ABOUT THE SPEAKER
Suzanne Simard - Forest ecologist
Suzanne Simard studies the complex, symbiotic networks in our forests.

Why you should listen

A professor of forest ecology at the University of British Columbia's Department of Forest and Conservation Sciences in Vancouver, Suzanne Simard studies the surprising and delicate complexity in nature. Her main focus is on the below-ground fungal networks that connect trees and facilitate underground inter-tree communication and interaction. Her team's analysis revealed that the fungi networks move water, carbon and nutrients such as nitrogen between and among trees as well as across species. The research has demonstrated that these complex, symbiotic networks in our forests -- at the hub of which stand what she calls the "mother trees" -- mimic our own neural and social networks. This groundbreaking work on symbiotic plant communication has far-reaching implications in both the forestry and agricultural industries, in particular concerning sustainable stewardship of forests and the plant’s resistance to pathogens. She works primarily in forests, but also grasslands, wetlands, tundra and alpine ecosystems.

More profile about the speaker
Suzanne Simard | Speaker | TED.com
TEDSummit

Suzanne Simard: How trees talk to each other

Suzanne Simard: Ağaçlar birbirleriyle nasıl konuşur?

Filmed:
4,161,601 views

Çevrebilimci Suzanne Simard "Bir orman gördüğünüzden çok daha fazlasıdır" diyor. Kanada ormanlarında geçen 30 yıllık bir araştırma süreci, hayret verici bir keşifle neticelendi: Ağaçlar sıklıkla ve uzak mesafelerden konuşuyorlar. Ağaçların uyumlu ve bir o kadar karmaşık toplumsal hayatları hakkında daha fazla fikir sahibi olmaya ve doğal hayatı yeni bir gözle görmeye hazır olun!
- Forest ecologist
Suzanne Simard studies the complex, symbiotic networks in our forests. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
ImagineHayal you're walkingyürüme throughvasitasiyla a forestorman.
0
680
2520
Bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin.
00:15
I'm guessingtahmin you're thinkingdüşünme
of a collectionToplamak of treesağaçlar,
1
3960
3136
Sanırım; sağlam gövdeleri
ve güzel taçları ile,
00:19
what we forestersOrmancılar call a standdurmak,
2
7120
2736
biz ormancıların meşçere
olarak adlandırdığı
00:21
with theironların ruggedsağlam stemssapları
and theironların beautifulgüzel crownskron.
3
9880
2640
bir ağaç topluluğunu düşünüyorsunuz.
00:25
Yes, treesağaçlar are the foundationvakıf of forestsormanlar,
4
13360
2560
Evet, ağaçlar ormanların temelidir
00:28
but a forestorman is much more
than what you see,
5
16480
2480
fakat bir orman, gördüğünüzden
çok daha fazlasıdır
00:31
and todaybugün I want to changedeğişiklik
the way you think about forestsormanlar.
6
19560
3680
ve bugün, ormanlara bakış
açınızı değiştirmek istiyorum.
00:35
You see, undergroundyeraltı
there is this other worldDünya,
7
23880
3376
Biliyorsunuz, yerin altında
başka bir dünya var;
00:39
a worldDünya of infinitesonsuz biologicalbiyolojik pathwaysyolları
8
27280
3056
ağaçları birbirine bağlayan ve iletişim
kurmalarını sağlayan
00:42
that connectbağlamak treesağaçlar
and allowizin vermek them to communicateiletişim kurmak
9
30360
3416
ve ormanın, tek bir organizmaymış gibi
davranmasını sağlayan
00:45
and allowizin vermek the forestorman to behaveDavranmak
as thoughgerçi it's a singletek organismorganizma.
10
33800
3480
sonsuz biyolojik patikaların dünyası.
00:50
It mightbelki remindhatırlatmak you
of a sortçeşit of intelligencezeka.
11
38040
2720
Bu size bir tür zekayı anımsatabilir.
00:53
How do I know this?
12
41600
1656
Peki ben bunu nereden biliyorum?
00:55
Here'sİşte my storyÖykü.
13
43280
1240
İşte benim hikayem.
00:57
I grewbüyüdü up in the forestsormanlar
of Britishİngiliz ColumbiaColumbia.
14
45560
2160
Britanya Kolumbiyası'ndaki
ormanlarda büyüdüm.
01:01
I used to layyatırmak on the forestorman floorzemin
and starebakıyorum up at the treeağaç crownskron.
15
49080
3176
Ormanda yere yatar ve ağaçların tepelerine
dikkatle bakardım.
01:04
They were giantsDevler.
16
52280
1240
Dev gibilerdi.
01:06
My grandfatherBüyük baba was a giantdev, too.
17
54320
1576
Büyükbabam da dev gibiydi.
01:07
He was a horseat loggerLogger,
18
55920
1456
Atlarla kereste taşırdı
01:09
and he used to selectivelySeçici cutkesim
cedarSedir poleskutuplar from the inland rainforestyağmur ormanı.
19
57400
3560
ve yağmur ormanın içinde titizlikle
sedir ağaçlarını kesiyordu.
01:13
GrandpaBüyükbaba taughtöğretilen me about the quietsessiz
and cohesivetutarlı waysyolları of the woodsWoods,
20
61760
3976
Büyükbabam bana ormanın sessiz ve
uyum sağlayan biçimlerini öğretti ve
01:17
and how my familyaile was knitörgü örmek into it.
21
65760
2400
ailemin ona nasıl bağlandığını anlattı.
01:21
So I followedtakip etti in grandpa'sBüyükbaba footstepsayak sesleri.
22
69080
2136
Bu yüzden, onun ayak izlerini takip ettim.
01:23
He and I had this curiositymerak about forestsormanlar,
23
71240
2560
İkimizin de ormanlara merakı vardı ve
01:26
and my first bigbüyük "ahaaha" momentan
24
74800
2136
ilk aydınlanma anım da
gölümüzün kenarındaki
01:28
was at the outhouseEvin dışında by our lakegöl.
25
76960
1880
tuvalette gerçekleşti.
01:31
Our poorfakir dogköpek JigsJigs
had slippedkaydı and fallendüşmüş into the pitçukur.
26
79640
3120
Zavallı köpeğimiz Jigs kaydı
ve çukura düştü.
01:36
So grandpaBüyükbaba ranran up with his shovelkürek
to rescuekurtarmak the poorfakir dogköpek.
27
84080
3136
Büyükbabam da köpeği kurtarmak için
küreğini aldı ve koştu.
01:39
He was down there, swimmingyüzme in the muckgübre.
28
87240
2240
Köpek aşağıda çamur içerisinde yüzüyordu.
01:43
But as grandpaBüyükbaba dugkazdık
throughvasitasiyla that forestorman floorzemin,
29
91000
2696
Büyükbabam ormanın zeminini
kazdıkça ortaya çıkan
01:45
I becameoldu fascinatedbüyülenmiş with the rootskökleri,
30
93720
2616
ağaç kökleri beni büyülemişti
ve onların altında,
01:48
and underaltında that, what I learnedbilgili latersonra
was the whitebeyaz myceliummiselyum
31
96360
3096
sonradan beyaz miselyum olduğunu
öğrendiğim şey vardı ve
01:51
and underaltında that the redkırmızı
and yellowSarı mineralmineral horizonsufuklar.
32
99480
3080
onun da altında kırmızı ve sarı
mineral tabakaları vardı.
01:55
EventuallySonunda, grandpaBüyükbaba and I
rescuedkurtarıldı the poorfakir dogköpek,
33
103240
3176
Sonuç olarak, büyükbabam
ve ben zavallı köpeği kurtardık
01:58
but it was at that momentan that I realizedgerçekleştirilen
34
106440
2336
ve tam o anda
02:00
that that palettepalet of rootskökleri and soiltoprak
35
108800
2576
o kök ve toprak paletinin
02:03
was really the foundationvakıf of the forestorman.
36
111400
2440
aslında ormanın temeli
olduklarını fark ettim.
02:06
And I wanted to know more.
37
114640
1400
Daha fazla bilmeyi istedim.
02:08
So I studiedokudu forestryOrmancılık.
38
116680
1720
Böylece, ormancılık okudum.
02:11
But soonyakında I foundbulunan myselfkendim workingçalışma
alongsideyanında the powerfulgüçlü people
39
119440
3616
Fakat kendimi kısa sürede,
ticari hasattan sorumlu
02:15
in chargeşarj etmek of the commercialticari harvesthasat.
40
123080
1880
güçlü insanların yanında buldum.
02:17
The extentderece of the clear-cuttingtemiz kesim
41
125960
2576
Yapılan ağaç kesme işleminin
02:20
was alarmingendişe verici,
42
128560
1256
boyutu korkutucuydu
02:21
and I soonyakında foundbulunan myselfkendim
conflictedÇakışan by my partBölüm in it.
43
129840
3160
ve kısa süre sonra kendimi
bölümümle çatışıyor olarak buldum.
02:25
Not only that, the sprayingpüskürtme
and hackinghack of the aspensAspens and birchesağaç
44
133600
5096
Sadece bu değil, ticari olarak daha
değerli çam ve göknarlara yer açmak için
02:30
to make way for the more commerciallyticari
valuabledeğerli plantedekili pinesçam ağaçları and firsFirs
45
138720
4296
kavak ve huş ağaçlarının
kesilmesi ve püskürtülmesi
02:35
was astoundingşaşırtıcı.
46
143040
1200
şok ediciydi.
02:37
It seemedgibiydi that nothing could stop
this relentlessacımasız industrialSanayi machinemakine.
47
145040
3720
Hiçbir şey bu acımasız
endüstriyel makineyi durduramaz gibiydi.
02:41
So I wentgitti back to schoolokul,
48
149640
1400
Okula geri döndüm
02:44
and I studiedokudu my other worldDünya.
49
152360
1960
ve diğer dünyamı çalıştım.
02:47
You see, scientistsBilim adamları had just discoveredkeşfedilen
in the laboratorylaboratuvar in vitroin vitro
50
155480
4256
Bilim insanları laboratuvarda,
yapay ortamda
02:51
that one pineçam seedlingfide rootkök
51
159760
2136
bir çam fide kökünün başka
çam fide köküne
02:53
could transmitiletmek carbonkarbon
to anotherbir diğeri pineçam seedlingfide rootkök.
52
161920
3400
karbon geçirebildiğini keşfetti.
02:58
But this was in the laboratorylaboratuvar,
53
166160
1776
Ama bu laboratuvardaydı
02:59
and I wonderedmerak,
could this happenolmak in realgerçek forestsormanlar?
54
167960
3056
ve bunun gerçek ormanlarda olup
olmadığını merak ettim.
03:03
I thought yes.
55
171040
1200
Olabileceğini düşündüm.
03:05
TreesAğaçlar in realgerçek forestsormanlar mightbelki alsoAyrıca
sharepay informationbilgi belowaltında groundzemin.
56
173120
3960
Gerçek ormanlarda ağaçlar da
yer altında bilgi paylaşabilirler.
03:10
But this was really controversialtartışmalı,
57
178120
1776
Bu gerçekten tartışmalıydı
03:11
and some people thought I was crazyçılgın,
58
179920
2616
ve bazı insanlar benim
deli olduğumu düşündü.
03:14
and I had a really hardzor time
gettingalma researchAraştırma fundingfinansman.
59
182560
3056
Araştırma için fon bulmakta çok zorlandım
03:17
But I perseveredsebat etmek,
60
185640
1440
ama sebat ettim
03:20
and I eventuallysonunda conductedyürütülen
some experimentsdeneyler deepderin in the forestorman,
61
188200
3856
ve 25 yıl önce, nihayet
ormanın derinliklerinde
03:24
25 yearsyıl agoönce.
62
192080
1400
bazı deneyler yaptım.
03:26
I grewbüyüdü 80 replicatesçoğaltır of threeüç speciesTürler:
63
194120
2896
Üç türün 80 kopyasını yetiştirdim:
03:29
paperkâğıt birchHuş ağacı, DouglasDouglas firköknar,
and westernbatı redkırmızı cedarSedir.
64
197040
3176
kağıt huşu, Douglas göknarı ve boylu mazı.
03:32
I figuredanladım the birchHuş ağacı and the firköknar
would be connectedbağlı in a belowgroundbelowground web,
65
200240
4056
Huş ağacının ve göknarın yeraltı ağında
bağlanabileceğini düşündüm
03:36
but not the cedarSedir.
66
204320
1256
ama sedir hariç.
03:37
It was in its ownkendi other worldDünya.
67
205600
1520
O kendi dünyasındaydı.
03:40
And I gatheredtoplanmış my apparatusaparatı,
68
208440
1856
Ben kendi aygıtlarımı topladım
03:42
and I had no moneypara,
so I had to do it on the cheapucuz.
69
210320
3176
ama param olmadığı için her şeyi
ucuza yapmak zorundaydım.
03:45
So I wentgitti to CanadianKanada TireLastik --
70
213520
1616
Ben de Canadian Tire'a gittim --
03:47
(LaughterKahkaha)
71
215160
1416
(Gülüşmeler)
03:48
and I boughtsatın some plasticplastik bagsçantalar
and ductKanal tapebant and shadeGölge clothbez,
72
216600
3416
ve birkaç plastik torba, selo bant,
gölge bezi, kronometre,
03:52
a timerZamanlayıcı, a paperkâğıt suittakım elbise, a respiratorgaz maskesi.
73
220040
3240
kağıt elbise ve burunluk aldım.
03:56
And then I borrowedödünç aldım some
high-techyüksek teknoloji stuffşey from my universityÜniversite:
74
224160
3176
Sonra üniversitemden bazı
teknolojik şeyler ödünç aldım.
03:59
a GeigerGeiger countersayaç, a scintillationmercek countersayaç,
a masskitle spectrometerSpektrometre, microscopesmikroskoplar.
75
227360
4616
Bir Geiger sayacı ve pırıltı sayar,
kütle spektrografı ve mikroskoplar.
04:04
And then I got some
really dangeroustehlikeli stuffşey:
76
232000
2456
Sonra gerçekten tehlikeli
birkaç şey aldım:
04:06
syringesşırınga fulltam of radioactiveradyoaktif
carbon-karbon-14 carbonkarbon dioxidedioksit gasgaz
77
234480
4776
radyoaktif karbon-14
karbondioksit dolu şırıngalar.
04:11
and some highyüksek pressurebasınç bottlesşişeler
78
239280
2016
Bir de kararlı bir izotop olan
karbon-13 karbondioksit gazı dolu
04:13
of the stablekararlı isotopeizotop
carbon-karbon-13 carbonkarbon dioxidedioksit gasgaz.
79
241320
3520
bir kaç yüksek basınçlı şişe.
04:17
But I was legallyyasal olarak permittedizin verilen.
80
245560
1576
Ama yasal olarak izinliydim.
04:19
(LaughterKahkaha)
81
247160
1696
(Gülüşmeler)
04:20
Oh, and I forgotUnuttun some stuffşey,
82
248880
1600
Bazı önemli şeyleri unuttum.
04:23
importantönemli stuffşey: the bugböcek spraysprey,
83
251080
1720
Böcek ve ayı spreyi ve
04:25
the bearayı spraysprey,
the filtersfiltreler for my respiratorgaz maskesi.
84
253600
2840
burunluk filtresi gibi.
04:29
Oh well.
85
257160
1200
Sağlık olsun.
04:31
The first day of the experimentdeney,
we got out to our plotarsa
86
259560
2776
Deneyin ilk günü arazimize gittik
04:34
and a grizzlyboz ayı bearayı and her cubyavrusu
chasedkovaladı us off.
87
262360
2800
ve bir ayı yavrusuyla bizi kovaladı.
Ve yanımda ayı spreyi yoktu.
04:37
And I had no bearayı spraysprey.
88
265920
1520
04:41
But you know, this is how
forestorman researchAraştırma in CanadaKanada goesgider.
89
269120
3176
Ama bilirsiniz Kanada'da
orman araştırması böyle olur.
04:44
(LaughterKahkaha)
90
272320
1456
(Gülüşmeler)
04:45
So I camegeldi back the nextSonraki day,
91
273800
1536
Ben de ertesi gün geri gittim.
04:47
and mamaAnne grizzlyboz ayı and her cubyavrusu were gonegitmiş.
92
275360
2256
Anne ayı ile yavrusu gitmişti.
04:49
So this time, we really got startedbaşladı,
93
277640
2016
Bu sefer gerçekten işe başladık.
04:51
and I pulledçekti on my whitebeyaz paperkâğıt suittakım elbise,
94
279680
2776
Kağıt elbisemi çıkardım, giydim ve
04:54
I put on my respiratorgaz maskesi,
95
282480
1840
burunluğumu taktım.
04:58
and then
96
286160
1216
Sonra
04:59
I put the plasticplastik bagsçantalar over my treesağaçlar.
97
287400
2280
plastik torbaları ağaçlara geçirdim.
05:03
I got my giantdev syringesşırınga,
98
291080
2096
Dev şırıngaları çıkardım
05:05
and I injectedenjekte the bagsçantalar
99
293200
1656
ve torbalara
05:06
with my tracerizleyici isotopeizotop
carbonkarbon dioxidedioksit gasesgazlar,
100
294880
3416
izleme izotoplu karbondioksit gazı
enjekte ettim.
05:10
first the birchHuş ağacı.
101
298320
1216
İlk olarak huş ağacı.
05:11
I injectedenjekte carbon-karbon-14, the radioactiveradyoaktif gasgaz,
102
299560
2976
Huş ağacının olduğu torbaya
karbon-14 radyoaktif gazı
05:14
into the bagsırt çantası of birchHuş ağacı.
103
302560
1576
enjekte ettim.
05:16
And then for firköknar,
104
304160
1256
Daha sonra göknar için
kararlı izotop karbon-13
05:17
I injectedenjekte the stablekararlı isotopeizotop
carbon-karbon-13 carbonkarbon dioxidedioksit gasgaz.
105
305440
3816
karbondioksit gazı enjekte ettim.
05:21
I used two isotopesizotoplar,
106
309280
1736
Türler arasında iki taraflı iletişim
05:23
because I was wonderingmerak ediyor
107
311040
1256
olup olmadığını merak ettiğim için
05:24
whetherolup olmadığını there was two-wayiki yönlü communicationiletişim
going on betweenarasında these speciesTürler.
108
312320
3840
iki tane izotop kullandım.
05:29
I got to the finalnihai bagsırt çantası,
109
317640
2576
Son poşete geldim,
05:32
the 80thinci replicatetekrarlamak,
110
320240
1496
80. kopyaya,
05:33
and all of a suddenani
mamaAnne grizzlyboz ayı showedgösterdi up again.
111
321760
2416
birden anne ayı belirdi
05:36
And she startedbaşladı to chaseChase me,
112
324200
1416
ve beni kovalamaya başladı.
05:37
and I had my syringesşırınga aboveyukarıdaki my headkafa,
113
325640
2416
Şırıngalarım başımın üstünde
05:40
and I was swattingharekâta the mosquitosSivrisinek,
and I jumpedatladı into the truckkamyon,
114
328080
2936
sivrisinekleri kovalayarak
kamyona atladım
ve insanların
05:43
and I thought,
115
331040
1216
neden laboratuvar çalışması
yaptığını anladım.
05:44
"This is why people do lablaboratuvar studiesçalışmalar."
116
332280
1736
05:46
(LaughterKahkaha)
117
334040
1440
(Gülüşmeler)
05:49
I waitedbekledi an hoursaat.
118
337120
1496
Bir saat bekledim.
05:50
I figuredanladım it would take this long
119
338640
1616
Ağaçların fotosentez yoluyla
05:52
for the treesağaçlar to suckemmek up
the COCO2 throughvasitasiyla photosynthesisfotosentez,
120
340280
2776
karbondioksiti çekerek şekere dönüştürmesi
05:55
turndönüş it into sugarsşekerler,
sendgöndermek it down into theironların rootskökleri,
121
343080
3136
ve köklerine iletmesinin
bir saat süreceğini düşündüm.
05:58
and maybe, I hypothesizedonaylanmadığına karar,
122
346240
2696
Belki de karbonun yer altında
06:00
shuttleservis aracı that carbonkarbon belowgroundbelowground
to theironların neighborsKomşular.
123
348960
2800
komşularına gidip geleceğini varsaydım.
06:04
After the hoursaat was up,
124
352920
1856
Bir saat doldu ve
06:06
I rolledhaddelenmiş down my windowpencere,
125
354800
1576
arabanın camını açıp
06:08
and I checkedkontrol for mamaAnne grizzlyboz ayı.
126
356400
1600
anne ayı var mı diye etrafa baktım.
06:10
Oh good, she's over there
eatingyemek yiyor her huckleberrieshuckleberries.
127
358600
2400
Anne ayı yaban mersini yiyordu.
06:13
So I got out of the truckkamyon
and I got to work.
128
361720
2616
Kamyondan ayrılıp işe başladım.
06:16
I wentgitti to my first bagsırt çantası with the birchHuş ağacı.
I pulledçekti the bagsırt çantası off.
129
364360
3896
Huş ağacının olduğu
ilk torbayı çıkarttım ve
06:20
I ranran my GeigerGeiger countersayaç over its leavesyapraklar.
130
368280
2320
Geiger sayacını yapraklarının
üzerinde gezdirdim.
06:23
KkhhKkhh!
131
371280
1200
Kkhh!
06:25
PerfectMükemmel.
132
373400
1216
Harika.
Huş ağacı radyoaktif gazı emmişti.
06:26
The birchHuş ağacı had takenalınmış up
the radioactiveradyoaktif gasgaz.
133
374640
2936
06:29
Then the momentan of truthhakikat.
134
377600
1576
Sonra kader anı.
06:31
I wentgitti over to the firköknar treeağaç.
135
379200
1520
Göknar ağacına gittim.
06:33
I pulledçekti off its bagsırt çantası.
136
381320
1776
Torbayı çıkartıp Geiger sayacını
06:35
I ranran the GeigerGeiger countersayaç up its needlesiğneler,
137
383120
2336
dikenleri üzerinde gezdirdim
06:37
and I heardduymuş the mostçoğu beautifulgüzel soundses.
138
385480
2200
ve dünyanın en güzel sesini duydum.
06:40
KkhhKkhh!
139
388440
1200
Kkhh!
06:42
It was the soundses of birchHuş ağacı talkingkonuşma to firköknar,
140
390760
2736
Huş ağacının göknar ağacııyla
konuşma sesiydi.
06:45
and birchHuş ağacı was sayingsöz,
"Hey, can I help you?"
141
393520
3456
Huş ağacı: "Hey, yardımcı
olabilir miyim?" diyordu.
06:49
And firköknar was sayingsöz, "Yeah,
can you sendgöndermek me some of your carbonkarbon?
142
397000
3616
Göknar ağacı: "Evet, bana biraz
karbonundan yollayabilir misin
06:52
Because somebodybirisi
threwattı a shadeGölge clothbez over me."
143
400640
2400
çünkü birisi üzerime
gölge bezi koydu." diyordu.
06:56
I wentgitti up to cedarSedir, and I ranran
the GeigerGeiger countersayaç over its leavesyapraklar,
144
404360
3696
Sedir ağacına gittim ve Geiger sayacını
yapraklarının üzerinde gezdirdim.
07:00
and as I suspectedşüpheli,
145
408080
1520
Sandığım gibi,
07:02
silenceSessizlik.
146
410520
1240
sessizlik.
07:04
CedarSedir was in its ownkendi worldDünya.
147
412560
2216
Sedir ağacı kendi dünyasındaydı.
07:06
It was not connectedbağlı into the web
interlinkingilişkilendirerek birchHuş ağacı and firköknar.
148
414800
3960
Huş ve göknar ağacını birbirine
bağlayan ağa bağlanmamıştı.
07:11
I was so excitedheyecanlı,
149
419840
1280
Çok heyecanlıydım.
07:14
I ranran from plotarsa to plotarsa
and I checkedkontrol all 80 replicatesçoğaltır.
150
422000
3976
Araziden araziye koşup
80 kopyayı kontrol ettim.
07:18
The evidencekanıt was clearaçık.
151
426000
2136
Deliller netti.
07:20
The C-C-13 and C-C-14 was showinggösterme me
152
428160
2936
Karbon-13 ve karbon-14
huş ağacının ve göknarın
07:23
that paperkâğıt birchHuş ağacı and DouglasDouglas firköknar
were in a livelycanlı two-wayiki yönlü conversationkonuşma.
153
431120
4120
yoğun bir çift taraflı iletişimde
olduğunu gösteriyordu.
07:27
It turnsdönüşler out at that time of the yearyıl,
154
435960
1856
Demek ki yılın bu zamanı,
07:29
in the summeryaz,
155
437840
1216
yaz ayında
07:31
that birchHuş ağacı was sendinggönderme more carbonkarbon to firköknar
than firköknar was sendinggönderme back to birchHuş ağacı,
156
439080
3656
huş ağacı göknara, göknarın
huş ağacına gönderdiğinden
özellikle göknar gölgedeyken
daha fazla karbon gönderiyordu.
07:34
especiallyözellikle when the firköknar was shadedgölgeli.
157
442760
2296
07:37
And then in latersonra experimentsdeneyler,
we foundbulunan the oppositekarşısında,
158
445080
2976
Daha sonraki denemelerde bunun
tam tersini gözlemledik.
07:40
that firköknar was sendinggönderme more carbonkarbon to birchHuş ağacı
than birchHuş ağacı was sendinggönderme to firköknar,
159
448080
3536
Huş ağacı yapraksız kalırken
göknar hâlâ büyüdüğü için
07:43
and this was because the firköknar was still
growingbüyüyen while the birchHuş ağacı was leaflessyapraksız.
160
451640
3640
göknar huş ağacının göknara
gönderdiğinden fazla karbon gönderiyordu.
07:47
So it turnsdönüşler out the two speciesTürler
were interdependentbirbirine bağlı,
161
455880
2656
Bu da demek oluyor ki
iki tür birbirine bağımlıydılar,
07:50
like yinYin and yangYang.
162
458560
1280
yin ile yang gibi.
07:52
And at that momentan,
everything camegeldi into focusodak for me.
163
460960
2976
İşte tam o anda benim için
her şey belirginleşti.
07:55
I knewbiliyordum I had foundbulunan something bigbüyük,
164
463960
2256
Büyük bir şey bulduğumu biliyordum.
07:58
something that would changedeğişiklik the way
we look at how treesağaçlar interactetkileşim in forestsormanlar,
165
466240
4736
Ağaçların ormanda nasıl etkileştiklerine
bakışımızı değiştirecek bir şey.
08:03
from not just competitorsrakipler
166
471000
2016
Sadece rekabetleri değil
08:05
but to cooperatorscooperators.
167
473040
1680
yardımlaşmalarına da.
08:07
And I had foundbulunan solidkatı evidencekanıt
168
475800
2456
Bu büyük yeraltı iletişim ağının
08:10
of this massivemasif belowgroundbelowground
communicationsiletişim network,
169
478280
3376
yani diğer dünyanın
sağlam kanıtını bulmuştum.
08:13
the other worldDünya.
170
481680
1240
08:15
Now, I trulygerçekten hopedümit and believedinanılır
171
483960
1896
Gerçekten umudum ve inancım
08:17
that my discoverykeşif would changedeğişiklik
how we practiceuygulama forestryOrmancılık,
172
485880
3616
yaptığım keşfin ormancılığı icra ediş
şeklimizi değiştireceği yönündeydi.
08:21
from clear-cuttingtemiz kesim and herbicidingherbiciding
173
489520
1776
Tıraşlama kesimi ve otkıran kullanımı
08:23
to more holisticbütünsel and sustainablesürdürülebilir methodsyöntemleri,
174
491320
2936
daha bütünsel ve sürdürülebilir,
08:26
methodsyöntemleri that were lessaz expensivepahalı
and more practicalpratik.
175
494280
3216
daha ekonomik ve daha pratik
metodlarla yapılabilirdi.
08:29
What was I thinkingdüşünme?
176
497520
1240
Ne düşünüyordum?
Bu konuya geri döneceğim.
08:31
I'll come back to that.
177
499920
1280
08:35
So how do we do scienceBilim
in complexkarmaşık systemssistemler like forestsormanlar?
178
503760
3840
Ormanlar gibi kompleks
sistemlerde nasıl bilim yapıyoruz?
08:40
Well, as forestorman scientistsBilim adamları,
we have to do our researchAraştırma in the forestsormanlar,
179
508720
3336
Orman bilimciler olarak
araştırmamızı ormanlarda yapıyoruz
ve bu size gösterdiğim gibi çok zor.
08:44
and that's really toughsert,
as I've showngösterilen you.
180
512080
2016
Ayılardan kaçma konusunda
çok iyi olmamız gerekiyor.
08:46
And we have to be really good
at runningkoşu from bearsayılar.
181
514120
3240
08:50
But mostlyçoğunlukla, we have to perseveresebat
182
518760
1576
Ama bilhassa
08:52
in spitenispet of all the stuffşey
stackedyığılmış againstkarşısında us.
183
520360
2896
karşımıza çıkar her şeye karşın
yılmadan devam etmeliyiz
08:55
And we have to followtakip et our intuitionsezgi
and our experiencesdeneyimler
184
523280
2616
ve iyi sorular sorarak
08:57
and asksormak really good questionssorular.
185
525920
2136
deneyim ve önsezilerimizi takip etmeliyiz.
09:00
And then we'vebiz ettik got to gathertoplamak our dataveri
and then go verifyDOĞRULAYIN.
186
528080
3176
Sonra verilerimizi toplayıp
bunları doğrulamalıyız.
09:03
For me, I've conductedyürütülen and publishedyayınlanan
hundredsyüzlerce of experimentsdeneyler in the forestorman.
187
531280
5160
Ormanda yüzlerce deney
yaptım ve yayımladım.
09:09
Some of my oldesten eski experimentaldeneysel plantationstarlaları
are now over 30 yearsyıl oldeski.
188
537080
4000
En eski deneysel ekimlerimin
bazıları 30 yaşın üzerinde.
09:14
You can checkKontrol them out.
189
542040
1416
Kontrol edebilrsiniz.
09:15
That's how forestorman scienceBilim worksEserleri.
190
543480
1800
Orman bilimi bu şekilde işler.
09:18
So now I want to talk about the scienceBilim.
191
546200
2336
Şimdi bilim üzerine konuşmak istiyorum.
09:20
How were paperkâğıt birchHuş ağacı
and DouglasDouglas firköknar communicatingiletişim?
192
548560
3056
Huş ağacıyla Douglas göknarı
nasıl iletişim kuruyordu?
09:23
Well, it turnsdönüşler out they were conversingçevrilişi
not only in the languagedil of carbonkarbon
193
551640
4496
Anlaşıldı ki, onlar sadece
karbon dilinde değil,
09:28
but alsoAyrıca nitrogenazot and phosphorusfosfor
194
556160
3016
aynı zamanda azot, fosfor,
09:31
and waterSu and defensesavunma signalssinyalleri
and alleleGen chemicalskimyasallar and hormoneshormonlar --
195
559200
4736
su, savunma sinyalleri, allel kimyasalları
ve hormonlar dilinde konuşuyorlardı.
09:35
informationbilgi.
196
563960
1200
Bilgi.
09:38
And you know, I have to tell you,
before me, scientistsBilim adamları had thought
197
566160
3176
Şunu da söylemeliyim ki,
benden önce bilim insanları
09:41
that this belowgroundbelowground
mutualisticilişkilerden symbiosisSymbiosis calleddenilen a mycorrhizamikorizasız
198
569360
3576
bunda karşılıklı bir simbiyoz olan
mikorizanın rol oynadığını
09:44
was involvedilgili.
199
572960
1496
düşünüyorlardı.
09:46
MycorrhizaMikorizasız literallyharfi harfine meansanlamına geliyor "fungusmantar rootkök."
200
574480
3080
Mikoriza gerçek anlamda
mantar kökü demek.
09:50
You see theironların reproductiveüreme organsorganları
when you walkyürümek throughvasitasiyla the forestorman.
201
578360
3896
Ormanda yürüdüğün zaman
üreme organlarını görürsün.
09:54
They're the mushroomsmantarlar.
202
582280
1816
Onlar mantardır.
09:56
The mushroomsmantarlar, thoughgerçi,
are just the tipbahşiş of the icebergbuzdağı,
203
584120
3016
Mantarlar, miselyumu oluşturan
mantar ipliklerin gövdelerinden çıkar
09:59
because cominggelecek out of those stemssapları
are fungalmantar threadsipler that formform a myceliummiselyum,
204
587160
4256
ve miselyum bütün ağaç ve
bitkilerin köklerini
10:03
and that myceliummiselyum
infectsbozar and colonizescolonizes the rootskökleri
205
591440
2696
enfekte edip kolonileştirmesinden dolayı
10:06
of all the treesağaçlar and plantsbitkiler.
206
594160
2136
mantarlar buzdağının görünen ucudur.
10:08
And where the fungalmantar cellshücreler
interactetkileşim with the rootkök cellshücreler,
207
596320
2656
Mantar hücreleri kök hücreleriyle
etkileşime girdiği yerde
10:11
there's a tradeTicaret of carbonkarbon for nutrientsbesinler,
208
599000
2776
karbon ve besinler değiş tokuş eder
10:13
and that fungusmantar getsalır those nutrientsbesinler
by growingbüyüyen throughvasitasiyla the soiltoprak
209
601800
3056
ve mantar topraktan yetişerek,
bütün toprak parçacıklarını
10:16
and coatingkaplama everyher soiltoprak particleparçacık.
210
604880
2000
kaplayarak bütün besinleri alır.
10:19
The web is so denseyoğun that there can be
hundredsyüzlerce of kilometerskilometre of myceliummiselyum
211
607840
4296
Ağ o kadar yoğundur ki
tek bir ayak izinin altında
yüzlerce kilometrelik miselyum
bulunabilir.
10:24
underaltında a singletek footstepayak sesi.
212
612160
1560
10:26
And not only that, that myceliummiselyum connectsbağlandığı
differentfarklı individualsbireyler in the forestorman,
213
614720
4800
Mesele, miselyumun sadece ormandaki
farklı bireylere bağlanması değil,
10:32
individualsbireyler not only of the sameaynı speciesTürler
but betweenarasında speciesTürler, like birchHuş ağacı and firköknar,
214
620320
5616
aynı türden bireyler haricinde huş ağacı
ve göknar gibi türlere bağlanması.
10:37
and it worksEserleri kindtür of like the InternetInternet.
215
625960
2320
Bu bir tür Internet gibi çalışır.
10:41
You see, like all networksağlar,
216
629760
1896
Gördüğünüz üzere bütün ağlar gibi
10:43
mycorrhizalmikorizal networksağlar have nodesdüğümleri and linksbağlantılar.
217
631680
2816
mikorizel ağlar da
düğümlere ve bağlara sahiptir.
10:46
We madeyapılmış this mapharita by examiningincelenmesi
the shortkısa sequencesdizileri of DNADNA
218
634520
4056
Biz bu haritayı Douglas göknar ormanındaki
her ağacın ve her mantarımsı bireyin
10:50
of everyher treeağaç and everyher fungalmantar individualbireysel
in a patchyama of DouglasDouglas firköknar forestorman.
219
638600
5496
DNA'larındaki kısa dizileri
gözlemleyerek yaptık.
10:56
In this pictureresim, the circlesçevreler representtemsil etmek
the DouglasDouglas firköknar, or the nodesdüğümleri,
220
644120
3816
Bu resimde, çemberler ya da düğümler
Douglas göknarını gösteriyor
10:59
and the lineshatlar representtemsil etmek the interlinkingilişkilendirerek
fungalmantar highwayskarayolları, or the linksbağlantılar.
221
647960
4120
ve çizgiler ya da bağlar
mantarlararası iletişimleri gösteriyor.
11:05
The biggesten büyük, darkesten koyu nodesdüğümleri
are the busiesten yoğun nodesdüğümleri.
222
653120
4336
En büyük, koyu renkli düğümler
en meşgul düğümlerdir.
11:09
We call those hubmerkez treesağaçlar,
223
657480
1936
Biz bunlara merkez ağaç
11:11
or more fondlyseverek, motheranne treesağaçlar,
224
659440
2416
ya da başka bir deyişle ana ağaç deriz.
11:13
because it turnsdönüşler out
that those hubmerkez treesağaçlar nurturebeslemek theironların younggenç,
225
661880
4616
Çünkü öyle görünüyor ki,
bu ana ağaçlar küçükleri besliyor,
11:18
the onesolanlar growingbüyüyen in the understoryunderstory.
226
666520
2536
alt bitki örtüsünde büyüyenleri.
Eğer bu sarı noktaları görebiliyorsanız,
11:21
And if you can see those yellowSarı dotsnoktalar,
227
669080
2136
11:23
those are the younggenç seedlingsFidan
that have establishedkurulmuş withiniçinde the network
228
671240
3296
bunlar ana ağaçların ağı içerisinde
yetişmiş genç filizlerdir.
11:26
of the oldeski motheranne treesağaçlar.
229
674560
1240
11:28
In a singletek forestorman, a motheranne treeağaç can be
connectedbağlı to hundredsyüzlerce of other treesağaçlar.
230
676400
4200
Bir ormanda, ana ağaç
yüzlerce ağaçla bağlantı kurmuş olabilir.
11:33
And usingkullanma our isotopeizotop tracersizleyiciler,
231
681800
2296
İzotop izleyicimizi kullanarak
11:36
we have foundbulunan that motheranne treesağaçlar
232
684120
1496
gördük ki, ana ağaçlar
11:37
will sendgöndermek theironların excessAŞIRI carbonkarbon
throughvasitasiyla the mycorrhizalmikorizal network
233
685640
2936
fazla karbonlarını mikorizal ağ üzerinden
11:40
to the understoryunderstory seedlingsFidan,
234
688600
1936
küçük fidelere aktarıyorlar.
11:42
and we'vebiz ettik associatedilişkili this
with increasedartmış seedlingfide survivalhayatta kalma
235
690560
3136
Biz bu yolla küçük bireylerin
hayatta kalma şansının
11:45
by fourdört timeszamanlar.
236
693720
1240
dört kat arttığını gördük.
11:47
Now, we know we all
favoriyilik our ownkendi childrençocuklar,
237
695880
3216
Hepimiz çocuklarımıza iyilik yaparız.
11:51
and I wonderedmerak, could DouglasDouglas firköknar
recognizetanımak its ownkendi kinkin,
238
699120
3240
Ben de huş ağacının kendi soyunu
tanıyıp tanımadığını merak ettim.
11:55
like mamaAnne grizzlyboz ayı and her cubyavrusu?
239
703760
2000
Anne ayı ve yavrusu gibi?
11:58
So we setset about an experimentdeney,
240
706560
1816
Biz de bir deney hazırladık.
12:00
and we grewbüyüdü motheranne treesağaçlar
with kinkin and stranger'syabancı birinin seedlingsFidan.
241
708400
3896
Ana ağaçları akraba ve
yabancı fidelerle yanyana diktik
12:04
And it turnsdönüşler out
they do recognizetanımak theironların kinkin.
242
712320
2896
ve kendi soylarını tanıdıklarını gördük.
12:07
MotherAnne treesağaçlar colonizekolonize theironların kinkin
with biggerDaha büyük mycorrhizalmikorizal networksağlar.
243
715240
4976
Ana ağaçlar daha büyük bir mikorizal
ağ ile kendi soylarını kolonileştiriyor.
12:12
They sendgöndermek them more carbonkarbon belowaltında groundzemin.
244
720240
2416
Yer altından daha fazla
karbon gönderiyorlar.
12:14
They even reduceazaltmak
theironların ownkendi rootkök competitionyarışma
245
722680
2576
Hatta kendi kök yarışlarını azaltarak
12:17
to make elbowdirsek roomoda for theironların kidsçocuklar.
246
725280
2856
çocuklarına hareket alanı sağlıyor.
12:20
When motheranne treesağaçlar are injuredyaralı or dyingölen,
247
728160
3656
Ana ağaçlar zarar gördüğünde
veya ölmek üzere olduğunda
12:23
they alsoAyrıca sendgöndermek messagesmesajları of wisdombilgelik
on to the nextSonraki generationnesil of seedlingsFidan.
248
731840
4520
yeni nesil fidelere
hikmetli bilgiler de gönderirler.
12:29
So we'vebiz ettik used isotopeizotop tracingizleme
249
737120
1536
İzotop izlemeyi kullanarak
12:30
to traceiz carbonkarbon movinghareketli
from an injuredyaralı motheranne treeağaç
250
738680
2576
yaralanmış ana ağaç gövdesindeki karbonun
12:33
down her trunkgövde
into the mycorrhizalmikorizal network
251
741280
2336
mikorizal ağ üzerinden
12:35
and into her neighboringkomşu seedlingsFidan,
252
743640
2000
komşu fidelere geçişini izledik.
12:38
not only carbonkarbon but alsoAyrıca defensesavunma signalssinyalleri.
253
746640
2776
Sadece karbon değil,
savunma sinyalleri de gidiyordu.
12:41
And these two compoundsBileşikler
254
749440
1816
Bu iki bileşenin
12:43
have increasedartmış the resistancedirenç
of those seedlingsFidan to futuregelecek stressesgerilmeler.
255
751280
4096
küçük bitkilerdeki gelecek
stresini azalttığını gördük.
12:47
So treesağaçlar talk.
256
755400
1280
Yani ağaçlar konuşur.
12:50
(ApplauseAlkış)
257
758560
2016
(Alkışlar)
12:52
Thank you.
258
760600
1200
Teşekkür ederim.
12:57
ThroughAracılığıyla back and forthileri conversationskonuşmaları,
259
765440
2296
Bu şekilde yapılan konuşmalarla
12:59
they increaseartırmak the resilienceesneklik
of the wholebütün communitytoplum.
260
767760
2680
tüm toplumun direncini artırıyorlar.
13:03
It probablymuhtemelen remindshatırlatır you
of our ownkendi socialsosyal communitiestopluluklar,
261
771360
2896
Büyük ihtimalle bu size
bizim sosyal toplumlarımızı
13:06
and our familiesaileleri,
262
774280
1576
ve ailelerimizi hatırlatacak.
13:07
well, at leasten az some familiesaileleri.
263
775880
1381
En azından bazı aileleri.
13:09
(LaughterKahkaha)
264
777285
2211
(Gülüşmeler)
13:11
So let's come back to the initialilk pointpuan.
265
779520
1905
Şimdi ilk noktaya dönelim.
13:14
ForestsOrmanlar aren'tdeğil simplybasitçe
collectionskoleksiyonları of treesağaçlar,
266
782480
2456
Ormanlar sadece basit bir
ağaç koleksiyonu değildir.
13:16
they're complexkarmaşık systemssistemler
with hubshub'ları and networksağlar
267
784960
3536
Ağaçları kaplayan ve
irtibatlandıran ve onların
iletişim kurmasını sağlayan merkezleri
ve ağları olan karmaşık sistemlerdir.
13:20
that overlapüst üste gelmek and connectbağlamak treesağaçlar
and allowizin vermek them to communicateiletişim kurmak,
268
788520
3496
13:24
and they providesağlamak avenuescaddeleri
for feedbacksgeri bildirimler and adaptationadaptasyon,
269
792040
3776
Ayrıca geri bildirim ve
adaptasyon için yollar sağlarlar
13:27
and this makesmarkaları the forestorman resilientesnek.
270
795840
2416
ve bu ormanı dirençli kılar.
13:30
That's because there are manyçok hubmerkez treesağaçlar
and manyçok overlappingörtüşen networksağlar.
271
798280
4376
Bu yüzden çok sayıda merkez ağacı
ve birbiriyle örtüşen ağlar bulunur.
13:34
But they're alsoAyrıca vulnerablesavunmasız,
272
802680
1976
Fakat aynı zamanda korumasızlar da.
13:36
vulnerablesavunmasız not only
to naturaldoğal disturbancesbozuklukları
273
804680
2880
Sadece özellikle
büyük eski ağaçlara saldıran
13:40
like barkbağırmak beetlesböcekler that preferentiallytercihen
attacksaldırı bigbüyük oldeski treesağaçlar
274
808200
3696
kabuk böceği gibi
doğal sıkıntılara karşı değil,
kaliteli kesim ve tıraşlama kesimine
karşı da korumasızlar.
13:43
but high-gradeyüksek dereceli logginggünlüğü
and clear-cutkesin logginggünlüğü.
275
811920
2440
13:47
You see, you can take out
one or two hubmerkez treesağaçlar,
276
815240
2816
Bir veya iki merkezi ağacı çıkartabilirsiniz
13:50
but there comesgeliyor a tippingboşaltma pointpuan,
277
818080
1720
ama bir yerden sonra
bardak taşıyor.
13:52
because hubmerkez treesağaçlar are not
unlikeaksine rivetsPerçin in an airplaneuçak.
278
820920
2936
Çünkü merkezi ağaçlar
uçaktaki perçin gibi değildirler.
13:55
You can take out one or two
and the planeuçak still fliessinekler,
279
823880
3536
Uçaktan bir veya iki parça
çıkarsanız da uçmaya devam eder.
13:59
but you take out one too manyçok,
280
827440
1576
Ama çok fazla parça çıkarırsanız,
14:01
or maybe that one holdingtutma on the wingskanatlar,
281
829040
2616
veya kanatları tutan parçaları,
14:03
and the wholebütün systemsistem collapsesçöker.
282
831680
1840
tüm sistem çöker.
14:07
So now how are you thinkingdüşünme
about forestsormanlar? DifferentlyFarklı?
283
835000
2896
Şimdi ormanlar hakkında nasıl
düşünüyorsunuz? Farklı mı?
14:09
(AudienceSeyirci) Yes.
284
837920
1216
(Seyirciler) Evet.
14:11
CoolCool.
285
839160
1200
Çok iyi.
14:13
I'm gladmemnun.
286
841040
1200
Memnun oldum.
14:14
So, rememberhatırlamak I said earlierdaha erken
that I hopedümit that my researchAraştırma,
287
842920
3856
Hatırlarsanız, konuşmamın başında
araştırma ve keşiflerimin
14:18
my discoverieskeşifler would changedeğişiklik
the way we practiceuygulama forestryOrmancılık.
288
846800
3376
ormancılığı icra ediş şeklimizi
değiştireceğini umduğumu söylemiştim.
14:22
Well, I want to take a checkKontrol on that
30 yearsyıl latersonra here in westernbatı CanadaKanada.
289
850200
4120
Sizden 30 yıl sonra bunu Batı Kanada'da
kontrol etmek istiyorum.
14:34
This is about 100 kilometerskilometre
to the westbatısında of us,
290
862840
2536
Burası yaklaşık 100 km batımızda,
14:37
just on the bordersınır of BanffBanff NationalUlusal ParkPark.
291
865400
2360
Banff Ulusal Parkı sınırlarında bulunuyor.
Çok fazla tıraşlama kesimi var.
14:41
That's a lot of clear-cutsClear-Cuts.
292
869120
1440
14:43
It's not so pristinebozulmamış.
293
871020
1440
Çok da eski değil.
14:45
In 2014, the WorldDünya ResourcesKaynaklar InstituteEnstitüsü
reportedrapor that CanadaKanada in the pastgeçmiş decadeonyıl
294
873980
5056
2014'te Dünya Kaynakları Enstitüsü,
Kanada'nın son 10 yılda
14:51
has had the highesten yüksek forestorman disturbancerahatsızlık
rateoran of any countryülke worldwideDünya çapında,
295
879060
3600
en fazla orman bozulmasına sahip olan
ülke olduğunu açıkladı.
14:55
and I betbahis you thought it was BrazilBrezilya.
296
883620
1720
Eminim ki Brezilya olduğunu düşündünüz.
14:59
In CanadaKanada, it's 3.6 percentyüzde perbaşına yearyıl.
297
887140
3536
Kanada'da bu oran yılda %3.6 oranında.
15:02
Now, by my estimationtahmin, that's about
fourdört timeszamanlar the rateoran that is sustainablesürdürülebilir.
298
890700
3920
Tahminlerime göre, bu oran
sürdürülebilir oranın yaklaşık dört katı.
Bu ölçekte bir büyük bozulmanın
hidrolojik döngüleri etkilediği,
15:09
Now, massivemasif disturbancerahatsızlık at this scaleölçek
is knownbilinen to affectetkilemek hydrologicalhidrolojik cyclesdöngüleri,
299
897100
4336
15:13
degradeindirgemek wildlifeyaban hayatı habitatyetişme ortamı,
300
901460
1976
vahşi yaşam habitatını bozduğu
15:15
and emityayarlar greenhouseyeşil Ev gasesgazlar
back into the atmosphereatmosfer,
301
903460
2896
ve sera gazlarını atmosfere
geri saldığı bilinir.
15:18
whichhangi createsyaratır more disturbancerahatsızlık
and more treeağaç diebacksdiebacks.
302
906380
2920
Bu daha çok bozulmaya ve
ağaç ölümlerine neden olur.
15:23
Not only that, we're continuingdevam ediyor
to plantbitki one or two speciesTürler
303
911300
2976
Sadece bu değil, bir veya iki tür
ekmeye devam ediyoruz
15:26
and weedot out the aspensAspens and birchesağaç.
304
914300
1960
ve titrek kavak ve
huş ağaçlarını ayıklıyoruz.
15:29
These simplifiedbasitleştirilmiş forestsormanlar lackeksiklik complexitykarmaşa,
305
917260
2576
Basitleştirilmiş bu ormanlar
karmaşıklıktan uzaktırlar,
15:31
and they're really vulnerablesavunmasız
to infectionsenfeksiyonlar and bugsböcek.
306
919860
3416
enfeksiyonlara ve
böceklere karşı korumasızdırlar.
15:35
And as climateiklim changesdeğişiklikler,
307
923300
1896
İklimler değiştikçe,
15:37
this is creatingoluşturma a perfectmükemmel stormfırtına
308
925220
2280
bu kusursuz fırtınalar yaratıyor.
15:41
for extremeaşırı eventsolaylar, like the massivemasif
mountaindağ pineçam beetleböcek outbreaksalgın
309
929420
3576
Bu aşırı doğa olaylarına,
Kuzey Amerika'yı süpüren
15:45
that just sweptsüpürüldü acrosskarşısında NorthKuzey AmericaAmerika,
310
933020
2040
devasa dağ çamı böceği salgını
15:47
or that megafiremegafire in the last
coupleçift monthsay in AlbertaAlberta.
311
935820
3320
veya Alberta'da meydana gelen
büyük yangın bunlara örnektir.
15:52
So I want to come back
to my finalnihai questionsoru:
312
940980
2320
Şimdi, son soruma gelmek istiyorum.
15:56
insteadyerine of weakeningzayıflaması our forestsormanlar,
313
944980
1776
Ormanlarımızı zayıflatmak yerine
15:58
how can we reinforcepekiştirmek them
and help them dealanlaştık mı with climateiklim changedeğişiklik?
314
946780
3560
neden iklim değişikliği mücadelelerinde
onlara yardım etmiyoruz?
16:03
Well, you know, the great thing
about forestsormanlar as complexkarmaşık systemssistemler
315
951700
4016
Karmaşık sistemler olan
ormanlarla ilgili en harika şey
16:07
is they have enormousmuazzam
capacitykapasite to self-healduyulursa.
316
955740
3040
muazzam bir kendilerini
yenileme gücüne sahip olmalarıdır.
16:11
In our recentson experimentsdeneyler,
317
959700
1416
Son deneylerimizde,
16:13
we foundbulunan with patch-cuttingyama-kesme
and retentionsaklama of hubmerkez treesağaçlar
318
961140
3456
yama kesimi ve merkez ağaçların
muhafazası, çeşitli türlerin,
16:16
and regenerationyeniden oluşturma işlemi to a diversityçeşitlilik
of speciesTürler and genesgenler and genotypesgenotip
319
964620
4136
genlerin ve genotiplerin
yenilenmesi ile öğrendik ki,
16:20
that these mycorrhizalmikorizal networksağlar,
they recoverkurtarmak really rapidlyhızla.
320
968780
3840
bu mikorizal ağlar
çok hızlı bir şekilde iyileşiyor.
16:25
So with this in mindus, I want to leaveayrılmak you
with fourdört simplebasit solutionsçözeltiler.
321
973940
4336
Bunların ışığında, sözlerime
dört basit çözümle son vermek istiyorum.
16:30
And we can't kidçocuk ourselveskendimizi
that these are too complicatedkarmaşık to actdavranmak on.
322
978300
3360
Bunlar yapılması zor şeyler diyerek
kendimizi kandıramayız.
16:35
First, we all need
to get out in the forestorman.
323
983180
3200
Öncelikle, hepimiz ormanlara gitmeliyiz.
16:39
We need to reestablishyeniden kurmak
localyerel involvementilgi in our ownkendi forestsormanlar.
324
987500
4536
Kendi ormanlarımızdaki yerel katılımı
yeniden tesis etmeliyiz.
16:44
You see, mostçoğu of our forestsormanlar now
325
992060
1616
Ormanlarımızın çoğu,
16:45
are managedyönetilen usingkullanma
a one-size-fits-alltek beden herkese uyar approachyaklaşım,
326
993700
3216
herkese tek beden elbise
yaklaşımına göre yönetildi.
16:48
but good forestorman stewardshipidare
requiresgerektirir knowledgebilgi of localyerel conditionskoşullar.
327
996940
4360
Ama iyi orman idaresi yerel şartların
iyi bilinmesini gerektirir.
16:54
Secondİkinci, we need to savekayıt etmek
our old-growthyaşlı forestsormanlar.
328
1002420
3680
İkincisi, balta girmemiş ormanlarımızı
korumalıyız.
16:59
These are the repositoriesdepoları of genesgenler
and motheranne treesağaçlar and mycorrhizalmikorizal networksağlar.
329
1007020
5720
Bunlar, genlerin, ana ağaçların, mikoriza
ağlarının zengin kaynak havuzlarıdır.
17:06
So this meansanlamına geliyor lessaz cuttingkesim.
330
1014620
2256
Bu, daha az kesim anlamına geliyor.
17:08
I don't mean no cuttingkesim, but lessaz cuttingkesim.
331
1016900
2040
Hiç kesilmesin demiyorum,
daha az kesim diyorum.
17:11
And thirdüçüncü, when we do cutkesim,
332
1019980
2655
Üçüncüsü, onları kestiğimizde,
17:14
we need to savekayıt etmek the legaciesmiras,
333
1022660
1800
mirasları,
17:17
the motheranne treesağaçlar and networksağlar,
334
1025180
1536
ana ağaçları, ağları,
17:18
and the woodahşap, the genesgenler,
335
1026740
2135
ormanı ve genleri korumalıyız,
17:20
so they can passpas theironların wisdombilgelik
ontoüstüne the nextSonraki generationnesil of treesağaçlar
336
1028900
3896
ki kendi hikmetlerini gelecek nesil
ağaçlara aktarabilsinler.
17:24
so they can withstanddayanmak
the futuregelecek stressesgerilmeler cominggelecek down the roadyol.
337
1032819
3121
Bu şekilde gelecek
stresine karşı koyabilsinler.
17:28
We need to be conservationistskorumacılar.
338
1036620
2080
Korumacı olmak zorundayız.
17:31
And finallyen sonunda, fourthlyDördüncüsü and finallyen sonunda,
339
1039819
2720
Dördüncü ve son olarak,
17:35
we need to regeneratecanlandırmak our forestsormanlar
with a diversityçeşitlilik of speciesTürler
340
1043340
3456
ormanlarımızı tür, genotip ve
yapı çeşitliliğine sahip olacak şekilde
17:38
and genotypesgenotip and structuresyapıları
341
1046820
2216
ağaç ekerek,
17:41
by plantingdikim and allowingizin
naturaldoğal regenerationyeniden oluşturma işlemi.
342
1049060
2760
doğal yenilenmeye izin vererek
ıslah etmeliyiz.
17:44
We have to give MotherAnne NatureDoğa
the toolsaraçlar she needsihtiyaçlar
343
1052620
2896
Tabiat Ana'ya kendisini iyileştirmede
zekasını kullanması için
ihtiyacı olan araçları vermeliyiz.
17:47
to use her intelligencezeka to self-healduyulursa.
344
1055540
2720
17:51
And we need to rememberhatırlamak
that forestsormanlar aren'tdeğil just a bunchDemet of treesağaçlar
345
1059180
3056
Unutmamalıyız ki ormanlar
sadece birbirleriyle yarışan
bir avuç ağaçtan ibaret değiller.
17:54
competingrakip with eachher other,
346
1062260
1256
17:55
they're supercooperatorssupercooperators.
347
1063540
1920
Onlar müthiş işbirlikçilerdir.
17:58
So back to JigsJigs.
348
1066700
1656
Jigs'e dönelim.
18:00
Jigs'sJig'ın falldüşmek into the outhouseEvin dışında
showedgösterdi me this other worldDünya,
349
1068380
4456
Jigs'in tuvalete düşüşü
bana bu diğer dünyayı gösterdi.
18:04
and it changeddeğişmiş my viewgörünüm of forestsormanlar.
350
1072860
2696
Ormanlara karşı
benim bakış açımı değiştirdi.
18:07
I hopeumut todaybugün to have changeddeğişmiş
how you think about forestsormanlar.
351
1075580
3336
Umarım bugün sizin de ormanlara
bakışınız değişmiştir.
18:10
Thank you.
352
1078940
1256
Teşekkürler.
18:12
(ApplauseAlkış)
353
1080220
5777
(Alkışlar)
Translated by Alperen CÜCİOĞLU
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Suzanne Simard - Forest ecologist
Suzanne Simard studies the complex, symbiotic networks in our forests.

Why you should listen

A professor of forest ecology at the University of British Columbia's Department of Forest and Conservation Sciences in Vancouver, Suzanne Simard studies the surprising and delicate complexity in nature. Her main focus is on the below-ground fungal networks that connect trees and facilitate underground inter-tree communication and interaction. Her team's analysis revealed that the fungi networks move water, carbon and nutrients such as nitrogen between and among trees as well as across species. The research has demonstrated that these complex, symbiotic networks in our forests -- at the hub of which stand what she calls the "mother trees" -- mimic our own neural and social networks. This groundbreaking work on symbiotic plant communication has far-reaching implications in both the forestry and agricultural industries, in particular concerning sustainable stewardship of forests and the plant’s resistance to pathogens. She works primarily in forests, but also grasslands, wetlands, tundra and alpine ecosystems.

More profile about the speaker
Suzanne Simard | Speaker | TED.com