ABOUT THE SPEAKER
Sarah Gray - Researchers' dream donator
Sarah Gray found meaning in tragic loss­­ by donating the organs of her newborn son to advance scientific research.

Why you should listen

While struggling to cope with the loss of their infant son Thomas, Sarah Gray and her family met the researchers who received his eye, liver and cord blood donations. This journey garnered national and international media attention and brought profound peace to the Gray family.

Gray is the director of marketing and public affairs for the American Association of Tissue Banks and a member of the AATB Donor Family Guidance Document Committee. She is author of a forthcoming memoir from HarperOne, A Life Everlasting: The Extraordinary Story of One Boy's Gift to Medical Science.

Gray holds a BA in Communications from Marquette University and a Masters in Public Communication from American University, where her capstone topic was non­directed kidney donation. She lives in Washington, DC with her husband Ross and children, Callum and Jocelyn.

More profile about the speaker
Sarah Gray | Speaker | TED.com
TEDMED 2015

Sarah Gray: How my son's short life made a lasting difference

Sarah Gray: Oğlumun kısa hayatı, nasıl kalıcı bir fark yarattı

Filmed:
1,543,224 views

Sarah Gray'in doğmamış çocuğu Thomas'a ölümcül bir hastalık olan anasefali teşhisi konulduktan sonra, ailesinin bu trajedisini sıradışı bir armağana dönüştürmeye karar verip, çocuğunun organlarını bilimsel bir araştırmaya bağışladı. Hayat ve keşfe dair bu saygı gösterisinde, Sarah kaybında bulduğu anlamı paylaşıp, yas tutan ailelere umut mesajı yaymaktadır.
- Researchers' dream donator
Sarah Gray found meaning in tragic loss­­ by donating the organs of her newborn son to advance scientific research. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I was threeüç monthsay pregnanthamile with twinsİkizler
0
1798
2473
Eşim Ross ve ben, ikinci sonogramıma
gittiğimizde,
00:16
when my husbandkoca RossRoss and I
wentgitti to my secondikinci sonogramsonogram.
1
4295
3344
ikizlerime üç aylık hamileydim.
00:21
I was 35 yearsyıl oldeski at the time,
2
9221
2318
O zamanlar, 35 yaşındaydım
00:23
and I knewbiliyordum that that meantdemek
we had a higherdaha yüksek riskrisk
3
11563
3320
ve bunun, doğuştan özürlü bir çocuğumuz
00:26
of havingsahip olan a childçocuk with a birthdoğum defectkusur.
4
14907
1944
olma ihtimalinin yüksek olduğu
anlamına geldiğini biliyordum
00:29
So, RossRoss and I researchedaraştırılmış
the standardstandart birthdoğum defectskusurları,
5
17907
3058
Dolayısıyla, Ross ve ben standart doğum
kusurlarını araştırdık
00:32
and we feltkeçe reasonablymakul preparedhazırlanmış.
6
20989
2000
ve kendimizi bu duruma karşı oldukça
hazırlıklı hissettik.
00:35
Well, nothing would have preparedhazırlanmış us
7
23973
1945
Tabii ki de, hiçbir şey bizi
00:37
for the bizarretuhaf diagnosisTanı
that we were about to faceyüz.
8
25942
3054
yüzleşeceğimiz tuhaf
teşhise hazırlayamazdı.
00:42
The doctordoktor explainedaçıkladı
that one of our twinsİkizler, ThomasThomas,
9
30291
3539
Doktor, ikizlerimizden, Thomas'ın
ölümcül bir
00:45
had a fatalölümcül birthdoğum defectkusur
calleddenilen anencephalyanencephaly.
10
33854
2824
kusur olan anasefalisi olduğunu söyledi.
00:49
This meansanlamına geliyor that his brainbeyin
was not formedoluşturulan correctlydoğru şekilde
11
37476
3394
Bunun anlamı, beyni düzgün şekilde
biçimlenmemişti,
00:52
because partBölüm of his skullkafatası was missingeksik.
12
40894
1976
çünkü kafatasının parçası eksikti.
00:55
BabiesBebekler with this diagnosisTanı
typicallytipik dieölmek in uteroRahim
13
43663
3524
Bu şekilde teşhis edilen bebekler
genellikle rahim içinde ölürler
00:59
or withiniçinde a fewaz minutesdakika, hourssaatler
or daysgünler of beingolmak borndoğmuş.
14
47211
3571
ya da doğumlarından sonra, dakikalar,
saatler belkide günler için de ölürler.
01:05
But the other twinikiz, CallumCallum,
15
53013
3215
Diğer ikiz, Callum,
01:08
appearedortaya çıktı to be healthysağlıklı,
as faruzak as the doctordoktor could tell,
16
56252
3888
doktorun söylediklerine göre,
sağlıklı görünüyordu,
01:12
and these twinsİkizler were identicalözdeş,
17
60164
4167
ve bu ikizler tek yumurta ikiziydi
01:16
geneticallygenetik olarak identicalözdeş.
18
64355
1269
genetik açıdan birebir.
01:20
So after a lot of questionssorular about
how this could have possiblybelki happenedolmuş,
19
68125
4612
Dolayısıyla, böyle bir şeyin nasıl
olabileceği ile ilgili onca sorudan sonra,
01:24
a selectiveSeçici reductionindirgeme was mentionedadı geçen,
20
72761
3136
seçici indirgeme'den bahseldildi
01:27
and while this procedureprosedür
was not impossibleimkansız,
21
75921
2901
ve bu yöntem imkansız olmasa da,
01:30
it posedpoz verdi some uniquebenzersiz risksriskler
for the healthysağlıklı twinikiz and for me,
22
78846
4358
ben ve sağlıklı ikiz için bazı
emsalsiz riskler arz ediyordu
01:35
so we decidedkarar to carrytaşımak
the pregnancygebelik to termterim.
23
83228
2357
ve hamileliği sonuna kadar
devam ettirmeye karar verdik.
01:39
So there I was, threeüç monthsay pregnanthamile,
with two trimesterstrimesters aheadönde of me,
24
87101
4191
İşte üç aylık hamileydim ve önümde
gebeliğin iki dönemi daha vardı
01:43
and I had to find a way to manageyönetmek
my bloodkan pressurebasınç and my stressstres.
25
91316
4879
ve ben, kan basıncımı ve
stresimi kontrol altında
tutmanın bir yolunu bulmak zorundaydım.
01:49
And it feltkeçe like havingsahip olan a roommateoda arkadaşı
pointpuan a loadedyüklü guntabanca at you for sixaltı monthsay.
26
97268
4936
Bu sanki, oda arkadaşınızın
size altı ay boyunca
silah doğrultması gibi hissetirdi.
01:55
But I staredbaktı down
the barrelvaril of that guntabanca for so long
27
103553
4930
Fakat, silahın namlusuna o kadar
uzun süre baktım ki,
02:00
that I saw a lightışık
at the endson of the tunnelTünel.
28
108507
2063
tünelin ucunda bir ışık gördüm.
02:03
While there was nothing we could do
to preventönlemek the tragedytrajedi,
29
111506
3104
Trajediyi önlemek için, bizim
yapabilecek hiçbir şeyimiz olmasa da
02:06
I wanted to find a way
for Thomas'sThomas'ın briefkısa life
30
114634
2463
Thomas'ın kısacık hayatında,
olumlu bir etki bırakması için
02:09
to have some kindtür of positivepozitif impactdarbe.
31
117121
2221
bir yol bulmak istedim.
02:11
So I askeddiye sordu my nursehemşire about organorgan,
eyegöz and tissuedoku donationbağış.
32
119366
3666
Ve hemşireme, organ, göz ve
doku bağışı ile ilgili sorular sordum.
02:16
She connectedbağlı with our localyerel
organ-procurementorgan-tedarik organizationorganizasyon,
33
124080
3521
O da, yerel organ tedarik kurumuyla
bağlantı kurdu,
02:19
the WashingtonWashington RegionalBölgesel
TransplantOrgan nakli CommunityTopluluk.
34
127625
2293
Washington Bölgesel Organ Nakli Topluluğu.
02:23
WRTCWRTC explainedaçıkladı to me
35
131359
2571
WBONT bana,
02:25
that ThomasThomas would probablymuhtemelen be too smallküçük
at birthdoğum to donateBağış for transplantOrgan nakli,
36
133954
4401
Thomas'ın organ bağışlayamayacak kadar
küçük olabileceğini ifade etti
02:30
and I was shockedşok:
37
138379
1150
ve ben çok şaşırdım:
02:31
I didn't even know
you could be rejectedreddedilen for that.
38
139553
2404
Böyle bir sebepten ötürü,
reddedebileceklerini
bile bilmiyordum.
02:33
But they said that he would be
a good candidateaday to donateBağış for researchAraştırma.
39
141981
3412
Fakat, onun, araştırmaya
bağış yapabilecek
iyi bir aday olduğunu söylediler.
02:38
This helpedyardım etti me see ThomasThomas in a newyeni lightışık.
40
146290
2031
Bu, bana Thomas'ı yeni
bir ışıkta görmemi sağladı.
02:40
As opposedkarşıt to just a victimkurban of a diseasehastalık,
41
148345
2895
Bir hastalığın kurbanı olmasının aksine,
02:43
I startedbaşladı to see him as a possiblemümkün keyanahtar
to unlockkilidini a medicaltıbbi mysterygizem.
42
151264
3587
onu, tıbbi bir gizemi çözecek muhtemel
bir anahtar olarak görmeye başladım.
02:48
On MarchMart 23, 2010,
43
156288
3278
23 Mayıs 2010,
02:51
the twinsİkizler were borndoğmuş,
and they were bothher ikisi de borndoğmuş alivecanlı.
44
159590
2507
ikizler doğdu
ve her ikisi de hayatta.
02:55
And just like the doctordoktor said,
45
163978
1666
Ve tam da doktorun dediği gibi,
02:57
ThomasThomas was missingeksik
the topüst partBölüm of his skullkafatası,
46
165668
3079
Thomas'ın kafatasının üst kısmı yoktu,
03:00
but he could nursehemşire,
47
168771
1523
fakat emebiliyor,
03:02
drinkiçki from a bottleşişe,
48
170318
1452
şişeden içebiliyor,
03:03
cuddlesarılmak and grabkapmak our fingersparmaklar
like a normalnormal babybebek,
49
171794
3299
normal bir bebek gibi, parmaklarımızı
tutup oynuyor
03:07
and he sleptuyudu in our armssilâh.
50
175117
1597
ve kollarımızda uyuyabiliyordu.
03:10
After sixaltı daysgünler, ThomasThomas diedvefat etti in Ross'sRoss'un armssilâh
51
178053
3389
Altı gün sonra, Thomas,
Ross'un kollarında öldü
03:13
surroundedçevrili by our familyaile.
52
181466
1396
ve ailemizde oradaydı.
03:16
We calleddenilen WRTCWRTC, who sentgönderilen a vankamyonet to our home
53
184846
4135
WBONT'nu aradık, ve onlar evimize
bir araç gönderip,
03:21
and broughtgetirdi him to Children'sÇocuk
NationalUlusal MedicalTıbbi CenterMerkezi.
54
189005
2539
onu Çocuk Ulusal Tıp Merkezine götürdüler.
03:24
A fewaz hourssaatler latersonra, we got a call to say
that the recoveryKurtarma was a successbaşarı,
55
192751
3821
Birkaç saat sonra, kurtarmanın başarılı
olduğunu söyleyen bir telefon aldık
03:28
and Thomas'sThomas'ın donationsbağış
would be going to fourdört differentfarklı placesyerler.
56
196596
3234
ve Thomas'ın bağışları
dört farklı yere gidecekti.
03:32
His cordkordon bloodkan would go
to DukeDuke UniversityÜniversitesi.
57
200159
2396
Kordon kanı Duke Üniversitesi'ne gidecekti.
03:35
His liverkaraciğer would go to a cell-therapyhücre tedavisi
companyşirket calleddenilen CytonetCytonet in DurhamDurham.
58
203208
4015
Karaciğeri, Durham'daki Cytonet adlı
hücre-tedavi şirketi gidecekti.
03:40
His corneaskornealar would go
to SchepensSchepens EyeGöz ResearchAraştırma InstituteEnstitüsü,
59
208263
3245
Korneaları, Harvard Tıp Okulunun
bir bölümü olan,
03:43
whichhangi is partBölüm of HarvardHarvard MedicalTıbbi SchoolOkul,
60
211532
2159
Schepens Göz Araştırma
enstitüsüne gidecekti
03:45
and his retinasRetina would go
to the UniversityÜniversitesi of PennsylvaniaPennsylvania.
61
213715
2856
ve retinası da Pensilvanya Üniversitesine.
03:50
A fewaz daysgünler latersonra, we had a funeralcenaze
with our immediateacil familyaile,
62
218083
3928
Birkaç gün sonra,
yakın akrabaların katıldığı
03:54
includingdahil olmak üzere babybebek CallumCallum,
63
222035
1944
bebek Callum da dahil,
bir cenaze töreni düzenledik
03:56
and we basicallytemel olarak
closedkapalı this chapterbölüm in our liveshayatları.
64
224003
3314
ve hayatımızın bu bölümünü kapattık.
03:59
But I did find myselfkendim wonderingmerak ediyor,
what's happeningolay now?
65
227718
2916
Fakat, kendimi, şimdi ne oluyor, diye
merak ederken buldum,
04:03
What are the researchersaraştırmacılar learningöğrenme?
66
231055
1667
Araştırmacılar ne öğreniyorlar?
04:05
And was it even worthwhiledeğerli to donateBağış?
67
233130
2293
Ve hatta bağış yapmaya bile değdi mi?
04:09
WRTCWRTC inviteddavet RossRoss and I
to a griefkeder retreatgeri çekilme,
68
237019
3722
WBONT bizi üzüntü terapisine
davet etti,
04:12
and we metmet about
15 other grievingacı çekiyor familiesaileleri
69
240765
2753
ve yaklaşık yas tutan
15 aile ile tanıştık,
04:15
who had donatedbağışladı theironların lovedsevilen one'sbiri
organsorganları for transplantOrgan nakli.
70
243542
2627
onlar da, sevdiklerinin organlarını
bağışlamışlar.
04:19
Some of them had even receivedAlınan lettersharfler
71
247494
2401
Hatta bazıları, yakınlarının organlarını
04:21
from the people who receivedAlınan
theironların lovedsevilen one'sbiri organsorganları,
72
249919
2969
alan insanlardan,
04:24
sayingsöz thank you.
73
252912
1165
teşekkür mektupları almış.
04:27
I learnedbilgili that they
could even meetkarşılamak eachher other
74
255038
2189
Öğrendim ki, birbirleriyle bile
tanışabilirler,
04:29
if they'dgittiklerini bothher ikisi de signişaret a waiverferagat,
75
257251
1438
eğer her ikisi de
feragat imzalarsa,
04:30
almostneredeyse like an openaçık adoptionBenimseme.
76
258713
1396
sanki açık evlat edinme gibi.
04:32
And I was so excitedheyecanlı,
I thought maybe I could writeyazmak a lettermektup
77
260907
2839
Ve çok heyecanlandım,
belki, bir mektup yazabilirim
04:35
or I could get a lettermektup
and learnöğrenmek about what happenedolmuş.
78
263770
2609
ya da bir mektup alır,
neler olduğunu öğrenebilirim dedim.
04:38
But I was disappointedhayal kırıklığına uğramış to learnöğrenmek
79
266403
1539
Fakat, hayal kırıklığına uğradım
04:39
that this processsüreç only existsvar
for people who donateBağış for transplantOrgan nakli.
80
267966
3170
çünkü bu süreç sadece organ
bağışı yapanlar için işliyordu.
04:43
So I was jealouskıskanç.
I had transplantOrgan nakli envykıskançlık, I guesstahmin.
81
271160
3262
Ve kıskandım.
Sanırım, organ nakline imrendim.
04:46
(LaughterKahkaha)
82
274446
1150
(Kahkaha)
04:48
But over the yearsyıl that followedtakip etti,
83
276104
1896
Fakat takip eden yıllarda,
04:50
I learnedbilgili a lot more about donationbağış,
84
278024
2476
organ bağışıyla ilgili çok şey öğrendim
04:52
and I even got a job in the fieldalan.
85
280524
2078
ve hatta bu alanda işe bile girdim.
04:54
And I camegeldi up with an ideaFikir.
86
282626
1413
Ve bir fikir ileri sürdüm.
04:57
I wroteyazdı a lettermektup that startedbaşladı out,
87
285879
1659
"Sayın Araştırmacı",
diye başlayan,
04:59
"DearSevgili ResearcherAraştırmacı."
88
287562
1166
bir mektup yazdım.
05:02
I explainedaçıkladı who I was,
89
290468
1850
Kim olduğumu açıkladım
05:04
and I askeddiye sordu if they could tell me
why they requestedistenen infantbebek retinasRetina
90
292342
3868
ve neden 2010 Mart'ta bebek
retinalarını istediklerini
05:08
in MarchMart of 2010,
91
296234
2235
bana söylemelerini rica ettim
05:10
and I askeddiye sordu if my familyaile
could visitziyaret etmek theironların lablaboratuvar.
92
298493
2269
ve ailemin laboratuvarlarını
ziyaret edip edemeyeceklerini sordum.
05:13
I emailedpostayla it to the eyegöz bankbanka
that arrangeddüzenlenmiş the donationbağış,
93
301953
3096
Bunu, bağışı ayarlayan göz bankasına
e-posta olarak gönderdim,
05:17
the OldEski DominionHakimiyet EyeGöz FoundationVakfı,
94
305073
2378
Old Dominion Göz Kuruluşu
05:19
and askeddiye sordu if they could
sendgöndermek it to the right personkişi.
95
307475
2492
ve bu e-postayı, doğru kişiye
ulaştırmalarını istedim.
05:22
They said that they had
never donetamam this before,
96
310395
2231
Böyle bir şeyi daha önce yapmadıklarını
05:24
and they couldn'tcould guaranteegaranti a responsetepki,
97
312650
1889
ve herhangi bir cevabı
garanti edemeyeceklerini
05:26
but they wouldn'tolmaz be an obstacleengel,
and they would deliverteslim etmek it.
98
314563
2816
fakat engel de olmayacaklarını,
ve e-postayı ileteceklerini söylediler.
05:30
Two daysgünler latersonra, I got a responsetepki
99
318506
2191
İki gün sonra,
Pensilvanya Üniversitesi'nden
05:32
from DrDr. ArupaArupa GangulyGanguly
of the UniversityÜniversitesi of PennsylvaniaPennsylvania.
100
320721
2984
Dr. Arupa Ganguly'den bir cevap aldım.
05:36
She thankedteşekkür etti me for the donationbağış,
101
324617
1622
Bağış için bana teşekkür etti
05:38
and she explainedaçıkladı
that she is studyingders çalışıyor retinoblastomaRetinoblastom,
102
326263
2723
ve bana retinoblastom üzerindeki
çalışmasını anlattı,
05:41
whichhangi is a deadlyölümcül cancerkanser of the retinaretina
103
329010
1817
bu bir tür ölümcül
retina kanseri türü,
05:42
that affectsetkiler childrençocuklar
underaltında the ageyaş of fivebeş,
104
330851
2126
beş yaş altı çocukları etkiliyor
05:45
and she said that yes,
we were inviteddavet to visitziyaret etmek her lablaboratuvar.
105
333001
2690
ve evet dedi, ve onun laboratuvarını
ziyaret etmeye davet edildik.
05:48
So nextSonraki we talkedkonuştuk on the phonetelefon,
106
336612
1642
Sonra, telefonda konuştuk
05:50
and one of the first things she said to me
107
338278
2047
ve bana söylediği bir sürü şeyden biri
05:52
was that she couldn'tcould possiblybelki
imaginehayal etmek how we feltkeçe,
108
340349
2831
bizim ne hissettiğimizi
tahmin bile edemediği,
05:55
and that ThomasThomas had givenverilmiş
the ultimatenihai sacrificekurban,
109
343204
2740
ve Thomas'ın en büyük fedakarlığı yaptığı
05:57
and that she seemedgibiydi
to feel indebtedborçlu to us.
110
345968
2087
ve kendisini bize
borçlu olarak hissettiğiydi.
06:00
So I said, "Nothing againstkarşısında your studyders çalışma,
111
348709
3126
Ve ben de dedim ki,
"Çalışmanıza karşı değilim,
06:03
but we didn't actuallyaslında pickalmak it.
112
351859
1666
fakat biz çalışmanızı
aslında seçmedik.
06:05
We donatedbağışladı to the systemsistem,
and the systemsistem choseseçti your studyders çalışma.
113
353549
3158
Sisteme bağış yaptık,
ve sistem sizin çalışmanızı seçti."
06:09
I said, "And secondikinci of all,
badkötü things happenolmak to childrençocuklar everyher day,
114
357493
4890
Dedim ki "İkincisi, çocukların başına
her gün kötü şeyler geliyor
06:14
and if you didn't want these retinasRetina,
115
362407
1788
ve siz bu retinaları
istememiş olsaydınız
06:16
they would probablymuhtemelen
be buriedgömülü in the groundzemin right now.
116
364219
2530
şimdi, büyük ihmalle toprağın
altında çürüyeceklerdi.
06:18
So to be ableyapabilmek to participatekatılmak in your studyders çalışma
117
366773
3366
Yani, çalışmanıza katılabilmek
06:22
givesverir Thomas'sThomas'ın life
a newyeni layertabaka of meaninganlam.
118
370163
3643
Thomas'ın hayatına yeni bir
anlam katmanı katıyor.
06:25
So, never feel guiltysuçlu
about usingkullanma this tissuedoku."
119
373830
2944
Bu yüzden, bu dokuyu kullanırken
asla kendinizi suçlu hissetmeyin."
06:29
NextSonraki, she explainedaçıkladı to me how rarenadir it was.
120
377845
2534
Sonra, bana, bunun ne denli
ender olduğunu söyledi.
06:32
She had placedyerleştirilmiş a requestistek
for this tissuedoku sixaltı yearsyıl earlierdaha erken
121
380403
3696
Bu doku için,
Ulusal Hastalık Araştırma'dan
06:36
with the NationalUlusal DiseaseHastalığı
ResearchAraştırma InterchangeDeğişim.
122
384123
2213
altı yıl önce istekte bulunmuş.
06:39
She got only one sampleNumune of tissuedoku
that fituygun her criteriakriterleri,
123
387160
3334
Onun kriterlerine uyan tek
doku örneğine ulaşmış,
06:42
and it was Thomas'sThomas'ın.
124
390518
1205
O da Thomas'ın.
06:44
NextSonraki, we arrangeddüzenlenmiş a datetarih for me
to come visitziyaret etmek the lablaboratuvar,
125
392958
3730
Sonra, benim laboratuvarı ziyaretim
için bir tarih belirledik
06:48
and we choseseçti MarchMart 23, 2015,
whichhangi was the twins'İkizlerin fifthbeşinci birthdaydoğum günü.
126
396712
4650
ve ikizlerin beşinci doğum günü,
23 Mart 2015'i seçtik.
06:54
After we hungasılı up, I emailedpostayla her
some picturesresimler of ThomasThomas and CallumCallum,
127
402563
3936
Telefonu kapattıktan
sonra ona
Thomas ve Callum'un bazı
fotoğraflarını gönderdim,
06:58
and a fewaz weekshaftalar latersonra,
we receivedAlınan this T-shirtT-shirt in the mailposta.
128
406523
2889
ve bir kaç hafta sonra,
posta kutumuza bu T-shirt geldi.
07:03
A fewaz monthsay latersonra, RossRoss, CallumCallum
and I piledKazıklı in the cararaba
129
411142
2799
Birkaç ay sonra, Ross, Callum
ve ben arabaya bindik
07:05
and we wentgitti for a roadyol tripgezi.
130
413965
1591
ve yolculuğa çıktık.
07:07
We metmet ArupaArupa and her staffpersonel,
131
415580
2564
Arupa ve personeli ile tanıştık
07:10
and ArupaArupa said that when I told her
not to feel guiltysuçlu, that it was a reliefkabartma,
132
418168
4248
ve Arupa, benim ona suçlu
hissetmemesini söylediğimde
bunun onu rahatlattığını
07:14
and that she hadn'tolmasaydı seengörüldü it
from our perspectiveperspektif.
133
422440
2301
ve bunu, bizim bakış açımızdan
göremediğini söyledi.
07:18
She alsoAyrıca explainedaçıkladı that ThomasThomas
had a secretgizli codekod nameisim.
134
426090
4238
Bir de, Thomas'ın gizli bir kod adı
olduğunu söyledi.
07:22
The sameaynı way HenriettaHenrietta LacksYoksun
is calleddenilen HeLaHeLa,
135
430931
3369
Aynı Henrietta Lacks'ın, HeLa olarak
hitap edilmesi gibi,
07:26
ThomasThomas was calleddenilen RESRES 360.
136
434324
2626
Thomas'da RES 360 olarak adlandırılmış.
07:29
RESRES meansanlamına geliyor researchAraştırma,
137
437394
1398
RES, araştırma anlamına geliyor
07:30
and 360 meansanlamına geliyor he was the 360thinci specimennumune
138
438816
3500
ve 360 ise, 10 yıllık süre zarfındaki,
07:34
over the coursekurs of about 10 yearsyıl.
139
442340
1785
360. numune anlamına geliyor.
07:37
She alsoAyrıca sharedpaylaşılan with us a uniquebenzersiz documentbelge,
140
445133
4143
Ayrıca, bizimle eşsiz bir
belge de paylaştı,
07:41
and it was the shippingNakliye labeletiket
141
449300
2485
ve bu onun retinalarını
DC'den Philadelphia'ya
07:43
that sentgönderilen his retinasRetina
from DCDC to PhiladelphiaPhiladelphia.
142
451809
3484
götüren sevkiyat etiketiydi.
07:48
This shippingNakliye labeletiket
is like an heirloomHatıra to us now.
143
456273
3389
Bu sevkiyat etiketi bizim
için bir yadigar gibi.
07:52
It's the sameaynı way that a militaryaskeri medalmadalya
or a weddingDüğün certificatesertifika mightbelki be.
144
460304
3508
Aynı bir askeri madalyanın ya da evlilik
cüzdanının olabileceği gibi.
07:56
ArupaArupa alsoAyrıca explainedaçıkladı that she is usingkullanma
Thomas'sThomas'ın retinaretina and his RNARNA
145
464687
5400
Arupa, ayrıca Thomas'ın
retinasını ve RNAsını
08:02
to try to inactivatedevre dışı bırakma the genegen
that causesnedenleri tumortümör formationformasyon,
146
470111
3410
tümör oluşumuna sebep olan geni
devre dışı bırakmak için
kullandığını açıkladı
08:05
and she even showedgösterdi us some resultsSonuçlar
that were basedmerkezli on RESRES 360.
147
473545
3110
ve hatta bize, RES 360'a dayalı
bazı sonuçları gösterdi.
08:09
Then she tookaldı us to the freezerderin dondurucu
148
477959
1834
Sonra, bizi dondurucuya götürdü
08:11
and she showedgösterdi us the two samplesörnekler
that she still has
149
479817
3435
ve bize elindeki, RES 360 etiketli
08:15
that are still labeledetiketli RESRES 360.
150
483276
2322
iki tane örnek gösterdi.
08:17
There's two little onesolanlar left.
151
485622
1860
Geriye sadece bu ikisi kalmış.
08:19
She said she savedkaydedilmiş it
152
487506
1528
Bunları sakladığını söyledi
08:21
because she doesn't know
when she mightbelki get more.
153
489058
2328
çünkü daha ne zaman başkasının
eline geçeceğini bilmiyordu.
08:24
After this, we wentgitti to the conferencekonferans roomoda
154
492553
2048
Bundan sonra, konferans salonuna gittik
08:26
and we relaxedrahat and we had lunchöğle yemeği togetherbirlikte,
155
494625
2610
rahatladık ve beraber öğle yemeğini yedik
08:29
and the lablaboratuvar staffpersonel presentedsunulan CallumCallum
with a birthdaydoğum günü gifthediye.
156
497259
4270
ve lab ekibi Callum'a bir doğum günü
hediyesi verdi.
08:34
It was a child'sçocuğun lablaboratuvar kitkiti.
157
502179
1643
Bir tane çocuk
laboratuvar ekipmanı.
08:36
And they alsoAyrıca offeredsunulan him an internshipstaj.
158
504419
2388
Ve ona stajyerlik önerdiler.
08:38
(LaughterKahkaha)
159
506831
3183
(Kahkaha)
08:42
So in closingkapanış, I have two
simplebasit messagesmesajları todaybugün.
160
510038
3150
Konumu kapatırken, bugün size iki
tane basit mesajım var.
08:45
One is that mostçoğu of us probablymuhtemelen
don't think about donatingbağış to researchAraştırma.
161
513578
3804
Bir tanesi, çoğumuz araştırmalara
bağış yapmayı genellikle düşünmüyor.
08:49
I know I didn't.
I think I'm a normalnormal personkişi.
162
517406
3110
Biliyorum, çünkü bende düşünmüyordum.
Normal olduğumu sanırdım.
08:52
But I did it.
163
520540
1151
Ama değilmişim.
08:53
It was a good experiencedeneyim,
and I recommendtavsiye etmek it,
164
521715
2142
Bu iyi bir deneyimdi
ve sizlere de öneriyorum
08:55
and it broughtgetirdi my familyaile a lot of peaceBarış.
165
523881
1944
ve bu aileme çokça huzur getirdi.
08:57
And secondikinci is if you work
with humaninsan tissuedoku
166
525849
2785
Ve ikincisi, eğer insan dokusuyla
çalışıyorsanız
09:00
and you wondermerak etmek about the donordonör
and about the familyaile,
167
528658
2595
ve bağışçı ile ailesini merak ediyorsanız
09:03
writeyazmak them a lettermektup.
168
531277
1195
onlara bir mektup yazın.
09:04
Tell them you receivedAlınan it,
tell them what you're workingçalışma on,
169
532496
2816
Bağışı aldığınızı
ve üzerinde çalıştığınızı söyleyin,
09:07
and inviteDavet etmek them to visitziyaret etmek your lablaboratuvar,
170
535336
1667
ve onları laboratuvarınıza davet edin,
09:09
because that visitziyaret etmek mayMayıs ayı be
even more gratifyingmemnuniyet verici for you
171
537027
2525
bu onlara olduğundan çok sizin için
09:11
than it is for them.
172
539576
1231
daha sevindirici olabilir.
09:12
And I'd alsoAyrıca like to asksormak you a favoriyilik.
173
540831
1762
Ve sizlerden bir iyilik istiyorum.
09:14
If you're ever successfulbaşarılı
in arrangingdüzenleme one of these visitsziyaret,
174
542617
2959
Bu ziyaretlerden bir tanesi düzenlemekte
başarılı olursanız,
09:17
please tell me about it.
175
545600
1318
lütfen beni haberdar edin.
09:20
The other partBölüm of my family'sailenin storyÖykü
176
548064
1696
Aile hikayemizin diğer kısmı ise
09:21
is that we endedbitti up visitingziyaret
all fourdört facilitiestesisler
177
549784
2312
Thomas'ın bağışlarını alan
09:24
that receivedAlınan Thomas'sThomas'ın donationsbağış.
178
552120
2062
diğer dört tane kuruluşu da
ziyaret etmemizdir.
09:26
And we metmet amazingşaşırtıcı people
doing inspiringilham verici work.
179
554206
2924
Ve, ilham verici işler yapan
harika insanlarla tanıştık.
09:30
The way I see it now
is that ThomasThomas got into HarvardHarvard,
180
558003
5101
Artık bunu, Thomas Harvard'a, Duke ve Penn
09:35
DukeDuke and PennPenn --
181
563128
2166
girmiş gibi görüyor --
09:37
(LaughterKahkaha)
182
565318
3325
(Kahkaha)
09:40
And he has a job at CytonetCytonet,
183
568667
2368
Ve Cytonet'te bir işi var,
09:43
and he has colleaguesmeslektaşlar and he has coworkersiş arkadaşları
184
571059
2785
iş arkadaşları ve alanlarında
09:45
who are in the topüst of theironların fieldsalanlar.
185
573868
1761
birinci sınıf olan meslektaşları var.
09:47
And they need him
in ordersipariş to do theironların job.
186
575653
2571
Ve işlerini yapabilmeleri için
ona ihtiyaçları var.
09:51
And a life that oncebir Zamanlar seemedgibiydi
briefkısa and insignificantönemsiz
187
579137
4651
Ve bir zamanlar, kısa ve önemsiz
gibi görünen bir hayat
09:55
revealedortaya itselfkendisi to be vitalhayati,
everlastingEverlasting and relevantuygun.
188
583812
5682
kendisini hayati, sonsuz
ve belirgin hale getirdi.
10:02
And I only hopeumut that my life
can be as relevantuygun.
189
590224
2547
Ve tek isteğim, umarım benim
hayatımda bu denli belirgin olur.
10:05
Thank you.
190
593512
1151
Teşekkür ediyorum.
10:06
(ApplauseAlkış)
191
594687
9728
(Alkış)
Translated by Olcay Söngüt
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sarah Gray - Researchers' dream donator
Sarah Gray found meaning in tragic loss­­ by donating the organs of her newborn son to advance scientific research.

Why you should listen

While struggling to cope with the loss of their infant son Thomas, Sarah Gray and her family met the researchers who received his eye, liver and cord blood donations. This journey garnered national and international media attention and brought profound peace to the Gray family.

Gray is the director of marketing and public affairs for the American Association of Tissue Banks and a member of the AATB Donor Family Guidance Document Committee. She is author of a forthcoming memoir from HarperOne, A Life Everlasting: The Extraordinary Story of One Boy's Gift to Medical Science.

Gray holds a BA in Communications from Marquette University and a Masters in Public Communication from American University, where her capstone topic was non­directed kidney donation. She lives in Washington, DC with her husband Ross and children, Callum and Jocelyn.

More profile about the speaker
Sarah Gray | Speaker | TED.com