ABOUT THE SPEAKER
Yves Morieux - Consultant
BCG's Yves Morieux researches how corporations can adapt to a modern and complex business landscape.

Why you should listen

Yves Morieux thinks deeply about what makes organizations work effectively. A senior partner in BCG’s Washington D.C. office and director of the BCG Institute for Organization, Morieux considers how overarching changes in structure can improve motivation for all who work there. His calls his approach "Smart Simplicity." Using six key rules, it encourages employees to cooperate in order to solve long-term problems. It isn’t just about reducing costs and increasing profit -- it’s about maximizing engagement through all levels of a company. Morieux has been featured in articles on organizational evolution in Harvard Business Review, The Economist, The Wall Street Journal, Fast Company and Le Monde.

More profile about the speaker
Yves Morieux | Speaker | TED.com
TED@BCG London

Yves Morieux: How too many rules at work keep you from getting things done

Yves Morieux: İşte çok fazla kural neden işleri bitirmenize engel olur

Filmed:
2,117,108 views

Modern çalışma — masaları beklemekten, sayıları hesaplamaya ve yeni ürünler hayal etmeye kadar — her gün yeni sorunları esnek olarak, yepyeni yollarla çözmekle ilgili. Yves Morieux bu bilgilendirici konuşmasında, sıklıkla süreçlerin, onayların ve iç metriklerin fazlalığının en iyi işi çıkarmamıza engel olduğunu gösteriyor. İşi yeni bir açıdan düşünmeyi öneriyor — rekabet değil, iş birliği olarak.
- Consultant
BCG's Yves Morieux researches how corporations can adapt to a modern and complex business landscape. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
PaulPaul KrugmanKrugman, the NobelNobel PrizeÖdülü
[winnerkazanan] in economicsekonomi bilimi, oncebir Zamanlar wroteyazdı:
0
972
5933
Ekonomi Nobel Ödülü'nü kazanan
Paul Krugman bir zamanlar şöyle yazmıştı:
00:18
"ProductivityVerimlilik is not everything,
but in the long runkoş,
1
6929
5396
"Verimlilik her şey değil, ama uzun vadede
00:24
it is almostneredeyse everything."
2
12349
2174
neredeyse her şey."
00:28
So this is seriousciddi.
3
16062
1406
Yani bu ciddi bir şey.
00:30
There are not that manyçok things on earthtoprak
that are "almostneredeyse everything."
4
18214
4804
Dünyada "neredeyse her şey"
olan çok fazla şey yok.
00:36
ProductivityVerimlilik is the principalAsıl adı driversürücü
of the prosperityrefah of a societytoplum.
5
24138
6773
Verimlilik, bir toplumun
refahı için ana güdü.
00:43
So we have a problemsorun.
6
31560
1555
Yani sorunumuz var.
00:45
In the largesten büyük EuropeanAvrupa economiesekonomiler,
7
33837
2769
Avrupa'nın en büyük ekonomilerinde,
00:48
productivityverimlilik used to growbüyümek
fivebeş percentyüzde perbaşına annumyılda
8
36630
3150
50'lerde, 60'larda, 70'lerin
başlarında verimlilik
00:51
in the '50s, '60s, earlyerken '70s.
9
39804
3115
yılda yüzde beş oranında artış gösterirdi.
00:54
From '73 to '83: threeüç percentyüzde perbaşına annumyılda.
10
42943
4028
73'ten 83'e: Yılda yüzde üç.
00:58
From '83 to '95: two percentyüzde perbaşına annumyılda.
11
46995
3289
83'ten 95'e: Yılda yüzde iki.
01:02
SinceBeri 1995: lessaz than
one percentyüzde perbaşına annumyılda.
12
50308
4710
1995'ten beri: Yılda yüzde birden az.
01:07
The sameaynı profileprofil in JapanJaponya.
13
55042
2444
Japonya'da da aynı görüntü.
01:10
The sameaynı profileprofil in the US,
14
58115
2870
ABD'de de aynı görüntü,
01:13
despiterağmen a momentaryanlık reboundsekme 15 yearsyıl agoönce,
15
61009
5333
15 yıl önce olan bir anlık
sıçramaya rağmen
01:18
and despiterağmen all
the technologicalteknolojik innovationsyenilikler
16
66366
3364
ve çevremizdeki bütün
teknolojik yeniliklere
01:21
around us: the InternetInternet, the informationbilgi,
17
69754
2579
rağmen: İnternet, bilgi,
01:24
the newyeni informationbilgi
and communicationiletişim technologiesteknolojiler.
18
72357
3221
yeni bilgi ve iletişim teknolojileri.
01:28
When productivityverimlilik growsbüyür
threeüç percentyüzde perbaşına annumyılda,
19
76155
4579
Verimlilik yılda yüzde üç artınca,
01:32
you doubleçift the standardstandart of livingyaşam
everyher generationnesil.
20
80758
3642
her jenerasyonda hayat standartlarını
iki katına çıkarıyorsunuz.
01:37
EveryHer generationnesil is twiceiki defa
as well-offhali vakti yerinde as its parents'Anne babamın.
21
85169
5009
Her jenerasyon ebeveynlerinden iki kat
kadar daha iyi durumda.
01:42
When it growsbüyür one percentyüzde perbaşına annumyılda,
22
90686
3326
Yılda yüzde bir oranında artınca,
01:46
it takes threeüç generationsnesiller
to doubleçift the standardstandart of livingyaşam.
23
94036
3627
yaşama standartlarını iki katına
çıkarmak üç jenerasyon alıyor.
01:49
And in this processsüreç, manyçok people
will be lessaz well-offhali vakti yerinde than theironların parentsebeveyn.
24
97687
5794
Bu süreçte, birçok kişi
ebeveynlerinden daha az varlıklı olacak.
01:55
They will have lessaz of everything:
25
103505
2514
Her şeyin daha azına sahip olacaklar:
01:58
smallerdaha küçük roofsçatılar, or perhapsbelki no roofçatı at all,
26
106043
3491
Daha küçük evler veya
belki de ev bile yok,
02:02
lessaz accesserişim to educationEğitim, to vitaminsVitaminler,
to antibioticsantibiyotikler, to vaccinationaşılama --
27
110645
6399
eğitime, vitaminlere, antibiyotiklere,
aşıya daha az erişim --
02:09
to everything.
28
117068
1275
her şeye.
02:11
Think of all the problemssorunlar
that we're facingkarşı at the momentan.
29
119502
5861
Şu an karşı karşıya olduğumuz
bütün sorunları düşünün.
02:18
All.
30
126347
1162
Hepsini.
02:20
ChancesŞansı are that they are rootedköklü
in the productivityverimlilik crisiskriz.
31
128692
4439
Bunların verimlilik krizinden
kaynaklanma olasılığı var.
02:27
Why this crisiskriz?
32
135226
1681
Bu kriz niye var?
02:30
Because the basictemel tenetsilkelerinin
about efficiencyverim --
33
138438
5475
Çünkü verimlilik hakkındaki
temel öğretiler --
02:35
effectivenessetki in organizationsorganizasyonlar,
in managementyönetim --
34
143937
4811
örgütlerdeki, yönetimdeki etkililik --
02:40
have becomeolmak counterproductiveters
for humaninsan effortsçabaları.
35
148772
4251
insanların çabalarına zarar
verir hâle geldi.
02:45
EverywhereHer yerde in publichalka açık servicesHizmetler --
in companiesşirketler, in the way we work,
36
153539
4166
Kamu hizmetlerinde her yerde --
şirketlerde, çalışma şeklimiz,
02:49
the way we innovateyenilik yapmak, investyatırmak --
try to learnöğrenmek to work better.
37
157729
4336
yenilik, yatırım yapma şeklimiz --
daha iyi çalışılmaya gayret ediliyor.
02:54
Take the holyKutsal trinityTrinity of efficiencyverim:
38
162954
4486
Verimliliğin kutsal üçlemesini ele alalım:
03:00
clarityberraklık, measurementÖlçüm, accountabilityHesap verebilirlik.
39
168805
5912
Açıklık, ölçme, mesuliyet.
03:07
They make humaninsan effortsçabaları derailraydan.
40
175870
2597
İnsani çabaları raydan çıkarıyor.
03:11
There are two waysyolları
to look at it, to provekanıtlamak it.
41
179650
4072
Bunu incelemenin, bunu
ispatlamanın iki yolu var:
03:15
One, the one I prefertercih etmek,
42
183746
2666
Biri, benim tercih ettiğim,
03:18
is rigoroustitiz, elegantzarif, niceGüzel -- mathmatematik.
43
186436
5545
özenli, zarif, hoş -- matematik.
03:24
But the fulltam mathmatematik versionversiyon
takes a little while,
44
192593
3263
Ancak tam matematik versiyonu
biraz zaman alıyor,
03:27
so there is anotherbir diğeri one.
45
195880
1795
bu yüzden bir diğeri var.
03:29
It is to look at a relayRöle raceyarış.
46
197699
2466
O da bayrak yarışına bakmak.
03:32
This is what we will do todaybugün.
47
200697
1668
Bugün yapacağımız şey bu.
03:34
It's a bitbit more animatedcanlandırılmış, more visualgörsel
and alsoAyrıca fasterDaha hızlı -- it's a raceyarış.
48
202389
6350
Biraz daha canlı, daha görsel
ve de daha hızlı -- bir yarış.
03:41
HopefullyUmut verici bir biçimde, it's fasterDaha hızlı.
49
209572
1294
Umarım daha hızlı.
03:42
(LaughterKahkaha)
50
210890
1364
(Gülüşmeler)
03:44
WorldDünya championshipŞampiyonası finalnihai -- womenkadınlar.
51
212278
4958
Dünya şampiyonası finali -- kadınlar.
03:49
EightSekiz teamstakımlar in the finalnihai.
52
217260
2111
Finalde sekiz takım var.
03:51
The fastestEn hızlı teamtakım is the US teamtakım.
53
219395
2805
En hızlı takım, ABD ekibi.
03:55
They have the fastestEn hızlı womenkadınlar on earthtoprak.
54
223129
2667
Dünyadaki en hızlı kadınlara sahipler.
03:58
They are the favoritesevdiğim teamtakım to winkazanmak.
55
226153
2775
Kazanacağına inanılan en gözde ekip.
04:00
NotablyÖzellikle, if you comparekarşılaştırmak them
to an averageortalama teamtakım,
56
228952
4190
Gerçekten de onları ortalama bir
takımla karşılaştırırsanız,
04:05
say, the FrenchFransızca teamtakım,
57
233166
1374
diyelim ki Fransız takımıyla,
04:06
(LaughterKahkaha)
58
234564
1587
(Gülüşmeler)
04:08
basedmerkezli on theironların besten iyi performancesperformansları
in the 100-meter-metre raceyarış,
59
236175
5195
100 metre yarışındaki en iyi
performanslarını baz alarak,
04:13
if you addeklemek the individualbireysel timeszamanlar
of the US runnerskoşucu,
60
241394
5769
ABD'li koşucuların bireysel
zamanlarını topladığınızda
04:19
they arrivevarmak at the finishbitiş linehat
3.2 metersmetre aheadönde of the FrenchFransızca teamtakım.
61
247187
6912
bitiş çizgisine Fransız takımının
3,2 metre önünde varıyorlar.
04:26
And this yearyıl, the US teamtakım
is in great shapeşekil.
62
254438
3024
Bu yıl ABD takımı harika bir durumda.
04:30
BasedDayalı on theironların besten iyi performanceperformans this yearyıl,
63
258034
2386
Bu yılki en iyi performanslarına dayanarak
04:32
they arrivevarmak 6.4 metersmetre
aheadönde of the FrenchFransızca teamtakım,
64
260444
4905
Fransız takımının 6,4 metre
önünde varıyorlar,
04:37
basedmerkezli on the dataveri.
65
265373
1365
veriye dayanarak.
04:39
We are going to look at the raceyarış.
66
267274
1579
Yarışa bakacağız.
04:40
At some pointpuan you will see,
towardskarşı the endson,
67
268877
2423
Sona doğru bir noktada, göreceksiniz ki
04:43
that TorriTorri EdwardsEdwards,
the fourthdördüncü US runnerRunner, is aheadönde.
68
271324
6306
dördüncü ABD'li koşucu
Torri Edwards önde.
04:49
Not surprisingşaşırtıcı -- this yearyıl she got
the goldaltın medalmadalya in the 100-meter-metre raceyarış.
69
277654
6489
Şaşırtıcı değil -- bu yıl 100 metre
koşusunda altın madalya kazandı.
04:56
And by the way, ChrysteChryste GainesGaines,
the secondikinci runnerRunner in the US teamtakım,
70
284167
4942
Bu arada, ABD ekibindeki ikinci
koşucu Chryste Gaines
05:01
is the fastestEn hızlı womankadın on earthtoprak.
71
289133
2637
dünyadaki en hızlı kadın.
05:03
So, there are 3.5 billionmilyar womenkadınlar on earthtoprak.
72
291794
5153
Bu arada dünyada 3,5 milyar kadın var.
05:09
Where are the two fastestEn hızlı? On the US teamtakım.
73
297890
3173
En hızlı iki tanesi nerede? ABD ekibinde.
05:13
And the two other runnerskoşucu
on the US teamtakım are not badkötü, eitherya.
74
301087
3273
Bu arada ABD takımındaki diğer iki
koşucu da kötü değiller.
05:16
(LaughterKahkaha)
75
304384
1716
(Gülüşmeler)
05:18
So clearlyAçıkça, the US teamtakım has wonwon
the warsavaş for talentyetenek.
76
306124
4671
Yani ABD ekibi bariz olarak
yetenek savaşını kazandı.
05:24
But behindarkasında, the averageortalama teamtakım
is tryingçalışıyor to catchyakalamak up.
77
312391
3981
Ancak arkada ortalama ekip onları
yakalamaya çalışıyor.
05:28
Let's watch the raceyarış.
78
316396
1349
Hadi yarışı seyredelim.
05:30
(VideoVideo: FrenchFransızca sportscasterssportscasters narrateanlatmak raceyarış)
79
318300
5025
(Video: Fransız spor spikeri
yarışı anlatıyor)
06:18
(VideoVideo: RaceYarış narrationanlatım endsuçları)
80
366886
2000
(Video: Yarışın anlatımı bitiyor)
06:22
YvesYves MorieuxMorieux: So what happenedolmuş?
81
370112
1495
Yves Morieux: Evet ne oldu?
06:23
The fastestEn hızlı teamtakım did not winkazanmak;
the slowerYavaş one did.
82
371631
4411
En hızlı ekip kazanmadı,
en yavaş olan kazandı.
06:28
By the way, I hopeumut you appreciateanlamak
83
376809
1937
Bu arada, umarım Fransız ekibinin
06:30
the deepderin historicaltarihi researchAraştırma I did
to make the FrenchFransızca look good.
84
378770
5926
iyi görünmesi için yaptığım derin tarihî
araştırmayı beğenirsiniz.
06:36
(LaughterKahkaha)
85
384720
2295
(Gülüşmeler)
06:41
But let's not exaggerateabartmak --
it's not archeologyArkeoloji, eitherya.
86
389485
4419
Ancak abartmayalım --
bir arkeoloji de değil.
06:45
(LaughterKahkaha)
87
393928
1981
(Gülüşmeler)
06:47
But why?
88
395933
1166
Ancak neden?
06:49
Because of cooperationişbirliği.
89
397123
1540
İş birliği yüzünden.
06:50
When you hearduymak this sentencecümle:
90
398687
1834
Bu cümleyi duyduğunuzda:
06:52
"Thanksteşekkürler to cooperationişbirliği, the wholebütün
is worthdeğer more than the sumtoplam of the partsparçalar."
91
400545
4401
"İş birliği sayesinde bütün,
parçaların toplamından daha değerli."
06:57
This is not poetryşiir;
this is not philosophyFelsefe.
92
405707
3315
Bu bir şiir değil; bu bir felsefe değil.
07:01
This is mathmatematik.
93
409046
1515
Bu bir matematik.
07:03
Those who carrytaşımak the batonbaton are slowerYavaş,
94
411196
3280
Sopayı taşıyanlar daha yavaş;
07:06
but theironların batonbaton is fasterDaha hızlı.
95
414500
1697
ama sopaları daha hızlı.
07:08
MiracleMucize of cooperationişbirliği:
96
416848
1635
İş birliğinin mucizesi:
07:11
it multipliesçarpar energyenerji,
intelligencezeka in humaninsan effortsçabaları.
97
419057
5280
Enerjiyi, insana özgü çabalarda
zekâyı artırır.
07:16
It is the essenceöz of humaninsan effortsçabaları:
98
424361
2975
İnsani çabaların esasıdır:
07:19
how we work togetherbirlikte, how eachher effortçaba
contributeskatkıda bulunur to the effortsçabaları of othersdiğerleri.
99
427360
5816
Birlikte nasıl çalıştığımız, her çabanın
başkalarının çabasına nasıl katkı yaptığı.
07:26
With cooperationişbirliği,
we can do more with lessaz.
100
434017
3248
İş birliği ile daha azla
daha fazla şey yapabiliriz.
07:29
Now, what happensolur to cooperationişbirliği
when the holyKutsal grailkase --
101
437788
5548
Peki iş birliğine ne olur,
kutsal kâse --
07:35
the holyKutsal trinityTrinity, even --
102
443360
2438
hatta kutsal üçleme --
07:37
of clarityberraklık, measurementÖlçüm, accountabilityHesap verebilirlik --
103
445822
6221
açıklık, ölçme, mesuliyet --
07:44
appearsbelirir?
104
452067
1169
ortaya çıktığında?
07:46
ClarityNetlik.
105
454952
1152
Açıklık.
07:48
ManagementYönetim reportsraporlar are fulltam of complaintsşikayetler
about the lackeksiklik of clarityberraklık.
106
456128
4581
Yönetim raporları, açıklığın olmadığına
dair şikayetlerle dolu.
07:53
ComplianceUyum auditsdenetimleri,
consultants'danışmanları diagnosticstanılama.
107
461424
3717
Uygunluk denetimleri,
danışmanların teşhisleri.
07:58
We need more clarityberraklık, we need
to clarifyaçıklamak the rolesroller, the processessüreçler.
108
466490
4532
Daha fazla açıklığa ihtiyacımız var, rolleri,
süreçleri açıklığa kavuşturmamız lazım.
08:04
It is as thoughgerçi the runnerskoşucu
on the teamtakım were sayingsöz,
109
472092
4016
Bu durum ekipteki koşucuların
sanki şöyle demesi gibi,
08:08
"Let's be clearaçık -- where does my rolerol
really startbaşlama and endson?
110
476132
5948
"Hadi açık olalım -- benim rolüm aslında
nerede başlayıp nerede bitiyor?
08:14
Am I supposedsözde to runkoş for 95 metersmetre,
96, 97...?"
111
482938
4832
95 metre mi, 96 mı, yoksa 97 mi
koşmam gerekiyor?"
08:19
It's importantönemli, let's be clearaçık.
112
487794
1790
Bu önemli, hadi açık olalım.
08:22
If you say 97, after 97 metersmetre,
113
490885
3006
Eğer 97 derseniz, 97 metre sonra,
08:25
people will dropdüşürmek the batonbaton, whetherolup olmadığını
there is someonebirisi to take it or not.
114
493915
3532
insanlar alacak biri olsun
olmasın sopayı bırakırlar.
08:31
AccountabilityHesap verebilirlik.
115
499145
1222
Mesuliyet.
08:33
We are constantlysürekli tryingçalışıyor
to put accountabilityHesap verebilirlik
116
501084
3450
Durmadan birilerinin ellerine
08:36
in someone'sbirisi var handseller.
117
504558
1573
mesuliyet vermeye çalışıyoruz.
08:38
Who is accountablesorumlu for this processsüreç?
118
506559
2573
Bu süreç için mesuliyet kimde?
08:41
We need somebodybirisi accountablesorumlu
for this processsüreç.
119
509156
3121
Bu süreç için sorumlu birine
ihtiyacımız var.
08:44
So in the relayRöle raceyarış,
sincedan beri passinggeçen the batonbaton is so importantönemli,
120
512634
4461
O zaman bayrak yarışında, sopayı
vermek önemli olduğu için,
08:49
then we need somebodybirisi
clearlyAçıkça accountablesorumlu for passinggeçen the batonbaton.
121
517119
3747
açıkça sopayı verme sorumluluğunu
alacak birine ihtiyacımız var.
08:53
So betweenarasında eachher runnerRunner,
122
521786
2179
Böylece her koşucu arasında,
08:55
now we will have a newyeni dedicatedadanmış athleteatlet,
123
523989
4724
artık kendini işe adamış,
yeni bir atletimiz olacak,
09:00
clearlyAçıkça dedicatedadanmış to takingalma
the batonbaton from one runnerRunner,
124
528737
4545
açıkça bir koşucudan sopayı alarak
bir sonraki koşucuya verme
09:05
and passinggeçen it to the nextSonraki runnerRunner.
125
533306
2296
işine kendini adamış.
09:08
And we will have at leasten az two like that.
126
536284
2509
Bunun gibi en azından iki tane olacak.
09:12
Well, will we, in that casedurum, winkazanmak the raceyarış?
127
540381
6460
Bu durumda yarışı kazanacak mıyız?
09:19
That I don't know, but for sure,
128
547903
2001
Bunu bilmiyorum, ancak emin olduğum şey,
09:21
we would have a clearaçık interfacearayüzey,
129
549928
3270
açık bir arayüzümüz,
09:25
a clearaçık linehat of accountabilityHesap verebilirlik.
130
553222
2644
açık bir sorumluluk sıramız olacak.
09:27
We will know who to blamesuçlama.
131
555890
1928
Kimi suçlayacağımızı bileceğiz.
09:30
But we'lliyi never winkazanmak the raceyarış.
132
558834
2241
Ama hiçbir zaman yarışı kazanamayacağız.
09:33
If you think about it,
we payödeme more attentionDikkat
133
561099
4987
Bir düşünün,
başarısız olduğumuzda
09:38
to knowingbilme who to blamesuçlama in casedurum we failbaşarısız,
134
566110
4155
kimi suçlayacağımıza, başarılı olmak
için gerekli koşulları
09:42
than to creatingoluşturma
the conditionskoşullar to succeedbaşarılı olmak.
135
570289
3721
yaratmaktan daha
fazla dikkat ediyoruz.
09:47
All the humaninsan intelligencezeka
put in organizationorganizasyon designdizayn --
136
575384
3363
Örgüt tasarımı için harcanan
tüm insan zekâsında --
09:50
urbankentsel structuresyapıları, processingişleme systemssistemler --
137
578771
2785
şehir yapıları, işleme sistemleri --
09:53
what is the realgerçek goalhedef?
138
581580
1624
gerçek amaç ne?
09:56
To have somebodybirisi guiltysuçlu in casedurum they failbaşarısız.
139
584347
2930
Başarısız oldukları takdirde
birini suçlamak.
10:00
We are creatingoluşturma
organizationsorganizasyonlar ableyapabilmek to failbaşarısız,
140
588499
4887
Başarısız olacak örgütler yaratıyoruz,
10:05
but in a compliantuyumlu way,
141
593410
2977
ancak uygun biçimde,
10:08
with somebodybirisi clearlyAçıkça
accountablesorumlu when we failbaşarısız.
142
596411
3442
başarısız olduğumuz takdirde açıkça
sorumlu olacak birinin olduğu.
10:11
And we are quiteoldukça effectiveetkili
at that -- failinghata.
143
599877
3824
Bunda da oldukça etkiliyiz,
başarısız olmada.
10:16
MeasurementÖlçüm.
144
604892
1161
Ölçme.
10:18
What getsalır measuredölçülü getsalır donetamam.
145
606674
1428
Ölçülen şey, yapılır.
10:20
Look, to passpas the batonbaton,
you have to do it at the right time,
146
608126
4391
Bakın, sopayı geçirmek için doğru zamanda,
10:24
in the right handel, at the right speedhız.
147
612541
2475
doğru elle, doğru hızda
yapmak zorundasınız.
10:27
But to do that, you have to put
energyenerji in your armkol.
148
615457
2559
Ancak bunu yapmak için kolunuzda
enerji olması lazım.
10:30
This energyenerji that is in your armkol
will not be in your legsbacaklar.
149
618040
2991
Kolunuzda olan enerji
bacağınızda olmayacak.
10:33
It will come at the expensegider
of your measurableölçülebilir speedhız.
150
621491
2979
Ölçülebilen hızınızdan
feragat edeceksiniz.
10:37
You have to shoutNot earlyerken enoughyeterli
to the nextSonraki runnerRunner
151
625367
3453
Sopayı verirken, bir sonraki
koşucuya geldiğinizi
10:40
when you will passpas the batonbaton,
to signalişaret that you are arrivinggelen,
152
628844
3311
haber vermek için yeterince
erken bağırmalısınız,
10:44
so that the nextSonraki runnerRunner
can preparehazırlamak, can anticipatetahmin etmek.
153
632179
3205
böylece bir sonraki koşucu
hazırlanabilir, tahmin yürütebilir.
10:47
And you have to shoutNot loudyüksek sesle.
154
635408
2163
Yüksek sesle bağırmalısınız.
10:50
But the bloodkan, the energyenerji
that will be in your throatboğaz
155
638182
3973
Ancak boğazınızda olan kan, enerji
10:54
will not be in your legsbacaklar.
156
642179
1400
bacaklarınızda olmayacak.
10:55
Because you know, there are
eightsekiz people shoutinghaykırış at the sameaynı time.
157
643603
3756
Çünkü biliyorsunuz ki sizinle aynı
zamanda bağıran sekiz kişi var.
10:59
So you have to recognizetanımak the voiceses
of your colleagueçalışma arkadaşı.
158
647383
2639
Bu yüzden kendi ekip arkadaşınızın
sesini tanımanız lazım.
11:02
You cannotyapamam say, "Is it you?"
159
650372
1753
"Sen misin?" diyemezsiniz.
11:04
Too lategeç!
160
652570
1154
Çok geç!
11:05
(LaughterKahkaha)
161
653748
1206
(Gülüşmeler)
11:06
Now, let's look at the raceyarış
in slowyavaş motionhareket,
162
654978
4976
Şimdi yarışa yavaş çekimde bakalım
11:11
and concentrateyoğunlaşmak on the thirdüçüncü runnerRunner.
163
659978
2548
ve üçüncü koşucuya dikkat edelim.
11:14
Look at where she allocatesayırır her effortsçabaları,
164
662550
4423
Çabalarını, enerjisini, dikkatini
11:18
her energyenerji, her attentionDikkat.
165
666997
2707
nereye odakladığına bakın.
11:22
Not all in her legsbacaklar -- that would
be great for her ownkendi speedhız --
166
670878
3144
Hepsini bacaklarına değil --
kendi hızı için bu harika olurdu --
11:26
but in alsoAyrıca in her throatboğaz,
armkol, eyegöz, brainbeyin.
167
674046
3490
boğazına, koluna, gözüne, beynine de.
11:29
That makesmarkaları a differencefark in whosekimin legsbacaklar?
168
677560
2346
Bu kimin bacaklarında fark yaratıyor?
11:32
In the legsbacaklar of the nextSonraki runnerRunner.
169
680314
2112
Bir sonraki koşucunun bacaklarında.
11:34
But when the nextSonraki runnerRunner runskoşar super-fastsüper hızlı,
170
682728
2834
Ancak bir sonraki koşucu
çok hızlı koştuğunda,
11:37
is it because she madeyapılmış a superSüper effortçaba,
171
685586
2128
bu olağanüstü bir çaba gösterdiği için mi,
11:39
or because of the way
the thirdüçüncü runnerRunner passedgeçti the batonbaton?
172
687738
3237
yoksa üçüncü koşucunun sopayı
verme şekli yüzünden mi?
11:43
There is no metricmetrik on earthtoprak
that will give us the answerCevap.
173
691403
3855
Dünyada bize bunun cevabını
verebilecek bir ölçüt yok.
11:48
And if we rewardödül people on the basistemel
of theironların measurableölçülebilir performanceperformans,
174
696310
4511
Eğer insanları ölçülebilen performansına
bağlı olarak ödüllendirirsek,
11:52
they will put theironların energyenerji,
theironların attentionDikkat, theironların bloodkan
175
700845
3054
enerjilerini, dikkatlerini, kanlarını
11:55
in what can get measuredölçülü -- in theironların legsbacaklar.
176
703923
2023
ölçülebilen şeye koyarlar -- bacaklarına.
11:58
And the batonbaton will falldüşmek and slowyavaş down.
177
706581
2246
Sopa ise düşecek ve yavaşlayacak.
12:01
To cooperateişbirliği is not a superSüper effortçaba,
178
709534
2572
İş birliği yapmak olağanüstü
bir çaba değil,
12:04
it is how you allocateayırmak your effortçaba.
179
712130
2023
çabanızı nasıl paylaştırdığınızdır.
12:07
It is to take a riskrisk,
180
715280
1840
Risk almaktır,
12:09
because you sacrificekurban
the ultimatenihai protectionkoruma
181
717144
4230
çünkü objektif olarak ölçülebilen
bireysel performansın sağladığı
12:13
grantedverilmiş by objectivelyobjektif measurableölçülebilir
individualbireysel performanceperformans.
182
721398
5427
en yüksek korumadan
fedakârlık ediyorsunuz.
12:20
It is to make a superSüper differencefark
in the performanceperformans of othersdiğerleri,
183
728516
3877
Bu kıyaslanmakta olduğumuz diğer
kişilerin performansında büyük bir
12:24
with whomkime we are comparedkarşılaştırıldığında.
184
732417
1690
fark yaratmak için yapılıyor.
12:26
It takes beingolmak stupidaptal to cooperateişbirliği, then.
185
734757
2334
O zaman iş birliği yapmak
için aptal olmak gerekiyor.
12:29
And people are not stupidaptal;
they don't cooperateişbirliği.
186
737551
2730
İnsanlar aptal değil;
iş birliği yapmıyorlar.
12:32
You know, clarityberraklık, accountabilityHesap verebilirlik,
measurementÖlçüm were OK
187
740738
5140
Bilirsiniz, dünya daha basitken,
12:37
when the worldDünya was simplerdaha basit.
188
745902
2416
açıklık, mesuliyet ve ölçme sorun değildi.
12:40
But business has becomeolmak much more complexkarmaşık.
189
748929
3024
Ancak işler daha karmaşık hâle geldi.
12:43
With my teamstakımlar, we have measuredölçülü
190
751977
2031
Ekiplerimle, iş yerindeki karmaşıklığın
12:46
the evolutionevrim of complexitykarmaşa in business.
191
754032
3024
evrimini ölçtük.
12:49
It is much more demandingzahmetli todaybugün
to attractçekmek and retaintutmak customersmüşteriler,
192
757080
5603
Bugün müşterileri çekmek ve korumak,
küresel ölçekte avantaj sağlamak,
12:54
to buildinşa etmek advantageavantaj on a globalglobal scaleölçek,
193
762707
3311
değer yaratmak
12:58
to createyaratmak valuedeğer.
194
766042
1459
daha zahmetli.
13:00
And the more business getsalır complexkarmaşık,
195
768691
2757
İşler daha karmaşık hâle geldikçe,
13:03
the more, in the nameisim of clarityberraklık,
accountabilityHesap verebilirlik, measurementÖlçüm
196
771472
5301
açıklık, mesuliyet, ölçme adına
13:08
we multiplyçarpmak structuresyapıları,
processessüreçler, systemssistemler.
197
776797
3664
yapıları, süreçleri, sistemleri
daha da çoğaltıyoruz.
13:13
You know, this drivesürücü for clarityberraklık
and accountabilityHesap verebilirlik triggerstetikleyiciler
198
781083
4809
Biliyorsunuz, bu açıklık
ve mesuliyet güdüsü,
13:17
a counterproductiveters multiplicationçarpma
of interfacesarayüzleri, middleorta officesbürolar,
199
785916
5355
amaca zarar veren, insanları ve
kaynakları mobilize etmekle kalmayıp,
13:23
coordinatorskoordinatörleri that do not only
mobilizeseferber etmek people and resourceskaynaklar,
200
791295
5037
aynı zamanda engeller ekleyen
arayüzlerin, ara ofislerin,
13:28
but that alsoAyrıca addeklemek obstaclesengeller.
201
796356
2309
koordinatörlerin çoğalmasına sebep oluyor.
13:31
And the more complicatedkarmaşık the organizationorganizasyon,
202
799276
4570
Örgüt daha karmaşık hâle geldikçe,
13:35
the more difficultzor it is to understandanlama
what is really happeningolay.
203
803870
3653
gerçekten neler olduğunu
anlamak daha da zorlaşıyor.
13:39
So we need summariesözetleri, proxiesyakınlık, reportsraporlar,
204
807547
5420
Bu yüzden özetlere, yetkilere, raporlara,
13:44
keyanahtar performanceperformans indicatorsgöstergeler, metricsölçümleri.
205
812991
3300
anahtar performans göstergelerine,
metriklere ihtiyacımız var.
13:48
So people put theironların energyenerji
in what can get measuredölçülü,
206
816315
4712
Böylece insanlar enerjilerini
iş birliği pahasına, ölçülebilecek
13:53
at the expensegider of cooperationişbirliği.
207
821051
2095
olana veriyorlar.
13:55
And as performanceperformans deterioratesbozulur,
208
823170
2532
Performans bozuldukça,
13:57
we addeklemek even more structureyapı,
processsüreç, systemssistemler.
209
825726
3129
daha da fazla yapı, süreç,
sistem ekliyoruz.
14:00
People spendharcamak theironların time in meetingstoplantılar,
210
828879
2832
İnsanlar zamanlarını toplantılarda,
yapmak, bozmak
14:03
writingyazı reportsraporlar they have
to do, undogeri alma and redoYinele.
211
831735
4126
ve tekrar yapmak zorunda oldukları
raporları yazmak için harcıyorlar.
14:08
BasedDayalı on our analysisanaliz,
teamstakımlar in these organizationsorganizasyonlar
212
836289
3422
Analizlerimize göre,
bu örgütlerdeki ekipler
14:11
spendharcamak betweenarasında 40 and 80 percentyüzde
of theironların time wastingisraf theironların time,
213
839735
6171
zamanlarının yüzde 40 ila 80'ini
boşa harcayarak geçiriyor;
14:17
but workingçalışma harderDaha güçlü and harderDaha güçlü,
longeruzun and longeruzun,
214
845930
3993
ama gittikçe daha fazla,
daha uzun süre,
14:21
on lessaz and lessaz value-addingdeğer ekleme activitiesfaaliyetler.
215
849947
2943
daha az değer katan
faaliyetlerde çalışıyorlar.
14:26
This is what is killingöldürme productivityverimlilik,
216
854242
2310
İşte bu durum verimliliği öldüren,
14:28
what makesmarkaları people sufferacı çekmek at work.
217
856576
2198
insanların iş yerinde acı çekmesine
neden olan şey.
14:31
Our organizationsorganizasyonlar are wastingisraf
humaninsan intelligencezeka.
218
859226
4537
Örgütlerimiz insan zekâsını
boşa harcıyorlar.
14:35
They have turneddönük againstkarşısında humaninsan effortsçabaları.
219
863787
3648
İnsana özgü çabalara karşı çıkmaktalar.
14:40
When people don't cooperateişbirliği,
220
868673
2890
İnsanlar iş birliği yapmadığı zaman,
14:43
don't blamesuçlama theironların mindsetsmindsets,
theironların mentalitieszihniyetler, theironların personalitykişilik --
221
871587
4395
onların kafa yapılarını, mentalitelerini,
kişiliklerini suçlamayın --
14:48
look at the work situationsdurumlar.
222
876006
2151
işteki koşullara bakın.
14:51
Is it really in theironların personalkişisel interestfaiz
to cooperateişbirliği or not,
223
879125
4249
İş birliği yapmak kişisel
çıkarlarına uygun mu,
14:55
if, when they cooperateişbirliği,
they are individuallytek tek worsedaha da kötüsü off?
224
883398
3985
eğer iş birliği yaparlarsa kişisel olarak
daha mı kötü durumdalar?
14:59
Why would they cooperateişbirliği?
225
887914
1619
Niye iş birliği yapsınlar?
15:01
When we blamesuçlama personalitieskişilikleri
226
889922
3592
Açıklık, mesuliyet, ölçme yerine,
15:05
insteadyerine of the clarityberraklık,
the accountabilityHesap verebilirlik, the measurementÖlçüm,
227
893538
6158
kişilikleri suçlarsak,
15:11
we addeklemek injusticeadaletsizlik to ineffectivenessetkin olmayan.
228
899720
3658
verimli olmamaya bir de
adaletsizliği ekleriz.
15:17
We need to createyaratmak organizationsorganizasyonlar
229
905654
1913
İnsanların iş birliği yapmasının
15:19
in whichhangi it becomesolur individuallytek tek usefulişe yarar
for people to cooperateişbirliği.
230
907591
4314
bireysel olarak faydalı hâle geldiği
örgütler yaratmak zorundayız.
15:24
RemoveKaldır the interfacesarayüzleri,
the middleorta officesbürolar --
231
912807
4795
Arayüzleri, ara ofisleri kaldırın --
15:29
all these complicatedkarmaşık
coordinationKoordinasyon structuresyapıları.
232
917626
3058
bütün bu karmaşık koordinasyon yapılarını.
15:33
Don't look for clarityberraklık; go for fuzzinessbelirsizlik.
233
921573
4380
Açıklığa bakmayın,
belirsizliği tercih edin.
15:37
FuzzinessBelirsizlik overlapsçakışma.
234
925977
2015
Belirsizlik çakışır.
15:41
RemoveKaldır mostçoğu of the quantitativenicel metricsölçümleri
to assessbelirlemek performanceperformans.
235
929244
4480
Performansı değerlendirmek için
nicel metriklerin çoğunu kaldırın.
15:46
SpeedHız the "what."
236
934200
1532
"Ne"yi artırın.
15:48
Look at cooperationişbirliği, the "how."
237
936414
2817
İş birliğine bakın, "nasıl"a.
15:51
How did you passpas the batonbaton?
238
939255
1601
Sopayı nasıl verdiniz?
15:52
Did you throwatmak it,
or did you passpas it effectivelyetkili bir şekilde?
239
940880
3562
Attınız mı, yoksa etkin
bir biçimde mi verdiniz?
15:58
Am I puttingkoyarak my energyenerji
in what can get measuredölçülü --
240
946569
6058
Enerjimi ölçülebilen şeyler
üzerine mi veriyorum,
16:04
my legsbacaklar, my speedhız --
or in passinggeçen the batonbaton?
241
952651
4135
bacaklarıma, hızıma;
yoksa sopayı vermeye mi?
16:08
You, as leadersliderler, as managersyöneticileri,
242
956810
4343
Sizler, liderler olarak,
yöneticiler olarak,
16:13
are you makingyapma it individuallytek tek usefulişe yarar
for people to cooperateişbirliği?
243
961177
5552
iş birliğini insanlar için kişisel olarak
faydalı hâle mi getiriyorsunuz?
16:20
The futuregelecek of our organizationsorganizasyonlar,
244
968205
3138
Organizasyonlarımızın, şirketlerimizin,
16:23
our companiesşirketler, our societiestoplumlar
245
971367
3793
toplumlarımızın geleceği,
16:27
hingesMenteşeler on your answerCevap to these questionssorular.
246
975184
5093
sizin bu sorulara cevabınıza bağlı.
16:33
Thank you.
247
981035
1181
Teşekkürler.
16:34
(ApplauseAlkış)
248
982240
3485
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by yavuzhan etlibaş

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Yves Morieux - Consultant
BCG's Yves Morieux researches how corporations can adapt to a modern and complex business landscape.

Why you should listen

Yves Morieux thinks deeply about what makes organizations work effectively. A senior partner in BCG’s Washington D.C. office and director of the BCG Institute for Organization, Morieux considers how overarching changes in structure can improve motivation for all who work there. His calls his approach "Smart Simplicity." Using six key rules, it encourages employees to cooperate in order to solve long-term problems. It isn’t just about reducing costs and increasing profit -- it’s about maximizing engagement through all levels of a company. Morieux has been featured in articles on organizational evolution in Harvard Business Review, The Economist, The Wall Street Journal, Fast Company and Le Monde.

More profile about the speaker
Yves Morieux | Speaker | TED.com