ABOUT THE SPEAKER
Alexander Betts - Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins.

Why you should listen

In media and in public debate, refugees are routinely portrayed as a burden. Professor Alexander Betts argues that refugees, who represent a wide spectrum of professional backgrounds, are in fact an untapped resource that could benefit nations willing to welcome them into their economies. 

Betts is the director of the Refugee Studies Centre at the University of Oxford, where he spearheads research on refugee and other forced migrant populations. His book, Survival Migration, explores the predicaments of people who are fleeing disaster yet fall outside legal definitions of refugee status.

More profile about the speaker
Alexander Betts | Speaker | TED.com
TEDSummit

Alexander Betts: Why Brexit happened -- and what to do next

Alexander Betts: İngiltere Avrupa Birliği'nden neden çıktı -- ve şimdi ne yapmalıyız

Filmed:
3,574,234 views

Toplumlarımızın ne kadar ayrışmış olduğundan utanç verici derecede habersiziz, Brexit de küreselleşmeden korkanlar ve onu benimseyenler arasındaki derin ve dikkat verilmemiş ayrışmadan beslendi, diyor sosyal bilimci Alexander Betts. Bu korkuyla ve politik düzenden hoşnutsuzlukla, yabancı fobisine ve milliyetçiliğe teslim olmadan nasıl başa çıkabiliriz? Daha kapsayıcı bir dünya için Brexit sonrası atılacak dört adımı açıklayan Bett'e katılın.
- Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I am Britishİngiliz.
0
1600
1936
İngilizim.
00:15
(LaughterKahkaha)
1
3560
2136
(Gülüşmeler)
00:17
(ApplauseAlkış)
2
5720
3136
(Alkış)
00:20
Never before has the phraseifade
"I am Britishİngiliz" elicitedelde edildi so much pityyazık.
3
8880
3776
Şimdiye kadar "İngilizim" sözcüğü
hiç bu kadar acıma uyandırmamıştı.
00:24
(LaughterKahkaha)
4
12680
2096
(Gülüşmeler)
00:26
I come from an islandada
where manyçok of us like to believe
5
14800
2736
Son bin yılda oldukça
devamlılık gösterdiğine
00:29
there's been a lot of continuitysüreklilik
over the last thousandbin yearsyıl.
6
17560
3120
inandığımız bir adadan geliyorum.
Tarihte başkalarının değişiklik
yapmalarına çok defa neden olduk
00:33
We tendeğiliminde to have historicallytarihsel
imposeddayatılan changedeğişiklik on othersdiğerleri
7
21400
2736
00:36
but donetamam much lessaz of it ourselveskendimizi.
8
24160
2320
ama kendimiz pek değişmedik.
00:39
So it camegeldi as an immenseengin shockşok to me
9
27360
2456
Bu yüzden, 24 Haziran sabahı uyandığımda
00:41
when I wokeuyandı up on the morningsabah of JuneHaziran 24
10
29840
2776
ülkemin Avrupa Birliği'nden
ayrılma oyu verdiğini görmek,
00:44
to discoverkeşfetmek that my countryülke
had votedolarak to leaveayrılmak the EuropeanAvrupa UnionBirliği,
11
32640
3856
başbakanımın istifa etmesi,
00:48
my PrimeBaşbakan MinisterBakanı had resignedistifa etti,
12
36520
1856
İskoçya'nın da Birleşik Krallık'ın
sonunu getirecek
00:50
and Scotlandİskoçya was consideringdikkate alınarak a referendumReferandum
13
38400
2576
ayrılma referandumunu değerlendirmesi
00:53
that could bringgetirmek to an endson
the very existencevaroluş of the UnitedAmerika Kingdomİngiltere.
14
41000
4840
beni son derece şaşırttı.
00:58
So that was an immenseengin shockşok for me,
15
46920
2936
Bu benim için büyük bir şoktu,
01:01
and it was an immenseengin
shockşok for manyçok people,
16
49880
2280
birçok kişi için de öyleydi,
01:05
but it was alsoAyrıca something
that, over the followingtakip etme severalbirkaç daysgünler,
17
53080
3456
ama aynı zamanda ilerleyen birkaç günde
01:08
createdoluşturulan a completetamamlayınız politicalsiyasi meltdownerime
18
56560
2736
ülkemde politik bir erimeye de
01:11
in my countryülke.
19
59320
1456
neden oldu.
İkinci bir referendum
çağrısı yapanlar oldu,
01:12
There were callsaramalar for a secondikinci referendumReferandum,
20
60800
2216
01:15
almostneredeyse as if, followingtakip etme a sportsSpor Dalları matchmaç,
21
63040
2536
sanki sporda karşı takımla
01:17
we could asksormak the oppositionmuhalefet for a replayyeniden yürütme.
22
65600
2520
yeniden maç yapabilirmişiz gibi.
01:20
EverybodyHerkes was blamingsuçlamayı everybodyherkes elsebaşka.
23
68880
2456
Herkes başkalarını suçluyordu.
01:23
People blamedsuçladı the PrimeBaşbakan MinisterBakanı
24
71360
1576
Halk en başta referanduma gittiği için
01:24
for callingçağrı the referendumReferandum
in the first placeyer.
25
72960
2176
başbakanı suçluyordu.
01:27
They blamedsuçladı the leaderlider of the oppositionmuhalefet
for not fightingkavga it hardzor enoughyeterli.
26
75160
3456
Yeterince çaba göstermediği
için red tarafının lideri suçlanıyordu.
Gençler, yaşlıları suçladı.
01:30
The younggenç accusedsanık the oldeski.
27
78640
1256
01:31
The educatedeğitimli blamedsuçladı
the lessaz well-educatediyi eğitimli.
28
79920
2880
Eğitimliler az eğitimlileri suçladı.
01:35
That completetamamlayınız meltdownerime was madeyapılmış even worsedaha da kötüsü
29
83440
3096
Bu erimenin en trajik boyutu
01:38
by the mostçoğu tragictrajik elementeleman of it:
30
86560
2096
işleri daha da kötüleştirdi.
01:40
levelsseviyeleri of xenophobiayabancı düşmanlığı and racistırkçı abusetaciz
in the streetssokaklar of Britainİngiltere
31
88680
3856
Yabancı fobisi ve ırkçılık
İngiltere sokaklarında
01:44
at a levelseviye that I have never seengörüldü before
32
92560
2256
benim hayatımda görmediğim
01:46
in my lifetimeömür.
33
94840
1240
boyutlara ulaştı.
01:49
People are now talkingkonuşma about whetherolup olmadığını
my countryülke is becomingolma a Little Englandİngiltere,
34
97800
4376
İnsanlar, ülkemin Küçük İngiltere'ye
dönüşme olasılığını konuşuyorlar
01:54
or, as one of my colleaguesmeslektaşlar put it,
35
102200
2096
veya bir meslektaşımın dediği gibi
01:56
whetherolup olmadığını we're about to becomeolmak
a 1950s nostalgianostalji themetema parkpark
36
104320
4176
Atlas Okyanusu'nda yüzen
1950'lerin nostalji parkına
02:00
floatingyüzer in the AtlanticAtlantik OceanOkyanus.
37
108520
2016
dönüşme olasılığını.
02:02
(LaughterKahkaha)
38
110560
2080
(Gülüşmeler)
02:05
But my questionsoru is really,
39
113840
2536
Ama benim merak ettiğim
02:08
should we have the degreederece of shockşok
that we'vebiz ettik experienceddeneyimli sincedan beri?
40
116400
4280
bu boyutta bir şok yaşamamız normal miydi?
02:13
Was it something
that tookaldı placeyer overnightbir gecede?
41
121440
2376
Her şey bir gecede mi olmuştu?
02:15
Or are there deeperDaha derine structuralyapısal factorsfaktörler
that have led us to where we are todaybugün?
42
123840
4496
Yoksa bizi buraya getiren
daha derin yapısal faktörler mi vardı?
02:20
So I want to take a stepadım back
and asksormak two very basictemel questionssorular.
43
128360
4576
Bu yüzden bir adım geriye çekilip
iki temel soru sormak istiyorum.
02:24
First, what does BrexitBrexit representtemsil etmek,
44
132960
2896
Öncelikle, Brexit sadece
benim ülkem için değil,
02:27
not just for my countryülke,
45
135880
1536
dünya için
02:29
but for all of us around the worldDünya?
46
137440
2736
neyi temsil ediyor?
02:32
And secondikinci, what can we do about it?
47
140200
3176
İkincisi, bu konuda ne yapabiliriz?
02:35
How should we all respondyanıtlamak?
48
143400
2336
Nasıl bir tepki vermeliyiz?
02:37
So first, what does BrexitBrexit representtemsil etmek?
49
145760
2520
Öncelikle, Brexit neyi temsil ediyor?
02:40
HindsightGez is a wonderfulolağanüstü thing.
50
148960
2240
Geriye bakma yeteneği harika bir şey.
02:43
BrexitBrexit teachesöğretir us manyçok things
about our societytoplum
51
151840
4056
Brexit, toplumumuz ve dünya toplumları
02:47
and about societiestoplumlar around the worldDünya.
52
155920
2360
ile ilgili bize birçok şey öğretiyor.
02:51
It highlightsvurgular in waysyolları
that we seemgörünmek embarrassinglyutanç verici unawarehabersiz of
53
159400
3216
Toplumlarımızın ne kadar bölünmüş
olduğunun utanç verici derecede
02:54
how dividedbölünmüş our societiestoplumlar are.
54
162640
1720
farkında olmadığımız
boyutunu gösteriyor.
02:56
The voteoy splitBölünmüş alonguzun bir lineshatlar of ageyaş,
educationEğitim, classsınıf and geographyCoğrafya.
55
164840
6336
Oylar; yaş, eğitim, sınıf
ve bölgesel olarak bölünmüştü.
03:03
YoungGenç people didn't turndönüş out
to voteoy in great numberssayılar,
56
171200
2896
Gençler büyük ölçüde
oy vermeye gitmediler,
03:06
but those that did wanted to remainkalmak.
57
174120
2216
ama gidenler kalmak istediler.
03:08
OlderBüyük people really wanted
to leaveayrılmak the EuropeanAvrupa UnionBirliği.
58
176360
3736
Yaşlılar Avrupa Birliği'nden
ciddi oranda ayrılmak istediler.
03:12
GeographicallyCoğrafi olarak, it was LondonLondra and Scotlandİskoçya
that mostçoğu stronglyşiddetle committedtaahhüt
59
180120
3496
Coğrafi olarak, Londra ve İskoçya
Avrupa Birliği'nin bir parçası olmayı
03:15
to beingolmak partBölüm of the EuropeanAvrupa UnionBirliği,
60
183640
2016
en çok isteyenlerdi,
03:17
while in other partsparçalar of the countryülke
there was very stronggüçlü ambivalencebelirsizlik.
61
185680
4120
diğer bölgelerde güçlü bir
umursamazlık vardı.
03:23
Those divisionsbölümler are things we really
need to recognizetanımak and take seriouslycidden mi.
62
191000
4376
Bu bölünmeler bizim farkına varıp
ciddiye almamız gereken şeyler.
03:27
But more profoundlyderinden,
the voteoy teachesöğretir us something
63
195400
2856
Ama, daha derinde,
bu oylama bize günümüz siyasetinin
03:30
about the naturedoğa of politicssiyaset todaybugün.
64
198280
2336
doğası hakkında bir şey öğretiyor.
03:32
ContemporaryÇağdaş politicssiyaset
is no longeruzun just about right and left.
65
200640
4256
Şimdiki siyaset artık sağ ve
sol ile ilgili değil.
03:36
It's no longeruzun just about taxvergi and spendharcamak.
66
204920
2736
Sadece vergi ve harcamalarla ilgili değil.
03:39
It's about globalizationküreselleşme.
67
207680
1936
Küreselleşmeyle ilgili.
03:41
The faulthatası linehat of contemporaryçağdaş politicssiyaset is
betweenarasında those that embracekucaklamak globalizationküreselleşme
68
209640
4816
Günümüz politikasının ayrım noktası
küreselleşmeyi benimseyenler ile
03:46
and those that fearkorku globalizationküreselleşme.
69
214480
3000
küreselleşmeden korkanlar arasında.
03:50
(ApplauseAlkış)
70
218320
2280
(Alkış)
03:55
If we look at why
those who wanted to leaveayrılmak --
71
223680
2656
Ayrılmak isteyenlere bakarsak --
onlara "ayrılıkçılar" diyoruz,
diğerlerine de "kalıcılar" --
03:58
we call them "LeaversMezunları,"
as opposedkarşıt to "RemainersRemainers" --
72
226360
2536
04:00
we see two factorsfaktörler in the opiniongörüş pollsAnket
73
228920
2216
anketlerde etkisi olan
04:03
that really matteredönemi yoktu.
74
231160
1376
iki faktör görüyoruz.
04:04
The first was immigrationGöçmenlik,
and the secondikinci sovereigntyegemenlik,
75
232560
3336
İlki göçmenlik,
ikinci de yönetme gücü,
04:07
and these representtemsil etmek a desirearzu etmek for people
to take back controlkontrol of theironların ownkendi liveshayatları
76
235920
5456
bunlar insanların kendi hayatlarının
kontrolünü alma isteğini
04:13
and the feelingduygu that they
are unrepresentedtemsil edilmeyen by politicianssiyasetçiler.
77
241400
3880
ve politikacılar tarafından temsil
edilmedikleri düşüncesini gösteriyor.
04:18
But those ideasfikirler are onesolanlar
that signifybitişini işaret eder fearkorku and alienationyabancılaşma.
78
246560
5376
Ama bu fikirler korku ve yabancılaşma
olarak kendini gösteriyor.
04:23
They representtemsil etmek a retreatgeri çekilme
back towardskarşı nationalismmilliyetçilik and borderssınırlar
79
251960
5016
Bunlar, milliyetçiliğe dönüşü ve
birçoğumuzun reddedeceği sınırları
04:29
in waysyolları that manyçok of us would rejectReddet.
80
257000
2079
temsil ediyor.
04:31
What I want to suggestönermek is the pictureresim
is more complicatedkarmaşık than that,
81
259600
3216
Benim anlatmak istediğim,
durum bundan daha karmaşık,
benim gibi liberal uluslararasıcılar,
04:34
that liberalliberal internationalistsinternationalists,
82
262840
1536
04:36
like myselfkendim, and I firmlysıkıca
includeDahil etmek myselfkendim in that pictureresim,
83
264400
3216
ben de bu resimde yer alıyorum,
04:39
need to writeyazmak ourselveskendimizi
back into the pictureresim
84
267640
2536
bugün olduğumuz noktaya nasıl geldiğimizi
04:42
in ordersipariş to understandanlama
how we'vebiz ettik got to where we are todaybugün.
85
270200
4080
anlamak için kendimizi
tekrar oyuna sokmalıyız.
04:47
When we look at the votingoylama patternsdesenler
acrosskarşısında the UnitedAmerika Kingdomİngiltere,
86
275200
3096
Birleşik Krallık'taki oy verme
eğilimlerine bakarsak,
04:50
we can visiblygözle görülür see the divisionsbölümler.
87
278320
2200
bölünmeleri rahatlıkla görebiliriz.
04:53
The bluemavi areasalanlar showgöstermek RemainKalır
88
281240
2336
Maviler kalmak isteyenleri,
04:55
and the redkırmızı areasalanlar LeaveBırakın.
89
283600
2096
kırmızılar ayrılmak
isteyenleri gösteriyor.
04:57
When I lookedbaktı at this,
90
285720
1256
Buna baktığımda,
04:59
what personallyŞahsen struckvurdu me
was the very little time in my life
91
287000
3856
beni çarpan şu oldu;
05:02
I've actuallyaslında spentharcanmış
in manyçok of the redkırmızı areasalanlar.
92
290880
3216
hayatımın çok küçük bir kısmını
kırmızı alanlarda geçirdim.
05:06
I suddenlyaniden realizedgerçekleştirilen that,
looking at the topüst 50 areasalanlar in the UKİNGİLTERE
93
294120
5136
Birdenbire fark ettim ki
BK'deki ayrılma oyu veren
05:11
that have the strongestEn güçlü LeaveBırakın voteoy,
94
299280
1856
ilk 50 bölgede
05:13
I've spentharcanmış a combinedkombine totalGenel Toplam
of fourdört daysgünler of my life in those areasalanlar.
95
301160
5400
hayatımın sadece dört gününü geçirmiştim.
05:19
In some of those placesyerler,
96
307560
1496
Bazılarında,
05:21
I didn't even know the namesisimler
of the votingoylama districtsİlçeler.
97
309080
3576
oy bölgelerinin adını bile bilmiyordum.
05:24
It was a realgerçek shockşok to me,
98
312680
1856
Bu benim için gerçek bir şok oldu
05:26
and it suggestedönerdi that people like me
99
314560
2056
ve gösterdi ki benim gibi
05:28
who think of ourselveskendimizi
as inclusivedahil, openaçık and toleranthoşgörülü,
100
316640
4096
kendini açık fikirli,
toleranslı, birlikten yana sananlar
05:32
perhapsbelki don't know
our ownkendi countriesülkeler and societiestoplumlar
101
320760
2696
kendi ülkemizi ve toplumumuzu
05:35
nearlyneredeyse as well as we like to believe.
102
323480
2616
sandığımız kadar iyi tanımıyoruz.
05:38
(ApplauseAlkış)
103
326120
2880
(Alkış)
05:48
And the challengemeydan okuma that comesgeliyor from that
is we need to find a newyeni way
104
336200
3776
Buradan yeni bir mücadele ortaya çıkıyor;
05:52
to narrateanlatmak globalizationküreselleşme to those people,
105
340000
3096
küreselleşmeyi bu insanlara anlatmak için,
05:55
to recognizetanımak that for those people who
have not necessarilyzorunlu olarak been to universityÜniversite,
106
343120
4376
bu belki üniversiteye gitmemiş,
internetle büyümemiş,
05:59
who haven'tyok necessarilyzorunlu olarak
grownyetişkin up with the InternetInternet,
107
347520
2416
seyahat etme olanağı olmayan insanların
06:01
that don't get opportunitiesfırsatlar to travelseyahat,
108
349960
2016
bizim liberal balonumuzda
inandığımız hikâyelere
06:04
they mayMayıs ayı be unpersuadedunpersuaded
by the narrativeöykü that we find persuasiveikna edici
109
352000
3856
inanmayabileceklerini kabul etmek için
06:07
in our oftensık sık liberalliberal bubbleskabarcıklar.
110
355880
2200
yeni bir yol bulmalıyız.
06:10
(ApplauseAlkış)
111
358520
2520
(Alkış)
06:15
It meansanlamına geliyor that we need to reachulaşmak out
more broadlyGenel olarak and understandanlama.
112
363880
3616
Bu demek oluyor ki daha fazla iletişim
kurup onları anlamalıyız.
06:19
In the LeaveBırakın voteoy, a minorityazınlık have peddleddolaşarak sattığın yerden beri
the politicssiyaset of fearkorku and hatredkin,
113
367520
6016
Ayrılma oyunda, küçük bir kısım
korku ve nefret politikasını oynayıp
06:25
creatingoluşturma liesyalanlar and mistrustgüvensizlik
114
373560
2496
yalanlarla ve güvensizlik yaratıp
06:28
around, for instanceörnek,
the ideaFikir that the voteoy on EuropeEurope
115
376080
2936
örneğin, Avrupa'ya karşı oyun,
Avrupa'ya gelen göçmenlerin
06:31
could reduceazaltmak the numbernumara of refugeesmülteciler
and asylum-seekersiltica etmek isteyenlere cominggelecek to EuropeEurope,
116
379040
4136
ve sığınmacıların sayısını
azaltabileceği fikrini yaydı,
06:35
when the voteoy on leavingayrılma
had nothing to do with immigrationGöçmenlik
117
383200
3256
oysa ki ayrılma oyunun
AB dışından göçmenlikle
06:38
from outsidedışında the EuropeanAvrupa UnionBirliği.
118
386480
1960
hiçbir ilgisi yoktu.
06:41
But for a significantönemli majorityçoğunluk
of the LeaveBırakın votersSeçmenler
119
389120
3536
Ama ayrılma oyu verenlerin
büyük bir kısmı,
06:44
the concernilgilendirmek was disillusionmenthayal kırıklığı
with the politicalsiyasi establishmentKuruluş.
120
392680
3656
politik sistemle sıkıntı yaşıyordu.
06:48
This was a protestprotesto voteoy for manyçok,
121
396360
2176
Bu birçoğu için protesto oyuydu,
06:50
a senseduyu that nobodykimse representedtemsil them,
122
398560
2456
onları kimsenin temsil etmediğini,
06:53
that they couldn'tcould find
a politicalsiyasi partyParti that spokekonuştu for them,
123
401040
3416
onlar için konuşan bir parti olmadığını
düşünüyorlardı
06:56
and so they rejectedreddedilen
that politicalsiyasi establishmentKuruluş.
124
404480
3240
ve politik sistemi reddettiler.
07:01
This replicatesçoğaltır around EuropeEurope
and much of the liberalliberal democraticdemokratik worldDünya.
125
409440
5056
Bu Avrupa ve liberal demokrat dünyanın
birçok yerinde görülen bir durum.
07:06
We see it with the riseyükselmek in popularitypopülerlik
of DonaldDonald TrumpKoz in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
126
414520
4896
Birleşik Devletler'de Donald Trump'ın
popüleritesindeki yükselişte görüyoruz,
07:11
with the growingbüyüyen nationalismmilliyetçilik
of ViktorViktor OrbKüreán in HungaryMacaristan,
127
419440
4056
Macaristan'da Viktor Orban'ın
yükselen milliyetçiliğinde,
07:15
with the increaseartırmak in popularitypopülerlik
of MarineDeniz LeLe PenKalem in FranceFransa.
128
423520
4696
Fransa'da Marine Le Pen'in
popüleritesinin artışında görüyoruz.
07:20
The specterhayalet of BrexitBrexit
is in all of our societiestoplumlar.
129
428240
3880
Brexit'i oluşturanlar
bütün toplumlarımızda var.
07:25
So the questionsoru I think we need to asksormak
is my secondikinci questionsoru,
130
433080
3016
Bence sormamız gereken soru
benim ikinci sorum.
07:28
whichhangi is how should we
collectivelytopluca respondyanıtlamak?
131
436120
2520
Hep birlikte buna nasıl cevap vermeliyiz?
07:31
For all of us who carebakım about creatingoluşturma
liberalliberal, openaçık, toleranthoşgörülü societiestoplumlar,
132
439280
5976
Liberal, açık, toleranslı toplumlar
yaratmak isteyen bizler
07:37
we urgentlyAcilen need a newyeni visionvizyon,
133
445280
2656
yeni bir bakış açısı bulmalıyız,
07:39
a visionvizyon of a more toleranthoşgörülü,
inclusivedahil globalizationküreselleşme,
134
447960
3696
daha toleranslı, herkesi içine katan
bir küreselleşme,
07:43
one that bringsgetiriyor people with us
ratherdaha doğrusu than leavingayrılma them behindarkasında.
135
451680
3800
halkı geride bırakmaktansa,
bizimle ilerleten bir görüş.
07:48
That visionvizyon of globalizationküreselleşme
136
456640
1936
Bu küreselleşme görüşü
07:50
is one that has to startbaşlama by a recognitiontanıma
of the positivepozitif benefitsfaydaları of globalizationküreselleşme.
137
458600
4816
küreselleşmenin olumlu etkilerini
tanımakla başlamalı.
07:55
The consensusfikir birliği amongstarasında economistsekonomistler
138
463440
2576
Ekonomistler arasındaki görüş birliği
07:58
is that freeücretsiz tradeTicaret,
the movementhareket of capitalBaşkent,
139
466040
2776
serbest ticaretin,
sermaye hareketliliğinin,
08:00
the movementhareket of people acrosskarşısında borderssınırlar
140
468840
1936
insanların sınırlar arası dolaşmasının
08:02
benefityarar everyoneherkes on aggregatetoplam.
141
470800
2736
herkesin yararına olduğu.
Uluslararası ilişkiler dalında çalışan
bilim insanlarının görüş birliği ise
08:05
The consensusfikir birliği amongstarasında
internationalUluslararası relationsilişkiler scholarsbilim adamları
142
473560
2696
08:08
is that globalizationküreselleşme
bringsgetiriyor interdependenceDayanışma,
143
476280
2616
küreselleşmenin karşılıklı bağımlılığı,
08:10
whichhangi bringsgetiriyor cooperationişbirliği and peaceBarış.
144
478920
2936
onun da birlik ve barışı
getirdiği yönünde.
08:13
But globalizationküreselleşme
alsoAyrıca has redistributiveBölüşüm effectsetkileri.
145
481880
4456
Ancak küreselleşmenin
yeniden dağıtıcı etkileri de var.
08:18
It createsyaratır winnerskazananlar and loserskaybedenler.
146
486360
2736
Kazananlar ve kaybedenler yaratıyor.
08:21
To take the exampleörnek of migrationgöç,
147
489120
2136
Örneğin göçmenlikte
08:23
we know that immigrationGöçmenlik is a net positivepozitif
for the economyekonomi as a wholebütün
148
491280
3656
göçün ekonominin tamamında her durumda
08:26
underaltında almostneredeyse all circumstanceskoşullar.
149
494960
2520
net pozitif olduğunu biliyoruz.
08:30
But we alsoAyrıca have to be very awarefarkında
150
498360
2776
Ama kalifiye olmayan göçmenlerin,
08:33
that there are
redistributiveBölüşüm consequencessonuçları,
151
501160
3056
toplumumuzdaki en fakirlerin
08:36
that importantlyönemlisi, low-skilleddüşük vasıflı immigrationGöçmenlik
152
504240
3456
ücretlerinde azalmaya neden olabileceği
08:39
can leadöncülük etmek to a reductionindirgeme in wagesücret
for the mostçoğu impoverishedyoksul in our societiestoplumlar
153
507720
4415
ve ev fiyatlarında da baskı yaratabileceği
yeniden dağıtıcı etkiler de
olduğunun farkında olmalıyız.
08:44
and alsoAyrıca put pressurebasınç on houseev pricesfiyatları.
154
512159
2137
08:46
That doesn't detractolumsuz etkisi
from the factgerçek that it's positivepozitif,
155
514320
2536
Bu genelde olumlu olduğu gerçeğini
değiştirmiyor
08:48
but it meansanlamına geliyor more people
have to sharepay in those benefitsfaydaları
156
516880
2895
ama bu yararların daha fazla kişi
tarafından paylaşılması ve kabul edilmesi
08:51
and recognizetanımak them.
157
519799
1281
gerektiği anlamına geliyor.
08:55
In 2002, the formereski Secretary-GeneralGenel Sekreter
of the UnitedAmerika NationsMilletler, KofiKofi AnnanAnnan,
158
523200
4896
2002'de Birleşmiş Milletler
Eski Genel Sekreteri Kofi Annan
09:00
gaveverdi a speechkonuşma at YaleYale UniversityÜniversitesi,
159
528120
2896
Yale Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı,
09:03
and that speechkonuşma was on the topickonu
of inclusivedahil globalizationküreselleşme.
160
531040
3976
bu konuşma kapsayıcı
küreselleşme ile ilgiliydi.
09:07
That was the speechkonuşma
in whichhangi he coinedicat that termterim.
161
535040
3056
Bu terimi orada ilk defa kullandı.
09:10
And he said, and I paraphrasetefsir,
162
538120
2776
Özetle,
09:12
"The glassbardak houseev of globalizationküreselleşme
has to be openaçık to all
163
540920
5336
"Küreselleşmenin camdan evi,
güvenli kalmak için
09:18
if it is to remainkalmak securegüvenli.
164
546280
2560
herkese açık olmalıdır.
09:21
BigotryBağnazlık and ignorancecehalet
165
549280
3256
Bağnazlık ve cahillik
09:24
are the uglyçirkin faceyüz of exclusionaryDışlayıcı
and antagonisticuzlaşmaz globalizationküreselleşme."
166
552560
6576
dışlayan ve tepeden bakan
küreselleşmenin çirkin yüzleridir."
09:31
That ideaFikir of inclusivedahil globalizationküreselleşme
was brieflykısaca revivedcanlandı in 2008
167
559160
5176
Kapsayıcı küreselleşme 2008'de
yenilikçi yönetim üzerine
09:36
in a conferencekonferans on progressiveilerici governanceYönetim
168
564360
2576
birçok Avrupa ülkesinin liderinin
katıldığı bir konferansta
09:38
involvingiçeren manyçok of the leadersliderler
of EuropeanAvrupa countriesülkeler.
169
566960
3440
yeniden canlandı.
09:43
But amidortasında austeritykemer sıkma
and the financialmali crisiskriz of 2008,
170
571160
3976
Ama 2008 finansal krizi ve
kemer sıkma politikasında,
09:47
the conceptkavram disappearedkayboldu
almostneredeyse withoutolmadan a traceiz.
171
575160
3096
bu konsept tamamen gözden kayboldu.
09:50
GlobalizationKüreselleşme has been takenalınmış
to supportdestek a neoliberalneoliberal agendaGündem.
172
578280
4456
Küreselleşmenin neoliberal bir politikanın
bir kolu olduğu düşünülüyor.
09:54
It's perceivedalgılanan to be
partBölüm of an eliteseçkinler agendaGündem
173
582760
2936
Herkesin yararına olan bir şey değil de
09:57
ratherdaha doğrusu than something that benefitsfaydaları all.
174
585720
2576
elitlerin elde etmek istediği
bir şey olarak görülüyor.
10:00
And it needsihtiyaçlar to be reclaimedrejenere
on a faruzak more inclusivedahil basistemel
175
588320
3616
Bugün olduğundan daha kapsayıcı
bir şekilde yeniden
kabul edilmesi gerekiyor.
10:03
than it is todaybugün.
176
591960
1200
10:05
So the questionsoru is,
how can we achievebaşarmak that goalhedef?
177
593720
3736
Soru, bu amacı nasıl gerçekleştirebiliriz?
10:09
How can we balancedenge on the one handel
addressingadresleme fearkorku and alienationyabancılaşma
178
597480
4736
Bir taraftan korku ve dışlamayla
mücadele ederken
10:14
while on the other handel
refusingreddeden vehementlyşiddetle
179
602240
3416
diğer taraftan yabancılardan
korkmayı ve milliyetçiliği
10:17
to give in to xenophobiayabancı düşmanlığı and nationalismmilliyetçilik?
180
605680
3776
nasıl reddedebiliriz?
10:21
That is the questionsoru for all of us.
181
609480
2136
Bu hepimiz için geçerli bir soru.
10:23
And I think, as a socialsosyal scientistBilim insanı,
182
611640
1816
Sosyal bilimci olarak,
10:25
that socialsosyal scienceBilim
offersteklifler some placesyerler to startbaşlama.
183
613480
2800
bence sosyal bilim birkaç başlangıç
noktası öneriyor.
10:29
Our transformationdönüşüm has to be about
bothher ikisi de ideasfikirler and about materialmalzeme changedeğişiklik,
184
617000
5216
Dönüşümümüz hem fikirler üzerinden
hem de gerçekler üzerinden olmalı
10:34
and I want to give you fourdört ideasfikirler
as a startingbaşlangıç pointpuan.
185
622240
3616
ve size başlangıç için dört
fikir sunmak istiyorum.
10:37
The first relatesile ilgilidir to the ideaFikir
of civickent educationEğitim.
186
625880
4536
İlki toplumsal eğitimle ilgili.
10:42
What standsstandları out from BrexitBrexit
187
630440
1776
Brexit'te öne çıkanlardan biri
10:44
is the gapboşluk betweenarasında publichalka açık perceptionalgı
and empiricalampirik realitygerçeklik.
188
632240
4056
toplum algısıyla empirik gerçek
arasındaki boşluk.
10:48
It's been suggestedönerdi that we'vebiz ettik movedtaşındı
to a postfactualpostfactual societytoplum,
189
636320
3696
Gerçekler ötesi bir topluma
evrildiğimiz öne sürülüyor,
10:52
where evidencekanıt and truthhakikat no longeruzun mattermadde,
190
640040
2656
artık kanıtların ve doğruların önemi yok
10:54
and liesyalanlar have equaleşit statusdurum
to the clarityberraklık of evidencekanıt.
191
642720
4096
ve yalanlar gerçeklerle aynı değerde.
10:58
So how can we --
192
646840
1256
Peki --
11:00
(ApplauseAlkış)
193
648120
2696
(Alkış)
11:02
How can we rebuildyeniden inşa etmek respectsaygı for truthhakikat
and evidencekanıt into our liberalliberal democraciesdemokrasilerin?
194
650840
5176
Liberal demokrasilerimizde
gerçeklere ve kanıtlara
yeniden nasıl
saygı kazandırabiliriz?
11:08
It has to beginbaşla with educationEğitim,
195
656040
1936
Eğitimle başlamalı,
11:10
but it has to startbaşlama with the recognitiontanıma
that there are hugeKocaman gapsboşluklar.
196
658000
3320
ama büyük boşluklar olduğunu
kabul etmeli.
11:14
In 2014, the pollsterAnketör IpsosIpsos MORIMORI
197
662440
4176
2014'te araştırma şirketi İpsos MORİ
11:18
publishedyayınlanan a surveyanket
on attitudestutumlar to immigrationGöçmenlik,
198
666640
3296
göçmenliğe olan bakış açısı
üzerine bir anket yayınladı.
11:21
and it showedgösterdi that as numberssayılar
of immigrantsgöçmenler increaseartırmak,
199
669960
4016
Buna göre göçmen sayısı arttıkça
11:26
so publichalka açık concernilgilendirmek
with immigrationGöçmenlik alsoAyrıca increasesartışlar,
200
674000
3216
toplumun göçmen endişesi de artıyor,
11:29
althougholmasına rağmen it obviouslybelli ki
didn't unpackaçmak causalitynedensellik,
201
677240
2416
ama bu, nedensellik belirtmiyor
11:31
because this could equallyaynı derecede be to do
not so much with numberssayılar
202
679680
3136
çünkü bunun nedeni sayı değil
11:34
but the politicalsiyasi
and mediamedya narrativeöykü around it.
203
682840
2400
ama göçmenlikle ilgili medyanın
ve siyasilerin anlattıkları olabilir.
11:37
But the sameaynı surveyanket alsoAyrıca revealedortaya
204
685800
3776
Ama aynı anket,
11:41
hugeKocaman publichalka açık misinformationyanlış bilgilendirme
205
689600
2136
göçmenliğin yanlış anlaşıldığı
11:43
and misunderstandingyanlış anlama
about the naturedoğa of immigrationGöçmenlik.
206
691760
3736
ve onunla ilgili yanlış bilgilerin
olduğunu da gösterdi.
11:47
For exampleörnek, in these attitudestutumlar
in the UnitedAmerika Kingdomİngiltere,
207
695520
3216
Örneğin, Birleşik Krallık'ta
11:50
the publichalka açık believedinanılır that levelsseviyeleri of asylumsığınma
208
698760
2736
sığınmacılığın göçmenlikteki
oranı olduğundan fazla sanılıyor,
11:53
were a greaterbüyük proportionoran
of immigrationGöçmenlik than they were,
209
701520
3416
aynı zamanda
11:56
but they alsoAyrıca believedinanılır
the levelsseviyeleri of educationaleğitici migrationgöç
210
704960
3456
eğitim için göçün tüm göçmenlikte
oranının gerçekte olduğundan
12:00
were faruzak loweralt as a proportionoran
of overalltüm migrationgöç
211
708440
3096
çok daha az
12:03
than they actuallyaslında are.
212
711560
1496
olduğu sanılıyor.
12:05
So we have to addressadres this misinformationyanlış bilgilendirme,
213
713080
2656
Bu göçmenlik algısı
ve gerçekleri arasındaki
12:07
the gapboşluk betweenarasında perceptionalgı and realitygerçeklik
on keyanahtar aspectsyönleri of globalizationküreselleşme.
214
715760
4496
boşluğun azaltılması gerekiyor.
12:12
And that can't just be something
that's left to our schoolsokullar,
215
720280
2816
Bu okullarımıza
bırakılabilecek bir şey değil,
12:15
althougholmasına rağmen that's importantönemli
to beginbaşla at an earlyerken ageyaş.
216
723120
2416
yine de erken yaşta başlamak yararlı.
12:17
It has to be about lifelongömür boyu
civickent participationkatılım
217
725560
3056
Toplum olarak desteklenen
12:20
and publichalka açık engagementnişan
that we all encourageteşvik etmek as societiestoplumlar.
218
728640
4160
hayat boyu toplumsal katılımla olabilir.
12:26
The secondikinci thing
that I think is an opportunityfırsat
219
734000
2776
Bana kalırsa ikinci fırsat
12:28
is the ideaFikir to encourageteşvik etmek more interactionetkileşim
acrosskarşısında diverseçeşitli communitiestopluluklar.
220
736800
4616
farklı topluluklar arasında
daha fazla etkileşimi desteklemeliyiz.
12:33
(ApplauseAlkış)
221
741440
2600
(Alkış)
12:37
One of the things that standsstandları out
for me very strikinglyçarpıcı,
222
745760
2976
Beni çarpan şeylerden biri
12:40
looking at immigrationGöçmenlik attitudestutumlar
in the UnitedAmerika Kingdomİngiltere,
223
748760
2856
Birleşik Krallık'taki
12:43
is that ironicallyironik,
the regionsbölgeler of my countryülke
224
751640
2776
göçmenliğe olan algı,
12:46
that are the mostçoğu toleranthoşgörülü of immigrantsgöçmenler
225
754440
1905
enteresan olarak göçmenlere
en sıcak bakan bölgeler
12:48
have the highesten yüksek numberssayılar of immigrantsgöçmenler.
226
756369
2767
en çok göçmenin olduğu bölgeler.
12:51
So for instanceörnek, LondonLondra and the SoutheastGüneydoğu
have the highesten yüksek numberssayılar of immigrantsgöçmenler,
227
759160
4336
Örneğin Londra ve güneydoğuda
en çok göçmen var
12:55
and they are alsoAyrıca by faruzak
the mostçoğu toleranthoşgörülü areasalanlar.
228
763520
3136
ve buraları açık farkla
en toleranslı bölgeler.
12:58
It's those areasalanlar of the countryülke
that have the lowesten düşük levelsseviyeleri of immigrationGöçmenlik
229
766680
3616
Ülkenin en az göç alan bölgeleri
13:02
that actuallyaslında are the mostçoğu exclusionaryDışlayıcı
and intoleranthoşgörüsüz towardskarşı migrantsgöçmenler.
230
770320
4520
göçmenlere karşı en dışlayıcı
tavra sahip yerler.
13:07
So we need to encourageteşvik etmek exchangedeğiş tokuş programsprogramlar.
231
775400
2336
Bunun için değişim
programlarını desteklemeliyiz.
13:09
We need to ensuresağlamak that olderdaha eski generationsnesiller
who maybe can't travelseyahat
232
777760
3456
Belki de seyahat edemeyen
daha yaşlıların
13:13
get accesserişim to the InternetInternet.
233
781240
2136
internete erişimini sağlamalıyız.
13:15
We need to encourageteşvik etmek,
even on a localyerel and nationalUlusal levelseviye,
234
783400
2696
Yerel ve ülke seviyesinde
13:18
more movementhareket, more participationkatılım,
235
786120
1856
daha fazla hareketi, daha fazla katılımı,
13:20
more interactionetkileşim
with people who we don't know
236
788000
2696
tanımadıklarımızla ve aynı fikirde
olmadıklarımızla daha fazla etkileşimi
13:22
and whosekimin viewsgörünümler we mightbelki
not necessarilyzorunlu olarak agreeanlaşmak with.
237
790720
2920
desteklemeliyiz.
13:26
The thirdüçüncü thing that I think
is crucialçok önemli, thoughgerçi,
238
794880
2336
Bence çok önemli olan üçüncü şeyse,
13:29
and this is really fundamentaltemel,
239
797240
1776
bu daha temelde,
13:31
is we have to ensuresağlamak that everybodyherkes shareshisseleri
240
799040
2296
küreselleşmenin yararlarını
13:33
in the benefitsfaydaları of globalizationküreselleşme.
241
801360
2240
herkesin paylaşmasını sağlamalıyız.
13:36
This illustrationörnekleme from the FinancialFinansal TimesKez
post-BrexitPost-Brexit is really strikingdikkat çekici.
242
804520
4736
Financial Times'ın Brexit sonrasıyla
ilgili bu grafiği son derece anlamlı.
13:41
It showsgösterileri tragicallytrajik bir şekilde that those people
who votedolarak to leaveayrılmak the EuropeanAvrupa UnionBirliği
243
809280
3736
Trajik olarak, Avrupa Birliği'ni
terk etme oyu verenlerin
13:45
were those who actuallyaslında
benefitedyararlandı the mostçoğu materiallymaddi
244
813040
2816
aslında Avrupa Birliği ile ticaretten
13:47
from tradeTicaret with the EuropeanAvrupa UnionBirliği.
245
815880
2520
en çok yararlanan olduğunu gösteriyor.
13:51
But the problemsorun is
that those people in those areasalanlar
246
819080
2536
Ama sorun şu ki bu bölgelerdeki insanlar
13:53
didn't perceivealgıladıkları themselveskendilerini
to be beneficiariesyararlananlar.
247
821640
2656
kendilerini kazanan olarak görmediler.
13:56
They didn't believe that they
were actuallyaslında gettingalma accesserişim
248
824320
2776
Daha fazla ticaretin getirdiği maddi
yararlara ve artan hareketliliğe
13:59
to materialmalzeme benefitsfaydaları of increasedartmış tradeTicaret
and increasedartmış mobilityhareketlilik around the worldDünya.
249
827120
5720
erişimlerinin olmadığını düşündüler.
14:05
I work on questionssorular
predominantlyağırlıklı olarak to do with refugeesmülteciler,
250
833800
3776
Ben ağırlıklı olarak sığınmacılarla ilgili
konularda çalışıyorum
14:09
and one of the ideasfikirler
I spentharcanmış a lot of my time preachingvaaz,
251
837600
2656
ve zamanımın çoğunu genelde
dünyanın gelişmekte olan ülkelerine
14:12
mainlyağırlıklı olarak to developinggelişen countriesülkeler
around the worldDünya,
252
840280
2776
anlatarak geçirdiğim fikirlerden biri
14:15
is that in ordersipariş to encourageteşvik etmek
the integrationbütünleşme of refugeesmülteciler,
253
843080
3576
sığınmacıların topluma entegrasyonu için
14:18
we can't just benefityarar
the refugeemülteci populationspopülasyonları,
254
846680
2336
sadece göçmen topluluklarının değil,
14:21
we alsoAyrıca have to addressadres the concernsendişeler
of the hostevsahibi communitiestopluluklar in localyerel areasalanlar.
255
849040
5040
yerleştikleri yerdeki halkın da
sorunlarıyla ilgilenmemiz gerektiği.
Ama, yerel bölgelerin endişelerini
yatıştırmak için
14:27
But in looking at that,
256
855480
1336
14:28
one of the policypolitika prescriptionsreçeteler
is that we have to providesağlamak
257
856840
3016
sunmamız gerek politika
çözümlerinden biri,
14:31
disproportionatelyorantısız better
educationEğitim facilitiestesisler, healthsağlık facilitiestesisler,
258
859880
3616
eğitim kurumlarının, sağlık kurumlarının,
14:35
accesserişim to socialsosyal servicesHizmetler
259
863520
1776
sosyal servislere erişimin
14:37
in those regionsbölgeler of highyüksek immigrationGöçmenlik
260
865320
2256
daha fazla göç alan yerlerde
orantısız ölçüde daha iyi olması
14:39
to addressadres the concernsendişeler
of those localyerel populationspopülasyonları.
261
867600
2816
gerekliliği.
14:42
But while we encourageteşvik etmek that
around the developinggelişen worldDünya,
262
870440
2656
Ama gelişmekte olan ülkelerde
bunları desteklerken,
14:45
we don't take those lessonsdersler home
263
873120
1576
bu dersi kendi evimizde
14:46
and incorporatedahil them in our ownkendi societiestoplumlar.
264
874720
2840
ve toplumlarımızda uygulamıyoruz.
14:50
FurthermoreAyrıca, if we're going
to really take seriouslycidden mi
265
878520
3016
Dahası, insanların ekonomik yararları
14:53
the need to ensuresağlamak people sharepay
in the economicekonomik benefitsfaydaları,
266
881560
3336
eşit paylaştığından emin olmak istiyorsak
14:56
our businessesişletmeler and corporationsşirketler
need a modelmodel of globalizationküreselleşme
267
884920
3656
şirketlerimizin de halkı kendisiyle
birlikte ilerletecek
15:00
that recognizestanır that they, too,
have to take people with them.
268
888600
3600
küreselleşme modeline ihtiyaçları
olduğunu kabul etmeliyiz.
15:05
The fourthdördüncü and finalnihai ideaFikir
I want to put forwardileri
269
893440
3056
Sunmak istediğim dördüncü ve son fikir
15:08
is an ideaFikir that we need
more responsiblesorumluluk sahibi politicssiyaset.
270
896520
2880
daha sorumlu siyasete ihtiyaç duyduğumuz.
15:12
There's very little
socialsosyal scienceBilim evidencekanıt
271
900080
3136
Küreselleşmeye olan algıları
15:15
that compareskarşılaştırır attitudestutumlar on globalizationküreselleşme.
272
903240
2816
karşılaştıran çok az
sosyal bilim bulgusu var.
15:18
But from the surveysanketler that do existvar olmak,
273
906080
2536
Ama var olan anketlerden gördüğümüz
15:20
what we can see is there's hugeKocaman variationvaryasyon
acrosskarşısında differentfarklı countriesülkeler
274
908640
4736
ülkeler arasında
15:25
and time periodsdönemleri in those countriesülkeler
275
913400
2296
ve bu ülkelerdeki zamanlar arasında
15:27
for attitudestutumlar and tolerancehata payı
276
915720
1376
bir yanda göçmenlik,
15:29
of questionssorular like migrationgöç
and mobilityhareketlilik on the one handel
277
917120
3696
diğer yanda serbest ticaret ikilemine
15:32
and freeücretsiz tradeTicaret on the other.
278
920840
2056
tavırlar ve tolerans bağlamında
büyük farklar var.
15:34
But one hypothesishipotez that I think emergesortaya
from a cursoryüstünkörü look at that dataveri
279
922920
5256
Ama bu verilere şöyle bir bakınca
ortaya çıkan bir hipoteze göre
15:40
is the ideaFikir that polarizedpolarize societiestoplumlar
are faruzak lessaz toleranthoşgörülü of globalizationküreselleşme.
280
928200
6096
ayrışmış toplumlar küreselleşmeye
oldukça az toleranslı.
15:46
It's the societiestoplumlar
like Swedenİsveç in the pastgeçmiş,
281
934320
2816
Geçmişte İsveç gibi,
15:49
like CanadaKanada todaybugün,
282
937160
1416
şimdi Kanada gibi
15:50
where there is a centristmerkezci politicssiyaset,
283
938600
1816
sağ ve solun birlikte çalıştığı
15:52
where right and left work togetherbirlikte,
284
940440
2056
merkez siyasetin hüküm sürdüğü yerlerde
15:54
that we encourageteşvik etmek supportivedestekleyici attitudestutumlar
towardskarşı globalizationküreselleşme.
285
942520
4016
küreselleşmeyi destekleyici
tavırlar teşvik ediliyor.
15:58
And what we see around the worldDünya todaybugün
is a tragictrajik polarizationpolarizasyon,
286
946560
3816
Dünyada gördüğümüzse trajik bir ayrışma,
16:02
a failurebaşarısızlık to have dialoguediyalog
betweenarasında the extremes in politicssiyaset,
287
950400
3016
siyasetteki uçlar arasındaki
diyalog eksikliği
16:05
and a gapboşluk in termsşartlar
of that liberalliberal centermerkez groundzemin
288
953440
2776
ve iletişimi ve ortak anlayışı destekleyen
16:08
that can encourageteşvik etmek communicationiletişim
and a sharedpaylaşılan understandinganlayış.
289
956240
3816
liberal bir merkez boşluğu.
16:12
We mightbelki not achievebaşarmak that todaybugün,
290
960080
1616
Bunu, bugün başaramayabiliriz.
16:13
but at the very leasten az we have to call
uponüzerine our politicianssiyasetçiler and our mediamedya
291
961720
3816
Ama en azından politikacılarımızı
ve medyayı korku dilinden uzaklaşmaya
16:17
to dropdüşürmek a languagedil of fearkorku
and be faruzak more toleranthoşgörülü of one anotherbir diğeri.
292
965560
3776
ve birbirimize karşı daha anlayışlı
olmaya davet edebiliriz.
16:21
(ApplauseAlkış)
293
969360
2880
(Alkış)
16:29
These ideasfikirler are very tentativegeçici,
294
977800
2776
Bu fikirler daha deneme niteliğinde,
16:32
and that's in partBölüm because this needsihtiyaçlar
to be an inclusivedahil and sharedpaylaşılan projectproje.
295
980600
4400
bir nedeni, bunların katılımcı
ve ortak bir proje olması gerekliliği.
16:38
I am still Britishİngiliz.
296
986000
2400
Hâlâ İngilizim.
16:40
I am still EuropeanAvrupa.
297
988920
2160
Hâlâ Avrupalıyım.
16:43
I am still a globalglobal citizenvatandaş.
298
991640
3000
Hâlâ bir dünya vatandaşıyım.
16:47
For those of us who believe
299
995200
2016
Kişiliklerimizin birbirinden ayrışık
16:49
that our identitieskimlikler
are not mutuallykarşılıklı olarak exclusiveözel,
300
997240
4096
olmadığına inananlar olarak
16:53
we have to all work togetherbirlikte
301
1001360
3016
küreselleşmenin herkesi ilerletmesi
16:56
to ensuresağlamak that globalizationküreselleşme
takes everyoneherkes with us
302
1004400
3696
ve kimseyi geride bırakmaması için
17:00
and doesn't leaveayrılmak people behindarkasında.
303
1008120
2216
birlikte çalışmalıyız.
17:02
Only then will we trulygerçekten reconcileuzlaştırmak
democracydemokrasi and globalizationküreselleşme.
304
1010360
5576
Ancak o zaman demokrasi ve küreselleşmeyi
tam anlamıyla uzlaştırabiliriz.
17:07
Thank you.
305
1015960
1216
Teşekkürler.
17:09
(ApplauseAlkış)
306
1017200
12280
(Alkış)
Translated by Meriç Aydonat
Reviewed by Reşat Bir

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Alexander Betts - Social scientist
Alexander Betts explores ways societies might empower refugees rather than pushing them to the margins.

Why you should listen

In media and in public debate, refugees are routinely portrayed as a burden. Professor Alexander Betts argues that refugees, who represent a wide spectrum of professional backgrounds, are in fact an untapped resource that could benefit nations willing to welcome them into their economies. 

Betts is the director of the Refugee Studies Centre at the University of Oxford, where he spearheads research on refugee and other forced migrant populations. His book, Survival Migration, explores the predicaments of people who are fleeing disaster yet fall outside legal definitions of refugee status.

More profile about the speaker
Alexander Betts | Speaker | TED.com