TEDGlobal 2014
Jimmy Nelson: Gorgeous portraits of the world's vanishing people
Jimmy Nelson: Tükenmekte olan toplumların muhteşem portreleri
Filmed:
Readability: 2.8
1,577,385 views
Jimmy Nelson, Çukçileri fotoğraflamak için Siberya'ya seyahat ettiğinde yaşlılar ona, "Bizi fotoğraflayamazsın. Beklemen gerekiyor, bizleri öğrenene kadar beklemen lazım, bizleri anlayana kadar beklemen lazım." dediler. Bu enfes, fotoğraf dolu konuşmada, tükenmekte olan kabilelerin ve kültürlerin ihtişamlı portrelerini yaparken Nelson'un dünyayı, diğer insanları ve kendini anlama arayışına katılın.
Jimmy Nelson - Last tribes photographer
Jimmy Nelson’s photographs of vanishing tribes illuminate the indigenous cultures of our shared world. Full bio
Jimmy Nelson’s photographs of vanishing tribes illuminate the indigenous cultures of our shared world. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Now, I've been making pictures
for quite a long time,
for quite a long time,
0
599
2647
Uzun bir süredir fotoğraf çekiyorum
00:15
and normally speaking,
a picture like this, for me,
a picture like this, for me,
1
3246
2392
ve normal olarak
böyle bir fotoğraf
böyle bir fotoğraf
benim için çok kolay olmalı.
00:17
should be straightforward.
2
5638
1927
00:19
I'm in southern Ethiopia.
I'm with the Daasanach.
I'm with the Daasanach.
3
7565
2856
Güney Etiyopya'dayım.
Daasanach'lar ile birlikteyim.
Daasanach'lar ile birlikteyim.
00:22
There's a big family,
there's a very beautiful tree,
there's a very beautiful tree,
4
10421
3111
Geniş bir aile var,
çok güzel bir ağaç var.
çok güzel bir ağaç var.
00:25
and I make these pictures
with this very large,
with this very large,
5
13532
2578
Bu fotoğrafları çok büyük,
aşırı derecede hantal ve
aşırı derecede hantal ve
00:28
extremely cumbersome, very awkward
technical plate film camera.
technical plate film camera.
6
16110
3761
çok tuhaf bir teknik plakalı
film kamerası ile çekiyorum.
film kamerası ile çekiyorum.
00:31
Does anybody know
4x5 and 10x8 sheets of film,
4x5 and 10x8 sheets of film,
7
19871
3460
4x5 ve 10x8'lik film plakalarını
bileniniz var mı?
bileniniz var mı?
00:35
and you're setting it up,
putting it on the tripod.
putting it on the tripod.
8
23331
3529
Ayarlıyorsunuz ve tripoda
yerleştiriyorsunuz.
yerleştiriyorsunuz.
00:38
I've got the family, spent the better part
of a day talking with them.
of a day talking with them.
9
26860
3855
Bir aile var, günün en güzel kısmını
onlarla konuşarak geçirdim.
onlarla konuşarak geçirdim.
00:42
They sort of understand what I'm on about.
10
30715
2016
Ne yapmaya çalıştığımı az-çok anladılar.
00:44
They think I'm a bit crazy,
but that's another story.
but that's another story.
11
32731
2508
Biraz deli olduğumu düşünüyorlar
ama bu başka bir hikaye.
ama bu başka bir hikaye.
00:47
And what's most important for me
is the beauty and the aesthetic,
is the beauty and the aesthetic,
12
35239
3370
Benim için en önemli olan şey ise
güzellik ve estetik.
güzellik ve estetik.
00:50
and that's based on the light.
13
38609
2252
Ve bu da ışığa bağlı.
00:52
So the light's setting
on my left-hand side,
on my left-hand side,
14
40861
2601
Işık sol taraftan geliyor
ve Daasanach'lar ile
iletişimimde bir denge var.
iletişimimde bir denge var.
00:55
and there's a balance
in the communication with the Daasanach,
in the communication with the Daasanach,
15
43462
3634
Her yaştan insanın bulunduğu
30 kişilik bir aile.
30 kişilik bir aile.
00:59
the family of 30, all ages.
16
47096
1544
01:00
There's babies and there's grandparents,
17
48640
1937
Bebekler de var, ninelerle dedeler de.
01:02
I'm getting them in the tree
and waiting for the light to set,
and waiting for the light to set,
18
50577
2966
Onları bir ağacın üzerine yerleştiriyorum
ve ışığın hazır olmasını bekliyorum.
ve ışığın hazır olmasını bekliyorum.
01:05
and it's going, going,
and I've got one sheet of film left,
and I've got one sheet of film left,
19
53543
3089
Ama ışık hep boşa gidiyor,
en son bir film plakam kalıyor.
en son bir film plakam kalıyor.
01:08
and I think, I'm okay,
I'm in control, I'm in control.
I'm in control, I'm in control.
20
56632
2541
Diyorum ki iyiyim,
kontrol bende, kontrol bende.
kontrol bende, kontrol bende.
Cihazı tekrar tekrar kuruyorum,
ama ışık gitmek üzere.
ama ışık gitmek üzere.
01:11
I'm setting it up and I'm setting up,
and the light's just about to go,
and the light's just about to go,
21
59173
3572
Bense altın rengi olmasını,
güzel olmasını istiyorum.
güzel olmasını istiyorum.
01:14
and I want it to be golden,
I want it to be beautiful.
I want it to be beautiful.
22
62745
2681
Ufukta asılı kalmasını
ve böylece bu insanları
ve böylece bu insanları
01:17
I want it to be hanging on the horizon
so it lights these people,
so it lights these people,
23
65426
3046
sunabildikleri tüm ihtişam içinde
aydınlatmasını istiyorum.
aydınlatmasını istiyorum.
01:20
in all the potential glory
that they could be presented.
that they could be presented.
24
68472
2630
Işık kaybolmak üzere, kaybolmak üzere.
01:23
And it's about to go
and it's about to go,
and it's about to go,
25
71102
2049
Film plakamı kameraya koyuyorum.
01:25
and I put my sheet in the camera,
26
73151
1625
Her şey odaklanmışken
01:26
it's all focused,
27
74776
852
01:27
and all of a sudden
there's a massive "whack,"
there's a massive "whack,"
28
75628
2285
birdenbire şiddetli bir şamar sesi.
01:29
and I'm looking around,
and in the top corner of the tree,
and in the top corner of the tree,
29
77913
2774
Etrafıma bakınıyorum,
ağacın üst köşesindeki
ağacın üst köşesindeki
kızlardan biri yanındaki kızı tokatlıyor.
01:32
one of the girls slaps
the girl next to her,
the girl next to her,
30
80687
2079
01:34
and the girl next to her pulls her hair,
and all hell breaks loose,
and all hell breaks loose,
31
82766
3790
Yanındaki kız da onun saçını çekiyor
ve kıyamet kopuyor.
ve kıyamet kopuyor.
01:38
and I'm standing there going,
"But the light, the light.
"But the light, the light.
32
86556
2734
Bense durmuş şöyle diyorum:
"Ama ışık, ışık.
"Ama ışık, ışık.
Bekleyin, ışığa ihtiyacım var.
Hareket etmeyin!"
Hareket etmeyin!"
01:41
Wait, I need the light.
Stay still! Stay still!"
Stay still! Stay still!"
33
89290
2290
Çığlık atmaya başlıyorlar,
01:43
And they start screaming,
34
91580
1200
01:44
and then one of the men turns around
and starts screaming, shouting,
and starts screaming, shouting,
35
92780
3184
sonra da erkeklerden biri dönüp,
bağırıp çağırmaya başlıyor.
bağırıp çağırmaya başlıyor.
Tüm ağaç devriliyor;
yani ağaç değil de, ağaçtaki insanlar.
yani ağaç değil de, ağaçtaki insanlar.
01:47
and the whole tree collapses,
not the tree, but the people in the tree.
not the tree, but the people in the tree.
36
95964
3433
Etrafta bağırarak koşuşturmaya
başlıyorlar, bir tür duman bulutu içinde
başlıyorlar, bir tür duman bulutu içinde
01:51
They're all running around screaming,
and they run back off into the village
and they run back off into the village
37
99397
3620
köye doğru koşturuyorlar.
Bense tripodun arkasında kalakalıyorum.
Bense tripodun arkasında kalakalıyorum.
01:55
in this sort of cloud of smoke, and I'm
left there standing behind my tripod.
left there standing behind my tripod.
38
103017
3782
Film plakam hazır, ışık gitmiş,
fotoğrafı çekemiyorum.
fotoğrafı çekemiyorum.
01:58
I've got my sheet, and the light's gone,
and I can't make the picture.
and I can't make the picture.
39
106799
3347
Hepsi nereye kayboldu ?
Hiçbir fikrim yoktu.
Hiçbir fikrim yoktu.
02:02
Where have they all gone? I had no idea.
40
110146
2024
Bir haftamı aldı. Bugün burada gördüğünüz
fotoğrafı çekmek tam bir hafta aldı.
fotoğrafı çekmek tam bir hafta aldı.
02:04
It took me a week, it took me a week to
make the picture which you see here today,
make the picture which you see here today,
41
112170
3862
02:08
and I'll tell you why. (Applause)
42
116032
3039
İşte size bunun nedenini anlatacağım.
(Alkışlar)
(Alkışlar)
02:11
It's very, very, very simple --
I spent a week going around the village,
I spent a week going around the village,
43
119071
3663
Çok, çok basit.
Bir haftamı köyde dolaşarak
Bir haftamı köyde dolaşarak
ve her birine gidip,
"Merhaba, ağaca gelebilir misin?
"Merhaba, ağaca gelebilir misin?
02:14
and I went to every single one:
"Hello, can you meet at the tree?
"Hello, can you meet at the tree?
44
122734
3069
Hikâyen nedir? Kimsin?" diyerek geçirdim.
02:17
What's your story? Who are you?"
45
125803
1789
02:19
And it all turned out to be
about a boyfriend, for crying out loud.
about a boyfriend, for crying out loud.
46
127592
3245
Her şeyin ne yazık ki bir erkek arkadaş
meselesi olduğu ortaya çıktı.
meselesi olduğu ortaya çıktı.
Yani aslında ergenlik döneminde
çocuklarım var. Bilmem gerekirdi.
çocuklarım var. Bilmem gerekirdi.
02:22
I mean, I have teenage kids.
I should know.
I should know.
47
130837
2083
02:24
It was about a boyfriend. The girl
on the top, she'd kissed the wrong boy,
on the top, she'd kissed the wrong boy,
48
132920
3673
Erkek arkadaş yüzündendi.
En üstteki kız, yanlış çocuğu öpmüş
En üstteki kız, yanlış çocuğu öpmüş
02:28
and they'd started having a fight.
49
136593
1638
ve kavgaya tutuşmuşlardı.
02:30
And there was a very, very beautiful
lesson for me in that:
lesson for me in that:
50
138231
2797
Burada benim için çok
ama çok güzel bir ders vardı:
ama çok güzel bir ders vardı:
02:33
If I was going to photograph these people
51
141028
2212
Eğer bu insanları,
niyetlendiğim gibi ağırbaşlı
niyetlendiğim gibi ağırbaşlı
02:35
in the dignified, respectful way
that I had intended,
that I had intended,
52
143240
2544
ve saygıdeğer biçimde fotoğraflayacaksam
ve onlara hayranlığımı belirteceksem,
onları anlamam gerekiyordu.
onları anlamam gerekiyordu.
02:37
and put them on a pedestal,
I had to understand them.
I had to understand them.
53
145784
2513
Tanışmak yeterli değildi.
El sıkışmak yeterli değildi.
El sıkışmak yeterli değildi.
02:40
It wasn't just about turning up.
It wasn't just about shaking a hand.
It wasn't just about shaking a hand.
54
148297
3290
Sadece "Adım Jimmy, fotoğrafçıyım"
demek yetmiyordu.
demek yetmiyordu.
02:43
It wasn't about just saying,
"I'm Jimmy, I'm a photographer."
"I'm Jimmy, I'm a photographer."
55
151587
3055
Her birini tanımalıydım;
02:46
I had to get to know
every single one of them,
every single one of them,
56
154642
2170
02:48
right down to whose boyfriend is who
and who is allowed to kiss who.
and who is allowed to kiss who.
57
156812
3273
ta ki kim kimin sevgilisi ve
kim kimi öpebilir bilene kadar.
kim kimi öpebilir bilene kadar.
02:52
So in the end, a week later,
58
160085
1886
Sonuç olarak, bir hafta sonra
02:53
and I was absolutely exhausted,
59
161971
1501
gerçekten tükenmiştim.
02:55
I mean on my knees going,
"Please get back up in that tree.
"Please get back up in that tree.
60
163472
2771
Dizlerimin üstüne çökerek
"Lütfen tekrar çıkın şu ağaca.
"Lütfen tekrar çıkın şu ağaca.
02:58
It's a picture I need to make."
61
166243
1523
Bu fotoğrafı çekmem gerek" diyecek kadar.
02:59
They all came back.
I put them all back up in the tree.
I put them all back up in the tree.
62
167766
2689
Hepsi geri geldi ve tekrar
hepsini ağaca dizdim.
hepsini ağaca dizdim.
03:02
I made sure the girls
were in the right position,
were in the right position,
63
170455
2310
Şamarlaşan kızların doğru yerde
olduğundan emin oldum.
olduğundan emin oldum.
03:04
and the ones that slapped,
one was over there.
one was over there.
64
172765
2165
Biri hemen şuradaydı.
03:06
They did look at each other.
If you look at it later,
If you look at it later,
65
174930
2558
Birbirlerine bakıyorlardı.
Sonradan göz atarsanız,
Sonradan göz atarsanız,
birbirlerine çok kızgın bakıyorlar.
03:09
they're staring
at each other very angrily,
at each other very angrily,
66
177488
2464
Ağacım ve her şeyim vardı
03:11
and I've got the tree and everything,
67
179952
1991
ve son anda "Keçi, keçi!
03:13
and then at the last minute, I go,
"The goat, the goat!
"The goat, the goat!
68
181943
2655
Gözüne bakabilmem için
bir şeye ihtiyacım var.
bir şeye ihtiyacım var.
Tam ortaya beyaz bir
keçi gerekiyor." dedim.
keçi gerekiyor." dedim.
03:16
I need something for the eye to look at.
I need a white goat in the middle."
I need a white goat in the middle."
69
184598
3709
Böyle olunca etraftaki bütün
keçileri gidip getirdim.
keçileri gidip getirdim.
03:20
So I swapped all the goats around.
I put the goats in.
I put the goats in.
70
188307
2589
Keçileri de yerleştirdim.
Böyleyken bile yanlış yapmıştım. Çünkü
sol taraftaki başka bir küçük çocuğun
sol taraftaki başka bir küçük çocuğun
03:22
But even then I got it wrong, because
if you can see on the left-hand side,
if you can see on the left-hand side,
71
190896
3611
keçisini seçmediğim için
kızıp gittiğini görebilirsiniz.
kızıp gittiğini görebilirsiniz.
03:26
another little boy storms off
because I didn't choose his goat.
because I didn't choose his goat.
72
194507
3087
Böyle olunca Daasanach dili konuştuğum
kadar keçi dili de öğrenmem gerekti.
kadar keçi dili de öğrenmem gerekti.
03:29
So the moral being I have to learn
to speak Goat as well as Daasanach.
to speak Goat as well as Daasanach.
73
197594
3354
Ama neyse ki, şu fotoğrafa harcanan emek
03:32
But anyway, the effort
that goes into that picture
that goes into that picture
74
200948
2513
ve size anlattığım hikâyeden
03:35
and the story that I've
just related to you,
just related to you,
75
203461
2094
tahmin edebileceğiniz gibi
03:37
as you can imagine,
76
205555
1008
dünya çapında başka yüzlerce insanın
03:38
there are hundreds of other
bizarre, eccentric stories
bizarre, eccentric stories
77
206563
2536
yüzlerce tuhaf, eksantrik hikâyesi var.
03:41
of hundreds of other people
around the world.
around the world.
78
209099
2142
Bu yaklaşık dört yıl önceydi,
bir yolculuğa çıktım.
bir yolculuğa çıktım.
03:43
And this was about four years ago,
and I set off on a journey,
and I set off on a journey,
79
211241
3482
03:46
to be honest, a very indulgent journey.
80
214723
2021
Dürüst olmak gerekirse
çok keyifli bir yolculuktu.
çok keyifli bir yolculuktu.
03:48
I'm a real romantic. I'm an idealist,
perhaps in some ways naive.
perhaps in some ways naive.
81
216744
5215
Gerçek bir romantiğim, idealistim,
belki bazı yönlerden naifim.
belki bazı yönlerden naifim.
03:53
But I truly believe that there are people
on the planet that are beautiful.
on the planet that are beautiful.
82
221959
3793
Ama şuna gerçekten inanıyorum ki,
bu gezegende güzel insanlar da var.
bu gezegende güzel insanlar da var.
03:57
It's very, very simple.
It's not rocket science.
It's not rocket science.
83
225752
2748
Bu çok, çok basit. Anlaması zor değil.
Bu insanları yüceltmek istedim.
04:00
I wanted to put
these people on a pedestal.
these people on a pedestal.
84
228500
2012
04:02
I wanted to put them on a pedestal
like they'd never been seen before.
like they'd never been seen before.
85
230512
3483
Daha önce hiç olmadıkları kadar
yüceltmek istedim.
yüceltmek istedim.
Böylece yaklaşık 35 farklı grup,
04:05
So, I chose about 35 different groups,
86
233995
4027
kabile, yerli kültür seçtim.
04:10
tribes, indigenous cultures.
87
238022
1879
04:11
They were chosen purely
because of their aesthetic,
because of their aesthetic,
88
239901
2616
Tamamıyla estetiklerinden
dolayı seçildiler.
dolayı seçildiler.
04:14
and I'll talk more about that later.
89
242517
1857
Bunun ayrıntısını daha sonra anlatırım.
Ben antropolog değilim,
konuyla ilgili teknik çalışmam yok.
konuyla ilgili teknik çalışmam yok.
04:16
I'm not an anthropologist, I have
no technical study with the subject,
no technical study with the subject,
90
244374
3576
04:19
but I do have a very,
very, very deep passion,
very, very deep passion,
91
247950
2902
Ama çok, çok, çok derin bir tutkum var.
04:22
and I believe that I had to choose
the most beautiful people on the planet
the most beautiful people on the planet
92
250852
3472
Ve inanıyorum ki gezegendeki
en güzel insanları
en güzel insanları
04:26
in the most beautiful
environment that they lived in,
environment that they lived in,
93
254324
2586
yaşadıkları en güzel çevrede seçmeli,
ikisini birleştirip sizlere sunmalıydım.
04:28
and put the two together
and present them to you.
and present them to you.
94
256910
2305
04:31
About a year ago,
95
259825
1464
Yaklaşık bir yıl önce,
04:33
I published the first pictures,
96
261289
2113
ilk fotoğraflarımı yayınladım
04:35
and something extraordinarily
exciting happened.
exciting happened.
97
263402
4017
ve olağanüstü heyecan verici bir şey oldu.
04:39
The whole world came running,
98
267419
1554
Tüm dünya hemen ilgi gösterdi.
04:40
and it was a bizarre experience,
because everybody, from everywhere:
because everybody, from everywhere:
99
268973
3325
Bu tuhaf bir deneyimdi,
çünkü her bir yandan herkes:
çünkü her bir yandan herkes:
"Kim bunlar? Ne bunlar? Kaç kişiler?
04:44
"Who are they? What are they?
How many are they?
How many are they?
100
272298
2331
Onları nerede buldun? Gerçekler mi?
Sahtesini mi yaptın?
Sahtesini mi yaptın?
04:46
Where did you find them?
Are they real? You faked it.
Are they real? You faked it.
101
274629
2560
04:49
Tell me. Tell me. Tell me. Tell me."
Millions of questions for which,
Millions of questions for which,
102
277189
3430
Anlat. Anlat. Anlat"
Dürüst olmak gerekirse
Dürüst olmak gerekirse
cevaplarını bilmediğim milyonlarca soru...
04:52
to be honest, I don't have the answers.
103
280619
2124
04:54
I really didn't have the answers,
104
282743
1680
Gerçekten cevabım yoktu.
04:56
and I could sort of understand, okay,
they're beautiful, that was my intention,
they're beautiful, that was my intention,
105
284423
3823
Bir şekilde anlıyordum, tamam, güzeller,
benim niyetim de buydu,
benim niyetim de buydu,
05:00
but the questions that I
was being fired at,
was being fired at,
106
288246
2067
ama boğuştuğum soruları yanıtlayamadım.
05:02
I could not answer them.
107
290313
2043
05:04
Until, it was quite amusing,
about a year ago
about a year ago
108
292356
2833
Oldukça eğlenceli bir hâl almışken,
yaklaşık bir yıl önce
yaklaşık bir yıl önce
05:07
somebody said, "You've been
invited to do a TED Talk."
invited to do a TED Talk."
109
295189
2651
birisi dedi ki, "Bir TED konuşması
yapmak için davet edildin."
yapmak için davet edildin."
05:09
And I said, "Ted? Ted? Who's Ted?
I haven't met Ted before."
I haven't met Ted before."
110
297840
3624
Ben de dedim ki "Ted? Ted? Ted de kim?
Ted ile hiç tanışmadım."
Ted ile hiç tanışmadım."
05:13
He said, "No, a TED Talk."
I said, "But who's Ted?
I said, "But who's Ted?
111
301464
2557
"Hayır, bir TED konuşması"
Dedim ki, "İyi de Ted kim?
Dedim ki, "İyi de Ted kim?
05:16
Do I have to talk to him or do we
sit with each other on the stage?"
sit with each other on the stage?"
112
304021
3322
Onunla mı konuşmalıyım yoksa
birlikte sahnede oturacak mıyız?"
birlikte sahnede oturacak mıyız?"
05:19
And, "No, no, the TED group.
You must know about it."
You must know about it."
113
307343
3137
"Hayır, hayır, TED grubu.
Biliyor olmalısın."
Biliyor olmalısın."
05:22
And I said, "I've been in a teepee
and in a yurt for the last five years.
and in a yurt for the last five years.
114
310480
3615
Bense dedim ki "Son beş senedir
kızılderili ve yörük çadırlarındaydım.
kızılderili ve yörük çadırlarındaydım.
05:26
How do I know who Ted is?
Introduce me to him."
Introduce me to him."
115
314095
2333
Ted kim nerden bileyim.
Beni onunla tanıştır.
Beni onunla tanıştır.
05:28
Anyway, to cut a long story short,
he said, "We have to do a TED Talk."
he said, "We have to do a TED Talk."
116
316428
3339
Her neyse, kısa kesecek olursak,
dedi ki "Bir TED konferansı yapmalıyız."
dedi ki "Bir TED konferansı yapmalıyız."
05:31
Researched. Oh, exciting. That's great!
117
319767
1899
Araştırdım. Vay, heyecan verici. Harika!
05:33
And then eventually you're going
to go to TEDGlobal.
to go to TEDGlobal.
118
321666
2474
Sonrasında TEDKüresel'e gideceksin.
05:36
Even more exciting.
119
324140
1134
Çok daha heyecanlı.
05:37
But what you need to do, you need
to teach the people lessons,
to teach the people lessons,
120
325274
3024
Peki ne yapmam lazım? İnsanlara
ders verici bir şey anlatmalısın.
ders verici bir şey anlatmalısın.
05:40
lessons that you've learned
on your travels around the world
on your travels around the world
121
328298
3052
Dünya çapında yaptığın seyahatlerde
bu kabilelerden öğrendiklerini...
05:43
with these tribes.
122
331350
930
05:44
I thought, lessons, okay, well,
what did I learn? Good question.
what did I learn? Good question.
123
332280
3300
Düşündüm, dersler, tamam.
Peki ne öğrendim? Güzel soru.
Peki ne öğrendim? Güzel soru.
05:47
Three. You need three lessons,
and they need to be terribly profound.
and they need to be terribly profound.
124
335580
3306
Üç. Üç derse ihtiyacın var,
onlarınsa çok fena bilgilenmeye.
onlarınsa çok fena bilgilenmeye.
05:50
(Laughter)
125
338886
1918
(Gülüşmeler)
05:52
And I thought, three lessons, well,
I'm going to think about it.
I'm going to think about it.
126
340804
3143
Dedim ki , üç ders, pekâlâ,
bunu düşüneceğim.
bunu düşüneceğim.
05:55
(Applause)
127
343947
4146
(Alkışlar)
06:01
So I thought long and hard,
and I stood here two days ago,
and I stood here two days ago,
128
349193
3347
Uzun uzun düşündüm ve
iki gün önce buraya dikildim.
iki gün önce buraya dikildim.
06:04
and I had my test run,
and I had my cards
and I had my cards
129
352540
1965
Provamı yaptım,
kartlarım ve kumandam elimde,
kartlarım ve kumandam elimde,
06:06
and my clicker in my hands
and my pictures were on the screen,
and my pictures were on the screen,
130
354505
2944
fotoğraflarım ekrandaydı.
Üç dersim vardı ve başladım sunmaya.
06:09
and I had my three lessons,
and I started presenting them,
and I started presenting them,
131
357449
2720
06:12
and I had this very odd
out-of-body experience.
out-of-body experience.
132
360169
2394
Ve şu çok garip
beden dışı deneyimi yaşadım.
beden dışı deneyimi yaşadım.
06:14
I sort of looked at myself
standing there, going, "Oh, Jimmy,
standing there, going, "Oh, Jimmy,
133
362563
2854
Bir nevi burda dikilen
kendime baktım ve dedim ki,
kendime baktım ve dedim ki,
"Jimmy, bu saçmalığın daniskası.
06:17
this is complete loads of codswallop.
134
365417
1816
06:19
All these people sitting here,
they've had more of these talks,
they've had more of these talks,
135
367233
3184
Burada oturan tüm insanlar
bu konuşmaların nicesini dinledi,
bu konuşmaların nicesini dinledi,
06:22
they've heard more lessons in their life.
136
370417
2004
hayatlarında birçok ders aldılar.
06:24
Who are you to tell them
what you've learned?
what you've learned?
137
372421
2152
Sen kimsin ki ne öğrendiğini anlatıyorsun?
06:26
Who are you to guide them
and who are you to show them
and who are you to show them
138
374573
2643
Sen kimsin ki onlara rehberlik ediyorsun,
neyin doğru neyin yanlış olduğunu
neyin doğru neyin yanlış olduğunu
06:29
what is right, what is wrong,
what these people have to say?"
what these people have to say?"
139
377216
2955
ne söylemeleri gerektiğini gösteriyorsun?
Biraz da -çok kişiseldi-
06:32
And I had a little bit of a,
it was very private,
it was very private,
140
380171
2281
06:34
a little bit of a meltdown.
141
382452
1318
tepem atmıştı.
06:35
I went back, and a little bit like the boy
walking away from the tree with his goats,
walking away from the tree with his goats,
142
383770
4137
Arkaya geçtim, biraz da ağaçtan
keçileriyle uzaklaşan çocuk gibiydim,
keçileriyle uzaklaşan çocuk gibiydim,
06:39
very disgruntled, going, that didn't work,
143
387907
3251
canım sıkkındı. İşe yaramamıştı.
06:43
It wasn't what I wanted to communicate.
144
391158
2275
Anlatmak istediğim bu değildi.
06:45
And I thought long and hard about it,
and I thought, well, the only thing
and I thought, well, the only thing
145
393433
3602
Bu konuda uzun uzun düşünüp durdum.
Pekâlâ, anlatabileceğim tek şey
çok temel bir şeydi.
çok temel bir şeydi.
06:49
I can communicate is very, very basic.
146
397035
1853
06:50
You have to turn it all the way around.
147
398888
1887
Başka bir şekilde ifade etmek gerekti.
06:52
There's only one person
I know here, and that's me.
I know here, and that's me.
148
400775
3378
Burada tanıdığım yalnızca
bir kişi var, o da benim.
bir kişi var, o da benim.
06:56
I'm still getting to know myself,
149
404153
1742
Hâlâ kendimi tanımaya çalışıyorum.
06:57
and it's a lifelong journey, and I
probably won't have all the answers,
probably won't have all the answers,
150
405895
3435
Bu hayat boyu süren bir yolculuk ve büyük
ihtimalle tüm cevaplara ulaşamayacağım.
ihtimalle tüm cevaplara ulaşamayacağım.
07:01
but I did learn some extraordinary
things on this journey.
things on this journey.
151
409330
4110
Ama bu yolculukta birkaç
sıradışı şey öğrendim.
sıradışı şey öğrendim.
07:05
So what I'm going to do
is share with you my lessons.
is share with you my lessons.
152
413440
3157
Yapacağım şey sizinle kendi aldığım
dersleri paylaşmak olacak.
dersleri paylaşmak olacak.
07:08
It's a very, as I explained at the
beginning, very indulgent, very personal,
beginning, very indulgent, very personal,
153
416597
3726
Başta anlattığım gibi keyfi,
bayağı bir kişisel,
bayağı bir kişisel,
07:12
how and why I made these pictures,
154
420323
2331
nasıl ve neden bu fotoğrafları çektim.
07:14
and I leave it to you as the audience
to interpret what these lessons
to interpret what these lessons
155
422654
3235
Ve dinleyici olarak size bu çıkarımların
benim için ve muhtemelen sizin için de
benim için ve muhtemelen sizin için de
07:17
have meant to me, what they could
perhaps mean to you.
perhaps mean to you.
156
425889
3648
ne anlama geldiğini
yorumlamayı bırakıyorum.
yorumlamayı bırakıyorum.
07:22
I traveled enormously as a child.
157
430377
2715
Çocukken çok fazla gezdim.
07:25
I was very nomadic.
It was actually very exciting.
It was actually very exciting.
158
433092
2521
Tam bir göçebeydim.
Gerçekten çok heyecan vericiydi.
Gerçekten çok heyecan vericiydi.
07:27
All around the world,
159
435613
1811
Tüm dünyayı dolaştım
07:29
and I had this feeling that I
was pushed off at great speed
was pushed off at great speed
160
437424
3876
ve şöyle bir hissim vardı:
Birisi olabilmek için
Birisi olabilmek için
07:33
to become somebody,
become that individual, Jimmy.
become that individual, Jimmy.
161
441300
2463
müthiş bir hızla ileri atılmıştım.
Birey olmak için, Jimmy olmak için.
Birey olmak için, Jimmy olmak için.
07:35
Go off into the planet,
and so I ran, and I ran,
and so I ran, and I ran,
162
443763
2398
Gezegene daldım, öylece koştum ve koştum.
07:38
and my wife sometimes kids me,
"Jimmy, you look a bit like Forrest Gump,"
"Jimmy, you look a bit like Forrest Gump,"
163
446161
3510
Bazen karım benimle dalga geçer,
"Jimmy, biraz Forest Gump'a benziyorsun."
"Jimmy, biraz Forest Gump'a benziyorsun."
Ama ben: "Hayır, her şeyin
bir amacı var, güven bana."
bir amacı var, güven bana."
07:41
but I'm, "No, it's all
about something, trust me."
about something, trust me."
164
449671
2337
Böylece koşturdum, koşturdum ve
bir yerlere ulaştım.
bir yerlere ulaştım.
07:44
So I kept running and I kept running,
and I sort of got somewhere
and I sort of got somewhere
165
452008
3163
Orada dikildim, çevreme bakındım
ve dedim ki,
ve dedim ki,
07:47
and I sort of stood there and looked
around me and I thought, well,
around me and I thought, well,
166
455171
3171
"Pekâlâ, nereye aitim? Nereye uyuyorum?
07:50
where do I belong? Where do I fit?
167
458342
1859
07:52
What am I? Where am I from? I had no idea.
168
460201
3312
Ben neyim? Nereliyim?"
Hiçbir fikrim yoktu.
Hiçbir fikrim yoktu.
07:55
So I hope there aren't too many
psychologists in this audience.
psychologists in this audience.
169
463513
3077
Umarım seyirciler arasında
çok fazla psikolog yoktur.
çok fazla psikolog yoktur.
07:58
Perhaps part of this journey
170
466590
1390
Belki de bu yolculuğun bir kısmı
07:59
is about me trying to find out
where I belonged.
where I belonged.
171
467980
3123
nereye ait olduğumu öğrenmeye
çalışmamla ilgiliydi.
çalışmamla ilgiliydi.
08:03
So whilst going, and don't worry, I didn't
when I arrived with these tribes,
when I arrived with these tribes,
172
471103
4097
Böyle devam ederken, ki telaşlanmayın,
bu kabilelere katıldığımda
bu kabilelere katıldığımda
08:07
I didn't paint myself yellow and run
around with these spears and loincloths.
around with these spears and loincloths.
173
475200
3774
kendimi sarıya boyayıp mızrak ve peştemal
ile sağa sola koşturmadım.
ile sağa sola koşturmadım.
08:10
But what I did find were people
that belonged themselves,
that belonged themselves,
174
478974
2926
Ama bulduklarım ise
kendilerine ait olan insanlardı
kendilerine ait olan insanlardı
08:13
and they inspired me,
some extraordinary people,
some extraordinary people,
175
481900
2670
ve bana ilham verdiler.
Birkaç olağanüstü insan
Birkaç olağanüstü insan
08:16
and I'd like to introduce you
to some heroes of mine.
to some heroes of mine.
176
484570
2810
ve size kahramanlarımdan
birkaçını tanıtmak isterim.
birkaçını tanıtmak isterim.
08:19
They're the Huli.
177
487380
1892
Huliler.
08:21
Now, the Huli are some of the most
extraordinarily beautiful people
extraordinarily beautiful people
178
489272
4110
Huliler gezegendeki
en sıradışı güzellikte olan
en sıradışı güzellikte olan
insanlardan birkaçı.
08:25
on the planet.
179
493382
1277
08:26
They're proud. They live in
the Papua New Guinean highlands.
the Papua New Guinean highlands.
180
494659
3972
Gururlular. Papua Yeni Gine'nin
dağlıklarında yaşıyorlar.
dağlıklarında yaşıyorlar.
08:30
There's not many of them left,
and they're called the Huli wigmen.
and they're called the Huli wigmen.
181
498631
3099
Geriye çok fazla kalmadılar ve
onlara peruklu Huliler deniyor.
onlara peruklu Huliler deniyor.
08:33
And images like this, I mean,
this is what it's all about for me.
this is what it's all about for me.
182
501730
3078
Ve böyle görünüyorlar,
demek istediğim bu tamamen benimle ilgili.
demek istediğim bu tamamen benimle ilgili.
08:36
And you've spent weeks and months there
talking with them, getting there,
talking with them, getting there,
183
504808
3490
Haftaları ve ayları orada
onlarla konuşarak geçirdim
onlarla konuşarak geçirdim
ve onları yüceltmek için dedim ki,
"Sizde birçok insanın
"Sizde birçok insanın
08:40
and I want to put them on a pedestal,
and I said, "You have something
and I said, "You have something
184
508298
3249
göremediği bir şey var.
08:43
that many people have not seen.
185
511547
1533
08:45
You sit in this stunning nature."
186
513080
1655
Siz, bu harika doğada kalıyorsunuz."
08:46
And it really does look like this,
and they really do look like this.
and they really do look like this.
187
514735
3281
Gerçekten olan bu,
gerçekten böyle gözüküyorlar.
gerçekten böyle gözüküyorlar.
Bu gerçek bir şey.
08:50
This is the real thing.
188
518016
1201
Peki neden gururlular biliyor musunuz?
Neden böyle gözüküyorlar,
Neden böyle gözüküyorlar,
08:51
And you know why they're proud?
You know why they look like this,
You know why they look like this,
189
519217
3054
08:54
and why I broke my back literally
190
522271
1793
ben neden onları fotoğraflamak
08:56
to photograph them
and present them to you?
and present them to you?
191
524064
2174
ve size sunmak için
sırtımı tam anlamıyla incittim?
sırtımı tam anlamıyla incittim?
08:58
It's because they have
these extraordinary rituals.
these extraordinary rituals.
192
526238
2502
Çünkü sıradışı ritüellere sahipler.
09:00
And the Huli have this ritual:
When they're teenagers,
When they're teenagers,
193
528740
2523
Hulilerde bir ritüel var:
Gençken, bir erkek olabilmek için
Gençken, bir erkek olabilmek için
09:03
becoming a man,
they have to shave their heads,
they have to shave their heads,
194
531263
2877
kafalarını kazıtmaları gerekiyor.
09:06
and they spend the rest of their life
shaving their heads every single day,
shaving their heads every single day,
195
534140
4122
Kalan ömürleri boyunca da
her gün kafalarını tıraş ediyorlar.
her gün kafalarını tıraş ediyorlar.
09:10
and what they do with that hair,
196
538262
1964
Bu saçlarla yaptıkları şey ise
09:12
they make it into a creation,
197
540226
1904
onları çok kişisel
09:14
a creation that's
a very personal creation.
a very personal creation.
198
542130
1996
bir kreasyona dönüştürmek.
09:16
It's their creation.
It's their Huli creation.
It's their Huli creation.
199
544126
2253
Bu kendi tasarımları.
Onların Huli tasarımları.
Onların Huli tasarımları.
09:18
So they're called the Huli wigmen.
200
546379
2043
Bu yüzden onlara
peruklu Huliler deniyor.
peruklu Huliler deniyor.
09:20
That's a wig on his head.
201
548422
1857
Kafasındaki bir peruk.
09:22
It's all made out of his human hair.
202
550279
1756
Tamamen kendi vücut kılından yapılmış.
09:24
And then they decorate that wig with
the feathers of the birds of paradise,
the feathers of the birds of paradise,
203
552035
3538
Sonra da bu peruğu
cennetkuşu tüyleri ile süslüyorlar.
cennetkuşu tüyleri ile süslüyorlar.
09:27
and don't worry,
there are many birds there.
there are many birds there.
204
555573
2248
Dert etmeyin orada çok fazla kuş var.
09:29
There's very few people living,
so nothing to get too upset about,
so nothing to get too upset about,
205
557821
3212
O kadar az insan yaşıyor ki
üzülecek bir şeyleri olmuyor.
üzülecek bir şeyleri olmuyor.
09:33
and they spend the rest of their life
recreating these hats
recreating these hats
206
561033
2907
Böylece hayatlarının geri kalanını
bu şapkaları yenileyerek
bu şapkaları yenileyerek
ve daha da ilerleterek geçiriyorlar.
09:35
and getting further
and further,
and further,
207
563940
1554
09:37
and it's extraordinary,
and there's another group,
and there's another group,
208
565494
2404
Bu olağanüstü.
Başka bir grup daha var.
Başka bir grup daha var.
Onlara Kalam deniyor
ve hemen yan vadide yaşıyorlar
ve hemen yan vadide yaşıyorlar
09:39
they're called the Kalang,
and they live in the next valley,
and they live in the next valley,
209
567898
3032
ama tamamen farklı bir dil konuşuyorlar.
09:42
but they speak a completely
different language,
different language,
210
570930
2218
Tamamen farklı görünüyorlar.
09:45
they look completely different,
and they wear a hat,
and they wear a hat,
211
573148
2472
Harika zümrüt yeşili renginde
09:47
and it's built out of scarabs,
212
575620
1597
ufak bok böceklerinden oluşmuş
bir şapka takıyorlar.
bir şapka takıyorlar.
09:49
these fantastic emerald green
little scarabs,
little scarabs,
213
577217
2313
Bazen bu şapkada 5000 ya da 6000
bok böceği oluyor
bok böceği oluyor
09:51
and sometimes there are 5,000
or 6,000 scarabs in this hat,
or 6,000 scarabs in this hat,
214
579530
3107
ve hayatlarının tamamını
bu şapkaları yapmak için
bu şapkaları yapmak için
09:54
and they spend the whole of their life
collecting these scarabs
collecting these scarabs
215
582637
3043
bok böceklerini toplamakla geçiriyorlar.
09:57
to build these hats.
216
585680
1018
09:58
So the Huli inspired me
in that they belong.
in that they belong.
217
586698
3924
Huliler bu var oluşlarıyla
bana ilham verdiler.
bana ilham verdiler.
10:02
Perhaps I have to work harder
at finding a ritual which matters for me
at finding a ritual which matters for me
218
590622
3576
Belki ben de benim için önemi olan
bir ritüel bulma yolunda
bir ritüel bulma yolunda
10:06
and going back into my past
to see where I actually fit.
to see where I actually fit.
219
594198
4481
daha sıkı çalışmalıyım ve geçmişime dönüp
nereye uyduğumu görmeliyim.
nereye uyduğumu görmeliyim.
10:10
An extremely important part
of this project
of this project
220
598679
2670
Bu projenin çok önemli bir kısmı da
10:13
was about how I photograph
these extraordinary people.
these extraordinary people.
221
601349
5921
bu sıradışı insanları
nasıl fotoğrafladığımla ilgiliydi.
nasıl fotoğrafladığımla ilgiliydi.
10:19
And it's basically beauty.
I think beauty matters.
I think beauty matters.
222
607270
3390
Ve bu esasen güzellik.
Bence güzellik önemlidir.
Bence güzellik önemlidir.
10:22
We spend the whole of our existence
revolving around beauty:
revolving around beauty:
223
610660
3460
Varlığımızın tamamınında güzellik
çevresinde dönüp duruyoruz;
çevresinde dönüp duruyoruz;
10:26
beautiful places, beautiful things,
and ultimately, beautiful people.
and ultimately, beautiful people.
224
614120
3668
güzel yerler, güzel şeyler
ve nihayetinde güzel insanlar.
ve nihayetinde güzel insanlar.
10:29
It's very, very, very significant.
225
617788
2020
Bu çok, çok belirgin.
10:31
I've spent all of my life analyzing
what do I look like?
what do I look like?
226
619808
2787
Hayatımın tamamını neye benzediğimi
çözümleyerek geçirdim.
çözümleyerek geçirdim.
10:34
Am I perceived as beautiful?
227
622595
1737
Güzel olarak mı algılanıyorum?
10:36
Does it matter if I'm
a beautiful person or not,
a beautiful person or not,
228
624332
2373
Güzel bir insan olup olmamam önemli mi,
10:38
or is it purely based on my aesthetic?
229
626705
1973
yoksa bu tamamıyla
benim estetiğimle mi ilgili?
benim estetiğimle mi ilgili?
10:40
And then when I went off,
I came to a very narrow conclusion.
I came to a very narrow conclusion.
230
628678
2926
Sonunda daha fazla düşünemeyecek
duruma gelip, çok sığ bir sonuca ulaştım.
duruma gelip, çok sığ bir sonuca ulaştım.
10:43
Do I have to go around the world
photographing, excuse me,
photographing, excuse me,
231
631604
3552
Bağışlayın, 25 ve 30 yaş arasındaki
kadınları fotoğraflayarak
kadınları fotoğraflayarak
10:47
women between the age of 25 and 30?
Is that what beauty is going to be?
Is that what beauty is going to be?
232
635156
3798
dünyayı mı turlamalıyım?
Güzellik dediğin bu mu olacak?
Güzellik dediğin bu mu olacak?
10:50
Is everything before and after that
utterly irrelevant?
utterly irrelevant?
233
638954
3455
Bunun öncesi ve sonrası
tamamıyla alakasız mı?
tamamıyla alakasız mı?
10:54
And it was only until I went on a journey,
234
642409
2244
Bu sadece bir yolculuğa,
10:56
a journey that was so extreme,
235
644653
2787
çok ekstrem bir yolculuğa çıkana kadardı.
10:59
I still get shivers when I think about it.
236
647440
2608
Hâlâ düşündükçe ürperirim.
Dünyanın birçok bölgesine gittim.
Dünyanın birçok bölgesine gittim.
11:02
I went to a part of the world,
and I don't know whether any of you
and I don't know whether any of you
237
650048
3149
Çukotka'yı duyanınız oldu mu bilmiyorum.
11:05
have ever heard of Chukotka.
Has anybody ever heard of Chukotka?
Has anybody ever heard of Chukotka?
238
653197
3205
Çukotka'yı duyan var mı?
11:08
Chukotka probably is, technically,
as far as one can go
as far as one can go
239
656402
4527
Çukotka herhâlde, teknik olarak birinin
gidebildiği kadar gittiği
ama hâlâ dünyada olduğu yer.
ama hâlâ dünyada olduğu yer.
11:12
and still be on the living planet.
240
660929
3762
Moskova'dan uçuş 13 saat sürüyor.
Önce Moskova'ya varmanız lazım.
Önce Moskova'ya varmanız lazım.
11:16
It's 13 hours' flight from Moscow.
241
664691
2066
11:18
First you've got to get to Moscow, and
then 13 hours' flight nonstop from Moscow.
then 13 hours' flight nonstop from Moscow.
242
666757
3848
Sonra da Moskova'dan
13 saatlik aralıksız uçuş.
13 saatlik aralıksız uçuş.
11:22
And that's if you get there.
243
670605
2721
Oraya ulaşırsanız bu kadar.
Gördüğünüz gibi,
bazıları pisti kaçırabiliyor.
bazıları pisti kaçırabiliyor.
11:25
As you can see, some people
sort of miss the runway.
sort of miss the runway.
244
673326
2525
11:27
And then when you land there,
in Chukotka are the Chukchis.
in Chukotka are the Chukchis.
245
675851
3009
Çukotka'ya indikten sonra
orada da Çukçiler var.
orada da Çukçiler var.
11:30
Now, the Chukchis are the last
indigenous Inuits of Siberia,
indigenous Inuits of Siberia,
246
678860
3291
Çukçiler Siberya'ya özgü son eskimolar.
Duyduğum, çok nadir fotoğraflarını
gördüğüm insanlardı
gördüğüm insanlardı
11:34
and they're people I'd heard about,
I'd hardly seen any images of,
I'd hardly seen any images of,
247
682151
3193
11:37
but I knew they were there,
248
685344
1396
ama orada olduklarını biliyordum.
11:38
and I'd been in touch with this guide,
249
686740
1994
Bir rehberle iletişime geçtim
ve rehber dedi ki,
ve rehber dedi ki,
11:40
and this guide said,
250
688734
1039
"Çok şahane bir kabile var.
Sadece 40 kişi kaldılar.
Sadece 40 kişi kaldılar.
11:41
"There's this fantastic tribe.
There's only about 40 of them.
There's only about 40 of them.
251
689773
3037
Sen rahat ol. Bulacağız onları."
Böylelikle bu yolculuğa çıktık.
Böylelikle bu yolculuğa çıktık.
11:44
You'll be okay. We'll find them."
So off we went on this journey.
So off we went on this journey.
252
692810
3190
Bir ay süren buzul yolculuğu sonrasında
oraya vardığımızda, onlara ulaştık.
oraya vardığımızda, onlara ulaştık.
11:48
When we arrived there, after a month
of traveling across the ice,
of traveling across the ice,
253
696000
3062
11:51
and we'd got to them, but then
I was not allowed to photograph them.
I was not allowed to photograph them.
254
699062
3324
Ama onları fotoğraflamama izin vermediler.
Dediler ki, "Bizi fotoğraflayamazsın,
beklemen gerek.
beklemen gerek.
11:54
They said, "You cannot photograph us.
You have to wait.
You have to wait.
255
702386
2569
11:56
You have to wait until you get to know us.
You have to wait until you understand us.
You have to wait until you understand us.
256
704955
4183
Bizleri öğrenene kadar beklemelisin.
Bizleri anlayana kadar beklemelisin.
Bizleri anlayana kadar beklemelisin.
Birbirimizle nasıl anlaşıyoruz,
anlayana kadar beklemelisin."
anlayana kadar beklemelisin."
12:01
You have to wait until you see
how we interact with one another."
how we interact with one another."
257
709138
3126
Ancak o zaman, haftalar sonrasında,
saygı gördüm.
saygı gördüm.
12:04
And only then, it was many,
many weeks later, I saw a respect.
many weeks later, I saw a respect.
258
712264
2938
12:07
They had zero judgment.
259
715202
1534
Hiçbir yargıları yoktu.
12:08
They observed one another, from the youth,
from the middle aged to the old.
from the middle aged to the old.
260
716736
3598
Gencinden, orta yaşlısından ihtiyarına
kadar birbirlerini gözlemliyorlardı.
kadar birbirlerini gözlemliyorlardı.
12:12
They need each other.
261
720334
2266
Birbirlerine ihtiyaçları var.
12:14
The children need to chew the meat all day
262
722600
2030
Çocuklar bütün gün et çiğnemek zorunda,
12:16
because the adults don't have any teeth,
263
724630
2149
çünkü büyüklerin hiç dişi yok.
12:18
but at the same time, the children
take the old aged people out
take the old aged people out
264
726779
2958
Aynı zamanda çocuklar, ihtiyarları
12:21
to the toilet because they're infirm,
265
729737
1970
hasta oldukları için
tuvalete çıkarıyorlar.
tuvalete çıkarıyorlar.
12:23
so there's this fantastic
community of respect.
community of respect.
266
731707
2285
Böyle harika bir saygı toplumu var.
Birbirlerini sevip takdir ediyorlar
ve bana güzelliğin
ve bana güzelliğin
12:25
And they adore and admire one another,
and they truly taught me
and they truly taught me
267
733992
3758
12:29
what beauty was.
268
737750
1763
ne olduğunu sahiden onlar öğretti.
12:31
(Applause)
269
739513
2600
(Alkışlar)
12:34
Now I'm going to ask for a little bit
of audience interaction.
of audience interaction.
270
742113
2948
Şimdi seyircilerden karşılıklı
bir etkileşim isteyeceğim.
bir etkileşim isteyeceğim.
12:37
This is extremely important
for the end of my talk.
for the end of my talk.
271
745061
2557
Bu konuşmamın sonu için oldukça önemli.
12:39
If you could look at somebody
left to the right of you,
left to the right of you,
272
747618
2631
Solunuzdaki sağınızdaki
birine bakabilirseniz,
birine bakabilirseniz,
12:42
and I want you to observe them,
273
750249
1984
sizden onları incelemenizi istiyorum.
12:44
and I want you to give them a compliment.
This is very important.
This is very important.
274
752233
3178
Ve onlara bir iltifatta bulunmanızı
istiyorum. Bu çok önemli.
istiyorum. Bu çok önemli.
12:47
Now, it may be their nose or their hair
or even their aura, I don't mind,
or even their aura, I don't mind,
275
755411
4023
Burunları olabilir, saçları olabilir,
auraları bile olabilir. İtirazım yok,
auraları bile olabilir. İtirazım yok,
12:51
but please look at each other,
give them a compliment.
give them a compliment.
276
759434
3043
ama birbirinize bakın
ve bir iltifatta bulunun.
ve bir iltifatta bulunun.
12:54
You have to be quick,
because I'm running out of time.
because I'm running out of time.
277
762477
2693
Hızlı olmalısınız çünkü zamanım tükeniyor.
12:57
And you have to remember it.
278
765170
2970
Ve hatırlamanız gerekiyor.
13:01
Okay, thank you, thank you, thank you,
you've given each other compliments.
you've given each other compliments.
279
769768
4202
Tamamdır, teşekkürler, teşekkürler,
birbirlerinize iltifatta bulundunuz.
birbirlerinize iltifatta bulundunuz.
13:05
Hold that compliment very, very tightly.
Hold it for later.
Hold it for later.
280
773970
3576
Bu iltifatı çok sıkı tutun.
Sonrası için saklayın.
Sonrası için saklayın.
13:09
And the last thing, it was
extraordinarily profound,
extraordinarily profound,
281
777546
4434
Ve son şey ise,
çok içe işleyen bir durumdu
çok içe işleyen bir durumdu
13:13
and it happened only two weeks ago.
Two weeks ago I went back to the Himba.
Two weeks ago I went back to the Himba.
282
781980
3679
ve sadece iki hafta önce gerçekleşti.
İki hafta önce Himbalara geri döndüm.
İki hafta önce Himbalara geri döndüm.
13:17
Now, the Himba live in northern Namibia
on the border of Angola,
on the border of Angola,
283
785659
3104
Himbalar, Kuzey Namibya'da,
Angola sınırında yaşıyorlar.
Angola sınırında yaşıyorlar.
13:20
and I'd been there a few times before,
284
788763
1927
Daha önce orada birkaç kez bulundum.
13:22
and I'd gone back
to present this book I'd made,
to present this book I'd made,
285
790690
2349
Onlara, yaptığım bu kitabı hediye etmek,
13:25
to show them the pictures,
to get into a discussion with them,
to get into a discussion with them,
286
793039
2921
fotoğrafları göstermek,
onlarla tartışmak,
onlarla tartışmak,
13:27
to say, "This is how I saw you.
This is how I love you.
This is how I love you.
287
795960
2870
"İşte sizi böyle görüyorum, sizi böyle
seviyorum, böyle saygı duyuyorum.
seviyorum, böyle saygı duyuyorum.
13:30
This is how I respect you. What
do you think? Am I right? Am I wrong?"
do you think? Am I right? Am I wrong?"
288
798830
3313
Ne düşünüyorsunuz? Haklı mıyım?
Haksız mıyım?" demek için geri döndüm.
Haksız mıyım?" demek için geri döndüm.
Bu tartışmayı çok istedim.
Bu çok, çok duygusaldı.
Bu çok, çok duygusaldı.
13:34
So I wanted this debate.
It was very, very, very emotional,
It was very, very, very emotional,
289
802143
3073
Ve bir gece kamp ateşinin
çevresinde otururken,
çevresinde otururken,
13:37
and one night we were sitting
around the campfire,
around the campfire,
290
805216
2441
doğruyu söylemek gerekirse
sanırım biraz fazla da içmiştim,
sanırım biraz fazla da içmiştim,
13:39
and I have to be honest, I think I'd had
a little bit too much to drink,
a little bit too much to drink,
291
807657
3622
sanki yıldızların altındaydım
ve dedim ki, "Bu harika,
ve dedim ki, "Bu harika,
13:43
and I was sort of sitting under the stars
going, "This is great,
going, "This is great,
292
811279
3547
fotoğraflarımı gördünüz,
birbirimizi seviyoruz."
birbirimizi seviyoruz."
13:46
you've seen my pictures,
we love each other." (Laughter)
we love each other." (Laughter)
293
814826
2624
Biraz yavaşça
13:49
And I'm a little bit slow,
294
817450
3142
etrafıma bakındım ve dedim ki,
13:52
and I looked around me, and I said,
295
820592
1911
sanırım çit yok olmuş.
13:54
I thought, maybe, the fence is missing.
296
822503
2302
En son geldiğimde
burada bir çit yok muydu?
burada bir çit yok muydu?
13:56
Wasn't there a fence here
last time I came?
last time I came?
297
824805
2095
Bilirsiniz hani şu köyü
çevreleyen koruyucu çitlerden.
çevreleyen koruyucu çitlerden.
13:58
You know, this big
protective fence around the village,
protective fence around the village,
298
826900
3058
Bana bakıp dediler ki,
"Evet, şef ölmek."
"Evet, şef ölmek."
14:01
and they sort of looked at me
and go, "Yeah, chief die."
and go, "Yeah, chief die."
299
829958
2714
Düşündüm ki tamam, şefin ölümü, doğru,
14:04
And I thought, okay,
chief dying, right, you know,
chief dying, right, you know,
300
832672
2466
yıldızlara tekrar baktım,
kamp ateşine baktım.
kamp ateşine baktım.
14:07
look up at the stars again,
look at the campfire.
look at the campfire.
301
835138
2391
'Şef ölmek.' Nasıl olur da
şefin ölümünün çitle ilgisi olur?
şefin ölümünün çitle ilgisi olur?
14:09
Chief die. What on Earth does
chief die have to do with the fence?
chief die have to do with the fence?
302
837529
3870
"Şef ölmek.
14:13
"Chief die.
303
841399
3017
Önce biz yıkmak, tamam?
Sonra iyice düşünmek.
Sonra iyice düşünmek.
14:16
First we destroy, yeah?
Then we reflect.
Then we reflect.
304
844416
2438
14:18
Then we rebuild. Then we respect."
305
846854
3854
Sonra yeniden yapmak.
Sonra saygı göstermek."
Sonra saygı göstermek."
14:22
And I burst out in tears, because
my father had only just died
my father had only just died
306
850708
3948
O anda gözyaşlarına boğuldum.
Çünkü babam
Çünkü babam
bu yolculuğun hemen öncesinde ölmüştü
14:26
prior to this journey,
307
854656
1834
14:28
and I didn't ever acknowledge him,
308
856490
1671
ve ben onun önemini hiç bilmemiştim.
14:30
I didn't ever appreciate him for the fact
that I'm probably standing here today
that I'm probably standing here today
309
858161
3959
Muhtemelen bugün burada duruyorsam
onun sayesinde olduğu gerçeğinin
onun sayesinde olduğu gerçeğinin
14:34
because of him.
310
862120
2113
hakkını ona hiç vermemiştim.
14:36
These people taught me that we are only
who we are because of our parents
who we are because of our parents
311
864233
5026
Bu insanlar bana eğer biri
olmuşsak babalarımız,
olmuşsak babalarımız,
14:41
and our grandparents
and our forefathers
and our forefathers
312
869259
2276
dedelerimiz, atalarımız ve
onların da öncesindekiler
onların da öncesindekiler
14:43
going on and on and on before that,
313
871535
1811
sayesinde olduğunu öğrettiler.
14:45
and I, no matter how romantic
or how idealistic I am on this journey,
or how idealistic I am on this journey,
314
873346
4086
Ben de bu yolculuk boyunca ne kadar
romantik ya da idealist olsam da,
romantik ya da idealist olsam da,
iki hafta öncesine kadar bunu bilmiyordum.
14:49
I did not know that until two weeks ago.
315
877432
2357
14:51
I did not know that until two weeks ago.
316
879789
2949
İki hafta öncesine kadar bunu bilmiyordum.
14:54
So what's this all about?
317
882738
2781
Peki bunların hepsi neyle ilgili?
14:57
Well, there's an image
I'd like to show you,
I'd like to show you,
318
885519
2257
Pekâlâ, size göstermek istediğim
bir görüntü var.
bir görüntü var.
14:59
quite a special image, and it wasn't
essentially the image I wanted to choose.
essentially the image I wanted to choose.
319
887776
3729
Çok özel bir görüntü ve öncelikli olarak
seçmek istediğim bir görüntü değildi.
seçmek istediğim bir görüntü değildi.
15:03
I was sitting there the other day,
and I have to finish on a strong image.
and I have to finish on a strong image.
320
891505
3798
Önceki gün şurada oturuyordum. Çok etkili
bir görselle bitirmem gerekiyordu.
bir görselle bitirmem gerekiyordu.
Ve birisi dedi ki, "Onlara Nenetlerin
fotoğraflarını göstermelisin. Nenetleri."
fotoğraflarını göstermelisin. Nenetleri."
15:07
And somebody said, "You have to show
them the picture of the Nanev. The Nanev."
them the picture of the Nanev. The Nanev."
321
895303
3859
Bense peki, ama bu benim
favori fotoğrafım değil ki diyordum.
favori fotoğrafım değil ki diyordum.
15:11
I was like, yeah, but that's not
my favorite picture.
my favorite picture.
322
899162
2668
Devam etti, "Hayır hayır.
Harika bir fotoğraf.
Harika bir fotoğraf.
15:13
She went, "No no no no no no no.
It's an amazing picture.
It's an amazing picture.
323
901830
2698
Gözlerinde sen varsın."
"Gözlerinde sen varsın da ne demek?
Bu sadece Nenetlerin bir fotoğrafı" dedim.
Bu sadece Nenetlerin bir fotoğrafı" dedim.
15:16
You're in his eyes."
324
904528
1053
15:17
I said, "What do you mean I'm in his eyes?
It's a picture of the Nanev."
It's a picture of the Nanev."
325
905581
3539
Dedi ki "Hayır, bak, yakından bak,
onun gözlerindesin."
onun gözlerindesin."
15:21
She said, "No, look, look closely,
you're in his eyes."
you're in his eyes."
326
909120
2589
Bu fotoğrafa yakından baktığınızda,
gözlerinde benim bir yansımam var.
gözlerinde benim bir yansımam var.
15:23
And when you look closely at this picture,
there is a reflection of me in his eyes,
there is a reflection of me in his eyes,
327
911709
4162
Böylece belki de benim ruhuma sahip,
onun ruhundayım diye düşündüm.
onun ruhundayım diye düşündüm.
15:27
so I think perhaps he has my soul,
and I'm in his soul,
and I'm in his soul,
328
915871
3389
15:31
and whilst these pictures look at you,
I ask you to look at them.
I ask you to look at them.
329
919260
3178
Bu fotoğraflar size bakarken,
sizin de onlara bakmanızı istiyorum.
sizin de onlara bakmanızı istiyorum.
15:34
You may not be reflected in his eyes,
330
922438
2688
Yansımanız onun gözlerinde olmaz belki
15:37
but there is something extraordinarily
important about these people.
important about these people.
331
925126
3376
ama bu insanlarla ilgili
olağanüstü önemli bir şey var.
olağanüstü önemli bir şey var.
15:40
I don't ultimately have the answers,
as I've just shared with you,
as I've just shared with you,
332
928502
4068
Sizlerle paylaştığım gibi,
sonuçta verecek cevabım yok.
sonuçta verecek cevabım yok.
Ama sizin olması lazım.
Bir şeylerin olması lazım.
Bir şeylerin olması lazım.
15:44
but you must do.
There must be something there.
There must be something there.
333
932570
2248
15:46
So if you can briefly reflect
on what I was discussing
on what I was discussing
334
934818
3622
Eğer güzellik, ait olma,
atalarımız ve köklerimiz ile ilgili
atalarımız ve köklerimiz ile ilgili
15:50
about beauty and about belonging
and about our ancestors and our roots,
and about our ancestors and our roots,
335
938440
5201
konuştuklarımla ilgili
kısaca kafa yorabilirseniz,
kısaca kafa yorabilirseniz,
15:55
and I need you all
to stand for me, please.
to stand for me, please.
336
943641
3482
hepinizin benim için
ayağa kalkmasını istiyorum, lütfen.
ayağa kalkmasını istiyorum, lütfen.
(Gülüşmeler)
15:59
(Laughter)
337
947123
1945
Şimdi hiçbir mazeretiniz yok.
Neredeyse öğle arası
Neredeyse öğle arası
16:01
Now you have no excuse.
It's almost lunchtime,
It's almost lunchtime,
338
949068
2300
16:03
and this is not a standing ovation,
so don't worry,
so don't worry,
339
951368
2534
ve bir ayakta alkışlama
durumu olmayacak.
durumu olmayacak.
O yüzden telaşlanmayın.
İltifatlarınız için uğraşmıyorum.
İltifatlarınız için uğraşmıyorum.
16:05
I'm not fishing for compliments.
340
953902
1882
16:07
But you were given a compliment
a few minutes ago.
a few minutes ago.
341
955784
2600
Ama birkaç dakika önce
size bir iltifat edildi.
size bir iltifat edildi.
16:10
Now I want you to stand tall.
342
958384
2327
Şimdi hepinizin dik durmasını istiyorum.
16:12
I want you to breathe in.
This is what I say.
This is what I say.
343
960711
2184
Nefes almanızı istiyorum.
Söylediğim şey bu.
Söylediğim şey bu.
16:14
I'm not going to get
on my knees for two weeks.
on my knees for two weeks.
344
962895
2341
İki hafta boyunca
diz çöküp beklemeyeceğim.
diz çöküp beklemeyeceğim.
16:17
I'm not going to ask you
to carry a goat,
to carry a goat,
345
965236
2088
Sizden bir keçi taşımanızı istemeyeceğim,
16:19
and I know you don't have any camels.
346
967324
2021
biliyorum ki hiç deveniz de yoktur.
Fotoğrafçılık inanılmaz
derecede güçlüdür.
derecede güçlüdür.
16:21
Photography's extraordinarily powerful.
347
969345
1874
16:23
It's this language which
we now all understand.
we now all understand.
348
971219
2188
Artık anlayabildiğimiz bir dildir.
16:25
We truly do all understand it,
349
973407
1857
Hepimiz sahiden anlıyoruz
16:27
and we have this global
digital fireplace, don't we,
digital fireplace, don't we,
350
975264
2485
ve hepimizin şu küresel
dijital şöminemiz var değil mi?
dijital şöminemiz var değil mi?
16:29
but I want to share you with the world,
351
977749
1971
Ama ben sizinle dünyayı
paylaşmak istiyorum,
paylaşmak istiyorum,
16:31
because you are also a tribe.
352
979720
1465
çünkü siz de bir kabilesiniz.
16:33
You are the TED tribe, yeah?
But you have to remember that compliment.
But you have to remember that compliment.
353
981185
3308
TED kabilesisiniz, değil mi?
Ama şu iltifatı hatırlamanız lazım.
Ama şu iltifatı hatırlamanız lazım.
16:36
You have to stand tall,
breathe in through your nose,
breathe in through your nose,
354
984493
3241
Dik duracak, burnunuzdan nefes alacak
16:39
and I'm going to photograph you. Okay?
355
987734
1968
ve ben de sizin fotoğrafınızı çekeceğim.
Tamam mı?
Tamam mı?
16:41
I need to do a panoramic shot,
so it's going to take a minute,
so it's going to take a minute,
356
989702
2944
Panoramik bir çekim yapmam gerekiyor
ve bir dakika kadar sürecek
ve bir dakika kadar sürecek
16:44
so you have to concentrate, okay?
357
992646
1581
bu yüzden konsantre olmalısınız,
tamam mıdır?
tamam mıdır?
16:46
Breathe in, stand tall, no laughing.
Shh, breathe through your nose.
Shh, breathe through your nose.
358
994227
3269
Nefes alın, dik durun, kahkaha yok, şşt,
burnunuzdan nefes alın,
burnunuzdan nefes alın,
çekiyorum.
16:49
I'm going to photograph.
359
997496
1454
16:50
(Clicks)
360
998950
4732
(Klikler)
Teşekkürler.
16:59
Thank you.
361
1007307
2229
17:01
(Applause)
362
1009536
4000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Jimmy Nelson - Last tribes photographerJimmy Nelson’s photographs of vanishing tribes illuminate the indigenous cultures of our shared world.
Why you should listen
In his quest to photograph endangered cultures, Jimmy Nelson has endured Kalishnikov-toting Banna tribesmen, subzero reindeer attacks, and thousands of miles of hard travel. With a blend of humility and humor, Nelson won the trust of each of his subjects, using an antique plate camera to create stunning portraits of 35 indigenous tribes.
The result is Before They Pass Away, a photo treasury that Nelson hopes will not only help preserve the lifestyles of people the world over, but also perhaps inspire readers in the developed world to ponder their own connections with their ancestral environments.
More profile about the speakerThe result is Before They Pass Away, a photo treasury that Nelson hopes will not only help preserve the lifestyles of people the world over, but also perhaps inspire readers in the developed world to ponder their own connections with their ancestral environments.
Jimmy Nelson | Speaker | TED.com