TED2013
Eleanor Longden: The voices in my head
Eleanor Longden: Kafamdaki Sesler
Filmed:
Readability: 5
4,913,445 views
Dış görünüş itibariyle Eleanor Longden, diğer tüm öğrencilerden farksızdı, büyük beklentilerle üniversiteye gidiyordu ve dünya umurunda değildi. Ta ki kafasının içinde sesler duymaya başlayıncaya kadar... Özünde masum olan bu iç sesler giderek düşmanca ve diktatörce davranmaya başladı, hayatını bir kabusa çevirdi. Şizofreni tanısı konan, hastaneye yatırılan ve ilaçlar alan Longden, ona nasıl yardım edeceğini bilmeyen bir sistem tarafından dışlanmıştı. Longden zihinsel sağlığını geri kazanıncaya dek süren yılların etkileyici hikayesini anlatırken, hayatta kalmak için sesleri dinlemesini öğrenmesi gerektiğini söylüyor.
Eleanor Longden - Research psychologist
Eleanor Longden overcame her diagnosis of schizophrenia to earn a master’s in psychology and demonstrate that the voices in her head were “a sane reaction to insane circumstances.” Full bio
Eleanor Longden overcame her diagnosis of schizophrenia to earn a master’s in psychology and demonstrate that the voices in her head were “a sane reaction to insane circumstances.” Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
The day I left home for the first time
0
934
1857
Üniversiteye gitmek için
00:14
to go to university was a bright day
1
2791
2181
evden ayrıldığım gün
güzel bir gündü,
güzel bir gündü,
00:16
brimming with hope and optimism.
2
4972
2544
umut ve iyimserlikle doluydu.
00:19
I'd done well at school. Expectations for me were high,
3
7516
2947
Okulda iyi iş çıkarmıştım.
Üzerimdeki beklentiler yüksekti
Üzerimdeki beklentiler yüksekti
00:22
and I gleefully entered the student life
4
10463
2175
ve dersler,partiler ve trafik konisi hırsızlıklarıyla dolu
00:24
of lectures, parties and traffic cone theft.
5
12638
3599
öğrencilik hayatıma neşeyle başladım.
00:28
Now appearances, of course, can be deceptive,
6
16237
2677
Elbette görünüş aldatıcı olabilir
00:30
and to an extent, this feisty, energetic persona
7
18914
3115
ve bu derslere giden, trafik konileri çalan
00:34
of lecture-going and traffic cone stealing was a veneer,
8
22029
3155
enerjik kişilik bir noktaya kadar bir maskeydi,
00:37
albeit a very well-crafted and convincing one.
9
25184
3039
her ne kadar iyi işlenmiş ve ikna edici de olsa.
00:40
Underneath, I was actually deeply unhappy, insecure
10
28223
3426
Derinlerde ise gerçekten çok mutsuz, güvensiz
00:43
and fundamentally frightened --
11
31649
2214
ve içten içe korku doluydum --
00:45
frightened of other people, of the future, of failure
12
33863
3623
diğer insanlardan, gelecekten, başarısızlıktan
00:49
and of the emptiness that I felt was within me.
13
37486
2353
ve içimde hissettiğim boşluktan korkuyordum.
00:51
But I was skilled at hiding it, and from the outside
14
39839
2456
Ancak bunu saklamakta becerikliydim, dışarıdan bakınca
00:54
appeared to be someone with everything to hope for
15
42295
2187
istediği her şeyi elde edebilecek, umut edebilecek
00:56
and aspire to.
16
44482
1514
bir insandım.
00:57
This fantasy of invulnerability was so complete
17
45996
3206
Bu yenilmezlik fantazisi o kadar bütünlüklüydü ki
01:01
that I even deceived myself,
18
49202
1712
kendimi bile kandırmıştım
01:02
and as the first semester ended and the second began,
19
50914
2542
ve ilk dönem bitip ikinci dönem başladığında,
01:05
there was no way that anyone could have predicted
20
53456
2538
kimsenin olacakları tahmin edebilmesine
01:07
what was just about to happen.
21
55994
2623
imkan yoktu.
01:10
I was leaving a seminar when it started,
22
58617
3133
Başladığında bir seminerden çıkmak üzereydim,
01:13
humming to myself, fumbling with my bag
23
61750
2161
daha önce bir çok kez yaptığım gibi
01:15
just as I'd done a hundred times before,
24
63911
2423
çantamı karıştırıyor, kendi kendime mırıldanıyordum,
01:18
when suddenly I heard a voice calmly observe,
25
66334
2476
aniden (beni) sakince (gözleyen) bir ses duydum
01:20
"She is leaving the room."
26
68810
2192
"Odadan çıkıyor."
01:23
I looked around, and there was no one there,
27
71002
1415
Etrafıma baktım, kimse yoktu
01:24
but the clarity and decisiveness of the comment
28
72417
2674
ancak bu yorumun netliği ve kararlılığı
01:27
was unmistakable.
29
75091
1844
barizdi.
01:28
Shaken, I left my books on the stairs and hurried home,
30
76935
2610
Sarsılmış bir şekilde, kitaplarımı merdivenlerde bıraktım ve aceleyle eve gittim
01:31
and there it was again.
31
79545
1273
ve yine oradaydı.
01:32
"She is opening the door."
32
80818
2063
"Kapıyı açıyor."
01:34
This was the beginning. The voice had arrived.
33
82881
3972
Bu başlangıçtı. Ses ortaya çıkmıştı
01:38
And the voice persisted,
34
86853
2247
ve ısrar ediyordu,
01:41
days and then weeks of it, on and on,
35
89100
2465
günlerce, haftalarca, yaptığım her şeyi
01:43
narrating everything I did in the third person.
36
91565
2179
üçüncü kişi olarak anlatmaya devam etti.
01:45
"She is going to the library."
37
93744
1742
"Kütüphaneye gidiyor."
01:47
"She is going to a lecture."
38
95486
1595
"Derse gidiyor."
01:49
It was neutral, impassive and even, after a while,
39
97081
3336
Ses nötrdü, pasifti ve hatta bir süre sonra
01:52
strangely companionate and reassuring,
40
100417
2582
tuhaf bir şekilde arkadaşça ve güven vericiydi,
01:54
although I did notice that its calm exterior sometimes slipped
41
102999
3441
ancak bazen o sakin dış ses olmaktan çıkıp
01:58
and that it occasionally mirrored my own unexpressed emotion.
42
106440
3101
kendi ifade edilmemiş duygularımın bir aynası oluyordu,
02:01
So, for example, if I was angry and had to hide it,
43
109541
2612
Örneğin kızgınsam ve bunu gizlemem gerekiyorsa
02:04
which I often did, being very adept at concealing how I really felt,
44
112153
3366
ki nasıl hissetiğimi gizlemek konusunda uzman olmama rağmen, bunu sıkça yaşıyordum,
02:07
then the voice would sound frustrated.
45
115519
2337
o zaman ses gergin geliyordu.
02:09
Otherwise, it was neither sinister nor disturbing,
46
117856
2813
Yoksa ne sinsi ne de rahatsız ediciydi,
02:12
although even at that point it was clear
47
120669
2110
fakat bir noktadan sonra netleşti ki, ses
02:14
that it had something to communicate to me
48
122779
1826
duygularımla, özellikle de ulaşılması güç
02:16
about my emotions, particularly emotions
49
124605
2569
duygularımla iletişim kurmamı
02:19
which were remote and inaccessible.
50
127174
3086
sağlamaya çalışıyordu.
02:22
Now it was then that I made a fatal mistake,
51
130260
3123
İşte tam da burada ölümcül bir hata yaptım,
02:25
in that I told a friend about the voice, and she was horrified.
52
133383
3203
bir arkadaşıma sesten bahsettim ve dehşete düştü.
02:28
A subtle conditioning process had begun,
53
136586
2245
Üstü kapalı bir şartlanma süreci başlamıştı,
02:30
the implication that normal people don't hear voices
54
138831
3689
normal insanların sesler duymadığı varsayımı
02:34
and the fact that I did meant that something was very seriously wrong.
55
142520
3353
ve bunun benim başıma gelmiş olması, ciddi bir sorun olduğu anlamına geliyordu.
02:37
Such fear and mistrust was infectious.
56
145873
3393
Böylesi bir korku ve güvensizlik bulaşıcıdır.
02:41
Suddenly the voice didn't seem quite so benign anymore,
57
149266
3065
Birden ses, artık o kadar da iyi huylu gelmemeye başladı,
02:44
and when she insisted that I seek medical attention,
58
152331
2112
ve arkadaşım tıbbi yardım
almam konusunda ısrar ettiğinde
almam konusunda ısrar ettiğinde
02:46
I duly complied, and which proved to be
59
154443
2460
usül gereği kabul ettim ve bu da
02:48
mistake number two.
60
156903
1747
ikinci hatam oldu.
02:50
I spent some time telling the college G.P.
61
158650
2146
Üniversite rektörüne* bana göre gerçek sorunun nerde olduğunu
02:52
about what I perceived to be the real problem:
62
160796
2169
anlatabilmek için baya zaman harcadım:
02:54
anxiety, low self-worth, fears about the future,
63
162965
2902
anksiyete, düşük özsaygı, gelecekle ilgili korkular...
02:57
and was met with bored indifference
64
165867
1773
ve karşılaştığım şey bıkkın bir kayıtsızlıktı
02:59
until I mentioned the voice,
65
167640
1794
ta ki sesten bahsedene kadar.
03:01
upon which he dropped his pen, swung round
66
169434
1951
Bunun üzerine, elinde salladığı kalemini düşürdü
03:03
and began to question me with a show of real interest.
67
171385
2784
ve bana gerçekten ilgi göstererek
sorular sormaya başladı.
sorular sormaya başladı.
03:06
And to be fair, I was desperate for interest and help,
68
174169
2644
Dürüst olmak gerekirse, ilgi görmek ve yardım almak için çırpınıyordum
03:08
and I began to tell him about my strange commentator.
69
176813
2846
ve o tuhaf yorumcumla ilgili konuşmaya başladım
03:11
And I always wish, at this point, the voice had said,
70
179659
1928
ve tam da bu noktada, ses için
03:13
"She is digging her own grave."
71
181587
2312
keşke "Kendi mezarını kazıyor." deseydi diyorum.
03:15
I was referred to a psychiatrist, who likewise
72
183899
3525
Bir psikiyatriste yönlendirildim, ki o da
03:19
took a grim view of the voice's presence,
73
187424
2557
benzer şekilde, sesin varlığını korkutucu buldu,
03:21
subsequently interpreting everything I said
74
189981
1874
söylediğim her şeyi, hemen akabinde yorumluyordu,
03:23
through a lens of latent insanity.
75
191855
2534
bunu gizli bir delilik olarak görerek...
03:26
For example, I was part of a student TV station
76
194389
2933
Örneğin, kampüs çevresinde
haber bülteni yayınlayan bir
haber bülteni yayınlayan bir
03:29
that broadcast news bulletins around the campus,
77
197322
2552
öğrenci televizyonunda çalışıyordum,
03:31
and during an appointment which was running very late,
78
199874
2050
ve saatini aşan bir randevu sırasında dedim ki
03:33
I said, "I'm sorry, doctor, I've got to go.
79
201924
1249
"Üzgünüm, Doktor, ben gitmek zorundayım.
03:35
I'm reading the news at six."
80
203173
1518
Saat altıda haberleri sunuyorum."
03:36
Now it's down on my medical records that Eleanor
81
204691
1443
Bu tıbbi kayıtlarıma; Eleanor bir televizyon kanalında
03:38
has delusions that she's a television news broadcaster.
82
206134
4041
haber sunuculuğu yaptığına dair
hayaller görüyor' olarak geçti.
hayaller görüyor' olarak geçti.
03:42
It was at this point that events began
83
210175
3449
Tam da bu noktada olaylar
03:45
to rapidly overtake me.
84
213624
2230
beni hızla aşmaya başladı.
03:47
A hospital admission followed, the first of many,
85
215854
2396
Bunu bir hastane girişi takip etti, birçoğunun ilkiydi bu,
03:50
a diagnosis of schizophrenia came next,
86
218250
2912
sonra da şizofreni tanısı geldi
03:53
and then, worst of all, a toxic, tormenting sense
87
221162
3608
ve sonra, en kötüsü; kendime ve umutlarıma dair
03:56
of hopelessness, humiliation and despair
88
224770
3378
zehirli, işkence eden bir umutsuzluk,
04:00
about myself and my prospects.
89
228148
2535
utanç ve çaresizlik duygusu...
04:02
But having been encouraged to see the voice
90
230683
2433
Sesi bir deneyim olarak değil ama
04:05
not as an experience but as a symptom,
91
233116
2556
bir semptom olarak görmeye
teşvik edilmiş olduğumdan
teşvik edilmiş olduğumdan
04:07
my fear and resistance towards it intensified.
92
235672
3096
korkum ve direncim yoğunlaştı.
04:10
Now essentially, this represented taking
93
238768
2084
Şimdi, esas olarak bu durum,
04:12
an aggressive stance towards my own mind,
94
240852
2052
kendi zihnime karşı aldığım
agresif bir tutumu temsil ediyordu
agresif bir tutumu temsil ediyordu
04:14
a kind of psychic civil war,
95
242904
2391
bir tür psişik iç savaş
04:17
and in turn this caused the number of voices to increase
96
245295
2934
ve bunun karşılığında seslerin artmasına sebep oldu,
04:20
and grow progressively hostile and menacing.
97
248229
3385
giderek düşmanlaşıyor ve tehdit edici oluyordu.
04:23
Helplessly and hopelessly, I began to retreat
98
251614
3480
Çaresizce ve umutsuzca, kabusa benzeyen
04:27
into this nightmarish inner world
99
255094
2139
iç dünyama kapanmaya başladım.
04:29
in which the voices were destined to become
100
257233
1908
ki bu dünyada sesler, hem bana zarar veren
04:31
both my persecutors and my only perceived companions.
101
259141
4186
hem de algılayabildiğim tek arkadaşlarımdı.
04:35
They told me, for example, that if I proved myself worthy
102
263327
3079
Örneğin, eğer onların yardımlarına
layık olduğumu kanıtlarsam
layık olduğumu kanıtlarsam
04:38
of their help, then they could change my life
103
266406
1958
o zaman onlar, benim hayatımı değişebilir,
04:40
back to how it had been,
104
268364
1406
tıpkı eskiden olduğu hale getirebilirlerdi
04:41
and a series of increasingly bizarre tasks was set,
105
269770
2740
ve giderek daha da tuhaflaşan görevler gelmeye başladı,
04:44
a kind of labor of Hercules.
106
272510
2025
bir çeşit Herkül görevi.*
04:46
It started off quite small, for example,
107
274535
1961
Başlarda oldukça küçük görevlerdi, örneğin,
04:48
pull out three strands of hair,
108
276496
1716
üç tane saç teli çekmek gibi.
04:50
but gradually it grew more extreme,
109
278212
1574
Ama yavaş yavaş aşırılaşmaya başladı,
04:51
culminating in commands to harm myself,
110
279786
2337
kendime zarar vermek gibi emirlere dönüştü
04:54
and a particularly dramatic instruction:
111
282123
2170
ve özellikle dramatik talimatlar haline geldi:
04:56
"You see that tutor over there?
112
284293
1713
"Şurdaki öğretmeni görüyor musun?
04:58
You see that glass of water?
113
286006
1298
Şurdaki suyu görüyor musun?
04:59
Well, you have to go over and pour it over him in front of the other students."
114
287304
2798
O halde, gidip diğer öğrencilerin önünde suyu
onun üzerine dökmen gerek."
onun üzerine dökmen gerek."
05:02
Which I actually did, and which needless to say
115
290102
1947
ki bunu yaptım da ve söylemeye gerek yok belki ama
05:04
did not endear me to the faculty.
116
292049
1997
bu fakültede pek sevilmeme yol açmadı tabi.
05:06
In effect, a vicious cycle of fear, avoidance,
117
294046
4304
Sonuç olarak, korku, kaçınma, güvensizlik
05:10
mistrust and misunderstanding had been established,
118
298350
2858
ve yanlış anlamalarla dolu bir kısır döndü oluşmuştu
05:13
and this was a battle in which I felt powerless
119
301208
2752
ve bu, kendimi güçsüz hissettiğim bir savaştı,
05:15
and incapable of establishing any kind of peace or reconciliation.
120
303960
4377
her türlü barış ve uzlaşma kurabilmekten acizdim.
05:20
Two years later, and the deterioration was dramatic.
121
308337
3658
İki yıl sonra rahatsızlığım dramatik bir şekilde ilerlemişti.
05:23
By now, I had the whole frenzied repertoire:
122
311995
3708
Artık bütün o çılgın repertuara sahiptim:
05:27
terrifying voices, grotesque visions,
123
315703
2989
korkunç sesler, grotesk görüntüler,
05:30
bizarre, intractable delusions.
124
318692
2768
tuhaf, inatçı sanrılar.
05:33
My mental health status had been a catalyst
125
321460
2196
Akıl sağlığım; ayrımcılık, sözlü taciz,
05:35
for discrimination, verbal abuse,
126
323656
2589
fiziksel ve cinsel saldırılar için
05:38
and physical and sexual assault,
127
326245
2155
bir katalizör haline gelmişti
05:40
and I'd been told by my psychiatrist,
128
328400
1763
ve psikiyatristim bana:
05:42
"Eleanor, you'd be better off with cancer,
129
330163
2432
"Eleanor, kanser olsaydın
senin için daha iyi olurdu,
senin için daha iyi olurdu,
05:44
because cancer is easier to cure than schizophrenia."
130
332595
3753
kanser tedavisi şizofreni tedavisinden kolaydır çünkü."
05:48
I'd been diagnosed, drugged and discarded,
131
336348
3392
Tanım konmuş, ilaçlarım verllmiş ve göz ardı edilmiştim
05:51
and was by now so tormented by the voices
132
339740
2076
ve bu zamana kadar sesler tarafından o kadar işkence görmüştüm ki
05:53
that I attempted to drill a hole in my head
133
341816
2205
onları kafamdan atmak için
05:56
in order to get them out.
134
344021
2856
kafamda bir delik açma teşebbüsünde bulundum.
05:58
Now looking back on the wreckage and despair of those years,
135
346877
4101
Şimdi geriye dönüp, yıkım ve umutsuzlukla geçen o yıllara baktığımda,
06:02
it seems to me now as if someone died in that place,
136
350978
3070
sanki orada birisi ölmüş gibi geliyor
06:06
and yet, someone else was saved.
137
354048
3717
ve ardından, başka biri kurtuldu.
06:09
A broken and haunted person began that journey,
138
357765
3314
Kırılmış ve lanetlenmiş bir insan başlamıştı o yolculuğa.
06:13
but the person who emerged was a survivor
139
361079
2933
Ama ortaya çıkan kişi, hayatta kalmayı başaran kişiydi
06:16
and would ultimately grow into the person
140
364012
2274
ve sonuçta olmam gereken
06:18
I was destined to be.
141
366286
2124
kişiye dönüştüm.
06:20
Many people have harmed me in my life,
142
368410
2688
Birçok kişi bana hayatım boyunca zarar verdi
06:23
and I remember them all,
143
371098
1494
ve ben hepsini hatırlıyorum.
06:24
but the memories grow pale and faint
144
372592
2801
Ama bana yardımcı olan insanlar ile karşılaştırınca onlar
06:27
in comparison with the people who've helped me.
145
375393
3692
solgun ve silik anılar haline geldiler.
06:31
The fellow survivors, the fellow voice-hearers,
146
379085
2620
Kurtulan arkadaşlar, diğer ses duyan insanlar,
06:33
the comrades and collaborators;
147
381705
2272
yoldaşlar ve birlikte çalıştıklarım;
06:35
the mother who never gave up on me,
148
383977
2328
Benden asla vazgeçmeyen,
06:38
who knew that one day I would come back to her
149
386305
2608
bir gün ona geri geleceğimi bilen
06:40
and was willing to wait for me for as long as it took;
150
388913
3670
ve ne kadar sürerse sürsün
beklemeye razı olan annem;
beklemeye razı olan annem;
06:44
the doctor who only worked with me for a brief time
151
392583
2537
benimle sadece kısa bir süre için çalışan ama
06:47
but who reinforced his belief that recovery
152
395120
1954
tedavinin yalnızca mümkün olduğu değil
06:49
was not only possible but inevitable,
153
397074
2432
aynı zamanda kaçınılmaz olduğu inancını pekiştiren,
06:51
and during a devastating period of relapse
154
399506
2403
o tekrarlayan, yıkıcı dönemde dehşete düşmüş aileme
06:53
told my terrified family, "Don't give up hope.
155
401909
2900
"Umudunuzu yitirmeyin" diyen doktor.
06:56
I believe that Eleanor can get through this.
156
404809
3013
"Eleanor bunu atlatabilir.
06:59
Sometimes, you know, it snows as late as May,
157
407822
2838
Bilirsiniz, bazen Mayıs'a kadar kar yağmaz,
07:02
but summer always comes eventually."
158
410660
3426
Ama her zaman, sonunda yaz gelir."
07:06
Fourteen minutes is not enough time
159
414086
1854
On dört dakika, benim için, benimle birlikte savaşan
07:07
to fully credit those good and generous people
160
415940
2936
o ıssız ve acı dolu yerden geri geldiğimde
07:10
who fought with me and for me
161
418876
1977
bana hoş geldin diyebilmek için bekleyen
07:12
and who waited to welcome me back
162
420853
1799
tüm o cömert ve iyi insanların
hakkını vermek için
hakkını vermek için
07:14
from that agonized, lonely place.
163
422652
2499
yeterli bir zaman değil
07:17
But together, they forged a blend of courage,
164
425151
2137
Ama hep birlikte, bir çeşit cesaret, yaratıcılık,
07:19
creativity, integrity, and an unshakeable belief
165
427288
3616
dürüstlük ve sarsılmaz bir inanç bütünlüğü yaratarak
07:22
that my shattered self could become healed and whole.
166
430904
3849
parçalanmış benliğimin iyileşmesini ve bütünleşmesini sağladılar.
07:26
I used to say that these people saved me,
167
434753
1900
Eskiden bu insanların beni kurtardıklarını söylerdim,
07:28
but what I now know is they did something
168
436653
1370
ama şimdi, bundan da önemli bir şeyi,
07:30
even more important in that they empowered me
169
438023
2648
kendi kendimi kurtarabilmem için
07:32
to save myself,
170
440671
1622
bana güç verdiklerini biliyorum
07:34
and crucially, they helped me to understand something
171
442293
2514
ve en önemlisi, her zaman şüphelendiğim bir şeyi
07:36
which I'd always suspected:
172
444807
1614
anlamama yardımcı oldular:
07:38
that my voices were a meaningful response
173
446421
2388
duyduğum seslerin travmatik yaşam olayları, özellikle de
07:40
to traumatic life events, particularly childhood events,
174
448809
2950
çocukukta yaşadıklarıma karşı verilen anlamlı bir tepki olduğunu
07:43
and as such were not my enemies
175
451759
1849
ve bu nedenle seslerin düşmanım değil,
07:45
but a source of insight into solvable emotional problems.
176
453608
4752
çözülmesi mümkün duygusal sorunlara dair bir içgörü kaynağı olduklarını...
07:50
Now, at first, this was very difficult to believe,
177
458360
3070
Elbette başta buna inanmak oldukça zordu,
07:53
not least because the voices appeared so hostile
178
461430
2374
çünkü sesler o kadar düşmanca ve tehditkardı ki
07:55
and menacing, so in this respect, a vital first step
179
463804
3346
bu açıdan hayati önem arzeden o ilk adım
07:59
was learning to separate out a metaphorical meaning
180
467150
2715
önceleri katıksız gerçek olarak algıladığım
08:01
from what I'd previously interpreted to be a literal truth.
181
469865
3778
mecazi anlamları ayıklamayı öğrenmek oldu
08:05
So for example, voices which threatened to attack my home
182
473643
3150
Örneğin, evime saldırmakla tehdit eden sesleri
08:08
I learned to interpret as my own sense of fear
183
476793
2729
gerçek, nesnel bir tehlike yerine
08:11
and insecurity in the world, rather than an actual, objective danger.
184
479522
3658
dünyaya karşı hissettiğim korku ve güvensizlik duygusu olarak yorumlamayı öğrendim.
08:15
Now at first, I would have believed them.
185
483180
2156
Başta onlara inanıyordum.
08:17
I remember, for example, sitting up one night
186
485336
1572
Örneğin, bir gece annemlerin odasının dışında oturduğumu,
08:18
on guard outside my parents' room to protect them
187
486908
2470
onları, gerçek olduklarına inandığım seslerden
08:21
from what I thought was a genuine threat from the voices.
188
489378
3244
korumak için tetikte olduğumu hatırlıyorum.
08:24
Because I'd had such a bad problem with self-injury
189
492622
2514
Kendi kendimi yaralamak gibi kötü bir alışkanlığım olduğu için
08:27
that most of the cutlery in the house had been hidden,
190
495136
2441
evdeki çatalların çoğunu gizlemişlerdi,
08:29
so I ended up arming myself with a plastic fork,
191
497577
2649
ben de bu yüzden kendimi plastik çatalla silahlandırmıştım sonunda,
08:32
kind of like picnic ware, and sort of sat outside the room
192
500226
2607
bir çeşit piknik eşyasıydı ve ben odanın dışında
08:34
clutching it and waiting to spring into action should anything happen.
193
502833
3893
çatalı kavramış, harekete geçmek için bekler vaziyetteydim.
08:38
It was like, "Don't mess with me.
194
506726
1672
Sanki "Benimle uğraşma" der gibi.
08:40
I've got a plastic fork, don't you know?"
195
508398
2733
"Plastik çatalım var, görmüyor musun?"
08:43
Strategic.
196
511131
1480
Stratejik.
08:44
But a later response, and much more useful,
197
512611
2606
Ancak sonraları verdiğim ve
çok daha faydalı olan bir tepki,
çok daha faydalı olan bir tepki,
08:47
would be to try and deconstruct the message behind the words,
198
515217
4419
kelimelerin ardında yatan mesajı çözümlemek oldu.
08:51
so when the voices warned me not to leave the house,
199
519636
3021
Örneğin, sesler beni evden çıkmamam için uyardığı zaman
08:54
then I would thank them for drawing my attention
200
522657
2076
dikkatimi, kendimi ne kadar güvensiz hissettiğime çektikleri için
08:56
to how unsafe I felt --
201
524733
1217
onlara teşekkür ediyordum,
08:57
because if I was aware of it, then I could do something positive about it --
202
525950
2893
çünkü bunun farkında olursam eğer, bu konuda olumlu bir şey yapabilirdim --
09:00
but go on to reassure both them and myself
203
528843
2487
ve hem onları hem de kendimi,
artık güvende olduğumuza
artık güvende olduğumuza
09:03
that we were safe and didn't need to feel frightened anymore.
204
531330
3499
ve korkmamıza gerek olmadığına dair güven veriyordum.
09:06
I would set boundaries for the voices,
205
534829
1489
Sesler için sınırlar belirliyordum
09:08
and try to interact with them in a way that was assertive
206
536318
2250
ve iddialı bir şekilde etkileşimde bulunmaya çalışıyordum
09:10
yet respectful, establishing a slow process
207
538568
2745
ancak saygılı; iletişim ve işbirliğine dayalı
09:13
of communication and collaboration
208
541313
2356
yavaş bir süreç oluşturarak,
09:15
in which we could learn to work together and support one another.
209
543669
3299
böylece birlikte çalışabilir ve birbirimize destek olmayı öğrenebilirdik.
09:18
Throughout all of this, what I would ultimately realize
210
546968
2381
Tüm bu olanlardan sonra, en nihayetinde anlayacağım şey şuydu:
09:21
was that each voice was closely related
211
549349
2147
Her bir ses, belirli bir özelliğimle yakından ilişkiliydi
09:23
to aspects of myself, and that each of them
212
551496
2309
ve daha önce üzerine gitme ya da
09:25
carried overwhelming emotions that I'd never had
213
553805
2047
çözümleme fırsatı bulamadığım
09:27
an opportunity to process or resolve,
214
555852
2341
bunaltıcı duygular barındırıyordu;
09:30
memories of sexual trauma and abuse,
215
558193
2560
cinsel travma ve taciz,
09:32
of anger, shame, guilt, low self-worth.
216
560753
2911
öfke, utanç, suçluluk, düşük öz-değer ile ilgili anılar.
09:35
The voices took the place of this pain
217
563664
2500
Sesler bu acıların yerini alıp
09:38
and gave words to it,
218
566164
1487
onları kelimelere dönüştürdü
09:39
and possibly one of the greatest revelations
219
567651
1839
ve muhtemelen en büyük
aydınlanmalarımdan biri
aydınlanmalarımdan biri
09:41
was when I realized that the most hostile and aggressive voices
220
569490
3000
en saldırgan ve agresif seslerin
09:44
actually represented the parts of me
221
572490
1747
aslında en çok yara almış yanlarım
09:46
that had been hurt most profoundly,
222
574237
2237
olduklarını anlamaktı
09:48
and as such, it was these voices
223
576474
2152
ve bu nedenle, bu sesler
09:50
that needed to be shown the greatest compassion and care.
224
578626
3342
en fazla şefkat ve ilgi gösterilmesi gereken seslerdi.
09:53
It was armed with this knowledge that ultimately
225
581968
3015
Bu bilgilerle donatılmış
olarak sonunda ben,
olarak sonunda ben,
09:56
I would gather together my shattered self,
226
584983
2288
parçalanmış benliğimi bir araya getirecektim.
09:59
each fragment represented by a different voice,
227
587271
2615
Her bir parçam farklı bir ses tarafından temsil ediliyordu,
10:01
gradually withdraw from all my medication,
228
589886
2051
yavaş yavaş ilaçları bırakmaya başladım
10:03
and return to psychiatry, only this time from the other side.
229
591937
4688
ve psikiyatriye, bu sefer öteki taraftan geri döndüm.
10:08
Ten years after the voice first came, I finally graduated,
230
596625
3598
Sonunda, sesin gelişinden on yıl sonra,
10:12
this time with the highest degree in psychology
231
600223
1894
Psikoloji bölümünde üniversitenin
bu zamana kadar verdiği en yüksek derece ile
bu zamana kadar verdiği en yüksek derece ile
10:14
the university had ever given, and one year later,
232
602117
2458
mezun oldum ve bir yıl sonra
10:16
the highest masters, which shall we say
233
604575
1779
en iyi yüksek lisans derecesi ile bitirdim, ki bu da
10:18
isn't bad for a madwoman.
234
606354
1826
deli bir kadın için fena sayılmaz.
10:20
In fact, one of the voices actually dictated the answers
235
608180
2409
Aslında, bir sınav sırasında seslerden biri
10:22
during the exam, which technically possibly counts as cheating.
236
610589
3230
cevapları bana dikte etmişti, ki bu teknik açıdan muhtemelen hile sayılır.
10:25
(Laughter)
237
613819
1683
(Kahkahalar)
10:27
And to be honest, sometimes I quite enjoyed their attention as well.
238
615502
2734
Ve dürüst olmak gerekirse, bazen onların ilgisi baya hoşuma gidiyordu.
10:30
As Oscar Wilde has said, the only thing worse
239
618236
1553
Oscar Wilde'ın dediği gibi, hakkında konuşuluyor olmasından
10:31
than being talked about is not being talked about.
240
619789
3131
daha kötü bir şey varsa, o da hakkında konuşulmuyor olmasıdır.
10:34
It also makes you very good at eavesdropping,
241
622920
2072
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor,
10:36
because you can listen to two conversations simultaneously.
242
624992
2323
çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz.
10:39
So it's not all bad.
243
627315
1895
Hiç de kötü değil.
10:41
I worked in mental health services,
244
629210
1543
Zihinsel Sağlık Hizmetleri'nde çalıştım,
10:42
I spoke at conferences,
245
630753
2369
konferanslarda konuştum,
10:45
I published book chapters and academic articles,
246
633122
2268
kitap bölümleri ve akademik makaleler yayınlandım
10:47
and I argued, and continue to do so,
247
635390
2832
ve şimdi size anlatacağım kavramı tartıştım
10:50
the relevance of the following concept:
248
638222
2244
ve bunu tartışmaya devam edeceğim:
10:52
that an important question in psychiatry
249
640466
2252
Psikiyatri'de sorulması gereken önemli bir sorunun
10:54
shouldn't be what's wrong with you
250
642718
1543
"Senin sorunun ne?" değil
10:56
but rather what's happened to you.
251
644261
2705
"Sana ne oldu?" olması gerektiği...
10:58
And all the while, I listened to my voices,
252
646966
2862
Sonuç olarak, onca zaman boyunca
11:01
with whom I'd finally learned to live with peace and respect
253
649828
2604
huzur ve saygı çerçevesi içinde
birlikte yaşamayı öğrendiğim sesleri dinledim
birlikte yaşamayı öğrendiğim sesleri dinledim
11:04
and which in turn reflected a growing sense
254
652432
2396
ve karşılığında, kendime karşı bir şefkat duygusu,
11:06
of compassion, acceptance and respect towards myself.
255
654828
3663
kabul ve saygı olarak yansıdı.
11:10
And I remember the most moving and extraordinary moment
256
658491
3158
En inanılmaz ve dokunaklı anın ise
11:13
when supporting another young woman who was terrorized by her voices,
257
661649
2930
seslerden dehşete düşmüş başka
bir genç kadına yardım ederken
bir genç kadına yardım ederken
11:16
and becoming fully aware, for the very first time,
258
664579
2599
ilk defa, artık bu şekilde hissetmediğimi
11:19
that I no longer felt that way myself
259
667178
2676
fark ettiğim zaman olduğunu hatırlıyorum.
11:21
but was finally able to help someone else who was.
260
669854
3724
Sonunda başkasına yardım etmem mümkün olmuştu.
11:25
I'm now very proud to be a part of Intervoice,
261
673578
3568
Şimdi Intervoice'un bir parçası olmaktan gurur duyuyorum,
11:29
the organizational body of the International Hearing Voices Movement,
262
677146
3969
Uluslararası Ses İşitme Hareketi'nin organizasyonel kuruluşu,
11:33
an initiative inspired by the work of Professor Marius Romme
263
681115
3383
Profesör Marius Romme ve Dr Sandra Escher'in çalışmasından
11:36
and Dr. Sandra Escher,
264
684498
1252
ilham alan bir girişim, sesler duymayı
11:37
which locates voice hearing as a survival strategy,
265
685750
3196
bir hayatta kalma stratejisi olarak konumluyor,
11:40
a sane reaction to insane circumstances,
266
688946
3366
akıldışı şartlara karşı aklı başında bir tepki olarak,
11:44
not as an aberrant symptom of schizophrenia to be endured,
267
692312
3659
anormal bir şizofreni semptomu olarak değil,
11:47
but a complex, significant and meaningful experience
268
695971
3264
keşfedilmesi gereken karmaşık, önemli ve anlamlı
11:51
to be explored.
269
699235
2324
bir deneyim olarak.
11:53
Together, we envisage and enact a society
270
701559
2283
Birlikte, sesler duymayı anlayan ve saygı duyan
11:55
that understands and respects voice hearing,
271
703842
2477
bir toplum öngörüyor ve harekete geçiriyoruz,
11:58
supports the needs of individuals who hear voices,
272
706319
2313
sesler duyan bireylerin ihtiyaçlarını destekleyen
12:00
and which values them as full citizens.
273
708632
3373
ve onlara tam bir vatandaş olarak değer veren.
12:04
This type of society is not only possible,
274
712005
2286
Bu tarz bir toplum yalnızca mümkün değil,
12:06
it's already on its way.
275
714291
2012
zaten yola çıkmış durumda.
12:08
To paraphrase Chavez, once social change begins,
276
716303
3794
Chavez'e ithafta bulunmak gerekirse, sosyal değişim bir kez başladığında
12:12
it cannot be reversed.
277
720097
2092
geri alınamaz.
12:14
You cannot humiliate the person who feels pride.
278
722189
3227
Kendisiyle gururlanan kişiyi aşağılayamazsın.
12:17
You cannot oppress the people
279
725416
1791
Artık korku duymayan insanlara
12:19
who are not afraid anymore.
280
727207
2484
baskı uygulayamazsın.
12:21
For me, the achievements of the Hearing Voices Movement
281
729691
2559
Benim için Ses İşitme Hareketi'nin başarıları
12:24
are a reminder that empathy, fellowship,
282
732250
2519
empatinin, arkadaşlığın, adalet ve saygının
12:26
justice and respect are more than words;
283
734769
2744
yalnızca kelimelerden ibaret olmadığını,
12:29
they are convictions and beliefs,
284
737513
2611
bunların kanaat ve inançlar olduğunu
12:32
and that beliefs can change the world.
285
740124
2486
ve inançların dünyayı değiştirebileceğini hatırlatıyor.
12:34
In the last 20 years, the Hearing Voices Movement
286
742610
2775
Son 20 yılda, Ses İşitme Hareketi
12:37
has established hearing voices networks
287
745385
2212
beş kıtada, 26 ülkede
12:39
in 26 countries across five continents,
288
747597
2991
ses işitme ağları kurdu,
12:42
working together to promote dignity, solidarity
289
750588
3369
dayanışma, saygınlık ve zihinsel sıkıntı içindeki bireylerin
12:45
and empowerment for individuals in mental distress,
290
753957
3066
güçlendirilmesi için birlikte çalışıyor,
12:49
to create a new language and practice of hope,
291
757023
3265
yeni bir dil ve umut pratiği oluşturmak için
12:52
which, at its very center, lies an unshakable belief
292
760288
3944
ki bunun da temelinde, bireysel güce dair
12:56
in the power of the individual.
293
764232
2890
sarsılmaz bir inanç yatıyor.
12:59
As Peter Levine has said, the human animal
294
767122
2921
Peter Levine'in dediği gibi; insan hayvanı
13:02
is a unique being
295
770043
1652
benzersiz bir varlıktır,
13:03
endowed with an instinctual capacity to heal
296
771695
3374
iyileşmek için içgüdüsel bir kapasiteye ve bu doğuştan gelen
13:07
and the intellectual spirit to harness this innate capacity.
297
775069
4211
kapasiteyi dizginleyecek entellektüel ruha sahiptir.
13:11
In this respect, for members of society,
298
779280
2484
Bu bağlamda, toplumun üyeleri için
13:13
there is no greater honor or privilege
299
781764
2493
bir insanın iyileşme sürecini kolaylaştırmaktan
13:16
than facilitating that process of healing for someone,
300
784257
2660
birine elini uzatmak, ona tanıklık etmek,
13:18
to bear witness, to reach out a hand,
301
786917
2946
birinin acısının yükünü paylaşmaktan
13:21
to share the burden of someone's suffering,
302
789863
2363
ve iyileşeceği umudunu korumaktan
13:24
and to hold the hope for their recovery.
303
792226
3074
daha büyük bir onur ve ayrıcalık yoktur,
13:27
And likewise, for survivors of distress and adversity,
304
795300
2529
Aynı şekilde, sıkıntı ve güçlükten kurtulanlar için
13:29
that we remember we don't have to live our lives
305
797829
2579
yaşamlarımızı,sonsuza kadar
bize zarar veren şeyler üzerinden
bize zarar veren şeyler üzerinden
13:32
forever defined by the damaging things that have happened to us.
306
800408
3712
tanımlamak zorunda olmadığımızı hatırlatıyor.
13:36
We are unique. We are irreplaceable.
307
804120
2509
Biz benzersiz. Bizim yerimiz doldurulamaz.
13:38
What lies within us can never be truly colonized,
308
806629
2717
İçimizde yatan şey asla gerçekten sömürülemez,
13:41
contorted, or taken away.
309
809346
2356
alınamaz veya çarpıtılamaz.
13:43
The light never goes out.
310
811702
4098
Işık asla yok olmaz.
13:47
As a very wonderful doctor once said to me,
311
815800
2110
Harika bir doktorun bana bir zamanlar dediği gibi,
13:49
"Don't tell me what other people have told you about yourself.
312
817910
3251
"Bana diğer insanların seninle ilgili anlattıklarını anlatma.
13:53
Tell me about you."
313
821161
3051
Bana kendinden bahset."
13:56
Thank you.
314
824212
1806
Teşekkür ederim.
13:58
(Applause)
315
826018
5524
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Eleanor Longden - Research psychologistEleanor Longden overcame her diagnosis of schizophrenia to earn a master’s in psychology and demonstrate that the voices in her head were “a sane reaction to insane circumstances.”
Why you should listen
Despite what traditional medicine may opine, Eleanor Longden isn’t crazy -- and neither are many other people who hear voices in their heads. In fact, the psychic phenomenon is a “creative and ingenious survival strategy” that should be seen “not as an abstract symptom of illness to be endured, but as complex, significant, and meaningful experience to be explored,” the British psychology researcher says.
Longden spent many years in the psychiatric system before earning a BSc and an MSc in psychology, the highest classifications ever granted by the University of Leeds, England. Today she is studying for her PhD, and lectures and writes about recovery-oriented approaches to psychosis, dissociation and complex trauma.
More profile about the speakerLongden spent many years in the psychiatric system before earning a BSc and an MSc in psychology, the highest classifications ever granted by the University of Leeds, England. Today she is studying for her PhD, and lectures and writes about recovery-oriented approaches to psychosis, dissociation and complex trauma.
Eleanor Longden | Speaker | TED.com