TED2006
Sir Ken Robinson: Do schools kill creativity?
Ken Robinson diyor ki; "Okullar yaratıcılığı öldürüyor."
Filmed:
Readability: 3.3
64,284,825 views
Sir Ken Robinson, yaratıcılığı (baltalamaktan ziyade) besleyen bir eğitim sistemi yaratma ülküsünü eğlenceli ve son derece sürükleyici bir üslupla bizlerle paylaşıyor.
Ken Robinson - Author/educator
Creativity expert Sir Ken Robinson challenges the way we're educating our children. He champions a radical rethink of our school systems, to cultivate creativity and acknowledge multiple types of intelligence. Full bio
Creativity expert Sir Ken Robinson challenges the way we're educating our children. He champions a radical rethink of our school systems, to cultivate creativity and acknowledge multiple types of intelligence. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:24
Good morning. How are you?
0
0
4678
Günaydın. Nasılsınız? Harika gidiyor, değil mi?
00:28
(Laughter)
1
4702
1210
00:29
It's been great, hasn't it?
2
5936
2313
Bütün bu organizasyon ve yapılmış konuşmalar karşısında afallamış durumdayım.
00:32
I've been blown away by the whole thing.
3
8273
2456
00:34
In fact, I'm leaving.
4
10753
1492
Hatta, şimdi şu an burayı terkediyorum. (Kahkaha)
00:36
(Laughter)
5
12269
5567
Konferans boyunca üç tema vardı işlenen,
00:42
There have been three themes
running through the conference
running through the conference
6
18015
3207
değil mi, ki aslına bakarsanız bu temalar benim konuşmak istediğim
00:45
which are relevant
to what I want to talk about.
to what I want to talk about.
7
21246
2507
konu ile doğrudan ilintiliydi.
00:47
One is the extraordinary
evidence of human creativity
evidence of human creativity
8
23777
4690
Bunlardan ilki, bütün bu sunumların ve buradaki insanların,
00:52
in all of the presentations that we've had
9
28491
2413
insan doğasındaki yaratıcılık eğilimine başlı başına
00:54
and in all of the people here.
10
30928
1801
kanıt teşkil etmesi. Çeşitliliğine ve genişliğine
00:56
Just the variety of it
and the range of it.
and the range of it.
11
32753
2651
bir bakınız sadece. İkincisi ise
01:00
The second is
that it's put us in a place
that it's put us in a place
12
36158
2143
gelecek teması altında yapılmış konuşmalar, aslına bakarsanız, bizi öyle bir pozisyona soktu ki
01:02
where we have no idea
what's going to happen,
what's going to happen,
13
38325
2497
01:04
in terms of the future.
14
40846
1391
ileride gerçekten ne olacağı konusunda neredeyse hiç bir fikrimiz yok.
01:06
No idea how this may play out.
15
42261
2715
Gelecekte ne olur, ne biter öngöremiyoruz.
01:09
I have an interest in education.
16
45000
1892
Eğitim konusuyla ilgiliyim--
01:10
Actually, what I find is everybody
has an interest in education.
has an interest in education.
17
46916
4132
aslında bana sorarsanız, eğitime karşı herkesin az çok bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.
Öyle değil mi? Misal, ben şunu çok ilginç buluyorum.
01:15
Don't you?
18
51072
1138
01:16
I find this very interesting.
19
52234
1481
Eğer bir akşam yemeğine davet edilmiş iseniz ve eğitim ile
01:17
If you're at a dinner party,
20
53739
1757
01:19
and you say you work in education --
21
55596
2262
ilgili çalıştığınızı söylerseniz
01:21
Actually, you're not often
at dinner parties, frankly.
at dinner parties, frankly.
22
57882
2964
aslında dürüst olmak gerekirse, eğer eğitim konusunda çalışmalar yürütüyorsanız, akşam yemeği partilerinde pek sık boy gösteremezsiniz.
01:24
(Laughter)
23
60870
3796
01:28
If you work in education,
you're not asked.
you're not asked.
24
64690
2428
(Kahkaha) Çünkü gayet kimse sizi çağırmaz.
01:31
(Laughter)
25
67142
3091
Ve olur da eskaza birisine iştirak etmiş olursanız, bir dahaki sefer için de davet edilmek aklınızın ucundan geçmesin, ki bu bana hep garip gelmiştir.
01:34
And you're never asked back, curiously.
That's strange to me.
That's strange to me.
26
70257
3719
01:38
But if you are, and you say to somebody,
27
74000
2475
Ama olur da orada bulunursanız ve kimliğinizi afişe ederseniz
hani bilirsiniz işte, "Ne ile uğraşıyorsun?" diye sorarlar
01:40
you know, they say, "What do you do?"
28
76499
1777
ve siz onlara eğitim işi ile uğraştığınızı söylerseniz
01:42
and you say you work in education,
29
78300
1676
01:44
you can see the blood run from their face.
30
80000
2076
ardından yüzlerinin renk attığını görebilirsiniz. Gayet şu haldedirler,
01:46
They're like, "Oh my God,"
you know, "Why me?"
you know, "Why me?"
31
82100
2280
"Aman tanrım," bilirsiniz işte, "Neden ben? Bütün hafta boyunca dışarıda geçirdiğim tek gecede hem de" (Kahkaha)
01:48
(Laughter)
32
84404
1637
01:50
"My one night out all week."
33
86065
1623
01:51
(Laughter)
34
87712
2610
Ama eğer onlara kendi aldıkları eğitimi soracak olursanız
01:54
But if you ask about their education,
they pin you to the wall.
they pin you to the wall.
35
90346
3241
sizi köşeye sıkıştırırlar. Çünkü bu insanların içinde olan
01:57
Because it's one of those things
that goes deep with people, am I right?
that goes deep with people, am I right?
36
93611
3467
şeylerden biridir, haksız mıyım?
Din, para ve diğer şeylerde olduğu gibi.
02:01
Like religion, and money and other things.
37
97194
3341
Eğitime büyük bir ilgim var, ve hepimizin olduğunu düşünüyorum.
02:04
So I have a big interest in education,
and I think we all do.
and I think we all do.
38
100559
4352
Gerçekten eğitime karşı büyük haklı bir ilgimiz var,
02:08
We have a huge vested interest in it,
39
104935
1892
ve kısmen bunun sebebi, eğitimin bizleri o hakkında hiç bir fikrimizin olmadığı
02:10
partly because it's education
that's meant to take us into this future
that's meant to take us into this future
40
106851
3320
geleceğe taşıyacak olan yegane araç olması.
02:14
that we can't grasp.
41
110195
1519
02:15
If you think of it,
children starting school this year
children starting school this year
42
111873
3499
Eğer düşünecek olursanız, bu yıl okula başlayan çocuklar
2065 yılında emekli olmuş olacaklar. Geçtiğimiz dört gün boyunca
02:19
will be retiring in 2065.
43
115396
3524
02:24
Nobody has a clue,
44
120209
1634
önümüze sunulan bütün uzman görüşlere rağmen, dünyanın sadece beş yıl içerisinde bile
02:25
despite all the expertise that's been
on parade for the past four days,
on parade for the past four days,
45
121867
3444
neye benzeyeceği kimse tarafından tahmin edilemiyor.
02:29
what the world will look like
in five years' time.
in five years' time.
46
125450
2526
Ve bizler bu belirsiz gelecek için onları eğitmekle hükümlüyüz.
02:32
And yet we're meant
to be educating them for it.
to be educating them for it.
47
128000
2294
Olaya böyle baktığımızda mevzu bahis tahmin edilememezlik
02:34
So the unpredictability,
I think, is extraordinary.
I think, is extraordinary.
48
130318
2550
gerçekten korkutucu boyutlarda.
02:36
And the third part of this
49
132892
1367
Ve üçüncü olarak
02:38
is that we've all agreed, nonetheless,
50
134283
2037
herşeye rağmen, çocukların sahip olduğu
02:40
on the really extraordinary
capacities that children have --
capacities that children have --
51
136344
5305
olağanüstü kapasite konusunda hepimiz hemfikiriz.
02:45
their capacities for innovation.
52
141673
2334
Özellikle söz konusu yeni fikirler olduğunda. Mesela, Sirena dün gece harikuladeydi.
02:48
I mean, Sirena last night
was a marvel, wasn't she?
was a marvel, wasn't she?
53
144031
2511
Öyle değil mi? Sadece ne yapabildiğini görmekten bahsediyorum.
02:50
Just seeing what she could do.
54
146566
1610
Ve o istisnai bir örnek, fakat bana sorarsanız çocukluk dönemini bir bütün olarak
02:52
And she's exceptional, but I think
she's not, so to speak,
she's not, so to speak,
55
148200
4776
02:57
exceptional in the whole of childhood.
56
153000
3956
ele aldığınızda görürsünüz ki çok da istisnai bir durum değil.
Sirena'ya baktığınızda göreceğiniz şey, yeteneğini keşfedip olağanüstü bir adanmışlıkla
03:00
What you have there is a person
of extraordinary dedication
of extraordinary dedication
57
156980
2796
bunun üstüne giden bir insandır. Ve benim argümanım şudur ki;
03:03
who found a talent.
58
159800
1267
bütün çocuklar inanılmaz yeteneklere sahiptir.
03:05
And my contention is,
all kids have tremendous talents.
all kids have tremendous talents.
59
161091
2609
Ve bizler onları harcıyoruz, hem de acımasızca.
03:07
And we squander them, pretty ruthlessly.
60
163800
1976
Böylelikle, bugün burada eğitim ve sahip olduğumuz
03:09
So I want to talk about education
61
165800
2176
03:12
and I want to talk about creativity.
62
168000
1872
yaratıcılık hakkında konuşmak istiyorum. Bana sorarsanız
03:13
My contention is that creativity now
is as important in education as literacy,
is as important in education as literacy,
63
169896
6019
şu an yaratıcılık en az okur-yazarlık kadar eğitimde önemli
ve bizler aynı statüdeymişcesine muamele etmeliyiz.
03:19
and we should treat it
with the same status.
with the same status.
64
175939
2864
(Alkış) Teşekkürler. Bu kadardı, konuşmam bitti.
03:22
(Applause) Thank you.
65
178827
1971
03:24
(Applause)
66
180822
4345
03:29
That was it, by the way.
67
185485
1259
Çok teşekkür ederim. (Kahkaha) Neyse, hala 15 dakikamiz var.
03:30
Thank you very much.
68
186768
1003
03:31
(Laughter)
69
187795
2115
03:33
So, 15 minutes left.
70
189934
1677
Evet, ben doğduğumda -- hayır. (Kahkaha)
03:35
(Laughter)
71
191635
2936
03:38
Well, I was born... no.
72
194595
1892
03:40
(Laughter)
73
196511
3032
Geçenlerde harika bir hikaye duydum -- Anlatmaya bayılıyorum --
03:43
I heard a great story recently
-- I love telling it --
-- I love telling it --
74
199567
2745
Resim dersindeki küçük bir kız hakkında. Altı yaşında,
03:46
of a little girl
who was in a drawing lesson.
who was in a drawing lesson.
75
202336
2715
en arkada oturmuş, resim yapan bir kız.
03:49
She was six, and she was
at the back, drawing,
at the back, drawing,
76
205075
2135
ve öğretmenine soracak olursanız bu küçük kız derse hemen hemen
03:51
and the teacher said this girl
hardly ever paid attention,
hardly ever paid attention,
77
207234
2800
hiç ilgi göstermiyordu. O gün hariç. O gün nedense bütün ilgisi yaptığı resimdeydi.
03:54
and in this drawing lesson, she did.
78
210058
1786
03:55
The teacher was fascinated.
79
211868
1340
Öğretmenin ağzı açık kalmış tabii bu durum karşısında. Kızın yanına yaklaşmış,
03:57
She went over to her,
and she said, "What are you drawing?"
and she said, "What are you drawing?"
80
213232
2762
ve sormuş, "Ne çiziyorsun?"
04:00
And the girl said, "I'm
drawing a picture of God."
drawing a picture of God."
81
216018
2491
"Tanrı'nın resmini çiziyorum", demiş kız.
04:03
And the teacher said, "But nobody
knows what God looks like."
knows what God looks like."
82
219642
3318
"Ama hiç kimse Tanrı'nın nasıl göründüğünü bilmiyor.", demiş öğretmen.
04:06
And the girl said,
"They will, in a minute."
"They will, in a minute."
83
222984
2088
"Problem değil, bir dakika içinde bilecekler", demiş kız.
04:09
(Laughter)
84
225096
6782
(Kahkaha)
Oğlum İngiltere'de dört yaşındayken --
04:20
When my son was four in England --
85
236662
2267
aslında her yerde dört yaşındaydı, dürüst olmak gerekirse. (Kahkaha)
04:23
Actually, he was four
everywhere, to be honest.
everywhere, to be honest.
86
239413
2191
Tamam tamam, nereye giderse gitsin, o yıl dört yaşındaydı.
04:25
(Laughter)
87
241628
1667
04:27
If we're being strict about it,
wherever he went, he was four that year.
wherever he went, he was four that year.
88
243404
3387
Doğum (Hz.İsa'nın doğumu) oyununda bir rolü vardı.
04:30
He was in the Nativity play.
Do you remember the story?
Do you remember the story?
89
246815
2638
Hikayeyi hatırlıyor musunuz? Gülmeyin, önemli bir hikaye.
04:33
(Laughter)
90
249477
1219
04:34
No, it was big, it was a big story.
91
250720
1827
Gerçekten önemli bir hikaye, hatta Mel Gibson serisini çekmişti.
04:36
Mel Gibson did the sequel,
you may have seen it.
you may have seen it.
92
252571
2305
Belki görmüşsünüzdür: "Doğum II". Neyse, James, Joseph rolünü almıştı
04:38
(Laughter)
93
254900
1261
04:40
"Nativity II."
94
256185
1310
04:41
But James got the part of Joseph,
which we were thrilled about.
which we were thrilled about.
95
257519
4135
ki biz bu konuda epey heyecanlıydık.
04:45
We considered this to be
one of the lead parts.
one of the lead parts.
96
261678
2537
Ne de olsa biz bunu başrollerden biri olarak düşünüyorduk.
Mekanı "Joseph, James Robinson'dur." yazılı tişörtler giyen
04:48
We had the place crammed
full of agents in T-shirts:
full of agents in T-shirts:
97
264239
2477
bir sürü insanla doldurmuştuk. (Kahkaha)
04:50
"James Robinson IS Joseph!" (Laughter)
98
266740
2236
04:53
He didn't have to speak,
99
269000
1607
Konuşmasına gerek yoktu, ama o bölümü bilirsiniz
04:54
but you know the bit
where the three kings come in?
where the three kings come in?
100
270631
2438
hani üç kralın geldiği. Hediyeler sunmak için gelirler,
04:57
They come in bearing gifts,
gold, frankincense and myrrh.
gold, frankincense and myrrh.
101
273093
2731
ve altın, tütsü ve mür getirirler.
04:59
This really happened.
102
275848
1114
Bu gerçekten oldu. Orada oturuyorduk
05:00
We were sitting there and I think
they just went out of sequence,
they just went out of sequence,
103
276986
3090
ve sanırsam o sırada replik sırasını karıştırdılar,
çünkü daha sonra küçük çocukla konuştuk ve sorduk,
05:04
because we talked to the little boy
afterward and we said,
afterward and we said,
104
280100
2776
"Sence doğru oldu mu?". O da, "Evet, niye, yanlış mıydı?" demişti.
05:06
"You OK with that?" And he said,
"Yeah, why? Was that wrong?"
"Yeah, why? Was that wrong?"
105
282900
2876
Sadece sırayı karıştırmıslardı bence, o kadar.
05:09
They just switched.
106
285800
1076
Her neyse 3 çocuk sahneye geldi,
05:10
The three boys came in,
107
286900
1176
kafalarında çay süzgeci olan dört yaşındaki çocuklar,
05:12
four-year-olds with tea towels
on their heads,
on their heads,
108
288100
2187
ve kutuları yere bıraktılar.
05:14
and they put these boxes down,
109
290311
1491
05:15
and the first boy said,
"I bring you gold."
"I bring you gold."
110
291826
2049
ve ilk çocuk "Sana altın getirdim", dedi.
05:17
And the second boy said,
"I bring you myrrh."
"I bring you myrrh."
111
293899
2138
Ve ikinci çocuk, "Sana mür getirdim", dedi.
05:20
And the third boy said, "Frank sent this."
112
296061
2004
Ve üçüncüsü, "Bunu Frank gönderdi." (Kahkaha) (Burada ingilizce kelime oyunu var. frankincense -> frank sent this)
05:22
(Laughter)
113
298089
2900
05:34
What these things have in common
is that kids will take a chance.
is that kids will take a chance.
114
310711
3090
Bütün bunların ortak noktası şu ki; çocuklar şanslarını denemekten korkmayacaklar.
Bilmeseler de, devam edecekler.
05:37
If they don't know, they'll have a go.
115
313825
2608
Haklı değil miyim? Yanlış yapmaktan korkmuyorlar.
05:40
Am I right? They're not
frightened of being wrong.
frightened of being wrong.
116
316457
3537
Şimdi, yanlış yapmak yaratıcı olmakla aynı şeydir demek istemiyorum.
05:44
I don't mean to say that being wrong
is the same thing as being creative.
is the same thing as being creative.
117
320893
3507
Bildiğimiz şu ki,
05:48
What we do know is,
if you're not prepared to be wrong,
if you're not prepared to be wrong,
118
324886
3090
eğer yanlış yapmaya hazırlıklı değilseniz,
05:52
you'll never come up
with anything original --
with anything original --
119
328000
2367
hiç bir zaman orijinal birşey bulamazsınız.
05:54
if you're not prepared to be wrong.
120
330391
2085
Eğer yanlış yapmaya hazırlıklı değilseniz. Ve zamanla yetişkin olduklarında,
05:56
And by the time they get to be adults,
most kids have lost that capacity.
most kids have lost that capacity.
121
332877
4133
çoğu çocuk bu kapasitesini yitiriyor.
Yanlış yapmaktan korkar hale geliyorlar.
06:01
They have become
frightened of being wrong.
frightened of being wrong.
122
337406
2520
Ve firmalarımızı da bu şekilde yönetiyoruz, yeri gelmişken.
06:03
And we run our companies like this.
123
339950
1690
Hataları damgalıyoruz. Ve mevcut
06:05
We stigmatize mistakes.
124
341664
1652
06:07
And we're now running
national education systems
national education systems
125
343340
2302
ulusal eğitim sistemlerimizde de bir çocuğun yapabileceği
06:09
where mistakes are the worst
thing you can make.
thing you can make.
126
345666
2346
en kötü şey "hatalar"dır.
06:12
And the result is that
we are educating people
we are educating people
127
348700
3208
Ve sonuç şu ki insanları yaratıcı kapasitelerinin dışına yönelik
06:15
out of their creative capacities.
128
351932
2291
eğitiyoruz. Picasso bir keresinde,
06:18
Picasso once said this, he said
that all children are born artists.
that all children are born artists.
129
354247
4478
Bütün çocukların sanatçı olarak doğduklarını söylemiş.
06:22
The problem is to remain an artist
as we grow up.
as we grow up.
130
358749
3222
Problem büyüdüğümüzde de sanatçı olarak kalabilmekte. Şuna yürekten inanıyorum:
06:25
I believe this passionately,
that we don't grow into creativity,
that we don't grow into creativity,
131
361995
3081
bizler yaratıcılık özelliğimize yönelik değil,
aksi yönde büyüyoruz. Ya da daha doğrusu, ondan uzaklaştırılacak şekilde eğitiliyoruz.
06:29
we grow out of it.
132
365100
1856
06:30
Or rather, we get educated out if it.
133
366980
1883
Peki, niye bu, bu şekilde oluyor?
06:33
So why is this?
134
369247
1473
Beş yıl öncesine değin Stratford-on-Avon'da yaşadım.
06:34
I lived in Stratford-on-Avon
until about five years ago.
until about five years ago.
135
370826
4081
Hatta Stratford'tan Los Angeles'a taşındık.
06:38
In fact, we moved
from Stratford to Los Angeles.
from Stratford to Los Angeles.
136
374931
2253
Ne kadar kesintisiz bir geçiş olduğunu hayal edebilirsiniz
06:41
So you can imagine
what a seamless transition that was.
what a seamless transition that was.
137
377872
2664
(Kahkaha) Aslında,
06:44
(Laughter)
138
380560
1416
06:46
Actually, we lived in a place
called Snitterfield,
called Snitterfield,
139
382000
2376
Snitterfield denilen bir yerde yaşadık,
Stratford'un biraz dışında, Shakespeare'in
06:48
just outside Stratford,
140
384400
1251
06:49
which is where
Shakespeare's father was born.
Shakespeare's father was born.
141
385675
2161
babasının doğduğu yerde. Bunu söylediğimde yeni bir düşünceye gark oldunuz mu? Ben öyle olmuştum.
06:52
Are you struck by a new thought? I was.
142
388082
2375
06:54
You don't think of Shakespeare
having a father, do you?
having a father, do you?
143
390481
2595
Shakespeare'in bir babası olduğunu hiç düşünmemiştiniz, öyle değil mi?
Öyle değil mi? Çünkü Shakespeare'i bir çocuk olarak
06:57
Do you? Because you don't think
of Shakespeare being a child, do you?
of Shakespeare being a child, do you?
144
393100
3876
düşünmemiştiniz, değil mi?
07:01
Shakespeare being seven?
145
397000
1567
Shakespeare yedi yaşında? Ben hiç düşünmemiştim. Demek istiyorum ki,
07:02
I never thought of it.
146
398591
1249
07:03
I mean, he was seven at some point.
147
399864
1684
O da bir zamanlar yedi yaşındaydı. O da
07:05
He was in somebody's
English class, wasn't he?
English class, wasn't he?
148
401572
2310
birinin İngilizce sınıfındaydı bir zamanlar, öyle değil mi? Ne kadar da rahatsız edici olmalı.
07:07
(Laughter)
149
403906
6787
07:14
How annoying would that be?
150
410717
1329
(Kahkaha) "Daha fazla çalışmalısın". Babası tarafından yatağa gönderilmiştir, bilirsiniz,
07:16
(Laughter)
151
412070
3000
07:23
"Must try harder."
152
419729
1035
07:24
(Laughter)
153
420788
3900
07:28
Being sent to bed by his dad, you know,
to Shakespeare, "Go to bed, now!
to Shakespeare, "Go to bed, now!
154
424712
3464
Shakespeare'e," Hemen yatağa git, şimdi",
William Shakespeare'e, "ve kalemi bırak.
07:32
And put the pencil down."
155
428200
2428
Ve bu şekilde konuşmayı kes. Herkesin kafasını karıştıyorsun."
07:34
(Laughter)
156
430652
1074
07:35
"And stop speaking like that."
157
431750
1555
07:37
(Laughter)
158
433329
3891
07:41
"It's confusing everybody."
159
437244
1324
(Kahkaha)
07:42
(Laughter)
160
438592
5123
Neyse, Stratford'tan Los Angeles'a taşındık,
07:47
Anyway, we moved
from Stratford to Los Angeles,
from Stratford to Los Angeles,
161
443739
5338
ve bu geçiş hakkında birşey söylemek istiyorum, aslında.
07:53
and I just want to say a word
about the transition.
about the transition.
162
449101
2441
Oğlum gelmek istemedi.
07:55
My son didn't want to come.
163
451566
1410
07:57
I've got two kids;
he's 21 now, my daughter's 16.
he's 21 now, my daughter's 16.
164
453000
2976
İki çocuğum var. O şu an 21; kızım 16.
08:00
He didn't want to come to Los Angeles.
165
456000
2044
Los Angeles'a gelmek istemedi. Orayı sevmişti,
ama İngiltere'de bir kız arkadaşı vardı. Hayatının aşkı, Sarah.
08:02
He loved it, but he had
a girlfriend in England.
a girlfriend in England.
166
458068
2956
08:05
This was the love of his life, Sarah.
167
461048
3603
Onu bir aydır tanıyordu.
08:08
He'd known her for a month.
168
464761
1375
Uyarayım, dördüncü yıl dönümlerini kutlamışlardı,
08:10
(Laughter)
169
466160
1350
08:11
Mind you, they'd had
their fourth anniversary,
their fourth anniversary,
170
467534
2256
çünkü 16 yaşındayken bir ay göründüğünden daha uzun gelir insana.
08:13
because it's a long time when you're 16.
171
469814
2939
Neyse, uçaktayken gerçekten çok üzgündü,
08:16
He was really upset on the plane,
172
472777
1661
ve "Bir daha hiç bir zaman Sarah gibi bir kız bulamayacağım", demişti.
08:18
he said, "I'll never find
another girl like Sarah."
another girl like Sarah."
173
474462
2461
Ve bunun böyle olmasından, açıkça söylemek gerekirse, biz gayet memnunduk,
08:20
And we were rather pleased
about that, frankly --
about that, frankly --
174
476947
2378
çünkü halihazırda ülkeden ayrılma sebebimiz o kızın ta kendisiydi.
08:23
(Laughter)
175
479349
2900
08:31
Because she was the main reason
we were leaving the country.
we were leaving the country.
176
487395
2881
(Kahkaha)
08:34
(Laughter)
177
490300
3000
Ama Amerika'ya taşınınca bir şeyin farkına varıyorsunuz,
ve dünyada yolculuk yaparken:
08:40
But something strikes you
when you move to America
when you move to America
178
496059
2342
dünya üzerindeki her eğitim sistemi aynı konu hiyerarşisine sahip.
08:42
and travel around the world:
179
498425
1366
08:43
Every education system on Earth
has the same hierarchy of subjects.
has the same hierarchy of subjects.
180
499815
3378
Hepsi. Nereye giderseniz gidin.
08:47
Every one. Doesn't matter where you go.
181
503537
1955
Öbür türlü olacağını sanıyorsunuz ama, öyle değil.
08:49
You'd think it would be
otherwise, but it isn't.
otherwise, but it isn't.
182
505516
2270
En tepede matematik ve diller,
08:51
At the top are mathematics and languages,
183
507810
1966
sonra insani bilimler, ve en altta sanat.
08:53
then the humanities,
and at the bottom are the arts.
and at the bottom are the arts.
184
509800
2434
Dünyada heryerde.
08:56
Everywhere on Earth.
185
512258
1118
Ve yine her sistemde,
08:57
And in pretty much every system too,
there's a hierarchy within the arts.
there's a hierarchy within the arts.
186
513400
4095
sanat dahilinde de bir hiyerarşi var.
09:01
Art and music are normally
given a higher status in schools
given a higher status in schools
187
517519
2857
Resim ve müziğe normal olarak daha fazla ağırlık veriliyor okullarda
drama ve dansa kıyasla. Ve gezegenimizde çocuklara hergün matematik öğrettiğimiz
09:04
than drama and dance.
188
520400
1167
09:05
There isn't an education
system on the planet
system on the planet
189
521591
2256
şekliyle dans öğretilen bir
09:07
that teaches dance everyday to children
190
523871
2058
eğitim sistemi yok. Neden?
09:09
the way we teach them mathematics. Why?
191
525953
2047
Neden olmasın? Bence bu soru daha önemli.
09:12
Why not? I think this is rather important.
192
528524
2701
Matematiğin çok önemli olduğunu düşünüyorum, ama dans da öyle.
09:15
I think math is very
important, but so is dance.
important, but so is dance.
193
531249
2303
Eğer izin verilirse çocuklar her zaman dans ederler, hepimiz ederiz.
09:17
Children dance all the time
if they're allowed to, we all do.
if they're allowed to, we all do.
194
533576
2900
Hepimizin vücudu var, değil mi? Bir toplantı mı kaçırdım?
09:20
We all have bodies, don't we?
Did I miss a meeting?
Did I miss a meeting?
195
536500
2476
09:23
(Laughter)
196
539000
3338
(Kahkaha) Gerçekten, olan şu ki,
09:26
Truthfully, what happens is,
as children grow up,
as children grow up,
197
542510
2335
çocuklar büyüdükçe, onları belden yukarı doğru artan bir şekilde
09:28
we start to educate them progressively
from the waist up.
from the waist up.
198
544869
2768
eğitmeye başlıyoruz. Ve daha sonra kafalarına odaklanıyoruz.
09:31
And then we focus on their heads.
199
547661
1625
Ve hafifçe bir tarafa doğru. (Meraklısına beynin sol lobunun işlevi hakkında araştırma yapması tavsiye edilir.)
09:33
And slightly to one side.
200
549310
1490
Eğer bir uzaylı olarak eğitimi ziyaret edecek olsanız,
09:35
If you were to visit
education, as an alien,
education, as an alien,
201
551319
2657
09:38
and say "What's it for, public education?"
202
554000
2976
ve deseniz "Halk eğitimi, ne içindir?"
09:41
I think you'd have to conclude,
if you look at the output,
if you look at the output,
203
557000
2776
Eğer çıktıya bakacak olursanız, bence şu karara varırsınız,
kim başarılı olarak addediliyor,
09:43
who really succeeds by this,
204
559800
1376
kim herkesin yaptığını yapıyorsa,
09:45
who does everything that they should,
205
561200
1776
09:47
who gets all the brownie
points, who are the winners --
points, who are the winners --
206
563000
2731
kim ödüllendirilmişse , kim kazanlarsa--
09:49
I think you'd have to conclude
the whole purpose of public education
the whole purpose of public education
207
565755
3339
Eğitimin bütün amacının şu olduğu kararına varırsınız
bütün dünyada
09:53
throughout the world
208
569118
1097
üniversite profesörleri yetiştirmek. Öyle değil mi?
09:54
is to produce university professors.
209
570239
1953
09:56
Isn't it?
210
572216
1311
09:57
They're the people who come out the top.
211
573551
1983
En tepedeki insanlar onlardır.
09:59
And I used to be one, so there.
212
575558
2179
Ben de onlardan biriyim, ne var yani?! (Kahkaha)
10:01
(Laughter)
213
577761
2636
Ve ben şahsen profesörleri severim, ama
10:04
And I like university
professors, but you know,
professors, but you know,
214
580421
3101
10:07
we shouldn't hold them up
215
583546
1475
onları bütün insanlığın varabildiği en üst başarı noktası olarak görmemeliyiz
10:09
as the high-water mark
of all human achievement.
of all human achievement.
216
585045
2931
10:12
They're just a form of life,
217
588000
1976
O da sadece bir yaşam şekli.
10:14
another form of life.
218
590000
1560
Fakat tabii daha nadir bulunan bir yaşam şekli.
10:15
But they're rather curious, and I say this
out of affection for them.
out of affection for them.
219
591584
3298
ve bunu onlara değer verdiğim için söylüyorum.
Profesörler hakkında acaip bir durum var, tecrübeme dayanarak söylüyorum
10:18
There's something curious
about professors in my experience --
about professors in my experience --
220
594906
2970
hepsi değil ama, genellikle -- bir çoğu kafalarının içinde yaşıyorlar.
10:21
not all of them, but typically,
they live in their heads.
they live in their heads.
221
597900
2676
Orada yaşıyorlar, ve kısmen bir tarafa doğru. (Bu noktada beynin sol lobuna gönderme yapıyor)
10:24
They live up there,
and slightly to one side.
and slightly to one side.
222
600600
2143
Hatta kelimenin tam anlamıyla bedenlerinden soyutlanmışlardır neredeyse.
10:27
They're disembodied, you know,
in a kind of literal way.
in a kind of literal way.
223
603495
3374
Öyle ki, "beden" onlara tek bir şey ifade eder
10:30
They look upon their body as a form
of transport for their heads.
of transport for their heads.
224
606893
3093
o da kafalarını taşımak için yegane araç olmasıdır.
10:34
(Laughter)
225
610010
6166
10:40
Don't they?
226
616200
1016
(Kahkaha) Kafalarını toplantılara bu şekilde götürürler.
10:41
It's a way of getting
their head to meetings.
their head to meetings.
227
617240
2222
10:43
(Laughter)
228
619486
5512
İnsanın beden dışı deneyim (Otoskopi) yoluyla kendini yukarıdan görebilmesine bir kanıt istiyorsanız
10:49
If you want real evidence
of out-of-body experiences,
of out-of-body experiences,
229
625022
3830
profesörlerin konuştuğu bir konaklamalı
10:52
get yourself along to a residential
conference of senior academics,
conference of senior academics,
230
628876
3486
bir konferansa katılın,
ve son gece eğlencesi olan diskoya gidin onlarla beraber.
10:56
and pop into the discotheque
on the final night.
on the final night.
231
632386
2243
10:58
(Laughter)
232
634653
2801
(Kahkaha) Ve orada göreceksiniz, yaşını başını almış kadınlar ve erkekler
11:01
And there, you will see it.
233
637478
1356
11:02
Grown men and women
writhing uncontrollably, off the beat.
writhing uncontrollably, off the beat.
234
638858
4118
kontrolsüz bir şekilde, ritm ile uyumsuz bir halde kıvırıyorlar
11:07
(Laughter)
235
643000
2867
bekliyorlar ki bitsin, böylelikle eve gidip bu gece hakkında bir makale yazabilsinler.
11:09
Waiting until it ends so they can
go home and write a paper about it.
go home and write a paper about it.
236
645891
3325
Şu anda bizim eğitim sistemimiz akademik yetenekler göz önünde bulundurularak dizayn edilmiştir.
11:13
(Laughter)
237
649240
1904
11:15
Our education system is predicated
on the idea of academic ability.
on the idea of academic ability.
238
651168
3843
Ve bunun böyle gerçekleşmesinin bir sebebi vardı.
11:19
And there's a reason.
239
655035
1241
Bütün sistem 19. yüzyıldan önce, dünya çapında
11:20
Around the world, there were
no public systems of education,
no public systems of education,
240
656300
3556
ortalıkta herhangi bir eğitim sistemi yokken ilk defa ortaya çıktı.
11:23
really, before the 19th century.
241
659880
2106
Ve dahası hepsi endüstrileşmenin ihtiyacını karşılamak♪
11:26
They all came into being
to meet the needs of industrialism.
to meet the needs of industrialism.
242
662010
2957
üzere oluşturuldu.
Bu yüzden hiyerarşinin temelinde iki fikir var.
11:29
So the hierarchy is rooted on two ideas.
243
665269
2163
Birincisi, en tepede iş sahası için en faydalı konular yer alacak
11:31
Number one, that the most useful
subjects for work are at the top.
subjects for work are at the top.
244
667456
4597
Hatta bu yüzden büyük ihtimalle siz de okuldayken
11:36
So you were
probably steered benignly away
probably steered benignly away
245
672077
2031
hoşlandığınız şeylerden, eğer böyle devam ederseniz
11:38
from things at school when you
were a kid, things you liked,
were a kid, things you liked,
246
674132
2934
bir işe sahip olamayacağınız söylenerek
uzaklaştırıldınız. Öyle değil mi?
11:41
on the grounds that you would
never get a job doing that. Is that right?
never get a job doing that. Is that right?
247
677090
3386
Müzikle uğraşma, müzisyen olmayacaksın;
11:44
Don't do music, you're not
going to be a musician;
going to be a musician;
248
680500
2381
resim yapma, ressam olmayacaksın.
11:46
don't do art, you won't be an artist.
249
682905
1801
11:48
Benign advice -- now, profoundly mistaken.
250
684730
3420
İyi tavsiye-- fakat şimdi görüyoruz ki büyük bir yanılgı. Bütün dünya
11:52
The whole world
is engulfed in a revolution.
is engulfed in a revolution.
251
688174
2145
köklü bir değişim girdabına girdi.
Ve ikincisi, zeka algımızı domine eden
11:54
And the second is academic ability,
252
690343
2097
11:56
which has really come to dominate
our view of intelligence,
our view of intelligence,
253
692464
2885
akademik yetenek,
çünkü sistemi üniversiteler dizayn etti.
11:59
because the universities designed
the system in their image.
the system in their image.
254
695373
2903
Eğer bütün dünyadaki eğitim sistemlerini
12:02
If you think of it, the whole system
of public education around the world
of public education around the world
255
698300
3494
düşünürseniz, halk eğitimi öğrencileri üniversiteye hazırlayan
bir süreçtten öte bir anlam taşımamaktadır.
12:05
is a protracted process
of university entrance.
of university entrance.
256
701818
2226
Ve sonuç olarak bir çok yetenekli,
12:08
And the consequence
is that many highly-talented,
is that many highly-talented,
257
704068
2333
zeki, yaratıcı insan aslında hiç de öyle olmadıklarını düşünüyor,
12:10
brilliant, creative
people think they're not,
people think they're not,
258
706425
2435
çünkü okulda iyi oldukları şeylere değer
12:12
because the thing
they were good at at school
they were good at at school
259
708884
2138
verilmiyor, ya da daha fenası küçümseniyor.
12:15
wasn't valued,
or was actually stigmatized.
or was actually stigmatized.
260
711046
2108
12:17
And I think we can't afford
to go on that way.
to go on that way.
261
713383
2296
Ve bence bu şekilde devam ederek durumu kurtaramayız.
12:19
In the next 30 years, according to UNESCO,
262
715703
2464
UNESCO'ya göre gelecek 30 yılda
dünya çapında tarihin başlangıcından bu yana olduğundan
12:22
more people worldwide will be graduating
263
718191
2810
daha fazla insan mezun olmuş olacak.
12:25
through education
than since the beginning of history.
than since the beginning of history.
264
721025
2546
Daha fazla insan, bu konuştuğumuz bütün bu şeylerin
12:27
More people, and it's the combination
of all the things we've talked about --
of all the things we've talked about --
265
723595
3681
bileşimi--
teknoloji ve onun dönüşümü iş, demografi ve
12:31
technology and its transformation
effect on work, and demography
effect on work, and demography
266
727300
3048
nüfustaki dev patlama.
12:34
and the huge explosion in population.
267
730372
1804
Birden, lisans derecelerinin pek kıymeti kalmadı. Doğru değil mi?
12:36
Suddenly, degrees aren't worth anything.
268
732200
2865
Ben öğrenciyken eğer lisans dereceniz varsa bir işiniz olurdu.
12:39
Isn't that true?
269
735089
1380
12:40
When I was a student,
if you had a degree, you had a job.
if you had a degree, you had a job.
270
736723
2753
Eğer işiniz olmadıysa bu istemediğiniz içindi.
12:43
If you didn't have a job,
it's because you didn't want one.
it's because you didn't want one.
271
739500
2776
Ve doğruyu söylemek gerekirse ben istemiyordum. (Kahkaha)
12:46
And I didn't want one, frankly. (Laughter)
272
742300
2676
12:49
But now kids with degrees
273
745000
4074
Ama şimdi lisans derecesine sahip çocuklar
12:53
are often heading home
to carry on playing video games,
to carry on playing video games,
274
749098
3045
eve video oyunu oynamaya geri dönüyorlar,
çünkü bir önceki işinizde lisans derecesine ihtiyacınız varken şimdi mastera ihtiyacınız var
12:56
because you need an MA where
the previous job required a BA,
the previous job required a BA,
275
752167
3198
ve şimdi bir başkası içinde doktoraya ihtiyacınız var.
12:59
and now you need a PhD for the other.
276
755389
1787
Bu bir akademik enflasyon süreci.
13:01
It's a process of academic inflation.
277
757200
1776
13:03
And it indicates the whole
structure of education
structure of education
278
759000
2376
Ve bu demek oluyor ki bütün sistem ayaklarımızın
altından kayıp gitmekte. Zeka algımızı köklü bir şekilde
13:05
is shifting beneath our feet.
279
761400
1433
13:06
We need to radically rethink
our view of intelligence.
our view of intelligence.
280
762857
2620
yeniden düşünmeye ihtiyacımız var.
Zeka hakkında üç şey biliyoruz.
13:09
We know three things about intelligence.
281
765501
1995
Birincisi, türlü türlü olduğu. Dünyayı tecrübe ettiğimiz yollar
13:11
One, it's diverse.
282
767520
1227
13:12
We think about the world in all the ways
that we experience it.
that we experience it.
283
768771
3005
ile düşünüyoruz. Görsel olarak düşünüyoruz,
sesli düşünüyoruz, kinestetik olarak düşünüyoruz.
13:15
We think visually, we think in sound,
we think kinesthetically.
we think kinesthetically.
284
771800
2976
Soyut olarak düşünüyoruz, hareket şeklinde düşünüyoruz.
13:18
We think in abstract terms,
we think in movement.
we think in movement.
285
774800
2301
İkincisi, zeka dinamiktir.
13:21
Secondly, intelligence is dynamic.
286
777246
1754
Dün izlediğimiz sunumlardaki gibi ,
13:23
If you look at the interactions
of a human brain,
of a human brain,
287
779587
2389
13:26
as we heard yesterday
from a number of presentations,
from a number of presentations,
288
782000
2976
insan beynindeki etkileşimlere bakarsanız,
13:29
intelligence is wonderfully interactive.
289
785000
1976
zeka mükemmel bir şekilde etkileşimlidir.
13:31
The brain isn't divided into compartments.
290
787000
2238
Beyin bölümlere ayrılmamıştır.
13:33
In fact, creativity --
which I define as the process
which I define as the process
291
789873
3103
Aslını bakarsak, yaratıcılık-- değerli orijinal fikirlere sahip
13:37
of having original ideas
that have value --
that have value --
292
793000
2325
olma aşaması olarak tanımladığım süreç --
çoğu kez bir disipline ait olguyu başka bir disiplinle ifade
13:39
more often than not comes about
through the interaction
through the interaction
293
795349
2652
etmekten geçiyor.
13:42
of different disciplinary
ways of seeing things.
ways of seeing things.
294
798025
3000
Beynin böyle olmasının amacı var -- bu arada
13:46
By the way, there's a shaft of nerves
that joins the two halves of the brain
that joins the two halves of the brain
295
802310
3666
Corpus callosum denilen, beynin iki lobunu birleştiren
13:50
called the corpus callosum.
296
806000
1491
bir sinir ağı vardır. Kadınlarda daha kalındır.
13:51
It's thicker in women.
297
807515
1266
Dün Helen'in yaptığı sunumdan yola çıkarak, kadınların muhtemelen bu yüzden
13:53
Following off from Helen yesterday,
298
809088
1741
aynı anda bir çok iş yapabildiğini düşünüyorum.
13:54
this is probably why women
are better at multi-tasking.
are better at multi-tasking.
299
810853
3123
13:58
Because you are, aren't you?
300
814000
1817
Çünkü öylesiniz, değil mi?
13:59
There's a raft of research,
but I know it from my personal life.
but I know it from my personal life.
301
815841
3207
Bu konuda yığınla araştırma var, ama ben kendi özel hayatımdan biliyorum.
Eğer karım evde yemek yapıyorsa--
14:03
If my wife is cooking a meal at home --
which is not often, thankfully.
which is not often, thankfully.
302
819738
5238
pek sık olmasada, şükür ki. (Kahkaha)
14:09
(Laughter)
303
825000
2854
Ama bilirsiniz, yapıyor-- hayır, bazı şeylerde iyidir--
14:11
No, she's good at some things,
but if she's cooking,
but if she's cooking,
304
827878
2498
ama işte eğer yemek yapıyorsa,
aynı anda telefonla konuşuyordur,
14:14
she's dealing with people on the phone,
305
830400
1876
çocuklarla konuşuyordur, tavanı boyuyordur,
14:16
she's talking to the kids,
she's painting the ceiling,
she's painting the ceiling,
306
832300
2556
14:18
she's doing open-heart surgery over here.
307
834880
3096
burada açık-kalp ameliyatı yapıyordur.
14:22
If I'm cooking, the door
is shut, the kids are out,
is shut, the kids are out,
308
838000
2976
Eğer ben yemek yapıyorsam, kapı kapalıdır, çocuklar dışarıdadır,
14:25
the phone's on the hook,
if she comes in I get annoyed.
if she comes in I get annoyed.
309
841000
2976
telefonu meşgule bırakmışımdır, eğer o mutfağa gelirse rahatsız olurum
14:28
I say, "Terry, please,
I'm trying to fry an egg in here."
I'm trying to fry an egg in here."
310
844000
3071
Derim ki, "Terry, lütfen, burada yumurta yapmaya çalışıyorum. Müsade eder misin?" (Kahkaha)
14:31
(Laughter)
311
847095
6730
14:38
"Give me a break."
312
854254
1200
14:39
(Laughter)
313
855478
1720
Hani eski bir felsefi düşünce vardır,
14:41
Actually, do you know
that old philosophical thing,
that old philosophical thing,
314
857222
2499
eğer ormanda bir ağaç düşerse ve bunu hiç kimse duymazsa,
14:43
if a tree falls in a forest
and nobody hears it, did it happen?
and nobody hears it, did it happen?
315
859745
3253
Bu gerçekleşmiş midir? Bu eski hikayeyi hatırlıyorsunuz?
14:47
Remember that old chestnut?
316
863252
1329
14:48
I saw a great t-shirt
recently, which said,
recently, which said,
317
864605
2409
Geçenlerde çok harika bir tişört gördüm üzerinde şey yazıyordu " Eğer bir adam ormanda
14:51
"If a man speaks his mind
in a forest, and no woman hears him,
in a forest, and no woman hears him,
318
867038
3938
aklından geçeni söylerse, ve onu hiç bir kadın duymazsa,
14:55
is he still wrong?"
319
871000
1396
hala haksız mıdır?" (Kahkaha)
14:56
(Laughter)
320
872420
5606
15:03
And the third thing about intelligence is,
321
879976
2000
Ve zeka hakkındaki üçüncü şey,
15:06
it's distinct.
322
882000
1369
kendine özgü olmasıdır. Şu an yeni bir kitap yazıyorum
15:07
I'm doing a new book at the moment
called "Epiphany,"
called "Epiphany,"
323
883754
2573
adı "Tezahür", insanlarla yeteneklerini nasıl keşfettiklerine
15:10
which is based on a series
of interviews with people
of interviews with people
324
886351
2474
dair yapılan röportajlarından
15:12
about how they discovered their talent.
325
888849
1920
oluşuyor. İnsanların vardıkları noktalara nasıl geldiklerine hayran kalıyorum.
15:14
I'm fascinated
by how people got to be there.
by how people got to be there.
326
890793
2169
Belki daha çoğu insanın duymadığı, Gillian Lynne,
15:16
It's really prompted by a conversation
I had with a wonderful woman
I had with a wonderful woman
327
892986
3190
adındaki harika kadın ile yaptığı konuşmadan
esinlenmiştim bu kitabı.
15:20
who maybe most people
have never heard of, Gillian Lynne.
have never heard of, Gillian Lynne.
328
896200
2676
Onu duymuş muydunuz? Bazıları duymuş. O bir kareograf
15:22
Have you heard of her? Some have.
329
898900
1630
ve herkes onun yaptığı işleri bilir.
15:24
She's a choreographer,
and everybody knows her work.
and everybody knows her work.
330
900554
2522
"Cats" ve "Phantom of Opera" yı yaptı.
15:27
She did "Cats" and "Phantom of the Opera."
331
903100
2001
O harikadır. İngiltere'de Royal Ballet'te bulundum
15:29
She's wonderful.
332
905125
978
15:30
I used to be on the board
of The Royal Ballet,
of The Royal Ballet,
333
906127
2146
gördüğünüz gibi.
15:32
as you can see.
334
908297
1201
15:33
Anyway, Gillian and I had
lunch one day and I said,
lunch one day and I said,
335
909522
2400
Neyse, Gillian ve ben bir gün öğle yemeği yedik ve dedim ki,
"Gillian, nasıl dansçı oldun?" Ve o
15:36
"How did you get to be a dancer?"
336
912047
1800
15:37
It was interesting.
337
913976
1000
ilginç bir hikayesi olduğunu söyledi, okuldayken,
15:39
When she was at school,
she was really hopeless.
she was really hopeless.
338
915000
2350
gerçekten ümitsizmiş. Ve okul, 30'lu yıllarda,
15:41
And the school, in the '30s,
wrote to her parents and said,
wrote to her parents and said,
339
917374
3602
ebeveynlerine yazı göndermiş, yazıda diyormuş ki "Biz
15:45
"We think Gillian
has a learning disorder."
has a learning disorder."
340
921000
2000
Gillian'da öğrenme bozukluğu olduğunu düşünüyoruz. Konsantre olamıyormuş,
durduğu yerde duramıyormuş. Bence şimdi olsaydı
15:47
She couldn't concentrate;
she was fidgeting.
she was fidgeting.
341
923024
2142
hiperaktif olduğunu söylerlerdi? Öyle değil mi? Ama bu 1930'lu yıllarda oluyor,
15:49
I think now they'd say she had ADHD.
Wouldn't you?
Wouldn't you?
342
925190
3290
15:52
But this was the 1930s, and ADHD
hadn't been invented at this point.
hadn't been invented at this point.
343
928504
4059
ve daha o zaman hiperaktivite bulunmamıştı.
Mevcut bir durum değildi. (Kahkaha)
15:56
It wasn't an available condition.
344
932587
2389
15:59
(Laughter)
345
935000
2737
İnsanlar buna sahip olabileceklerinin farkında değillerdi.
16:01
People weren't aware they could have that.
346
937761
2060
Neyse, bir uzmanı görmeye gitmişler,
16:03
(Laughter)
347
939845
2134
16:06
Anyway, she went to see this specialist.
348
942003
4278
annesi ile birlikte.
O uzaktaki bir sandalyede ellerinin üzerine
16:10
So, this oak-paneled room,
and she was there with her mother,
and she was there with her mother,
349
946305
3722
oturmuş beklerken, annesi 20 dakika boyunca
16:14
and she was led and sat
on this chair at the end,
on this chair at the end,
350
950051
2477
bu uzman ile Gillian'ın yaşadığı problemleri konuşmuş.
16:16
and she sat on her hands for 20 minutes
while this man talked to her mother
while this man talked to her mother
351
952552
3639
İşte insanları rahatsız ettiğinden
16:20
about the problems
Gillian was having at school.
Gillian was having at school.
352
956215
2328
ödevini her zaman geç verdiğinden gibi gibi,
16:22
Because she was disturbing people;
her homework was always late; and so on,
her homework was always late; and so on,
353
958567
3677
işte 8 yaşındaki bu küçük kızın sebep olduğu sorunlar.
Sonunda doktor annesinin yanından ayrıplıp Gillian'ın yanına oturmuş.
16:26
little kid of eight.
354
962268
1096
16:27
In the end, the doctor
went and sat next to Gillian, and said,
went and sat next to Gillian, and said,
355
963388
3055
ve demiş ki, "Gillian
annenin bana anlattığı herşeyi dinledim
16:30
"I've listened to all these
things your mother's told me,
things your mother's told me,
356
966467
2705
ve onunla özel olarak konuşmam gerekiyor."
16:33
I need to speak to her privately.
357
969196
1619
Demiş ki, "Burada bekle, döneceğiz, uzun sürmeyecek."
16:34
Wait here. We'll be back;
we won't be very long,"
we won't be very long,"
358
970839
2376
ve onu orada bırakıp annesi ile ayrılmışlar.
16:37
and they went and left her.
359
973239
2325
Ama onlar odadan çıkarken masasının
16:39
But as they went out of the room,
360
975588
1636
üzerinde duran radyoyu açmış doktor. Ve onlar
16:41
he turned on the radio
that was sitting on his desk.
that was sitting on his desk.
361
977248
2500
odadan çıkınca, annesine,
16:44
And when they got out, he said to her
mother, "Just stand and watch her."
mother, "Just stand and watch her."
362
980342
3430
"Sadece dur ve onu izle", demiş. Ve onlar odadan çıkar çıkmaz
16:48
And the minute they left the room,
363
984000
2991
o ayaklarının üzerinde, müziğe doğru hareket ettiğini söyledi.
16:51
she was on her feet, moving to the music.
364
987015
2484
Ve onlar birkaç dakika onu dışarıdan izlemişler.
16:53
And they watched for a few minutes
and he turned to her mother and said,
and he turned to her mother and said,
365
989523
3453
ve uzman annesine dönüp,
16:57
"Mrs. Lynne, Gillian
isn't sick; she's a dancer.
isn't sick; she's a dancer.
366
993000
3976
"Bayan Lynne, Gillian hasta değil, o bir dansçı.
17:01
Take her to a dance school."
367
997000
1976
Onu bir dans okuluna götürün", demiş.
17:03
I said, "What happened?"
368
999000
1976
"Ne oldu?" dedim,
17:05
She said, "She did. I can't tell you
how wonderful it was.
how wonderful it was.
369
1001000
2976
Dedi ki "Evet beni bir dans okuluna götürdü. Sana ne kadar harika olduğunu anlatamam.
17:08
We walked in this room
and it was full of people like me.
and it was full of people like me.
370
1004000
2753
Bir odaya girdik ve orası benim gibi insanlarla
doluydu. Kıpır kıpır insanlarla.
17:10
People who couldn't sit still.
371
1006777
2199
17:13
People who had to move to think."
Who had to move to think.
Who had to move to think.
372
1009000
4587
Düşünmek için hareket etmesi gereken insanlarla. Düşünmek için hareket etmesi gereken.
Bale yaptılar, step yaptılar, jazz yaptılar
17:17
They did ballet, they did tap, jazz;
they did modern; they did contemporary.
they did modern; they did contemporary.
373
1013746
3630
modern dans yaptılar, çağdaş dans yaptılar.
Sonunda Royal Bale'ye giriş sınavına katıldı,
17:21
She was eventually auditioned
for the Royal Ballet School;
for the Royal Ballet School;
374
1017400
2820
orada dansçı oldu, Royal Bale'de mükemmel bir
17:24
she became a soloist; she had
a wonderful career at the Royal Ballet.
a wonderful career at the Royal Ballet.
375
1020244
3299
kariyeri oldu. Nihayet Royal Bale Okulu'ndan
mezun oldu ve
17:27
She eventually graduated
from the Royal Ballet School,
from the Royal Ballet School,
376
1023567
2608
kendi şirketini kurdu, Gillian Lynne Dans Şirketi,
17:30
founded the Gillian Lynne Dance Company,
377
1026200
1975
Andrew Lloyd Weber'le tanıştı. Tarihteki en başarılı
17:32
met Andrew Lloyd Webber.
378
1028200
1243
17:33
She's been responsible for
379
1029568
1409
müzikaller yapımların bazılarından
17:35
some of the most successful
musical theater productions in history,
musical theater productions in history,
380
1031001
3146
sorumlu oldu, milyonlara keyif verdi.
17:38
she's given pleasure to millions,
and she's a multi-millionaire.
and she's a multi-millionaire.
381
1034172
3072
17:41
Somebody else might have put her
on medication and told her to calm down.
on medication and told her to calm down.
382
1037269
4070
ve o bir multi-milyoner. Bir başkası
ona ilaç tedavisi verip ona
17:45
(Applause)
383
1041364
6782
sakinleşmesini söyleyebilirdi.
Şimdi, Düşünüyorum -- (Alkış) Şuraya geliyor:
17:52
What I think it comes to is this:
384
1048575
1601
Önceki akşam Al Gore konuştu
17:54
Al Gore spoke the other night
385
1050200
1776
17:56
about ecology and the revolution
that was triggered by Rachel Carson.
that was triggered by Rachel Carson.
386
1052000
4269
ekoloji hakkıında, ve Rachel Carson tarafından başlatılan devrim hakkında.
Gelecek için tek umudum
18:01
I believe our only hope for the future
387
1057111
2166
insan ekolojisi için yeni bir anlayışı bizlere adapte etmek,
18:03
is to adopt a new conception
of human ecology,
of human ecology,
388
1059301
3833
ki bu anlayış dahilinde insanın sahip olduğu kapasitenin
18:07
one in which we start
to reconstitute our conception
to reconstitute our conception
389
1063158
2818
18:10
of the richness of human capacity.
390
1066000
1976
ne kadar zengin olduğunun farkına varmaktır.
18:12
Our education system has mined our minds
391
1068000
3499
Eğitim sistemimiz, bizlerin dünyayı belli bir yer altı zenginliği için
18:15
in the way that we strip-mine the earth:
for a particular commodity.
for a particular commodity.
392
1071523
3276
kazdığımız gibi aklımızı kazmakta.
Ve gelecek için bu şekliyle aklımız yeterli hizmeti veremeyecek.
18:19
And for the future, it won't serve us.
393
1075188
2484
Çocuklarımızı eğitirken ki ana prensiplerimizi
18:21
We have to rethink
the fundamental principles
the fundamental principles
394
1077696
2280
18:24
on which we're educating our children.
395
1080000
1968
yeniden düşünmeliyiz. Jonas Salk'tan mükemmel
bir alıntı yapacağım "Eğer bütün böcekler
18:26
There was a wonderful quote
by Jonas Salk, who said,
by Jonas Salk, who said,
396
1082087
2674
18:28
"If all the insects
were to disappear from the Earth,
were to disappear from the Earth,
397
1084785
5039
dünyadan yokolacak olsaydı,
50 yıl içerisinde dünyada hayat sona ererdi.
18:33
within 50 years all life
on Earth would end.
on Earth would end.
398
1089848
2841
Eğer insanoğlu dünyadan yok olsaydı,
18:37
If all human beings
disappeared from the Earth,
disappeared from the Earth,
399
1093688
3072
50 yıl içerisinde bütün yaşam kendini yeniler ve gelişirdi."
18:40
within 50 years all forms
of life would flourish."
of life would flourish."
400
1096784
2634
Ve o haklı.
18:44
And he's right.
401
1100244
1285
TED'in bugün burada kutladığı şey insanın sahip olduğu hayalgücüdür. Bu bir hediyedir bizler için.
18:46
What TED celebrates is the gift
of the human imagination.
of the human imagination.
402
1102291
3634
Ve şimdi bu hediyeyi kullanırken dikkatli olmalıyız,
18:50
We have to be careful now
403
1106417
2071
akıllı davranarak, bu senaryoların gerçekleşmesine
18:52
that we use this gift wisely
404
1108512
2255
18:54
and that we avert some of the scenarios
that we've talked about.
that we've talked about.
405
1110791
3229
meydan vermemeliyiz. Ve bunu yapabilmemizin tek yolu
18:58
And the only way we'll do it is by seeing
our creative capacities
our creative capacities
406
1114044
3932
yaratıcı kapasitelerimizi görerek,
19:02
for the richness they are
407
1118000
1610
onların zenginliğinin farkına vararak, ve
19:03
and seeing our children
for the hope that they are.
for the hope that they are.
408
1119634
3182
çocuklarımızın bunu gerçekleştimek için umudumuz olduğunu görerek olacaktır. Ve hedefimiz
19:06
And our task is to educate
their whole being,
their whole being,
409
1122840
2398
onların varlığını bir bütün olarak eğitmek, ki böylelikle onlar bu gelecekle yüzleşebilsinler.
19:09
so they can face this future.
410
1125262
1484
Bu arada -- biz bu geleceği göremeyebiliriz.
19:10
By the way -- we may not see this future,
411
1126770
2206
19:13
but they will.
412
1129000
1430
ama onlar görecekler. Ve bizim işimiz onların bu gelecekten ortaya
19:14
And our job is to help them
make something of it.
make something of it.
413
1130454
3079
bir şeyler çıkarmalarına yardım etmek. Çok teşekkür ederim.
19:17
Thank you very much.
414
1133557
1000
19:18
(Applause)
415
1134581
3000
Translated by Tugba Gezginis
ABOUT THE SPEAKER
Ken Robinson - Author/educatorCreativity expert Sir Ken Robinson challenges the way we're educating our children. He champions a radical rethink of our school systems, to cultivate creativity and acknowledge multiple types of intelligence.
Why you should listen
Why don't we get the best out of people? Sir Ken Robinson argues that it's because we've been educated to become good workers, rather than creative thinkers. Students with restless minds and bodies -- far from being cultivated for their energy and curiosity -- are ignored or even stigmatized, with terrible consequences. "We are educating people out of their creativity," Robinson says. It's a message with deep resonance. Robinson's TED Talk has been distributed widely around the Web since its release in June 2006. The most popular words framing blog posts on his talk? "Everyone should watch this."
A visionary cultural leader, Sir Ken led the British government's 1998 advisory committee on creative and cultural education, a massive inquiry into the significance of creativity in the educational system and the economy, and was knighted in 2003 for his achievements. His 2009 book, The Element: How Finding Your Passion Changes Everything, is a New York Times bestseller and has been translated into 21 languages. A 10th anniversary edition of his classic work on creativity and innovation, Out of Our Minds: Learning to be Creative, was published in 2011. His 2013 book, Finding Your Element: How to Discover Your Talents and Passions and Transform Your Life, is a practical guide that answers questions about finding your personal Element. In his latest book, Creative Schools: The Grassroots Revolution That’s Transforming Education, he argues for an end to our outmoded industrial educational system and proposes a highly personalized, organic approach that draws on today’s unprecedented technological and professional resources to engage all students.
Ken Robinson | Speaker | TED.com