TEDxDubai
Patricia Ryan: Don't insist on English!
Patricia Ryan: İngilizce'de ısrar etmeyin!
Filmed:
Readability: 3.6
2,138,668 views
TEDxDubai'de, uzun süreli İngilizce öğretmeni Patricia Ryan provakatif bir soru soruyor: Dünyanın İngilizce üzerindeki odaklanması diğer dillerdeki güzel fikirlerin yayılmasını engelliyor mu?(Örnek olarak: Einstein TOEFL sınavını geçmek zorunda kalsaydı ne olurdu?)Çevirinin ve fikirleri paylaşmanın tutkulu bir savunması.
Patricia Ryan - Language teacher
Patricia Ryan has spent the past three-plus decades teaching English in Arabic countries -- where she has seen vast cultural (and linguistic) change. Full bio
Patricia Ryan has spent the past three-plus decades teaching English in Arabic countries -- where she has seen vast cultural (and linguistic) change. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
I know what you're thinking.
0
1000
2000
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
00:18
You think I've lost my way,
1
3000
2000
Size göre yolumu kaybettim,
00:20
and somebody's going to come on the stage in a minute
2
5000
2000
ve birisi az sonra sahneye çıkıp beni
00:22
and guide me gently back to my seat.
3
7000
2000
koltuğuma nazikçe geri döndürecek.
00:24
(Applause)
4
9000
6000
(Alkışlar)
00:30
I get that all the time in Dubai.
5
15000
3000
Bununla Dubai'de her zaman karşılaşıyorum.
00:33
"Here on holiday are you, dear?"
6
18000
2000
''Burada tatilde misin?''
00:35
(Laughter)
7
20000
2000
(Kahkahalar)
00:37
"Come to visit the children?
8
22000
3000
''Çocukları ziyarete mi geldin?
00:40
How long are you staying?"
9
25000
2000
Ne kadar kalıyorsun?''
00:42
Well actually, I hope for a while longer yet.
10
27000
3000
Aslında biraz daha fazla kalmayı umuyorum.
00:45
I have been living and teaching in the Gulf
11
30000
3000
Körfezde 30 sene boyunca
00:48
for over 30 years.
12
33000
2000
yaşıyor ve öğretiyorum.
00:50
(Applause)
13
35000
4000
(Alkışlar)
00:54
And in that time, I have seen a lot of changes.
14
39000
4000
Ve bu zamanda, birçok değişim gördüm.
00:58
Now that statistic
15
43000
2000
İstatistik oldukça
01:00
is quite shocking.
16
45000
2000
şok edici.
01:02
And I want to talk to you today
17
47000
2000
Ve size bugün İngilizce'nin
01:04
about language loss
18
49000
2000
küreselleşmesinden ve dil
01:06
and the globalization of English.
19
51000
3000
kaybından bahsedeceğim.
01:09
I want to tell you about my friend
20
54000
2000
Size yetişkinlere Abu Dabi'de İngilizce
01:11
who was teaching English to adults in Abu Dhabi.
21
56000
3000
öğreten bir arkadaşımdan bahsedeceğim.
01:14
And one fine day,
22
59000
2000
Ve bir gün,
01:16
she decided to take them into the garden
23
61000
2000
onları bahçeye doğa hakkında
01:18
to teach them some nature vocabulary.
24
63000
2000
kelime öğretme amaçlı götürmeye karar verdi.
01:20
But it was she who ended up learning
25
65000
2000
Ama sonunda bütün yerel bitkilerin isimlerini
01:22
all the Arabic words for the local plants,
26
67000
2000
ve kullanımlarını, tıptaki kullanımını,
01:24
as well as their uses --
27
69000
2000
kozmetik kullanımlarını,
01:26
medicinal uses, cosmetics,
28
71000
3000
yemekteki kullanımını, şifalı bitkilerin isimlerini
01:29
cooking, herbal.
29
74000
3000
Arapça olarak öğrenen kendisiydi.
01:32
How did those students get all that knowledge?
30
77000
2000
Bu öğrenciler bu bilgileri nereden alıyorlardı?
01:34
Of course, from their grandparents
31
79000
2000
Tabiki, büyük anne ve babalarından
01:36
and even their great-grandparents.
32
81000
3000
ve hatta büyük büyük anne ve babalarından.
01:39
It's not necessary to tell you how important it is
33
84000
3000
Nesiller boyunca iletişim kurabilmenin
01:42
to be able to communicate
34
87000
2000
ne kadar önemli olduğu sizlere
01:44
across generations.
35
89000
2000
söylememe gerek yok.
01:46
But sadly, today,
36
91000
2000
Ama üzülerek, bugün
01:48
languages are dying
37
93000
2000
diller benzeri görülmemiş
01:50
at an unprecedented rate.
38
95000
2000
bir oranda ölüyor.
01:52
A language dies every 14 days.
39
97000
3000
Her 14 günde bir dil ölüyor.
01:56
Now, at the same time,
40
101000
2000
Aynı zamanda,
01:58
English is the undisputed global language.
41
103000
2000
İngilizce tartışmaz küresel dil.
02:00
Could there be a connection?
42
105000
2000
Arada bir bağlantı olabilir mi?
02:02
Well I don't know.
43
107000
2000
Bilmiyorum.
02:04
But I do know that I've seen a lot of changes.
44
109000
3000
Ama biliyorum ki birçok değişiklik gördüm.
02:07
When I first came out to the Gulf, I came to Kuwait
45
112000
3000
Körfeze ilk geldiğim zaman, Kuveyt'e geldim
02:10
in the days when it was still a hardship post.
46
115000
3000
hala cefa cekilen günlerdi.
02:13
Actually, not that long ago.
47
118000
2000
Aslında, bu kadar önce değil.
02:15
That is a little bit too early.
48
120000
3000
Bu birazcık erken.
02:18
But nevertheless,
49
123000
2000
Ama buna rağmen,
02:20
I was recruited by the British Council,
50
125000
2000
diğer 25 öğretmen ile beraber
02:22
along with about 25 other teachers.
51
127000
2000
British Council tarafından işe alındım.
02:24
And we were the first non-Muslims
52
129000
2000
Ve biz Kuveyt'te devlet okullarında
02:26
to teach in the state schools there in Kuwait.
53
131000
3000
görev yapacak ilk müslüman olmayan öğretmenlerdik.
02:29
We were brought to teach English
54
134000
2000
Biz oraya İngilizce öğretmeye gittik
02:31
because the government wanted to modernize the country
55
136000
4000
çünkü devlet ülkeyi modernleştirmek istiyordu
02:35
and to empower the citizens through education.
56
140000
3000
ve vatandaşlarını eğitim ile güçlendirmek istiyordu.
02:38
And of course, the U.K. benefited
57
143000
2000
Ve tabiki, Birleşik Krallık o güzel
02:40
from some of that lovely oil wealth.
58
145000
3000
petrol refahının bir kısmından faydalandı.
02:43
Okay.
59
148000
2000
Tamam.
02:45
Now this is the major change that I've seen --
60
150000
3000
İngilizce öğretmenin nasıl
02:48
how teaching English
61
153000
2000
karşılıklı fayda
02:50
has morphed
62
155000
2000
sağlayan bir durumdan
02:52
from being a mutually beneficial practice
63
157000
4000
devasa uluslararası bir iş haline
02:56
to becoming a massive international business that it is today.
64
161000
3000
gelmiş olduğu benim gördüğüm büyük değişikliklerden biri.
02:59
No longer just a foreign language on the school curriculum,
65
164000
4000
Artık müfredatta sadece bir yabancı dil değil.
03:03
and no longer the sole domain
66
168000
2000
Ve artık ana İngiltere'nin yalnız
03:05
of mother England,
67
170000
2000
etki alanı değil.
03:07
it has become a bandwagon
68
172000
2000
Bu, dünya üzerinde her ingilizce
03:09
for every English-speaking nation on earth.
69
174000
3000
konuşan her ulus için takip edilesi birşey.
03:12
And why not?
70
177000
2000
Neden olmasın?
03:14
After all, the best education --
71
179000
3000
Sonuçta --
03:17
according to the latest World University Rankings --
72
182000
3000
en son dünya üniversiteler sıralamasına göre
03:20
is to be found in the universities
73
185000
2000
en iyi eğitim Birleşik Krallık ve
03:22
of the U.K. and the U.S.
74
187000
4000
Amerika Birleşik Devletlerinde veriliyor.
03:26
So everybody wants to have an English education, naturally.
75
191000
4000
Yani doğal olarak herkes İngilizce eğitim almak istiyor.
03:30
But if you're not a native speaker,
76
195000
2000
Ama anadiliniz İngilizce değilse,
03:32
you have to pass a test.
77
197000
2000
bir sınavı geçmek zorundasınız.
03:34
Now can it be right
78
199000
2000
Sadece dil yeteneklerine
03:36
to reject a student
79
201000
2000
bakarak bir öğrenciyi kabul
03:38
on linguistic ability alone?
80
203000
2000
etmemek doğru olur mu?
03:40
Perhaps you have a computer scientist
81
205000
2000
Belki de dahi olan bir
03:42
who's a genius.
82
207000
2000
bilgisayar bilimcisiniz.
03:44
Would he need the same language as a lawyer, for example?
83
209000
3000
O kişi avukatın konuştuğu kadar İngilizce bilmek zorunda mı?
03:47
Well, I don't think so.
84
212000
3000
Bence değil.
03:51
We English teachers reject them all the time.
85
216000
3000
Biz İngilizce öğretmenleri onları her zaman geri çeviriyoruz.
03:54
We put a stop sign,
86
219000
2000
Dur işareti koyuyoruz,
03:56
and we stop them in their tracks.
87
221000
2000
ve onları durduruyoruz.
03:58
They can't pursue their dream any longer,
88
223000
2000
Hayallerini İngilizce öğrenene kadar,
04:00
'til they get English.
89
225000
3000
sürdüremiyorlar.
04:04
Now let me put it this way:
90
229000
3000
Bunu şu şekilde anlatayım,
04:07
if I met a monolingual Dutch speaker
91
232000
4000
eğer sadece Hollandaca bilen ve
04:11
who had the cure for cancer,
92
236000
2000
kansere karşı tedavisi elinde olan biri ile tanışsam,
04:13
would I stop him from entering my British University?
93
238000
3000
onu Britanya Üniversitesi'ne girmekten alıkoyar mıyım?
04:16
I don't think so.
94
241000
2000
Hiçte öyle değil.
04:18
But indeed, that is exactly what we do.
95
243000
3000
Ama aslında, bu tam olarak yaptığımız şey.
04:21
We English teachers are the gatekeepers.
96
246000
3000
Biz İngilizce öğretmenleri kapıları tutanlarız.
04:24
And you have to satisfy us first
97
249000
3000
Ve İngilizce'nizin iyi olduğu konusunda
04:27
that your English is good enough.
98
252000
3000
önce bizi tatmin etmeniz lazım.
04:31
Now it can be dangerous
99
256000
2000
Belli bir katmandaki topluluğa
04:33
to give too much power
100
258000
3000
çok fazla güç vermek
04:36
to a narrow segment of society.
101
261000
2000
tehlikeli olabilir.
04:38
Maybe the barrier would be too universal.
102
263000
3000
Belki bariyer çok evrensel olacak.
04:41
Okay.
103
266000
2000
Tamam.
04:43
"But," I hear you say,
104
268000
3000
''Ama,'' Dediğinizi duyar gibiyim,
04:46
"what about the research?
105
271000
2000
''Araştırmadan ne haber?
04:48
It's all in English."
106
273000
2000
Hepsi İngilizce.''
04:50
So the books are in English,
107
275000
2000
Kitaplar İngilizce,
04:52
the journals are done in English,
108
277000
2000
makaleler İngilizce yapılıyor,
04:54
but that is a self-fulfilling prophecy.
109
279000
3000
ama bu kendi kendini tatmin eden bir kehanet.
04:57
It feeds the English requirement.
110
282000
2000
İngilizce gerekliliğini besliyor.
04:59
And so it goes on.
111
284000
2000
Ve bu şekilde gidiyor.
05:01
I ask you, what happened to translation?
112
286000
3000
Size soruyorum, çeviriye ne oldu?
05:04
If you think about the Islamic Golden Age,
113
289000
4000
İslamik altın çağı düşünüyorsanız,
05:08
there was lots of translation then.
114
293000
3000
o zaman bir sürü çeviri vardı.
05:11
They translated from Latin and Greek
115
296000
3000
Latince ve Yunancadan çeviri yaptılar,
05:14
into Arabic, into Persian,
116
299000
2000
Arapçaya, Farsçaya,
05:16
and then it was translated on
117
301000
2000
ve sonra avrupanın Germen
05:18
into the Germanic languages of Europe
118
303000
2000
dillerine ve Romen dillerine
05:20
and the Romance languages.
119
305000
2000
çevrildi.
05:22
And so light shone upon the Dark Ages of Europe.
120
307000
4000
Ve sonra ışık avrupanın karanlık çağları üzerine doğdu.
05:27
Now don't get me wrong;
121
312000
2000
Beni yanlış anlamayın;
05:29
I am not against teaching English,
122
314000
2000
İngilizce öğretmenin karşısında değilim,
05:31
all you English teachers out there.
123
316000
2000
hepiniz ingilizce öğretmenlerisiniz.
05:33
I love it that we have a global language.
124
318000
2000
Küresel bir dile sahip olmamızı seviyorum.
05:35
We need one today more than ever.
125
320000
3000
Her zaman olduğundan daha çok ihtiyacımız var.
05:38
But I am against using it
126
323000
2000
Ama bunu bir bariyer
05:40
as a barrier.
127
325000
2000
olarak kullanmaya karşıyım.
05:42
Do we really want to end up with 600 languages
128
327000
3000
Gerçekten ana dil olarak ingilizce ya da Çince'nin
05:45
and the main one being English, or Chinese?
129
330000
3000
olduğu 600 tane dil istiyor muyuz?
05:48
We need more than that. Where do we draw the line?
130
333000
3000
Bundan daha fazlasına ihtiyacımız var.Çizgiyi nereye çekeceğiz?
05:51
This system
131
336000
2000
Bu sistem zekayı ve
05:53
equates intelligence
132
338000
3000
İngilizce bilgisini ki
05:56
with a knowledge of English,
133
341000
3000
biraz keyfi--
05:59
which is quite arbitrary.
134
344000
2000
bir araya getiriyor.
06:01
(Applause)
135
346000
6000
(Alkışlar)
06:07
And I want to remind you
136
352000
2000
Ve size hatırlatmak istiyorum
06:09
that the giants upon whose shoulders
137
354000
3000
bugünün aydınlarının omuzlarının
06:12
today's intelligentsia stand
138
357000
2000
üzerinde durduğu devler
06:14
did not have to have English,
139
359000
2000
İngilizce'ye sahip değildi,
06:16
they didn't have to pass an English test.
140
361000
2000
Bir İngilizce sınavını geçmek zorunda değillerdi.
06:18
Case in point, Einstein.
141
363000
3000
Örnek olarak, Einstein.
06:22
He, by the way, was considered remedial at school
142
367000
3000
Bu arada kendisi okulda iken tedavi edilmesi gereken biri olarak
06:25
because he was, in fact, dyslexic.
143
370000
2000
görüldü, çünkü kendisi disleksikti.
06:27
But fortunately for the world,
144
372000
2000
Ama dünya çok şanslı ki,
06:29
he did not have to pass an English test.
145
374000
3000
İngilizce sınavını geçmek zorunda değildi.
06:32
Because they didn't start until 1964
146
377000
3000
Çünkü 1964e kadar TOEFL'a
06:35
with TOEFL,
147
380000
2000
başlamadılar,
06:37
the American test of English.
148
382000
2000
Amerikan İngilizce testi.
06:39
Now it's exploded.
149
384000
2000
Şimdi ise bir patlama hakim.
06:41
There are lots and lots of tests of English.
150
386000
3000
İngilizce birçok test var.
06:44
And millions and millions of students
151
389000
2000
Ve bu testlere giren milyonlarca
06:46
take these tests every year.
152
391000
2000
öğrenci var.
06:48
Now you might think, you and me,
153
393000
2000
Aslında düşünebilirsiniz, ben de aynı zamanda,
06:50
"Those fees aren't bad, they're okay,"
154
395000
2000
bu ücretler çok kötü değil, idare eder şekildeler,
06:52
but they are prohibitive
155
397000
2000
ama fakir olan milyonlarca
06:54
to so many millions of poor people.
156
399000
2000
insan için fahiştir.
06:56
So immediately, we're rejecting them.
157
401000
2000
Yani sonuç olarak, onları kabul etmiyoruz.
06:58
(Applause)
158
403000
3000
(Alkışlar)
07:01
It brings to mind a headline I saw recently:
159
406000
3000
Geçenlerde gördüğüm bir manşet aklıma geldi:
07:04
"Education: The Great Divide."
160
409000
2000
''Eğitim: Büyük ayrım.''
07:06
Now I get it,
161
411000
2000
Şimdi anlıyorum,
07:08
I understand why people would want to focus on English.
162
413000
3000
İnsanlar neden ingilizce üzerinde odaklanmalılar anlıyorum.
07:11
They want to give their children the best chance in life.
163
416000
3000
Çocuklarına hayatta en iyi şansı vermek istiyorlar.
07:15
And to do that, they need a Western education.
164
420000
3000
Ve bunu yapmak için, batı eğitimine ihtiyaçları var.
07:18
Because, of course, the best jobs
165
423000
2000
Çünkü, tabi ki, en iyi işler
07:20
go to people out of the Western Universities,
166
425000
3000
batı üniversitelerinden mezun olanlara gidiyor,
07:23
that I put on earlier.
167
428000
2000
daha öncede belirttiğim gibi.
07:25
It's a circular thing.
168
430000
2000
Bu döngüsel bir olay.
07:27
Okay.
169
432000
2000
Tamam.
07:29
Let me tell you a story about two scientists,
170
434000
2000
İki bilimadamı ile ilgili hikayeyi anlatayım size.
07:31
two English scientists.
171
436000
2000
iki İngiliz bilimadamı.
07:33
They were doing an experiment
172
438000
2000
Genetik, hayvanların ön ayakları
07:35
to do with genetics
173
440000
2000
ve arka ayakları ile ilgili
07:37
and the forelimbs and the hind limbs of animals.
174
442000
3000
bir deney yapıyorlardı.
07:40
But they couldn't get the results they wanted.
175
445000
2000
Ama istedikleri sonuçları alamıyorlardı.
07:42
They really didn't know what to do,
176
447000
2000
Gerçekten ne yapacaklarını bilemiyorlardı,
07:44
until along came a German scientist
177
449000
3000
ön ayak ve arka ayak ile ilgili
07:47
who realized that they were using two words
178
452000
3000
iki kelime kullandıklarını anlayan bir
07:50
for forelimb and hind limb,
179
455000
2000
Alman bilimadamı gelene kadar,
07:52
whereas genetics does not differentiate
180
457000
4000
genetikte bu ayrım yoktu,
07:56
and neither does German.
181
461000
2000
Almancada da yoktu.
07:58
So bingo,
182
463000
2000
Yani,
08:00
problem solved.
183
465000
2000
problem çözüldü.
08:02
If you can't think a thought,
184
467000
2000
Eğer birşeyi düşünemezseniz,
08:04
you are stuck.
185
469000
3000
takılıp kalırsınız.
08:07
But if another language can think that thought,
186
472000
2000
Ama başka bir dil o düşünceyi düşünebilirse,
08:09
then, by cooperating,
187
474000
2000
o zaman, birlikte çalışarak,
08:11
we can achieve and learn so much more.
188
476000
3000
çok daha fazlasını öğrenip başarabiliriz.
08:16
My daughter
189
481000
2000
Benim kızım,
08:18
came to England from Kuwait.
190
483000
3000
Kuveyt'ten ingiltere'ye geldi.
08:21
She had studied science and mathematics in Arabic.
191
486000
3000
Arapça olarak bilim ve matematik okudu.
08:24
It's an Arabic medium school.
192
489000
3000
Orta düzeyde bir Arapça okuldu.
08:27
She had to translate it into English at her grammar school.
193
492000
3000
Gramer okulunda İngilizce'ye çevirmek zorundaydı.
08:30
And she was the best in the class
194
495000
2000
Ve o konularda sınıfında
08:32
at those subjects.
195
497000
2000
en iyisiydi.
08:34
Which tells us
196
499000
2000
Bu da bize gösteriyor ki
08:36
that when students come to us from abroad,
197
501000
2000
öğrenciler bize yurtdışından geldiğinde,
08:38
we may not be giving them enough credit
198
503000
2000
onlara bildikleri hakkında yeteri
08:40
for what they know,
199
505000
2000
kadar kredi vermiyoruz,
08:42
and they know it in their own language.
200
507000
3000
ve bunu kendi dillerinde biliyorlar.
08:45
When a language dies,
201
510000
2000
Bir dil öldüğü zaman,
08:47
we don't know what we lose with that language.
202
512000
3000
o dille beraber neyi kaybettiğimizi bilmiyoruz.
08:50
This is -- I don't know if you saw it on CNN recently --
203
515000
4000
Bu -- bilmiyorum CNN'de gördünüz mü --
08:54
they gave the Heroes Award
204
519000
2000
Genç bir Kenya'lı çobana
08:56
to a young Kenyan shepherd boy
205
521000
3000
Kahramanlar Ödülü verdiler
08:59
who couldn't study at night in his village,
206
524000
3000
Kendi köyünde geceleri çalışamıyordu
09:02
like all the village children,
207
527000
2000
bütün köy çocukları gibi,
09:04
because the kerosene lamp,
208
529000
2000
çünkü kerosen lambası,
09:06
it had smoke and it damaged his eyes.
209
531000
2000
dumana sahipti ve gözlere zarar veriyordu.
09:08
And anyway, there was never enough kerosene,
210
533000
3000
Ve neyse, asla yeterli kerosen olmuyordu,
09:11
because what does a dollar a day buy for you?
211
536000
3000
çünkü bir dollar size ne alabilir?
09:14
So he invented
212
539000
2000
O da ücretsiz bir güneş
09:16
a cost-free solar lamp.
213
541000
3000
lambası icat etti.
09:19
And now the children in his village
214
544000
2000
Ve şimdi köyündeki çocuklar
09:21
get the same grades at school
215
546000
2000
evinde elektrik olan diğer çocuklar
09:23
as the children who have electricity at home.
216
548000
4000
ile aynı notları alıyor.
09:27
(Applause)
217
552000
6000
(Alkışlar)
09:33
When he received his award,
218
558000
2000
Ödülünü aldığı zaman,
09:35
he said these lovely words:
219
560000
2000
şu tatlı sözeri söyledi:
09:37
"The children can lead Africa from what it is today,
220
562000
3000
''Çocuklar Afrikayı bugün olduğundan öteye taşıyabilir,
09:40
a dark continent,
221
565000
2000
kara kıtadan,
09:42
to a light continent."
222
567000
2000
aydınlık bir kıtaya.''
09:44
A simple idea,
223
569000
2000
Çok basit bir fikir,
09:46
but it could have such far-reaching consequences.
224
571000
3000
ama çok daha uzaklara erişebilir.
09:50
People who have no light,
225
575000
2000
Işığı olmayan insanlar,
09:52
whether it's physical or metaphorical,
226
577000
3000
fiziksel olarak ya da düşünsel olarak,
09:55
cannot pass our exams,
227
580000
3000
sınavlarımızı geçemezler,
09:58
and we can never know what they know.
228
583000
3000
ve ne bildiklerini asla bilemeyiz.
10:01
Let us not keep them and ourselves
229
586000
3000
Onları ve kendimiz karanlıkta
10:04
in the dark.
230
589000
2000
bırakmayalım.
10:06
Let us celebrate diversity.
231
591000
3000
Farklılığı kutlayalım.
10:09
Mind your language.
232
594000
3000
Dilinize önem verin.
10:12
Use it to spread great ideas.
233
597000
4000
Güzel fikirleri yaymak için kullanın.
10:16
(Applause)
234
601000
7000
(Alkışlar)
10:23
Thank you very much.
235
608000
2000
Çok teşekkürler.
10:25
(Applause)
236
610000
3000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Patricia Ryan - Language teacherPatricia Ryan has spent the past three-plus decades teaching English in Arabic countries -- where she has seen vast cultural (and linguistic) change.
Why you should listen
UK-born language teacher Patricia Ryan has spent most of the past 40 years teaching English in the countries of the Arabian Gulf.
She is currently teaching at Zayed University in Dubai, and studying for a second Masters degree in Law.
Patricia Ryan | Speaker | TED.com