuhtemelen meantdemek well.
173
624645
2670
Büyük ihtimalle iyi niyetli biriydi.
10:39
But in those 15 secondssaniye,
174
627315
2392
Fakat, o 15 saniye içinde
10:41
he madeyapılmış me questionsoru everything we did,
175
629707
3715
bana yaptığımız bütün fedakarlıkları
10:45
all the sacrificeskurban.
176
633422
2391
sorgulattı.
10:47
He madeyapılmış me think alsoAyrıca how they see us.
177
635813
3553
Ayrıca onların bizi nasıl
gördüğünü düşündürdü.
10:51
UntilKadar then, I had assumedkabul
that they know why we are there
178
639366
2670
Sonra, bizim neden orada olduğumuzu ve
10:54
and what we are doing.
179
642036
2879
ne yaptığımızı bildiklerini varsaydım.
10:56
One cannotyapamam assumeüstlenmek this.
180
644915
2853
Bu aslında varsayılacak bir durum değil.
10:59
Well, explainingaçıklayan why we do this
is not that easykolay,
181
647768
4252
Bunu neden yaptığımızı
açıklamak kolay değil,
11:04
even to our closestEn yakın relativesakrabaları.
182
652020
1792
en yakınımızdaki kişilere bile.
11:07
We are not perfectmükemmel, we are not superiorüstün,
183
655062
3397
Mükemmel değiliz, üstün değiliz,
11:10
we are not the world'sDünyanın en fireateş brigadetugay,
184
658459
2476
dünyanın itfaiye örgütü değiliz,
11:12
we are not superheroessüper kahramanlar,
185
660935
2114
süper kahraman değiliz,
11:15
we don't stop warssavaşlar,
186
663049
1672
savaşları durdurmuyoruz,
11:16
we know that humanitarianinsancıl responsetepki is not
a substitutevekil for politicalsiyasi solutionçözüm.
187
664721
5384
biliyoruz ki insani müdahale
siyasi çözümün yerini tutamaz.
11:22
YetHenüz we do this because one life mattershususlar.
188
670105
4458
Yine de bu işi yapıyoruz
çünkü bir hayat bir hayattır.
11:26
SometimesBazen that's the only
differencefark you make --
189
674563
2253
Bazen tek yarattığın fark budur.
11:28
one individualbireysel, one familyaile,
a smallküçük groupgrup of individualsbireyler --
190
676816
3320
Bir birey, bir aile, bir grup insan
11:32
and it mattershususlar.
191
680136
1974
ve bu önemlidir.
11:34
When you have a tsunamitsunami,
an earthquakedeprem or a typhoonTayfun,
192
682110
2857
Bir tsunami, bir deprem
ya da bir tayfun olduğunda,
11:36
you see teamstakımlar of rescuerskurtarma ekipleri
cominggelecek from all over the worldDünya,
193
684967
4108
dünyanın dört bir yanından gelen
ve haftalarca hayatta kalanları arayan
11:41
searchingArama for survivorsHayatta kalanlar for weekshaftalar.
194
689075
3042
kurtarma ekiplerini görürsünüz.
11:44
Why? NobodyKimse questionssorular this.
195
692117
2554
Neden? Kimse bunu sorgulamaz.
11:46
EveryHer life mattershususlar,
196
694671
2113
Her hayat önemlidir
11:48
or everyher life should mattermadde.
197
696784
4226
veya her hayat önemli olmalıdır.
11:53
This is the sameaynı for us
when we help refugeesmülteciler,
198
701010
2925
Bu durum mültecilere
- çatışma sebebiyle yer değiştiren
11:55
people displacedyerinden withiniçinde theironların countryülke
by conflictfikir ayrılığı, or statelessdurum bilgisi olmayan personskişiler,
199
703935
4860
ya da vatansız kişilere -
yardım ettiğimizde de aynı.
12:01
I know manyçok people,
200
709595
1795
Bir çok kişi tanıyorum ki
12:03
when they are confrontedkarşı karşıya
by overwhelmingezici sufferingçile,
201
711390
3008
yoğun acılarla yüzleştikleri zaman
12:06
they feel powerlessgüçsüz and they stop there.
202
714398
3771
kendilerini güçsüz hisseder
ve o noktada dururlar.
12:10
It's a pityyazık, because there are
so manyçok waysyolları people can help.
203
718169
3877
Çok yazık, halbuki yardım etmenin
birçok değişik yolu var.
12:14
We don't stop with that feelingduygu.
204
722046
1981
Biz o duygu ile durmuyoruz.
12:16
We try to do whateverher neyse we can
to providesağlamak some assistanceyardım,
205
724027
2651
Yardım, koruma, konfor sağlamak için
12:18
some protectionkoruma, some comfortkonfor.
206
726678
2654
elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
12:21
We have to.
207
729332
1761
Yapmak zorundayız.
12:23
We can't do otherwiseaksi takdirde.
208
731093
1750
Başka türlü yapamayız.
12:24
It's what makesmarkaları us feel,
I don't know, simplybasitçe humaninsan.
209
732843
5354
Bu bizim, ne bileyim,
insan gibi hissetmemizi sağlıyor.
12:30
That's a pictureresim of me
the day of my releaseserbest bırakmak.
210
738197
4119
Bu serbest bırakıldığım günkü fotoğrafım.
12:34
MonthsAy after my releaseserbest bırakmak,
I metmet the then-Frencho-Fransızca primeasal ministerbakan.
211
742316
4342
Serbest bırakıldıktan aylar sonra
zamanın Fransız Başbakanı ile görüştüm.
12:38
The secondikinci thing he told me:
212
746658
2042
Bana söylediği ikinci şey:
12:40
"You were totallybütünüyle irresponsiblesorumsuz
to go to the NorthKuzey CaucasusCaucasus.
213
748700
3531
"Kuzey Kafkasya'ya gitmen
tamamen bir sorumsuzluktu.
12:44
You don't know how manyçok
problemssorunlar you've createdoluşturulan for us."
214
752231
3906
Bize ne kadar problem
yarattığını bilemezsin."
12:50
It was a shortkısa meetingtoplantı.
215
758017
1835
Kısa bir buluşma oldu.
12:51
(LaughterKahkaha)
216
759852
1719
(Gülüşmeler)
12:54
I think helpingyardım ediyor people
in dangerTehlike is responsiblesorumluluk sahibi.
217
762661
4574
Bence tehlikedeki insanlara
yardım etmek bir sorumluluk.
12:59
In that warsavaş, that nobodykimse
seriouslycidden mi wanted to stop,
218
767235
4528
O savaşta, kimse durmak istemedi
13:03
and we have manyçok of these todaybugün,
219
771763
2345
ve böyle kişiler bugün de var.
13:06
bringinggetiren some assistanceyardım to people in need
and a bitbit of protectionkoruma
220
774108
4500
İhtiyacı olanlara
yardım ve koruma sağlamak
13:10
was not just an actdavranmak of humanityinsanlık,
221
778608
1909
sadece bir insanlık davranışı değildi,
13:12
it was makingyapma a realgerçek differencefark
for the people.
222
780517
2902
bu onlar için gerçekten fark yaratıyordu.
13:15
Why could he not understandanlama this?
223
783419
3251
Neden o bunu anlayamıyor?
13:18
We have a responsibilitysorumluluk to try.
224
786670
1927
Deneme sorumluluğumuz var.
13:20
You've heardduymuş about that conceptkavram:
ResponsibilitySorumluluk to ProtectKorumak.
225
788597
3834
Şu kavramı daha önce de duydunuz:
Koruma Sorumluluğu.
13:24
OutcomesSonuçlar mayMayıs ayı dependbağımlı
on variousçeşitli parametersparametreler.
226
792431
4081
Sonuçlar farklı etkenlere bağlıdır.
13:28
We mayMayıs ayı even failbaşarısız,
but there is worsedaha da kötüsü than failinghata --
227
796512
3857
Başarısız bile olabiliriz,
fakat bundan daha kötüsü var;
13:32
it's not even tryingçalışıyor when we can.
228
800369
2751
yapabilecek iken denememek.
13:36
Well, if you are metmet this way,
if you signişaret up for this sortçeşit of job,
229
804441
3875
Eğer böyle bir işe giriştiyseniz,
13:40
your life is going to be fulltam
of joysevinç and sadnessüzüntü,
230
808316
4638
hayatınız neşe ve üzüntü dolu olacak
13:44
because there are a lot of people
we cannotyapamam help,
231
812954
2679
çünkü yardım edemediğimiz,
13:47
a lot of people we cannotyapamam protectkorumak,
a lot of people we did not savekayıt etmek.
232
815633
3924
koruyamadığımız,
kurtaramadığımız birçok insan var.
13:51
I call them my ghosthayalet,
233
819557
2243
Onlara benim hayaletim diyorum
13:53
and by havingsahip olan witnessedtanık
theironların sufferingçile from closekapat,
234
821800
2957
ve onların acılarına
yakından şahit olarak,
13:56
you take a bitbit
of that sufferingçile on yourselfkendin.
235
824757
4147
o acı sana da işliyor.
14:01
ManyBirçok younggenç humanitarianinsancıl workersişçiler
236
829304
2666
Birçok genç insani yardım çalışanının
14:03
go throughvasitasiyla theironların first experiencedeneyim
with a lot of bitternessacılık.
237
831970
3018
ilk deneyimleri çok zor oluyor.
14:06
They are thrownatılmış into situationsdurumlar
where they are witnesstanık,
238
834988
2972
Çok zor durumlara tanık oluyorlar
14:09
but they are powerlessgüçsüz
to bringgetirmek any changedeğişiklik.
239
837960
3112
fakat bunu değiştirmek için güçsüzler.
14:13
They have to learnöğrenmek to acceptkabul etmek it
240
841072
2507
Bunu kabul etmeyi öğrenmek zorundalar
14:15
and graduallykademeli olarak turndönüş this
into positivepozitif energyenerji.
241
843579
3379
ve bunu zamanla
pozitif enerjiye çevirmeliler.
14:18
It's difficultzor.
242
846958
1449
Bu zor.
14:20
ManyBirçok don't succeedbaşarılı olmak,
243
848407
2538
Birçoğu başaramaz,
14:22
but for those who do,
there is no other job like this.
244
850945
4008
başaranlar için ise
buna benzer başka iş yok.
14:26
You can see the differencefark
you make everyher day.
245
854953
3780
Her gün yarattığın farkı görebilirsin.
14:31
Humanitarianİnsani aidyardım workersişçiler
know the riskrisk they are takingalma
246
859643
3162
İnsani yardım çalışanları
savaş alanlarında
14:34
in conflictfikir ayrılığı areasalanlar or
in post-conflictçatışma sonrası environmentsortamları,
247
862805
4912
veya savaş sonrası çevrelerde
aldıkları riskin farkındalar.
14:39
yethenüz our life, our job, is becomingolma
increasinglygiderek life-threateninghayati,
248
867717
6712
Yine de hayatımız, işimiz
artarak tehlikeli bir hal alıyor
14:46
and the sanctitykutsallığı of our life is fadingsolan.
249
874429
3182
ve hayatımızın kutsallığı
yavaşça azalıyor.
14:51
Do you know that sincedan beri the millenniumMillennium,
250
879441
2659
Milenyumdan beri
insani yardım çalışanlarına
14:54
the numbernumara of attackssaldırılar on humanitarianinsancıl
aidyardım workersişçiler has tripledüçe?
251
882100
4319
yapılan saldırıların
3 katına çıktığını biliyor musunuz?
14:59
2013 brokekırdı newyeni recordskayıtlar:
252
887409
2632
2013 yılı yeni rekorlar kırdı:
15:03
155 colleaguesmeslektaşlar killedöldürdü,
253
891111
3272
155 çalışma arkadaşımız öldürüldü,
15:06
171 seriouslycidden mi woundedyaralı,
254
894383
3134
171'i ağır yaralandı,
15:09
134 abductedKaçırılan.
255
897517
3458
134'ü kaçırıldı.
15:13
So manyçok brokenkırık liveshayatları.
256
901375
3803
Birçok yıkılmış hayat.
15:17
UntilKadar the beginningbaşlangıç of the civilsivil warsavaş
in SomaliaSomali in the lategeç '80s,
257
905178
5202
80'lerin sonuna doğru
Somali'de başlayan sivil savaşa kadar
15:22
humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler
were sometimesara sıra victimskurbanlar
258
910380
4110
insani yardım çalışanları bazen
sivil zayiat dediğimiz şeyin
kurbanı oldular.
15:26
of what we call collateralTeminat damageshasar,
259
914490
1997
15:28
but by and largegeniş we were not
the targethedef of these attackssaldırılar.
260
916487
3715
Fakat genel olarak
saldırıların hedefi biz değildik.
15:32
This has changeddeğişmiş.
261
920202
1554
Bu durum değişti.
15:33
Look at this pictureresim.
262
921756
1276
Şu resme bakın.
15:35
BaghdadBağdat, AugustAğustos 2003:
263
923032
2834
Bağdat, Ağustos 2003:
15:37
24 colleaguesmeslektaşlar were killedöldürdü.
264
925866
2765
24 arkadaşımız öldürüldü.
15:40
GoneGitti are the daysgünler when
a U.N. bluemavi flagbayrak or a RedKırmızı CrossÇapraz
265
928631
3526
BM mavi bayrağının ya da Kızıl Haç'ın
15:44
would automaticallyotomatik olarak protectkorumak us.
266
932157
3776
bizi koruduğu günler geride kaldı.
15:47
CriminalCeza groupsgruplar and some politicalsiyasi groupsgruplar
267
935933
3262
Suçlu gruplar ve bazı siyasi gruplar
15:51
have cross-fertilizedCross-fertilized
over the last 20 yearsyıl,
268
939195
2856
son 20 yıldır birbirine karıştı
15:54
and they'veonlar ettik createdoluşturulan these sortçeşit of hybridsMelez
269
942051
3135
ve öyle melez bir hal aldı ki,
15:57
with whomkime we have no way of communicatingiletişim.
270
945186
2866
onlarla iletişim kurmamız imkansız.
16:00
Humanitarianİnsani principlesprensipler are testedtest edilmiş,
questionedsorguya, and oftensık sık ignoredihmal,
271
948052
5374
İnsani değerler deneniyor, sorgulanıyor
ve çoğu zaman görmezden geliniyor.
16:05
but perhapsbelki more importantlyönemlisi,
we have abandonedterkedilmiş the searcharama for justiceadalet.
272
953426
4886
Fakat en önemlisi,
adaleti aramayı bıraktık.
16:10
There seemsgörünüyor to be
no consequencesonuç whatsoeverher ne
273
958312
3220
Görünüşe göre insani yardım çalışanlarına
16:13
for attackssaldırılar againstkarşısında
humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler.
274
961532
3465
yapılan saldırılar için bir sonuç yok.
16:16
After my releaseserbest bırakmak, I was told
not to seekaramak any formform of justiceadalet.
275
964997
4360
Serbest bırakıldıktan sonra,
adaleti aramamam söylendi.
16:21
It won'talışkanlık do you any good,
that's what I was told.
276
969357
3227
Bir faydası olmazmış.
Bana böyle söylendi.
16:24
PlusArtı, you're going to put in dangerTehlike
the life of other colleaguesmeslektaşlar.
277
972584
4089
Ayrıca, iş arkadaşlarının
hayatını tehlikeye atarsın dediler.
16:29
It tookaldı me yearsyıl to see the sentencingceza
278
977723
3161
Kaçırılmamla ilgisi olan üç kişinin
16:32
of threeüç people associatedilişkili
with my kidnappingadam kaçırma,
279
980884
4291
ceza almasını görmem yıllar sürdü
16:37
but this was the exceptionistisna.
280
985175
2536
fakat bu bir istisnaydı.
16:39
There was no justiceadalet for any
of the humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler
281
987711
4519
1995 ve 1999 yılları arasında
Çeçenya'da öldürülen ya da kaçırılan
16:44
killedöldürdü or abductedKaçırılan in ChechnyaÇeçenistan'da
betweenarasında '95 and '99,
282
992230
4288
insani yardım çalışanları için
adalet yerini bulmamıştı.
16:48
and it's the sameaynı all over the worldDünya.
283
996518
2628
Ve bu durum her yerde aynıydı.
16:52
This is unacceptablekabul edilemez.
284
1000436
2147
Bu kabul edilemez.
16:54
This is inexcusableaffedilmez.
285
1002583
1811
Bu affedilemez.
16:56
AttacksSaldırıları on humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler
are warsavaş crimessuçları in internationalUluslararası lawhukuk.
286
1004394
4713
Uluslararası hukukta, yardım çalışanlarına
yapılan saldırılar savaş suçudur.
17:01
Those crimessuçları should not go unpunishedcezasız.
287
1009107
3088
Bu suçlar cezasız bırakılmamalıdır.
17:04
We mustşart endson this cycledevir of impunitycezasız kalma.
288
1012195
2740
Cezasız kalma döngüsünü durdurmalıyız.
17:06
We mustşart considerdüşünmek that those attackssaldırılar
againstkarşısında humanitarianinsancıl aidyardım workersişçiler
289
1014935
3831
Yardım çalışanlarına karşı
yapılan saldırıların
17:10
are attackssaldırılar againstkarşısında humanityinsanlık itselfkendisi.
290
1018766
3553
insanlığa yapıldığını kabul etmeliyiz.
17:14
That makesmarkaları me furiousöfkeli.
291
1022319
3625
Bu beni çok öfkelendiriyor.
17:18
I know I'm very luckyşanslı
comparedkarşılaştırıldığında to the refugeesmülteciler I work for.
292
1026274
4714
Yardım ettiğim mültecilere kıyasla
şanslı olduğumu biliyorum.
17:24
I don't know what it is to have seengörüldü
my wholebütün townkasaba destroyedyerlebir edilmiş.
293
1032414
3627
Şehrimin tamamen tahrip edildiğini,
17:28
I don't know what it is to have seengörüldü
my relativesakrabaları shotatış in frontön of me.
294
1036041
4064
akrabalarımın gözümün
önünde öldürüldüğünü,
17:32
I don't know what it is to losekaybetmek
the protectionkoruma of my countryülke.
295
1040105
4249
ülkemin korumasız kaldığını
görmek nasıldır bilmiyorum.
17:36
I alsoAyrıca know that I'm very luckyşanslı
comparedkarşılaştırıldığında to other hostagesrehine.
296
1044354
4295
Diğer rehinelere nazaran
şanslı olduğumu da biliyorum.
17:40
FourDört daysgünler before my eventfulOlaylı releaseserbest bırakmak,
fourdört hostagesrehine were beheadedbaşı kesilmiş
297
1048649
5682
Olaylı salıverilmemden 4 gün önce,
tutulduğum yerin yakınında
17:46
a fewaz milesmil away from where
I was kepttuttu in captivitytutsaklık.
298
1054331
4395
dört rehinenin başı kesilmiş.
17:50
Why them?
299
1058726
2204
Neden onlar?
17:52
Why am I here todaybugün?
300
1060930
2661
Neden bugün buradayım?
17:56
No easykolay answerCevap.
301
1064641
3789
Kolay bir cevap yok.
18:00
I was receivedAlınan with a lot of supportdestek
that I got from my relativesakrabaları,
302
1068430
3613
Akrabalarım,
arkadaşlarım, tanımadığım kişiler
18:04
from colleaguesmeslektaşlar, from friendsarkadaşlar,
from people I didn't know.
303
1072043
3819
bana destek oldular.
18:07
They have helpedyardım etti me over the yearsyıl
to come out of the darknesskaranlık.
304
1075862
3519
Karanlıktan çıkmam için
yıllarca yardım ettiler.
18:12
Not everyoneherkes was treatedişlenmiş
with the sameaynı attentionDikkat.
305
1080291
3268
Herkes benim gibi ilgi görmüyordu.
18:16
How manyçok of my colleaguesmeslektaşlar,
after a traumatictravmatik incidentolay,
306
1084189
3625
Travmatik bir olaydan sonra kaç arkadaşım
18:19
tookaldı theironların ownkendi life?
307
1087814
3276
kendi hayatını kurabildi?
18:23
I can countsaymak ninedokuz that I knewbiliyordum personallyŞahsen.
308
1091090
3729
Yakından tanıdığım 9 kişiyi sayabilirim.
18:26
How manyçok of my colleaguesmeslektaşlar
wentgitti throughvasitasiyla a difficultzor divorceboşanma
309
1094819
3728
Kaç arkadaşım eşine artık
18:30
after a traumatictravmatik experiencedeneyim
310
1098547
2934
hiç bir şey açıklayamadığı için
18:33
because they could not explainaçıklamak
anything anymoreartık to theironların spouse?
311
1101481
4728
zorlu bir boşanma sürecinden geçti?
18:38
I've lostkayıp that countsaymak.
312
1106209
2454
Sayamadım.
18:40
There is a pricefiyat for this typetip of life.
313
1108663
3560
Böyle yaşamın bir bedeli var.
18:44
In RussiaRusya, all warsavaş monumentsanıtlar have
this beautifulgüzel inscriptionYazıt at the topüst.
314
1112223
4633
Rusya'da tüm savaş anıtlarının
üzerinde şöyle yazar:
18:48
It saysdiyor, (In RussianRusça)
315
1116856
4109
Rusça'da şöyle diyor.
18:52
"No one is forgottenunutulmuş,
nothing is forgottenunutulmuş."
316
1120965
3251
"Hiç kimse unutulmadı,
hiç bir şey unutulmadı."
18:57
I do not forgetunutmak my lostkayıp colleaguesmeslektaşlar.
317
1125386
3137
Kaybettiğim arkadaşlarımı unutamam.
19:00
I cannotyapamam forgetunutmak anything.
318
1128523
2336
Hiç bir şeyi unutamam.
19:02
I call on you to rememberhatırlamak theironların dedicationithaf
319
1130859
3213
Onların bağlılığını hatırlamanız
19:06
and demandtalep that humanitarianinsancıl
aidyardım workersişçiler around the worldDünya
320
1134072
3506
ve insani yardım çalışanlarının daha iyi
19:09
be better protectedkorumalı.
321
1137578
2577
korunmasını istemeniz için
size çağrıda bulunuyorum.
19:12
We should not let that lightışık of hopeumut
they have broughtgetirdi to be switchedanahtarlamalı off.
322
1140155
5596
Onların yaktığı umut ateşinin
söndürülmesine izin vermeyelim.
19:17
After my ordealçile, a lot of colleaguesmeslektaşlar
askeddiye sordu me, "But why do you continuedevam et?
323
1145751
4690
İşkenceden sonra, iş arkadaşlarım
bana sordular: "Neden devam ediyorsun?
19:22
Why do you do this sortçeşit of job?
324
1150441
2206
Neden bu işi yapıyorsun?
19:24
Why do you have to go back to it?"
325
1152647
2554
Neden bu işe dönmek zorundasın?"
19:27
My answerCevap was very simplebasit:
326
1155201
2495
Cevabım basitti:
19:30
If I had quitçıkmak,
327
1158066
2470
Eğer bıraksaydım,
19:32
that would have meantdemek
my kidnapperadam kaçıran had wonwon.
328
1160536
4017
bu beni kaçıranın
kazandığı anlamına gelirdi.
19:36
They would have takenalınmış my soulruh
329
1164553
2351
Benim ruhumu ve insanlığımı
19:38
and my humanityinsanlık.
330
1166904
2275
almış olurlardı.
19:41
Thank you.
331
1169179
2647
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
19:43
(ApplauseAlkış)
332
1171826
2167
Translated by Emine Yetisir
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Vincent Cochetel - Humanitarian
Vincent Cochetel is the Director of the Bureau for Europe at the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR).

Why you should listen

Vincent Cochetel is the Director of the Bureau for Europe at the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR). There he focuses on the specific challenges of the region — maintaining quality in asylum-seeking procedures, ensuring access to protection for those fleeing the conflict in Syria, combatting a rise in xenophobia, and allocating resources for those affected by conflicts of the past.

In 1998, Cochetel was kidnapped near Chechnya. For 317 days, he was chained to a bed frame in a cellar and deprived of light. But far from withdrawing from humanitarian work, the experience made him more determined than ever to improve the rights of refugees worldwide. He has written articles on numerous refugee issues and contributed to the drafting of several UNHCR training manuals related to staff safety, emergency management, and protection. 

More profile about the speaker
Vincent Cochetel | Speaker | TED.com