ABOUT THE SPEAKER
Barry Schwartz - Psychologist
Barry Schwartz studies the link between economics and psychology, offering startling insights into modern life. Lately, working with Ken Sharpe, he's studying wisdom.

Why you should listen

In his 2004 book The Paradox of Choice, Barry Schwartz tackles one of the great mysteries of modern life: Why is it that societies of great abundance — where individuals are offered more freedom and choice (personal, professional, material) than ever before — are now witnessing a near-epidemic of depression? Conventional wisdom tells us that greater choice is for the greater good, but Schwartz argues the opposite: He makes a compelling case that the abundance of choice in today's western world is actually making us miserable.

Infinite choice is paralyzing, Schwartz argues, and exhausting to the human psyche. It leads us to set unreasonably high expectations, question our choices before we even make them and blame our failures entirely on ourselves. His relatable examples, from consumer products (jeans, TVs, salad dressings) to lifestyle choices (where to live, what job to take, who and when to marry), underscore this central point: Too much choice undermines happiness.

Schwartz's previous research has addressed morality, decision-making and the varied inter-relationships between science and society. Before Paradox he published The Costs of Living, which traces the impact of free-market thinking on the explosion of consumerism -- and the effect of the new capitalism on social and cultural institutions that once operated above the market, such as medicine, sports, and the law.

Both books level serious criticism of modern western society, illuminating the under-reported psychological plagues of our time. But they also offer concrete ideas on addressing the problems, from a personal and societal level.

Schwartz is the author of the TED Book, Why We Work

More profile about the speaker
Barry Schwartz | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2005

Barry Schwartz: The paradox of choice

Barry Schwartz Seçme Çelişkisi Üzerine

Filmed:
14,210,098 views

Psikolog Barry Schwartz Batı toplumlarının temel inançlarından birini hedef alıyor: seçme özgürlüğü. Schwartz'a göre, seçim bizleri daha özgür değil, aksine daha fazla felç ediyor, daha mutlu değil, daha tatminsiz kılıyor.
- Psychologist
Barry Schwartz studies the link between economics and psychology, offering startling insights into modern life. Lately, working with Ken Sharpe, he's studying wisdom. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:25
I'm going to talk to you about some stuffşey that's in this bookkitap of mineMayın
0
0
3000
Kitabımdaki bazı şeyler hakkında konuşacağım,
00:28
that I hopeumut will resonateyankılamak with other things you've alreadyzaten heardduymuş,
1
3000
3000
bunların daha önce duymuş olduğunuz bazı şeylerle yankılanacağını umuyorum
00:31
and I'll try to make some connectionsbağlantıları myselfkendim, in casedurum you missbayan them.
2
6000
4000
ve sizin gözünüzden kaçma ihtimaline karşılık kendim bazı bağlantılar kurmaya çalışacağım.
00:35
I want to startbaşlama with what I call the "officialresmi dogmaDogma."
3
10000
4000
Benim ‘resmi dogma’ dediğim şeyle başlamak istiyorum.
00:39
The officialresmi dogmaDogma of what?
4
14000
2000
Neyin resmi dogması?
00:41
The officialresmi dogmaDogma of all westernbatı industrialSanayi societiestoplumlar.
5
16000
4000
Tüm Batı sanayi toplumlarının dogması.
00:45
And the officialresmi dogmaDogma runskoşar like this:
6
20000
2000
Ve resmi dogma şu şekilde işler:
00:47
if we are interestedilgili in maximizingen üst düzeye çıkarma the welfarerefah of our citizensvatandaşlar,
7
22000
4000
eğer vatandaşlarımızın esenliğinin en üst düzeye çıkarılması ile ilgileniyorsak,
00:51
the way to do that is to maximizeen üst düzeye çıkarmak individualbireysel freedomözgürlük.
8
26000
6000
bunu yapmanın yolu kişisel özgürlüğü en üst düzeye çıkarmaktır.
00:57
The reasonneden for this is bothher ikisi de that freedomözgürlük is in and of itselfkendisi good,
9
32000
5000
Bunun nedeni, özgürlüğün hem kendi içinde ve kendinden dolayı
01:02
valuabledeğerli, worthwhiledeğerli, essentialgerekli to beingolmak humaninsan.
10
37000
3000
insan olmak için iyi, değerli, dikkate değer ve gerekli olmasıdır.
01:05
And because if people have freedomözgürlük,
11
40000
3000
Ve eğer insanlar özgür olurlarsa,
01:08
then eachher of us can actdavranmak on our ownkendi
12
43000
2000
her birimiz kendi kendimize refahımızı
01:10
to do the things that will maximizeen üst düzeye çıkarmak our welfarerefah,
13
45000
2000
en iyi düzeye çıkaracak şeyleri yapabiliriz
01:12
and no one has to decidekarar ver on our behalfadına.
14
47000
4000
ve başka biri bizim yerimize karar vermek zorunda kalmaz.
01:16
The way to maximizeen üst düzeye çıkarmak freedomözgürlük is to maximizeen üst düzeye çıkarmak choiceseçim.
15
51000
5000
Özgürlüğü en üst düzeye çıkarmak, seçimi en üst düzeye çıkarmaktır.
01:21
The more choiceseçim people have, the more freedomözgürlük they have,
16
56000
3000
İnsanlar ne kadar fazla seçeneğe sahip olurlarsa, daha fazla özgürlüğe sahip olurlar
01:24
and the more freedomözgürlük they have,
17
59000
2000
ve daha fazla özgürlüğe sahip olduklarında
01:26
the more welfarerefah they have.
18
61000
3000
daha fazla refaha sahip olurlar.
01:29
This, I think, is so deeplyderinden embeddedgömülü in the waterSu supplyarz
19
64000
5000
Bu, bence, öylesine derinlere gömülmüştür ki,
01:34
that it wouldn'tolmaz occurmeydana to anyonekimse to questionsoru it.
20
69000
3000
bunu sorgulamak herhangi birinin aklına gelmez.
01:37
And it's alsoAyrıca deeplyderinden embeddedgömülü in our liveshayatları.
21
72000
5000
Ayrıca bu hayatımızın da derinlerine işlemiştir.
01:42
I'll give you some examplesörnekler of what modernmodern progressilerleme has madeyapılmış possiblemümkün for us.
22
77000
6000
Modern gelişimin bizler için neleri mümkün kıldığına dair birkaç örnek vereceğim.
01:48
This is my supermarketsüpermarket. Not suchböyle a bigbüyük one.
23
83000
4000
Bu benim süpermarketim. Çok da büyük değil.
01:52
I want to say just a wordsözcük about saladsalata dressingsoyunma.
24
87000
2000
Salata sosuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum.
01:54
175 saladsalata dressingssosları in my supermarketsüpermarket,
25
89000
3000
Süpermarketimde 175 salata sosu var,
01:57
if you don't countsaymak the 10 extra-virginsızma olivezeytin oilsyağlar
26
92000
3000
satın alabileceğiniz 10 farklı ekstra virgin zeytinyağı
02:00
and 12 balsamicbalsamik vinegarsSirkeler you could buysatın almak
27
95000
3000
ve 12 balzamik sirkeyi saymazsanız,
02:03
to make a very largegeniş numbernumara of your ownkendi saladsalata dressingssosları,
28
98000
3000
175 salata sos seçeneğinden size uymayan varsa
02:06
in the off-chanceihtimal that noneYok of the 175 the storemağaza has on offerteklif suittakım elbise you.
29
101000
5000
çok sayıda farklı salata sosu hazırlayabilirsiniz.
02:11
So this is what the supermarketsüpermarket is like.
30
106000
2000
Süpermarket böyle bir şey.
02:13
And then you go to the consumertüketici electronicselektronik storemağaza to setset up a stereomüzik seti systemsistem --
31
108000
4000
Ve sonra elektronik mağazasına bir stereo sistemi almak için gidiyorsunuz-
02:17
speakershoparlörler, CDCD playeroyuncu, tapebant playeroyuncu, tunerTV tarayıcısı, amplifieramplifikatör --
32
112000
4000
hoparlörler, CD oynatıcı, kaset oynatıcı, tuner, amfi.
02:21
and in this one singletek consumertüketici electronicselektronik storemağaza,
33
116000
4000
Ve bu tek elektronik mağazasında,
02:25
there are that manyçok stereomüzik seti systemssistemler.
34
120000
4000
bu kadar farklı stereo sistemi var.
02:29
We can constructinşa etmek six-and-a-half-million6-ve-bir buçuk milyon differentfarklı stereomüzik seti systemssistemler
35
124000
5000
Tek bir mağazanın bize sunduklarıyla
02:34
out of the componentsbileşenler that are on offerteklif in one storemağaza.
36
129000
3000
6,5 milyon farklı stereo sistemi kurabiliriz.
02:37
You've got to admititiraf etmek that's a lot of choiceseçim.
37
132000
2000
Kabul etmelisiniz ki bu çok fazla seçenek demektir.
02:39
In other domainsetki alanları -- the worldDünya of communicationsiletişim.
38
134000
4000
Diğer alanlarda -iletişim dünyası.
02:43
There was a time, when I was a boyoğlan,
39
138000
2000
Ben küçük bir çocukken,
02:45
when you could get any kindtür of telephonetelefon servicehizmet you wanted,
40
140000
3000
istediğiniz bir telefon servisini alabilirdiniz,
02:48
as long as it camegeldi from MaMa BellBell.
41
143000
2000
Ma bell’den aldığınız sürece.
02:50
You rentedkiralanmış your phonetelefon. You didn't buysatın almak it.
42
145000
2000
Telefonunuzu kiralardınız. Satın almazdınız.
02:52
One consequencesonuç of that, by the way, is that the phonetelefon never brokekırdı.
43
147000
3000
Bunun bir sonucu da, bu arada, telefonun hiçbir zaman bozulmamasıydı.
02:55
And those daysgünler are gonegitmiş.
44
150000
3000
Ve bu günler geride kaldı.
02:58
We now have an almostneredeyse unlimitedsınırsız varietyvaryete of phonestelefonlar,
45
153000
3000
Şimdi neredeyse sınırsız çeşitlilikte telefon var,
03:01
especiallyözellikle in the worldDünya of cellhücre phonestelefonlar.
46
156000
2000
özellikle cep telefonları söz konusu olduğunda.
03:03
These are cellhücre phonestelefonlar of the futuregelecek.
47
158000
3000
Bunlar geleceğin cep telefonları.
03:06
My favoritesevdiğim is the middleorta one --
48
161000
2000
Benim favorim ortadaki-
03:08
the MPMP3 playeroyuncu, noseburun hairsaç trimmerdüzeltici, and cremekrem bruleeBrulee torchmeşale.
49
163000
4000
MP3 çalar, burun kılı makası ve créme brulée hamlaçı.
03:12
And if by some chanceşans you haven'tyok seengörüldü that in your storemağaza yethenüz,
50
167000
6000
Ve her nasılsa henüz bir mağazada görmediyseniz,
03:18
you can restdinlenme assuredgüvence verdi that one day soonyakında you will.
51
173000
2000
en azından yakın bir zamanda göreceğinizden emin olabilirsiniz.
03:20
And what this does is
52
175000
2000
Bu da insanları kendi alışveriş yaptıkları
03:22
it leadspotansiyel müşteriler people to walkyürümek into theironların storesdepolar askingsormak this questionsoru.
53
177000
4000
mağazaya gidip bu soruyu sormalarına neden oluyor. (Fazla işlevi olmayan bir telefonunuz var mı?)
03:26
And do you know what the answerCevap to this questionsoru now is?
54
181000
2000
Ve bu sorunun cevabı nedir biliyor musunuz?
03:28
The answerCevap is "No."
55
183000
2000
Cevabı ‘hayır’.
03:30
It is not possiblemümkün to buysatın almak a cellhücre phonetelefon that doesn't do too much.
56
185000
4000
Fazla bir şey yapmayan cep telefonu bulmak imkânsız.
03:34
So, in other aspectsyönleri of life that are much more significantönemli than buyingalış things,
57
189000
5000
Bu yüzden, hayatın satın almaktan daha önemli olan başka yönlerinde,
03:39
the sameaynı explosionpatlama of choiceseçim is truedoğru.
58
194000
4000
aynı seçim patlaması geçerli.
03:43
HealthSağlık carebakım -- it is no longeruzun the casedurum in the UnitedAmerika StatesBirleşik
59
198000
4000
Sağlık hizmeti -artık ABD'de doktora gidip
03:47
that you go to the doctordoktor, and the doctordoktor tellsanlatır you what to do.
60
202000
3000
ne yapman gerektiğini öğrenme zamanı geçti.
03:50
InsteadBunun yerine, you go to the doctordoktor,
61
205000
2000
Bunun yerine, doktora gidiyorsunuz
03:52
and the doctordoktor tellsanlatır you, "Well, we could do A, or we could do B.
62
207000
3000
ve doktor size, 'Pekâlâ, A’yı yapabiliriz, ya da B’yi yapabiliriz' diyor.
03:55
A has these benefitsfaydaları, and these risksriskler.
63
210000
3000
'A’nın şu yararları ve şu riskleri var.
03:58
B has these benefitsfaydaları, and these risksriskler. What do you want to do?"
64
213000
4000
B’nin şu yararları ve şu riskleri var. Ne yapmak istiyorsunuz?'
04:02
And you say, "DocDoktor, what should I do?"
65
217000
3000
Ve siz dersiniz ki, ‘Doktor, ne yapmalıyım sizce?’
04:05
And the docDoktor saysdiyor, "A has these benefitsfaydaları and risksriskler, and B has these benefitsfaydaları and risksriskler.
66
220000
4000
Ve doktor der ki, 'A’nın şu yararları ve riskleri var ve B’nin şu yararları ve riskleri var.
04:09
What do you want to do?"
67
224000
3000
Ne yapmak isterdiniz?'
04:12
And you say, "If you were me, DocDoktor, what would you do?"
68
227000
3000
Ve siz dersiniz ki, ‘Benim yerimde olsaydınız, doktor, siz ne yapardınız?'
04:15
And the docDoktor saysdiyor, "But I'm not you."
69
230000
4000
Ve doktor der ki, ‘Ama ben siz değilim ki.’
04:19
And the resultsonuç is -- we call it "patienthasta autonomyözerklik,"
70
234000
3000
Ve sonuç, buna ‘hasta otonomisi’ diyoruz,
04:22
whichhangi makesmarkaları it soundses like a good thing,
71
237000
2000
kulağa hoş geliyor.
04:24
but what it really is is a shiftingdeğişken of the burdenyük and the responsibilitysorumluluk
72
239000
2000
Ancak aslında bu karar vermek için gerekli mesuliyetin
04:26
for decision-makingkarar verme from somebodybirisi who knowsbilir something --
73
241000
3000
ve sorumluluğun –konuyu bilen tarafından,
04:29
namelyyani, the doctordoktor --
74
244000
1000
yani doktordan-
04:30
to somebodybirisi who knowsbilir nothing and is almostneredeyse certainlykesinlikle sickhasta
75
245000
3000
hiçbir şey bilmeyene ve kesinlikle hasta
04:33
and thusBöylece not in the besten iyi shapeşekil to be makingyapma decisionskararlar --
76
248000
3000
ve bu nedenle karar vermesi uygun olmayana
04:36
namelyyani, the patienthasta.
77
251000
2000
-yani hastaya- verilmesi demektir.
04:38
There's enormousmuazzam marketingpazarlama of prescriptionreçete drugsilaçlar
78
253000
3000
Sizin benim gibi insanlar için
04:41
to people like you and me,
79
256000
1000
muazzam bir reçeteli ilaç pazarı var
04:42
whichhangi, if you think about it, makesmarkaları no senseduyu at all,
80
257000
2000
ki eğer düşünürseniz hiç mantıklı değil,
04:44
sincedan beri we can't buysatın almak them.
81
259000
2000
çünkü biz bu ilaçları alamayız.
04:46
Why do they marketpazar to us if we can't buysatın almak them?
82
261000
2000
Eğer biz alamayacaksak neden bize pazarlanıyor?
04:48
The answerCevap is that they expectbeklemek us to call our doctorsdoktorlar the nextSonraki morningsabah
83
263000
4000
Bunun cevabı şu; bizim ertesi sabah doktorumuzu arayıp
04:52
and asksormak for our prescriptionsreçeteler to be changeddeğişmiş.
84
267000
4000
reçetemizi değiştireceğimizi umuyorlar.
04:56
Something as dramaticdramatik as our identityKimlik
85
271000
4000
Kimliğimiz kadar etkileyici olan şey
05:00
has now becomeolmak a mattermadde of choiceseçim,
86
275000
2000
şimdi bir seçim meselesi oldu,
05:02
as this slidekaymak is meantdemek to indicatebelirtmek.
87
277000
4000
bu sununun göstermeye çalıştığı gibi. (Çocuklara baskı yapmaya inanmıyoruz. Doğru zaman gelince uygun cinsiyeti seçeceklerdir.)
05:06
We don't inheritmiras an identityKimlik; we get to inventicat etmek it.
88
281000
2000
Kimliğimizi miras almayız, onu yaratmak zorundayızdır.
05:08
And we get to re-inventyeniden icat ourselveskendimizi as oftensık sık as we like.
89
283000
4000
Ve kendimizi arzu ettiğimiz kadar yeniden yaratabiliriz.
05:12
And that meansanlamına geliyor that everydayher gün, when you wakeuyanmak up in the morningsabah,
90
287000
2000
Ve bu da her sabah uyandığınızda ne tür bir insan olmak
05:14
you have to decidekarar ver what kindtür of personkişi you want to be.
91
289000
5000
istediğinize karar vermeniz gerekiyor demektir.
05:19
With respectsaygı to marriageevlilik and familyaile,
92
294000
3000
Evlilik ve aileye gelince,
05:22
there was a time when the defaultVarsayılan assumptionvarsayım that almostneredeyse everyoneherkes had
93
297000
6000
eskiden neredeyse herkesin varsaydığı
05:28
is that you got marriedevli as soonyakında as you could,
94
303000
1000
yapabildiğiniz kadar erken evlenmeniz
05:29
and then you startedbaşladı havingsahip olan kidsçocuklar as soonyakında as you could.
95
304000
2000
ve sonra da yine erken çocuk sahibi olmanız gerektiğiydi.
05:31
The only realgerçek choiceseçim was who,
96
306000
4000
Asıl karar vermeniz gereken kiminle olacağıydı,
05:35
not when, and not what you did after.
97
310000
3000
ne zaman ya da sonrasında ne yapmanız gerektiği değil.
05:38
NowadaysGünümüzde, everything is very much up for grabskapmak.
98
313000
3000
Bu günlerde her şey elde etmeye müsait.
05:41
I teachöğretmek wonderfullyharika intelligentakıllı studentsöğrencilerin,
99
316000
3000
Mükemmel derecede zeki öğrencilere eğitim veriyorum
05:44
and I assignatamak 20 percentyüzde lessaz work than I used to.
100
319000
3000
ve eskiden olduğunda %20 daha az ödev veriyorum.
05:47
And it's not because they're lessaz smartakıllı,
101
322000
3000
Ve bunun nedeni daha az zeki olmaları
05:50
and it's not because they're lessaz diligentçalışkan.
102
325000
2000
ya da daha az çalışkan olmaları değil.
05:52
It's because they are preoccupieddalgın, askingsormak themselveskendilerini,
103
327000
4000
Bunun nedeni, ‘Evlenmeli miyim yoksa evlenmemeli miyim?
05:56
"Should I get marriedevli or not? Should I get marriedevli now?
104
331000
2000
Şimdi mi olmalı? Daha sonra mı?
05:58
Should I get marriedevli latersonra? Should I have kidsçocuklar first, or a careerkariyer first?"
105
333000
4000
Önce çocuk mu, kariyer mi?’ gibi sorularla meşgul olmaları.
06:02
All of these are consumingtüketen questionssorular.
106
337000
3000
Tüm bu sorular yorucu sorulardır.
06:05
And they're going to answerCevap these questionssorular,
107
340000
2000
Ve onlar, verdiğim tüm ödevleri yapıp yapmasalar da,
06:07
whetherolup olmadığını or not it meansanlamına geliyor not doing all the work I assignatamak
108
342000
2000
iyi bir not almasalar da
06:09
and not gettingalma a good gradesınıf in my coursesdersler.
109
344000
3000
bu sorulara cevap verecekler.
06:12
And indeedaslında they should. These are importantönemli questionssorular to answerCevap.
110
347000
5000
Ve aslında cevap vermeliler. Bu sorular cevap verilecek önemli sorular.
06:17
Work -- we are blessedmübarek, as CarlCarl was pointingişaret out,
111
352000
3000
İş -Carl’ın söylediği gibi,
06:20
with the technologyteknoloji that enablessağlayan us
112
355000
2000
dünyanın her köşesinde, her günün her dakikası
06:22
to work everyher minutedakika of everyher day from any placeyer on the planetgezegen --
113
357000
7000
çalışmamızı sağlayan teknolojiyle kutsanmış insanlarız,
06:29
exceptdışında the RandolphRandolph HotelOtel.
114
364000
2000
Randolph Hotel hariç.
06:31
(LaughterKahkaha)
115
366000
5000
(Gülüşmeler)
06:36
There is one cornerköşe, by the way,
116
371000
2000
Bu arada otelde WiFi’ın çalıştığı bir köşe var,
06:38
that I'm not going to tell anybodykimse about, where the WiFiWiFi worksEserleri.
117
373000
5000
tabii ki kimseye söylemeyeceğim.
06:43
I'm not tellingsöylüyorum you about it because I want to use it.
118
378000
2000
Söylemeyeceğim çünkü ben kullanmak istiyorum.
06:45
So what this meansanlamına geliyor, this incredibleinanılmaz freedomözgürlük of choiceseçim
119
380000
3000
Yani bu inanılmaz seçim yapma özgürlüğü,
06:48
we have with respectsaygı to work, is that we have to make a decisionkarar,
120
383000
3000
seçim yapmak zorunda olduğumuz anlamına geliyor,
06:51
again and again and again,
121
386000
2000
yeniden ve yeniden ve yeniden,
06:53
about whetherolup olmadığını we should or shouldn'tolmamalı be workingçalışma.
122
388000
3000
çalışmalı mıyız yoksa çalışmamalı mıyız?
06:56
We can go to watch our kidçocuk playoyun soccerFutbol,
123
391000
3000
Çocuğumuzu futbol oynarken izlemeye gidebiliriz
06:59
and we have our cellhücre phonetelefon on one hipkalça,
124
394000
2000
ve bir cebimizde cep telefonumuz,
07:01
and our BlackberryBlackBerry on our other hipkalça,
125
396000
2000
diğerinde Blackberry’miz,
07:03
and our laptopdizüstü, presumablymuhtemelen, on our lapsTur.
126
398000
2000
ve dizüstü bilgisayarımız, muhtemelen, dizlerimizdedir.
07:05
And even if they're all shutkapamak off,
127
400000
3000
Ve hepsi kapalı dahi olsa,
07:08
everyher minutedakika that we're watchingseyretme our kidçocuk mutilatebozmak a soccerFutbol gameoyun,
128
403000
2000
çocuğumuzu oyunu mahvederken izlediğimiz her dakika,
07:10
we are alsoAyrıca askingsormak ourselveskendimizi,
129
405000
2000
kendimize de sorarız
07:12
"Should I answerCevap this cellhücre phonetelefon call?
130
407000
3000
‘Bu aramaya cevap vermeli miyim?
07:15
Should I respondyanıtlamak to this emailE-posta? Should I drafttaslak this lettermektup?"
131
410000
2000
Bu e-mesaja cevap yazmalı mıyım? Şu mektuba bir taslak hazırlamalı mıyım?
07:17
And even if the answerCevap to the questionsoru is "no,"
132
412000
3000
Ve sorunun cevabı ‘hayır’ dahi olsa,
07:20
it's certainlykesinlikle going to make the experiencedeneyim of your kid'sçocuğun soccerFutbol gameoyun
133
415000
3000
çocuğunuzun oyununu izleme deneyiminizi
07:23
very differentfarklı than it would'veolurdu been.
134
418000
3000
olduğundan farklı bir hale getireceği kesindir.
07:26
So everywhereher yerde we look,
135
421000
2000
Bu yüzden baktığımız her şey,
07:28
bigbüyük things and smallküçük things, materialmalzeme things and lifestyleyaşam tarzı things,
136
423000
3000
büyük ya da küçük, maddi ya da manevi,
07:31
life is a mattermadde of choiceseçim.
137
426000
3000
yaşam bir seçim meselesidir.
07:34
And the worldDünya we used to livecanlı in lookedbaktı like this.
138
429000
4000
Ve eskiden yaşadığımız dünya böyle görünürdü.
07:40
That is to say, there were some choicesseçimler,
139
435000
2000
(Eee, aslında hepsi taş üstüne yazılı.) Demek istediğim, bazı seçimler vardı
07:42
but not everything was a mattermadde of choiceseçim.
140
437000
2000
ama her şey bir seçim meselesi değildi.
07:44
And the worldDünya we now livecanlı in looksgörünüyor like this.
141
439000
3000
Ve şimdi yaşadığımız dünya şöyle görünüyor. (On emir - kendin yap takımı)
07:47
And the questionsoru is, is this good newshaber, or badkötü newshaber?
142
442000
6000
Ve cevap şu; iyi haber mi kötü haber mi?
07:53
And the answerCevap is yes.
143
448000
3000
Ve bunun cevabı, evet.
07:56
(LaughterKahkaha)
144
451000
2000
(Gülüşmeler)
07:58
We all know what's good about it,
145
453000
2000
Hepimiz bunun iyi tarafını biliyoruz,
08:00
so I'm going to talk about what's badkötü about it.
146
455000
3000
o yüzden kötü tarafından bahsedeceğim.
08:03
All of this choiceseçim has two effectsetkileri,
147
458000
3000
Bütün bu seçim konusu insanlar üzerinde
08:06
two negativenegatif effectsetkileri on people.
148
461000
3000
iki etki, iki negatif etki yapıyor.
08:09
One effectEfekt, paradoxicallyParadoksal olarak,
149
464000
2000
Bunların etkilerden biri, paradoksal olarak,
08:11
is that it producesüretir paralysisfelç, ratherdaha doğrusu than liberationkurtuluş.
150
466000
5000
seçimin özgürleştirmekten çok bir felç durumu yaratması.
08:16
With so manyçok optionsseçenekleri to chooseseçmek from,
151
471000
2000
Seçecek birçok alternatifle,
08:18
people find it very difficultzor to chooseseçmek at all.
152
473000
4000
insanlar herhangi birini seçmekte zorlanıyorlar.
08:22
I'll give you one very dramaticdramatik exampleörnek of this:
153
477000
3000
Bunun çok etkileyici bir örneğini vereceğim,
08:25
a studyders çalışma that was donetamam of investmentsyatırımlar in voluntarygönüllü retirementemeklilik plansplanları.
154
480000
6000
kişisel emeklilik planlarıyla ilgili yapılan bir çalışma bu.
08:31
A colleagueçalışma arkadaşı of mineMayın got accesserişim to investmentyatırım recordskayıtlar from VanguardÖncü,
155
486000
5000
Bir iş arkadaşım, Vanguard’ın yatırım kayıtlarına ulaşmış;
08:36
the giganticDev mutualkarşılıklı fundfon, sermaye companyşirket
156
491000
2000
yaklaşık bir milyon çalışanı ve 2000 farklı işyeriyle
08:38
of about a millionmilyon employeesçalışanlar and about 2,000 differentfarklı workplacesişyerleri.
157
493000
4000
devasa bir ortak fon şirketi bu.
08:42
And what she foundbulunan is that
158
497000
2000
Ve şunu bulmuş;
08:44
for everyher 10 mutualkarşılıklı fundspara the employerişveren offeredsunulan,
159
499000
3000
çalışana önerilen her 10 ortak fon için
08:47
rateoran of participationkatılım wentgitti down two percentyüzde.
160
502000
5000
katılım oranı yüzde 2 oranında düşüyor.
08:52
You offerteklif 50 fundspara -- 10 percentyüzde fewerDaha az employeesçalışanlar participatekatılmak
161
507000
4000
50 fon öneriyorsunuz -5 fon önerdiğiniz çalışanlardan
08:56
than if you only offerteklif fivebeş. Why?
162
511000
4000
%10 daha az çalışan seçiyor. Neden?
09:00
Because with 50 fundspara to chooseseçmek from,
163
515000
2000
Çünkü seçilecek 50 fon arasında,
09:02
it's so damnLanet olsun hardzor to decidekarar ver whichhangi fundfon, sermaye to chooseseçmek
164
517000
4000
hangi fonu seçeceğinize karar vermek öyle lanet zor ki,
09:06
that you'llEğer olacak just put it off untila kadar tomorrowyarın.
165
521000
2000
kararı yarına bırakıyorsunuz.
09:08
And then tomorrowyarın, and then tomorrowyarın,
166
523000
2000
Ve sonra yarın, ve sonra ertesi gün,
09:10
and tomorrowyarın, and tomorrowyarın,
167
525000
2000
ve ertesi, ve ertesi,
09:12
and of coursekurs tomorrowyarın never comesgeliyor.
168
527000
2000
ve tabii ki yarın asla gelmiyor.
09:14
UnderstandAnlamak that not only does this mean
169
529000
2000
Şunu anlamalısınız ki, bu sadece
09:16
that people are going to have to eatyemek dogköpek foodGıda when they retireemekli olmak
170
531000
2000
insanlar emekli olduklarında yeterince para kenara koymadıkları için
09:18
because they don't have enoughyeterli moneypara put away,
171
533000
2000
köpek maması yiyecekler demek değildir,
09:20
it alsoAyrıca meansanlamına geliyor that makingyapma the decisionkarar is so hardzor
172
535000
3000
aynı zamanda karar vermek öyle zordur ki
09:23
that they passpas up significantönemli matchingeşleştirme moneypara from the employerişveren.
173
538000
4000
işverenden alacakları ciddi bir parayı kaçırmaları demektir.
09:27
By not participatingkatılan, they are passinggeçen up as much as 5,000 dollarsdolar a yearyıl
174
542000
4000
Katılmayarak işvereninin seve seve vereceği
09:31
from the employerişveren, who would happilymutlu matchmaç theironların contributionkatkı.
175
546000
4000
yılda neredeyse 5000 dolara yakın parayı kaçırmaktadırlar.
09:35
So paralysisfelç is a consequencesonuç of havingsahip olan too manyçok choicesseçimler.
176
550000
4000
Bu durumda felç olma durumu, çok fazla seçeneğin olmasının bir sonucudur.
09:39
And I think it makesmarkaları the worldDünya look like this.
177
554000
2000
Ve bence bu da dünyanın şöyle görülmesini sağlar.
09:41
(LaughterKahkaha)
178
556000
7000
(Gülüşmeler) (Ve son kez, sonsuza dek Fransız bleu mü, çiftlik peyniri mi?)
09:48
You really want to get the decisionkarar right if it's for all eternitysonsuzluk, right?
179
563000
4000
Eğer sonsuza kadar sizi etkileyecekse doğru kararı vermek istersiniz, öyle değil mi?
09:52
You don't want to pickalmak the wrongyanlış mutualkarşılıklı fundfon, sermaye, or even the wrongyanlış saladsalata dressingsoyunma.
180
567000
3000
Yanlış ortak fonu seçmek istemezsiniz, ya da hatta yanlış salata sosunu.
09:55
So that's one effectEfekt. The secondikinci effectEfekt is that
181
570000
3000
Bu sadece tek bir etkisi. İkinci etkisi ise şu;
09:58
even if we manageyönetmek to overcomeüstesinden gelmek the paralysisfelç and make a choiceseçim,
182
573000
5000
biz felç durumunu aşmayı başarıp seçim yapsak dahi,
10:03
we endson up lessaz satisfiedmemnun with the resultsonuç of the choiceseçim
183
578000
4000
yaptığımız seçimle, daha az seçeneğimiz olduğunda
10:07
than we would be if we had fewerDaha az optionsseçenekleri to chooseseçmek from.
184
582000
3000
olacağımızdan daha az tatmin oluruz.
10:10
And there are severalbirkaç reasonsnedenleri for this.
185
585000
3000
Bunun birçok nedeni var.
10:13
One of them is that with a lot of differentfarklı saladsalata dressingssosları to chooseseçmek from,
186
588000
4000
Bunlardan biri, seçecek farklı salata soslarından
10:17
if you buysatın almak one, and it's not perfectmükemmel -- and, you know, what saladsalata dressingsoyunma is? --
187
592000
3000
birini alırsanız ve o da mükemmel değilse -salata sosunu bilirsiniz?
10:20
it's easykolay to imaginehayal etmek that you could have madeyapılmış a differentfarklı choiceseçim
188
595000
3000
Farklı bir seçim yapmış olsaydınız
10:23
that would have been better. And what happensolur is
189
598000
4000
daha iyi olacağını hayal etmek çok kolaydır.
10:27
this imaginedhayal alternativealternatif inducesneden olmaktadır you to regretpişman the decisionkarar you madeyapılmış,
190
602000
5000
Hayal ettiğiniz alternatif seçimlerinizden pişmanlık duymanıza neden olur
10:32
and this regretpişman subtractsçıkarır from the satisfactionmemnuniyet you get out of the decisionkarar you madeyapılmış,
191
607000
4000
ve bu pişmanlık yaptığınız seçimden aldığınız tatminin değerini azaltır,
10:36
even if it was a good decisionkarar.
192
611000
3000
bu iyi bir seçim olsa dahi.
10:39
The more optionsseçenekleri there are, the easierDaha kolay it is to regretpişman anything at all
193
614000
3000
Ne kadar çok seçenek varsa, seçiminizle ilgili hayal kırıklığı yaratan
10:42
that is disappointinghayal kırıklığı about the optionseçenek that you choseseçti.
194
617000
3000
şeyden pişmanlığınız o kadar fazla olur.
10:45
Secondİkinci, what economistsekonomistler call "opportunityfırsat costsmaliyetler."
195
620000
3000
İkincisi, ekonomistlerin fırsat maliyeti dedikleri şeydir.
10:48
DanDan GilbertGilbert madeyapılmış a bigbüyük pointpuan this morningsabah
196
623000
2000
Dan Gilbert bu sabahki konuşmasında
10:50
of talkingkonuşma about how much the way in whichhangi we valuedeğer things
197
625000
5000
şeylerin değerinin neyle kıyaslandıklarına göre değiştiklerini
10:55
dependsbağlıdır on what we comparekarşılaştırmak them to.
198
630000
2000
söylerken esaslı bir noktaya değindi.
10:57
Well, when there are lots of alternativesalternatifleri to considerdüşünmek,
199
632000
4000
Değerlendirilecek birçok alternatif varsa,
11:01
it is easykolay to imaginehayal etmek the attractiveçekici featuresÖzellikler
200
636000
3000
geri çevirdiğiniz alternatiflerin
11:04
of alternativesalternatifleri that you rejectReddet,
201
639000
3000
çekici taraflarını hayal etmek,
11:07
that make you lessaz satisfiedmemnun with the alternativealternatif that you've chosenseçilmiş.
202
642000
5000
kendi seçtiğinizle daha az tatmin olmak çok kolaydır.
11:12
Here'sİşte an exampleörnek. For those of you who aren'tdeğil NewYeni YorkersYorklu, I apologizeözür dilemek.
203
647000
4000
İşte size bir örnek. New Yorklu olmayanlardan özür diliyorum.
11:16
(LaughterKahkaha)
204
651000
1000
(Gülüşmeler)
11:17
But here'sburada what you're supposedsözde to be thinkingdüşünme.
205
652000
2000
İşte düşünmek durumunda olduğunuz budur.
11:19
Here'sİşte this coupleçift on the HamptonsHamptons.
206
654000
2000
İşte Hamptons’ta bir çift.
11:21
Very expensivepahalı realgerçek estatearazi.
207
656000
2000
Çok pahalı bir mülk.
11:23
GorgeousMuhteşem beachplaj. BeautifulGüzel day. They have it all to themselveskendilerini.
208
658000
3000
Muhteşem sahil. Güzel bir gün. Her şeye sahipler.
11:26
What could be better? "Well, damnLanet olsun it,"
209
661000
2000
Daha iyi ne olabilir ki?
11:28
this guy is thinkingdüşünme, "It's AugustAğustos.
210
663000
2000
‘Kahretsin’ diye düşünüyor adam, ‘Ağustos.
11:30
EverybodyHerkes in my ManhattanManhattan neighborhoodKomşuluk is away.
211
665000
4000
Manhattan’daki herkes evinden uzakta.
11:34
I could be parkingotopark right in frontön of my buildingbina."
212
669000
4000
Tam da evin önüne park edebilirdim.’
11:38
And he spendsharcıyor two weekshaftalar naggedbaşının etini yedi by the ideaFikir
213
673000
3000
Ve iki haftasını, gün be gün
11:41
that he is missingeksik the opportunityfırsat, day after day, to have a great parkingotopark spaceuzay.
214
676000
7000
iyi bir park yeri fırsatını kaçırdığını düşünerek geçiriyor.
11:48
OpportunityFırsat costsmaliyetler subtractçıkarma from the satisfactionmemnuniyet we get out of what we chooseseçmek,
215
683000
4000
Fırsat maliyeti, bizim seçimimizden alacağımız hazdan çalar,
11:52
even when what we chooseseçmek is terrificMüthiş.
216
687000
3000
seçimimiz müthiş olsa dahi.
11:55
And the more optionsseçenekleri there are to considerdüşünmek,
217
690000
2000
Ve değerlendirecek daha çok seçenek oldukça,
11:57
the more attractiveçekici featuresÖzellikler of these optionsseçenekleri
218
692000
2000
bu seçeneklerin daha çekici özellikleri
11:59
are going to be reflectedyansıyan by us as opportunityfırsat costsmaliyetler.
219
694000
4000
bize fırsat maliyeti olarak yansıyacaktır.
12:03
Here'sİşte anotherbir diğeri exampleörnek.
220
698000
2000
İşte başka bir örnek.
12:09
Now this cartoonkarikatür makesmarkaları a lot of pointsmakas.
221
704000
2000
Şimdi bu karikatür birçok noktaya dikkat çekiyor.
12:11
It makesmarkaları pointsmakas about livingyaşam in the momentan as well,
222
706000
4000
Anda yaşama konusunda da bir noktaya dikkat çekiyor,
12:15
and probablymuhtemelen about doing things slowlyyavaşça.
223
710000
2000
ve muhtemelen biraz daha yavaştan almanın önemine.
12:17
But one pointpuan it makesmarkaları is that wheneverher ne zaman you're choosingSeçme one thing,
224
712000
3000
Ama dikkat çektiği bir nokta, ne zaman bir seçim yapsanız,
12:20
you're choosingSeçme not to do other things.
225
715000
2000
diğer şeyleri yapmamayı seçiyorsunuz.
12:22
And those other things mayMayıs ayı have lots of attractiveçekici featuresÖzellikler,
226
717000
2000
Ve bu diğer şeylerin pek çok çekici özelliği olabilir,
12:24
and it's going to make what you're doing lessaz attractiveçekici.
227
719000
3000
ve sizin yaptığınızı daha az çekici yapabilir.
12:27
ThirdÜçüncü: escalationyükseltme of expectationsbeklentileri.
228
722000
2000
Üç: beklentilerin yükseltilmesi.
12:29
This hitvurmak me when I wentgitti to replacedeğiştirmek my jeanskot.
229
724000
3000
Bu fikir beni pantolonumu değiştirmeye gittiğimde çarptı.
12:32
I weargiyinmek jeanskot almostneredeyse all the time.
230
727000
2000
Çoğu zaman kot pantalon giyerim.
12:34
And there was a time when jeanskot camegeldi in one flavorlezzet,
231
729000
3000
Ve bir zamanlar kotlar tek bir çeşit olurlardı
12:37
and you boughtsatın them, and they fituygun like crapbok,
232
732000
2000
siz satın alırdınız, ve üzerinize şöyle böyle otururdu,
12:39
and they were incrediblyinanılmaz uncomfortablerahatsız,
233
734000
2000
ve inanılmaz rahatsızdı,
12:41
and if you woregiydiği them long enoughyeterli and washedyıkandı them enoughyeterli timeszamanlar,
234
736000
2000
ve uzun süre eğer giydiyseniz ve yeterince yıkadıysanız,
12:43
they startedbaşladı to feel OK.
235
738000
2000
o zaman iyi olmaya başlardı.
12:45
So I wentgitti to replacedeğiştirmek my jeanskot after yearsyıl and yearsyıl of wearinggiyme these oldeski onesolanlar,
236
740000
3000
Böylece yıllarca giydiğim pantolonumu değiştirmek üzere mağazaya gittim
12:48
and I said, you know, "I want a pairçift of jeanskot. Here'sİşte my sizeboyut."
237
743000
3000
ve ‘Kot pantolon istiyorum, şu beden giyiyorum.’ dedim.
12:51
And the shopkeeperdükkâncı said,
238
746000
1000
Ve tezgâhtar
12:52
"Do you want slimince fituygun, easykolay fituygun, relaxedrahat fituygun?
239
747000
3000
‘Dar kesim mi, rahat kesim mi, bol kesim mi istersiniz?
12:55
You want buttondüğme flyuçmak or zipperfermuar flyuçmak? You want stonewashedstonewashed or acid-washedasit yıkanmış?
240
750000
3000
Düğmeli mi fermuarlı mı? Taşlanmış mı yoksa ağartılmış mı?
12:58
Do you want them distressedsıkıntılı?
241
753000
2000
Eskitilmiş mi?
13:00
You want bootönyükleme cutkesim, you want taperedKonik, blahbla blahbla blahbla ..." On and on he wentgitti.
242
755000
3000
Bot kesim mi yoksa fitilli mi? vs’ diye devam etti.
13:03
My jawçene droppeddüştü, and after I recoveredyeniden elde etmek, I said,
243
758000
3000
Benim ağzım açık kaldı ve kendime geldiğimde
13:06
"I want the kindtür that used to be the only kindtür."
244
761000
3000
‘Eskiden tek bir model olan modeli istiyorum’ dedim.
13:09
(LaughterKahkaha)
245
764000
5000
(Gülüşmeler)
13:14
He had no ideaFikir what that was,
246
769000
2000
Onun ne olduğu konusunda bir fikri yoktu,
13:16
so I spentharcanmış an hoursaat tryingçalışıyor on all these damnLanet olsun jeanskot,
247
771000
4000
böylece bir saatimi deneyerek geçirdim,
13:20
and I walkedyürüdü out of the storemağaza -- truthhakikat! -- with the best-fittingEn çok uygun jeanskot I had ever had.
248
775000
5000
ve mağazadan çıktım -doğrusu- şimdiye kadar aldığım üzerime en iyi oturan pantalonla.
13:25
I did better. All this choiceseçim madeyapılmış it possiblemümkün for me to do better.
249
780000
4000
Daha iyisini yapmıştım. Tüm bu seçenekler daha iyi seçim yapmamı sağlamıştı.
13:29
But I feltkeçe worsedaha da kötüsü.
250
784000
4000
Ama kendimi daha kötü hissettim.
13:33
Why? I wroteyazdı a wholebütün bookkitap to try to explainaçıklamak this to myselfkendim. (LaughterKahkaha)
251
788000
4000
Neden? Bunu kendime açıklayabilmek için bir kitap yazdım.
13:37
The reasonneden I feltkeçe worsedaha da kötüsü is that,
252
792000
8000
Kötü hissetmemin nedeni,
13:45
with all of these optionsseçenekleri availablemevcut,
253
800000
3000
tüm bu müsait seçeneklerle,
13:48
my expectationsbeklentileri about how good a pairçift of jeanskot should be wentgitti up.
254
803000
6000
iyi bir kot nasıl olmalı konusundaki beklentilerimin yükselmiş olmasıydı.
13:54
I had very lowdüşük --
255
809000
1000
Önceden beklentilerim çok düşüktü.
13:55
I had no particularbelirli expectationsbeklentileri when they only camegeldi in one flavorlezzet.
256
810000
3000
Tek bir model bakarken özellikli bir beklentim yoktu.
13:58
When they camegeldi in 100 flavorstatlar, damnLanet olsun it,
257
813000
2000
100 çeşit önüme geldiğinde, kahretsin,
14:00
one of them should'vevermeliydim been perfectmükemmel.
258
815000
2000
bir tanesi benim için mükemmel olmalıydı.
14:02
And what I got was good, but it wasn'tdeğildi perfectmükemmel.
259
817000
2000
Ve aldığım iyiydi, ama mükemmel değildi.
14:04
And so I comparedkarşılaştırıldığında what I got to what I expectedbeklenen,
260
819000
3000
Ve böylece sahip olduğumla beklentilerimi karşılaştırdım,
14:07
and what I got was disappointinghayal kırıklığı in comparisonkarşılaştırma to what I expectedbeklenen.
261
822000
3000
ve sahip olduğum beklediğime kıyasla hayal kırıklığına uğrattı.
14:10
AddingEkleme optionsseçenekleri to people'sinsanların liveshayatları
262
825000
3000
İnsanların yaşantısına seçenekler katmak
14:13
can't help but increaseartırmak the expectationsbeklentileri people have
263
828000
4000
onlara yardım etmek yerine bu seçeneklerin
14:17
about how good those optionsseçenekleri will be.
264
832000
2000
ne kadar iyi olacağına dair beklentilerini yükseltir.
14:19
And what that's going to produceüretmek is lessaz satisfactionmemnuniyet with resultsSonuçlar,
265
834000
3000
Ve bunun yaratacağı sonuçlardan dolayı daha az tatmindir,
14:22
even when they're good resultsSonuçlar.
266
837000
3000
bu sonuçlar iyi olsa dahi. (Hepsi harika görünüyor. Hayal kırıklığına uğramak için sabırsızlanıyorum.)
14:25
NobodyKimse in the worldDünya of marketingpazarlama knowsbilir this,
267
840000
3000
Pazarlama dünyasındaki kimse bunu bilmez.
14:28
because if they did, you wouldn'tolmaz all know what this was about.
268
843000
6000
Çünkü eğer biliyor olsalardı, siz bu karikatürün ne anlama geldiğini bilemezdiniz.
14:34
The truthhakikat is more like this.
269
849000
3000
Gerçek daha çok şöyle.
14:37
(LaughterKahkaha)
270
852000
3000
(Gülüşmeler) (Eskiden her şey çok kötüyken her şey daha iyiydi.)
14:40
The reasonneden that everything was better back when everything was worsedaha da kötüsü
271
855000
4000
Her şey daha kötüyken her şeyin daha iyi olmasının nedeni
14:44
is that when everything was worsedaha da kötüsü,
272
859000
2000
her şey kötüyken insanların hoş sürprizler yaratacak
14:46
it was actuallyaslında possiblemümkün for people to have experiencesdeneyimler that were a pleasanthoş surprisesürpriz.
273
861000
5000
deneyimler yaşamalarının mümkün olmasıydı.
14:51
NowadaysGünümüzde, the worldDünya we livecanlı in -- we affluentzengin, industrializedEndüstrileşmiş citizensvatandaşlar,
274
866000
4000
Bugünlerde, yaşadığımız dünyada -biz bolluk içinde, sanayileşmiş vatandaşların
14:55
with perfectionmükemmellik the expectationbeklenti --
275
870000
2000
umut edebileceğinin en iyisi,
14:57
the besten iyi you can ever hopeumut for is that stuffşey is as good as you expectbeklemek it to be.
276
872000
4000
umduğunun en iyisi olmasıdır.
15:01
You will never be pleasantlyhoş surprisedşaşırmış
277
876000
2000
Asla hoş bir şekilde şaşkınlığa uğramayacaksın
15:03
because your expectationsbeklentileri, my expectationsbeklentileri, have gonegitmiş throughvasitasiyla the roofçatı.
278
878000
4000
çünkü beklentileriniz, beklentilerim, tavana vurmuştur.
15:07
The secretgizli to happinessmutluluk -- this is what you all camegeldi for --
279
882000
3000
Mutluluğun sırrı -sizin buraya gelme nedeniniz-
15:10
the secretgizli to happinessmutluluk is lowdüşük expectationsbeklentileri.
280
885000
6000
mutluluğun sırrı beklentilerinizi düşük tutmaktır.
15:16
(LaughterKahkaha)
281
891000
2000
(Gülüşmeler)
15:18
(ApplauseAlkış)
282
893000
6000
(Alkışlar) (Başaracaksınız.)
15:24
I want to say -- just a little autobiographicalotobiyografik momentan --
283
899000
4000
Söylemek istediğim -küçük bir otobiyografik an-
15:28
that I actuallyaslında am marriedevli to a wifekadın eş,
284
903000
3000
aslında benim bir eşim var,
15:31
and she's really quiteoldukça wonderfulolağanüstü.
285
906000
2000
ve kendisi gerçekten harikadır.
15:33
I couldn'tcould have donetamam better. I didn't settleyerleşmek.
286
908000
3000
Daha iyisini seçemezdim. Yetinmedim.
15:36
But settlingyerleşme isn't always suchböyle a badkötü thing.
287
911000
3000
Yetinmek o kadar da kötü bir şey değil.
15:39
FinallySon olarak, one consequencesonuç of buyingalış a bad-fittingkötü-montaj pairçift of jeanskot
288
914000
5000
Sonuç olarak, sadece tek bir model varken
15:44
when there is only one kindtür to buysatın almak
289
919000
3000
kötü oturan bir kot pantolon satın almanın bir sonucu,
15:47
is that when you are dissatisfiedhoşnutsuz, and you asksormak why,
290
922000
2000
memnun olmadığınızda ve
15:49
who'skim responsiblesorumluluk sahibi, the answerCevap is clearaçık:
291
924000
2000
kim sorumlu diye sorduğunuzda, cevap gayet açıktır.
15:51
the worldDünya is responsiblesorumluluk sahibi. What could you do?
292
926000
3000
Sorumlu olan dünyadır. Ne yapabilirdiniz ki?
15:54
When there are hundredsyüzlerce of differentfarklı stylesstilleri of jeanskot availablemevcut,
293
929000
3000
Yüzlerce farklı model kot varsa,
15:57
and you buysatın almak one that is disappointinghayal kırıklığı,
294
932000
3000
ve sizi memnun etmeyeni seçtiyseniz
16:00
and you asksormak why, who'skim responsiblesorumluluk sahibi?
295
935000
2000
ve nedenini, kimin sorumlu olduğunu sorarsanız?
16:02
It is equallyaynı derecede clearaçık that the answerCevap to the questionsoru is you.
296
937000
5000
Aynı şekilde bunun cevabı da açıktır, cevap sizsiniz.
16:07
You could have donetamam better.
297
942000
2000
Daha iyisini yapabilirdiniz.
16:09
With a hundredyüz differentfarklı kindsçeşit of jeanskot on displayGörüntüle,
298
944000
3000
Vitrindeki yüzlerce farklı kot pantalon varken
16:12
there is no excusebahane for failurebaşarısızlık.
299
947000
2000
başarısızlığın bir özrü yoktur.
16:14
And so when people make decisionskararlar,
300
949000
2000
Ve bu yüzden insanlar karar verdiklerinde,
16:16
and even thoughgerçi the resultsSonuçlar of the decisionskararlar are good,
301
951000
3000
bu kararın sonuçları iyi olsa dahi,
16:19
they feel disappointedhayal kırıklığına uğramış about them;
302
954000
3000
bunlarla ilgili kötü hissederler,
16:22
they blamesuçlama themselveskendilerini.
303
957000
2000
kendilerini suçlarlar.
16:24
ClinicalKlinik depressiondepresyon has explodedpatladı in the industrialSanayi worldDünya in the last generationnesil.
304
959000
4000
Sanayileşmiş dünyada, son kuşakta klinik depresyon patlamıştır.
16:28
I believe a significantönemli -- not the only, but a significantönemli -- contributorKatılımcı
305
963000
4000
Depresyon ve elbette intihardaki bu patlamaya,
16:32
to this explosionpatlama of depressiondepresyon, and alsoAyrıca suicideintihar,
306
967000
3000
elbette tek değil, ama en belirgin katkı
16:35
is that people have experiencesdeneyimler that are disappointinghayal kırıklığı
307
970000
3000
insanların hayal kırıklığı yaratan deneyimlerinden gelmektedir
16:38
because theironların standardsstandartlar are so highyüksek,
308
973000
2000
çünkü standartları çok yüksektir.
16:40
and then when they have to explainaçıklamak these experiencesdeneyimler to themselveskendilerini,
309
975000
3000
Ve sonra bu deneyimleri kendilerine açıklamak zorunda kaldıklarında,
16:43
they think they're at faulthatası.
310
978000
2000
kendi hataları olduğunu düşünürler.
16:45
And so the net resultsonuç is that we do better in generalgenel, objectivelyobjektif,
311
980000
4000
Ve bu yüzden net sonuç, genel olarak, objektif olarak bakılırsa,
16:49
and we feel worsedaha da kötüsü.
312
984000
3000
iyi idare ettiğimiz ancak daha kötü hissettiğimizdir.
16:52
So let me remindhatırlatmak you.
313
987000
3000
Hatırlatmama izin verin.
16:55
This is the officialresmi dogmaDogma, the one that we all take to be truedoğru,
314
990000
4000
Bu resmi dogmadır, doğruluğunu kabul ettiğimiz,
16:59
and it's all falseyanlış. It is not truedoğru.
315
994000
4000
ancak tümüyle yanlış olan. Doğru değildir.
17:03
There's no questionsoru that some choiceseçim is better than noneYok,
316
998000
4000
Bazı seçimlerin daha iyi olduğu su götürmez,
17:07
but it doesn't followtakip et from that that more choiceseçim is better than some choiceseçim.
317
1002000
5000
ancak bu demek değildir ki daha fazla seçim bazı seçimlerden daha iyidir.
17:12
There's some magicalbüyülü amounttutar. I don't know what it is.
318
1007000
3000
Sihirli bir miktar vardır. Bunun ne olduğunu bilmiyorum.
17:15
I'm prettygüzel confidentkendine güvenen that we have long sincedan beri passedgeçti the pointpuan
319
1010000
3000
Ancak seçeneklerin refahımızı artırdığına dair noktayı
17:18
where optionsseçenekleri improveiyileştirmek our welfarerefah.
320
1013000
2000
geçeli çok olduğu konusunda kendime güvenim tam.
17:20
Now, as a policypolitika mattermadde -- I'm almostneredeyse donetamam --
321
1015000
3000
Şimdi, kural gereği –neredeyse bitiriyorum-
17:23
as a policypolitika mattermadde, the thing to think about is this:
322
1018000
4000
kural gereği, bu konuda düşünülmesi gereken şu.
17:27
what enablessağlayan all of this choiceseçim in industrialSanayi societiestoplumlar is materialmalzeme affluencerefah.
323
1022000
7000
Sanayileşmiş toplumlar için tüm seçenekleri mümkün kılan maddi bolluktur.
17:34
There are lots of placesyerler in the worldDünya,
324
1029000
2000
Dünya üzerinde birçok yer var
17:36
and we have heardduymuş about severalbirkaç of them,
325
1031000
2000
ve bunlar hakkında şeyler duyuyoruz,
17:38
where theironların problemsorun is not that they have too much choiceseçim.
326
1033000
2000
sorunları çok fazla seçeneklerinin olması değil.
17:40
TheirOnların problemsorun is that they have too little.
327
1035000
3000
Onların sorunu, çok az seçenek olması.
17:43
So the stuffşey I'm talkingkonuşma about is the peculiartuhaf problemsorun
328
1038000
3000
Yani benim bahsettiğim şey modern,
17:46
of modernmodern, affluentzengin, WesternWestern societiestoplumlar.
329
1041000
3000
bolluk içindeki Batı toplumlarının garip sorunu.
17:49
And what is so frustratingsinir bozucu and infuriatingsinir bozucu is this:
330
1044000
4000
Ve yorucu ve sinir bozucu olan şu:
17:53
SteveSteve LevittLevitt talkedkonuştuk to you yesterdaydün about how
331
1048000
2000
Steve Levitt dün sizlere pahalı ve kurulması zor çocuk araba koltuklarının
17:55
these expensivepahalı and difficult-to-installyüklemek için zor childçocuk seatsKoltuklar don't help. It's a wasteatık of moneypara.
332
1050000
11000
nasıl işe yaramadığından bahsetti. Parayı boşa harcamak bu.
18:06
What I'm tellingsöylüyorum you is that these expensivepahalı, complicatedkarmaşık choicesseçimler --
333
1061000
4000
Benim söylediğim, bu pahalı, karmaşık seçimlerin
18:10
it's not simplybasitçe that they don't help.
334
1065000
2000
sadece işe yaramamaları değil.
18:12
They actuallyaslında hurtcanını yakmak.
335
1067000
2000
Aslında zarar veriyorlar.
18:14
They actuallyaslında make us worsedaha da kötüsü off.
336
1069000
3000
Aslında bizi daha beter hale getiriyorlar.
18:17
If some of what enablessağlayan people in our societiestoplumlar to make all of the choicesseçimler we make
337
1072000
5000
Eğer bizim toplumumuzdaki insanların tüm bu seçimleri yapmasını sağlayan şeyin bir kısmı,
18:22
were shiftedkaydırılır to societiestoplumlar in whichhangi people have too fewaz optionsseçenekleri,
338
1077000
5000
çok az seçenekleri olan insanların yaşadıkları toplumlara kaydırılsa,
18:27
not only would those people'sinsanların liveshayatları be improvedgelişmiş,
339
1082000
2000
sadece bu insanların hayatları kolaylaşmaz,
18:29
but oursbizim would be improvedgelişmiş alsoAyrıca.
340
1084000
3000
bizimkiler de iyileşir.
18:32
This is what economistsekonomistler call a "Pareto-improvingPareto iyileştirme movehareket."
341
1087000
3000
Ekonomistlerin Pareto dedikleri şey budur - geliştiren hareket.
18:35
IncomeGelir redistributionyeniden dağıtım will make everyoneherkes better off -- not just poorfakir people --
342
1090000
5000
Gelir dağılımı herkesi daha iyi hale getirecektir - sadece fakir insanları değil -
18:40
because of how all this excessAŞIRI choiceseçim plaguesveba us.
343
1095000
4000
çünkü seçme fazlalığı bizi hasta ediyor.
18:44
So to concludesonuçlandırmak. You're supposedsözde to readokumak this cartoonkarikatür,
344
1099000
4000
Toparlayacak olursak. Bu karikatürü okumalısınız, (Sonsuz seçeneğin var - limit yok.)
18:48
and, beingolmak a sophisticatedsofistike personkişi, say,
345
1103000
2000
ve sofistike bir insan olarak diyeceksiniz,
18:50
"AhAh! What does this fishbalık know?
346
1105000
2000
‘Ah! Bu balık ne biliyor ki?
18:52
You know, nothing is possiblemümkün in this fishbowlFishbowl."
347
1107000
4000
Bu akvaryum içinde hiçbir şey mümkün değil.’
18:56
ImpoverishedYoksul imaginationhayal gücü, a myopicmiyop viewgörünüm of the worldDünya --
348
1111000
2000
Yoksul bir hayal gücü, miyop bir dünya görüşü -
18:58
and that's the way I readokumak it at first.
349
1113000
2000
ve ilk okuduğumda düşündüğüm buydu.
19:00
The more I thought about it, howeverancak,
350
1115000
2000
Ancak daha çok üzerinde düşündükçe,
19:02
the more I camegeldi to the viewgörünüm that this fishbalık knowsbilir something.
351
1117000
4000
balığın bir şeyler biliyor olabileceğine daha çok ikna oldum.
19:06
Because the truthhakikat of the mattermadde is that
352
1121000
2000
Çünkü işin aslı şu ki,
19:08
if you shatterparamparça the fishbowlFishbowl so that everything is possiblemümkün,
353
1123000
5000
eğer akvaryumu kırarsanız her şey mümkündür,
19:13
you don't have freedomözgürlük. You have paralysisfelç.
354
1128000
3000
özgürlüğe sahip değilsiniz. Felçsiniz.
19:16
If you shatterparamparça this fishbowlFishbowl so that everything is possiblemümkün,
355
1131000
3000
Eğer akvaryumu kırarsanız her şey mümkündür,
19:19
you decreaseazaltmak satisfactionmemnuniyet.
356
1134000
4000
tatmin duygusunu azaltırsınız.
19:23
You increaseartırmak paralysisfelç, and you decreaseazaltmak satisfactionmemnuniyet.
357
1138000
4000
Felç durumunu artırıp tatmin duygusunu azaltırsınız.
19:27
EverybodyHerkes needsihtiyaçlar a fishbowlFishbowl.
358
1142000
2000
Herkesin bir akvaryuma ihtiyacı vardır.
19:29
This one is almostneredeyse certainlykesinlikle too limitedsınırlı --
359
1144000
2000
Bu neredeyse kesin bir şekilde çok kısıtlayıcı -
19:31
perhapsbelki even for the fishbalık, certainlykesinlikle for us.
360
1146000
3000
hatta balık için bile, ve kesinlikle bizim için.
19:34
But the absenceyokluk of some metaphoricalMecazi fishbowlFishbowl is a recipeyemek tarifi for miserysefalet,
361
1149000
4000
Ancak metaforik bir kavanozun yokluğu mutsuzluğun tarifidir,
19:38
and, I suspectşüpheli, disasterafet.
362
1153000
3000
ve, sanıyorum, felaketin.
19:41
Thank you very much.
363
1156000
2000
Çok teşekkürler.
19:43
(ApplauseAlkış)
364
1158000
2000
(Alkışlar)
Translated by Serap Cakil
Reviewed by Esra Ozkan

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Barry Schwartz - Psychologist
Barry Schwartz studies the link between economics and psychology, offering startling insights into modern life. Lately, working with Ken Sharpe, he's studying wisdom.

Why you should listen

In his 2004 book The Paradox of Choice, Barry Schwartz tackles one of the great mysteries of modern life: Why is it that societies of great abundance — where individuals are offered more freedom and choice (personal, professional, material) than ever before — are now witnessing a near-epidemic of depression? Conventional wisdom tells us that greater choice is for the greater good, but Schwartz argues the opposite: He makes a compelling case that the abundance of choice in today's western world is actually making us miserable.

Infinite choice is paralyzing, Schwartz argues, and exhausting to the human psyche. It leads us to set unreasonably high expectations, question our choices before we even make them and blame our failures entirely on ourselves. His relatable examples, from consumer products (jeans, TVs, salad dressings) to lifestyle choices (where to live, what job to take, who and when to marry), underscore this central point: Too much choice undermines happiness.

Schwartz's previous research has addressed morality, decision-making and the varied inter-relationships between science and society. Before Paradox he published The Costs of Living, which traces the impact of free-market thinking on the explosion of consumerism -- and the effect of the new capitalism on social and cultural institutions that once operated above the market, such as medicine, sports, and the law.

Both books level serious criticism of modern western society, illuminating the under-reported psychological plagues of our time. But they also offer concrete ideas on addressing the problems, from a personal and societal level.

Schwartz is the author of the TED Book, Why We Work

More profile about the speaker
Barry Schwartz | Speaker | TED.com