TEDGlobal 2011
Pamela Meyer: How to spot a liar
Pamela Meyer: Bir yalanı nasıl fark ederiz
Filmed:
Readability: 3.8
28,415,176 views
Herhangi bir günde 10 ila 200 sefer yalana maruz kalıyoruz ve bu yalanları gözlemlemek gereken için ipuçları üstü kapalı ve sezmesi güç olabilir. Yalan Gözcülüğü kitabının yazarı Pamela Meyer eğitimli insanların yalancılığı tespit etmek için kullandıkları tavırları ve "sıcak noktaları" gösteriyor -- ve dürüstlüğün korunmaya layık bir değer olduğunu savunuyor.
Pamela Meyer - Lie detector
Pamela Meyer thinks we’re facing a pandemic of deception, but she’s arming people with tools that can help take back the truth. Full bio
Pamela Meyer thinks we’re facing a pandemic of deception, but she’s arming people with tools that can help take back the truth. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Okay, now I don't want to alarm anybody in this room,
0
0
5000
Bu odadaki kimseyi telaşlandırmak istemiyorum,
00:20
but it's just come to my attention
1
5000
2000
ama dikkati çeken birşey var ki
00:22
that the person to your right is a liar.
2
7000
2000
sağınızdaki kişi bir yalancı.
00:24
(Laughter)
3
9000
2000
(Kahkahalar)
00:26
Also, the person to your left is a liar.
4
11000
3000
Solunuzdaki kişi de bir yalancı.
00:29
Also the person sitting in your very seats is a liar.
5
14000
3000
Şu an oturduğunuz koltuktaki kişi de bir yalancı.
00:32
We're all liars.
6
17000
2000
Hepimiz yalancıyız.
00:34
What I'm going to do today
7
19000
2000
Bugün yapacağım şey
00:36
is I'm going to show you what the research says about why we're all liars,
8
21000
3000
hepimizin neden yalancı olduğu konusunda araştırmaların ne dediğini,
00:39
how you can become a liespotter
9
24000
2000
nasıl bir yalan gözcüsü olabileceğinizi
00:41
and why you might want to go the extra mile
10
26000
3000
ve neden bir adım daha atıp, yalan yakalamaktan
00:44
and go from liespotting to truth seeking,
11
29000
3000
gerçeği aramaya ve nihayetinde güven kurmaya
00:47
and ultimately to trust building.
12
32000
2000
geçmek isteyebileceğinizi göstereceğim.
00:49
Now speaking of trust,
13
34000
3000
Güvenden bahsetmişken,
00:52
ever since I wrote this book, "Liespotting,"
14
37000
3000
"Yalan Gözcülüğü" adlı kitabı yazdığımdan beri
00:55
no one wants to meet me in person anymore, no, no, no, no, no.
15
40000
3000
kimse benimle yüz yüze görüşmek istemiyor, hayır.
00:58
They say, "It's okay, we'll email you."
16
43000
3000
"Önemli değil, sana e-posta atarız." diyorlar.
01:01
(Laughter)
17
46000
2000
(Kahkalalar)
01:03
I can't even get a coffee date at Starbucks.
18
48000
4000
Starbucks'ta bir kahve görüşmesi bile yapamıyorum.
01:07
My husband's like, "Honey, deception?
19
52000
2000
Kocam da, "Canım, yalancılık mı?
01:09
Maybe you could have focused on cooking. How about French cooking?"
20
54000
3000
Belki de yemek yapmaya odaklanabilirdin. Fransız mutfağına ne dersin?" diyor.
01:12
So before I get started, what I'm going to do
21
57000
2000
Başlamadan önce, yapacağım şey
01:14
is I'm going to clarify my goal for you,
22
59000
3000
size amacımı açıklamak olacak,
01:17
which is not to teach a game of Gotcha.
23
62000
2000
amacım "Yakaladım Seni" oyununu öğretmek değil.
01:19
Liespotters aren't those nitpicky kids,
24
64000
2000
Yalan gözcüleri herşeye kusur bulan,
01:21
those kids in the back of the room that are shouting, "Gotcha! Gotcha!
25
66000
3000
odanın arkasından "Yakaladım seni! Kaşın seğirdi. Burun deliklerin genişledi.
01:24
Your eyebrow twitched. You flared your nostril.
26
69000
3000
"Lie To Me" dizisini izliyorum. Yalan söylediğini biliyorum."
01:27
I watch that TV show 'Lie To Me.' I know you're lying."
27
72000
3000
diye bağıran o çocuklar gibi değiller.
01:30
No, liespotters are armed
28
75000
2000
Hayır, yalan gözcüleri
01:32
with scientific knowledge of how to spot deception.
29
77000
3000
yalancılığı nasıl yakalayabileceklerine dair bilimsel bilgiye sahiptirler.
01:35
They use it to get to the truth,
30
80000
2000
Bunu doğruya ulaşmak için kullanıyorlar,
01:37
and they do what mature leaders do everyday;
31
82000
2000
ve deneyimli politikacıların hergün yaptığı şeyleri yapıyorlar;
01:39
they have difficult conversations with difficult people,
32
84000
3000
zor insanlarla zor görüşmeler yapıyorlar,
01:42
sometimes during very difficult times.
33
87000
2000
bazen çok zor zamanlarda.
01:44
And they start up that path
34
89000
2000
Ve bu yola temel bir önermeyi
01:46
by accepting a core proposition,
35
91000
2000
kabul ederek başlıyorlar,
01:48
and that proposition is the following:
36
93000
2000
ve bu önerme de şu:
01:50
Lying is a cooperative act.
37
95000
3000
Yalan söylemek işbirlikçi bir eylemdir.
01:53
Think about it, a lie has no power whatsoever by its mere utterance.
38
98000
4000
Bir düşünün, bir yalanın yalnızca dile getirme ile herhangi bir gücü yoktur.
01:57
Its power emerges
39
102000
2000
Gücü, bir başkasının
01:59
when someone else agrees to believe the lie.
40
104000
2000
yalana inanmaya razı olması ile ortaya çıkar.
02:01
So I know it may sound like tough love,
41
106000
2000
Biliyorum, bu kulağa sert gibi gelebilir,
02:03
but look, if at some point you got lied to,
42
108000
4000
ama bakın, eğer herhangi bir zamanda size yalan söylendiyse,
02:07
it's because you agreed to get lied to.
43
112000
2000
bu yalan söylenmeye razı olduğunuz için olmuştur.
02:09
Truth number one about lying: Lying's a cooperative act.
44
114000
3000
Yalan söylemek hakkındaki birinci gerçek: Yalan söylemek işbirlikçi bir eylemdir.
02:12
Now not all lies are harmful.
45
117000
2000
Her yalan zarar vermez.
02:14
Sometimes we're willing participants in deception
46
119000
3000
Bazen sosyal itibar adına yalancılığa isteyerek
02:17
for the sake of social dignity,
47
122000
3000
katılabiliriz, belki sır olarak
02:20
maybe to keep a secret that should be kept secret, secret.
48
125000
3000
saklanması gereken bir sırrı saklamak için.
02:23
We say, "Nice song."
49
128000
2000
"Güzel şarkı," deriz.
02:25
"Honey, you don't look fat in that, no."
50
130000
3000
"Tatlım, o elbise içinde hiç şişman görünmüyorsun."
02:28
Or we say, favorite of the digiratti,
51
133000
2000
Ya da favorilerden birisi olan şunu söyleriz,
02:30
"You know, I just fished that email out of my spam folder.
52
135000
3000
"O e-postayı az önce spam dosyasında buldum.
02:33
So sorry."
53
138000
3000
Çok özür dilerim."
02:36
But there are times when we are unwilling participants in deception.
54
141000
3000
Ama bazen yalancılığa istemeyerek katılıyoruz.
02:39
And that can have dramatic costs for us.
55
144000
3000
Ve bunun da bizim için dramatik bedelleri var.
02:42
Last year saw 997 billion dollars
56
147000
3000
Geçen yıl A.B.D.'de sadece kurumsal
02:45
in corporate fraud alone in the United States.
57
150000
4000
dolandırıcılıkta 997 milyar dolar gördük.
02:49
That's an eyelash under a trillion dollars.
58
154000
2000
Bu neredeyse bir trilyon dolar.
02:51
That's seven percent of revenues.
59
156000
2000
Bu gelirlerin yüzde yedisi.
02:53
Deception can cost billions.
60
158000
2000
Yalancılık milyarlara mal olabilir.
02:55
Think Enron, Madoff, the mortgage crisis.
61
160000
3000
Enron'u, Madoff'u, ipotek krizini düşünün.
02:58
Or in the case of double agents and traitors,
62
163000
3000
Ya da çift taraflı ajanlar ve hainlerin durumunda,
03:01
like Robert Hanssen or Aldrich Ames,
63
166000
2000
Robert Hanssen ya da Aldrich Ames gibi,
03:03
lies can betray our country,
64
168000
2000
yalanlar ülkemize ihanet edebilir,
03:05
they can compromise our security, they can undermine democracy,
65
170000
3000
güvenliğimizi riske atabilir, demokrasiyi zayıflatabilir,
03:08
they can cause the deaths of those that defend us.
66
173000
3000
bizi savunanların ölümlerine sebep olabilir.
03:11
Deception is actually serious business.
67
176000
3000
Yalancılık aslında çok ciddi bir iştir.
03:14
This con man, Henry Oberlander,
68
179000
2000
Bu dolandırıcı, Henry Oberlander,
03:16
he was such an effective con man
69
181000
2000
o kadar etkili bir dolandırıcıydı ki
03:18
British authorities say
70
183000
2000
İngiliz yetkililer
03:20
he could have undermined the entire banking system of the Western world.
71
185000
3000
Batı dünyasının tüm banka sistemini yerle bir edebileceğini söylüyor.
03:23
And you can't find this guy on Google; you can't find him anywhere.
72
188000
2000
Ve bu adamı Google dahil hiçbir yerde bulamazsınız.
03:25
He was interviewed once, and he said the following.
73
190000
3000
Bir kez röportaj verdi, ve şunları söyledi:
03:28
He said, "Look, I've got one rule."
74
193000
2000
"Bakın, tek bir kuralım var."
03:30
And this was Henry's rule, he said,
75
195000
3000
Ve bunun Henry'nin kuralı olduğunu söyledi,
03:33
"Look, everyone is willing to give you something.
76
198000
2000
"Bakın, herkes size birşey vermeye gönüllü.
03:35
They're ready to give you something for whatever it is they're hungry for."
77
200000
3000
Aç oldukları her ne ise onun için size birşey vermeye hazırlar."
03:38
And that's the crux of it.
78
203000
2000
Ve bu da düğüm noktası.
03:40
If you don't want to be deceived, you have to know,
79
205000
2000
Eğer kandırılmak istemiyorsanız, bilmeniz gereken şey,
03:42
what is it that you're hungry for?
80
207000
2000
neye aç olduğunuz.
03:44
And we all kind of hate to admit it.
81
209000
3000
Hepimiz itiraf etmekten nefret ediyoruz.
03:47
We wish we were better husbands, better wives,
82
212000
3000
Herbirimiz daha iyi bir eş, daha akıllı, daha güçlü,
03:50
smarter, more powerful,
83
215000
2000
daha uzun, daha zengin
03:52
taller, richer --
84
217000
2000
olmayı diliyoruz --
03:54
the list goes on.
85
219000
2000
liste devam ediyor.
03:56
Lying is an attempt to bridge that gap,
86
221000
2000
Yalan söylemek bu boşluğu doldurmak,
03:58
to connect our wishes and our fantasies
87
223000
2000
kim ya da nasıl olmak istediğimiz hakkındaki
04:00
about who we wish we were, how we wish we could be,
88
225000
3000
dileklerimizi ve fantazilerimiz ile gerçek halimizi bağlamak için
04:03
with what we're really like.
89
228000
3000
bir teşebbüstür.
04:06
And boy are we willing to fill in those gaps in our lives with lies.
90
231000
3000
Ve bu boşlukları doldurmak için hemen yalanlara başvuruyoruz.
04:09
On a given day, studies show that you may be lied to
91
234000
3000
Herhangi bir günde, araştırmalar gösteriyor ki 10 ila 200 sefer
04:12
anywhere from 10 to 200 times.
92
237000
2000
arasında yalana maruz kalıyoruz.
04:14
Now granted, many of those are white lies.
93
239000
3000
Varsayalım ki onların birçoğu beyaz yalan.
04:17
But in another study,
94
242000
2000
Ama başka bir araştırma
04:19
it showed that strangers lied three times
95
244000
2000
yabancıların birbirleriyle tanışmalarının
04:21
within the first 10 minutes of meeting each other.
96
246000
2000
ilk 10 dakikasında üç kez yalan söylediğini gösterdi.
04:23
(Laughter)
97
248000
2000
(Kahkahalar)
04:25
Now when we first hear this data, we recoil.
98
250000
3000
Bu veriyi ilk duyduğumuzda, irkiliyoruz.
04:28
We can't believe how prevalent lying is.
99
253000
2000
Yalan söylemenin ne kadar yaygın olduğuna inanamıyoruz.
04:30
We're essentially against lying.
100
255000
2000
Temelde hepimiz yalana karşıyız.
04:32
But if you look more closely,
101
257000
2000
Ama eğer daha yakından bakarsanız,
04:34
the plot actually thickens.
102
259000
2000
olaylar dizisi aslında yoğunlaşıyor.
04:36
We lie more to strangers than we lie to coworkers.
103
261000
3000
Yabancılara, iş arkadaşlarımıza söylediğimizden daha çok yalan söylüyoruz.
04:39
Extroverts lie more than introverts.
104
264000
4000
Dışa dönükler, içe dönüklerden daha çok yalan söylüyor.
04:43
Men lie eight times more about themselves
105
268000
3000
Erkekler kendileri hakkında, başkaları hakkında
04:46
than they do other people.
106
271000
2000
söylediklerinden daha çok yalan söylüyorlar.
04:48
Women lie more to protect other people.
107
273000
3000
Kadınlar başka insanları korumak için daha fazla yalan söylüyor.
04:51
If you're an average married couple,
108
276000
3000
Eğer ortalama bir evli çiftseniz,
04:54
you're going to lie to your spouse
109
279000
2000
eşinize her 10 konuşmanızın birinde
04:56
in one out of every 10 interactions.
110
281000
2000
yalan söyleyeceksiniz.
04:58
Now you may think that's bad.
111
283000
2000
Şimdi bunun kötü olduğunu düşünebilirsiniz.
05:00
If you're unmarried, that number drops to three.
112
285000
2000
Eğer evli değilseniz, bu sayı üçe düşüyor.
05:02
Lying's complex.
113
287000
2000
Yalan söylemek karmaşık bir eylem.
05:04
It's woven into the fabric of our daily and our business lives.
114
289000
3000
Günlük ve iş hayatımızın dokusuna işlemiştir.
05:07
We're deeply ambivalent about the truth.
115
292000
2000
Doğru hakkında derinden karışık duygulara sahibiz.
05:09
We parse it out on an as-needed basis,
116
294000
2000
Doğruyu gerekli olduğu zaman kullanıyoruz,
05:11
sometimes for very good reasons,
117
296000
2000
bazen çok iyi nedenler için, bazen de
05:13
other times just because we don't understand the gaps in our lives.
118
298000
3000
yalnızca hayatımızdaki boşlukları anlamadığımız için.
05:16
That's truth number two about lying.
119
301000
2000
Yalan söylemeye dair ikinci gerçek bu.
05:18
We're against lying,
120
303000
2000
Yalan söylemeye karşıyız,
05:20
but we're covertly for it
121
305000
2000
ama gizliden gizliye, toplumumuzun
05:22
in ways that our society has sanctioned
122
307000
2000
asırlardır onayladığı şekillerde
05:24
for centuries and centuries and centuries.
123
309000
2000
yalan söylemenin lehindeyiz.
05:26
It's as old as breathing.
124
311000
2000
Yalan söylemek nefes almak kadar eski bir eylem.
05:28
It's part of our culture, it's part of our history.
125
313000
2000
Kültürümüzün bir parçası, tarihimizin bir parçası.
05:30
Think Dante, Shakespeare,
126
315000
3000
Dante'yi, Shakespeare'i,
05:33
the Bible, News of the World.
127
318000
3000
İncil'i, Dünya Haberleri'ni düşünün.
05:36
(Laughter)
128
321000
2000
(Kahkahalar)
05:38
Lying has evolutionary value to us as a species.
129
323000
2000
Yalan söylemek bizim için bir tür olarak evrimsel değere sahip.
05:40
Researchers have long known
130
325000
2000
Araştırmacılar uzun zamandır
05:42
that the more intelligent the species,
131
327000
2000
türler ne kadar akıllı olursa,
05:44
the larger the neocortex,
132
329000
2000
neocorteks ne kadar büyük olursa,
05:46
the more likely it is to be deceptive.
133
331000
2000
yalancı olmanın o kadar daha olası olduğunu bilmekteler.
05:48
Now you might remember Koko.
134
333000
2000
Koko'yu hatırlıyor olabilirsiniz.
05:50
Does anybody remember Koko the gorilla who was taught sign language?
135
335000
3000
İşaret dili öğretilen gorilla Koko hatırlayan kimse var mı?
05:53
Koko was taught to communicate via sign language.
136
338000
3000
Koko'ya işaret dili ile iletişim kurması öğretilmişti.
05:56
Here's Koko with her kitten.
137
341000
2000
Burada Koko kedisiyle beraber.
05:58
It's her cute little, fluffy pet kitten.
138
343000
3000
Onun küçük, sevimli, tüylü evcil kediciği.
06:01
Koko once blamed her pet kitten
139
346000
2000
Koko bir defasında evcil kedi yavrusunu
06:03
for ripping a sink out of the wall.
140
348000
2000
bir lavabo'yu duvardan sökmekle suçlamıştı.
06:05
(Laughter)
141
350000
2000
(Kahkahalar)
06:07
We're hardwired to become leaders of the pack.
142
352000
2000
Sürünün lideri olmak doğamızda var.
06:09
It's starts really, really early.
143
354000
2000
Bu çok ama çok erken başlıyor.
06:11
How early?
144
356000
2000
Ne kadar mı erken?
06:13
Well babies will fake a cry,
145
358000
2000
Bebekler ağlama numarası yaparlar,
06:15
pause, wait to see who's coming
146
360000
2000
kimin geldiğini görmek için susar ve beklerler
06:17
and then go right back to crying.
147
362000
2000
ve sonra tekrar ağlamaya başlarlar.
06:19
One-year-olds learn concealment.
148
364000
2000
Bir yaşındakiler saklanmayı öğrenirler.
06:21
(Laughter)
149
366000
2000
(Kahkahalar)
06:23
Two-year-olds bluff.
150
368000
2000
İki yaşındakiler blöf yaparlar.
06:25
Five-year-olds lie outright.
151
370000
2000
Beş yaşındakiler düpedüz yalan söylerler.
06:27
They manipulate via flattery.
152
372000
2000
Övme yoluyla oyuna getirirler.
06:29
Nine-year-olds, masters of the cover up.
153
374000
3000
Örtbasın efendileri dokuz yaşındakiler.
06:32
By the time you enter college,
154
377000
2000
Üniversiteye girdiğinizde,
06:34
you're going to lie to your mom in one out of every five interactions.
155
379000
3000
her beş etkileşimin birinde annenize yalan söylüyorsunuz.
06:37
By the time we enter this work world and we're breadwinners,
156
382000
3000
İş dünyasına girdiğimizde ve bir aile sahibi olduğumuzda,
06:40
we enter a world that is just cluttered
157
385000
2000
spam, sahte sanal arkadaşlar, taraflı medya
06:42
with spam, fake digital friends,
158
387000
2000
usta kimlik hırsızları, birinci sınıf
06:44
partisan media,
159
389000
2000
Saadet zincircileri,
06:46
ingenious identity thieves,
160
391000
2000
bir yalancılık salgını ile
06:48
world-class Ponzi schemers,
161
393000
2000
darmadağın olmuş bir dünyaya,
06:50
a deception epidemic --
162
395000
2000
kısaca, bir yazarın sözleriyle,
06:52
in short, what one author calls
163
397000
2000
doğru sonrası topluma
06:54
a post-truth society.
164
399000
3000
giriyoruz.
06:57
It's been very confusing
165
402000
2000
Uzun bir zamandır
06:59
for a long time now.
166
404000
3000
herşey çok karışık.
07:03
What do you do?
167
408000
2000
Ne yaparsınız?
07:05
Well there are steps we can take
168
410000
2000
Bataklıkta yolumuzu bulmak için
07:07
to navigate our way through the morass.
169
412000
2000
atabileceğimiz adımlar var.
07:09
Trained liespotters get to the truth 90 percent of the time.
170
414000
3000
Eğitimli yalan gözcüleri doğruya yüzde 90 ulaşıyorlar.
07:12
The rest of us, we're only 54 percent accurate.
171
417000
3000
Geri kalanımızsa, sadece yüzde 54'üne.
07:15
Why is it so easy to learn?
172
420000
2000
Öğrenmesi neden bu kadar kolay?
07:17
There are good liars and there are bad liars. There are no real original liars.
173
422000
3000
İyi yalancılar var, bir de kötü yalancılar. Gerçek esas yalancılar yoktur.
07:20
We all make the same mistakes. We all use the same techniques.
174
425000
3000
Hepimiz aynı hataları yaparız. Hepimiz aynı teknikleri kullanırız.
07:23
So what I'm going to do
175
428000
2000
Bu nedenle yapacağım şey
07:25
is I'm going to show you two patterns of deception.
176
430000
2000
size kandırmanın iki örneğini göstermek olacak.
07:27
And then we're going to look at the hot spots and see if we can find them ourselves.
177
432000
3000
Ve sonra sıcak noktalara bakacağız ve onları kendimiz bulabilir miyiz diye bakacağız.
07:30
We're going to start with speech.
178
435000
3000
Konuşma ile başlayacağız.
07:33
(Video) Bill Clinton: I want you to listen to me.
179
438000
2000
(Video) Bill Clintion: Beni dinlemenizi istiyorum.
07:35
I'm going to say this again.
180
440000
2000
Bunu bir daha söyleyeceğim.
07:37
I did not have sexual relations
181
442000
3000
O kadın, Bayan Lewinsky ile
07:40
with that woman, Miss Lewinsky.
182
445000
4000
cinsel ilişki yaşamadım.
07:44
I never told anybody to lie,
183
449000
2000
Kimseden yalan söylemesini istemedim,
07:46
not a single time, never.
184
451000
2000
bir kere bile, hiçbir zaman.
07:48
And these allegations are false.
185
453000
3000
Ve bu iddialar yanlış.
07:51
And I need to go back to work for the American people.
186
456000
2000
Ve Amerikan halkı için çalışmaya dönmem gerekiyor.
07:53
Thank you.
187
458000
2000
Teşekkürler.
07:58
Pamela Meyer: Okay, what were the telltale signs?
188
463000
3000
Pamela Meyer: Peki, yalan belirtileri nelerdi?
08:01
Well first we heard what's known as a non-contracted denial.
189
466000
4000
İlk olarak anlaşmasız inkar olarak bilinen şeyi duyduk.
08:05
Studies show that people who are overdetermined in their denial
190
470000
3000
Araştırmalar gösteriyor ki inkarlarında aşırı kararlı olan insanlar
08:08
will resort to formal rather than informal language.
191
473000
3000
konuşma dili yerine resmi dile başvururlar.
08:11
We also heard distancing language: "that woman."
192
476000
3000
Ayrıca mesafeli dili de duyduk: "o kadın."
08:14
We know that liars will unconsciously distance themselves
193
479000
2000
Biliyoruz ki yalancılar dili araçları olarak kullanarak
08:16
from their subject
194
481000
2000
bilinçsiz bir şekilde
08:18
using language as their tool.
195
483000
3000
kendilerini özneden uzaklaştırırlar.
08:21
Now if Bill Clinton had said, "Well, to tell you the truth ... "
196
486000
3000
Şimdi eğer Bill Clinton şöyle deseydi: "gerçeği söylemek gerekirse..."
08:24
or Richard Nixon's favorite, "In all candor ... "
197
489000
2000
ya da Richard Nixon'ın favorisi: "Tüm samimiyetimle..."
08:26
he would have been a dead giveaway
198
491000
2000
sıfatlandırıcı dilin, adlandırıldığı şekliyle
08:28
for any liespotter than knows
199
493000
2000
bunun gibi sıfatlandırıcı dilin
08:30
that qualifying language, as it's called, qualifying language like that,
200
495000
3000
öznenin itibarını daha da sarstığını bilen her yalan gözcüsü için
08:33
further discredits the subject.
201
498000
2000
kendini açığa vururdu.
08:35
Now if he had repeated the question in its entirety,
202
500000
3000
Eğer soruyu tümüyle tekrarlasaydı,
08:38
or if he had peppered his account with a little too much detail --
203
503000
4000
ya da olayı, gereğinden fazla detayla açıklasaydı --
08:42
and we're all really glad he didn't do that --
204
507000
2000
ve hepimiz bunu yapmadığı için memnunuz --
08:44
he would have further discredited himself.
205
509000
2000
kendisini daha da sarsardı.
08:46
Freud had it right.
206
511000
2000
Freud haklıydı.
08:48
Freud said, look, there's much more to it than speech:
207
513000
3000
Freud dedi ki, bakın, ortada konuşmadan çok daha fazlası var:
08:51
"No mortal can keep a secret.
208
516000
3000
"Hiçbir ölümlü sır saklayamaz.
08:54
If his lips are silent, he chatters with his fingertips."
209
519000
3000
Dudakları sessizse, parmak uçlarıyla gevezelik eder."
08:57
And we all do it no matter how powerful you are.
210
522000
3000
Hepimiz ne kadar güçlü olursak olalım bunu yapıyoruz.
09:00
We all chatter with our fingertips.
211
525000
2000
Hepimiz parmak uçlarımızla gevezelik ederiz.
09:02
I'm going to show you Dominique Strauss-Kahn with Obama
212
527000
3000
Size parmak uçlarıyla gevezelik eden Dominique Strauss-Kahn ile
09:05
who's chattering with his fingertips.
213
530000
3000
Obama'yı göstereceğim.
09:08
(Laughter)
214
533000
3000
(Kahkahalar)
09:11
Now this brings us to our next pattern,
215
536000
3000
Bu bizi sonraki örneğimize getiriyor,
09:14
which is body language.
216
539000
3000
vücut dili.
09:17
With body language, here's what you've got to do.
217
542000
3000
Vücut dili ile, yapmanız gereken şey şu.
09:20
You've really got to just throw your assumptions out the door.
218
545000
3000
Varsayımlarınızı gerçekten sadece kapıdan dışarı atmanız gerekiyor.
09:23
Let the science temper your knowledge a little bit.
219
548000
2000
Bilimin bilginizi biraz kıvama getirmesine izin verin.
09:25
Because we think liars fidget all the time.
220
550000
3000
Çünkü yalancıların her zaman kıpır kıpır hareket ettiğini düşünürüz.
09:28
Well guess what, they're known to freeze their upper bodies when they're lying.
221
553000
3000
Doğrusu, yalan söylerken üst bedenlerini dondurmaları ile bilinirler.
09:31
We think liars won't look you in the eyes.
222
556000
3000
Yalancıların gözünüze bakmayacağını düşünürüz.
09:34
Well guess what, they look you in the eyes a little too much
223
559000
2000
Doğrusu, gözünüze biraz fazla bakarlar, yalnızca o söylentiyi
09:36
just to compensate for that myth.
224
561000
2000
dengelemek için.
09:38
We think warmth and smiles
225
563000
2000
Samimiyet ve gülümsemelerin
09:40
convey honesty, sincerity.
226
565000
2000
dürüstlük ve içtenlik içerdiğini düşünürüz.
09:42
But a trained liespotter
227
567000
2000
Ama eğitimli bir yalan gözcüsü
09:44
can spot a fake smile a mile away.
228
569000
2000
bir kilometre uzaktan sahte bir tebessümü farkedebilir.
09:46
Can you all spot the fake smile here?
229
571000
3000
Buradaki sahte tebessümleri ayırt edebiliyor musunuz?
09:50
You can consciously contract
230
575000
2000
Yanaklarınızdaki kasları
09:52
the muscles in your cheeks.
231
577000
3000
bilinçli olarak kasabilirsiniz.
09:55
But the real smile's in the eyes, the crow's feet of the eyes.
232
580000
3000
Ama gerçek gülümseme gözlerdedir, göz kenarındaki kırışıklıktadır.
09:58
They cannot be consciously contracted,
233
583000
2000
Bilinçli olarak kasılamazlar,
10:00
especially if you overdid the Botox.
234
585000
2000
özellikle Botox'u fazla kaçırdıysanız.
10:02
Don't overdo the Botox; nobody will think you're honest.
235
587000
3000
Botox'u abartmayın; kimse dürüst olduğunuzu düşünmez.
10:05
Now we're going to look at the hot spots.
236
590000
2000
Şimdi sıcak noktalara bakacağız.
10:07
Can you tell what's happening in a conversation?
237
592000
2000
Bir sohbette ne olduğunu anlayabiliyor musunuz?
10:09
Can you start to find the hot spots
238
594000
3000
Birisinin sözleri ile hareketleri
10:12
to see the discrepancies
239
597000
2000
arasındaki tutarsızlıkları
10:14
between someone's words and someone's actions?
240
599000
2000
görmek için sıcak noktaları bulmaya başlayabildiniz mi?
10:16
Now I know it seems really obvious,
241
601000
2000
Şimdi çok bariz olduğunu biliyorum,
10:18
but when you're having a conversation
242
603000
2000
ama yalan söylediğinden şüphelendiğiniz
10:20
with someone you suspect of deception,
243
605000
3000
biri ile bir konuşma yaparken, tavır en çok
10:23
attitude is by far the most overlooked but telling of indicators.
244
608000
3000
gözden kaçırılan ama yalan işaretlerini veren şeydir.
10:26
An honest person is going to be cooperative.
245
611000
2000
Dürüst bir insan işbirliği yapacaktır.
10:28
They're going to show they're on your side.
246
613000
2000
Sizin tarafınızda olduklarını gösteceklerdir.
10:30
They're going to be enthusiastic.
247
615000
2000
Coşkulu olacaklardır.
10:32
They're going to be willing and helpful to getting you to the truth.
248
617000
2000
Sizin doğruya ulaşmanız için istekli ve yardımcı olacaklardır.
10:34
They're going to be willing to brainstorm, name suspects,
249
619000
3000
Beyin fırtınası yapmaya, şüphelileri adlandırmaya, detaylar
10:37
provide details.
250
622000
2000
sunmaya hazır olacaklardır.
10:39
They're going to say, "Hey,
251
624000
2000
Şöyle diyecekler: "Hey,
10:41
maybe it was those guys in payroll that forged those checks."
252
626000
3000
o sahte çekleri yapanlar belki de kadrodaki insanlardır."
10:44
They're going to be infuriated if they sense they're wrongly accused
253
629000
3000
Eğer yanlış yere suçlandıklarını sezerlerse, çileden çıkacaklardır,
10:47
throughout the entire course of the interview, not just in flashes;
254
632000
2000
sadece zaman zaman değil, ama tüm görüşme süresince;
10:49
they'll be infuriated throughout the entire course of the interview.
255
634000
3000
tüm görüşme boyunca çileden çıkacaklardır.
10:52
And if you ask someone honest
256
637000
2000
Ve eğer dürüst birisine, sahte çekleri
10:54
what should happen to whomever did forge those checks,
257
639000
3000
yapanlara ne olmalı diye sorarsanız,
10:57
an honest person is much more likely
258
642000
2000
dürüst bir insan çok daha büyük olasılıkla
10:59
to recommend strict rather than lenient punishment.
259
644000
4000
hafif cezalandırma yerine katı cezalandırmayı önerecektir.
11:03
Now let's say you're having that exact same conversation
260
648000
2000
Şimdi o aynı konuşmayı yalancı biri ile yaptığınızı
11:05
with someone deceptive.
261
650000
2000
söyleyelim.
11:07
That person may be withdrawn,
262
652000
2000
O insan içe dönük olabilir,
11:09
look down, lower their voice,
263
654000
2000
aşağı bakabilir, sesini kısabilir,
11:11
pause, be kind of herky-jerky.
264
656000
2000
duraksayabilir, yerinde duramayabilir.
11:13
Ask a deceptive person to tell their story,
265
658000
2000
Yalancı bir insandan hikayesini anlatmasını isteyin,
11:15
they're going to pepper it with way too much detail
266
660000
3000
hikayeyi her türlü saçma yerde gereğinden fazla detayla
11:18
in all kinds of irrelevant places.
267
663000
3000
anlatacaktır.
11:21
And then they're going to tell their story in strict chronological order.
268
666000
3000
Ve sonra hikayelerini kronolojik dizide anlatacaklardır.
11:24
And what a trained interrogator does
269
669000
2000
Ve eğitimli bir sorgu yargıcı içeri girip şunu yapar,
11:26
is they come in and in very subtle ways
270
671000
2000
çok ince yollarla, birkaç saat boyunca
11:28
over the course of several hours,
271
673000
2000
o insana hikayelerini tersten
11:30
they will ask that person to tell that story backwards,
272
675000
3000
hikayesini tersten anlatmasını isteyeceklerdir ve sonra
11:33
and then they'll watch them squirm,
273
678000
2000
kıvranmasını izleyecek ve hangi soruların
11:35
and track which questions produce the highest volume of deceptive tells.
274
680000
3000
yalancılık belirtilerinin en yüksek sesini ortaya çıkardığını tespit edeceklerdir.
11:38
Why do they do that? Well we all do the same thing.
275
683000
3000
Bunu neden yapıyorlar? Hepimiz aynı şeyi yapıyoruz.
11:41
We rehearse our words,
276
686000
2000
Kelimelerimizi prova ediyoruz,
11:43
but we rarely rehearse our gestures.
277
688000
2000
ama hareketlerimizi nadiran prova ediyoruz.
11:45
We say "yes," we shake our heads "no."
278
690000
2000
"Evet" diyoruz, kafamızı "hayır" der gibi sallıyoruz.
11:47
We tell very convincing stories, we slightly shrug our shoulders.
279
692000
3000
Çok inandırıcı hikayeler anlatıyoruz, hafifçe omuzlarımızı silkiyoruz.
11:50
We commit terrible crimes,
280
695000
2000
Korkunç suçlar işliyoruz,
11:52
and we smile at the delight in getting away with it.
281
697000
3000
ve paçayı kurtarmanın sevinci ile tebessüm ediyoruz.
11:55
Now that smile is known in the trade as "duping delight."
282
700000
3000
Şimdi o tebessüm, mesleki çevrede, "aldatıcı sevinç" olarak biliniyor.
11:58
And we're going to see that in several videos moving forward,
283
703000
3000
İleriki dakikalarda birkaç videoda bunu göreceğiz,
12:01
but we're going to start -- for those of you who don't know him,
284
706000
2000
ama önce şu video ile başlayacağız -- tanımayanlar için söyleyeyim,
12:03
this is presidential candidate John Edwards
285
708000
3000
evlilik dışı bir çocuk sahibi olması haberi ile
12:06
who shocked America by fathering a child out of wedlock.
286
711000
3000
Amerika'yı şok eden başkan adayı John Edwards.
12:09
We're going to see him talk about getting a paternity test.
287
714000
3000
Babalık testi almak hakkında konuşmasını izleyeceğiz.
12:12
See now if you can spot him
288
717000
2000
"Evet" derken, başını "hayır"
12:14
saying, "yes" while shaking his head "no,"
289
719000
2000
der gibi salladığını, hafifçe omuzlarını silktiğini
12:16
slightly shrugging his shoulders.
290
721000
2000
görebilecek misiniz bir bakın.
12:18
(Video) John Edwards: I'd be happy to participate in one.
291
723000
2000
(Video) John Edwards: Babalık testi yaptırmaktan memnuniyet duyarım.
12:20
I know that it's not possible that this child could be mine,
292
725000
3000
Olayların zamanlaması nedeniyle bu çocuğun benden olması
12:23
because of the timing of events.
293
728000
2000
imkansız biliyorum.
12:25
So I know it's not possible.
294
730000
2000
Yani imkansız olduğunu biliyorum.
12:27
Happy to take a paternity test,
295
732000
2000
Test yaptırmaktan mutluluk duyarım,
12:29
and would love to see it happen.
296
734000
2000
ve gerçekleşmesini isterim.
12:31
Interviewer: Are you going to do that soon? Is there somebody --
297
736000
3000
Sunucu: Bunu yakın zamanda yapacak mısınız? Biri var mı --
12:34
JE: Well, I'm only one side. I'm only one side of the test.
298
739000
3000
JE: Ben sadece bir tarafım. Testin sadece bir tarafıyım.
12:37
But I'm happy to participate in one.
299
742000
3000
Ama testi yaptırmaktan memnuniyet duyarım.
12:40
PM: Okay, those head shakes are much easier to spot
300
745000
2000
PM: Peki, bu baş sallamaları, dikkat etmeniz gerektiğini bildiğiniz zaman,
12:42
once you know to look for them.
301
747000
2000
farketmesi çok daha kolay.
12:44
There're going to be times
302
749000
2000
Bazı zamanlar biri bir yüz
12:46
when someone makes one expression
303
751000
2000
ifadesi yaparken, bir diğerini saklar,
12:48
while masking another that just kind of leaks through in a flash.
304
753000
3000
ve bu ifade bir an için açığa çıkar.
12:52
Murderers are known to leak sadness.
305
757000
2000
Katillerin hüzün sergiledikleri bilinir.
12:54
Your new joint venture partner might shake your hand,
306
759000
2000
Yeni iş ortağınız elinizi sıkabilir, sizinle kutlama yapabilir,
12:56
celebrate, go out to dinner with you
307
761000
2000
yemeğe çıkabilir ve sonra
12:58
and then leak an expression of anger.
308
763000
3000
bir kızgınlık ifadesi sergileyebilir.
13:01
And we're not all going to become facial expression experts overnight here,
309
766000
3000
Burada bir gecede yüz ifadesi uzmanı olmayacağız,
13:04
but there's one I can teach you that's very dangerous, and it's easy to learn,
310
769000
3000
ama size öğretebileceğim çok tehlikeli bir tane var, ve öğrenmesi kolay,
13:07
and that's the expression of contempt.
311
772000
3000
ve bu da aşağılama ifadesidir.
13:10
Now with anger, you've got two people on an even playing field.
312
775000
3000
Şimdi kızgınlık ile, eşit bir oyun alanında iki insan vardır.
13:13
It's still somewhat of a healthy relationship.
313
778000
2000
Bu yine de oldukça sağlıklı bir ilişkidir.
13:15
But when anger turns to contempt,
314
780000
2000
Ama kızgınlık aşağılamaya döndüğünde,
13:17
you've been dismissed.
315
782000
2000
reddedilmişsinizdir.
13:19
It's associated with moral superiority.
316
784000
2000
Bu ahlaki üstünlükle ilişkilidir.
13:21
And for that reason, it's very, very hard to recover from.
317
786000
3000
Ve bu nedenden dolayı, toparlanması çok ama çok zordur.
13:24
Here's what it looks like.
318
789000
2000
İşte buna benziyor.
13:26
It's marked by one lip corner
319
791000
2000
Bir dudak köşesinin yukarı ve
13:28
pulled up and in.
320
793000
2000
içeri çekilmesi ile belirtilir.
13:30
It's the only asymmetrical expression.
321
795000
3000
Varolan tek asimetrik ifadedir.
13:33
And in the presence of contempt,
322
798000
2000
Ve aşağılama huzurunda,
13:35
whether or not deception follows --
323
800000
2000
yalancılık takip ediyor olsun ya da olmasın --
13:37
and it doesn't always follow --
324
802000
2000
ve her zaman takip etmez --
13:39
look the other way, go the other direction,
325
804000
2000
diğer tarafa bakın, diğer yöne gidin,
13:41
reconsider the deal,
326
806000
2000
anlaşmayı tekrar gözden geçirin,
13:43
say, "No thank you. I'm not coming up for just one more nightcap. Thank you."
327
808000
4000
ve "Hayır teşekkürler. Sadece bir içki için daha gelmeyeceğim. Teşekkürler," deyin.
13:47
Science has surfaced
328
812000
2000
Bilim çok ama çok daha
13:49
many, many more indicators.
329
814000
2000
fazla göstergeyi su yüzüne çıkardı.
13:51
We know, for example,
330
816000
2000
Mesela, yalancıların
13:53
we know liars will shift their blink rate,
331
818000
2000
göz kırpma oranlarını değiştireceklerini,
13:55
point their feet towards an exit.
332
820000
2000
ayaklarını bir çıkışa doğru çevireceklerini biliyoruz.
13:57
They will take barrier objects
333
822000
2000
Engelleyici nesneler alacaklar
13:59
and put them between themselves and the person that is interviewing them.
334
824000
3000
ve onları, kendileri ile onları sorgulayan insan arasına koyacaklardır.
14:02
They'll alter their vocal tone,
335
827000
2000
Ses tonlarını değiştirecekler,
14:04
often making their vocal tone much lower.
336
829000
3000
sıkça daha kısık sesle konuşacaklardır.
14:07
Now here's the deal.
337
832000
2000
Şimdi konu şu.
14:09
These behaviors are just behaviors.
338
834000
3000
Bu davranışlar sadece birer davranış.
14:12
They're not proof of deception.
339
837000
2000
Yalancılığın ispatı değiller.
14:14
They're red flags.
340
839000
2000
Onlar kırmızı bayraklar.
14:16
We're human beings.
341
841000
2000
Biz insanız.
14:18
We make deceptive flailing gestures all over the place all day long.
342
843000
3000
Gün boyunca her yerde aldatıcı tavırlarda bulunuyoruz.
14:21
They don't mean anything in and of themselves.
343
846000
2000
Kendi başlarına bir anlam ifade etmiyorlar.
14:23
But when you see clusters of them, that's your signal.
344
848000
3000
Ama bir dizisini gördüğünüzde, sinyaliniz bu olur.
14:26
Look, listen, probe, ask some hard questions,
345
851000
3000
Bakın, dinleyin, araştırın, zor sorular sorun,
14:29
get out of that very comfortable mode of knowing,
346
854000
3000
bilmenin o rahat modundan çıkın, merak moduna
14:32
walk into curiosity mode, ask more questions,
347
857000
3000
girin, daha fazla soru sorun, biraz saygın olun,
14:35
have a little dignity, treat the person you're talking to with rapport.
348
860000
3000
konuştuğunuz kişi ile dostça bir ilişki kurun.
14:38
Don't try to be like those folks on "Law & Order" and those other TV shows
349
863000
3000
"Law & Order" ve o diğer TV dizilerdeki insanlar gibi olmaya çalışmayın,
14:41
that pummel their subjects into submission.
350
866000
2000
hani faillerini teslim olana kadar vuranlar gibi.
14:43
Don't be too aggressive, it doesn't work.
351
868000
3000
Aşırı agresif olmayın, işe yaramıyor.
14:46
Now we've talked a little bit
352
871000
2000
Şimdi yalan söyleyen biri ile
14:48
about how to talk to someone who's lying
353
873000
2000
nasıl konuşmak ve bir yalanı nasıl gözlemlemek
14:50
and how to spot a lie.
354
875000
2000
hakkında biraz konuştuk.
14:52
And as I promised, we're now going to look at what the truth looks like.
355
877000
3000
Ve söz verdiğim gibi, şimdi doğrunun neye benzediğine bakacağız.
14:55
But I'm going to show you two videos,
356
880000
2000
Ama size iki video göstereceğim,
14:57
two mothers -- one is lying, one is telling the truth.
357
882000
3000
iki anne -- biri yalan, diğeri doğruyu söylüyor.
15:00
And these were surfaced
358
885000
2000
Bunlar Kaliforniya'da
15:02
by researcher David Matsumoto in California.
359
887000
2000
araştırmacı David Matsumoto tarafından ortaya çıkartıldı.
15:04
And I think they're an excellent example
360
889000
2000
Ve bence bunlar doğrunun neye benzediğine
15:06
of what the truth looks like.
361
891000
2000
dair mükemmel birer örnek.
15:08
This mother, Diane Downs,
362
893000
2000
Bu anne, Diane Downs,
15:10
shot her kids at close range,
363
895000
2000
çocuklarını yakın mesafeden vurdu,
15:12
drove them to the hospital
364
897000
2000
onları kanlar içinde
15:14
while they bled all over the car,
365
899000
2000
arabayla hastaneye götürdü,
15:16
claimed a scraggy-haired stranger did it.
366
901000
2000
ince saçlı bir yabancının yaptığını iddia etti.
15:18
And you'll see when you see the video,
367
903000
2000
Ve bu videoyu izlediğinizde göreceksiniz ki,
15:20
she can't even pretend to be an agonizing mother.
368
905000
2000
acı çeken bir anne gibi bile davranamıyor.
15:22
What you want to look for here
369
907000
2000
Burada görmek istediğiniz şey
15:24
is an incredible discrepancy
370
909000
2000
anlattığı korkunç olaylar ve
15:26
between horrific events that she describes
371
911000
2000
onun çok ama çok soğukkanlı tavrı arasındaki
15:28
and her very, very cool demeanor.
372
913000
2000
inanılmaz bir tutarsızlık.
15:30
And if you look closely, you'll see duping delight throughout this video.
373
915000
3000
Ve eğer yakından bakarsanız, video boyunca aldatıcı tebessümü göreceksiniz.
15:33
(Video) Diane Downs: At night when I close my eyes,
374
918000
2000
(Video) Diane Downs: Akşam gözlerimi kapattığımda,
15:35
I can see Christie reaching her hand out to me while I'm driving,
375
920000
3000
ben arabayı sürerken, Christie'nin bana elini uzattığını ve
15:38
and the blood just kept coming out of her mouth.
376
923000
3000
ağzından durmadan kan aktığını görebiliyorum.
15:41
And that -- maybe it'll fade too with time --
377
926000
2000
Ve belki bu zamanla kaybolacak --
15:43
but I don't think so.
378
928000
2000
ama ben öyle düşünmüyorum.
15:45
That bothers me the most.
379
930000
3000
Beni en çok üzen bu.
15:55
PM: Now I'm going to show you a video
380
940000
2000
PM: Şimdi size hakikaten acı çeken bir
15:57
of an actual grieving mother, Erin Runnion,
381
942000
2000
anne olan Erin Runnion'un kızına işkence eden ve
15:59
confronting her daughter's murderer and torturer in court.
382
944000
4000
öldüren kişi ile mahkemede yüz yüze geldiği videoyu göstereceğim.
16:03
Here you're going to see no false emotion,
383
948000
2000
Burada hiç sahte duygu görmeyeceksiniz,
16:05
just the authentic expression of a mother's agony.
384
950000
3000
sadece ızdırap içinde bir annenin gerçek ifadesi.
16:08
(Video) Erin Runnion: I wrote this statement on the third anniversary
385
953000
2000
(Video) Erin Runnion: Bu sözleri bebeği aldığın gecenin
16:10
of the night you took my baby,
386
955000
2000
üçüncü yıldönümünde yazdım,
16:12
and you hurt her,
387
957000
2000
ve ona zarar verdin,
16:14
and you crushed her,
388
959000
2000
ve onu yıktın,
16:16
you terrified her until her heart stopped.
389
961000
4000
kalbi durana kadar onu korkuttun.
16:20
And she fought, and I know she fought you.
390
965000
3000
Sana karşı mücadele etti, biliyorum.
16:23
But I know she looked at you
391
968000
2000
Ama o şahane kahverengi gözleri ile
16:25
with those amazing brown eyes,
392
970000
2000
sana baktığını biliyorum,
16:27
and you still wanted to kill her.
393
972000
3000
ve sen yine de onu öldürmek istedin.
16:30
And I don't understand it,
394
975000
2000
Ve ben bunu anlamıyorum.
16:32
and I never will.
395
977000
3000
ve asla anlamayacağım.
16:35
PM: Okay, there's no doubting the veracity of those emotions.
396
980000
4000
PM: Tamam, bu duyguların doğrulundan şüphe duyamayız.
16:39
Now the technology around what the truth looks like
397
984000
3000
Şimdi doğrunun neye benzediği çerçevesindeki teknoloji,
16:42
is progressing on, the science of it.
398
987000
3000
bilim gelişmeye devam ediyor.
16:45
We know for example
399
990000
2000
Mesela artık özel amaçlı
16:47
that we now have specialized eye trackers and infrared brain scans,
400
992000
3000
göz takipçiler ve kızıl ötesi beyin taramaları, kandırmaya çalıştığımızda
16:50
MRI's that can decode the signals that our bodies send out
401
995000
3000
bedenlerimizin yolladığı sinyalleri deşifre edebilen MRI'ların
16:53
when we're trying to be deceptive.
402
998000
2000
var olduğunu biliyoruz.
16:55
And these technologies are going to be marketed to all of us
403
1000000
3000
Ve bu teknolojiler hepimize yalan için birer ilaç olarak
16:58
as panaceas for deceit,
404
1003000
2000
pazarlanacaklar,
17:00
and they will prove incredibly useful some day.
405
1005000
3000
ve birgün inanılmaz derecede faydalı olacaklar.
17:03
But you've got to ask yourself in the meantime:
406
1008000
2000
Ama aynı zamanda kendinize şunu sormalısınız:
17:05
Who do you want on your side of the meeting,
407
1010000
2000
Bir görüşmede sizin tarafınızda kimin olmasını istersiniz,
17:07
someone who's trained in getting to the truth
408
1012000
3000
doğruya ulaşmak için eğitilmiş biri mi yoksa
17:10
or some guy who's going to drag a 400-pound electroencephalogram
409
1015000
2000
kapıdan 400 pound değerinde bir elektroansefalo itecek
17:12
through the door?
410
1017000
2000
biri mi?
17:14
Liespotters rely on human tools.
411
1019000
4000
Yalan gözcüleri insan araçlarına güvenirler.
17:18
They know, as someone once said,
412
1023000
2000
Biliyorlar ki, eskilerin dediği gibi,
17:20
"Character's who you are in the dark."
413
1025000
2000
"Karakter karanlıkta ortaya çıkar."
17:22
And what's kind of interesting
414
1027000
2000
Ve ilginç olan şey ise
17:24
is that today we have so little darkness.
415
1029000
2000
günümüzde çok az karanlık var.
17:26
Our world is lit up 24 hours a day.
416
1031000
3000
Dünyamız günün her saatinde aydınlık.
17:29
It's transparent
417
1034000
2000
Yaşamlarını
17:31
with blogs and social networks
418
1036000
2000
halka açık yaşama seçimi yapmış
17:33
broadcasting the buzz of a whole new generation of people
419
1038000
2000
yepyeni bir nesil insanların seslerini yayınlayan
17:35
that have made a choice to live their lives in public.
420
1040000
3000
bloglar ve sosyal ağlarla apaçık ortada.
17:38
It's a much more noisy world.
421
1043000
4000
Çok daha gürültülü bir dünya.
17:42
So one challenge we have
422
1047000
2000
Bu nedenle sahip olduğumuz
17:44
is to remember,
423
1049000
2000
bir zorluk, aşırı paylaşımın
17:46
oversharing, that's not honesty.
424
1051000
3000
dürüstlük olmadığını hatırlamak.
17:49
Our manic tweeting and texting
425
1054000
2000
Delice tweetlemek ve mesajlaşmak
17:51
can blind us to the fact
426
1056000
2000
insan terbiyesinin --
17:53
that the subtleties of human decency -- character integrity --
427
1058000
3000
karakter bütünlüğünün -- inceliklerinin hala önemli olduğu
17:56
that's still what matters, that's always what's going to matter.
428
1061000
3000
her zaman önemli olacağı gerçeğinden uzaklaştırabilir.
17:59
So in this much noisier world,
429
1064000
2000
Yani bu daha da gürültülü dünyada,
18:01
it might make sense for us
430
1066000
2000
ahlak kodumuz hakkında
18:03
to be just a little bit more explicit
431
1068000
2000
biraz daha açık olmamız, bizim
18:05
about our moral code.
432
1070000
3000
için mantıklı gelebilir.
18:08
When you combine the science of recognizing deception
433
1073000
2000
Yalancılığı farketmenin bilimi ile görme, dinleme sanatını
18:10
with the art of looking, listening,
434
1075000
2000
birleştirdiğinizde, bir yalana
18:12
you exempt yourself from collaborating in a lie.
435
1077000
3000
işbrliği yapmaktan kendinizi kurtarırsınız.
18:15
You start up that path
436
1080000
2000
Biraz daha açık olma
18:17
of being just a little bit more explicit,
437
1082000
2000
yolunda adım adım ilerlersiniz,
18:19
because you signal to everyone around you,
438
1084000
2000
çünkü çevrenizdeki herkese şunu işaret edersiniz:
18:21
you say, "Hey, my world, our world,
439
1086000
3000
"Hey, benim dünyam, bizim dünyamız,
18:24
it's going to be an honest one.
440
1089000
2000
dürüst bir dünya olacak.
18:26
My world is going to be one where truth is strengthened
441
1091000
2000
Benim dünyam, doğrunun güç kazandığı ve sahteliğin
18:28
and falsehood is recognized and marginalized."
442
1093000
3000
farkedildiği ve dışlandığı bir dünya olacak."
18:31
And when you do that,
443
1096000
2000
Ve bunu yaptığınızda,
18:33
the ground around you starts to shift just a little bit.
444
1098000
3000
bastığınız zemin biraz da olsa hareket etmeye başlayacak.
18:36
And that's the truth. Thank you.
445
1101000
3000
Ve doğrusu da bu. Teşekkürler.
18:39
(Applause)
446
1104000
5000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Pamela Meyer - Lie detectorPamela Meyer thinks we’re facing a pandemic of deception, but she’s arming people with tools that can help take back the truth.
Why you should listen
Social media expert Pamela Meyer can tell when you’re lying. If it’s not your words that give you away, it’s your posture, eyes, breathing rate, fidgets, and a host of other indicators. Worse, we are all lied to up to 200 times a day, she says, from the white lies that allow society to function smoothly to the devastating duplicities that bring down corporations and break up families.
Working with a team of researchers over several years, Meyer, who is CEO of social networking company Simpatico Networks, collected and reviewed most of the research on deception that has been published, from such fields as law-enforcement, military, psychology and espionage. She then became an expert herself, receiving advanced training in deception detection, including multiple courses of advanced training in interrogation, microexpression analysis, statement analysis, behavior and body language interpretation, and emotion recognition. Her research is synthetized in her bestselling book Liespotting.
More profile about the speakerWorking with a team of researchers over several years, Meyer, who is CEO of social networking company Simpatico Networks, collected and reviewed most of the research on deception that has been published, from such fields as law-enforcement, military, psychology and espionage. She then became an expert herself, receiving advanced training in deception detection, including multiple courses of advanced training in interrogation, microexpression analysis, statement analysis, behavior and body language interpretation, and emotion recognition. Her research is synthetized in her bestselling book Liespotting.
Pamela Meyer | Speaker | TED.com