Lera Boroditsky: How language shapes the way we think
Lera Boroditsky: Dil, düşünce şeklimizi nasıl etkiliyor?
Lera Boroditsky is trying to figure out how humans get so smart. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
using language ...
that we humans have.
büyüleyici yeteneklerden biri.
thoughts to one another.
birbirimize aktarabiliyoruz.
I'm making sounds with my mouth
nefes verirken
ve tıslama sesi çıkarıyorum
air vibrations in the air.
havada bir titreşim yaratıyor.
those vibrations from your eardrums
beyniniz yorumlayarak
we humans are able to transmit our ideas
devasa bir uzay ve zaman boyunca
knowledge across minds.
in your mind right now.
aklınıza sokabilirim.
bir denizanası hayal edin.''
relatively well in your life so far,
nispeten yolunda gitmişse
that thought before.
düşünmemişsinizdir.
one language in the world,
spoken around the world.
from one another in all kinds of ways.
bir diğerinden farklıdır.
shape the way we think?
about this question forever.
yüz yıllardır çıkarım yapıyorlar.
is to have a second soul" --
ikinci ruha sahip olmaktır.'' demişti,
that language crafts reality.
güçlü bir ifade.
Shakespeare has Juliet say,
Juliet'e şunları söyletti:
would smell as sweet."
gül yine güzel kokardı.''
language doesn't craft reality.
gerçeklik yaratmadığını yansıtıyor.
back and forth for thousands of years.
tekrar tekrar tartışıldı.
there hasn't been any data
soruya net bir cevap verecek
laboratuvarlarımızda
and other labs around the world,
to weigh in on this question.
gerçek bilimsel verilerimiz var.
some of my favorite examples.
sizinle paylaşmak istiyorum.
from an Aboriginal community in Australia
at the very west edge of Cape York.
Pormpuraaw'da yaşıyorlar.
words like "left" and "right,"
sözcüklerini kullanmamaları,
is in cardinal directions:
coğrafi yönleri kullanıyorlar:
I really mean everything.
gerçekten her şeyi kastediyorum.
on your southwest leg."
bir karınca var.''
to the north-northeast a little bit."
kuzeydoğuya çeker misin?''
in Kuuk Thaayorre is you say,
''merhaba'' demek bile böyle:
around your day,
kendinizi düşünün,
oriented pretty fast, right?
yön duygunuzun gelişmesini sağlar.
couldn't get past "hello,"
which way you were going.
like this stay oriented really well.
yön algısında çok iyiler.
than we used to think humans could.
çok daha iyi kullanıyorlar.
were worse than other creatures
daha kötü olduğunu sanıyorduk.
in our beaks or in our scales."
mıknatıslar yok ki...''
trains you to do it,
bunu yapmanız için sizi eğitiyorsa
who stay oriented really well.
çok iyi kullanan insanlar var.
from the way we do it,
your eyes for a second
there, there, there, there ...
Her yönü göstermişsiniz...
in this room was not very high.
pek yüksek değil diyebiliriz.
ability across languages, right?
bilişsel farklılık var.
distinguished group like you guys --
and they would know.
doğru yönü gösterebilir.
in how people think about time.
büyük farklılıklar var.
of my grandfather at different ages.
resimlerini görüyorsunuz.
to organize time,
zamana göre ayarlamasını istesem
in the opposite direction,
told you about, do it?
sözcüklerini kullanmıyorlar.
like "left" and "right."
get locked on the body at all,
bedenleri üstünde kilitli kalmıyor.
then time goes this way.
o zaman böyle gidiyor.
the direction of time chase me around
zaman yönünün beni takip etmesi
time is locked on the landscape.
zaman çevre üstünde kilitli.
of thinking about time.
oldukça farklı bir yolu.
how many penguins are there.
that problem if you solved it.
çok iyi buluyorum.
four, five, six, seven, eight."
diye saymaya başlıyorsunuz.
was the number of penguins.
penguenlerin sayısı.
that you're taught to use as kids.
and you learn how to apply it.
nasıl uygulayacağımızı görüyoruz.
don't have exact number words.
tam sayı sözcükleri yok.
a word like "seven"
these languages don't count,
keeping track of exact quantities.
takip etmede zorluk yaşıyorlar.
to match this number of penguins
that linguistic trait can't do that.
bunu yapamayacaklardır.
they divide up the color spectrum --
konusunda da farklılık gösteriyor.
çok fazla kelime var,
lots of words for colors,
''koyu'' ve ''açık'' gibi.
"light" and "dark."
boundaries between colors.
sınır koyarken de farklılaşıyor.
there's a world for blue
mavi için bir kelimemiz var
that you can see on the screen,
tüm renkleri kapsıyor,
have to differentiate
farklı ifadeler sözkonusu,
of experience of, in language,
to perceptually discriminate these colors,
insanları test ettiğimizde,
Russian speakers are faster
to tell the difference
as they're looking at colors --
onların beyinlerini incelediğinizde,
from light to dark blue --
açıktan koyuya doğru düşünürsünüz,
different words for light and dark blue
kullanan insanların beyni de
as the colors shift from light to dark,
şaşırtıcı bir tepki veriyor,
has categorically changed,"
of English speakers, for example,
this categorical distinction,
değişen bir şey yok.
of structural quirks.
often masculine or feminine.
genellikle eril ve dişil.
dillerde farklılık gösteriyor.
in German but masculine in Spanish,
ama İspanyolcada eril,
consequence for how people think?
düşünme şeklini etkiliyor mu?
as somehow more female-like,
daha feminen hayal ederken
to, say, describe a bridge,
bir köprü tarif etmeleri istesek
feminine in German,
to say bridges are "beautiful," "elegant"
''güzel'' ve ''şık'' diye tarif ederler,
will be more likely to say
they describe events, right?
diller farklılık gösteriyor.
"He broke the vase."
diyebilirsiniz.
to say, "The vase broke,"
demeniz gerekir
that someone did it.
birisi yaptı diye söylemezsiniz.
we can even say things like,
gibi bir cümle kurmak da
unless you are a lunatic
looking to break your arm --
you would use a different construction.
başka bir yapı kullanırsınız.
will pay attention to different things,
farklı şeylere dikkat verirler,
usually requires them to do.
gereksinimlerine göre değişir.
to English speakers and Spanish speakers,
konuşanlara gösteriyoruz,
kimin yaptığını hatırlıyor,
to say, "He did it; he broke the vase."
''O yaptı, Vazoyu o kırdı.'' diyoruz.
less likely to remember who did it
eylemin kaza olduğu durumlarda
that it was an accident.
daha iyi hatırlıyorlar.
to remember the intention.
daha iyi hatırlıyorlar.
different things about that event.
farklı şeyler hatırlayabilirler.
for eyewitness testimony.
bunun olası sonuçları oluyor tabii.
for blame and punishment.
olası sonuçları var.
someone breaking a vase,
as opposed to "The vase broke,"
''Vazoyu kırdı'' dersem
ihtimaliniz daha fazla,
if I just said, "He broke it,"
''Vazoyu kırdı'' dediğim zaman
our reasoning about events.
yetimize yön veriyor.
nasıl biçimlendirdiğine dair
shape the way we think,
coordinate frames from each other.
açılarda gösteriyorlar.
really deep effects --
with the case of number.
you can't do algebra,
to build a room like this
gives you a stepping stone
really early effects,
etkilere de neden oluyor,
basic, perceptual decisions.
perceptual decisions that we make.
may be a little silly,
grammatical gender applies to all nouns.
how you're thinking
named by a noun.
of how language can shape things
üzerimize yük olan bir konuda
or eyewitness memory.
in our daily lives.
is that it reveals to us
the human mind is.
ve esnek olduğunu gösteriyor.
not one cognitive universe, but 7,000 --
7.000 bilişsel dünya yarattı,
spoken around the world.
and change to suit our needs.
değiştirebileceğimiz şeyler.
so much of this linguistic diversity
büyük kısmını kaybediyoruz,
will be gone in the next hundred years.
dünya dillerinin yarısı yok olacak.
the human mind and human brain
bildiğimiz her şey
English-speaking undergraduates
İngilizce konuşan Amerikalı öğrencilerin
hariç tutuyor.
is actually incredibly narrow and biased,
inanılmaz düzeyde kısıtlı ve yanlı,
with this final thought.
bırakmak istiyorum.
of different languages think differently,
nasıl farklı düşündüklerini anlattım,
insanların nasıl düşündüğü hakkında değil.
how people elsewhere think.
shapes the way that you think.
nasıl şekillendirdiği hakkında.
şu soruyu sorma fırsatını veriyor:
ABOUT THE SPEAKER
Lera Boroditsky - Cognitive scientistLera Boroditsky is trying to figure out how humans get so smart.
Why you should listen
Lera Boroditsky is an associate professor of cognitive science at University of California San Diego and editor in chief of Frontiers in Cultural Psychology. She previously served on the faculty at MIT and at Stanford. Her research is on the relationships between mind, world and language (or how humans get so smart).
Boroditsky has been named one of 25 visionaries changing the world by the Utne Reader, and is also a Searle Scholar, a McDonnell scholar, recipient of an NSF Career award and an APA Distinguished Scientist lecturer. She once used the Indonesian exclusive "we" correctly before breakfast and was proud of herself about it all day.
Lera Boroditsky | Speaker | TED.com