ABOUT THE SPEAKER
Michele L. Sullivan - Social innovator
Michele L. Sullivan is known for her sustainable and collaborative approach to philanthropic investing.

Why you should listen

Michele L. Sullivan has held various globally influential leadership positions at Caterpillar during her 29-year career. She currently is Caterpillar's Director of Corporate Social Innovation and President of the Caterpillar Foundation, the philanthropic arm of Caterpillar Inc.

Throughout Sullivan's career, she has dramatically grown the reach, influence and impact of each role. Her time with the Caterpillar Foundation is no different. She has taken the Caterpillar Foundation from a transactional Foundation into a global and strategic Foundation. She has moved the Foundation from Corporate Social Responsibility into Corporate Social Innovation. This strategy places the human need first, not as an afterthought of profit. Sullivan is well known for her global expertise and sustainable and collaborative approach to philanthropic investing.

Sullivan strongly believes monumental and sustainable change in our largest global challenges can only happen through partnerships and collaboration between public, private and non-profit entities. This strategy resulted in the Caterpillar Foundation's transformation into one of the most influential corporate foundations and, ultimately, the launch of the Foundation's collaborative impact platform, Together.Stronger.

Determination and resilience have been present throughout Sullivan;s life. She endured many years of orthopedic surgeries and other challenges. She provided leadership starting in the Little Prairie Chapter of Little People of America as a teenager. She was named by Inside Philanthropy as one of the 50 most powerful women in philanthropy and she served as a US delegate to the United Nations Commission on the Status of Women. She is a member of the ONE board of directors and chairs the Greater Peoria Local Initiatives Support Corporation (LISC) Advisory Board. She earned her MBA from Bradley University, and she is the first woman to be President of the Caterpillar Foundation.

More profile about the speaker
Michele L. Sullivan | Speaker | TED.com
TEDWomen 2016

Michele L. Sullivan: Asking for help is a strength, not a weakness

Michele L. Sullivan: Yardım istemek insanı güçlendirir, zayıf düşürmez

Filmed:
1,604,468 views

''Hepimizin hayatında karşılaştığımız zorluklar vardır. Zorlukların bazılarını görür, bazılarını göremeyiz.'' diyor Michele L. Sullivan. Bakış açısı hakkında yaptığı konuşmasında akıl ve bilgelik dolu hikâyelerini paylaşıyor. Hepimize, birbirimizin destek sisteminde yer aldığımızı hatırlatıyor. ''Sadece kendi pencerenizden bakabilirsiniz.'' diyor Sullivan. ''Merhamet, cesaret ve anlayışla birlikte yan yana yürüyebiliriz.'' diye devam ediyor.
- Social innovator
Michele L. Sullivan is known for her sustainable and collaborative approach to philanthropic investing. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
We all have milestoneskilometre taşları in life
that we rememberhatırlamak so vividlycanlı.
0
560
4416
Herkesin hayatında sanki dünmüş gibi
hatırladığı dönüm noktaları vardır.
00:17
The first one for me
was when I was enteringgirme kindergartenAnaokulu.
1
5000
3616
Benim için birincisi, anaokuluna
başladığım ilk gündü.
Ağabeyim okuldaydı ve
sıra bendeydi.
00:20
My bigbüyük brothererkek kardeş was in schoolokul,
and by gollyHay Allah, it was my time.
2
8640
3440
00:25
And I wentgitti trottin'trottin' down that hallwaykoridor.
3
13000
2256
Koridordan koşarak gittim.
00:27
I was so excitedheyecanlı, I almostneredeyse wetıslak myselfkendim.
4
15280
2480
Altıma yapacak kadar
heyecanlıydım desem yeridir.
Kapıya ilerlediğimde
00:30
And I go to the doorkapı,
5
18520
1576
beni sıcak bir karşılamayla
bekleyen bir öğretmen vardı.
00:32
and there was the teacheröğretmen
with a warmIlık, hafif sıcak welcomeHoşgeldiniz,
6
20120
2616
Beni sınıfa götürüp
00:34
and she tookaldı me into the classroomsınıf,
7
22760
2136
eşyalarımızı koyduğumuz
00:36
showedgösterdi me my little cubbyholeOda --
8
24920
1576
küçük dolabı gösterdi.
00:38
we all rememberhatırlamak those
little cubbyholesöğrencileri, don't we --
9
26520
2616
Hepimiz o dolapları hatırlarız, değil mi?
00:41
and we put our stuffşey in there.
10
29160
1440
00:43
And then she said, "Go over to the circledaire
11
31240
1976
Sonra bana dönüp
''Hadi git çocukların arasına katıl.
00:45
and playoyun with the kidsçocuklar
untila kadar classsınıf startsbaşlar."
12
33240
2280
Ders başlayana kadar oynayın,'' dedi.
00:48
So I wentgitti over there
and ploppedplopped down like I ownedSahip olunan the placeyer,
13
36160
3456
Ben de, sanki babamın
yeriymiş gibi oraya kuruluverdim.
Oynamaya başladım.
00:51
and I'm playingoynama,
14
39640
1416
00:53
and all of a suddenani, the boyoğlan nextSonraki to me,
15
41080
1905
Birdenbire yanımdaki çocuk,
00:55
he was wearinggiyme a whitebeyaz shirtgömlek
with bluemavi shortsşort.
16
43009
3047
daha dün gibi hatırlıyorum,
beyaz bir tişört ve
mavi şortu vardı üstünde.
00:58
I rememberhatırlamak it like it was yesterdaydün.
17
46080
1720
01:00
SuddenlyAniden he stoppeddurduruldu playingoynama and he said,
18
48840
2656
Birden oyunu bırakıp bana,
''Niye kısasın sen?'' diye sordu.
01:03
"Why are you so shortkısa?"
19
51520
1600
Bense oynamaya devam ettim.
Benimle konuştuğunu düşünmemiştim.
01:05
And I just kepttuttu playingoynama.
I didn't think he was talkingkonuşma to me.
20
53920
2896
(Kahkahalar)
01:08
(LaughterKahkaha)
21
56840
1016
01:09
And in a louderyüksek sesle voiceses, he said,
22
57880
1816
Sesini yükselterek tekrar şöyle dedi:
01:11
"Hey, why are you so shortkısa?"
23
59720
2280
''Hey, neden bu kadar kısasın sen?"
Kafamı kaldırıp ''Ne demek istiyorsun?
01:14
So I lookedbaktı up and I said,
24
62600
1416
01:16
"What are you talkingkonuşma about?
Let's just playoyun. We're happymutlu.
25
64040
3696
Mutluyuz işte oynayalım.
Bunu bekliyordum'' dedim.
01:19
I've been waitingbekleme for this."
26
67760
1360
Oynamaya devam ettik ve bir dakika sonra
01:21
And so we playedOyunun,
and about a minutedakika latersonra,
27
69920
2176
01:24
the girlkız nextSonraki to him,
in a whitebeyaz shirtgömlek and a pinkpembe skirtetek,
28
72120
3656
yanımdaki beyaz bulüzle
pembe etek giyen kız
01:27
stooddurdu up, put her handseller on her hipskalça,
29
75800
1736
ayağa kalktı, ellerini beline koyup
01:29
and said, "Yeah,
why do you look so differentfarklı?"
30
77560
3040
''gerçekten ya, neden
farklı görünüyorsun?'' dedi.
01:33
And I wentgitti, "What are you talkingkonuşma about?
31
81560
2896
Ben de, ''Ne farklısı ya?
01:36
I don't look differentfarklı. I'm not shortkısa.
Again, let's just playoyun."
32
84480
3360
Farklı görünmüyorum. Kısa da değilim.
Oynayalım hadi'' dedim.
01:40
About this time, I lookedbaktı
all around the circledaire I was in,
33
88520
3496
O an kafamı kaldırıp bakmamla
tüm etrafımdaki tüm
01:44
and all the kidsçocuklar had stoppeddurduruldu playingoynama
and they were all looking at me.
34
92040
3360
çocukların oynamayı bırakmış
bana baktıklarını gördüm.
01:48
And I'm thinkingdüşünme --
35
96120
1576
Bugünün tabiriyle
''Hadi be...'' ya da ''yok artık''
01:49
in today'sbugünkü languagedil,
it would be "OMGOMG" or "WTFWTF."
36
97720
3776
diye düşündüm.
01:53
(LaughterKahkaha)
37
101520
2640
(Kahkahalar)
01:57
What just happenedolmuş?
38
105880
1200
Ne olmuştu birdenbire?
02:00
So all the confidencegüven
that I wentgitti in with that morningsabah
39
108240
3616
Sabah gelirken topladığım tüm öz güvenimi
02:03
was witheringSoldurma away as the morningsabah wentgitti on
40
111880
3336
gittikçe yitirmeye başlamıştım.
02:07
and the questionssorular kepttuttu cominggelecek.
41
115240
1680
Sorularsa gelmeye devam ediyordu.
02:09
And at the endson of the morningsabah,
before I wentgitti home,
42
117640
2536
Gün bitiminde, eve gitmeden hemen önce
öğretmen hepimizi topladı,
02:12
the teacheröğretmen had us in a circledaire,
43
120200
1936
bense oluşturdukları çemberin
dışında kalmıştım.
02:14
and I actuallyaslında foundbulunan myselfkendim
outsidedışında of the circledaire.
44
122160
2696
Kimseye bakamıyordum.
02:16
I couldn'tcould look at anybodykimse.
45
124880
1336
02:18
I could not understandanlama what just happenedolmuş.
46
126240
2640
Hâlâ ne olduğunu anlamıyordum.
02:22
And over the nextSonraki fewaz yearsyıl,
47
130039
1897
O günden sonra uzun bir süre
02:23
I hatednefret edilen to go out in publichalka açık.
48
131960
2096
toplum içine çıkmaktan nefret ettim.
02:26
I feltkeçe everyher starebakıyorum, everyher gigglekıkırdama,
49
134080
2896
İnsanların bana her göz dikişini,
her kıkırdayışını,
02:29
everyher pointedişaretlendi fingerparmak,
50
137000
1656
her beni işaret edişini,
parmağı değil,
02:30
not the fingerparmak,
51
138680
1416
02:32
but everyher pointedişaretlendi fingerparmak,
52
140120
1936
''beni'' işaret edişini hissediyordum.
02:34
and I hatednefret edilen it.
53
142080
1256
Bu yaptıklarından nefret ediyordum.
02:35
I would hidesaklamak behindarkasında my parents'Anne babamın legsbacaklar
like nobodykimse could see me.
54
143360
2920
Sanki kimse beni göremeyecekmiş gibi
ebeveynlerimin arkasına saklanıyordum.
02:39
And as a childçocuk,
55
147200
1376
Çocuk, ne başka çocuğun
02:40
you can't understandanlama
anotherbir diğeri child'sçocuğun curiositymerak,
56
148600
3336
merakını anlar, ne de
02:43
norne de an adult'sYetişkin 's ignorancecehalet.
57
151960
1760
yetişkin birinin cahilliğini.
02:46
It becameoldu very apparentbelirgin to me
that the realgerçek worldDünya was not builtinşa edilmiş
58
154680
4336
Fark ettim ki, gerçek dünya
mecazen de, gerçekten de
benim boyumdakiler için değildi.
02:51
for someonebirisi of my sizeboyut,
bothher ikisi de literallyharfi harfine or figurativelyMecazi olarak.
59
159040
4000
02:56
And so I have no anonymityanonimlik,
as you can probablymuhtemelen tell,
60
164200
5576
Fark ettiğiniz üzere bu boyla
tanınmama şansım yok.
03:01
and while you can see my sizeboyut,
61
169800
1736
Hayatımız boyunca
birçok zorlukla karşılaşırız.
03:03
we all go throughvasitasiyla manyçok challengeszorluklar
throughvasitasiyla our lifetimeömür.
62
171560
3496
03:07
And some you can see, like mineMayın.
63
175080
2976
Özellikle de dışarıda gördüğünüz
benim gibi insanlar için.
03:10
MostÇoğu you can't.
64
178080
1576
Pek göremezsiniz aslında.
03:11
You can't tell if someone'sbirisi var dealingmuamele
with a mentalzihinsel illnesshastalık,
65
179680
4976
Dışarıdan baktığınızda birinin
akıl hastalığıyla uğraşıp uğraşmadığını,
cinsiyetiyle ilgili sorun
yaşayıp yaşamadığını bilemezsiniz.
03:16
or they're strugglingmücadele
with theironların genderCinsiyet identityKimlik,
66
184680
2576
03:19
they're caringsempatik for an agingyaşlanma parentebeveyn,
67
187280
2536
Hasta ebeveynlerine mi bakıyor,
parasal sıkıntıları mı var.
03:21
they're havingsahip olan financialmali difficultyzorluk.
68
189840
1736
03:23
You can't see that kindtür of stuffşey.
69
191600
1920
Bunları öyle dışarıdan bakıp göremezsiniz.
03:26
So while you can see
70
194560
1816
Mesela benim sorunumun
03:28
one of my challengeszorluklar is my sizeboyut,
71
196400
2816
boyum olduğunu görüyorsunuz.
03:31
seeinggörme does not mean you understandanlama
72
199240
2336
Fakat görmeniz,
aslında benim kim olduğumu,
03:33
what it's trulygerçekten to be me on a dailygünlük basistemel,
or what I go throughvasitasiyla.
73
201600
4816
nelerle uğraştığımı
anladığınız anlamına gelmez.
Ben buraya bir miti
çürütmeye geldim aslında.
03:38
And so I'm here to debunkputları kırmak a mythefsane.
74
206440
2456
03:40
I do not believe you can
walkyürümek in someonebirisi else'sbaşka var shoesayakkabı,
75
208920
4136
Kendinizi başkasının yerine
koyabileceğinize inanmıyorum.
İşte bu yüzden de fedakârlık
yapacak yollar aramalıyız.
03:45
and because of that, we mustşart adoptbenimsemek
a newyeni way of givingvererek of ourselveskendimizi.
76
213080
4616
Basitçe, ben asla sizin gibi olmanın
ne demek olduğunu bilemeyeceğim
03:49
SimplySadece statedbelirtilen, I will never know
what it's like to be you
77
217720
3896
ve siz de benim gibi olmanın
nasıl bir şey olduğunu bilemezsiniz.
03:53
and you will never know
what it's like to be me.
78
221640
2816
Ne sizin korkularınızla yüzleşebilir,
ne de hayallerinizin peşinden koşabilirim.
03:56
I cannotyapamam faceyüz your fearsendişe
or chaseChase your dreamsrüyalar,
79
224480
2776
03:59
and you can't do that for me,
80
227280
1856
Siz de aynını benim yerime yapamazsınız.
04:01
but we can be supportivedestekleyici of eachher other.
81
229160
2520
Fakat birbirimizi destekleyebiliriz.
04:04
InsteadBunun yerine of tryingçalışıyor to walkyürümek
in eachher other'sdiğer en shoesayakkabı,
82
232360
2616
Kendimizi başkasının yerine koymaktansa
04:07
we mustşart adoptbenimsemek a newyeni way
of givingvererek of ourselveskendimizi.
83
235000
3240
kendimize fedakârlık yapacak
yeni yollar bulmalıyız.
Çok erken yaşlarda, diğer insanlardan
04:11
I learnedbilgili at an earlyerken ageyaş
84
239440
1856
04:13
that I did have to do some things
differentfarklı than mostçoğu people,
85
241320
3856
farklı şeyler yapmam
gerektiğini öğrenmiştim.
Aynı zamanda, eşit şeyler yapmam
gerektiğini de öğrenmiştim.
04:17
but I alsoAyrıca learnedbilgili there were things
I was on equaleşit footingayak with,
86
245200
3456
04:20
and one of those was the classroomsınıf.
87
248680
2136
Sınıf gibi mesela.
04:22
HehHeh, hehHeh, hehHeh. I was equaleşit.
88
250840
1960
Ha, ha, ha. Eşittim.
04:25
As a mattermadde of factgerçek,
I excelledçok başarılı in the classroomsınıf.
89
253960
2936
Aslına bakarsanız, sınıfta sivrildim.
Bu benim için hayati derecede önemliydi,
04:28
This was vitallyhayati importantönemli,
I discoveredkeşfedilen as I grewbüyüdü olderdaha eski
90
256920
3575
04:32
and realizedgerçekleştirilen I wasn'tdeğildi going to be ableyapabilmek
to do a physicalfiziksel job.
91
260519
3297
çünkü büyüdükçe öğrendim ki,
fiziksel bir iş yapamazdım.
04:35
I neededgerekli an educationEğitim.
92
263840
1840
Eğitime ihtiyacım vardı.
04:38
So I wentgitti on and got a universityÜniversite degreederece,
93
266240
2936
Ben de devam edip
üniversite diploması aldım.
04:41
but I feltkeçe to be one stepadım aheadönde
of everyoneherkes for employment,
94
269200
3776
Fakat iş anlamında herkesten
bir adım geride olduğumu farkındaydım.
İleri düzey üniversite
diplomasına ihtiyacım vardı.
04:45
I neededgerekli to have
an advancedileri universityÜniversite degreederece,
95
273000
3216
Onu da aldım.
04:48
so I wentgitti aheadönde and got that.
96
276240
1416
Şimdiyse iş görüşmesi için hazırım.
04:49
Now I'm readyhazır for my interviewröportaj.
97
277680
1896
İlk iş görüşmenizi hatırlıyor musunuz?
Ne giyeceğim?
04:51
RememberHatırlıyorum your first interviewröportaj?
What am I going to weargiyinmek?
98
279600
2856
04:54
What questionssorular?
99
282480
1216
Nasıl sorular soracaklar?
04:55
And don't forgetunutmak that firmfirma handshakeel sıkışma.
100
283720
1800
Sıkıca tokalaşmayı da unutma.
04:58
I was right there with you.
101
286040
1736
Sizinle oradaydım ben de.
04:59
So 24 hourssaatler before my interviewröportaj,
102
287800
2016
Görüşmemden 24 saat önce
05:01
a friendarkadaş of mineMayın
who I've knownbilinen all my life
103
289840
2536
küçüklüğümden beri tanıdığım bir arkadaşım
05:04
calleddenilen and said, "MicheleMichele,
the buildingbina you're going in has stepsadımlar."
104
292400
4296
arayıp, ''Michele, görüşmeye gideceğin
binada merdivenler var'' dedi.
Merdivenleri çıkamayacağımı biliyordu.
05:08
And she knewbiliyordum I couldn'tcould climbtırmanış stepsadımlar.
105
296720
2176
05:10
So suddenlyaniden, my focusodak changeddeğişmiş.
106
298920
1856
Birdenbire odaklandığım konu değişmişti.
05:12
In my shoesayakkabı, I was worriedendişeli
about how am I going to get there?
107
300800
3440
"Oraya gittiğimde ne yapacağım?"
diye düşünüyordum.
Erkenden gidip yük rampası bulup
üstüne bindim ve harika bir görüşmeydi.
05:17
So I wentgitti earlyerken and foundbulunan a loadingYükleme dockDock
and got in and had a great interviewröportaj.
108
305120
5456
05:22
They had no ideaFikir what I wentgitti throughvasitasiyla
for the day and that's OK.
109
310600
2960
O gün neler yaşadığım hakkında en ufak
fikirleri yoktu ama sorun da değildi.
05:26
You're probablymuhtemelen thinkingdüşünme my greatestEn büyük
challengemeydan okuma that day was the interviewröportaj,
110
314480
3496
Büyük ihtimalle karşılaştığım
en büyük zorluğun o gün görüşme veya
05:30
or gettingalma in the buildingbina.
111
318000
1896
binaya girmek olduğunu düşünüyorsunuzdur.
05:31
In realitygerçeklik, my biggesten büyük challengemeydan okuma that day
112
319920
2616
Aslında karşılaştığım
en büyük zorluk o gün birini
05:34
was gettingalma throughvasitasiyla the loadingYükleme dockDock
withoutolmadan gettingalma runkoş over.
113
322560
2905
ezmeden yük rampasına çıkmaktı.
05:38
I am very vulnerablesavunmasız
in certainbelli situationsdurumlar:
114
326200
2960
Havaalanları, koridorlar, otoparklar,
yük rampaları gibi şeyleri
05:42
airportshava alanları, hallwayskoridorlar, parkingotopark lots,
115
330000
4296
kullanmaya yatkın değilim.
05:46
loadingYükleme docksDock.
116
334320
1200
05:48
And so I have to be very carefuldikkatli.
117
336080
2016
Bu yüzden de çok dikkatli olmalıyım.
05:50
I have to anticipatetahmin etmek and be flexibleesnek
118
338120
2936
Bazı şeyleri önceden tahmin edip ona göre
farklı davranmam gerekiyor.
05:53
and movehareket as quicklyhızlı bir şekilde as I can sometimesara sıra.
119
341080
2320
Bazense olabildiğince hızlı
hareket etmem gerekiyor.
05:56
So I got the job,
120
344680
2016
Velhasıl, işi aldım.
05:58
and in my currentşimdiki rolerol
I travelseyahat quiteoldukça a bitbit.
121
346720
3056
Şu anki pozisyonumda biraz
seyahat etmem gerekiyor.
06:01
And travelseyahat is a challengemeydan okuma
for all of us these daysgünler.
122
349800
2880
Bugünlerde seyahat hepimiz için
sorun teşkil ediyor.
Belki siz, havaalanına gidip güvenlikten
geçtikten sonra kapıya gidiyorsunuz.
06:05
And so you probablymuhtemelen get to the airporthavalimanı,
runkoş throughvasitasiyla securitygüvenlik, get to the gatekapı.
123
353280
4336
06:09
Did I get my aislekoridor seatoturma yeri or my windowpencere seatoturma yeri?
Did I get my upgradeyükseltmek?
124
357640
3680
Koridor ya da cam kenarı koltuğumu
aldım mı? Yükseltmemi aldım mı?
Ben öncelikle hiçbir yerden geçmiyorum.
06:14
Me, first of all,
I don't runkoş throughvasitasiyla anything.
125
362080
2296
06:16
(LaughterKahkaha)
126
364400
1176
(Kahkahalar)
Ulaştırma Güvenlik İdaresi'ne gitmiyorum,
06:17
And I especiallyözellikle don't runkoş throughvasitasiyla the TSATSA
127
365600
2056
06:19
because I get to experiencedeneyim
the personalkişisel patdownpatdown.
128
367680
2840
çünkü kendim çaresine bakıyorum.
Bu konuda yorum yapmayacağım.
06:23
I won'talışkanlık commentyorum Yap on that.
129
371560
1776
Çıkışa doğru yürüdüm.
06:25
And then I make my way to the gatekapı,
130
373360
1976
06:27
and with my gifthediye of gabGab
that my parentsebeveyn said I was borndoğmuş with,
131
375360
3776
Ağzım bayağı iyi laf yapar. Ben de gittim
06:31
I talk to the gatekapı agentAjan, and then I say,
"By the way, my scooterScooter weighsağırlığındadır this much,
132
379160
4616
kapı görevlisiyle konuşup dedim ki
''Bu arada mobiletimin kilosu bu,
06:35
I have a drykuru cellhücre batterypil,
133
383800
1616
kuru pil bataryam da var,
06:37
and I can drivesürücü it down
to the doorkapı of the planeuçak."
134
385440
2400
bir de uçak kapısına kadar
mobiletimi sürebilirim.''
06:40
AlsoAyrıca, the day before, I had calleddenilen
the cityŞehir where I'm travelingseyahat to
135
388640
3376
Bir gün öncesinden de
gideceğim şehri arayıp
06:44
to find out where I could rentkira a scooterScooter
in casedurum mineMayın getsalır brokenkırık on the way.
136
392040
5160
kendi mobiletimin kırılmasına karşın
nereden mobilet kiralayabileceğimi sordum.
06:49
So in my shoesayakkabı,
it's a little bitbit differentfarklı.
137
397680
2160
Gördüğünüz gibi benim açımdan
işler biraz daha farklı.
Uçağa bindiğimde de ağzımın laf
yapması işime yaradı.
06:52
When I get ontoüstüne the planeuçak,
138
400480
1256
06:53
I use my gifthediye of gabGab to asksormak the ladybayan
to put my bagsırt çantası up, and they graciouslynezaketle do.
139
401760
4440
Bir hanımefendiden çantamı
yukarı koymasını rica ettim.
O da zarif bir şekilde yaptı.
06:58
I try not to eatyemek or drinkiçki on a planeuçak
140
406800
1736
Uçakta bir şeyler yeyip içmemeye
gayret ediyorum.
07:00
because I don't want to have to
get up and walkyürümek on the planeuçak,
141
408560
2896
Kalkıp uçakta yürümek
zorunda kalmak istemiyorum.
07:03
but naturedoğa has its ownkendi scheduleprogram,
142
411480
1576
Tabii, evdeki hesap çarşıya uymaz.
07:05
and not long agoönce,
it knockedçaldı and I answeredcevap.
143
413080
2576
Çok geçmeden çaldı, ben de cevap verdim.
07:07
So I walkedyürüdü up to the frontön of the planeuçak
144
415680
2376
kalkıp uçağın ön kısmına doğru yürüdüm.
07:10
and gabbedgabbed with the flightuçuş attendantgörevlisi,
145
418080
2016
Kabin görevlisiyle iki çift laf ettik.
07:12
and said, "Can you watch the doorkapı?
I can't reachulaşmak the lockkilitlemek."
146
420120
3320
O sırada ''Kapıya bakabilir misin?
Ben kilide yetişemiyorum da'' dedim.
07:16
So I'm in there doing my business,
and the doorkapı fliessinekler openaçık.
147
424640
3776
Ben işime bakarken kapı açıldı.
Dehşetle bakan
07:20
And there's a gentlemanbeyefendi there
148
428440
1560
bir bey duruyordu orada.
07:22
with a look of horrorkorku on his faceyüz.
149
430880
2536
Ben de aynı öyle bakıyordum kesin.
07:25
I'm sure I had the sameaynı look.
150
433440
1381
Dışarı çıktığımda o beyin hemen
çaprazımda oturduğunu gördüm.
07:27
As I camegeldi out, I noticedfark
that he was sittingoturma right acrosskarşısında from me,
151
435880
4320
07:33
and he's in totalGenel Toplam, completetamamlayınız embarrassmentsıkıntı.
152
441520
2880
Bayağı utanmış hâldeydi.
Kalkıp sessizce yanına gittim
ve şöyle dedim:
07:37
So I walkyürümek up to him and I quietlysessizce go,
153
445120
2696
07:39
"Are you going to rememberhatırlamak this
as much as I am?"
154
447840
2296
''Siz de benim gibi
hatırlayacak mısınız bunu?''
07:42
(LaughterKahkaha)
155
450160
2680
(Kahkahalar)
''Galiba,'' diye yanıtladı.
07:48
And he goesgider, "I think so."
156
456120
1976
07:50
(LaughterKahkaha)
157
458120
1656
(Kahkahalar)
07:51
Now, while he's probablymuhtemelen
not talkingkonuşma about it publiclyGenel olarak, I am.
158
459800
3296
Büyük ihtimalle o bunu açık açık
anlatmıyordur ama ben anlatıyorum.
07:55
(LaughterKahkaha)
159
463120
1816
(Kahkahalar)
07:56
But we talkedkonuştuk for the restdinlenme of the flightuçuş,
160
464960
2776
Tabii, tüm uçuş boyunca konuştuk.
Birbirimizi tanıdık, ailelerimiz, spor,
iş falan hakkında konuştuk.
07:59
and we got to know eachher other,
our familiesaileleri, sportsSpor Dalları, work,
161
467760
3896
Uçak indiğinde de, ''Michele, sanırım
biri çantanı koymuştu,
08:03
and when we landedindi, he said,
162
471680
1696
08:05
"MicheleMichele, I noticedfark
someonebirisi put your bagsırt çantası up.
163
473400
2176
senin için çantanı
indirebilir miyim?'' dedi.
08:07
Can I get that for you?"
164
475600
1216
08:08
And I said, "Of coursekurs, thank you."
165
476840
1680
''Tabii, teşekkür ederim'' dedim.
Sonra da birbirimize iyi günler diledik.
08:11
And we wisheddiledi eachher other well,
166
479440
2136
08:13
and the mostçoğu importantönemli thing that day
167
481600
1896
O günün en önemli noktası, bir daha
08:15
was that he was not going to leaveayrılmak
with that embarrassmentsıkıntı,
168
483520
3776
bu utançla yaşamayacak olmasıydı.
Yani o an yaşadığı utançla.
08:19
that experiencedeneyim of embarrassmentsıkıntı.
169
487320
2416
İkimiz için de unutulmayacak bir anı oldu.
08:21
He won'talışkanlık forgetunutmak it, and neitherne will I,
170
489760
2416
Bence o daha çok sohbetimizi
08:24
but I think he will rememberhatırlamak more
171
492200
2256
08:26
our chatsohbet and our differentfarklı perspectivesbakış açıları.
172
494480
2720
ve bakış açılarımızı hatırlayacak.
08:30
When you travelseyahat internationallyuluslararası,
173
498240
1976
Uluslararası seyahat ettiğinizde
08:32
it can be even more challengingmeydan okuma
in certainbelli waysyolları.
174
500240
2576
bazı konular daha zor oluyor.
08:34
A fewaz yearsyıl agoönce, I was in ZanzibarZanzibar,
175
502840
2736
Birkaç yıl önce Zanzibar'dayken
08:37
and I come wheelingWheeling in,
176
505600
1616
dönerek içeriye girdim.
08:39
and think about that.
177
507240
1200
Bunu düşünüyorum.
08:41
ShortKısa, whitebeyaz, blondsarışın womankadın in a chairsandalye.
178
509440
4455
Kısa, beyaz tenli, sandalyede oturan
sarışın bir kadındı.
08:45
That doesn't probablymuhtemelen happenolmak everyher day.
179
513919
1961
Belki her gün olan bir şey değil bu.
08:49
So I go up, and with my gifthediye of gabGab,
I startbaşlama to talk to the agentAjan.
180
517360
3576
Yine gevezeliğimle gidip
görevliyle konuşmaya başladım.
08:52
So friendlyarkadaş canlısı, and I asksormak
about theironların culturekültür and so forthileri,
181
520960
3416
Kültürlerini falan sordum.
08:56
and I noticeihbar there wasn'tdeğildi a jetjet bridgeköprü.
182
524400
2816
Fark ettim ki körük yoktu.
''Merdivenleri çıkmam konusunda
08:59
So I had to kindtür of say,
183
527240
1936
biraz yardım fena olmaz''
09:01
"Not only do you have to liftasansör my chairsandalye,
184
529200
2056
09:03
I could use some help
gettingalma up the stepsadımlar."
185
531280
2240
dedim.
09:05
So we got to spendharcamak about an hoursaat togetherbirlikte
while we waitedbekledi for the flightuçuş,
186
533920
3856
Uçağı beklerken birkaç saatimizi
birlikte geçirmemiz gerekti.
Hayatımın en mükemmel anlarıydı.
09:09
and it was the mostçoğu magnificentmuhteşem hoursaat.
187
537800
1856
09:11
Our perspectiveperspektif changeddeğişmiş
for bothher ikisi de of us that day.
188
539680
3456
O gün, her ikimizin de
bakış açıları değişti.
Uçağa bindiğimizde sırtımı
09:15
And oncebir Zamanlar I got on the flightuçuş,
189
543160
1416
09:16
he pattedokşadı me on the back
and wisheddiledi me well,
190
544600
2936
sıvazlayıp kendine iyi bak dedi,
09:19
and I thankedteşekkür etti him so much.
191
547560
2216
ben de teşekkür ettim.
09:21
And again, I think he's going
to rememberhatırlamak that experiencedeneyim more
192
549800
4456
Yine onun, o günü benden daha
net hatırlayacağını düşünüyorum,
09:26
than when I first camegeldi in,
and there was a bitbit of hesitationtereddüt.
193
554280
3560
biraz çekinme söz konusuydu.
Fark ettiğiniz üzere birçok
kişiden yardım alıyorum.
09:31
And as you noticeihbar, I get a lot of help.
194
559440
2416
09:33
I would not be where I am todaybugün
195
561880
1936
Eğer ailem, arkadaşlarım,
iş arkadaşlarım ve
09:35
if it was not for my familyaile,
my friendsarkadaşlar, my colleaguesmeslektaşlar
196
563840
4336
dışarıda bana yardım eden
onca yabancı olmasaydı
09:40
and the manyçok strangersyabancı insanlar
197
568200
1696
bugün olduğum yerde
09:41
that help me everyher singletek day of my life.
198
569920
3280
olamazdım.
09:46
And it's importantönemli
that we all have a supportdestek systemsistem.
199
574040
3816
İnsanların birbirini desteklemesi
çok güzel bir şey.
09:49
AskingSoran for help is a strengthkuvvet,
200
577880
2616
Yardım istemek insanı güçlendirir,
09:52
not a weaknesszayıflık.
201
580520
1216
zayıf düşürmez.
09:53
(ApplauseAlkış)
202
581760
1560
(Alkışlar)
10:00
We all need help throughoutboyunca our lifetimeömür,
203
588880
2896
Hayatımızın bazı noktalarında
hepimizin yardıma ihtiyacı olur.
10:03
but it is just as importantönemli
204
591800
2416
Fakat bu, diğer insanları
destekleyenlerden
10:06
that we are partBölüm
of other people'sinsanların supportdestek systemssistemler.
205
594240
3416
biri olmamız kadar önemlidir.
10:09
We mustşart adoptbenimsemek that way of givingvererek back.
206
597680
3176
İnsanlara yardım etmeye alışmalıyız.
Hepimizin kendi başarımızda
bir rolü vardır elbette
10:12
We all obviouslybelli ki have a rolerol to playoyun
in our ownkendi successesbaşarılar,
207
600880
3880
ama diğer insanların başarılarında
oynayacağımız rolü düşünün.
10:17
but think about the rolerol we have to playoyun
in other people'sinsanların successesbaşarılar,
208
605600
3576
10:21
just like people do for me
everyher singletek day.
209
609200
3680
Her gün insanların benim hayatımda
oynadıkları rol gibi.
Birbirimize yardım etmemiz
çok ama çok önemli.
10:26
It's vitallyhayati importantönemli
that we help eachher other,
210
614000
3536
10:29
because societytoplum is increasinglygiderek
placingyerleştirme people in silossiloları
211
617560
5320
Çünkü ön yargı ve ideolojiler
yüzünden toplum
insanları depolara kapatıyor.
10:36
basedmerkezli on biasesönyargıların and ideologiesideolojiler.
212
624040
2520
Geçmişte olanlara bakıp
10:39
And we mustşart look pastgeçmiş the surfaceyüzey
213
627600
2520
gerçekle yüzleşmemiz lazım.
10:43
and be confrontedkarşı karşıya with the truthhakikat
214
631080
2136
10:45
that noneYok of us are what you can see.
215
633240
2856
Hiçbirimizin göründüğü gibi
olmadığı gerçeğiyle.
10:48
There's more to us than that,
216
636120
2096
Görünenden daha çok şey var.
10:50
and we're all dealingmuamele with things
that you cannotyapamam see.
217
638240
3280
Görmediğiniz şeylerle uğraşıyoruz.
Yargılamadan yaşarsak
10:55
So livingyaşam a life freeücretsiz of judgmentyargı
218
643240
2976
10:58
allowsverir all of us to sharepay
those experiencesdeneyimler togetherbirlikte
219
646240
4336
bu deneyimleri paylaşabiliriz.
11:02
and have a totallybütünüyle differentfarklı perspectiveperspektif,
220
650600
3056
Tıpkı anlattığım hikâyelerdeki
insanlar gibi tamamen farklı
11:05
just like the coupleçift of people
I mentionedadı geçen earlierdaha erken in my storieshikayeleri.
221
653680
3680
bakış açılarına sahip olabiliriz.
Lütfen unutmayın. Yalnızca kendi
11:11
So rememberhatırlamak, the only shoesayakkabı
222
659280
2296
pencerenizden görebilirsiniz hayatı.
11:13
you trulygerçekten can walkyürümek in are your ownkendi.
223
661600
2480
Ben sizin pencerenizden bakamam.
11:16
I cannotyapamam walkyürümek in yoursseninki.
224
664840
1840
Benim boyumda da yürüyemezsiniz,
biliyoruz bunu.
11:19
I know you can't walkyürümek in my sizeboyut 1s --
225
667280
2976
11:22
(LaughterKahkaha)
226
670280
1096
(Kahkahalar)
11:23
but you can try.
227
671400
1200
Ama deneyebilirsiniz.
11:26
But we can do something better than that.
228
674080
2360
Ancak denemekten daha
fazlasını yapabiliriz.
11:28
With compassionmerhamet,
couragecesaret and understandinganlayış,
229
676920
3856
Merhamet, cesaret ve anlayışla
11:32
we can walkyürümek sideyan by sideyan
230
680800
2696
yan yana yürüyebilir,
birbirimize yardım edebiliriz.
11:35
and supportdestek one anotherbir diğeri,
231
683520
2056
Gördüklerimiz karşısında
insanları yargılamak yerine
11:37
and think about how societytoplum can changedeğişiklik
232
685600
2656
11:40
if we all do that
233
688280
1656
bunları yaptığımızda toplumun nasıl
11:41
insteadyerine of judgingyargılamak
on only what you can see.
234
689960
3440
değişeceğini düşünün.
11:45
Thank you.
235
693960
1216
Teşekkür ederim.
11:47
(ApplauseAlkış)
236
695200
5680
(Alkışlar)
Teşekkürler.
11:52
Thank you.
237
700920
1360
Translated by Eylül Özbay
Reviewed by Suleyman Cengiz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Michele L. Sullivan - Social innovator
Michele L. Sullivan is known for her sustainable and collaborative approach to philanthropic investing.

Why you should listen

Michele L. Sullivan has held various globally influential leadership positions at Caterpillar during her 29-year career. She currently is Caterpillar's Director of Corporate Social Innovation and President of the Caterpillar Foundation, the philanthropic arm of Caterpillar Inc.

Throughout Sullivan's career, she has dramatically grown the reach, influence and impact of each role. Her time with the Caterpillar Foundation is no different. She has taken the Caterpillar Foundation from a transactional Foundation into a global and strategic Foundation. She has moved the Foundation from Corporate Social Responsibility into Corporate Social Innovation. This strategy places the human need first, not as an afterthought of profit. Sullivan is well known for her global expertise and sustainable and collaborative approach to philanthropic investing.

Sullivan strongly believes monumental and sustainable change in our largest global challenges can only happen through partnerships and collaboration between public, private and non-profit entities. This strategy resulted in the Caterpillar Foundation's transformation into one of the most influential corporate foundations and, ultimately, the launch of the Foundation's collaborative impact platform, Together.Stronger.

Determination and resilience have been present throughout Sullivan;s life. She endured many years of orthopedic surgeries and other challenges. She provided leadership starting in the Little Prairie Chapter of Little People of America as a teenager. She was named by Inside Philanthropy as one of the 50 most powerful women in philanthropy and she served as a US delegate to the United Nations Commission on the Status of Women. She is a member of the ONE board of directors and chairs the Greater Peoria Local Initiatives Support Corporation (LISC) Advisory Board. She earned her MBA from Bradley University, and she is the first woman to be President of the Caterpillar Foundation.

More profile about the speaker
Michele L. Sullivan | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee