TED2016
Joe Gebbia: How Airbnb designs for trust
Joe Gebbia: Airbnb güven için nasıl tasarlıyor?
Filmed:
Readability: 3.5
2,523,121 views
Joe Gebbia, Airbnb'in kurucu ortağı, insanların başka birinin evinde kalmakta birbirlerine yeteri kadar güvenebilecekleri inancına tüm şirketi üzerine bahse giriyor. Yabancı-tehlike önyargısını nasıl yendi? İyi tasarım sayesinde. Şimdi ise, sunulan 123 milyon gece sonrasında, soyutlanmanın ve ayrışmanın yerine, tasarımın topluluk ve bağlantıyı teşvik etmeye yardım ettiği paylaşma kültürünün hayalini kuruyor.
Joe Gebbia - Designer, co-founder of Airbnb
As a designer, entrepreneur and the co-founder and Chief Product Officer of Airbnb, Joe Gebbia helped redesign the way the world travels and people connect. Full bio
As a designer, entrepreneur and the co-founder and Chief Product Officer of Airbnb, Joe Gebbia helped redesign the way the world travels and people connect. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I want to tell you the story
0
781
1556
Size kırmızı bir
Mazda Miata'nın bagajında
Mazda Miata'nın bagajında
00:14
about the time I almost got kidnapped
1
2362
3757
neredeyse kaçırıldığım zamanlardaki
00:18
in the trunk of a red Mazda Miata.
2
6214
2905
hikâyeyi anlatmak istiyorum.
00:22
It's the day after graduating
from design school
from design school
3
10157
2948
Tasarım okulundan mezun olduğum gün
00:25
and I'm having a yard sale.
4
13129
1485
ve bahçemde satış yapıyorum.
00:26
And this guy pulls up in this red Mazda
5
14638
2693
Adam kırmızı Mazda'sını durduruyor
00:29
and he starts looking through my stuff.
6
17356
2112
ve eşyalarımı incelemeye başlıyor.
00:31
And he buys a piece of art that I made.
7
19491
2427
Yaptığım bir eseri satın alıyor.
00:34
And it turns out he's alone
in town for the night,
in town for the night,
8
22466
3619
Anlaşılıyor ki adam
gece şehirde tek başına,
gece şehirde tek başına,
00:38
driving cross-country on a road trip
9
26109
2553
Peace Corps'a gitmeden önce
ülkeyi baştan başa kateden
ülkeyi baştan başa kateden
00:40
before he goes into the Peace Corps.
10
28686
1783
bir gezi yapıyor.
00:42
So I invite him out for a beer
11
30822
1674
Onu bira içmeye davet ediyorum
00:45
and he tells me all about his passion
12
33202
2421
ve bana dünyadaki bütün tutkusunun
00:47
for making a difference in the world.
13
35647
2048
bir fark yaratmak olduğunu söylüyor.
00:50
Now it's starting to get late,
14
38647
1439
Saat geç olmaya başlıyor
00:52
and I'm getting pretty tired.
15
40110
1957
ve giderek bitkin düşüyorum.
00:54
As I motion for the tab,
16
42757
1647
Ben hesap için hareketlenirken
00:56
I make the mistake of asking him,
17
44428
2147
ona şunu sormakla hata ediyorum:
00:59
"So where are you staying tonight?"
18
47493
1788
"Peki bu gece nerede kalıyorsun?"
01:01
And he makes it worse by saying,
19
49838
2276
Şunu söylemesiyle
işler daha berbat oluyor
işler daha berbat oluyor
01:04
"Actually, I don't have a place."
20
52138
2580
"Aslına bakarsan, kalacak yerim yok."
01:07
And I'm thinking, "Oh, man!"
21
55575
2407
Şöyle düşünüyorum, "Hadi be!"
01:10
What do you do?
22
58662
1550
Ne iş yapıyorsun?
01:12
We've all been there, right?
23
60751
1533
Biz orada bulunduk, değil mi?
01:15
Do I offer to host this guy?
24
63212
1636
Evimde ağırlamayı teklif etsem mi?
01:17
But, I just met him -- I mean,
25
65370
2113
Ama daha yeni tanıştık,
yani o Peace Corps'a gideceğini söylüyor
01:19
he says he's going to the Peace Corps,
26
67507
1826
01:21
but I don't really know if he's going
to the Peace Corps
to the Peace Corps
27
69357
2635
ama gerçekten oraya gidip
gitmeyeceğini bilmiyorum
gitmeyeceğini bilmiyorum
ve kendimi bir Miata bagajında
kaçırılmış olarak bulmak istemem.
kaçırılmış olarak bulmak istemem.
01:24
and I don't want to end up kidnapped
in the trunk of a Miata.
in the trunk of a Miata.
28
72016
2880
01:26
That's a small trunk!
29
74920
1174
Bu küçük bir bagaj!
01:30
So then I hear myself saying,
30
78062
2093
Sonra kendimi şunu söylerken duyuyorum:
01:32
"Hey, I have an airbed you can stay on
in my living room."
in my living room."
31
80179
3024
"Hey, benim bir hava yatağım var,
benim salonumda kalabilirsin."
benim salonumda kalabilirsin."
Kafamın içindeki ses devam ediyor,
01:36
And the voice in my head goes,
32
84060
1487
01:37
"Wait, what?"
33
85571
1318
"Nasıl yani?"
01:40
That night, I'm laying in bed,
34
88634
1881
O gece yatağımda uzanıyorum,
01:42
I'm staring at the ceiling and thinking,
35
90539
2207
tavana bakıyorum ve düşünüyorum
01:45
"Oh my god, what have I done?
36
93211
3266
"Aman tanrım, ben ne yaptım?
01:48
There's a complete stranger
sleeping in my living room.
sleeping in my living room.
37
96501
3155
Salonumda uyuyan komple bir yabancı var.
01:52
What if he's psychotic?"
38
100702
1613
Ya psikopatsa?"
01:55
My anxiety grows so much,
39
103029
1300
Endişem çok fazla büyüyor.
01:56
I leap out of bed,
40
104353
1860
Yataktan fırlıyorum.
01:58
I sneak on my tiptoes to the door,
41
106237
2693
Parmak uçlarımda gizlice
kapıya doğru sokuluyorum
kapıya doğru sokuluyorum
ve yatak odasının kapısını kilitliyorum.
02:00
and I lock the bedroom door.
42
108954
1825
02:04
It turns out he was not psychotic.
43
112274
1894
Psikopat olmadığı sonunda anlaşılıyor.
02:06
We've kept in touch ever since.
44
114898
1525
O zamandan beri iletişimdeydik.
Bahçe satışında aldığı eserim
sınıfında asılı duruyor.
sınıfında asılı duruyor.
02:08
And the piece of art
he bought at the yard sale
he bought at the yard sale
45
116447
2290
02:10
is hanging in his classroom;
he's a teacher now.
he's a teacher now.
46
118761
2489
O şimdi bir öğretmen.
02:15
This was my first hosting experience,
47
123025
1787
Bu benim ilk ev sahipliği deneyimimdi
02:16
and it completely changed my perspective.
48
124836
2884
ve bakış açımı tamamıyla değiştirdi.
02:21
Maybe the people that my childhood
taught me to label as strangers
taught me to label as strangers
49
129198
4762
Çocukluğumun bana yabancı olarak
tanımlamayı öğrettiği insanlar,
tanımlamayı öğrettiği insanlar,
02:25
were actually friends waiting
to be discovered.
to be discovered.
50
133984
2456
belki de keşfedilmeyi
bekleyen arkadaşlardı.
bekleyen arkadaşlardı.
02:29
The idea of hosting people on airbeds
gradually became natural to me
gradually became natural to me
51
137606
3881
İnsanları şişme yataklarda ağırlama fikri
bana doğal gelmeye başlamıştı
bana doğal gelmeye başlamıştı
02:33
and when I moved to San Francisco,
52
141511
1659
ve San Francisco'ya taşındığımda
02:35
I brought the airbed with me.
53
143194
1595
yanımda şişme yatak da getirdim.
02:37
So now it's two years later.
54
145185
1557
Şimdi iki yıl sonrasındayız.
02:39
I'm unemployed, I'm almost broke,
55
147172
2879
İşsizim ve neredeyse çulsuzum,
02:42
my roommate moves out,
and then the rent goes up.
and then the rent goes up.
56
150075
3274
oda arkadaşım taşınıyor
ve kira ücreti de artıyor.
ve kira ücreti de artıyor.
02:46
And then I learn there's a design
conference coming to town,
conference coming to town,
57
154248
2803
Sonra şehirde bir tasarım
konferansı verileceğini öğreniyorum
konferansı verileceğini öğreniyorum
02:49
and all the hotels are sold out.
58
157075
1791
ve bütün oteller satılıyor.
Korkuyu eğlenceye dönüştürmenin
02:50
And I've always believed
that turning fear into fun
that turning fear into fun
59
158890
3480
yaratıcılığın bir hediyesi
olduğuna her zaman inandım.
olduğuna her zaman inandım.
02:54
is the gift of creativity.
60
162394
1508
02:56
So here's what I pitch my best friend
and my new roommate Brian Chesky:
and my new roommate Brian Chesky:
61
164749
5311
En iyi ve yeni oda arkadaşım
Brian Chesky'ye şunu öneriyorum:
Brian Chesky'ye şunu öneriyorum:
03:02
"Brian, thought of a way
to make a few bucks --
to make a few bucks --
62
170084
2300
"Brian, birkaç kuruş
kazanmanın yolunu buldum,
kazanmanın yolunu buldum,
evimizi 'tasarımcıların oda
ve kahvaltısı'na çevireceğiz,
ve kahvaltısı'na çevireceğiz,
03:04
turning our place into 'designers
bed and breakfast,'
bed and breakfast,'
63
172408
2483
03:06
offering young designers who come
to town a place to crash,
to town a place to crash,
64
174915
2779
şehre gelen genç tasarımcılara
kalacak yer sunacağız,
kalacak yer sunacağız,
03:09
complete with wireless Internet,
a small desk space,
a small desk space,
65
177718
2447
kablosuz İnternet, küçük çalışma
alanı, yer yatağı
alanı, yer yatağı
03:12
sleeping mat, and breakfast each morning.
66
180189
2016
ve günlük kahvaltıyla tamamlayacağız.
03:14
Ha!"
67
182229
1171
Ha!"
03:16
We built a basic website
and Airbed and Breakfast was born.
and Airbed and Breakfast was born.
68
184566
3508
Basit bir web sitesi yaptık
ve Airbed and Breakfast doğdu.
ve Airbed and Breakfast doğdu.
03:20
Three lucky guests got to stay
69
188780
2165
Üç şanslı misafir, ahşap döşemenin üstünde
03:22
on a 20-dollar airbed
on the hardwood floor.
on the hardwood floor.
70
190969
2571
20 dolarlık şişme yatakta
kalmak için gelmişti.
kalmak için gelmişti.
03:26
But they loved it, and so did we.
71
194052
2472
Ama bu hoşlarına gitti
ve tabii bizim de.
ve tabii bizim de.
Yemin ederim, yaptığımız
jambon ve İsviçre peynirli omlet
jambon ve İsviçre peynirli omlet
03:29
I swear, the ham
and Swiss cheese omelets we made
and Swiss cheese omelets we made
72
197024
2382
03:31
tasted totally different
because we made them for our guests.
because we made them for our guests.
73
199430
3007
tamamen farklı bir tat verdi,
çünkü konuklarımız için yapmıştık.
çünkü konuklarımız için yapmıştık.
03:35
We took them on adventures
around the city,
around the city,
74
203618
2182
Onlarla şehirde maceralara atıldık
03:37
and when we said goodbye
to the last guest,
to the last guest,
75
205824
2612
ve son konuğumuzla vedalaştığımızda
03:40
the door latch clicked,
76
208460
1483
kapının kilidi tıkırdadı,
03:42
Brian and I just stared at each other.
77
210927
2000
Brian ile ben birbirimize baktık.
03:45
Did we just discover
it was possible to make friends
it was possible to make friends
78
213811
3459
Kiralama yaparken dahi, arkadaş edinmenin
03:49
while also making rent?
79
217294
1578
mümkün olduğunu mu bulmuştuk?
03:52
The wheels had started to turn.
80
220080
1919
Taşlar yerine oturmaya başlamıştı.
Eski oda arkadaşım, Nate Blecharczyk,
03:54
My old roommate, Nate Blecharczyk,
81
222023
1651
03:55
joined as engineering co-founder.
82
223698
2317
mühendislik kurucu ortağı olarak katıldı.
03:58
And we buckled down to see
83
226930
1689
Bunu ticarete çevirebilir miyiz
diye görmek için
diye görmek için
04:00
if we could turn this into a business.
84
228643
1903
işe koyulduk.
04:03
Here's what we pitched investors:
85
231956
1730
Yatırımcılara sunduğumuz şey şuydu:
04:08
"We want to build a website
86
236507
1307
"Bir İnternet sitesi istiyoruz,
04:09
where people publicly post pictures
of their most intimate spaces,
of their most intimate spaces,
87
237838
3542
insanların en rahat alanlarının
fotoğraflarını açıkça koyabileceği,
fotoğraflarını açıkça koyabileceği,
04:13
their bedrooms, the bathrooms --
88
241404
1857
yatak odalarının, banyolarının,
04:15
the kinds of rooms you usually keep closed
when people come over.
when people come over.
89
243285
3426
biri geldiğinde kapalı
tuttuğunuz bu tarz odalar.
tuttuğunuz bu tarz odalar.
04:18
And then, over the Internet,
90
246735
1671
Sonra İnternet üzerinden
04:20
they're going to invite complete strangers
to come sleep in their homes.
to come sleep in their homes.
91
248430
3433
evlerinde kalmaları için tamamen
yabancı olanları davet edecekler.
yabancı olanları davet edecekler.
04:23
It's going to be huge!"
92
251887
1405
Muazzam olacak!"
04:25
(Laughter)
93
253316
2166
(Gülüşmeler)
04:27
We sat back, and we waited
for the rocket ship to blast off.
for the rocket ship to blast off.
94
255506
3257
Arkamıza yaslandık ve roket
gemisinin havalanmasını bekledik.
gemisinin havalanmasını bekledik.
04:31
It did not.
95
259240
1858
Öyle olmadı.
04:34
No one in their right minds
would invest in a service
would invest in a service
96
262994
2512
Aklı başında kimse evlerinde
yabancıların uyumasına izin veren
yabancıların uyumasına izin veren
04:37
that allows strangers
to sleep in people's homes.
to sleep in people's homes.
97
265530
2572
bir servise yatırım yapmaz.
04:40
Why?
98
268126
1152
Neden?
04:41
Because we've all been taught
as kids, strangers equal danger.
as kids, strangers equal danger.
99
269629
3591
Çünkü 'yabancılar eşittir tehlike'
diye küçüklükten eğitildik.
diye küçüklükten eğitildik.
04:46
Now, when you're faced with a problem,
you fall back on what you know,
you fall back on what you know,
100
274038
3547
Bir problemle karşılaştığınızda,
bildiğiniz şeye başvurursunuz
bildiğiniz şeye başvurursunuz
ve bizim bildiğimiz tüm şey
tasarımdan ibaretti.
tasarımdan ibaretti.
04:49
and all we really knew was design.
101
277609
1770
Sanat okulunda, tasarımın
görünüşten ve bir şeyi hissetmekten
görünüşten ve bir şeyi hissetmekten
04:52
In art school, you learn
that design is much more
that design is much more
102
280751
2461
04:55
than the look and feel of something --
it's the whole experience.
it's the whole experience.
103
283236
3213
daha fazlası olduğunu öğrenirsiniz,
bu deneyimin tamamımıdır.
bu deneyimin tamamımıdır.
04:58
We learned to do that for objects,
104
286881
1651
Biz bunu nesneler için yapmayı öğrendik,
05:00
but here, we were aiming
to build Olympic trust
to build Olympic trust
105
288556
4284
ancak burada, daha önce hiç
tanışmayan insanlar arasında
tanışmayan insanlar arasında
05:04
between people who had never met.
106
292864
1810
kuvvetli bir güven sağlama amacındayız.
05:08
Could design make that happen?
107
296504
1738
Tasarım bunu mümkün kılabilir mi?
05:11
Is it possible to design for trust?
108
299350
2347
Güven için tasarlamak mümkün mü?
05:15
I want to give you a sense
of the flavor of trust
of the flavor of trust
109
303801
3001
Size, başarmayı hedeflediğimiz güvenin
05:18
that we were aiming to achieve.
110
306826
1856
lezzet hissini vermek istiyorum.
05:21
I've got a 30-second experiment
111
309412
1710
Sizi konfor bölgenizden alıp çıkartacak
05:23
that will push you past your comfort zone.
112
311146
2448
30 saniyelik bir deneyim var.
05:25
If you're up for it, give me a thumbs-up.
113
313618
2261
Eğer buna adaysanız, onaylayın.
05:30
OK, I need you to take out your phones.
114
318429
3225
Tamam, telefonunuzu çıkartmanız gerekiyor.
Madem ki telefonlar elinizde,
05:38
Now that you have your phone out,
115
326773
1593
telefonunuzun kilidini açmanızı istiyorum.
05:40
I'd like you to unlock your phone.
116
328390
1729
05:45
Now hand your unlocked phone
to the person on your left.
to the person on your left.
117
333807
3817
Şimdi açık olan telefonunuzu
solunuzdaki kişiye verin.
solunuzdaki kişiye verin.
05:49
(Laughter)
118
337648
3705
(Gülüşmeler)
06:01
That tiny sense of panic
you're feeling right now --
you're feeling right now --
119
349734
2813
Şu anda yaşadığınız o ufacık panik hissi
06:04
(Laughter)
120
352571
1675
(Gülüşmeler)
06:06
is exactly how hosts feel the first time
they open their home.
they open their home.
121
354270
3330
tamamen ev sahiplerinin evini
ilk defa açarken hissettiği şey.
ilk defa açarken hissettiği şey.
06:10
Because the only thing
more personal than your phone
more personal than your phone
122
358581
2757
Çünkü telefonunuzdan
daha özel olan tek şey
daha özel olan tek şey
06:13
is your home.
123
361362
1199
evinizdir.
06:15
People don't just see your messages,
124
363171
1719
İnsanlar sadece mesajlarınızı görmüyor,
06:16
they see your bedroom,
125
364914
1259
yatak odanızı, mutfağınızı,
06:18
your kitchen, your toilet.
126
366197
1590
tuvaletinizi de görüyorlar.
06:21
Now, how does it feel holding
someone's unlocked phone?
someone's unlocked phone?
127
369401
4080
Başka birinin açık olan
telefonunu tutmak nasıl bir his?
telefonunu tutmak nasıl bir his?
06:26
Most of us feel really responsible.
128
374185
1748
Çoğumuz gerçekten sorumlu hissediyor.
06:29
That's how most guests feel
when they stay in a home.
when they stay in a home.
129
377017
3801
Birçok misafirin bir evde
kalırken hissettiği şey de bu.
kalırken hissettiği şey de bu.
06:32
And it's because of this
that our company can even exist.
that our company can even exist.
130
380842
2943
Bizim şirketimizin var olma nedeni de bu.
06:36
By the way, who's holding Al Gore's phone?
131
384619
2475
Bu arada, Al Gore'un
telefonunu kim tutuyor?
telefonunu kim tutuyor?
06:39
(Laughter)
132
387118
3458
(Gülüşmeler)
Başkanlığa aday olduğunu
Twitter'a bildirebilir misiniz?
Twitter'a bildirebilir misiniz?
06:42
Would you tell Twitter
he's running for President?
he's running for President?
133
390600
2597
06:45
(Laughter)
134
393221
2001
(Gülüşmeler)
06:47
(Applause)
135
395246
2538
(Alkışlar)
06:55
OK, you can hand your phones back now.
136
403719
2258
Tamam, telefonlarınızı
şimdi geri alabilirsiniz.
şimdi geri alabilirsiniz.
07:03
So now that you've experienced
the kind of trust challenge
the kind of trust challenge
137
411589
3251
Madem ki karşılaştığımız
bir çeşit güven sorununu
bir çeşit güven sorununu
07:06
we were facing,
138
414864
1240
tecrübe etmiş oldunuz,
07:08
I'd love to share a few discoveries
we've made along the way.
we've made along the way.
139
416128
3129
bu süreçte gerçekleştirdiğimiz
birkaç keşfi paylaşmak istiyorum.
birkaç keşfi paylaşmak istiyorum.
07:12
What if we changed one small thing
140
420011
2259
Bu tecrübenin tasarımıyla ilgili
07:14
about the design of that experiment?
141
422294
2044
ya küçük bir şeyi değiştirseydik?
07:16
What if your neighbor had introduced
themselves first, with their name,
themselves first, with their name,
142
424362
3783
Eğer komşunuz ilk önce
adıyla, nereli olduğuyla,
adıyla, nereli olduğuyla,
07:20
where they're from, the name
of their kids or their dog?
of their kids or their dog?
143
428169
2865
çocuklarının veya köpeğinin
adıyla kendini tanıtsaydı?
adıyla kendini tanıtsaydı?
07:23
Imagine that they had 150 reviews
of people saying,
of people saying,
144
431685
3532
Haklarında şöyle 150 eleştiri
olduğunu hayal edin,
olduğunu hayal edin,
07:27
"They're great at holding
unlocked phones!"
unlocked phones!"
145
435241
2405
"Kilidi açık telefonları
tutmakta çok iyiler!"
tutmakta çok iyiler!"
07:29
(Laughter)
146
437670
1857
(Gülüşmeler)
07:34
Now how would you feel
about handing your phone over?
about handing your phone over?
147
442709
3197
Peki telefonunuzu vermek
hakkında şimdi ne hissederdiniz?
hakkında şimdi ne hissederdiniz?
07:39
It turns out,
148
447784
1152
Anlaşılan o ki,
07:40
a well-designed reputation system
is key for building trust.
is key for building trust.
149
448960
3452
iyi tasarlanmış bir itibar sistemi,
güven inşa etmenin anahtarıdır.
güven inşa etmenin anahtarıdır.
07:44
And we didn't actually
get it right the first time.
get it right the first time.
150
452951
3010
İlk seferde biz bunu düzgün yapmamıştık.
07:47
It's hard for people to leave bad reviews.
151
455985
2745
Kötü yorumlar bırakmak
insanlara zor geliyordu.
insanlara zor geliyordu.
07:51
Eventually, we learned to wait
until both guests and hosts
until both guests and hosts
152
459447
4386
Sonunda, yorumları ortaya dökmeden önce
konukların ve ev sahiplerinin
yorum bırakmasını beklemeyi öğrendik.
yorum bırakmasını beklemeyi öğrendik.
07:55
left the review before we reveal them.
153
463857
2104
07:59
Now, here's a discovery
we made just last week.
we made just last week.
154
467107
3092
İşte geçen hafta keşfettiğimiz şey bu.
08:02
We did a joint study with Stanford,
155
470984
1904
Stanford ile birlikte yaşın, konumun
08:04
where we looked at people's
willingness to trust someone
willingness to trust someone
156
472912
2994
ve coğrafyanın etkisini baz alarak,
08:07
based on how similar they are in age,
location and geography.
location and geography.
157
475930
4466
insanların birine güvenme isteği
üzerine ortak bir araştırma yaptık.
üzerine ortak bir araştırma yaptık.
08:13
The research showed, not surprisingly,
158
481467
2960
Bu araştırma beklendiği
gibi şunu gösterdi,
gibi şunu gösterdi,
08:16
we prefer people who are like us.
159
484451
1944
biz, bizim gibi olanları tercih ediyoruz.
08:20
The more different somebody is,
160
488094
2835
Birisi ne kadar farklı ise,
08:22
the less we trust them.
161
490953
1327
o kadar az güveniyoruz.
08:25
Now, that's a natural social bias.
162
493130
2023
Bu doğal bir sosyal eğilim.
08:28
But what's interesting is what happens
163
496532
2354
Ancak ilginç olan ise,
karışıma itibar eklediğinizde olan şey,
08:30
when you add reputation into the mix,
164
498910
1958
eleştirilerle birlikte durum bu.
08:32
in this case, with reviews.
165
500892
1840
08:35
Now, if you've got
less than three reviews,
less than three reviews,
166
503398
2017
Eğer üçten az eleştiriniz varsa,
08:37
nothing changes.
167
505439
1380
hiçbir şey değişmez.
08:39
But if you've got more than 10,
168
507541
2105
Ancak ondan fazla ise,
08:42
everything changes.
169
510527
1916
her şey değişir.
08:44
High reputation beats high similarity.
170
512467
4228
Yüksek itibar, yüksek benzerliği yener.
En derinden içimizde yer etmiş
ön yargılardan birini yenmemizde
ön yargılardan birini yenmemizde
08:50
The right design can actually
help us overcome
help us overcome
171
518299
2730
08:53
one of our most deeply rooted biases.
172
521053
2182
doğru tasarım aslında yardımcı olabilir.
08:57
Now we also learned that building
the right amount of trust
the right amount of trust
173
525247
3108
Ayrıca şunu da öğrendik;
doğru güven miktarını oluşturmak,
doğru güven miktarını oluşturmak,
09:00
takes the right amount of disclosure.
174
528379
2253
doğru ifşa miktarı gerektiriyor.
09:03
This is what happens when a guest
first messages a host.
first messages a host.
175
531275
3262
Bir konuk, ev sahibine mesajı ilk
attığında böyle oluyor.
attığında böyle oluyor.
09:07
If you share too little, like, "Yo,"
176
535862
3890
Eğer çok az şey paylaşırsan,
mesela "Yo" gibi
mesela "Yo" gibi
09:12
acceptance rates go down.
177
540886
1597
kabul oranı azalıyor.
09:14
And if you share too much, like,
178
542507
2117
Çok fazla şey paylaşırsan da
"Annemle ilgili sorunlarım var" gibi,
09:16
"I'm having issues with my mother,"
179
544648
1693
09:18
(Laughter)
180
546365
1150
(Gülüşmeler)
09:19
acceptance rates also go down.
181
547539
1992
kabul derecesi yine azalıyor.
09:22
But there's a zone that's just right,
182
550372
1945
Ancak doğru olan bir alan var, mesela,
09:24
like, "Love the artwork in your place.
Coming for vacation with my family."
Coming for vacation with my family."
183
552341
4298
"Yerinizdeki sanat eserini sevdim.
Ailemle birlikte tatile geliyorum."
Ailemle birlikte tatile geliyorum."
09:28
So how do we design for just
the right amount of disclosure?
the right amount of disclosure?
184
556663
3309
Peki, doğru ifşa miktarı için
nasıl tasarlamamız lazım?
nasıl tasarlamamız lazım?
09:33
We use the size of the box
to suggest the right length,
to suggest the right length,
185
561170
2945
Doğru uzunluğu belirtmek için
kutucuğun boyutunu kullanıyoruz
kutucuğun boyutunu kullanıyoruz
09:36
and we guide them with prompts
to encourage sharing.
to encourage sharing.
186
564639
2738
ve paylaşmayı teşvik etmek için
komutlarla yol gösteriyoruz.
komutlarla yol gösteriyoruz.
09:41
We bet our whole company
187
569200
2056
Tüm şirketimizin doğru tasarımla
09:44
on the hope that,
188
572145
1644
insanların yabancı tehlikesi ön yargısını
09:45
with the right design,
189
573813
1883
yıkmak için istekli olacağı umudumuzdan
09:47
people would be willing to overcome
the stranger-danger bias.
the stranger-danger bias.
190
575720
3269
emin olabilirsiniz.
09:51
What we didn't realize
191
579918
1382
Fark etmediğimiz şey ise,
09:53
is just how many people
192
581324
2434
ne kadar çok insanın hazır olduğu
09:55
were ready and waiting
to put the bias aside.
to put the bias aside.
193
583782
2375
ve ön yargılarını kenara
koymak için beklemesiydi.
koymak için beklemesiydi.
09:59
This is a graph that shows
our rate of adoption.
our rate of adoption.
194
587823
2751
Bu benimsenme hızımızı
gösteren bir grafik.
gösteren bir grafik.
10:03
There's three things happening here.
195
591630
1825
Burada gerçekleşen üç şey var.
10:06
The first, an unbelievable amount of luck.
196
594081
3715
Birincisi, şaşırtıcı miktarda şans.
10:10
The second is the efforts of our team.
197
598841
2120
İkincisi, takımımızın çabaları.
10:13
And third is the existence
of a previously unsatisfied need.
of a previously unsatisfied need.
198
601969
3613
Üçüncüsü ise, önceden
giderilmemiş ihtiyacın varlığı.
giderilmemiş ihtiyacın varlığı.
10:19
Now, things have been going pretty well.
199
607099
2377
İşler büyük ölçüde yolunda gitti.
10:21
Obviously, there are times
when things don't work out.
when things don't work out.
200
609500
2792
Belli ki, işlerin yolunda gitmediği
bazı zamanlar da var.
bazı zamanlar da var.
10:25
Guests have thrown unauthorized parties
201
613647
1964
Konuklar izinsiz partiler vermişti
10:27
and trashed homes.
202
615635
1269
ve evleri tahrip etmişti.
10:29
Hosts have left guests
stranded in the rain.
stranded in the rain.
203
617984
2800
Ev sahipleri, konuklarını
yağmurda dışarıya atmıştı.
yağmurda dışarıya atmıştı.
10:34
In the early days, I was customer service,
204
622355
3270
İlk zamanlar müşteri servisindeydim
10:38
and those calls came
right to my cell phone.
right to my cell phone.
205
626213
2293
ve bu çağrılar direkt
cep telefonuma geliyordu.
cep telefonuma geliyordu.
10:41
I was at the front lines
of trust breaking.
of trust breaking.
206
629071
3321
Güven kırılmasının ön saflarındaydım.
10:45
And there's nothing worse
than those calls,
than those calls,
207
633496
2548
Bu çağrılardan daha kötü bir şey olamaz,
10:48
it hurts to even think about them.
208
636068
2229
onlar hakkında düşünmek
bile canımı acıtıyor.
bile canımı acıtıyor.
10:51
And the disappointment
in the sound of someone's voice
in the sound of someone's voice
209
639113
2693
Birisinin sesindeki kırgınlık
10:53
was and, I would say, still is
210
641830
2739
sanırım ilerlemeye devam etmemizdeki
10:56
our single greatest motivator
to keep improving.
to keep improving.
211
644593
2440
tek büyük motive edici şeydi.
11:00
Thankfully, out of the 123 million nights
we've ever hosted,
we've ever hosted,
212
648073
5112
Neyse ki, sunduğumuz 123 milyon gecenin
11:05
less than a fraction of a percent
have been problematic.
have been problematic.
213
653932
3340
yüzde birden daha az
bir kısmı problemliydi.
bir kısmı problemliydi.
11:10
Turns out, people
are justified in their trust.
are justified in their trust.
214
658447
2329
Anlaşılan o ki, insanlar
güvenlerinde haklılar.
güvenlerinde haklılar.
11:13
And when trust works out right,
215
661705
2222
Güven düzgün çalıştığında,
11:15
it can be absolutely magical.
216
663951
2300
tamamen fevkalade olabilir.
11:19
We had a guest stay
with a host in Uruguay,
with a host in Uruguay,
217
667417
2670
Uruguay'daki bir ev sahibiyle
kalan bir konuğumuz vardı
kalan bir konuğumuz vardı
11:22
and he suffered a heart attack.
218
670111
1608
ve kalp krizi yaşadı.
11:24
The host rushed him to the hospital.
219
672274
1993
Ev sahipleri onu hastaneye yetiştirdi.
11:27
They donated their own blood
for his operation.
for his operation.
220
675354
2934
Ameliyatı için kendi
kanlarını bağışladılar.
kanlarını bağışladılar.
11:31
Let me read you his review.
221
679342
2550
Onun yorumunu okumama izin verin.
11:33
(Laughter)
222
681916
2336
(Gülüşmeler)
11:41
"Excellent house for sedentary travelers
223
689053
2279
"Kalp krizine meyilli
yerleşik yolcular için
yerleşik yolcular için
11:43
prone to myocardial infarctions.
224
691356
2243
harika bir ev.
11:45
(Laughter)
225
693623
2245
(Gülüşmeler)
11:48
The area is beautiful and has
direct access to the best hospitals.
direct access to the best hospitals.
226
696557
3947
Bu bölge güzel ve en iyi
hastanelere direkt erişim var.
hastanelere direkt erişim var.
11:52
(Laughter)
227
700528
1484
(Gülüşmeler)
11:54
Javier and Alejandra instantly
become guardian angels
become guardian angels
228
702036
3529
Javier ve Alejandra, sizi tanımadan bile
11:57
who will save your life
without even knowing you.
without even knowing you.
229
705589
2706
bir anda hayatınızı kurtaran
iyilik melekleri oluyorlar.
iyilik melekleri oluyorlar.
12:01
They will rush you to the hospital
in their own car while you're dying
in their own car while you're dying
230
709470
3612
Siz ölürken kendi arabalarıyla
sizi hastaneye yetiştirecekler
sizi hastaneye yetiştirecekler
12:05
and stay in the waiting room
while the doctors give you a bypass.
while the doctors give you a bypass.
231
713106
3307
ve doktorlar size baypas uygularken,
bekleme odasında kalacaklar.
bekleme odasında kalacaklar.
12:09
They don't want you to feel lonely,
they bring you books to read.
they bring you books to read.
232
717268
3286
Yalnız hissetmenizi istemiyorlar,
okumanız için kitap getiriyorlar.
okumanız için kitap getiriyorlar.
12:12
And they let you stay at their house
extra nights without charging you.
extra nights without charging you.
233
720578
4027
Ücretsiz olarak evlerinde
fazladan kalmanıza izin veriyorlar.
fazladan kalmanıza izin veriyorlar.
12:16
Highly recommended!"
234
724629
1230
Şiddetle tavsiye edilir!"
12:17
(Applause)
235
725883
2453
(Alkışlar)
12:26
Of course, not every stay is like that.
236
734342
2249
Tabii ki her konaklama böyle değil.
12:29
But this connection beyond the transaction
237
737089
2698
Ancak alışverişin ötesindeki bu bağlantı,
12:31
is exactly what the sharing
economy is aiming for.
economy is aiming for.
238
739811
2761
paylaşımlı ekonominin
tam olarak amaçladığı şey.
tam olarak amaçladığı şey.
12:35
Now, when I heard that term,
239
743740
2069
Bu terimi duyduğum zaman,
12:37
I have to admit, it tripped me up.
240
745833
2926
kabul etmeliyim ki,
hata yapmama neden oldu.
hata yapmama neden oldu.
12:40
How do sharing
and transactions go together?
and transactions go together?
241
748783
2523
Paylaşma ve alışveriş nasıl uyuşabilir ki?
12:44
So let's be clear; it is about commerce.
242
752059
2901
Açık olmak gerekirse, bu ticaretle ilgili.
Bunu sadece kiralama ekonomisi
olarak tanımlasaydınız
olarak tanımlasaydınız
12:47
But if you just called it
the rental economy,
the rental economy,
243
755832
2324
12:50
it would be incomplete.
244
758180
1597
eksik kalmış olurdu.
12:52
The sharing economy is commerce
with the promise of human connection.
with the promise of human connection.
245
760576
4329
Paylaşımlı ekonomi, insan
bağlantısı vaadinin bir ticaretidir.
bağlantısı vaadinin bir ticaretidir.
İnsanlar kendilerinin
bir bölümünü paylaşır
bir bölümünü paylaşır
12:57
People share a part of themselves,
246
765612
1861
13:00
and that changes everything.
247
768513
1645
ve bu her şeyi değiştirir.
Günümüzdeki çoğu seyahatin
nasıl olduğunu biliyorsunuz,
nasıl olduğunu biliyorsunuz,
13:03
You know how most travel today is, like,
248
771428
2425
13:05
I think of it like fast food --
249
773877
1731
onları fast food gibi görüyorum,
13:07
it's efficient and consistent,
250
775632
2011
yerel ve özgün maliyette,
13:10
at the cost of local and authentic.
251
778833
2790
etkili ve tutarlılar.
13:14
What if travel were like
a magnificent buffet
a magnificent buffet
252
782932
2808
Ya seyahat yerel tecrübelerin
13:17
of local experiences?
253
785764
1649
muhteşem bir büfesi olsaydı?
13:19
What if anywhere you visited,
254
787437
2296
Ya ziyaret ettiğiniz herhangi bir yerde
13:22
there was a central marketplace of locals
255
790392
2245
var olduğunu bile bilmediğiniz
mahallelerde bardan bara dolaşarak
mahallelerde bardan bara dolaşarak
13:24
offering to get you thoroughly drunk
256
792661
2642
iyice sarhoş olmayı teklif eden
13:27
on a pub crawl in neighborhoods
you didn't even know existed.
you didn't even know existed.
257
795327
3925
veya beş yıldızlı bir restoran şefinden
yemek yapmayı öğreneceğiniz
yemek yapmayı öğreneceğiniz
13:32
Or learning to cook from the chef
of a five-star restaurant?
of a five-star restaurant?
258
800416
3587
yerliler merkezi bir pazarı olsaydı?
13:37
Today, homes are designed around
the idea of privacy and separation.
the idea of privacy and separation.
259
805082
4664
Günümüzde evler gizlilik ve
ayrılık düşüncesiyle tasarlanıyor.
ayrılık düşüncesiyle tasarlanıyor.
13:42
What if homes were designed
to be shared from the ground up?
to be shared from the ground up?
260
810246
3457
Ya şehirler paylaşılmak
için tasarlansaydı?
için tasarlansaydı?
13:46
What would that look like?
261
814433
1354
Neye benzerdi?
13:49
What if cities embraced
a culture of sharing?
a culture of sharing?
262
817673
2728
Şehirler bir paylaşma kültürü
benimseseydi nasıl olurdu?
benimseseydi nasıl olurdu?
13:53
I see a future of shared cities
that bring us community and connection
that bring us community and connection
263
821736
4774
Soyutlanma ve ayrışmanın yerine,
bize topluluk ve bağlantı getiren
bize topluluk ve bağlantı getiren
13:58
instead of isolation and separation.
264
826534
2211
paylaşımlı şehirlerin
geleceğini görüyorum.
geleceğini görüyorum.
14:01
In South Korea, in the city of Seoul,
265
829878
1981
Hatta Güney Kore'de
14:03
they've actually even started this.
266
831883
1683
Seul şehrinde bunu başlattılar.
14:05
They've repurposed hundreds
of government parking spots
of government parking spots
267
833590
2876
Hükümetin yüzlerce otopark noktasını
bölge sakinleri paylaşsın
diye uygun hâle getirdiler.
diye uygun hâle getirdiler.
14:08
to be shared by residents.
268
836490
1444
Kalacak yer arayan öğrencilerle,
çocukları evden ayrılmış
çocukları evden ayrılmış
14:10
They're connecting students
who need a place to live
who need a place to live
269
838866
2597
14:13
with empty-nesters who have extra rooms.
270
841487
2368
fazla odası olan aileleri buluşturuyorlar.
14:16
And they've started an incubator
to help fund the next generation
to help fund the next generation
271
844918
3664
Gelecek nesil paylaşımlı ekonomi
şirketlerini finanse etmeye yardım eden
şirketlerini finanse etmeye yardım eden
14:20
of sharing economy start-ups.
272
848606
1691
bir kuluçka merkezi başlattılar.
14:24
Tonight, just on our service,
273
852960
3216
Bu gece yalnızca bizim servisimizde
14:29
785,000 people
274
857460
3084
785 bin kişi,
14:33
in 191 countries
275
861803
2780
191 ülkede,
14:38
will either stay in a stranger's home
276
866976
2281
ya bir yabancının evinde kalacak
14:42
or welcome one into theirs.
277
870154
2074
ya da birini evinde ağırlayacak.
14:46
Clearly, it's not as crazy
as we were taught.
as we were taught.
278
874014
2899
Açıkçası bu bize öğretilen
kadar çılgınca değil.
kadar çılgınca değil.
14:51
We didn't invent anything new.
279
879169
1614
Yeni bir şey icat etmedik.
14:53
Hospitality has been around forever.
280
881568
2285
Misafirperverlik hep vardı.
14:58
There's been many other
websites like ours.
websites like ours.
281
886568
3130
Bizimki gibi bir sürü
İnternet sitesi oldu.
İnternet sitesi oldu.
15:02
So, why did ours eventually take off?
282
890180
3147
Peki neden bizimki çıkış yaptı?
15:08
Luck and timing aside,
283
896513
1806
Şans ve zamanlama bir tarafa,
15:11
I've learned that you can take
the components of trust,
the components of trust,
284
899311
2622
şunu öğrendim ki; güven ögelerini alabilir
ve bunun için tasarlayabilirsiniz.
15:13
and you can design for that.
285
901957
1565
15:19
Design can overcome our most deeply rooted
286
907390
2981
Tasarım, en derinden içimizde yer etmiş
yabancı tehlikesi önyargısının
üstesinden gelebilir.
üstesinden gelebilir.
15:22
stranger-danger bias.
287
910395
1579
15:23
And that's amazing to me.
288
911998
1761
Benim için hayret verici.
15:26
It blows my mind.
289
914304
1501
Bu beni şok etti.
Geçip giden kırmızı bir Miata
gördüğüm an bunu düşünüyorum.
gördüğüm an bunu düşünüyorum.
15:29
I think about this every time
I see a red Miata go by.
I see a red Miata go by.
290
917184
2578
15:33
Now, we know design won't solve
all the world's problems.
all the world's problems.
291
921990
3698
Tasarımın dünyanın tüm sorunlarını
çözmeyeceğini biliyoruz.
çözmeyeceğini biliyoruz.
15:40
But if it can help out with this one,
292
928511
1783
Ama eğer bir yardımı dokunabilirse,
15:42
if it can make a dent in this,
293
930318
1589
eğer buna bir etkisi olabilirse,
15:44
it makes me wonder,
what else can we design for next?
what else can we design for next?
294
932709
5036
bu beni meraklandırıyor,
sonrası için başka ne tasarlayabiliriz?
sonrası için başka ne tasarlayabiliriz?
15:52
Thank you.
295
940341
1151
Teşekkürler.
15:53
(Applause)
296
941516
5626
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Joe Gebbia - Designer, co-founder of AirbnbAs a designer, entrepreneur and the co-founder and Chief Product Officer of Airbnb, Joe Gebbia helped redesign the way the world travels and people connect.
Why you should listen
When Joe Gebbia first envisioned Airbnb in his living room in 2007, his motivation was simple -- to pay his rent. Starting as a simple room-sharing service, Joe and co-founders Brian Chesky and Nathan Blecharczyk turned Airbnb into a major disruptive force for the hospitality industry, creating a new economy for millions of people in 190 countries around the world.
Gebbia serves as a part-time design partner at Y Combinator, the prestigious startup incubator that helped launch Airbnb. He earned dual degrees in Graphic Design and Industrial Design at the Rhode Island School of Design (RISD), where he now serves on the institution's Board of Trustees. He plays a leading role in shaping Airbnb’s future innovation, distinctive culture, and design aesthetic, and through his work, seeks to expand the richness of human connection in the world.
More profile about the speakerGebbia serves as a part-time design partner at Y Combinator, the prestigious startup incubator that helped launch Airbnb. He earned dual degrees in Graphic Design and Industrial Design at the Rhode Island School of Design (RISD), where he now serves on the institution's Board of Trustees. He plays a leading role in shaping Airbnb’s future innovation, distinctive culture, and design aesthetic, and through his work, seeks to expand the richness of human connection in the world.
Joe Gebbia | Speaker | TED.com