TEDWomen 2015
Michael Kimmel: Why gender equality is good for everyone — men included
Michael Kimmel: Cinsiyet eşitliği neden herkesin yararına — erkekler dahil
Filmed:
Readability: 3.6
2,097,955 views
Evet, yapılması doğru olanın bu olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat Michael Kimmel erkeklere ve kadınlara iş yerinde ve evde eşit davranılmasının şaşırtıcı, komik ve pratik gerekçesini açıklıyor. Bu sonu bir- sıfır olan bir oyun değil. Herkes için daha çok fırsat ve mutlulukla sonuçlanacak bir kazan-kazan oyunu.
Michael Kimmel - Sociologist
The author of "Angry White Men," Michael Kimmel is a pre-eminent scholar of men and masculinity. Full bio
The author of "Angry White Men," Michael Kimmel is a pre-eminent scholar of men and masculinity. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I'm here to recruit men
to support gender equality.
to support gender equality.
0
880
3576
Cinsiyet eşitliğine destek veren
erkeklere yardımcı olmak için buradayım.
erkeklere yardımcı olmak için buradayım.
00:16
(Cheers)
1
4480
3136
(Alkışlar)
00:19
Wait, wait. What?
2
7640
1640
Durun, durun. Ne?
00:22
What do men have to do
with gender equality?
with gender equality?
3
10680
2816
Erkeklerin cinsiyet eşitliği
ile ne ilgileri var ki?
ile ne ilgileri var ki?
Cinsiyet eşitliği kadınlarla ilgilidir,
değil mi?
değil mi?
00:25
Gender equality is about women, right?
4
13520
1976
00:27
I mean, the word gender is about women.
5
15520
3520
Yani, cinsiyet kelimesi
kadınlarla ilgilidir.
kadınlarla ilgilidir.
00:32
Actually, I'm even here speaking
as a middle class white man.
as a middle class white man.
6
20200
4296
Aslında burada orta sınıftan
beyaz bir adam olarak konuşuyorum.
beyaz bir adam olarak konuşuyorum.
00:36
Now, I wasn't always
a middle class white man.
a middle class white man.
7
24520
2896
Hep orta sınıftan beyaz bir adam değildim.
00:39
It all happened for me about 30 years ago
when I was in graduate school,
when I was in graduate school,
8
27440
4400
Her şey 30 yıl kadar önce
yüksekokuldayken başıma geldi.
yüksekokuldayken başıma geldi.
00:44
and a bunch of us graduate students
got together one day,
got together one day,
9
32640
3416
Bir grup yüksekokul öğrencisi
bir gün bir araya geldik ve dedik ki,
bir gün bir araya geldik ve dedik ki,
00:48
and we said, you know,
there's an explosion
there's an explosion
10
36080
2656
bilirsiniz feminist teorisi hakkında
00:50
of writing and thinking
in feminist theory,
in feminist theory,
11
38760
3736
yazma ve düşünme patlaması vardı
00:54
but there's no courses yet.
12
42520
1896
ama henüz kursları yoktu.
00:56
So we did what graduate students
typically do in a situation like that.
typically do in a situation like that.
13
44440
3334
Biz de bu durumdaki öğrencilerinin
genellikle yaptıkları şeyi yaptık.
genellikle yaptıkları şeyi yaptık.
00:59
We said, OK, let's have a study group.
14
47798
2658
Dedik ki, tamam hadi
bir çalışma grubu oluşturalım.
bir çalışma grubu oluşturalım.
01:02
We'll read a text, we'll talk about it,
15
50480
2576
Bir metin okuyup,
onun hakkında konuşacağız.
onun hakkında konuşacağız.
01:05
we'll have a potluck dinner.
16
53080
1576
Altın günü gibi olacak.
01:06
(Laughter)
17
54680
1496
(Kahkahalar)
01:08
So every week,
11 women and me got together.
11 women and me got together.
18
56200
3496
Böylece her hafta toplandık,
11 kadın ve ben.
11 kadın ve ben.
01:11
(Laughter)
19
59720
2776
(Kahkahalar)
01:14
We would read some text in feminist theory
and have a conversation about it.
and have a conversation about it.
20
62520
3936
Feminist teori hakkında yazılar okunur
ve bunun hakkında sohbet edilirdi.
ve bunun hakkında sohbet edilirdi.
01:18
And during one of our conversations,
21
66480
2216
Sohbetlerimizin bir tanesinde,
01:20
I witnessed an interaction
that changed my life forever.
that changed my life forever.
22
68720
4120
hayatımı tamamen değiştiren
bir etkileşime tanıklık ettim.
bir etkileşime tanıklık ettim.
01:25
It was a conversation between two women.
23
73640
2080
İki kadın arasındaki bir sohbetti.
01:28
One of the women was white,
and one was black.
and one was black.
24
76640
4256
Kadınlardan biri beyaz ve biri siyahiydi.
01:32
And the white woman said --
25
80920
1336
Beyaz kadın şöyle dedi
01:34
this is going to sound
very anachronistic now --
very anachronistic now --
26
82280
2336
- bu şu an kulağa çok çağdışı gelebilir-
01:36
the white woman said, "All women
face the same oppression as women.
face the same oppression as women.
27
84640
5696
beyaz kadın dedi ki "Tüm kadınlar
kadın olarak aynı baskıyla yüzleşiyor.
kadın olarak aynı baskıyla yüzleşiyor.
Tüm kadınlar ataerkil toplumda
aynı şekilde konumlandırılıyor
aynı şekilde konumlandırılıyor
01:42
All women are similarly
situated in patriarchy,
situated in patriarchy,
28
90360
2816
bu yüzden tüm kadınlar bir çeşit sezgisel
dayanışmaya ya da kardeşliğe sahip."
dayanışmaya ya da kardeşliğe sahip."
01:45
and therefore all women have a kind
of intuitive solidarity or sisterhood."
of intuitive solidarity or sisterhood."
29
93200
5616
01:50
And the black woman said,
"I'm not so sure.
"I'm not so sure.
30
98840
2640
Siyahi kadın: "Ben o kadar emin değilim.
01:54
Let me ask you a question."
31
102400
1896
Dur sana bir soru sorayım." dedi.
01:56
So the black woman
says to the white woman,
says to the white woman,
32
104320
2736
Siyahi kadın beyaz kadına dedi ki:
01:59
"When you wake up in the morning
and you look in the mirror,
and you look in the mirror,
33
107080
2856
"Sabahları uyanıp aynaya baktığın zaman
02:01
what do you see?"
34
109960
1216
ne görüyorsun?"
02:03
And the white woman said, "I see a woman."
35
111200
2000
Beyaz kadın:
"Bir kadın görüyorum." dedi.
"Bir kadın görüyorum." dedi.
02:05
And the black woman said,
"You see, that's the problem for me.
"You see, that's the problem for me.
36
113840
3176
Siyahi kadın: "İşte benim için sorun bu,
02:09
Because when I wake up in the morning
and I look in the mirror," she said,
and I look in the mirror," she said,
37
117040
3496
çünkü ben sabahları uyanıp
aynaya baktığımda" dedi,
aynaya baktığımda" dedi,
"siyahi bir kadın görüyorum.
02:12
"I see a black woman.
38
120560
1376
Bana göre ırk görünür bir şey, ancak
sana göre ırk görünmez. Sen göremezsin."
sana göre ırk görünmez. Sen göremezsin."
02:13
To me, race is visible. But to you,
race is invisible. You don't see it."
race is invisible. You don't see it."
39
121960
5080
02:19
And then she said
something really startling.
something really startling.
40
127760
2695
Sonra gerçekten şaşırtıcı bir şey söyledi.
02:22
She said, "That's how privilege works.
41
130479
1841
Dedi ki: "İşte ayrıcalık böyle işler.
02:25
Privilege is invisible
to those who have it."
to those who have it."
42
133160
2760
Ayrıcalık ona sahip olanlar için
görünmezdir."
görünmezdir."
02:28
It is a luxury, I will say
to the white people sitting in this room,
to the white people sitting in this room,
43
136680
3256
Bu salonda olan tüm beyaz
insanlara söylüyorum,
insanlara söylüyorum,
02:31
not to have to think about race
every split second of our lives.
every split second of our lives.
44
139960
3736
hayatımızın her saniyesinde ırkımız
hakkında düşünmemek bir lükstür.
hakkında düşünmemek bir lükstür.
02:35
Privilege is invisible
to those who have it.
to those who have it.
45
143720
2840
Ayrıcalık ona sahip
olanlar için görünmezdir.
olanlar için görünmezdir.
02:39
Now remember, I was
the only man in this group,
the only man in this group,
46
147480
2191
Şimdi hatırlayın,
ben bu gruptaki tek erkektim
ben bu gruptaki tek erkektim
02:41
so when I witnessed this, I went, "Oh no."
47
149880
2896
ve bu olaya şahit olduğumda şöyle dedim:
"O hayır."
"O hayır."
02:44
(Laughter)
48
152800
1736
(Kahkahalar)
02:46
And somebody said,
"Well what was that reaction?"
"Well what was that reaction?"
49
154560
2336
Birisi: "Bu tepki niyeydi?" dedi.
02:48
And I said, "Well, when I wake up
in the morning and I look in the mirror,
in the morning and I look in the mirror,
50
156920
3656
"Şey, sabahları uyanıp aynaya baktığımda,
02:52
I see a human being.
51
160600
1896
bir insan görüyorum.
02:54
I'm kind of the generic person.
52
162520
2456
Ben bu tarz bi adamım.
02:57
You know, I'm a middle class white man.
I have no race, no class, no gender.
I have no race, no class, no gender.
53
165000
4016
Bilirsiniz, orta sınıftan beyaz bir adam.
Irkım, sınıfım, cinsiyetim yok.
Irkım, sınıfım, cinsiyetim yok.
03:01
I'm universally generalizable."
54
169040
2016
Evrensel olarak genellenebilirim." dedim.
03:03
(Laughter)
55
171080
1816
(Kahkahalar)
03:04
So I like to think that was the moment
I became a middle class white man,
I became a middle class white man,
56
172920
3736
İşte o anda orta sınıf beyaz bir adama
dönüştüğümü düşünmek hoşuma gidiyor.
dönüştüğümü düşünmek hoşuma gidiyor.
03:08
that class and race and gender
were not about other people,
were not about other people,
57
176680
3936
Sınıf, ırk ve cinsiyet
diğer insanlarla ilgili değildi
diğer insanlarla ilgili değildi
03:12
they were about me.
58
180640
1536
hepsi benimle ilgiliydi.
03:14
I had to start thinking about them,
59
182200
2176
Onlar hakkında düşünmeye
başlamak zorunda kaldım
başlamak zorunda kaldım
03:16
and it had been privilege that had
kept it invisible to me for so long.
kept it invisible to me for so long.
60
184400
4000
ve bu kadar uzun zaman
bunları görmemek ayrıcalıktır.
bunları görmemek ayrıcalıktır.
Şimdi, keşke size bu hikayenin 30 yıl önce
o küçük tartışma grubunda
o küçük tartışma grubunda
03:21
Now, I wish I could tell you
this story ends 30 years ago
this story ends 30 years ago
61
189200
2667
03:23
in that little discussion group,
62
191891
1565
bittiğini söyleyebilseydim
03:25
but I was reminded of it quite recently
at my university where I teach.
at my university where I teach.
63
193480
3776
ama daha geçenlerde ders verdiğim
üniversitede bana hatırlatıldı.
üniversitede bana hatırlatıldı.
03:29
I have a colleague, and she and I
both teach the sociology of gender course
both teach the sociology of gender course
64
197280
3936
Bir iş arkadaşım var.
Dönüşümlü olarak
Dönüşümlü olarak
03:33
on alternate semesters.
65
201240
1856
cinsiyet sosyolojisi dersi veriyoruz.
03:35
So she gives a guest lecture
for me when I teach.
for me when I teach.
66
203120
2376
Ben ders verirken
o misafir hoca oluyor.
o misafir hoca oluyor.
03:37
I give a guest lecture
for her when she teaches.
for her when she teaches.
67
205520
2376
O ders verirken
ben misafir oluyorum.
ben misafir oluyorum.
03:39
So I walk into her class
to give a guest lecture,
to give a guest lecture,
68
207920
3336
Neyse, onun sınıfına misafir
hoca olarak gittim,
hoca olarak gittim,
03:43
about 300 students in the room,
69
211280
2176
sınıfta yaklaşık 300 öğrenci vardı
03:45
and as I walk in, one of the students
looks up and says,
looks up and says,
70
213480
3336
ve ben sınıfa girdiğim an
öğrencilerden biri baktı ve dedi ki:
öğrencilerden biri baktı ve dedi ki:
03:48
"Oh, finally, an objective opinion."
71
216840
2360
"Oh, sonunda, objektif bir görüş."
03:52
All that semester, whenever
my colleague opened her mouth,
my colleague opened her mouth,
72
220840
3136
Tüm dönem boyunca,
arkadaşım ağzını her açtığında
arkadaşım ağzını her açtığında
03:56
what my students saw was a woman.
73
224000
2376
benim öğrencilerim bir kadın gördü.
03:58
I mean, if you were to say to my students,
74
226400
2096
Demek istediğim,
benim öğrencilerime:
benim öğrencilerime:
04:00
"There is structural inequality
based on gender in the United States,"
based on gender in the United States,"
75
228520
3456
"Amerika'da cinsiyete dayalı
yapısal eşitsizlik var."
yapısal eşitsizlik var."
04:04
they'd say, "Well of course
you'd say that.
you'd say that.
76
232000
2016
"Tabii ki böyle söylersin.
Sen bir kadınsın.
Sen bir kadınsın.
04:06
You're a woman. You're biased."
77
234040
1477
Önyargılısın." derlerdi.
04:07
When I say it, they go,
"Wow, is that interesting.
"Wow, is that interesting.
78
235541
2875
Aynı şeyi ben söylesem, derler ki:
"Wow, çok ilginç.
"Wow, çok ilginç.
04:10
Is that going to be on the test?
How do you spell 'structural'?"
How do you spell 'structural'?"
79
238440
3000
Sınavda çıkar mı?
'Yapısal' nasıl yazılıyordu?"
'Yapısal' nasıl yazılıyordu?"
04:13
(Laughter)
80
241464
1832
(Kahkahalar)
04:15
So I hope you all can see,
81
243320
2256
Yani, umarım hepiniz objektifliğin
04:17
this is what objectivity looks like.
82
245600
2856
nasıl göründüğünü anlayabilmişsinizdir.
04:20
(Laughter) (Applause)
83
248480
3736
(Kahkahalar) ( Alkışlar)
04:24
Disembodied Western rationality.
84
252240
3256
Soyutlaşmış batı mantığı.
04:27
(Laughter)
85
255520
2735
(Kahkahalar)
04:30
And that, by the way, is why I think
men so often wear ties.
men so often wear ties.
86
258279
3481
Bu arada, bence erkekler
bu yüzden bu kadar sık kravat takıyor.
bu yüzden bu kadar sık kravat takıyor.
04:34
(Laughter)
87
262360
1696
(Kahkahalar)
04:36
Because if you are going to embody
disembodied Western rationality,
disembodied Western rationality,
88
264080
4576
Çünkü eğer soyutlaşmış batı mantığını
somutlaştıracaksanız,
somutlaştıracaksanız,
04:40
you need a signifier,
89
268680
1496
bir işarete ihtiyaç duyarsınız
04:42
and what could be a better signifier
of disembodied Western rationality
of disembodied Western rationality
90
270200
4216
ve soyutlaşmış batı mantığınının işareti
bir ucu ilmek olan
bir ucu ilmek olan
04:46
than a garment that at one end is a noose
and the other end points to the genitals?
and the other end points to the genitals?
91
274440
4416
ve diğer ucu genital bölgeleri işaret eden
bir giysiden daha iyi ne olabilirdi?
bir giysiden daha iyi ne olabilirdi?
04:50
(Laughter) (Applause)
92
278880
4760
(Kahkaha) (Alkış)
04:57
That is mind-body dualism right there.
93
285640
3880
İşte oradaki zihin-beden ikiliği.
05:04
So making gender visible to men
94
292040
4136
Yani, cinsiyeti erkeklere görünür yapmak,
05:08
is the first step to engaging men
to support gender equality.
to support gender equality.
95
296200
4816
erkekleri cinsiyet eşitliğini
desteklemeye çekmenin ilk adımıdır.
desteklemeye çekmenin ilk adımıdır.
05:13
Now, when men first hear
about gender equality,
about gender equality,
96
301040
2336
Kadın erkek eşitliğini ilk duyduklarında,
05:15
when they first start thinking about it,
97
303400
1905
bununla ilgili düşünmeye
ilk başladıklarında,
ilk başladıklarında,
05:17
they often think, many men think,
98
305329
2487
çoğu erkek şöyle düşünür:
05:19
well, that's right,
that's fair, that's just,
that's fair, that's just,
99
307840
4256
Şey, bu doğru, bu adil, bu hakkaniyetli,
05:24
that's the ethical imperative.
100
312120
2000
bu bir etik zorunluluk.
05:27
But not all men.
101
315120
1576
Fakat tüm erkekler değil.
05:28
Some men think --
the lightning bolt goes off,
the lightning bolt goes off,
102
316720
2696
Bazı erkekler düşünür
--şimşek işareti patlar-
--şimşek işareti patlar-
05:31
and they go, "Oh my God,
yes, gender equality,"
yes, gender equality,"
103
319440
2816
ve " O aman tanrım, evet,
cinsiyet eşitliği"
cinsiyet eşitliği"
05:34
and they will immediately begin
to mansplain to you your oppression.
to mansplain to you your oppression.
104
322280
3720
ve anında size sizin sıkıntılarınız
hakkında bilgiçlik taslarlar.
hakkında bilgiçlik taslarlar.
05:39
They see supporting gender equality
something akin to the cavalry,
something akin to the cavalry,
105
327960
4616
Cinsiyet eşitliğini desteklemeyi
cefaya yakın bir şey olarak görürler
cefaya yakın bir şey olarak görürler
05:44
like, "Thanks very much for bringing this
to our attention, ladies,
to our attention, ladies,
106
332600
3143
"Buna dikkatimizi çektiğiniz için
çok teşekkürler, hanımlar,
çok teşekkürler, hanımlar,
05:47
we'll take it from here."
107
335767
1200
biz burdan devralıyoruz." gibi.
05:49
This results in a syndrome that I like
to call 'premature self-congratulation.'
to call 'premature self-congratulation.'
108
337320
4416
Bu adını 'erken kendini-kutlama' olarak
sevdiğim bir sendromla sonlanır.
sevdiğim bir sendromla sonlanır.
05:53
(Laughter) (Applause)
109
341760
4296
(Kahkaha)(Alkış)
05:58
There's another group, though,
that actively resists gender equality,
that actively resists gender equality,
110
346080
4096
Gerçi cinsiyet eşitliğine bilfiil direnen
başka bir grup vardır.
başka bir grup vardır.
06:02
that sees gender equality
as something that is detrimental to men.
as something that is detrimental to men.
111
350200
5696
Bunlar, cinsiyet eşitliğini erkeklere
zarar veren bir şey olarak görür.
zarar veren bir şey olarak görür.
06:07
I was on a TV talk show
opposite four white men.
opposite four white men.
112
355920
3816
Bir TV konuşma programında
dört beyaz erkeğin karşısındaydım.
dört beyaz erkeğin karşısındaydım.
06:11
This is the beginning of the book
I wrote, 'Angry White Men.'
I wrote, 'Angry White Men.'
113
359760
3176
Yazdığım 'Kızgın Beyaz Adam'
kitabımın başlangıcı budur.
kitabımın başlangıcı budur.
06:14
These were four angry white men
114
362960
1696
Bu dört kızgın beyaz adam
06:16
who believed that they,
white men in America,
white men in America,
115
364680
3856
kendilerinin,
Amerika'daki beyaz erkeklerin,
Amerika'daki beyaz erkeklerin,
06:20
were the victims of reverse discrimination
in the workplace.
in the workplace.
116
368560
4480
iş yerindeki pozitif ayrımcılığın
kurbanları olduğuna inanıyorlardı.
kurbanları olduğuna inanıyorlardı.
Hepsi de işleri ve terfileri için
ne kadar nitelikli olduklarının
ne kadar nitelikli olduklarının
06:25
And they all told stories
about how they were qualified for jobs,
about how they were qualified for jobs,
117
373840
3056
06:28
qualified for promotions,
118
376920
1216
hikayesini anlattılar.
06:30
they didn't get them,
they were really angry.
they were really angry.
119
378160
2256
Onları elde edememişlerdi
ve gerçekten kızgınlardı.
ve gerçekten kızgınlardı.
06:32
And the reason I'm telling you this
is I want you to hear the title
is I want you to hear the title
120
380440
3176
Size bunu anlatmamın nedeni
bu konuşma programının adını
bu konuşma programının adını
06:35
of this particular show.
121
383640
1656
duymanızı istememdir.
06:37
It was a quote from one of the men,
122
385320
2136
Adamların birinden alıntıdır
06:39
and the quote was,
123
387480
1416
ve alıntı şöyle:
06:40
"A Black Woman Stole My Job."
124
388920
2200
"Siyahi bir kadın benim işimi çaldı."
06:44
And they all told their stories,
125
392360
1576
Hepsi de hikayelerini anlattı
06:45
qualified for jobs,
qualified for promotions,
qualified for promotions,
126
393960
2136
işler için nitelikli, terfi için nitelikli
06:48
didn't get it, really angry.
127
396120
1336
kazanamadı ve gerçekten sinirli.
06:49
And then it was my turn to speak,
128
397480
1776
Sonra konuşma sırası bendeydi
ve dedim ki:
ve dedim ki:
06:51
and I said, "I have
just one question for you guys,
just one question for you guys,
129
399280
2576
"Siz beylere sadece bir sorum var
06:53
and it's about the title of the show,
130
401880
2616
ve o da programın adı hakkında.
06:56
'A Black Woman Stole My Job.'
131
404520
1856
'Siyahi bir kadın benim işimi çaldı.'
06:58
Actually, it's about
one word in the title.
one word in the title.
132
406400
2896
Aslında sorum başlıktaki
bir kelime ile ilgili.
bir kelime ile ilgili.
07:01
I want to know about the word 'my.'
133
409320
2536
'Benim' kelimesini anlamak istiyorum.
07:03
Where did you get the idea
it was your job?
it was your job?
134
411880
2680
Onun sizin işiniz olduğu fikrine
nasıl kapıldınız ?
nasıl kapıldınız ?
07:07
Why isn't the title of the show,
'A Black Woman Got the Job?'
'A Black Woman Got the Job?'
135
415280
3296
Programın adı neden
'Siyahi bir kadın işi çaldı.' ya da
'Siyahi bir kadın işi çaldı.' ya da
07:10
or 'A Black Woman Got A Job?'"
136
418600
2456
'Siyahi bir kadın bu işi çaldı' değil?
07:13
Because without confronting
men's sense of entitlement,
men's sense of entitlement,
137
421080
3136
Çünkü erkeklerin yetkili olma
duygusu ile yüzleşmeden
duygusu ile yüzleşmeden
07:16
I don't think we'll ever understand
why so many men resist gender equality.
why so many men resist gender equality.
138
424240
4296
neden bu kadar erkeğin cinsiyet eşitliğine
direndiğini anlayacağımızı düşünmüyorum.
direndiğini anlayacağımızı düşünmüyorum.
07:20
(Applause)
139
428560
6416
(Alkışlar)
07:27
Look, we think this
is a level playing field,
is a level playing field,
140
435000
3336
Bakın, bunun herkese eşit fırsat
vermek olduğunu düşünürüz,
vermek olduğunu düşünürüz,
bu yüzden herhangi bir politika
onu azıcık bile eğse
onu azıcık bile eğse
07:30
so any policy that tilts it
even a little bit,
even a little bit,
141
438360
2176
07:32
we think, "Oh my God,
water's rushing uphill.
water's rushing uphill.
142
440560
2136
"Aman tanrım, dünya tersine döndü.
07:34
It's reverse discrimination against us."
143
442720
1905
Bu bize karşı pozitif ayrımcılık."
diye düşünürüz.
diye düşünürüz.
07:36
(Laughter)
144
444649
1207
(Kahkahalar)
07:37
So let me be very clear:
145
445880
1400
Bu yüzden açık konuşayım:
07:39
white men in Europe and the United States
146
447880
3016
Avrupa ve Amerika'daki beyaz erkekler
07:42
are the beneficiaries of the single
greatest affirmative action program
greatest affirmative action program
147
450920
4016
dünya tarihindeki tek büyük
pozitif ayrımcılık programının
pozitif ayrımcılık programının
07:46
in the history of the world.
148
454960
1536
yararlanıcılarıdır.
07:48
It is called "the history of the world."
149
456520
2056
Buna "dünya tarihi." denir.
07:50
(Laughter) (Applause)
150
458600
4680
(Kahkahalar) (Alkışlar)
07:56
So, now I've established
some of the obstacles to engaging men,
some of the obstacles to engaging men,
151
464760
4216
Şimdi, erkekleri çekerken oluşan
bazı engelleri belirledim
bazı engelleri belirledim
08:01
but why should we support gender equality?
152
469000
2616
fakat biz cinsiyet eğitliğini
neden desteklemeliyiz?
neden desteklemeliyiz?
08:03
Of course, it's fair,
it's right and it's just.
it's right and it's just.
153
471640
3456
Elbette, bu adil, doğru ve hakkaniyetli.
08:07
But more than that,
154
475120
1456
Ama bunun ötesinde,
08:08
gender equality is also
in our interest as men.
in our interest as men.
155
476600
4080
cinsiyet eşitliği
biz erkeklerin de çıkarına.
biz erkeklerin de çıkarına.
Eğer erkekleri hayatlarında ne
istediklerini, söylediklerinde dinlerseniz
istediklerini, söylediklerinde dinlerseniz
08:13
If you listen to what men say
about what they want in their lives,
about what they want in their lives,
156
481520
4856
aslında cinsiyet eşitliği istediğimiz
hayatı elde etmek için bir yoldur.
hayatı elde etmek için bir yoldur.
08:18
gender equality is actually a way
for us to get the lives we want to live.
for us to get the lives we want to live.
157
486400
5536
08:23
Gender equality is good for countries.
158
491960
3536
Cinsiyet eşitliği ülkeler için yararlıdır.
08:27
It turns out, according to most studies,
159
495520
4056
Çoğu çalışmalarda ortaya çıkmıştır ki
08:31
that those countries
that are the most gender equal
that are the most gender equal
160
499600
2976
cinsiyet eşitliği en fazla
olan ülkeler aynı zamanda
olan ülkeler aynı zamanda
08:34
are also the countries that score highest
on the happiness scale.
on the happiness scale.
161
502600
4536
mutluluk sıralamasında da
en yüksek puanı alan ülkelerdir.
en yüksek puanı alan ülkelerdir.
08:39
And that's not just because
they're all in Europe.
they're all in Europe.
162
507160
2376
Bu sadece hepsi Avrupa'da
olduğu için değil.
olduğu için değil.
08:41
(Laughter)
163
509560
1216
(Kahkahalar)
08:42
Even within Europe, those countries
that are more gender equal
that are more gender equal
164
510800
3735
Avrupa sınırlarında dahi daha fazla
cinsiyet eşitliği olan ülkeler
cinsiyet eşitliği olan ülkeler
08:46
also have the highest levels of happiness.
165
514559
2600
en yüksek mutluluk seviyesine sahipler.
08:50
It is also good for companies.
166
518320
1680
Şirketler için de yararlıdır.
08:52
Research by Catalyst and others
has shown conclusively
has shown conclusively
167
520880
3576
Catalyst ve diğerlerinin
yaptığı araştırmalar
yaptığı araştırmalar
08:56
that the more gender-equal companies are,
168
524480
3616
şirketler ne kadar
cinsiyet eşitliği sağlarsa,
cinsiyet eşitliği sağlarsa,
09:00
the better it is for workers,
169
528120
4216
çalışanları için daha iyi olduğunu,
işçilerin daha mutlu olduğunu
kesin olarak göstermiştir.
kesin olarak göstermiştir.
09:04
the happier their labor force is.
170
532360
1816
09:06
They have lower job turnover.
They have lower levels of attrition.
They have lower levels of attrition.
171
534200
3856
Daha az iş firesi verirler.
Daha az yıpranma olur.
Daha az yıpranma olur.
09:10
They have an easier time recruiting.
172
538080
2336
Zaman yönetimleri daha kolaydır.
09:12
They have higher rates of retention,
higher job satisfaction,
higher job satisfaction,
173
540440
2936
Daha yüksek müşteri tutma oranları,
daha yüksek iş memnuniyeti
daha yüksek iş memnuniyeti
09:15
higher rates of productivity.
174
543400
2216
ve daha yüksek oranlarda üretim vardır.
09:17
So the question I'm often asked
in companies is,
in companies is,
175
545640
2856
Şirketlerde bana sık sık sorulan soru:
09:20
"Boy, this gender equality thing,
that's really going to be expensive, huh?"
that's really going to be expensive, huh?"
176
548520
3572
"Hocam, bu cinsiyet eşitliği şeyi,
bu gerçekten pahalı olacak değil mii?"
bu gerçekten pahalı olacak değil mii?"
09:24
And I say, "Oh no, in fact,
what you have to start calculating
what you have to start calculating
177
552116
4220
Ben de: "Oh hayır,
aslında cinsiyet eşitliği olmamasının
aslında cinsiyet eşitliği olmamasının
09:28
is how much gender inequality
is already costing you.
is already costing you.
178
556360
3976
size ne kadara patladığını
hesaplamalısınız.
hesaplamalısınız.
09:32
It is extremely expensive."
179
560360
1920
İşte bu aşırı pahalı." derim.
09:34
So it is good for business.
180
562880
1720
Yani iş hayatı için de yararlıdır.
Diğer şey ise, erkekler için yararlıdır.
09:37
And the other thing is, it's good for men.
181
565640
2640
09:41
It is good for the kind of lives
we want to live,
we want to live,
182
569040
2976
Yaşamak istediğimiz hayat şekli için
faydalıdır
faydalıdır
09:44
because young men especially
have changed enormously,
have changed enormously,
183
572040
3936
çünkü özellikle genç erkekler çok değişti.
09:48
and they want to have lives
that are animated
that are animated
184
576000
3176
Çocukları ile harika ilişkileri olan
09:51
by terrific relationships
with their children.
with their children.
185
579200
2736
hayatlar istiyorlar.
09:53
They expect their partners,
their spouses, their wives,
their spouses, their wives,
186
581960
3736
Partnerlerinden ya da eşlerinden
09:57
to work outside the home
187
585720
1176
ev dışında çalışmalarını
09:58
and be just as committed
to their careers as they are.
to their careers as they are.
188
586920
3496
ve kendileri kadar kariyerlerine
bağlı olmalarını bekliyorlar.
bağlı olmalarını bekliyorlar.
10:02
I was talking, to give you
an illustration of this change --
an illustration of this change --
189
590440
3816
Size bu değişimin bir tanımını
yapmak için konuşuyordum.
yapmak için konuşuyordum.
10:06
Some of you may remember this.
190
594280
1776
Bazılarınız bunu hatırlayabilir.
10:08
When I was a lot younger,
there was a riddle that was posed to us.
there was a riddle that was posed to us.
191
596080
5096
Ben çok daha gençken
bize sorulan bir bilmece vardı.
bize sorulan bir bilmece vardı.
Bazılarınızın bu bilmeceyi
hatırladığında yüzü ekşiyebilir.
hatırladığında yüzü ekşiyebilir.
10:13
Some of you may wince
to remember this riddle.
to remember this riddle.
192
601200
2416
10:15
This riddle went something like this.
193
603640
2576
Bu bilmece şöyle bir şeydi.
10:18
A man and his son
are driving on the freeway,
are driving on the freeway,
194
606240
3336
Bir adam ve oğlu otoyolda ilerlemektedir
10:21
and they're in a terrible accident,
195
609600
1976
korkunç bir kaza geçirirler
10:23
and the father is killed,
196
611600
2256
ve baba ölür.
10:25
and the son is brought
to the hospital emergency room,
to the hospital emergency room,
197
613880
3056
Oğlu hastanedeki acil servise getirilir
10:28
and as they're bringing the son
into the hospital emergency room,
into the hospital emergency room,
198
616960
3056
ve çocuk acil servise
getirilirken acil servis doktoru
getirilirken acil servis doktoru
10:32
the emergency room attending physician
sees the boy and says,
sees the boy and says,
199
620040
3616
çocuğu görür ve der ki:
10:35
"Oh, I can't treat him, that's my son."
200
623680
2336
"Oh, onu tedavi edemem, bu benim oğlum."
10:38
How is this possible?
201
626040
1360
Bu nasıl mümkün olabilir?
10:40
We were flummoxed by this.
202
628160
2296
Biz bu soruyla afallardık.
10:42
We could not figure this out.
203
630480
2176
Bir türlü işin içinden çıkamazdık.
10:44
(Laughter)
204
632680
1936
(Kahkahalar)
10:46
Well, I decided to do a little experiment
with my 16-year old son.
with my 16-year old son.
205
634640
3136
Şey, 16 yaşındaki oğlumla küçük bir deney
yapmaya karar verdim.
yapmaya karar verdim.
10:49
He had a bunch of his friends
hanging out at the house
hanging out at the house
206
637800
3456
Bir grup arkadaşıyla evde takılıyor
ve son zamanlarda TV'de yayınlanan
ve son zamanlarda TV'de yayınlanan
10:53
watching a game on TV recently.
207
641280
2296
bir oyunu izliyorlardı.
10:55
So I decided I would pose
this riddle to them,
this riddle to them,
208
643600
2216
Sadece değişim seviyesini görmek için
10:57
just to see, to gauge the level of change.
209
645840
2976
onlara bu bilmeceyi sormaya karar verdim.
11:00
Well, 16-year-old boys,
210
648840
2056
16 yaşındaki çocuklar, hemen döndüler
11:02
they immediately turned to me
and said, "It's his mom." Right?
and said, "It's his mom." Right?
211
650920
4016
ve bana dediler ki: "Annesidir." Değil mi?
11:06
No problem. Just like that.
212
654960
1776
İşte bu kadar. Sorun yok.
11:08
Except for my son, who said,
"Well, he could have two dads."
"Well, he could have two dads."
213
656760
2856
Oğlum hariç, o dedi ki:
"Şey, iki babası olabilir."
"Şey, iki babası olabilir."
11:11
(Laughter) (Applause)
214
659640
5496
(Kahkahalar) (Alkışlar)
11:17
That's an index, an indicator
of how things have changed.
of how things have changed.
215
665160
3816
Bu işlerin nasıl değiştiğinin
bir sinyali, işaretidir.
bir sinyali, işaretidir.
11:21
Younger men today expect
to be able to balance work and family.
to be able to balance work and family.
216
669000
5816
Bugün genç erkekler işi ve aileyi
dengeleyebilmeyi bekliyor.
dengeleyebilmeyi bekliyor.
11:26
They want to be dual-career,
dual-carer couples.
dual-carer couples.
217
674840
5296
Çift kariyerli, çift bakıcı
çiftler olmak istiyorlar.
çiftler olmak istiyorlar.
11:32
They want to be able to balance
work and family with their partners.
work and family with their partners.
218
680160
3696
Partnerleriyle işi ve aileyi
dengeleyebilmeyi istiyorlar.
dengeleyebilmeyi istiyorlar.
11:35
They want to be involved fathers.
219
683880
1896
İlgili bir baba olmak istiyorlar.
11:37
Now, it turns out
220
685800
2136
Şimdi, ortaya çıktı ki
11:39
that the more egalitarian
our relationships,
our relationships,
221
687960
3376
ilişkilerimiz ne kadar fazla eşitlikçi ise
11:43
the happier both partners are.
222
691360
2800
çiftler o kadar mutlu.
11:46
Data from psychologists and sociologists
are quite persuasive here.
are quite persuasive here.
223
694960
3936
Burada psikolog ve sosyologlardan gelen
veriler gerçekten ikna edici.
veriler gerçekten ikna edici.
11:50
I think we have the persuasive numbers,
the data, to prove to men
the data, to prove to men
224
698920
5656
Bence erkeklere cinsiyet eşitliğinin
sonucu bir-sıfır olan bir oyun değil
sonucu bir-sıfır olan bir oyun değil
11:56
that gender equality
is not a zero-sum game, but a win-win.
is not a zero-sum game, but a win-win.
225
704600
4176
kazan- kazan durumu olduğunu kanıtlayacak
ikna edici rakamlara, verilere sahibiz.
ikna edici rakamlara, verilere sahibiz.
12:00
Here's what the data show.
226
708800
1776
İşte verilerin gösterdiği şey.
12:02
Now, when men begin
the process of engaging
the process of engaging
227
710600
5536
Erkekler iş ve aileyi dengeleme sürecine
12:08
with balancing work and family,
228
716160
1776
başladıkları zaman
12:09
we often have two phrases
that we use to describe what we do.
that we use to describe what we do.
229
717960
3176
yaptığımız şeyi tarif etmek için
iki cümle var.
iki cümle var.
12:13
We pitch in and we help out.
230
721160
2536
Destek oluruz ve yardım ederiz.
12:15
(Laughter)
231
723720
1216
(Kahkahalar)
12:16
And I'm going to propose
something a little bit more radical,
something a little bit more radical,
232
724960
2896
Biraz daha radikal bir şey önereceğim
12:19
one word: "share."
233
727880
1216
tek kelime: "paylaşım".
12:21
(Laughter)
234
729120
1736
(Kahkahalar)
12:22
Because here's what the data show:
235
730880
1656
Çünkü, işte verilerin gösterdiği:
12:24
when men share housework and childcare,
236
732560
2296
erkekler ev işi ve çocuk bakımını
paylaştıkları zaman
paylaştıkları zaman
12:26
their children do better in school.
237
734880
2080
çocukları okulda daha iyi oluyor.
12:29
Their children have lower rates
of absenteeism,
of absenteeism,
238
737600
2616
Çocukları daha az devamsızlık yapıyor
12:32
higher rates of achievement.
239
740240
1536
ve daha başarılı oluyorlar.
12:33
They are less likely
to be diagnosed with ADHD.
to be diagnosed with ADHD.
240
741800
2736
Dikkat eksikliği hiperaktivite
bozukluğu daha az teşhis ediliyor.
bozukluğu daha az teşhis ediliyor.
12:36
They are less likely
to see a child psychiatrist.
to see a child psychiatrist.
241
744560
2856
Çocuk psikiyatristine daha az gidiyorlar.
12:39
They are less likely
to be put on medication.
to be put on medication.
242
747440
2120
Daha az ilaç kullanıyorlar.
12:42
So when men share housework and childcare,
243
750080
2840
Yani erkekler ev işini ve çocuk bakımını
paylaştıklarında,
paylaştıklarında,
12:45
their children are happier and healthier,
244
753920
2776
çocukları daha mutlu ve sağlıklı oluyor
12:48
and men want this.
245
756720
1680
ve erkekler bunu istiyor.
12:51
When men share housework and childcare,
246
759520
2416
Erkekler ev işinüi ve çocuk bakımını
paylaştıklarında
paylaştıklarında
12:53
their wives are happier. Duh.
247
761960
2640
eşleri daha mutlu oluyor. Hadi canım.
12:57
Not only that, their wives are healthier.
248
765720
2456
Eşleri sadece daha sağlıklı olmuyor,
13:00
Their wives are less likely
to see a therapist,
to see a therapist,
249
768200
2191
aynı zamanda terapist ile
daha az görüşüyor,
daha az görüşüyor,
13:02
less likely to be diagnosed
with depression,
with depression,
250
770415
2048
depresyon tanıları ve ilaç kullanımları
13:04
less likely to be put on medication,
more likely to go to the gym,
more likely to go to the gym,
251
772487
3769
daha az oluyor.
Spor salonuna daha çok gidiyor
Spor salonuna daha çok gidiyor
13:08
report higher levels
of marital satisfaction.
of marital satisfaction.
252
776280
3056
ve daha fazla evlilik tatmini yaşıyorlar.
Yani ev işini ve çocuk bakımını
paylaştıklarında,
paylaştıklarında,
13:11
So when men share housework and childcare,
253
779360
2016
13:13
their wives are happier and healthier,
254
781400
1856
eşleri daha mutlu ve sağlıklı oluyor
13:15
and men certainly want this as well.
255
783280
1920
ve erkekler kesinlikle bunu da ister.
13:18
When men share housework and childcare,
256
786760
2176
Ev işini ve çocuk bakımını
paylaştıklarında,
paylaştıklarında,
13:20
the men are healthier.
257
788960
1736
erkekler daha sağlıklı oluyor.
13:22
They smoke less, drink less,
take recreational drugs less often.
take recreational drugs less often.
258
790720
3816
Sigarayı, alkolü ve keyfi uyuşturucuları
daha az kullanıyorlar.
daha az kullanıyorlar.
13:26
They are less likely to go to the ER
259
794560
2696
Acil servise daha az gidiyorlar
13:29
but more like to go to a doctor
for routine screenings.
for routine screenings.
260
797280
3176
fakat rutin kontroller için
doktora daha fazla gidiyorlar.
doktora daha fazla gidiyorlar.
13:32
They are less likely to see a therapist,
261
800480
1936
Terapist görme oranları azalıyor,
13:34
less likely to be diagnosed
with depression,
with depression,
262
802440
2096
depresyon tanısı oranları düşüyor,
13:36
less likely to be taking
prescription medication.
prescription medication.
263
804560
2496
daha az reçeteli ilaç kullanıyorlar.
13:39
So when men share housework and childcare,
264
807080
2016
Yani ev işini ve çocuk bakımını
paylaştıklarında,
paylaştıklarında,
13:41
the men are happier and healthier.
265
809120
3176
erkekler daha mutlu ve sağlıklı oluyor.
13:44
And who wouldn't want that?
266
812320
1360
Bunu kim istemez ki?
13:46
And finally,
267
814640
1256
Son olarak,
erkekler ev işini ve çocuk bakımını
paylaştıklarında,
paylaştıklarında,
13:47
when men share housework and childcare,
268
815920
1936
13:49
they have more sex.
269
817880
1216
daha fazla sevişiyorlar.
13:51
(Laughter)
270
819120
1416
(Kahkahalar)
13:52
Now, of these four fascinating findings,
271
820560
2416
Şimdi, bu dört etkileyici bulgudan
13:55
which one do you think
Men's Health magazine put on its cover?
Men's Health magazine put on its cover?
272
823000
2936
sizce hangisini
Men's Health magazin kapağına koyar?
Men's Health magazin kapağına koyar?
13:57
(Laughter)
273
825960
2616
(Kahkahalar)
14:00
"Housework Makes Her Horny.
274
828600
2000
"Ev işi karımı azdırıyor.
14:03
(Not When She Does It.)"
275
831800
1216
(İşleri o yapmadığı zaman.)"
14:05
(Laughter)
276
833040
1656
(Kahkahalar)
14:06
Now, I will say,
277
834720
2256
Şimdi, söyleyeceğim
14:09
just to remind the men in the audience,
278
837000
2976
erkek seyircilere sadece bir hatırlatma,
14:12
these data were collected
over a really long period of time,
over a really long period of time,
279
840000
3816
bu veriler gerçekten çok uzun
bir zaman periyodunda toplandı,
bir zaman periyodunda toplandı,
14:15
so I don't want listeners to say,
280
843840
2816
bu yüzden dinleyenlerin:
"Hımm, tamam, bence bu akşam bulaşıkları
yıkayayım." demesini istemiyorum.
yıkayayım." demesini istemiyorum.
14:18
"Hmm, OK, I think
I'll do the dishes tonight."
I'll do the dishes tonight."
281
846680
3016
14:21
These data were collected
over a really long period of time.
over a really long period of time.
282
849720
3976
Bu veriler gerçekten çok uzun
bir zaman periyodunda toplandı.
bir zaman periyodunda toplandı.
14:25
But I think it shows something important,
283
853720
2400
Ama bence önemli bir şey gösteriyor.
14:29
that when Men's Health magazine
put it on their cover,
put it on their cover,
284
857400
2536
Men's Health magazin
bunu kapağına koyduğunda
bunu kapağına koyduğunda
14:31
they also called,
you'll love this, "Choreplay."
you'll love this, "Choreplay."
285
859960
2239
ayrıca diyecekler ki,
bunu seveceksiniz, ' Evcilik oyunu'.
bunu seveceksiniz, ' Evcilik oyunu'.
14:35
So, what we found
is something really important,
is something really important,
286
863440
4776
Bulduğumuz şey gerçekten önemli,
14:40
that gender equality
287
868240
2096
cinsiyet eşitliği
14:42
is in the interest of countries,
288
870360
3056
ülkelerin, şirketlerin, erkeklerin
14:45
of companies, and of men,
289
873440
3136
ve onların çocuklarının
14:48
and their children and their partners,
290
876600
2536
ve eşlerinin çıkarınadır.
Cinsiyet eşitliği bir-sıfır
kaybettiğiniz bir oyun değil.
kaybettiğiniz bir oyun değil.
14:51
that gender equality
is not a zero-sum game.
is not a zero-sum game.
291
879160
2456
14:53
It's not a win-lose.
292
881640
1256
Kazan-kaybet durumu değil.
14:54
It is a win-win for everyone.
293
882920
3216
Herkes için kazan-kazan durumudur.
14:58
And what we also know
294
886160
2256
Ayrıca biliyoruz ki,
15:00
is we cannot fully empower women and girls
295
888440
3576
erkekleri ve erkek çocukları dahil etmeden
kadınları ve kızları
tamamen güçlendiremeyiz.
tamamen güçlendiremeyiz.
15:04
unless we engage boys and men.
296
892040
2656
15:06
We know this.
297
894720
1200
Bunu biliyoruz.
15:09
And my position is
298
897320
1456
Benim görüşüm
15:10
that men need the very things
that women have identified
that women have identified
299
898800
4216
erkeklerin, kadınların belirlediği
çok şeye ihtiyacı var,
çok şeye ihtiyacı var,
15:15
that they need to live the lives
they say they want to live
they say they want to live
300
903040
3056
yaşamak istiyorum dedikleri
hayatı yaşamak için,
hayatı yaşamak için,
15:18
in order to live the lives
that we say we want to live.
that we say we want to live.
301
906120
3160
yaşamak istediğimizi söylediğimiz
hayatı yaşamak için.
hayatı yaşamak için.
15:22
In 1915, on the eve of one
of the great suffrage demonstrations
of the great suffrage demonstrations
302
910600
5216
1915 yılında, New York'ta,
5. caddede olan büyük oy kullanma
5. caddede olan büyük oy kullanma
15:27
down Fifth Avenue in New York City,
303
915840
1976
gösterilerinin birinin arefesinde
15:29
a writer in New York
wrote an article in a magazine,
wrote an article in a magazine,
304
917840
3656
New York'ta bir yazar
bir dergide makale yazdı.
bir dergide makale yazdı.
15:33
and the title of the article was,
305
921520
3016
Makalenin başlığı şuydu:
15:36
"Feminism for Men."
306
924560
1800
"Erkekler için Feminizm"
15:39
And this was the first line
of that article:
of that article:
307
927280
2856
O makalenin ilk satırı ise:
15:42
"Feminism will make it possible
for the first time for men to be free."
for the first time for men to be free."
308
930160
4976
"Feminizm erkeklerin ilk defa
özgür olmalarını mümkün kılacak."
özgür olmalarını mümkün kılacak."
15:47
Thank you.
309
935160
1216
Teşekkürler.
15:48
(Applause)
310
936400
7720
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Michael Kimmel - SociologistThe author of "Angry White Men," Michael Kimmel is a pre-eminent scholar of men and masculinity.
Why you should listen
Sociologist Michael Kimmel is among the leading researchers and writers on men and masculinity in the world. He's the executive director of the Center for the Study of Men and Masculinities at Stony Brook University, where he is also Distinguished University Professor of Sociology and Gender Studies.
He is the author of many books, including Manhood in America, Angry White Men, and the best seller Guyland: The Perilous World Where Boys Become Men. An activist for gender equality for more than 30 years, he was recently called "the world's preeminent male feminist" by the Guardian.
Michael Kimmel | Speaker | TED.com