TED2015
Clint Smith: How to raise a black son in America
Clint Smith: Amerika'da siyahi bir çocuk nasıl yetiştirilir
Filmed:
Readability: 3.7
2,208,793 views
Çocuklar olarak, hepimiz ebeveynlerimizden ve öğretmenlerimizden garip ve kafa karıştıran öğütler alırız. Genç Clint Smith ise bu öğüdü su tabancası ile karanlık bir park alanında beyaz arkadaşları ile oynarken alır. Bu gönülden konuşmada, şair, babasının öfkeli ve korku dolu tepkisini sahneliyor.
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Growing up, I didn't always understand
0
890
2300
Büyürken neden ailemin koydukları
00:15
why my parents made me
follow the rules that they did.
follow the rules that they did.
1
3190
2695
kurallara uymam gerektiğini hiç anlamadım.
00:17
Like, why did I really
have to mow the lawn?
have to mow the lawn?
2
5885
2790
Anne neden çimleri ben biçmek zorundayım?
00:20
Why was homework really that important?
3
8675
2668
Neden ödev bu kadar önemliydi?
00:23
Why couldn't I put jelly beans
in my oatmeal?
in my oatmeal?
4
11343
3924
Neden yulaf ezmesine jöleli şeker ekleyemem?
00:27
My childhood was abound
with questions like this.
with questions like this.
5
15267
2856
Çocukluğum böyle sorularla geçti.
00:30
Normal things about being a kid
and realizing that sometimes,
and realizing that sometimes,
6
18123
4273
Çocuklukla ilgili normal şeyler,
nedenini tam olarak anlamasam da
en iyisi ailemi dinlemekti.
en iyisi ailemi dinlemekti.
00:34
it was best to listen to my parents
even when I didn't exactly understand why.
even when I didn't exactly understand why.
7
22396
4083
00:38
And it's not that they didn't want
me to think critically.
me to think critically.
8
26479
3016
Böyle davranmaları eleştirel
düşünmemi istemediklerinden değil.
düşünmemi istemediklerinden değil.
00:41
Their parenting always sought
to reconcile the tension
to reconcile the tension
9
29495
2601
Onların ebeveynlikleri daima
kardeşlerimin dünyaya gelmesi
kardeşlerimin dünyaya gelmesi
00:44
between having my siblings and I
understand the realities of the world,
understand the realities of the world,
10
32096
3451
ve benim dünyanın gerçekliklerini anlamam
arasındaki tansiyonu dengelerken
arasındaki tansiyonu dengelerken
00:47
while ensuring that we never accepted
the status quo as inevitable.
the status quo as inevitable.
11
35547
4107
mevcut durumun kaçınılmaz olduğunu
asla kabul etmemeyi sağlamakla geçti.
asla kabul etmemeyi sağlamakla geçti.
00:51
I came to realize that this,
in and of itself,
in and of itself,
12
39654
3308
Daha sonra anladım ki, özünde,
00:54
was a very purposeful form of education.
13
42964
2366
bu bilinçli bir eğitim şekliydi.
Benim en sevdiğim eğitimcilerden
Brezilyalı yazar ve eğitimci Paulo Freire,
Brezilyalı yazar ve eğitimci Paulo Freire,
00:58
One of my favorite educators,
Brazilian author and scholar Paulo Freire,
Brazilian author and scholar Paulo Freire,
14
46050
4120
01:02
speaks quite explicitly
about the need for education
about the need for education
15
50170
3099
eleştirel düşünebilmek ve insanlığın
ortak paydasına dahil olabilmek için
ortak paydasına dahil olabilmek için
01:05
to be used as a tool for critical
awakening and shared humanity.
awakening and shared humanity.
16
53269
3848
eğitime ihtiyaç olduğunu açıkça belirtir.
01:09
In his most famous book,
"Pedagogy of the Oppressed,"
"Pedagogy of the Oppressed,"
17
57857
2785
En ünlü kitabi olan "Ezilenlerin
Pedagojisi" adlı kitabında:
Pedagojisi" adlı kitabında:
01:12
he states, "No one can be
authentically human
authentically human
18
60642
4514
"Hiç kimse başkasının insan olmasını
engellerken
engellerken
01:17
while he prevents others from being so."
19
65156
2231
gerçekten insan olamaz."
01:20
I've been thinking a lot about this
lately, this idea of humanity,
lately, this idea of humanity,
20
68167
3820
Son zamanlarda bunu çok
düşünüyorum, bu insanlık fikrini.
düşünüyorum, bu insanlık fikrini.
01:23
and specifically, who in this world
is afforded the privilege
is afforded the privilege
21
71987
3277
Ve kimin tamamen insan olarak algılanma
01:27
of being perceived as fully human.
22
75264
3016
ayrıcalığına gücü yettiğini düşünüyorum.
01:30
Over the course of
the past several months,
the past several months,
23
78280
2330
Geçtiğimiz birkaç ay boyunca,
01:32
the world has watched
as unarmed black men, and women,
as unarmed black men, and women,
24
80610
3208
sivil siyahi adam ve kadının
yasa dışı infazcı ve polis tarafından
yasa dışı infazcı ve polis tarafından
01:35
have had their lives taken
at the hands of police and vigilante.
at the hands of police and vigilante.
25
83818
3937
öldürülmesini tüm dünya izledi.
01:39
These events and all that
has transpired after them
has transpired after them
26
87755
2893
Bu olaylar ve onlardan
sonra meydana gelenler
sonra meydana gelenler
01:42
have brought me back to my own childhood
27
90648
2108
beni çocukluğuma geri götürdü.
01:44
and the decisions that my parents made
about raising a black boy in America
about raising a black boy in America
28
92756
4344
Ve ailemin Amerika'da siyahi
bir çocuk yetiştirirken aldığı kararları
bir çocuk yetiştirirken aldığı kararları
01:49
that growing up, I didn't always
understand in the way that I do now.
understand in the way that I do now.
29
97100
4107
ve yetiştirme tarzlarını küçükken
anlayamasam da şimdi anlıyorum.
anlayamasam da şimdi anlıyorum.
Gece eve gelebileyim diye,
çocukluğumun bir kısmını
çocukluğumun bir kısmını
01:53
I think of how hard it must have been,
how profoundly unfair it must have felt
how profoundly unfair it must have felt
30
101977
4235
01:58
for them to feel like they had
to strip away parts of my childhood
to strip away parts of my childhood
31
106212
4185
çıkarıp atmak zorunda hissetmelerinin
ne kadar zor olduğunu,
ne kadar zor olduğunu,
ne kadar adaletsizce
hissettirdiğini düşünüyorum.
hissettirdiğini düşünüyorum.
02:02
just so that I could come home at night.
32
110409
2801
02:05
For example, I think of how one night,
33
113210
2101
Örneğin, bir gece,
02:07
when I was around 12 years old, on an
overnight field trip to another city,
overnight field trip to another city,
34
115311
3902
12 yaşlarındayken başka
bir şehre geziye giderken
bir şehre geziye giderken
02:11
my friends and I bought Super Soakers
35
119213
2346
arkadaşlarımla Super Soaker alıp
02:13
and turned the hotel parking lot
into our own water-filled battle zone.
into our own water-filled battle zone.
36
121559
4010
otelin park alanını su dolu
savaş alanımız haline getirmiştik.
savaş alanımız haline getirmiştik.
02:18
We hid behind cars,
37
126102
1703
Arabaların arkasında saklandık,
02:19
running through the darkness that
lay between the streetlights,
lay between the streetlights,
38
127805
3168
sokak lambaları arasında oluşan
karanlıkta koştuk,
karanlıkta koştuk,
02:22
boundless laughter ubiquitous
across the pavement.
across the pavement.
39
130973
3411
kaldırım boyunca her yerde
kahkahalar attık.
kahkahalar attık.
02:26
But within 10 minutes,
40
134384
2083
Ama 10 dakika içinde
babam dışarı geldi, kolumu yakaladı
02:28
my father came outside,
grabbed me by my forearm
grabbed me by my forearm
41
136467
3013
02:31
and led me into our room
with an unfamiliar grip.
with an unfamiliar grip.
42
139480
3025
ve beni alışılmadık bir şekilde tutarak
odamıza götürdü.
odamıza götürdü.
02:34
Before I could say anything,
43
142505
1864
Arkadaşlarımın önünde beni
02:36
tell him how foolish he had
made me look in front of my friends,
made me look in front of my friends,
44
144369
3358
nasıl rezil ettiği hakkında
bir kelime edemeden
bir kelime edemeden
02:39
he derided me for being so naive.
45
147727
3115
benim ne kadar da saf
olduğumu söyleyip alay etti.
olduğumu söyleyip alay etti.
02:42
Looked me in the eye,
fear consuming his face,
fear consuming his face,
46
150842
4543
Gözlerime baktı,
suratı korkuyla doluydu
suratı korkuyla doluydu
02:47
and said, "Son, I'm sorry,
47
155385
2545
ve bana: "Oğlum üzgünüm
02:49
but you can't act the same
as your white friends.
as your white friends.
48
157930
3037
ama beyaz arkadaşların
gibi davranamazsın.
gibi davranamazsın.
02:52
You can't pretend to shoot guns.
49
160967
2235
Silahla ateş ediyormuş gibi yapamazsın.
02:55
You can't run around in the dark.
50
163202
1886
Karanlıkta koşamazsın.
02:57
You can't hide behind anything
other than your own teeth."
other than your own teeth."
51
165088
3044
Dişlerin hariç hiçbir şeyi
gizleyemezsin." dedi.
gizleyemezsin." dedi.
03:00
I know now how scared he must have been,
52
168132
3003
Şimdi ne kadar korkmuş olduğunu anlıyorum,
03:03
how easily I could have fallen
into the empty of the night,
into the empty of the night,
53
171135
4013
gecenin boşluğuna
ne kadar kolay düşebileceğimi
ne kadar kolay düşebileceğimi
03:07
that some man would mistake this water
54
175148
2759
ve bazı insanların bu suyu bizi.
03:09
for a good reason to wash
all of this away.
all of this away.
55
177907
2247
sürükleyip atmak için
bir neden sayabileceğini.
bir neden sayabileceğini.
03:13
These are the sorts of messages I've been
inundated with my entire life:
inundated with my entire life:
56
181134
3412
Tüm hayatım boyunca beni
boğan sözler şöyleydi:
boğan sözler şöyleydi:
03:16
Always keep your hands where they
can see them, don't move too quickly,
can see them, don't move too quickly,
57
184546
3499
Ellerini hep görebilecekleri yerlerde tut,
çok hızlı hareket etme,
çok hızlı hareket etme,
03:20
take off your hood when the sun goes down.
58
188045
2071
güneş battığında kapüşonunu çıkar.
03:22
My parents raised me and my siblings
in an armor of advice,
in an armor of advice,
59
190116
3107
Ailem beni ve kardeşlerimi
öğütlerinin zırhlarıyla,
öğütlerinin zırhlarıyla,
03:25
an ocean of alarm bells so someone
wouldn't steal the breath from our lungs,
wouldn't steal the breath from our lungs,
60
193223
3631
bir okyanus dolusu alarmla korudurlar
ki birisi gelip soluğumuzu çalmasın,
ki birisi gelip soluğumuzu çalmasın,
03:28
so that they wouldn't make
a memory of this skin.
a memory of this skin.
61
196854
2312
bu deriyi bir hatıra yapmasınlar diye.
03:31
So that we could be kids,
not casket or concrete.
not casket or concrete.
62
199166
2508
Böylece bir tabut ya da beton değil,
çocuk olabilirdik.
çocuk olabilirdik.
03:33
And it's not because they thought it
would make us better than anyone else
would make us better than anyone else
63
201674
3480
Ve bunun bizi herkesten
daha iyi yapacağını düşünmediler
daha iyi yapacağını düşünmediler
sadece bizi hayatta tutmak istiyorlardı.
03:37
it's simply because they wanted
to keep us alive.
to keep us alive.
64
205154
2518
03:39
All of my black friends were raised
with the same message,
with the same message,
65
207672
2730
Tüm siyahi arkadaşlarım da
aynı öğütle yetişti.
aynı öğütle yetişti.
03:42
the talk, given to us
when we became old enough
when we became old enough
66
210402
2277
Bize anlatılan,
yeterince büyüdüğümüzde
yeterince büyüdüğümüzde
03:44
to be mistaken for a nail ready
to be hammered to the ground,
to be hammered to the ground,
67
212679
2945
yere çakılacak bir çivi
yerine konacağımız,
yerine konacağımız,
03:47
when people made our melanin
synonymous with something to be feared.
synonymous with something to be feared.
68
215624
4494
insanların deri rengimizi
korkulacak bir şey olarak göstereceğiydi.
korkulacak bir şey olarak göstereceğiydi.
03:52
But what does it do to a child
69
220118
2473
Peki, bir çocuğun
bir çocuk olamayacağını bilerek
büyümesi onu nasıl etkiler?
büyümesi onu nasıl etkiler?
03:54
to grow up knowing that you
cannot simply be a child?
cannot simply be a child?
70
222591
3450
03:58
That the whims of adolescence
are too dangerous for your breath,
are too dangerous for your breath,
71
226041
3149
Ergenlik hevesleri, nefesin için
çok tehlikelidir,
çok tehlikelidir,
04:01
that you cannot simply be curious,
72
229190
1664
meraklı olamazsın,
04:02
that you are not afforded the luxury
of making a mistake,
of making a mistake,
73
230854
2694
yanlış yapma lüksüne sahip değilsindir.
04:05
that someone's implicit bias
74
233548
1768
Birilerinin kesin önyargısı,
04:07
might be the reason you don't
wake up in the morning.
wake up in the morning.
75
235316
2510
senin bir sabah uyanmama nedenin olabilir.
04:10
But this cannot be what defines us.
76
238156
1715
Ama bu bizi tanımlayan şey olamaz.
04:11
Because we have parents
who raised us to understand
who raised us to understand
77
239871
2591
Çünkü, bizim ebeveynlerimiz
bizi büyütürken bize
bizi büyütürken bize
04:14
that our bodies weren't meant
for the backside of a bullet,
for the backside of a bullet,
78
242462
2776
vücudumuzun kurşun için değil,
uçurtma uçurmak, ip atlamak
uçurtma uçurmak, ip atlamak
04:17
but for flying kites and jumping rope,
and laughing until our stomachs burst.
and laughing until our stomachs burst.
79
245238
3634
ve karnımız çatlarcasına gülmek için
olduğunu öğrettiler.
olduğunu öğrettiler.
04:20
We had teachers who taught us
how to raise our hands in class,
how to raise our hands in class,
80
248872
2984
Elimizi sınıfta nasıl kaldıracağımızı
04:23
and not just to signal surrender,
81
251856
1568
-teslim olmak için değil-
04:25
and that the only thing we should give up
82
253424
1966
ve dünyada değersiz olduğumuz
fikrini
fikrini
04:27
is the idea that we
aren't worthy of this world.
aren't worthy of this world.
83
255390
2373
bırakmamız gerektiğini öğreten
öğretmenlerimiz vardı.
öğretmenlerimiz vardı.
04:29
So when we say that black lives matter,
it's not because others don't,
it's not because others don't,
84
257763
3280
Ne zaman siyahların hayatı önemli
dediğimizde, diğerlerininki önemsiz olduğundan değil,
dediğimizde, diğerlerininki önemsiz olduğundan değil,
04:33
it's simply because we must affirm that we
are worthy of existing without fear,
are worthy of existing without fear,
85
261043
3708
sadece korkmadan yaşamaya hakkımız
olduğunu doğrulamak istiyoruz.
olduğunu doğrulamak istiyoruz.
04:36
when so many things tell us we are not.
86
264751
2126
Çünkü birçok şey, bize tersini söylüyor.
04:38
I want to live in a world where my son
87
266877
1962
Öyle bir yerde yaşamak istiyorum ki,
04:40
will not be presumed guilty
the moment he is born,
the moment he is born,
88
268839
2488
ne oğlumun orada suçlu olduğuna inanılsın,
04:43
where a toy in his hand isn't mistaken
for anything other than a toy.
for anything other than a toy.
89
271327
3851
ne de elindeki oyuncak oyuncaktan
başka bir şey olsun.
başka bir şey olsun.
04:47
And I refuse to accept that we can't
build this world into something new,
build this world into something new,
90
275178
3435
Ayrıca, dünyayı yeniden kuramayacağımız
inancını reddediyorum.
inancını reddediyorum.
04:50
some place where a child's name
91
278613
1497
Öyle bir yer ki, bir çocuğun adının
04:52
doesn't have to be written
on a t-shirt, or a tombstone,
on a t-shirt, or a tombstone,
92
280110
2747
ne tişörte ne de mezar taşına yazılmak
zorunda olduğu ve
zorunda olduğu ve
04:54
where the value of someone's life
93
282857
1617
bir insanın değerinin
04:56
isn't determined by anything other
than the fact that they had lungs,
than the fact that they had lungs,
94
284474
3799
akciğerleri olmak dışında
başka bir şeyle belirlenmediği
başka bir şeyle belirlenmediği
05:00
a place where every single
one of us can breathe.
one of us can breathe.
95
288273
4218
her birimizin nefes alabileceği bir yer,
05:04
Thank you.
96
292491
954
Teşekkür ederim
05:05
(Applause)
97
293445
2458
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Clint Smith - Poet, educatorClint Smith's work blends art and activism.
Why you should listen
Clint Smith is a writer, teacher and doctoral candidate at Harvard University studying education, incarceration and inequality. Previously, he taught high school English in Prince George’s County, Maryland where, in 2013, he was named the Christine D. Sarbanes Teacher of the Year by the Maryland Humanities Council.
Clint is a 2014 National Poetry Slam champion, an Individual World Poetry Slam Finalist, and author of the poetry collection Counting Descent. He has received fellowships from the National Science Foundation, Cave Canem and the Callaloo Creative Writing Workshop. His writing has appeared in The New Yorker, The Guardian, Boston Review, American Poetry Review, Harvard Educational Review and elsewhere. He was born and raised in New Orleans, LA.
Clint Smith | Speaker | TED.com