TED@IBM
George Tulevski: The next step in nanotechnology
George Tulevski: Nanoteknolojide bir sonraki adım
Filmed:
Readability: 3.8
1,627,952 views
Her sene silikon bilgisayar çipleri boyut olarak yarıya düşüp güç olarak iki katına çıkarak cihazlarımızı daha mobil ve ulaşılabilir kılıyor. Peki çiplerimiz daha da küçülemediğinde ne olacak? George Tulevski nanomateryallerin görülmemiş ve dokunulmamış dünyasını araştırıyor. Şu anki çalışması: Milyarlarca karbon nanotüpünün kendileri etrafında tur atabilmeleri için gerekli düzeni oluşturacak kimyasal süreci geliştirmek, tam da doğal organizmaların karmaşık, ayrık ve zarif yapılar oluşturdukları gibi. Onlar, gelecek nesil programlamanın sırrını taşıyor olabilirler mi?
George Tulevski - Materials scientist
IBM's George Tulevski wants to use carbon nanotubes to revolutionize microchip design. Full bio
IBM's George Tulevski wants to use carbon nanotubes to revolutionize microchip design. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Let's imagine a sculptor
building a statue,
building a statue,
0
760
2975
Bir heykeltraşın heykel
yaptığını hayal edelim,
yaptığını hayal edelim,
00:15
just chipping away with his chisel.
1
3760
2376
iskarpelasıyla heykelini yontuyor.
00:18
Michelangelo had this elegant way
of describing it when he said,
of describing it when he said,
2
6160
3056
Michelangelo bunu çok zarif
bir şekilde tarif etmişti:
bir şekilde tarif etmişti:
00:21
"Every block of stone
has a statue inside of it,
has a statue inside of it,
3
9240
2896
"Her bir taş bloğu içinde
bir heykeli barındırır
bir heykeli barındırır
00:24
and it's the task
of the sculptor to discover it."
of the sculptor to discover it."
4
12160
3096
ve bunu keşfetmek bir
heykeltraşın görevidir."
heykeltraşın görevidir."
00:27
But what if he worked
in the opposite direction?
in the opposite direction?
5
15280
2416
Peki ya tam tersi şekilde
çalışmak zorunda olsaydı?
çalışmak zorunda olsaydı?
00:29
Not from a solid block of stone,
6
17720
1856
Sert bir taş bloğundan değil,
00:31
but from a pile of dust,
7
19600
1696
toz yığınından başlayarak
bir heykel ortaya çıkarabilmek için
bir heykel ortaya çıkarabilmek için
00:33
somehow gluing millions of these particles
together to form a statue.
together to form a statue.
8
21320
4376
bu milyonlarca toz yığınını bir
şekilde birbirine yapıştırarak.
şekilde birbirine yapıştırarak.
Bunun saçma bir fikir
olduğunun farkındayım.
olduğunun farkındayım.
00:37
I know that's an absurd notion.
9
25720
1496
00:39
It's probably impossible.
10
27240
1736
Muhtemelen imkânsız da.
00:41
The only way you get
a statue from a pile of dust
a statue from a pile of dust
11
29000
2936
Toz yığınından heykel
yapabilmenin tek yolu
yapabilmenin tek yolu
00:43
is if the statue built itself --
12
31960
2336
heykelin kendi kendini yapmasıdır --
00:46
if somehow we could compel millions
of these particles to come together
of these particles to come together
13
34320
4136
eğer bir şekilde milyonlarca
toz parçacığını bir araya gelip
toz parçacığını bir araya gelip
bir heykel inşa etmeye zorlayabilirsek.
00:50
to form the statue.
14
38480
1280
00:52
Now, as odd as that sounds,
15
40320
1536
Şimdi, kulağa garip geliyor ama bu,
00:53
that is almost exactly the problem
I work on in my lab.
I work on in my lab.
16
41880
4136
tam olarak laboratuvarımda üzerinde
çalıştığım problemin neredeyse aynısı.
çalıştığım problemin neredeyse aynısı.
00:58
I don't build with stone,
17
46040
1416
Ben taşla inşa etmiyorum,
00:59
I build with nanomaterials.
18
47480
1376
ben nanomateryallerle inşa ediyorum.
01:00
They're these just impossibly small,
fascinating little objects.
fascinating little objects.
19
48880
4376
Nanomateryaller, son derece küçük,
büyüleyici minik nesneler.
büyüleyici minik nesneler.
01:05
They're so small that if this controller
was a nanoparticle,
was a nanoparticle,
20
53280
3296
O kadar küçükler ki, eğer bu
kumanda bir nanomateryal olsaydı,
kumanda bir nanomateryal olsaydı,
01:08
a human hair would be the size
of this entire room.
of this entire room.
21
56600
2936
insan saçı bu odanın boyutunda olurdu.
Bu nesneler nanoteknoloji diye
adlandırdığımız alanın tam merkezindeler,
adlandırdığımız alanın tam merkezindeler,
01:11
And they're at the heart of a field
we call nanotechnology,
we call nanotechnology,
22
59560
2816
01:14
which I'm sure we've all heard about,
23
62400
1815
ki bence hepimiz nanoteknoloji hakkında
01:16
and we've all heard
how it is going to change everything.
how it is going to change everything.
24
64239
3457
ve onun her şeyi nasıl değiştireceği
hakkında bir şeyler duymuşuzdur.
hakkında bir şeyler duymuşuzdur.
01:19
When I was a graduate student,
25
67720
1496
Üniversiteden mezun olduğumda,
01:21
it was one of the most exciting times
to be working in nanotechnology.
to be working in nanotechnology.
26
69240
3336
nanoteknoloji üzerine çalıştığım en
heyecanlı zamanları yaşıyordum.
heyecanlı zamanları yaşıyordum.
01:24
There were scientific breakthroughs
happening all the time.
happening all the time.
27
72600
3216
Sürekli bilimsel gelişmeler yaşanıyordu.
01:27
The conferences were buzzing,
28
75840
1416
Konferanslar havada uçuşuyordu.
01:29
there was tons of money
pouring in from funding agencies.
pouring in from funding agencies.
29
77280
2680
Fon acenteleri tonlarca para yağdırıyordu.
01:32
And the reason is
30
80760
1256
Sebeb ise şuydu;
01:34
when objects get really small,
31
82040
1816
nesneler çok küçük olduğunda
01:35
they're governed by a different set
of physics that govern ordinary objects,
of physics that govern ordinary objects,
32
83880
3616
fiziğin sıradan nesneleri yöneten
bir dalı tarafından yönetiliyorlar,
bir dalı tarafından yönetiliyorlar,
bizim etkileşime olduklarımız gibi.
01:39
like the ones we interact with.
33
87520
1496
01:41
We call this physics quantum mechanics.
34
89040
1936
Bu fizik dalına kuantum mekaniği diyoruz.
01:43
And what it tells you is
that you can precisely tune their behavior
that you can precisely tune their behavior
35
91000
3176
Kuantum mekaniğine göre
küçük nesnelere, görünürde
küçük nesnelere, görünürde
küçük değişiklikler yaparak,
özelliklerini ayarlayabilirsiniz,
özelliklerini ayarlayabilirsiniz,
01:46
just by making seemingly
small changes to them,
small changes to them,
36
94200
2296
01:48
like adding or removing
a handful of atoms,
a handful of atoms,
37
96520
2616
bir avuç dolusu atom çıkarıp eklemek
01:51
or twisting the material.
38
99160
1696
ya da materyali bükmek gibi.
Son model alet takımı gibi.
01:52
It's like this ultimate toolkit.
39
100880
1776
01:54
You really felt empowered;
you felt like you could make anything.
you felt like you could make anything.
40
102680
3096
Kendinizi gerçekten her şeyi
yapabilmeye yetkili hissediyorsunuz,
yapabilmeye yetkili hissediyorsunuz,
01:57
And we were doing it --
41
105800
1256
ki yapıyorduk da --
01:59
and by we I mean my whole
generation of graduate students.
generation of graduate students.
42
107080
3096
yapıyorduk derken bütün mezun
öğrenci jenerasyonunu kastediyorum.
öğrenci jenerasyonunu kastediyorum.
Nanometaryelleri kullanarak ciddi
hızlı bilgisayarlar yapmaya çalışıyorduk.
hızlı bilgisayarlar yapmaya çalışıyorduk.
02:02
We were trying to make blazing fast
computers using nanomaterials.
computers using nanomaterials.
43
110200
3496
02:05
We were constructing quantum dots
44
113720
1616
Bir gün bedenimize girip
hastalıkları bulup
hastalıkları bulup
02:07
that could one day go in your body
and find and fight disease.
and find and fight disease.
45
115360
3376
onlarla savaşacak kuantum
noktaları inşa ediyorduk.
noktaları inşa ediyorduk.
02:10
There were even groups
trying to make an elevator to space
trying to make an elevator to space
46
118760
3016
Hatta karbon nanotüpler kullanarak
uzaya giden bir asansör yapmaya
çalışan gruplar bile vardı.
çalışan gruplar bile vardı.
02:13
using carbon nanotubes.
47
121800
1240
02:15
You can look that up, that's true.
48
123600
2400
İsterseniz araştırabilirsiniz,
gerçekten doğru.
gerçekten doğru.
02:18
Anyways, we thought it was going to affect
49
126776
2000
Her neyse, biz bunun bilgisayardan tıbba
02:20
all parts of science and technology,
from computing to medicine.
from computing to medicine.
50
128800
3096
bütün bilim ve teknolojiyi
etkileyeceğini düşündük.
etkileyeceğini düşündük.
02:23
And I have to admit,
51
131920
1256
Kabul etmeliyim ki,
02:25
I drank all of the Kool-Aid.
52
133200
1976
bu fikre körü körüne bağlanmıştım.
02:27
I mean, every last drop.
53
135200
2640
Yani, son damlasına kadar.
02:30
But that was 15 years ago,
54
138520
1800
Ama bu 15 yıl önceydi,
02:33
and --
55
141160
1216
ve --
çok harika araştırmalar yapıldı,
gerçekten önemli işler.
gerçekten önemli işler.
02:34
fantastic science was done,
really important work.
really important work.
56
142400
2376
02:36
We've learned a lot.
57
144800
1256
Çok şey öğrendik.
02:38
We were never able to translate
that science into new technologies --
that science into new technologies --
58
146080
4376
Bulduklarımızı yeni teknolojilere,
insanları gerçekten etkileyebilecek
insanları gerçekten etkileyebilecek
02:42
into technologies
that could actually impact people.
that could actually impact people.
59
150480
2776
teknolojilere dönüştüremedik.
02:45
And the reason is, these nanomaterials --
60
153280
2216
Sebep ise --
bu nanomateryaller iki uçlu kılıç gibiler.
02:47
they're like a double-edged sword.
61
155520
1656
02:49
The same thing that makes
them so interesting --
them so interesting --
62
157200
2256
Onları ilginç yapan özellikleri --
küçük olmaları --
küçük olmaları --
02:51
their small size --
63
159480
1296
onları aynı zamanda çalışılması
imkânsız şeyler yapıyordu.
imkânsız şeyler yapıyordu.
02:52
also makes them impossible to work with.
64
160800
2296
Bu kelimenin tam anlamıyla
02:55
It's literally like trying to build
a statue out of a pile of dust.
a statue out of a pile of dust.
65
163120
3736
toz yığınından bir heykel inşa
etmeye çalışmak gibiydi.
etmeye çalışmak gibiydi.
02:58
And we just don't have the tools
that are small enough to work with them.
that are small enough to work with them.
66
166880
3696
Ama onlarla çalışabileceğimiz yeteri
küçüklükte aletlerimiz yoktu.
küçüklükte aletlerimiz yoktu.
03:02
But even if we did,
it wouldn't really matter,
it wouldn't really matter,
67
170600
2296
Fakat olsaydı bile yine de fark etmezdi.
03:04
because we couldn't one by one
place millions of particles together
place millions of particles together
68
172920
3896
Çünkü bir teknoloji inşa etmek için
milyonlarca parçacığı tek tek
bir araya getiremezdik.
bir araya getiremezdik.
03:08
to build a technology.
69
176840
1360
03:10
So because of that,
70
178760
1216
Bu yüzden,
03:12
all of the promise
and all of the excitement
and all of the excitement
71
180000
2096
bütün sözler ve bütün heyecan
03:14
has remained just that:
promise and excitement.
promise and excitement.
72
182120
2776
sadece söz ve heyecan olarak kaldı.
03:16
We don't have any
disease-fighting nanobots,
disease-fighting nanobots,
73
184920
2376
Hastalıklarla savaşan nanobotlarımız yok,
03:19
there's no elevators to space,
74
187320
2056
uzaya çıkan asansörlerimiz de yok
03:21
and the thing that I'm most interested in,
no new types of computing.
no new types of computing.
75
189400
3696
ve en çok ilgimi çeken şey, yeni
bilgisayar türlerimiz yok.
bilgisayar türlerimiz yok.
03:25
Now that last one,
that's a really important one.
that's a really important one.
76
193120
2536
Sonuncusu çok önemli bir konu.
03:27
We just have come to expect
77
195680
1336
Bilgisayardaki gelişmelerinin hızının
03:29
the pace of computing advancements
to go on indefinitely.
to go on indefinitely.
78
197040
3776
süresiz olarak devam edeceğini umuyoruz.
03:32
We've built entire economies on this idea.
79
200840
2576
Bütün ekonomileri bu fikir üzerine kurduk.
03:35
And this pace exists
80
203440
1736
Bilgisayar çipine sürekli yeni
cihazlar doldurabilme
cihazlar doldurabilme
03:37
because of our ability
to pack more and more devices
to pack more and more devices
81
205200
2456
yeteneğimiz sayesinde
03:39
onto a computer chip.
82
207680
1696
bu ilerleme hızı hâlâ devam ediyor.
03:41
And as those devices get smaller,
83
209400
1816
O aletler küçüldükçe,
daha hızlı hâle geliyorlar
daha hızlı hâle geliyorlar
03:43
they get faster, they consume less power
84
211240
2256
ve daha az güç tüketiyorlar
03:45
and they get cheaper.
85
213520
1416
ve fiyatları da düşüyor.
03:46
And it's this convergence
that gives us this incredible pace.
that gives us this incredible pace.
86
214960
4576
İşte bu birleşim bize, bu inanılmaz
ilerleme hızını sağlıyor.
ilerleme hızını sağlıyor.
03:51
As an example:
87
219560
1216
Örneğin:
03:52
if I took the room-sized computer
that sent three men to the moon and back
that sent three men to the moon and back
88
220800
5416
Üç adamı aya gönderip getiren oda
büyüklüğündeki bilgisayarı alsaydım
büyüklüğündeki bilgisayarı alsaydım
03:58
and somehow compressed it --
89
226240
2136
ve onu bir şekilde sıkıştırsaydım--
04:00
compressed the world's
greatest computer of its day,
greatest computer of its day,
90
228400
3256
zamanın en iyi
bilgisayarını sıkıştırsaydım,
bilgisayarını sıkıştırsaydım,
04:03
so it was the same size
as your smartphone --
as your smartphone --
91
231680
2576
öyle ki akıllı telefonunuzla
aynı büyüklükte olsaydı --
aynı büyüklükte olsaydı --
04:06
your actual smartphone,
92
234280
1256
şu anki akıllı telefonunuz,
04:07
that thing you spent 300 bucks on
and just toss out every two years,
and just toss out every two years,
93
235560
3376
her iki yılda bir üç yüz dolar verip
kenara fırlattığınız alet,
kenara fırlattığınız alet,
04:10
would blow this thing away.
94
238960
2456
o şeyi uçururdu.
04:13
You would not be impressed.
95
241440
1336
Çok da etkilenmezdiniz.
04:14
It couldn't do anything
that your smartphone does.
that your smartphone does.
96
242800
2496
Akıllı telefonlarınızın yaptığı
şeylerin hiçbirini yapamazdı.
şeylerin hiçbirini yapamazdı.
04:17
It would be slow,
97
245320
1496
Yavaş olurdu,
04:18
you couldn't put any of your stuff on it,
98
246840
2176
üstüne hiçbir şeyinizi koyamazdınız.
04:21
you could possibly
get through the first two minutes
get through the first two minutes
99
249040
2456
Eğer şanslıysanız "Walking Dead" dizisinin
04:23
of a "Walking Dead" episode
if you're lucky --
if you're lucky --
100
251520
2176
ilk iki dakikasını yükleyebilirdiniz.
(Gülüşmeler)
04:25
(Laughter)
101
253720
1016
İlerlemedeki asıl önemli nokta
yavaş yavaş gerçekleşmemesidir.
yavaş yavaş gerçekleşmemesidir.
04:26
The point is the progress --
it's not gradual.
it's not gradual.
102
254760
2175
04:28
The progress is relentless.
103
256959
1697
İlerleme durmaksızın devam eder.
04:30
It's exponential.
104
258680
1255
Hızlı ve büyüktür.
04:31
It compounds on itself year after year,
105
259959
2337
Yıllar geçtikçe kendi içinde yoğunlaşır.
04:34
to the point where
if you compare a technology
if you compare a technology
106
262320
2176
Bir teknolojiyi sonraki
nesildekiyle kıyaslarsanız
nesildekiyle kıyaslarsanız
04:36
from one generation to the next,
107
264520
1696
neredeyse tanınmaz hâldedir.
04:38
they're almost unrecognizable.
108
266240
1976
Bu ilerlemenin devam etmesini
04:40
And we owe it to ourselves
to keep this progress going.
to keep this progress going.
109
268240
2616
kendimize borçluyuz.
04:42
We want to say the same thing
10, 20, 30 years from now:
10, 20, 30 years from now:
110
270880
3616
Aynı şeyi 10, 20, 30 yıl sonrası
için de söylemek istiyoruz:
için de söylemek istiyoruz:
04:46
look what we've done
over the last 30 years.
over the last 30 years.
111
274520
2080
Son 30 yılda neler yaptığımıza bir bakın.
04:49
Yet we know this progress
may not last forever.
may not last forever.
112
277200
2736
Ama bu ilerlemenin sonsuza
kadar sürmeyeceğini biliyoruz.
kadar sürmeyeceğini biliyoruz.
04:51
In fact, the party's kind of winding down.
113
279960
2056
Aslında, parti bir bakıma yavaşlıyor.
04:54
It's like "last call for alcohol," right?
114
282040
2336
Aynı "alkol alabilmek için
son şans" gibi, değil mi?
son şans" gibi, değil mi?
04:56
If you look under the covers,
115
284400
1656
Eğer kapağın altına bakarsanız,
04:58
by many metrics
like speed and performance,
like speed and performance,
116
286080
2576
hız ve performans gibi birçok
ölçü birimi anlamında,
ölçü birimi anlamında,
05:00
the progress has already slowed to a halt.
117
288680
2520
sürecin durma noktasına kadar
yavaşladığını görürsünüz.
yavaşladığını görürsünüz.
Eğer biz bu partiyi devam
ettirmek istiyorsak,
ettirmek istiyorsak,
05:03
So if we want to keep this party going,
118
291760
2136
05:05
we have to do what we've
always been able to do,
always been able to do,
119
293920
2256
her zaman yapabildiğimiz şeyi
yapmak zorundayız,
yapmak zorundayız,
05:08
and that is to innovate.
120
296200
1456
o da yenilik yapmak.
05:09
So our group's role
and our group's mission
and our group's mission
121
297680
2576
Bizim grubumuzun rolü
ve grubumuzun görevi
ve grubumuzun görevi
05:12
is to innovate
by employing carbon nanotubes,
by employing carbon nanotubes,
122
300280
2416
karbon nanotüplerini
kullanarak yenilik yapmak,
kullanarak yenilik yapmak,
05:14
because we think that they can
provide a path to continue this pace.
provide a path to continue this pace.
123
302720
4056
çünkü bu yolda devam edebilmemiz için
bir yol oluşturabileceklerini düşünüyoruz.
bir yol oluşturabileceklerini düşünüyoruz.
Tam da olmaları gerektiği gibi.
05:18
They are just like they sound.
124
306800
1456
Onlar karbon atomlarından oluşan
dar ve içi boş tüpler
dar ve içi boş tüpler
05:20
They're tiny, hollow tubes
of carbon atoms,
of carbon atoms,
125
308280
2456
05:22
and their nanoscale size,
that small size,
that small size,
126
310760
2936
ve onların nano-boyutları,
o kadar küçük boyutları,
o kadar küçük boyutları,
05:25
gives rise to these
just outstanding electronic properties.
just outstanding electronic properties.
127
313720
3656
bu seçkin özelliklere yükseliş sağlıyor.
05:29
And the science tells us
if we could employ them in computing,
if we could employ them in computing,
128
317400
3656
Ve bilim bize diyor ki, eğer onları
programlamada kullanabilirsek,
programlamada kullanabilirsek,
05:33
we could see up to a ten times
improvement in performance.
improvement in performance.
129
321080
2736
performansta on kat yükseliş görebiliriz.
05:35
It's like skipping through several
technology generations in just one step.
technology generations in just one step.
130
323840
4400
Bu, birkaç teknoloji basamağını tek
seferde atlayabilmek gibi.
seferde atlayabilmek gibi.
05:40
So there we have it.
131
328840
1256
Buna sahibiz.
05:42
We have this really important problem
132
330120
2016
Gerçekten önemli bir sorunumuz var
05:44
and we have what is basically
the ideal solution.
the ideal solution.
133
332160
2376
ve ideal, basit bir çözümümüz de var.
05:46
The science is screaming at us,
134
334560
1656
Bilim bize bağırıyor:
05:48
"This is what you should be doing
to solve your problem."
to solve your problem."
135
336240
2840
"Bu problemi çözmek için
yapman gereken şey!"
yapman gereken şey!"
Ah, tamam o hâlde, hadi başlayalım,
05:53
So, all right, let's get started,
136
341480
1616
05:55
let's do this.
137
343120
1256
halledelim şu işi.
05:56
But you just run right back
into that double-edged sword.
into that double-edged sword.
138
344400
2696
Ancak iki kenarı keskin kılıca
doğru koştun az önce.
doğru koştun az önce.
05:59
This "ideal solution" contains a material
that's impossible to work with.
that's impossible to work with.
139
347120
3576
Bu "ideal çözüm" çalışılması imkânsız
olan materyaller içeriyor.
olan materyaller içeriyor.
06:02
I'd have to arrange billions of them
just to make one single computer chip.
just to make one single computer chip.
140
350720
4296
Sadece bir tane çip yapabilmek için
onlardan milyonlarcasını
ayarlamam gerekir.
ayarlamam gerekir.
06:07
It's that same conundrum,
it's like this undying problem.
it's like this undying problem.
141
355040
3600
Aynı çıkmaz, bitmeyen aynı problem.
06:11
At this point, we said, "Let's just stop.
142
359360
1976
Tam da bu noktada dedik ki "Duralım."
06:13
Let's not go down that same road.
143
361360
1936
Aynı yoldan tekrar gitmeyelim.
06:15
Let's just figure out what's missing.
144
363320
2536
Neyi kaçırdığımızı anlamaya çalışalım.
06:17
What are we not dealing with?
145
365880
1416
Neyi halledemiyoruz?
06:19
What are we not doing
that needs to be done?"
that needs to be done?"
146
367320
2136
Yapılması gereken neyi yapamıyoruz?
06:21
It's like in "The Godfather," right?
147
369480
1776
"The Godfather" (Baba)
filmi gibi, değil mi?
filmi gibi, değil mi?
06:23
When Fredo betrays his brother Michael,
148
371280
2296
Fredo kardeşi Michael'e ihanet
ederken hepimiz
ederken hepimiz
ne yapılması gerektiğini biliyorduk,
06:25
we all know what needs to be done.
149
373600
1656
Fredo'nun gitmesi gerekiyordu.
06:27
Fredo's got to go.
150
375280
1336
06:28
(Laughter)
151
376640
1016
(Gülüşmeler)
06:29
But Michael -- he puts it off.
152
377680
1936
Ama Michael -- sadece erteliyor.
06:31
Fine, I get it.
153
379640
1216
Peki, anladım.
06:32
Their mother's still alive,
it would make her upset.
it would make her upset.
154
380880
2456
Annesi hâlâ hayatta, bu onu üzerdi.
06:35
We just said,
155
383360
1416
Sadece demiştik ki,
06:36
"What's the Fredo in our problem?"
156
384800
2296
"Bizim problemdeki Fredo ne?"
06:39
What are we not dealing with?
157
387120
1416
Neyi halledemiyoruz?
06:40
What are we not doing,
158
388560
1536
Bunun bir başarı olması için
06:42
but needs to be done
to make this a success?"
to make this a success?"
159
390120
2520
yapmamız gerekip de yapmadığımız ne var?
06:45
And the answer is
that the statue has to build itself.
that the statue has to build itself.
160
393200
4056
Ve cevap: Statünün kendisini
inşa etmesi gerekiyor.
inşa etmesi gerekiyor.
06:49
We have to find a way, somehow,
161
397280
1936
Bir şekilde, bu milyonlarca parçayı
06:51
to compel, to convince
billions of these particles
billions of these particles
162
399240
4096
kendilerini teknolojiye monte etmeye
zorlayacak, ikna edecek
zorlayacak, ikna edecek
06:55
to assemble themselves
into the technology.
into the technology.
163
403360
2976
bir yol bulmamız gerekiyor.
06:58
We can't do it for them.
They have to do it for themselves.
They have to do it for themselves.
164
406360
3176
Bunu, onlar için biz yapamıyoruz.
Kendilerinin yapması gerekiyor.
Kendilerinin yapması gerekiyor.
07:01
And it's the hard way,
and this is not trivial,
and this is not trivial,
165
409560
3136
Bu zor bir yol ve oldukça ciddiyim,
07:04
but in this case, it's the only way.
166
412720
2856
ancak bu konuda, bu tek yol.
07:07
Now, as it turns out,
this is not that alien of a problem.
this is not that alien of a problem.
167
415600
3896
Şimdi anlaşılıyor ki, bu o kadar da
yabancı olduğumuz bir problem değilmiş.
yabancı olduğumuz bir problem değilmiş.
07:11
We just don't build anything this way.
168
419520
1856
Sadece hiçbir şeyi böyle inşa etmedik.
07:13
People don't build anything this way.
169
421400
2016
İnsanlar hiçbir şeyi böyle inşa etmedi.
07:15
But if you look around --
and there's examples everywhere --
and there's examples everywhere --
170
423440
3176
Ancak etrafınıza bakarsanız --
ve her tarafta örnekleri var --
ve her tarafta örnekleri var --
07:18
Mother Nature builds everything this way.
171
426640
2896
Doğa Ana her şeyi bu şekilde inşa ediyor.
07:21
Everything is built from the bottom up.
172
429560
2656
Her şey tabandan tavana inşa edilmiş.
07:24
You can go to the beach,
173
432240
1256
Kumsala gittiğinizde,
proteinleri, özünde kum olan şeyi
şablon yapmak için kullanıp denizden
şablon yapmak için kullanıp denizden
07:25
you'll find these simple organisms
that use proteins --
that use proteins --
174
433520
3176
07:28
basically molecules --
175
436720
1256
çekerek, bu oldukça sıra dışı yapıları
07:30
to template what is essentially sand,
176
438000
2056
fazla çeşitlilikle inşa eden
07:32
just plucking it from the sea
177
440080
1416
07:33
and building these extraordinary
architectures with extreme diversity.
architectures with extreme diversity.
178
441520
3376
sade organizmaları,
basitçe molekülleri, bulursunuz.
Ve doğa, bizim gibi acemi
değil, hile yapmıyor.
değil, hile yapmıyor.
07:36
And nature's not crude like us,
just hacking away.
just hacking away.
179
444920
2616
07:39
She's elegant and smart,
180
447560
1696
O zarif ve zeki,
ne varsa onunla inşa ediyor,
molekül molekül,
molekül molekül,
07:41
building with what's available,
molecule by molecule,
molecule by molecule,
181
449280
2736
yapılarını karmaşıklıkla
ve çeşitlilikle yapıyor
ve çeşitlilikle yapıyor
07:44
making structures with a complexity
182
452040
2136
07:46
and a diversity
that we can't even approach.
that we can't even approach.
183
454200
2280
ve biz, ona yaklaşamıyoruz dahi.
07:49
And she's already at the nano.
184
457320
1696
Ve o hâlihazırda nano seviyesinde.
07:51
She's been there
for hundreds of millions of years.
for hundreds of millions of years.
185
459040
2496
O yüz milyonlarca yıldır ordaydı.
Partiye geç kalanlar bizleriz.
07:53
We're the ones that are late to the party.
186
461560
2040
07:56
So we decided that we're going
to use the same tool that nature uses,
to use the same tool that nature uses,
187
464120
4176
Ardından doğanın kullandığı aletin
aynısını kullanmaya karar verdik
aynısını kullanmaya karar verdik
08:00
and that's chemistry.
188
468320
1240
ve bu kimyadır.
08:02
Chemistry is the missing tool.
189
470000
1456
Kimya eksik olan aletti.
08:03
And chemistry works in this case
190
471480
2056
Kimya, bu konuda işimize yarıyordu,
08:05
because these nanoscale objects
are about the same size as molecules,
are about the same size as molecules,
191
473560
3816
çünkü bu nano boyuttaki objeler neredeyse
moleküller ile aynı boyuttalardı,
moleküller ile aynı boyuttalardı,
bu sayede onları, objeleri yönlendirmek
için kullanabiliyorduk,
için kullanabiliyorduk,
08:09
so we can use them
to steer these objects around,
to steer these objects around,
192
477400
2616
08:12
much like a tool.
193
480040
1200
tam da bir alet gibi.
08:13
That's exactly what we've done in our lab.
194
481760
2056
Bu tam olarak laboratuvarda
yaptığımız şey.
yaptığımız şey.
08:15
We've developed chemistry
that goes into the pile of dust,
that goes into the pile of dust,
195
483840
3176
Biz, toz yığınının,
nanoparçacık yığınının içine girip
tam ihtiyacımız olanları çekip çıkaran
tam ihtiyacımız olanları çekip çıkaran
08:19
into the pile of nanoparticles,
196
487040
1496
08:20
and pulls out exactly the ones we need.
197
488560
2376
bir kimya geliştirdik.
Biz bu kimyayı kullanarak, milyonlarca
parçacığı, çember inşa etsinler diye
parçacığı, çember inşa etsinler diye
08:22
Then we can use chemistry to arrange
literally billions of these particles
literally billions of these particles
198
490960
3616
bir düzene yerleştirdik.
08:26
into the pattern
we need to build circuits.
we need to build circuits.
199
494600
2856
08:29
And because we can do that,
200
497480
1336
Bunu yapabildiğimizden dolayı,
08:30
we can build circuits
that are many times faster
that are many times faster
201
498840
2376
nanomateryalleri önceden kullananların
çemberlerinden çok daha hızlı
çemberlerinden çok daha hızlı
08:33
than what anyone's been able
to make using nanomaterials before.
to make using nanomaterials before.
202
501240
3216
çemberler inşa edebiliyoruz.
08:36
Chemistry's the missing tool,
203
504480
1416
Kimya, eksik olan alet ve
08:37
and every day our tool gets sharper
and gets more precise.
and gets more precise.
204
505920
3616
her gün daha keskinleşip
hassasiyeti artıyor.
hassasiyeti artıyor.
Ve en sonunda --
08:41
And eventually --
205
509560
1216
ki umarım birkaç yıl içinde olur --
08:42
and we hope this is
within a handful of years --
within a handful of years --
206
510800
2616
bahsettiğim orijinal sözlerden
birini tutabiliriz.
birini tutabiliriz.
08:45
we can deliver on one
of those original promises.
of those original promises.
207
513440
3376
Programlama aslında sadece bir örnek.
08:48
Now, computing is just one example.
208
516840
2055
Bu benim ilgilendiğim, grubumun
yatırım yapmış olduğu.
yatırım yapmış olduğu.
08:50
It's the one that I'm interested in,
that my group is really invested in,
that my group is really invested in,
209
518919
3537
08:54
but there are others
in renewable energy, in medicine,
in renewable energy, in medicine,
210
522480
3816
Ancak başkaları da var;
yenilenebilir enerji, tıp,
yenilenebilir enerji, tıp,
08:58
in structural materials,
211
526320
1736
inşaat materyalleri,
yani bilimin size nanoya geçmesini
söyleyeceği her yerde.
söyleyeceği her yerde.
09:00
where the science is going to tell you
to move towards the nano.
to move towards the nano.
212
528080
3056
İşte bu en çok yararın olduğu nokta.
09:03
That's where the biggest benefit is.
213
531160
2120
Ancak bunu yapacaksak,
09:05
But if we're going to do that,
214
533920
1456
bugünün ve yarının bilim insanları yeni
aletlere ihtiyaç duyacaklardır,
aletlere ihtiyaç duyacaklardır,
09:07
the scientists of today and tomorrow
are going to need new tools --
are going to need new tools --
215
535400
3176
tam da benim bahsettiklerim gibilerine.
09:10
tools just like the ones I described.
216
538600
2136
09:12
And they will need chemistry.
That's the point.
That's the point.
217
540760
3856
Ayrıca kimyaya da ihtiyaçları olacak.
Asıl nokta bu.
Asıl nokta bu.
Bilimin güzelliği burada, bir alet
geliştirdiğin zaman,
geliştirdiğin zaman,
09:16
The beauty of science is that
once you develop these new tools,
once you develop these new tools,
218
544640
3656
o alet orada kalıyor.
09:20
they're out there.
219
548320
1256
O alet sonsuza dek kalıyor ve
09:21
They're out there forever,
220
549600
1256
herhangi bir yerdeki herhangi biri
alıp onları kullanabiliyor ve
alıp onları kullanabiliyor ve
09:22
and anyone anywhere
can pick them up and use them,
can pick them up and use them,
221
550880
2856
nanoteknoloji sözünün tutulmasına
yardım edebiliyor.
yardım edebiliyor.
09:25
and help to deliver
on the promise of nanotechnology.
on the promise of nanotechnology.
222
553760
2960
Zamanınız için teşekkürler.
Memnun oldum.
Memnun oldum.
09:29
Thank you so much for your time.
I appreciate it.
I appreciate it.
223
557320
2696
(Alkışlar)
09:32
(Applause)
224
560040
2440
ABOUT THE SPEAKER
George Tulevski - Materials scientistIBM's George Tulevski wants to use carbon nanotubes to revolutionize microchip design.
Why you should listen
George Tulevski researches nanomaterials and develops new methods to utilize these materials in technologically relevant applications. He is currently a Research Staff Member at IBM Thomas J. Watson Research Center.
Dr. Tulevski's current work includes advancements in carbon nanotubes that can be used in next-generation computer processors, flexible electronics and sensors. He has co-authored more than 50 peer-reviewed scientific publications and over 40 patents. In addition to his research, Tulevski teaches tomorrow’s nanoscientists at Columbia University, where he received his Ph.D.
George Tulevski | Speaker | TED.com