ABOUT THE SPEAKER
Suki Kim - Writer
Suki Kim's investigation, "Without You, There Is No Us: My Time with the Sons of North Korea's Elite," chronicles her six months undercover in Pyongyang during Kim Jong-Il's final six months. She worked as a teacher and a missionary in a university for future leaders -- all while writing her book.

Why you should listen

Suki Kim is the only writer to ever go undercover into North Korea to write a book from the inside. Since 2002, South Korean-born Kim travelled to North Korea, witnessing both Kim Jong-Il's 60th birthday celebration and his death at age 69 in 2011. 

Her work sheds a new light on the understanding of the North Korean society by delving into its day-to-day life and provides unprecedented insights into the psychology of its ruling class, about whom the world knows very little.

Kim's novel, The Interpreter, was a finalist for a PEN Hemingway Prize, and her nonfiction has appeared in The New York Times, Harper's and The New York Review of Books. She is the author of the investigation Without You, There Is No Us: My Time with the Sons of North Korea's Elite.

 

More profile about the speaker
Suki Kim | Speaker | TED.com
TED2015

Suki Kim: This is what it's like to go undercover in North Korea

Suki Kim: Kuzey Kore'de öğretmen olmak işte böyle bir şey

Filmed:
4,696,959 views

Suki Kim, Kuzey Kore'nin gelecek liderlerinin gittiği elit bir okulda altı ay boyunca İngilizce öğretmenliği yaptı -- aynı zamanda dünyanın en baskıcı rejimlerinden biri hakkında bir kitap yazıyordu. Öğrencilerinin "gerçek" ve "eleştirel düşünme" gibi kavramlarla boğuşmasına yardım ederken merak etmeye başladı: Bu öğrencilere gerçeği aramayı öğretmek onları tehlikeye atar mıydı? (Bu konuşma Pop-Up Dergisi'nin küratörlüğünü yaptığı TED2015 oturumlarından birinin parçasıydı: popupmagazine.com veya Twitter'da @popupmag)
- Writer
Suki Kim's investigation, "Without You, There Is No Us: My Time with the Sons of North Korea's Elite," chronicles her six months undercover in Pyongyang during Kim Jong-Il's final six months. She worked as a teacher and a missionary in a university for future leaders -- all while writing her book. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
In 2011, duringsırasında the finalnihai sixaltı monthsay
of KimKim Jong-Il'sJong-Il'in life,
0
555
5664
2011'de, Kim Jong-İl'in hayatının
son altı ayı boyunca
00:19
I livedyaşamış undercovergizli in NorthKuzey KoreaKore.
1
7029
3170
gizli bir şekilde Kuzey Kore'de yaşadım.
00:23
I was borndoğmuş and raisedkalkık
in SouthGüney KoreaKore, theironların enemydüşman.
2
11791
3468
Düşmanları olan Güney Kore'de
doğdum ve büyüdüm.
00:28
I livecanlı in AmericaAmerika, theironların other enemydüşman.
3
16035
2716
Diğer düşmanları olan
Amerika'da yaşıyorum.
00:32
SinceBeri 2002, I had visitedziyaret
NorthKuzey KoreaKore a fewaz timeszamanlar.
4
20369
3698
2002'den beri Kuzey Kore'yi
birkaç kez ziyaret etmiştim.
00:36
And I had come to realizegerçekleştirmek
that to writeyazmak about it with any meaninganlam,
5
24942
4843
Orası hakkında anlamlı
bir şey yazabilmek veya
00:42
or to understandanlama the placeyer
beyondötesinde the regime'srejimin propagandapropaganda,
6
30339
4278
orayı rejimin propagandasının ötesinde
anlayabilmek için tek seçeneğin
00:47
the only optionseçenek was totalGenel Toplam immersiondaldırma.
7
35411
3941
tamamen oralı gibi yaşamak
olduğunu fark etmiştim.
00:54
So I posedpoz verdi as a teacheröğretmen and a missionaryMisyoner
8
42109
4251
Bu yüzden Pyongyang'daki
erkeklere özel bir üniversitede
00:58
at an all-maleAll-erkek universityÜniversite in PyongyangPyongyang.
9
46360
3788
öğretmen ve misyoner olarak görev aldım.
01:06
The PyongyangPyongyang UniversityÜniversitesi
of ScienceBilim and TechnologyTeknoloji
10
54239
3762
Pyongyang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
01:10
was foundedkurulmuş by EvangelicalProtestan ChristiansHıristiyanlar
who cooperateişbirliği with the regimerejim
11
58001
5933
Kuzey Kore'nin seçkin sınıfının oğullarını
eğitmek için rejimle işbirliği yapan
01:15
to educateEğitmek the sonsoğulları
of the NorthKuzey KoreanKore dili eliteseçkinler,
12
63958
4470
Evanjelik Hıristiyanlar tarafından
kuruldu, ama dinlerini yaymamak koşuluyla;
01:21
withoutolmadan proselytizingmisyonerlik,
whichhangi is a capitalBaşkent crimesuç there.
13
69212
3888
bu orada cezası ölüm olan bir suç.
01:27
The studentsöğrencilerin were 270 younggenç menerkekler,
expectedbeklenen to be the futuregelecek leadersliderler
14
75196
6701
Öğrenciler, var olan en soyutlanmış
ve en vahşi diktatörlüğün
01:33
of the mostçoğu isolatedyalıtılmış and brutalacımasız
dictatorshipdiktatörlük in existencevaroluş.
15
81921
5043
gelecek liderleri olmaları beklenen
270 genç adamdı.
01:40
When I arrivedgeldi, they becameoldu my studentsöğrencilerin.
16
88689
4262
Oraya vardığımda öğrencilerim oldular.
01:47
2011 was a specialözel yearyıl,
17
95336
2282
2011 özel bir yıldı.
01:49
markingişaretleme the 100thinci anniversaryyıldönümü of the birthdoğum
of NorthKuzey Korea'sKore'nin originalorijinal Great LeaderLider,
18
97642
6241
Kuzey Kore'nin asıl Büyük Lideri
Kim İl-Sung'un doğumunun
01:55
KimKim Il-SungIl-Sung.
19
103908
1458
100. yılıydı.
01:57
To celebratekutlamak the occasionfırsat, the regimerejim
shutkapamak down all universitiesüniversiteler,
20
105869
5492
Rejim bu önemli günü kutlamak için
bütün üniversiteleri kapattı ve
02:03
and sentgönderilen studentsöğrencilerin off to the fieldsalanlar
21
111385
2810
dünyanın en güçlü
ve zengin ulusu olarak
02:06
to buildinşa etmek the DPRK'sKuzey Kore'nın much-heraldedçok habercisi idealideal
22
114220
4133
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin
müjdelediği ideali inşa etmeleri için
02:10
as the world'sDünyanın en mostçoğu powerfulgüçlü
and prosperousmüreffeh nationulus.
23
118378
3641
öğrencileri alanlara yolladı.
02:16
My studentsöğrencilerin were the only onesolanlar
sparedbağışladı from that fatekader.
24
124958
2897
Bu kaderden yalnızca
benim öğrencilerim kurtuldu.
02:21
NorthKuzey KoreaKore is a gulagçalışma kampı posingpoz as a nationulus.
25
129502
3663
Kuzey Kore, ulus kılığına girmiş
bir Sovyet çalışma kampı.
02:26
Everything there
is about the Great LeaderLider.
26
134038
2432
Oradaki her şey Büyük Lider'le ilgili.
02:28
EveryHer bookkitap, everyher newspapergazete articlemakale,
everyher songşarkı, everyher TVTV programprogram --
27
136494
5310
Her kitap, her gazete yazısı,
her şarkı, her televizyon programı --
02:33
there is just one subjectkonu.
28
141828
1652
yalnızca tek bir konu var.
02:35
The flowersÇiçekler are namedadlı after him,
29
143970
1941
Çiçeklere onun adı veriliyor,
02:37
the mountainsdağlar are carvedoyma with his sloganssloganlar.
30
145935
2872
dağlara onun sloganları yazılıyor.
02:40
EveryHer citizenvatandaş wearsgiyer the badgerozet
of the Great LeaderLider at all timeszamanlar.
31
148831
4357
Her vatandaş her zaman
Büyük Lider'in rozetini takıyor.
02:45
Even theironların calendartakvim systemsistem beginsbaşlar
with the birthdoğum of KimKim Il-SungIl-Sung.
32
153861
4182
Takvimleri bile Kim İl-Sung'un
doğumuyla başlıyor.
02:51
The schoolokul was a heavilyağır şekilde guardedkorunan
prisonhapis, posingpoz as a campuskampus.
33
159521
4738
Okul, kampüs kılığına girmiş
çok sıkı korunan bir hapishaneydi.
02:56
TeachersÖğretmenler could only leaveayrılmak on groupgrup outingsgezileri
accompaniedeşlik by an officialresmi minderdefteri.
34
164751
5622
Öğretmenler grup gezilerine yalnızca
resmi bir muhafız eşliğinde gidebiliyordu.
03:03
Even then, our tripsgezileri were limitedsınırlı
to sanctionedonaylanmış nationalUlusal monumentsanıtlar
35
171960
5373
O zaman bile gezilerimiz
Büyük Lider'i öven, onaylanmış
03:09
celebratingkutlama the Great LeaderLider.
36
177357
1807
ulusal anıtlarla sınırlıydı.
03:12
The studentsöğrencilerin were not allowedizin
to leaveayrılmak the campuskampus,
37
180405
3845
Öğrencilerin kampüsten ayrılması ve
03:16
or communicateiletişim kurmak with theironların parentsebeveyn.
38
184274
2638
anne-babalarıyla
iletişim kurması yasaktı.
03:20
TheirOnların daysgünler were meticulouslytitizlikle mappedeşlenen out,
and any freeücretsiz time they had
39
188761
4125
Günleri titizlikle planlanmıştı
ve tüm boş zamanları
03:24
was devotedsadık to honoringonurlandıran
theironların Great LeaderLider.
40
192911
3391
Büyük Lider'i
onurlandırmaya adanmıştı.
03:29
LessonDers plansplanları had to meetkarşılamak the approvalonay
of NorthKuzey KoreanKore dili staffpersonel,
41
197421
5007
Ders planlarının Kuzey Koreli personel
tarafından onaylanması gerekiyordu,
03:34
everyher classsınıf was recordedkaydedilmiş and reportedrapor on,
everyher roomoda was buggeddinleme cihazı,
42
202452
4205
her ders kaydedilip raporlanıyordu,
her odaya gizli kayıt cihazı konulmuştu
03:38
and everyher conversationkonuşma, overheardkulak misafiri.
43
206681
2698
ve her konuşma dinleniyordu.
03:42
EveryHer blankboş spaceuzay was coveredkapalı with the
portraitsportreler of KimKim Il-SungIl-Sung and KimKim Jong-IlJong-ll,
44
210743
5670
Her boşluk Kim İl-Sung ve Kim Jong-İl'in
portreleriyle doldurulmuştu,
03:48
like everywhereher yerde elsebaşka in NorthKuzey KoreaKore.
45
216413
2635
Kuzey Kore'deki diğer her yer gibi.
03:53
We were never allowedizin
to discusstartışmak the outsidedışında worldDünya.
46
221092
2853
Dış dünya hakkında
konuşmamız yasaktı.
03:55
As studentsöğrencilerin of scienceBilim and technologyteknoloji,
manyçok of them were computerbilgisayar majorsana dal
47
223969
5010
Bilim ve teknoloji öğrencileri olarak çoğu
bilgisayarla ilgili bölümlerde okuyordu,
04:01
but they did not know
the existencevaroluş of the InternetInternet.
48
229003
2609
ama İnternet'in varlığından
haberleri yoktu.
04:04
They had never heardduymuş
of MarkMark ZuckerbergZuckerberg or SteveSteve Jobsİşleri.
49
232555
3858
Ne Mark Zuckerberg'in ne de
Steve Jobs'un adını duymuşlardı.
04:09
FacebookFacebook, TwitterTwitter -- noneYok of those things
would have meantdemek a thing.
50
237525
4008
Facebook, Twitter -- bunların
hiçbiri bir anlam ifade etmiyordu.
04:14
And I could not tell them.
51
242605
2443
Ben de onlara söyleyemiyordum.
04:18
I wentgitti there looking for truthhakikat.
52
246861
2350
Oraya gerçeği aradığım için gitmiştim.
04:22
But where do you even startbaşlama
when an entiretüm nation'snationâ €™ s ideologyideoloji,
53
250135
3646
Ama bütün bir ulusun ideolojisi,
04:25
my students'öğrencilerin day-to-dayGünden güne realitiesgerçekler,
54
253805
1993
öğrencilerimin gündelik gerçeklikleri,
04:27
and even my ownkendi positionpozisyon
at the universitiesüniversiteler,
55
255823
3951
hatta üniversitelerdeki kendi pozisyonum
tamamen yalanlar üzerine kurulmuşken
04:31
were all builtinşa edilmiş on liesyalanlar?
56
259798
2851
nereden başlayabilirdim?
04:37
I startedbaşladı with a gameoyun.
57
265930
1150
Bir oyunla başladım.
04:39
We playedOyunun "TruthGerçek şu ki and LieYalan."
58
267976
1606
Adı "Gerçek ve Yalan"dı.
04:42
A volunteergönüllü would writeyazmak a sentencecümle
on the chalkboardyazı tahtası,
59
270689
2643
Bir gönüllü tahtaya bir cümle yazıyordu,
04:45
and the other studentsöğrencilerin had to guesstahmin
60
273356
2751
diğer öğrencilerin de bu cümlenin
04:48
whetherolup olmadığını it was a truthhakikat or a lieYalan.
61
276131
3003
gerçek mi yalan mı olduğunu
tahmin etmesi gerekiyordu.
04:51
OnceBir kez a studentÖğrenci wroteyazdı, "I visitedziyaret
ChinaÇin last yearyıl on vacationtatil,"
62
279158
4203
Bir keresinde bir öğrenci
"Geçen yıl tatilde Çin'e gittim." yazdı
04:55
and everyoneherkes shoutedbağırdı, "LieYalan!"
63
283385
2608
ve herkes "Yalan!" diye bağırdı.
04:59
They all knewbiliyordum this wasn'tdeğildi possiblemümkün.
64
287025
2268
Hepsi bunun imkansız olduğunu biliyordu.
05:01
VirtuallyHemen hemen no NorthKuzey KoreanKore dili is allowedizin
to leaveayrılmak the countryülke.
65
289317
3956
Hemen hemen hiçbir Kuzey Koreli'nin
ülkeden ayrılmaya izni yok.
05:05
Even travelingseyahat withiniçinde theironların ownkendi countryülke
requiresgerektirir a travelseyahat passpas.
66
293297
4321
Kendi ülkelerinde dolaşmak için bile
gezi iznine ihtiyaçları var.
05:12
I had hopedümit that this gameoyun would revealortaya çıkartmak
some truthhakikat about my studentsöğrencilerin,
67
300569
5277
Bu oyunun öğrencilerimle ilgili bazı
gerçekleri açığa çıkarmasını ummuştum,
05:17
because they lieYalan so oftensık sık and so easilykolayca,
68
305870
3063
çünkü gerek Büyük Lider'in
efsanevi başarılarıyla ilgili olsun,
05:20
whetherolup olmadığını about the mythicalefsanevi
accomplishmentsbaşarıları of theironların Great LeaderLider,
69
308957
4413
gerek beşinci sınıfta tavşan
klonladıklarıyla ilgili tuhaf iddia olsun,
05:25
or the strangegarip claimİddia that they clonedklonlanmış
a rabbittavşan as fifthbeşinci gradersgreyder.
70
313394
4038
o kadar sık ve o kadar rahat
yalan söylüyorlar ki!
05:31
The differencefark betweenarasında truthhakikat and liesyalanlar
seemedgibiydi at timeszamanlar hazypuslu to them.
71
319482
4917
Gerçek ve yalanlar arasındaki fark
onlara bazen bulanık gözüküyordu.
05:36
It tookaldı me a while to understandanlama
the differentfarklı typestürleri of liesyalanlar;
72
324423
4091
Farklı yalan türlerini
anlamam biraz zaman aldı;
05:40
they lieYalan to shieldkalkan theironların systemsistem
from the worldDünya,
73
328538
2976
sistemlerini dünyadan korumak
için yalan söylüyorlar
05:43
or they were taughtöğretilen liesyalanlar,
and were just regurgitatingregurgitating them.
74
331538
3855
veya yalnızca onlara öğretilen
yalanları tekrar ediyorlardı.
05:47
Or, at momentsanlar, they liedYalan out of habitalışkanlık.
75
335417
2618
Bazen de alışkanlıktan
yalan söylüyorlardı.
05:52
But if all they have ever knownbilinen were liesyalanlar,
76
340314
4111
Ama bildikleri her şey
yalanlardan ibaretken
05:56
how could we expectbeklemek them to be otherwiseaksi takdirde?
77
344449
2500
farklı olmalarını nasıl bekleyebilirdik?
06:01
NextSonraki, I trieddenenmiş to teachöğretmek them essaykompozisyon writingyazı.
78
349330
2559
Sonra onlara deneme yazmayı
öğretmeye çalıştım.
06:04
But that turneddönük out to be
nearlyneredeyse impossibleimkansız.
79
352408
2241
Ama bu neredeyse
imkansızdı.
06:07
EssaysDenemeler are about cominggelecek up with
one'sbiri ownkendi thesistez,
80
355225
3819
Denemeler kişinin kendine ait
bir tez bulmasını ve
06:11
and makingyapma an evidence-basedkanıta dayalı
argumenttartışma to provekanıtlamak it.
81
359412
3561
bu tezi ispatlamak için kanıtlara dayalı
bir sav öne sürmesini gerektirir.
06:16
These studentsöğrencilerin, howeverancak, were
simplybasitçe told what to think,
82
364044
3917
Ama bu öğrencilere ne düşünmeleri
gerektiği doğrudan söyleniyordu,
06:19
and they obeyeditaat.
83
367985
1150
onlar da denileni yapıyordu.
06:21
In theironların worldDünya, criticalkritik thinkingdüşünme
was not allowedizin.
84
369800
3363
Onların dünyasında
eleştirel düşünmeye izin yoktu.
06:26
I alsoAyrıca gaveverdi them the weeklyhaftalık assignmentatama
of writingyazı a personalkişisel lettermektup,
85
374880
4631
Ayrıca onlara her hafta istedikleri
birine kişisel bir mektup yazma
06:31
to anybodykimse.
86
379535
1150
ödevi verdim.
06:33
It tookaldı a long time, but eventuallysonunda
some of them beganbaşladı to writeyazmak
87
381310
4174
Uzun sürdü, ama sonunda bazıları
annelerine, arkadaşlarına,
kız arkadaşlarına yazmaya başladılar.
06:37
to theironların mothersanneler, theironların friendsarkadaşlar,
theironların girlfriendsKız.
88
385509
3674
06:42
AlthoughHer ne kadar those were just homeworkev ödevi,
89
390479
2992
Bunlar sadece ödev olsa da
06:45
and would never reachulaşmak
theironların intendedistenilen recipientsAlıcılar,
90
393496
3555
ve yazıldıkları kişilere asla
ulaşamayacak da olsalar
06:49
my studentsöğrencilerin slowlyyavaşça beganbaşladı to revealortaya çıkartmak
theironların truedoğru feelingsduygular in them.
91
397076
4069
öğrencilerim yavaş yavaş gerçek
duygularını açığa vurmaya başladılar.
06:54
They wroteyazdı that they were fedfederasyon
up with the samenessaynılık of everything.
92
402376
4146
Her şeyin aynı olmasından
bıktıklarını yazdılar.
06:59
They were worriedendişeli about theironların futuregelecek.
93
407435
1944
Gelecekleri için endişeleniyorlardı.
07:01
In those lettersharfler, they rarelynadiren ever
mentionedadı geçen theironların Great LeaderLider.
94
409787
4924
O mektuplarda Büyük Lider'den
çok az söz ettiler.
07:10
I was spendingharcama all of my time
with these younggenç menerkekler.
95
418806
3016
Bütün zamanımı bu
genç adamlarla geçiriyordum.
07:14
We all ateyemek yedi mealsyemek togetherbirlikte,
playedOyunun basketballBasketbol togetherbirlikte.
96
422558
4486
Birlikte yemek yiyorduk,
birlikte basketbol oynuyorduk.
07:19
I oftensık sık calleddenilen them gentlemenbeyler,
whichhangi madeyapılmış them gigglekıkırdama.
97
427679
4405
Onlara sık sık "beyefendiler" diyordum,
bu da onları güldürüyordu.
07:24
They blushedyüzü kıpkırmızı oldu at the mentionsöz etmek of girlskızlar.
98
432858
1963
Kızlardan söz edince kızarıyorlardı.
07:28
And I camegeldi to adoretapıyorum them.
99
436332
1968
Onları çok sevmeye başladım.
07:30
And watchingseyretme them openaçık up
even in the tiniestufak of waysyolları,
100
438703
3637
En ufak bir şekilde bile
açılmalarını izlemek
07:34
was deeplyderinden movinghareketli.
101
442364
2070
çok duygulandırıcıydı.
07:37
But something alsoAyrıca feltkeçe wrongyanlış.
102
445967
1914
Yine de yanlış gelen
bir şeyler vardı.
07:40
DuringSırasında those monthsay
of livingyaşam in theironların worldDünya,
103
448973
2849
Onların dünyasında yaşadığım o aylarda
07:43
I oftensık sık wonderedmerak if the truthhakikat would,
in factgerçek, improveiyileştirmek theironların liveshayatları.
104
451846
4819
sık sık gerçek, onların yaşamlarını
gerçekten iyileştirir mi merak ediyordum.
07:51
I wanted so much to tell them the truthhakikat,
105
459759
3091
Onlara ülkelerinin ve dış dünyanın
gerçeğini söylemeyi
07:54
of theironların countryülke and of the outsidedışında worldDünya,
106
462874
3420
o kadar çok istiyordum ki.
07:58
where ArabArap youthgençlik were turningdöndürme
theironların rottençürük regimerejim insideiçeride out,
107
466318
3991
Arap gençliği sosyal medyanın gücüyle
kokuşmuş rejimlerini ters yüz ediyordu
08:02
usingkullanma the powergüç of socialsosyal mediamedya,
108
470333
1795
08:04
where everyoneherkes exceptdışında them was
connectedbağlı throughvasitasiyla the worldDünya widegeniş web,
109
472152
4698
ve o dünya çapındaki ağa
kendileri hariç herkes bağlıydı.
08:08
whichhangi wasn'tdeğildi worldwideDünya çapında after all.
110
476874
2841
Demek ki pek de dünya çapında değildi.
08:13
But for them, the truthhakikat was dangeroustehlikeli.
111
481489
3511
Ama onlar için gerçek tehlikeliydi.
08:18
By encouragingteşvik edici them to runkoş after it,
I was puttingkoyarak them at riskrisk --
112
486955
4899
Gerçeğin arkasından koşmaları için onları
cesaretlendirmem onları riske atmaktı --
08:23
of persecutionzulüm,
113
491878
2357
zulüm ve
08:26
of heartbreakkalp kırıklığı.
114
494259
1351
hayal kırıklığı riskine.
08:30
When you're not allowedizin to expressekspres
anything in the openaçık,
115
498755
2658
Bir şeyi açıkça ifade etmenize
izin verilmediği zaman
08:33
you becomeolmak good at readingokuma
what is unspokensöylenmemiş.
116
501437
2881
söylenmeyeni anlama yeteneğiniz gelişir.
08:37
In one of theironların personalkişisel lettersharfler to me,
a studentÖğrenci wroteyazdı that he understoodanladım
117
505736
5024
Bir öğrenci bana olan bir mektubunda
onlara neden beyefendiler dediğimi
08:42
why I always calleddenilen them gentlemenbeyler.
118
510784
2842
anladığını yazmış:
08:46
It was because I was wishingdilek them
to be gentlenazik in life, he said.
119
514630
4803
Bir beyefendi gibi kibar
yaşamalarını dilediğim için.
08:54
On my last day in DecemberAralık of 2011,
120
522767
2777
2011'in Aralık ayındaki son günümde,
08:57
the day KimKim Jong-Il'sJong-Il'in deathölüm was announcedaçıkladı,
121
525568
2750
yani Kim Jong-İl'in ölümünün
duyurulduğu günde,
09:00
theironların worldDünya shatteredparamparça.
122
528342
1648
dünyaları paramparça oldu.
09:04
I had to leaveayrılmak withoutolmadan a properuygun goodbyeGüle güle.
123
532798
2582
Düzgün bir veda edemeden
ayrılmak zorunda kaldım.
09:08
But I think they knewbiliyordum
how sadüzgün I was for them.
124
536667
2538
Ama bence onlar için ne kadar
üzüldüğümü biliyorlardı.
09:12
OnceBir kez, towardkarşı the endson of my staykalmak,
a studentÖğrenci said to me,
125
540340
3905
Bir keresinde, oradaki süremin
sonuna doğru, bir öğrenci bana dedi ki:
09:16
"ProfessorProfesör, we never think of you
as beingolmak differentfarklı from us.
126
544269
5474
"Profesör, sizin bizden farklı
olduğunuzu düşünmüyoruz.
09:21
Our circumstanceskoşullar are differentfarklı,
but you're the sameaynı as us.
127
549767
6107
Şartlarımız farklı,
ama siz bizimle aynısınız.
09:27
We want you to know that we trulygerçekten
think of you as beingolmak the sameaynı."
128
555898
4118
Sizi gerçekten kendimizle aynı
gördüğümüzü bilmenizi istiyoruz."
09:37
TodayBugün, if I could respondyanıtlamak
to my studentsöğrencilerin with a lettermektup of my ownkendi,
129
565999
3807
Elbette bu imkansız ama, bugün
öğrencilerime kendim bir mektup yazıp
09:41
whichhangi is of coursekurs impossibleimkansız,
130
569830
2476
cevap verebilecek olsaydım
09:44
I would tell them this:
131
572330
1599
onlara şöyle derdim:
09:49
"My dearSayın gentlemenbeyler,
132
577876
2649
"Sevgili beyefendilerim,
09:52
It's been a bitbit over threeüç yearsyıl
sincedan beri I last saw you.
133
580550
2974
sizi son gördüğümden beri
3 yıldan biraz fazla zaman geçti.
09:55
And now, you mustşart be 22 --
maybe even as oldeski as 23.
134
583549
4246
Şimdi 22, hatta belki de
23 yaşlarındasınız.
10:00
At our finalnihai classsınıf, I askeddiye sordu you
if there was anything you wanted.
135
588565
3600
Son dersimizde size istediğiniz
bir şey olup olmadığını sordum.
10:05
The only wishdilek you expressedifade,
the only thing you ever askeddiye sordu of me
136
593822
3419
Tek dileğiniz, orada geçirdiğim
bütün o zaman boyunca
10:09
in all those monthsay we spentharcanmış togetherbirlikte,
137
597265
3418
benden istediğiniz tek şey
10:12
was for me to speakkonuşmak to you in KoreanKore dili.
138
600707
1926
sizinle Korece konuşmamdı.
10:15
Just oncebir Zamanlar.
139
603160
1150
Sadece bir kere.
10:17
I was there to teachöğretmek you Englishİngilizce;
140
605084
2476
Size İngilizce öğretmek için oradaydım;
10:19
you knewbiliyordum it wasn'tdeğildi allowedizin.
141
607584
1517
bunun yasak olduğunu biliyordunuz.
10:22
But I understoodanladım then, you wanted
to sharepay that bondbağ of our motheranne tonguedil.
142
610144
5731
Ama o zaman anladım, ana dilimiz
olan o bağı paylaşmak istiyordunuz.
10:30
I calleddenilen you my gentlemenbeyler,
143
618052
3230
Size beyefendilerim diye sesleniyordum,
10:33
but I don't know if beingolmak gentlenazik
in KimKim Jong-Un'sJong-BM mercilessacımasız NorthKuzey KoreaKore
144
621306
4421
ama Kim Jong-Un'un acımasız
Kuzey Kore'sinde kibar olmak
10:37
is a good thing.
145
625751
1182
iyi bir şey mi ki?
10:39
I don't want you to leadöncülük etmek a revolutiondevrim --
146
627717
2327
Sizden bir devrimi
yönetmenizi istemiyorum --
10:42
let some other younggenç personkişi do it.
147
630068
2004
bırakın onu başka bir genç yapsın.
10:45
The restdinlenme of the worldDünya mightbelki casuallytesadüfen
encourageteşvik etmek or even expectbeklemek
148
633035
3546
Dünyanın geri kalanı bir çeşit
Kuzey Kore Baharı'nı çok da umursamadan
10:48
some sortçeşit of NorthKuzey KoreanKore dili SpringBahar,
149
636605
2350
cesaretlendirebilir, hatta bekleyebilir,
10:50
but I don't want you to do anything riskyriskli,
150
638979
2522
ama ben sizin riskli bir şey
yapmanızı istemiyorum.
10:53
because I know in your worldDünya,
someonebirisi is always watchingseyretme.
151
641525
3844
Çünkü sizin dünyanızda birinin
her zaman izlediğini biliyorum.
10:59
I don't want to imaginehayal etmek
what mightbelki happenolmak to you.
152
647027
2484
Size ne olabileceğini
hayal etmek istemiyorum.
11:02
If my attemptsdenemeler to reachulaşmak you have
inspiredyaratıcı something newyeni in you,
153
650225
4942
Size ulaşma denemelerim içinizde
yeni bir şeyler uyandırdıysa
11:07
I would ratherdaha doğrusu you forgetunutmak me.
154
655191
1550
beni unutmanızı tercih ederim.
11:09
BecomeHaline soldiersaskerler of your Great LeaderLider,
and livecanlı long, safekasa liveshayatları.
155
657646
4339
Büyük Lider'inizin askerleri olun ve
uzun, güvenli hayatlar yaşayın.
11:16
You oncebir Zamanlar askeddiye sordu me if I thought
your cityŞehir of PyongyangPyongyang was beautifulgüzel,
156
664361
4699
Bir keresinde şehriniz Pyongyang'ı
güzel bulup bulmadığımı sormuştunuz.
11:21
and I could not answerCevap truthfullydürüst then.
157
669084
2692
O zaman size dürüst
bir yanıt verememiştim,
11:25
But I know why you askeddiye sordu.
158
673609
1381
ama neden sorduğunuzu biliyorum.
11:27
I know that it was importantönemli for you
to hearduymak that I, your teacheröğretmen,
159
675493
4531
Biliyorum ki gitmenizin yasak olduğu
dış dünyayı görmüş öğretmeniniz olarak
11:32
the one who has seengörüldü the worldDünya
that you are forbiddenyasak from,
160
680048
3861
şehrinizin en güzel şehir olduğunu
söylediğimi duymanız
11:35
declareilan your cityŞehir as the mostçoğu beautifulgüzel.
161
683933
3327
sizin için önemliydi.
11:41
I know hearingişitme that would make
your liveshayatları there a bitbit more bearablekatlanılabilir,
162
689793
5155
Biliyorum ki bunu duymak hayatlarınızı
biraz daha katlanılabilir kılardı,
11:46
but no, I don't find
your capitalBaşkent beautifulgüzel.
163
694972
3367
ama hayır, başkentinizi güzel bulmuyorum.
11:50
Not because it's monotonemonoton and concretebeton,
164
698900
2629
Tekdüze ve beton olduğu için değil,
11:53
but because of what it symbolizessimgeler:
165
701553
1863
simgelediği şey yüzünden:
11:55
a monstercanavar that feedsbeslemeleri off
the restdinlenme of the countryülke,
166
703440
4833
Vatandaşları asker ve köle olan
12:00
where citizensvatandaşlar are soldiersaskerler and slavesköle.
167
708297
2873
ülkenin geri kalanından
beslenen bir canavar.
12:05
All I see there is darknesskaranlık.
168
713734
1608
Orada tek gördüğüm şey karanlık.
12:09
But it's your home, so I cannotyapamam hatenefret it.
169
717932
2448
Ama orası sizin eviniz,
o yüzden oradan nefret edemem.
12:13
And I hopeumut insteadyerine that you,
my lovelygüzel younggenç gentlemenbeyler,
170
721623
5037
Onun yerine sizlerin,
sevgili genç beyefendilerim,
12:18
will one day help make it beautifulgüzel.
171
726684
2494
bir gün orayı güzelleştirmeye
yardım edeceğinizi umuyorum.
12:22
Thank you.
172
730970
1188
Teşekkür ederim.
12:24
(ApplauseAlkış)
173
732183
5165
(Alkış)
Translated by Deniz Akcan
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Suki Kim - Writer
Suki Kim's investigation, "Without You, There Is No Us: My Time with the Sons of North Korea's Elite," chronicles her six months undercover in Pyongyang during Kim Jong-Il's final six months. She worked as a teacher and a missionary in a university for future leaders -- all while writing her book.

Why you should listen

Suki Kim is the only writer to ever go undercover into North Korea to write a book from the inside. Since 2002, South Korean-born Kim travelled to North Korea, witnessing both Kim Jong-Il's 60th birthday celebration and his death at age 69 in 2011. 

Her work sheds a new light on the understanding of the North Korean society by delving into its day-to-day life and provides unprecedented insights into the psychology of its ruling class, about whom the world knows very little.

Kim's novel, The Interpreter, was a finalist for a PEN Hemingway Prize, and her nonfiction has appeared in The New York Times, Harper's and The New York Review of Books. She is the author of the investigation Without You, There Is No Us: My Time with the Sons of North Korea's Elite.

 

More profile about the speaker
Suki Kim | Speaker | TED.com