ABOUT THE SPEAKER
Brené Brown - Vulnerability researcher
Brené Brown studies vulnerability, courage, authenticity, and shame.

Why you should listen

Brené Brown is a research professor at the University of Houston Graduate College of Social Work. She has spent the past ten years studying vulnerability, courage, authenticity, and shame. She spent the first five years of her decade-long study focusing on shame and empathy, and is now using that work to explore a concept that she calls Wholeheartedness. She poses the questions:

How do we learn to embrace our vulnerabilities and imperfections so that we can engage in our lives from a place of authenticity and worthiness? How do we cultivate the courage, compassion, and connection that we need to recognize that we are enough – that we are worthy of love, belonging, and joy?

Read the TED Blog's Q&A with Brené Brown >>

More profile about the speaker
Brené Brown | Speaker | TED.com
TEDxHouston

Brené Brown: The power of vulnerability

Brene Brown: Kırılganlığın gücü

Filmed:
46,319,192 views

Brene Brown insandaki yakınlık duygusu üzerinde çalışıyor - empati, ait olma, sevme yeteneklerimiz. TEDxHouston'daki bu etkileyici, eğlenceli konuşmada, araştırmasından derin bir içgörüyü paylaşıyor, kendini tanımaya ve böylece insanlığı tanımaya onu iten kişisel arayışını. Paylaşmaya değer bir konuşma.
- Vulnerability researcher
Brené Brown studies vulnerability, courage, authenticity, and shame. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
So, I'll startbaşlama with this:
0
0
2000
Şöyle başlayayım:
00:17
a coupleçift yearsyıl agoönce, an eventolay plannerplanlayıcısı calleddenilen me
1
2000
2000
birkaç yıl önce bir organizatör beni aradı
00:19
because I was going to do a speakingkonuşuyorum eventolay.
2
4000
2000
çünkü bir konuşma yapacaktım.
00:21
And she calleddenilen, and she said,
3
6000
2000
Aradı ve şöyle dedi:
00:23
"I'm really strugglingmücadele with how
4
8000
2000
"Broşürde seni nasıl tanıtacağım
00:25
to writeyazmak about you on the little flyerel ilanı."
5
10000
2000
konusunda zorluk yaşıyorum."
00:27
And I thought, "Well, what's the strugglemücadele?"
6
12000
2000
Ben de "Niye, zorluk nedir?" diye düşündüm.
00:29
And she said, "Well, I saw you speakkonuşmak,
7
14000
2000
Dedi ki, "Seni konuşurken dinledim,
00:31
and I'm going to call you a researcheraraştırmacı, I think,
8
16000
3000
ve seni bir araştırmacı olarak tanıtacağım, sanırım,
00:34
but I'm afraidkorkmuş if I call you a researcheraraştırmacı, no one will come,
9
19000
2000
ama öyle dersem de kimse gelmez diye korkuyorum
00:36
because they'llacaklar think you're boringsıkıcı and irrelevantilgisiz."
10
21000
2000
çünkü sıkıcı ve gereksiz olduğunu düşünecekler."
00:38
(LaughterKahkaha)
11
23000
2000
(Kahkahalar)
00:40
And I was like, "Okay."
12
25000
2000
Peki.
00:42
And she said, "But the thing I likedsevilen about your talk
13
27000
2000
Ve dedi ki: "Senin konuşmanda beğendiğim,
00:44
is you're a storytellermasalcı.
14
29000
2000
senin bir hikaye anlatıcı olman.
00:46
So I think what I'll do is just call you a storytellermasalcı."
15
31000
3000
O yüzden seni bir hikaye anlatıcısı olarak tanıtacağım."
00:49
And of coursekurs, the academicakademik, insecuregüvensiz partBölüm of me
16
34000
3000
Tabii benim akademik, güvensiz yanım şöyleydi:
00:52
was like, "You're going to call me a what?"
17
37000
2000
"Beni nasıl tanıtacaksın dedin?"
00:54
And she said, "I'm going to call you a storytellermasalcı."
18
39000
3000
Ve dedi ki, "Seni bir hikaye anlatıcısı olarak tanıtacağım."
00:57
And I was like, "Why not magicsihirli pixiePeri?"
19
42000
3000
Ben de "Büyülü periye ne dersin?" dedim.
01:00
(LaughterKahkaha)
20
45000
3000
(Kahkahalar)
01:03
I was like, "Let me think about this for a secondikinci."
21
48000
3000
"İzin ver, ben biraz düşüneyim" dedim.
01:06
I trieddenenmiş to call deepderin on my couragecesaret.
22
51000
3000
Cesaretimi ortaya çıkarmaya çalıştım.
01:09
And I thought, you know, I am a storytellermasalcı.
23
54000
3000
Ve düşündüm, ben bir hikaye anlatıcısıyım.
01:12
I'm a qualitativenitel researcheraraştırmacı.
24
57000
2000
Ben bir niteliksel araştırmacıyım.
01:14
I collecttoplamak storieshikayeleri; that's what I do.
25
59000
2000
Hikayeleri toplarım; yaptığım bu.
01:16
And maybe storieshikayeleri are just dataveri with a soulruh.
26
61000
3000
Belki de hikayeler, ruhu olan veriden ibarettir.
01:19
And maybe I'm just a storytellermasalcı.
27
64000
2000
Ve belki ben de sadece bir hikaye anlatıcısıyım.
01:21
And so I said, "You know what?
28
66000
2000
Ve ben de dedim ki, "Biliyor musun?
01:23
Why don't you just say I'm a researcher-storytelleraraştırmacı-hikayeci."
29
68000
3000
Bana neden sadece araştırmacı-hikaye anlatıcı demiyorsun?"
01:26
And she wentgitti, "HahaHaha. There's no suchböyle thing."
30
71000
3000
O da "Ha ha, öyle bir şey yok ki" dedi.
01:29
(LaughterKahkaha)
31
74000
2000
(Kahkahalar)
01:31
So I'm a researcher-storytelleraraştırmacı-hikayeci,
32
76000
2000
Sonuçta ben bir araştırmacı-hikaye anlatıcıyım
01:33
and I'm going to talk to you todaybugün --
33
78000
2000
ve bugün sizinle - madem algının
01:35
we're talkingkonuşma about expandinggenişleyen perceptionalgı --
34
80000
2000
genişlemesinden söz ediyoruz -
01:37
and so I want to talk to you and tell some storieshikayeleri
35
82000
2000
ve ben de sizinle konuşmak ve araştırmamın bir bölümü
01:39
about a pieceparça of my researchAraştırma
36
84000
3000
hakkında konuşmak istiyorum ki
01:42
that fundamentallyesasen expandedgenişletilmiş my perceptionalgı
37
87000
3000
bu benim algımı temelden genişletti
01:45
and really actuallyaslında changeddeğişmiş the way that I livecanlı and love
38
90000
3000
ve gerçekten aslında yaşama ve sevme, çalışma ve
01:48
and work and parentebeveyn.
39
93000
2000
annelik yapma tarzımı değiştirdi.
01:50
And this is where my storyÖykü startsbaşlar.
40
95000
2000
Ve hikayem böyle başlıyor.
01:52
When I was a younggenç researcheraraştırmacı, doctoralDoktora studentÖğrenci,
41
97000
3000
Genç bir araştırmacıyken, doktora öğrencisiyken,
01:55
my first yearyıl I had a researchAraştırma professorprofesör
42
100000
2000
ilk yıl bir araştırma hocam vardı
01:57
who said to us,
43
102000
2000
derdi ki
01:59
"Here'sİşte the thing,
44
104000
2000
"Bakın,
02:01
if you cannotyapamam measureölçmek it, it does not existvar olmak."
45
106000
3000
Eğer bir şeyi ölçemiyorsanız, öyle bir şey yoktur."
02:04
And I thought he was just sweet-talkingiltifat me.
46
109000
3000
Bana tatlı dillilik yapıyor diye düşünürdüm.
02:07
I was like, "Really?" and he was like, "AbsolutelyKesinlikle."
47
112000
3000
"Sahi mi?" derdim ve "Kesinlikle" derdi.
02:10
And so you have to understandanlama
48
115000
2000
Yani şunu anlamalısınız:
02:12
that I have a bachelor'sLisans in socialsosyal work, a master'syüksek lisans in socialsosyal work,
49
117000
2000
sosyal hizmet üzerine okumuş, yüksek lisans yapmıştım
02:14
and I was gettingalma my PhPH.D. in socialsosyal work,
50
119000
2000
ve sosyal hizmet konusunda doktora yapıyordum,
02:16
so my entiretüm academicakademik careerkariyer
51
121000
2000
bütün akademik kariyerim boyunca
02:18
was surroundedçevrili by people
52
123000
2000
hayatın karmaşık olduğunu
02:20
who kindtür of believedinanılır
53
125000
2000
düşünen, bunu seven
02:22
in the "life'shayatın messydağınık, love it."
54
127000
3000
bir grup insanla çevriliydim.
02:25
And I'm more of the, "life'shayatın messydağınık,
55
130000
2000
Ben ise hayat karmaşık,
02:27
cleantemiz it up, organizedüzenlemek it
56
132000
3000
temizle, düzenle
02:30
and put it into a bentoBento boxkutu."
57
135000
2000
ve güzelce kutuya koy, türünde biriyim.
02:32
(LaughterKahkaha)
58
137000
2000
(Kahkahalar)
02:34
And so to think that I had foundbulunan my way,
59
139000
3000
Bu yüzden tam kendi yolumu buldum,
02:37
to foundbulunan a careerkariyer that takes me --
60
142000
3000
beni alıp götürecek kariyeri buldum derken --
02:40
really, one of the bigbüyük sayingssözler in socialsosyal work
61
145000
3000
gerçekten, sosyal hizmetlerde en büyük laflardan
02:43
is, "LeanYalın into the discomfortrahatsızlık of the work."
62
148000
3000
biri çalışmanın rahatsızlığını olumlamaktır.
02:46
And I'm like, knockKnock discomfortrahatsızlık upsideüst taraf the headkafa
63
151000
3000
Ve ben de, rahatsızlığı baş aşağı et ve
02:49
and movehareket it over and get all A'sA'ın.
64
154000
2000
kenara koy ve tüm A'ları al, diye düşünürüm.
02:51
That was my mantramantra.
65
156000
3000
İşte mantram buydu.
02:54
So I was very excitedheyecanlı about this.
66
159000
2000
Yani bu konuda çok heyecanlıydım.
02:56
And so I thought, you know what, this is the careerkariyer for me,
67
161000
3000
Ve, ne biliyor musunuz, bunun tam bana göre bir kariyer olduğunu düşündüm,
02:59
because I am interestedilgili in some messydağınık topicskonular.
68
164000
3000
çünkü bazı karmaşık konularla ilgiliyim.
03:02
But I want to be ableyapabilmek to make them not messydağınık.
69
167000
2000
Ama onları çözebilmek de istiyorum.
03:04
I want to understandanlama them.
70
169000
2000
Onları anlamak istiyorum,
03:06
I want to hackkesmek into these things
71
171000
2000
önemli olduğunu bildiğim bu şeylerin
03:08
I know are importantönemli
72
173000
2000
içlerine sızmak ve herkesin
03:10
and layyatırmak the codekod out for everyoneherkes to see.
73
175000
2000
görebileceği şekilde şifresini ortaya çıkarmak istiyorum.
03:12
So where I startedbaşladı was with connectionbağ.
74
177000
3000
Başlangıç noktam, bağlantı olgusuydu.
03:15
Because, by the time you're a socialsosyal workerişçi for 10 yearsyıl,
75
180000
3000
Çünkü, sosyal hizmet görevlisi olarak 10 yılı doldurduğunuzda,
03:18
what you realizegerçekleştirmek
76
183000
2000
şunu fark ediyorsunuz
03:20
is that connectionbağ is why we're here.
77
185000
3000
burada olma nedenimiz, bağlantı.
03:23
It's what givesverir purposeamaç and meaninganlam to our liveshayatları.
78
188000
3000
Hayatlarımıza amaç ve anlam veren şey bu.
03:26
This is what it's all about.
79
191000
2000
Her şey bununla ilgili.
03:28
It doesn't mattermadde whetherolup olmadığını you talk to people
80
193000
2000
Sosyal adalet ve akıl sağlığı ve istismar ve ihmal
03:30
who work in socialsosyal justiceadalet and mentalzihinsel healthsağlık and abusetaciz and neglectihmal,
81
195000
3000
konularında çalışan insanlarla konuşup konuşmadığınız önemli değil,
03:33
what we know is that connectionbağ,
82
198000
2000
şunu biliyoruz; bağlantı,
03:35
the abilitykabiliyet to feel connectedbağlı, is --
83
200000
3000
bağlılık hissetme yetisi -
03:38
neurobiologicallyneurobiologically that's how we're wiredtelli --
84
203000
3000
ki nörobiyolojik olarak böyle yapılandırılmışız -
03:41
it's why we're here.
85
206000
2000
burada olma nedenimiz.
03:43
So I thought, you know what, I'm going to startbaşlama with connectionbağ.
86
208000
3000
Ben de düşündüm, biliyor musunuz, bağlantı ile başlayacağım.
03:46
Well, you know that situationdurum
87
211000
3000
Hani bazı durumlar olur ya,
03:49
where you get an evaluationdeğerlendirme from your bosspatron,
88
214000
2000
patronunuzdan bir değerlendirme alırsınız
03:51
and she tellsanlatır you 37 things you do really awesomemüthiş,
89
216000
3000
ve 37 konuda çok başarılı olduğunuzu, ancak bir konunun
03:54
and one thing -- an "opportunityfırsat for growthbüyüme?"
90
219000
2000
"gelişmek için fırsat" olduğunu söyler ya?
03:56
(LaughterKahkaha)
91
221000
2000
(Kahkahalar)
03:58
And all you can think about is that opportunityfırsat for growthbüyüme, right?
92
223000
3000
Ve sizin tek düşünebildiğiniz sadece o iyileşme fırsatı olur, değil mi?
04:02
Well, apparentlygörünüşe göre this is the way my work wentgitti as well,
93
227000
3000
Anlaşılan o ki, işte benim çalışmam da böyle oldu
04:05
because, when you asksormak people about love,
94
230000
3000
çünkü insanlara sevgi hakkında soru sorduğunuzda
04:08
they tell you about heartbreakkalp kırıklığı.
95
233000
2000
size aşk acılarını anlatırlar.
04:10
When you asksormak people about belongingait,
96
235000
2000
İnsanlara aidiyet hakkında sorarsanız,
04:12
they'llacaklar tell you theironların mostçoğu excruciatingdayanılmaz bir experiencesdeneyimler
97
237000
3000
size en dayanılmaz derecede acı veren
04:15
of beingolmak excludedhariç.
98
240000
2000
dışlanma deneyimlerini anlatırlar.
04:17
And when you asksormak people about connectionbağ,
99
242000
2000
Ve insanlara bağlantı hakkında sorarsanız,
04:19
the storieshikayeleri they told me were about disconnectionbağlantı kesme.
100
244000
3000
anlattıkları bağlantısız olmakla ilgiliydi.
04:22
So very quicklyhızlı bir şekilde -- really about sixaltı weekshaftalar into this researchAraştırma --
101
247000
3000
Ben de çok hızlı bir şekilde - araştırmamın 6. haftasına doğru -
04:25
I ranran into this unnamedİsimsiz thing
102
250000
3000
bu isimlendirilmez şeyle karşılaştım,
04:28
that absolutelykesinlikle unraveledsökülmüş connectionbağ
103
253000
3000
anlamadığım ya da hiç görmediğim bir şekilde
04:31
in a way that I didn't understandanlama or had never seengörüldü.
104
256000
3000
kesinlikle bağlantıyı çözen bu şeyle.
04:34
And so I pulledçekti back out of the researchAraştırma
105
259000
2000
Ve ben de araştırmayı bıraktım
04:36
and thought, I need to figureşekil out what this is.
106
261000
3000
ve bunun ne olduğunu anlamam gerekiyor dedim.
04:39
And it turneddönük out to be shameutanç.
107
264000
3000
Sonuçta bunun utanç olduğunu anladım.
04:42
And shameutanç is really easilykolayca understoodanladım
108
267000
2000
Ve utanç gerçekten bağlantısızlıktan
04:44
as the fearkorku of disconnectionbağlantı kesme:
109
269000
2000
korkma olarak kolayca anlaşılır.
04:46
Is there something about me
110
271000
2000
Acaba bendeki bir şeyi
04:48
that, if other people know it or see it,
111
273000
3000
diğerleri görse veya bilse
04:51
that I won'talışkanlık be worthylayık of connectionbağ?
112
276000
3000
bağlantıyı hak etmeyebilir miyim?
04:54
The things I can tell you about it:
113
279000
2000
Bunun hakkında söyleyebileceklerim:
04:56
it's universalevrensel; we all have it.
114
281000
2000
bu evrensel bir duygu, hepimizde var.
04:58
The only people who don't experiencedeneyim shameutanç
115
283000
2000
Utanç duymayan insanlar sadece insani
05:00
have no capacitykapasite for humaninsan empathyempati or connectionbağ.
116
285000
2000
empati veya bağlantı kurmaya kapasitesi olmayanlardır.
05:02
No one wants to talk about it,
117
287000
2000
Kimse bu konuda konuşmak istemez,
05:04
and the lessaz you talk about it the more you have it.
118
289000
3000
ve ne kadar az konuşursanız, utancınız o kadar artar.
05:09
What underpinneddesteklenen this shameutanç,
119
294000
2000
Bu utancı destekleyen şey,
05:11
this "I'm not good enoughyeterli," --
120
296000
2000
bu "yeterince iyi değilim" -
05:13
whichhangi we all know that feelingduygu:
121
298000
2000
ki bu hissi hepimizin bildiği bir duygudur:
05:15
"I'm not blankboş enoughyeterli. I'm not thinince enoughyeterli,
122
300000
2000
"Yeterince açık değilim. Yeterince ince değilim,
05:17
richzengin enoughyeterli, beautifulgüzel enoughyeterli, smartakıllı enoughyeterli,
123
302000
2000
yeterince zengin, yeterince güzel, yeterince akıllı,
05:19
promotedterfi enoughyeterli."
124
304000
2000
yeterince desteklenmiş değilim."
05:21
The thing that underpinneddesteklenen this
125
306000
2000
Bunu destekleyen şey
05:23
was excruciatingdayanılmaz bir vulnerabilityGüvenlik açığı,
126
308000
3000
dayanılmaz derecede kırılganlık,
05:26
this ideaFikir of,
127
311000
2000
şu fikir,
05:28
in ordersipariş for connectionbağ to happenolmak,
128
313000
2000
bağlantının olabilmesi için,
05:30
we have to allowizin vermek ourselveskendimizi to be seengörüldü,
129
315000
3000
kendimizin görünür olmasına izin vermeliyiz,
05:33
really seengörüldü.
130
318000
2000
gerçekten görünür.
05:35
And you know how I feel about vulnerabilityGüvenlik açığı. I hatenefret vulnerabilityGüvenlik açığı.
131
320000
3000
Ve kırılganlık konusunda nasıl hissettiğimi biliyorsunuz. Nefret ederim.
05:38
And so I thought, this is my chanceşans
132
323000
2000
Ve ben de düşündüm ki, bu benim için
05:40
to beatdövmek it back with my measuringölçme stickÇubuk.
133
325000
3000
onu cetvellimle yenmek için bir şans.
05:43
I'm going in, I'm going to figureşekil this stuffşey out,
134
328000
3000
Bu işe giriyorum, bu olayı çözeceğim,
05:46
I'm going to spendharcamak a yearyıl, I'm going to totallybütünüyle deconstructDeconstruct shameutanç,
135
331000
3000
buna bir yıl ayıracağım, utanç duygusunu tamamıyla çözeceğim,
05:49
I'm going to understandanlama how vulnerabilityGüvenlik açığı worksEserleri,
136
334000
2000
kırılganlığın nasıl çalıştığını anlayacağım,
05:51
and I'm going to outsmartzekâsı it.
137
336000
3000
ve onun üstesinde geleceğim.
05:54
So I was readyhazır, and I was really excitedheyecanlı.
138
339000
3000
Buna hazırdım ve gerçekten çok heyecanlıydım.
05:59
As you know, it's not going to turndönüş out well.
139
344000
2000
Tahmin edebilirsiniz, sonuç parlak olmayacak.
06:01
(LaughterKahkaha)
140
346000
3000
(Kahkahalar)
06:04
You know this.
141
349000
2000
Biliyorsunuz.
06:06
So, I could tell you a lot about shameutanç,
142
351000
2000
Yani utanç konusunda çok şey anlatabilirim,
06:08
but I'd have to borrowödünç almak everyoneherkes else'sbaşka var time.
143
353000
2000
ama başkasının zamanından almam gerekecektir.
06:10
But here'sburada what I can tell you that it boilskaynar down to --
144
355000
3000
Ama bunun nereye gittiğini söyleyebilirim -
06:13
and this mayMayıs ayı be one of the mostçoğu importantönemli things that I've ever learnedbilgili
145
358000
3000
ve bu, bu araştırmayı yaptığım 10 yıl boyunca öğrendiğim
06:16
in the decadeonyıl of doing this researchAraştırma.
146
361000
3000
en önemli şeylerden biri olabilir.
06:19
My one yearyıl
147
364000
2000
Bir yılım
06:21
turneddönük into sixaltı yearsyıl:
148
366000
2000
altı yıla dönüştü,
06:23
thousandsbinlerce of storieshikayeleri,
149
368000
2000
binlerce hikayeye,
06:25
hundredsyüzlerce of long interviewsgörüşmeler, focusodak groupsgruplar.
150
370000
3000
yüzlerce uzun mülakata, konuşma gruplarına.
06:28
At one pointpuan, people were sendinggönderme me journaldergi pagessayfalar
151
373000
2000
Bir noktada insanlar bana gazete sayfaları ve
06:30
and sendinggönderme me theironların storieshikayeleri --
152
375000
3000
kendi hikayelerini gönderiyorlardı -
06:33
thousandsbinlerce of piecesparçalar of dataveri in sixaltı yearsyıl.
153
378000
3000
altı yılda binlerce veri.
06:36
And I kindtür of got a handlesap on it.
154
381000
2000
Ve olaya bir nevi hakim oldum.
06:38
I kindtür of understoodanladım, this is what shameutanç is,
155
383000
2000
Utancın ne olduğunu, nasıl işlediğini
06:40
this is how it worksEserleri.
156
385000
2000
bir nebze anladım.
06:42
I wroteyazdı a bookkitap,
157
387000
2000
Bir kitap yazdım,
06:44
I publishedyayınlanan a theoryteori,
158
389000
2000
bir teori yayınladım,
06:46
but something was not okay --
159
391000
3000
fakat bir sorun vardı -
06:49
and what it was is that,
160
394000
2000
sorun olan şuydu,
06:51
if I roughlykabaca tookaldı the people I interviewedgörüşülen
161
396000
2000
eğer konuştuğum insanlara kabaca bakarsam
06:53
and dividedbölünmüş them into people
162
398000
3000
ve onları değerlilik duygusuna
06:56
who really have a senseduyu of worthinessuğraşları --
163
401000
3000
gerçekten sahip olanlar olarak -
06:59
that's what this comesgeliyor down to,
164
404000
2000
hepsi sonunda buna çıkıyordu,
07:01
a senseduyu of worthinessuğraşları --
165
406000
2000
değerli olma duygusu -
07:03
they have a stronggüçlü senseduyu of love and belongingait --
166
408000
3000
güçlü sevgi ve bağlılık hislerine sahiptiler -
07:06
and folksarkadaşlar who strugglemücadele for it,
167
411000
2000
ve bunda zorlanan,
07:08
and folksarkadaşlar who are always wonderingmerak ediyor if they're good enoughyeterli.
168
413000
2000
her zaman gerçekten yeterli olup olmadıklarını sorgulayanlar olarak ayırdım.
07:10
There was only one variabledeğişken
169
415000
2000
Kuvvetli sevgi ve bağlılık hislerine
07:12
that separatedayrıldı the people who have
170
417000
2000
sahip olan insanlar ile bunlar için
07:14
a stronggüçlü senseduyu of love and belongingait
171
419000
2000
zorlanan insanları birbirinden ayıran
07:16
and the people who really strugglemücadele for it.
172
421000
2000
tek bir değişken vardı.
07:18
And that was, the people who have
173
423000
2000
O da, güçlü bir sevgi ve bağlılık duygusu
07:20
a stronggüçlü senseduyu of love and belongingait
174
425000
2000
olan insanlar, sevgi ve aidiyeti
07:22
believe they're worthylayık of love and belongingait.
175
427000
3000
hak ettiklerine inanıyorlar.
07:25
That's it.
176
430000
2000
Bu kadar.
07:27
They believe they're worthylayık.
177
432000
2000
Layık olduklarını düşünüyorlar.
07:30
And to me, the hardzor partBölüm
178
435000
3000
Ve benim için, bizi bağlanmaktan
07:33
of the one thing that keepstutar us out of connectionbağ
179
438000
3000
alıkoyan şeyin en zor kısmı bizim bağlantıyı
07:36
is our fearkorku that we're not worthylayık of connectionbağ,
180
441000
3000
hak etmediğimize dair korkumuzdur,
07:39
was something that, personallyŞahsen and professionallyprofesyonel olarak,
181
444000
2000
kişisel olarak ve profesyonel olarak,
07:41
I feltkeçe like I neededgerekli to understandanlama better.
182
446000
3000
daha iyi anlamam gerekenin bu olduğunu düşündüm.
07:44
So what I did
183
449000
3000
Ben de şunu yaptım,
07:47
is I tookaldı all of the interviewsgörüşmeler
184
452000
2000
değerliliği gördüğüm,
07:49
where I saw worthinessuğraşları, where I saw people livingyaşam that way,
185
454000
3000
insanların bu şekilde yaşadığı tüm görüşmeleri aldım
07:52
and just lookedbaktı at those.
186
457000
3000
ve sadece bunlara baktım.
07:55
What do these people have in commonortak?
187
460000
2000
Tüm bu insanların ortak noktası nedir?
07:57
I have a slighthafif officeofis supplyarz addictionbağımlılığı,
188
462000
2000
Kırtasiye malzemelerine bağımlılığım var,
07:59
but that's anotherbir diğeri talk.
189
464000
3000
ama bu başka bir konuşma konusu.
08:02
So I had a manilaManila folderKlasör, and I had a SharpieKalemi,
190
467000
3000
Kağıt bir dosyam vardı ve bir de kalemim,
08:05
and I was like, what am I going to call this researchAraştırma?
191
470000
2000
ve bu araştırmanın adını ne koysam diye düşünüyordum.
08:07
And the first wordskelimeler that camegeldi to my mindus
192
472000
2000
Ve aklıma gelen ilk kelimeler
08:09
were whole-hearteddiyordum.
193
474000
2000
samimi, içten oldu.
08:11
These are whole-hearteddiyordum people, livingyaşam from this deepderin senseduyu of worthinessuğraşları.
194
476000
3000
Bunlar içten insanlardı, bu derin değerlilik duygusuyla yaşayan.
08:14
So I wroteyazdı at the topüst of the manilaManila folderKlasör,
195
479000
3000
Ben de kağıt dosyanın üzerine yazdım,
08:17
and I startedbaşladı looking at the dataveri.
196
482000
2000
ve verilere bakmaya başladım.
08:19
In factgerçek, I did it first
197
484000
2000
Aslında, ilk önce
08:21
in a four-day4 gün
198
486000
2000
dört günlük
08:23
very intensiveyoğun dataveri analysisanaliz,
199
488000
3000
yoğun veri analizi yaptım,
08:26
where I wentgitti back, pulledçekti these interviewsgörüşmeler, pulledçekti the storieshikayeleri, pulledçekti the incidentsolaylar.
200
491000
3000
geri gittim, görüşmeleri çıkardım, hikayeleri çıkardım, olayları çıkardım.
08:29
What's the themetema? What's the patternmodel?
201
494000
3000
Tema neydi? Kalıp neydi?
08:32
My husbandkoca left townkasaba with the kidsçocuklar
202
497000
3000
Kocam çocukları alıp şehri terk etti
08:35
because I always go into this JacksonJackson PollockPollock crazyçılgın thing,
203
500000
3000
çünkü her zaman şu Jackson Pollock çılgınlığına giriyordum,
08:38
where I'm just like writingyazı
204
503000
2000
sadece yazdığım ve
08:40
and in my researcheraraştırmacı modekip.
205
505000
3000
araştırmacı olduğum halime.
08:43
And so here'sburada what I foundbulunan.
206
508000
2000
Ve ulaştığım sonuç şu oldu.
08:47
What they had in commonortak
207
512000
2000
Bu insanların ortak noktası
08:49
was a senseduyu of couragecesaret.
208
514000
2000
bir cesaret duygusuydu.
08:51
And I want to separateayrı couragecesaret and braverycesaret for you for a minutedakika.
209
516000
3000
Ve cesaret ve kahramanlık arasındaki ayrıma dikkatinizi çekmek istiyorum.
08:54
CourageCesaret, the originalorijinal definitiontanım of couragecesaret,
210
519000
2000
Cesaret, İngilizcede ilk kullanılmaya
08:56
when it first camegeldi into the Englishİngilizce languagedil --
211
521000
2000
başlandığında cesaretin gerçek tarifi -
08:58
it's from the LatinLatin wordsözcük corKor, meaninganlam heartkalp --
212
523000
3000
Latince de cor yani "kalp" kelimesinden geliyordu -
09:01
and the originalorijinal definitiontanım
213
526000
2000
ve asıl anlamı,
09:03
was to tell the storyÖykü of who you are with your wholebütün heartkalp.
214
528000
3000
kendi hikayeni tüm kalbinle anlatabilmen demekti.
09:06
And so these folksarkadaşlar
215
531000
2000
Ve bu kişiler, basitçe,
09:08
had, very simplybasitçe, the couragecesaret
216
533000
2000
kusurlu olma cesaretine
09:10
to be imperfectben mükemmelim.
217
535000
2000
sahiptiler.
09:13
They had the compassionmerhamet
218
538000
2000
Öncelikle kendilerine
09:15
to be kindtür to themselveskendilerini first and then to othersdiğerleri,
219
540000
3000
ve sonra diğerlerine yumuşak olma merhametine sahiptiler
09:18
because, as it turnsdönüşler out, we can't practiceuygulama compassionmerhamet with other people
220
543000
3000
çünkü, anlaşıldı ki, eğer kendimize karşı sevecen davranmazsak
09:21
if we can't treattedavi etmek ourselveskendimizi kindlyLütfen.
221
546000
3000
diğerlerine şefkat gösteremeyiz.
09:24
And the last was they had connectionbağ,
222
549000
2000
Ve sonuncu olarak bağlantıya sahiptiler,
09:26
and -- this was the hardzor partBölüm --
223
551000
2000
ve - en zor kısmı buydu -
09:28
as a resultsonuç of authenticityOrijinallik Sertifikası,
224
553000
3000
sahiciliğin sonucu olarak,
09:31
they were willingistekli to let go of who they thought they should be
225
556000
3000
kendileri olabilmek için kimin gitmesi gerektiğini düşünüyorlarsa
09:34
in ordersipariş to be who they were,
226
559000
2000
bırakmaya hazırdılar,
09:36
whichhangi you have to absolutelykesinlikle do that
227
561000
3000
ki bağlantı için kesinlikle bunu yapmak
09:39
for connectionbağ.
228
564000
2000
zorundasınız.
09:43
The other thing that they had in commonortak
229
568000
2000
Ortak olarak sahip oldukları diğer şey
09:45
was this:
230
570000
2000
şuydu.
09:50
They fullytamamen embracedkucakladı vulnerabilityGüvenlik açığı.
231
575000
3000
Kırılganlığı tamamıyla kucaklayabiliyorlardı.
09:55
They believedinanılır
232
580000
3000
Onları kırılgan
09:58
that what madeyapılmış them vulnerablesavunmasız
233
583000
3000
yapan şeyin aynı zamanda
10:01
madeyapılmış them beautifulgüzel.
234
586000
2000
onları güzel yaptığına inanıyorlardı.
10:05
They didn't talk about vulnerabilityGüvenlik açığı
235
590000
2000
Kırılganlığın rahatlatıcı olduğuna dair
10:07
beingolmak comfortablerahat,
236
592000
2000
konuşmuyorlardı,
10:09
norne de did they really talk about it beingolmak excruciatingdayanılmaz bir --
237
594000
3000
dayanılmaz derecede acı verici olduğunu da söylemiyorlardı -
10:12
as I had heardduymuş it earlierdaha erken in the shameutanç interviewinggörüşme.
238
597000
2000
daha önce utançla ilgili görüşmelerde duyduğum gibi.
10:14
They just talkedkonuştuk about it beingolmak necessarygerekli.
239
599000
3000
Sadece gerekli olduğu hakkında konuşuyorlardı.
10:18
They talkedkonuştuk about the willingnessistekli
240
603000
2000
Gönüllü bir şekilde 'Seni seviyorum'u
10:20
to say, "I love you" first,
241
605000
3000
ilk defa demekten bahsettiler,
10:23
the willingnessistekli
242
608000
3000
hiçbir garantisi
10:26
to do something
243
611000
2000
yokken bir şeyi
10:28
where there are no guaranteesgaranti eder,
244
613000
3000
yapmaya gönüllü olmaktan,
10:31
the willingnessistekli
245
616000
2000
mamogram
10:33
to breathenefes almak throughvasitasiyla waitingbekleme for the doctordoktor to call
246
618000
2000
yaptırdıktan sonra doktorun aramasını beklerken
10:35
after your mammogrammamografi.
247
620000
2000
nefes alıp vermeye gönüllü olmaktan.
10:38
They're willingistekli to investyatırmak in a relationshipilişki
248
623000
3000
Sürüp sürmeyeceğini bilmedikleri bir ilişkiye
10:41
that mayMayıs ayı or mayMayıs ayı not work out.
249
626000
3000
yatırım yapmaya gönüllüydüler.
10:44
They thought this was fundamentaltemel.
250
629000
3000
Bunun gerekli olduğunu düşünüyorlardı.
10:47
I personallyŞahsen thought it was betrayalihanet.
251
632000
3000
Ben kişisel olarak bunun ihanet olduğunu düşünüyordum.
10:50
I could not believe I had pledgedsözü verdi allegiancebağlılık
252
635000
3000
İnanamıyordum, araştırma yapmaya
10:53
to researchAraştırma, where our job --
253
638000
2000
bağlılık yemini etmiştim -
10:55
you know, the definitiontanım of researchAraştırma
254
640000
2000
araştırmanın tanımı
10:57
is to controlkontrol and predicttahmin, to studyders çalışma phenomenafenomenler,
255
642000
3000
belirli bir nedeni kontrol ve öngörme için,
11:00
for the explicitaçık reasonneden
256
645000
2000
kontrol etme ve öngörme,
11:02
to controlkontrol and predicttahmin.
257
647000
2000
fenomen üzerinde çalışmadır.
11:04
And now my missionmisyon
258
649000
2000
Ve şimdi kontrol ve
11:06
to controlkontrol and predicttahmin
259
651000
2000
öngörme için misyonumun
11:08
had turneddönük up the answerCevap that the way to livecanlı is with vulnerabilityGüvenlik açığı
260
653000
3000
cevabın, yaşamının yolunun kırılganlıkla ve kontrol etmeden ve
11:11
and to stop controllingkontrol and predictingtahmin.
261
656000
3000
öngörmeyi bırakarak olduğu anlaşıldı.
11:14
This led to a little breakdownarıza --
262
659000
3000
Bu bir sinirsel çöküşe neden oldu -
11:17
(LaughterKahkaha)
263
662000
4000
(Gülüşmeler)
11:21
-- whichhangi actuallyaslında lookedbaktı more like this.
264
666000
3000
- ki aslında daha çok şöyle görünüyordu.
11:24
(LaughterKahkaha)
265
669000
2000
(Gülüşmeler)
11:26
And it did.
266
671000
2000
Ve oldu.
11:28
I call it a breakdownarıza; my therapistterapist callsaramalar it a spiritualmanevi awakeninguyanış.
267
673000
3000
Ben sinirsel çöküş dedim, terapistim ruhani bir aydınlanma dedi.
11:32
A spiritualmanevi awakeninguyanış soundssesleri better than breakdownarıza,
268
677000
2000
Ruhani bir aydınlanma sinirsel çöküşten daha iyi geliyor,
11:34
but I assuresağlamak you it was a breakdownarıza.
269
679000
2000
ama bir çöküş olduğuna dair sizi temin edebilirim.
11:36
And I had to put my dataveri away and go find a therapistterapist.
270
681000
2000
Ve tüm verilerimi bir kenara koyarak bir terapist bulmak zorunda kaldım.
11:38
Let me tell you something: you know who you are
271
683000
3000
Size bir şey söyleyeyim: arkadaşlarınızı arayıp
11:41
when you call your friendsarkadaşlar and say, "I think I need to see somebodybirisi.
272
686000
3000
"Sanırım birisini görmem lazım. Tavsiyen var mı?" dediğinizde
11:44
Do you have any recommendationstavsiyeler?"
273
689000
3000
kim olduğunuzu tam olarak anlarsınız.
11:47
Because about fivebeş of my friendsarkadaşlar were like,
274
692000
2000
Çünkü arkadaşlarımın yaklaşık beşi,
11:49
"WoooWooo. I wouldn'tolmaz want to be your therapistterapist."
275
694000
2000
"Yoo. Senin terapistin olmak istemezdim." gibiydi.
11:51
(LaughterKahkaha)
276
696000
3000
(Gülüşmeler)
11:54
I was like, "What does that mean?"
277
699000
2000
Ben de "Bu ne demek oluyor?" dedim.
11:56
And they're like, "I'm just sayingsöz, you know.
278
701000
3000
Ve onlar da "Sadece söylüyorum, biliyorsun.
11:59
Don't bringgetirmek your measuringölçme stickÇubuk."
279
704000
2000
Cetvelini getirme sakın."
12:01
I was like, "Okay."
280
706000
3000
Ben de "Tamam."
12:06
So I foundbulunan a therapistterapist.
281
711000
2000
Sonra bir terapist buldum.
12:08
My first meetingtoplantı with her, DianaDiana --
282
713000
3000
Diana ile ilk buluşmamızda -
12:11
I broughtgetirdi in my listliste
283
716000
2000
içten kişilerin nasıl yaşadığına
12:13
of the way the whole-hearteddiyordum livecanlı, and I satoturdu down.
284
718000
3000
dair listemi de götürdüm ve oturdum.
12:16
And she said, "How are you?"
285
721000
2000
Ve o dedi ki, "Nasılsın?"
12:18
And I said, "I'm great. I'm okay."
286
723000
3000
Ben de "Harika. İyiyim." dedim.
12:21
She said, "What's going on?"
287
726000
2000
"Nasıl gidiyor?" dedi.
12:23
And this is a therapistterapist who seesgörür therapiststerapistler,
288
728000
3000
Ve bu terapist gören bir terapist
12:26
because we have to go to those,
289
731000
2000
çünkü onlara gitmek zorundayız,
12:28
because theironların B.S. metersmetre are good.
290
733000
3000
çünkü onların yalan ölçerleri iyi.
12:31
(LaughterKahkaha)
291
736000
2000
(Gülüşmeler)
12:33
And so I said,
292
738000
2000
Ve ben de,
12:35
"Here'sİşte the thing, I'm strugglingmücadele."
293
740000
2000
"Sorun şu, zorlanıyorum." dedim.
12:37
And she said, "What's the strugglemücadele?"
294
742000
2000
Ve o da "Zorlayan nedir?" dedi.
12:39
And I said, "Well, I have a vulnerabilityGüvenlik açığı issuekonu.
295
744000
3000
Ve ben de "Kırılganlıkla ilgili bir meselem var.
12:42
And I know that vulnerabilityGüvenlik açığı is the coreçekirdek
296
747000
3000
Ve biliyorum, kırılganlık utanç ve korkunun
12:45
of shameutanç and fearkorku
297
750000
2000
ve değerli olma
12:47
and our strugglemücadele for worthinessuğraşları,
298
752000
2000
mücadelemizin özü, ama aynı zamanda
12:49
but it appearsbelirir that it's alsoAyrıca the birthplaceDoğum yeri
299
754000
3000
neşenin, yaratıcılığın, ait olmanın, sevginin de
12:52
of joysevinç, of creativityyaratıcılık,
300
757000
3000
doğum yeri olduğu
12:55
of belongingait, of love.
301
760000
2000
anlaşılıyor.
12:57
And I think I have a problemsorun,
302
762000
2000
Ve sanıyorum bir sorunum var
12:59
and I need some help."
303
764000
3000
ve yardıma ihtiyacım var." dedim.
13:02
And I said, "But here'sburada the thing:
304
767000
2000
Ve "Ama anlaşma şu,
13:04
no familyaile stuffşey,
305
769000
2000
aile saçmalığı yok,
13:06
no childhoodçocukluk shitbok."
306
771000
2000
çocukluk saçmalığı yok." dedim.
13:08
(LaughterKahkaha)
307
773000
2000
(Gülüşmeler)
13:10
"I just need some strategiesstratejiler."
308
775000
3000
"Sadece bazı stratejilere ihtiyacım var."
13:13
(LaughterKahkaha)
309
778000
4000
(Gülüşmeler)
13:17
(ApplauseAlkış)
310
782000
3000
(Alkışlar)
13:20
Thank you.
311
785000
2000
Teşekkürler.
13:24
So she goesgider like this.
312
789000
3000
O da şu şekilde devam etti.
13:27
(LaughterKahkaha)
313
792000
2000
(Gülüşmeler)
13:29
And then I said, "It's badkötü, right?"
314
794000
3000
Ve sonra "Kötü, değil mi?" dedim.
13:32
And she said, "It's neitherne good norne de badkötü."
315
797000
3000
"İyi de değil kötü de." dedi.
13:35
(LaughterKahkaha)
316
800000
2000
(Gülüşmeler)
13:37
"It just is what it is."
317
802000
2000
"Sadece neyse o."
13:39
And I said, "Oh my God, this is going to suckemmek."
318
804000
3000
Ve ben de "Tanrım, korkunç olacak." dedim.
13:42
(LaughterKahkaha)
319
807000
3000
(Gülüşmeler)
13:45
And it did, and it didn't.
320
810000
2000
Ve öyle oldu ve öyle olmadı.
13:47
And it tookaldı about a yearyıl.
321
812000
3000
Ve yaklaşık bir yıl sürdü.
13:50
And you know how there are people
322
815000
2000
Ve biliyorsunuz bazı insanlar vardır,
13:52
that, when they realizegerçekleştirmek that vulnerabilityGüvenlik açığı and tendernesshassasiyet are importantönemli,
323
817000
3000
kırılganlığın ve hassasiyetin önemli olduğunu fark ettiklerinde
13:55
that they surrenderteslim olmak and walkyürümek into it.
324
820000
3000
teslim olur ve ona doğru giderler.
13:58
A: that's not me,
325
823000
2000
A: bu ben değilim,
14:00
and B: I don't even hangasmak out with people like that.
326
825000
3000
ve B: böyle insanlarla takılmam bile.
14:03
(LaughterKahkaha)
327
828000
3000
(Gülüşmeler)
14:06
For me, it was a yearlongiklime streetsokak fightkavga.
328
831000
3000
Benim için, bir yıl süren sokak dövüşü gibiydi.
14:09
It was a slugfestslugfest.
329
834000
2000
Sokak kavgası gibi.
14:11
VulnerabilityGüvenlik Açığı pusheditilmiş, I pusheditilmiş back.
330
836000
2000
Kırılganlık itti, ben geri ittim.
14:13
I lostkayıp the fightkavga,
331
838000
3000
Kavgayı kaybettim,
14:16
but probablymuhtemelen wonwon my life back.
332
841000
2000
ama muhtemelen hayatımı kazandım.
14:18
And so then I wentgitti back into the researchAraştırma
333
843000
2000
Ve sonra araştırmaya döndüm
14:20
and spentharcanmış the nextSonraki coupleçift of yearsyıl
334
845000
2000
ve gelecek bir kaç yılı
14:22
really tryingçalışıyor to understandanlama what they, the whole-hearteddiyordum,
335
847000
3000
içten insanların ne olduğunu, hangi seçimleri yaptıklarını
14:25
what choicesseçimler they were makingyapma,
336
850000
2000
ve kırılganlıkla bizim ne yaptığımızı
14:27
and what are we doing
337
852000
2000
gerçekten anlamaya
14:29
with vulnerabilityGüvenlik açığı.
338
854000
2000
çalışarak geçirdim.
14:31
Why do we strugglemücadele with it so much?
339
856000
2000
Neden onunla bu kadar zorlanıyoruz?
14:33
Am I aloneyalnız in strugglingmücadele with vulnerabilityGüvenlik açığı?
340
858000
3000
Kırılganlık konusunda zorlanmada yalnız mıyım?
14:36
No.
341
861000
2000
Hayır.
14:38
So this is what I learnedbilgili.
342
863000
2000
Ne öğrendiğime gelince.
14:41
We numbuyuşmuş vulnerabilityGüvenlik açığı --
343
866000
3000
Kırılganlığı uyuşturuyoruz -
14:44
when we're waitingbekleme for the call.
344
869000
2000
zamanı gelmesini beklediğimizde.
14:46
It was funnykomik, I sentgönderilen something out on TwitterTwitter and on FacebookFacebook
345
871000
2000
Komikti, Twitter ya da Facebook'a bir şey koyuyordum,
14:48
that saysdiyor, "How would you definetanımlamak vulnerabilityGüvenlik açığı?
346
873000
2000
mesela, "Kırılganlığı nasıl tarif edersiniz?
14:50
What makesmarkaları you feel vulnerablesavunmasız?"
347
875000
2000
Size kırılgan hissettiren nedir?" gibi.
14:52
And withiniçinde an hoursaat and a halfyarım, I had 150 responsesyanıt-e doğru.
348
877000
3000
Ve bir buçuk saat içinde 150 cevap geliyordu.
14:55
Because I wanted to know
349
880000
2000
Çünkü dışarıda ne var,
14:57
what's out there.
350
882000
2000
bilmek istiyordum.
15:00
HavingSahip to asksormak my husbandkoca for help
351
885000
2000
Kocamdan yardım istemek zorunda kalmak,
15:02
because I'm sickhasta, and we're newlyYeni marriedevli;
352
887000
3000
çünkü hastayım ve yeni evliyiz;
15:05
initiatingbaşlatılması sexseks with my husbandkoca;
353
890000
3000
kocamla sevişmek;
15:08
initiatingbaşlatılması sexseks with my wifekadın eş;
354
893000
2000
karımla sevişmek;
15:10
beingolmak turneddönük down; askingsormak someonebirisi out;
355
895000
3000
geri çevrilmek; birisine çıkma teklif etmek;
15:13
waitingbekleme for the doctordoktor to call back;
356
898000
2000
doktorun aramasını beklemek;
15:15
gettingalma laidkoydu off; layingdöşeme off people --
357
900000
3000
biriyle yatmak; işten çıkarmak -
15:18
this is the worldDünya we livecanlı in.
358
903000
2000
yaşadığımız dünya bu.
15:20
We livecanlı in a vulnerablesavunmasız worldDünya.
359
905000
3000
Kırılgan bir dünyada yaşıyoruz.
15:23
And one of the waysyolları we dealanlaştık mı with it
360
908000
2000
Ve bununla baş etmenin yollarında bir tanesi
15:25
is we numbuyuşmuş vulnerabilityGüvenlik açığı.
361
910000
2000
kırılganlığımızı uyuşturmak.
15:27
And I think there's evidencekanıt --
362
912000
2000
Ve sanırım bunun delili var -
15:29
and it's not the only reasonneden this evidencekanıt existsvar,
363
914000
2000
ve delilin var olmasının tek nedeni bu değil,
15:31
but I think it's a hugeKocaman causesebeb olmak --
364
916000
2000
ama sanırım muazzam nedeni -
15:33
we are the mostçoğu in-debtborç,
365
918000
4000
biz Amerikan tarihinde en borçlu,
15:37
obeseaşırı şişman,
366
922000
3000
en obez,
15:40
addictedbağımlı and medicatedilaç
367
925000
3000
en bağımlı ve en fazla ilaç kullanan
15:43
adultyetişkin cohortkohort in U.S. historytarih.
368
928000
2000
yetişkin topluluğuz.
15:48
The problemsorun is -- and I learnedbilgili this from the researchAraştırma --
369
933000
3000
Sorun şu - ve bunu araştırmamdan öğrendim -
15:51
that you cannotyapamam selectivelySeçici numbuyuşmuş emotionduygu.
370
936000
3000
duyguyu seçici bir şekilde uyuşturamazsınız.
15:55
You can't say, here'sburada the badkötü stuffşey.
371
940000
3000
Şöyle diyemezsiniz, bu kötü bir şey.
15:58
Here'sİşte vulnerabilityGüvenlik açığı, here'sburada griefkeder, here'sburada shameutanç,
372
943000
2000
Bu kırılganlık, bu keder, bu utanç,
16:00
here'sburada fearkorku, here'sburada disappointmenthayal kırıklığı.
373
945000
2000
bu korku, bu hayal kırıklığı,
16:02
I don't want to feel these.
374
947000
2000
bunları hissetmek istemiyorum.
16:04
I'm going to have a coupleçift of beersbira and a bananamuz nutsomun muffinMuffin.
375
949000
3000
Ben birkaç bira ve muzlu fındıklı kek alacağım.
16:07
(LaughterKahkaha)
376
952000
2000
(Gülüşmeler)
16:09
I don't want to feel these.
377
954000
2000
Bunları hissetmek istemiyorum.
16:11
And I know that's knowingbilme laughterkahkaha.
378
956000
2000
Ve bunun 'anlayan bir gülüş' olduğunu biliyorum.
16:13
I hackkesmek into your liveshayatları for a livingyaşam.
379
958000
3000
Meslek icabı hayatlarınıza sızıyorum.
16:16
God.
380
961000
2000
Tanrım.
16:18
(LaughterKahkaha)
381
963000
2000
(Gülüşmeler)
16:20
You can't numbuyuşmuş those hardzor feelingsduygular
382
965000
3000
Etkilerini uyuşturmadan, duygularımızı yani
16:23
withoutolmadan numbinguyuşturma the other affectsetkiler, our emotionsduygular.
383
968000
2000
bu yoğun hisleri uyuşturamazsınız.
16:25
You cannotyapamam selectivelySeçici numbuyuşmuş.
384
970000
2000
Seçici olarak uyuşturamazsınız.
16:27
So when we numbuyuşmuş those,
385
972000
3000
Yani bunları uyuşturduğunuzda,
16:30
we numbuyuşmuş joysevinç,
386
975000
2000
neşeyi uyuştururuz,
16:32
we numbuyuşmuş gratitudeŞükran,
387
977000
2000
minnettarlığı uyuştururuz,
16:34
we numbuyuşmuş happinessmutluluk.
388
979000
2000
mutluluğu uyuştururuz.
16:36
And then we are miserablesefil,
389
981000
3000
Ve sonra perişan oluruz,
16:39
and we are looking for purposeamaç and meaninganlam,
390
984000
2000
ve amaç ve anlam peşinde koşmaya başlarız,
16:41
and then we feel vulnerablesavunmasız,
391
986000
2000
ve sonra kırılgan hissederiz,
16:43
so then we have a coupleçift of beersbira and a bananamuz nutsomun muffinMuffin.
392
988000
3000
sonra birkaç bira içer ve muzlu fındıklı kek yeriz.
16:46
And it becomesolur this dangeroustehlikeli cycledevir.
393
991000
3000
Ve bu tehlikeli çember haline gelir.
16:51
One of the things that I think we need to think about
394
996000
3000
Düşünmemiz gerektiğini düşündüğüm şeylerden birisi
16:54
is why and how we numbuyuşmuş.
395
999000
2000
neden ve nasıl uyuşuruz.
16:56
And it doesn't just have to be addictionbağımlılığı.
396
1001000
3000
Ve sadece bağımlılık olmak zorunda değil.
16:59
The other thing we do
397
1004000
2000
Yaptığımız diğer şey şu
17:01
is we make everything that's uncertainbelirsiz certainbelli.
398
1006000
3000
kesin olmayan şeyleri kesinleştiriyoruz.
17:05
ReligionDin has gonegitmiş from a beliefinanç in faithinanç and mysterygizem
399
1010000
3000
Din, iman ve gizeme inançtan kesinliğe
17:08
to certaintykesinlik.
400
1013000
2000
doğru gitti.
17:10
I'm right, you're wrongyanlış. ShutKapa çeneni up.
401
1015000
3000
Ben haklıyım, sen haksız. Kes sesini.
17:13
That's it.
402
1018000
2000
Bu kadar.
17:15
Just certainbelli.
403
1020000
2000
Sadece kesin.
17:17
The more afraidkorkmuş we are, the more vulnerablesavunmasız we are,
404
1022000
2000
Ne kadar korkarsak, o kadar kırılgan oluyoruz,
17:19
the more afraidkorkmuş we are.
405
1024000
2000
o kadar korkak oluyoruz.
17:21
This is what politicssiyaset looksgörünüyor like todaybugün.
406
1026000
2000
Günümüzde politika böyle görünüyor.
17:23
There's no discoursesöylev anymoreartık.
407
1028000
2000
Artık hitabet yok.
17:25
There's no conversationkonuşma.
408
1030000
2000
Karşılıklı konuşma yok.
17:27
There's just blamesuçlama.
409
1032000
2000
Sadece suçlama.
17:29
You know how blamesuçlama is describedtarif edilen in the researchAraştırma?
410
1034000
3000
Araştırmada suçluluk duygusunun nasıl tanımlandığını biliyor musunuz?
17:32
A way to dischargedeşarj painAğrı and discomfortrahatsızlık.
411
1037000
3000
Acı ve rahatsızlık duygusundan kurtulma yolu.
17:36
We perfectmükemmel.
412
1041000
2000
Mükemmelleştiriyoruz.
17:38
If there's anyonekimse who wants theironların life to look like this, it would be me,
413
1043000
3000
Hayatının bu şekilde olmasını isteyen biri varsa o da ben olurdum,
17:41
but it doesn't work.
414
1046000
2000
ama böyle işlemiyor.
17:43
Because what we do is we take fatşişman from our buttsizmarit
415
1048000
2000
Çünkü yaptığımız şu; popomuzdaki yağları aldırıp
17:45
and put it in our cheeksyanakları.
416
1050000
2000
yanaklarımıza koydurmak.
17:47
(LaughterKahkaha)
417
1052000
3000
(Gülüşmeler)
17:50
WhichHangi just, I hopeumut in 100 yearsyıl,
418
1055000
2000
Ki bu sadece, umuyorum yüz yıl içinde,
17:52
people will look back and go, "WowVay canına."
419
1057000
2000
insanların dönüp 'vay' diyeceği bir şey.
17:54
(LaughterKahkaha)
420
1059000
2000
(Gülüşmeler)
17:56
And we perfectmükemmel, mostçoğu dangerouslytehlikeli,
421
1061000
2000
Ve daha tehlikelisi çocuklarımızı
17:58
our childrençocuklar.
422
1063000
2000
mükemmelleştiriyoruz.
18:00
Let me tell you what we think about childrençocuklar.
423
1065000
2000
Çocuklarımız hakkında ne düşündüğümüzü söylememe izin verin.
18:02
They're hardwiredKablolu for strugglemücadele when they get here.
424
1067000
3000
Doğduklarında mücadele için hazırlanmış oluyorlar.
18:05
And when you holdambar those perfectmükemmel little babiesbebekler in your handel,
425
1070000
3000
Ve bu mükemmel küçük bebekleri elimize aldığımızda,
18:08
our job is not to say, "Look at her, she's perfectmükemmel.
426
1073000
2000
söylemememiz gereken şu; 'Bak şuna, mükemmel.
18:10
My job is just to keep her perfectmükemmel --
427
1075000
2000
Benim işim onu mükemmel olarak korumak -
18:12
make sure she makesmarkaları the tennistenis teamtakım by fifthbeşinci gradesınıf and YaleYale by seventhyedinci gradesınıf."
428
1077000
3000
beşinci sınıfa kadar tenis takımına ve yedinci sınıfta Yale'e girdiğinden emin olmak.'
18:15
That's not our job.
429
1080000
2000
İşimiz bu değil.
18:17
Our job is to look and say,
430
1082000
2000
İşimiz bakıp şöyle demek;
18:19
"You know what? You're imperfectben mükemmelim, and you're wiredtelli for strugglemücadele,
431
1084000
3000
'Biliyor musun? Mükemmel değilsin ve mücadele için yaratılmışsın,
18:22
but you are worthylayık of love and belongingait."
432
1087000
2000
ama sevgiye ve ait olmaya layıksın.'
18:24
That's our job.
433
1089000
2000
Bizim işimiz bu.
18:26
ShowGöster me a generationnesil of kidsçocuklar raisedkalkık like that,
434
1091000
2000
Bana bu şekilde büyümüş bir nesil gösterin
18:28
and we'lliyi endson the problemssorunlar I think that we see todaybugün.
435
1093000
3000
ve sanıyorum günümüzde gördüğümüz sorunları sona erdirebiliriz.
18:31
We pretendtaklit that what we do
436
1096000
4000
Yaptığımızın insanlara
18:35
doesn't have an effectEfekt on people.
437
1100000
3000
bir etkisi olmadığını farz ediyoruz.
18:38
We do that in our personalkişisel liveshayatları.
438
1103000
2000
Bunu kişisel yaşamlarımızda yapıyoruz.
18:40
We do that corporatetüzel --
439
1105000
2000
Bunu kurumsal alanda yapıyoruz-
18:42
whetherolup olmadığını it's a bailoutKurtarma, an oilsıvı yağ spillsızıntısı,
440
1107000
2000
kurtarma ya da bir petrol kaçağı,
18:44
a recallhatırlama --
441
1109000
2000
bir iptal olsun -
18:46
we pretendtaklit like what we're doing
442
1111000
2000
yaptıklarımızın diğer insanlar üzerinde
18:48
doesn't have a hugeKocaman impactdarbe on other people.
443
1113000
3000
muazzam bir etki yaratmayacağına inanıyoruz.
18:51
I would say to companiesşirketler, this is not our first rodeorodeo, people.
444
1116000
3000
Firmalara söylemek isterim, bu bizim ilk rodeo insanlarımız değil.
18:55
We just need you to be authenticotantik and realgerçek
445
1120000
2000
Sadece hakiki ve gerçek olmaya ve
18:57
and say, "We're sorry.
446
1122000
2000
'Üzgünüz. Düzelteceğiz.'
18:59
We'llWe'll fixdüzeltmek it."
447
1124000
3000
demeye ihtiyacımız var.
19:05
But there's anotherbir diğeri way, and I'll leaveayrılmak you with this.
448
1130000
2000
Ama başka bir yol da var ve bunu onunla kapatacağım.
19:07
This is what I have foundbulunan:
449
1132000
2000
Bulduğum şu:
19:09
to let ourselveskendimizi be seengörüldü,
450
1134000
2000
Görünmemize, derinden
19:11
deeplyderinden seengörüldü,
451
1136000
2000
görünmemize,
19:13
vulnerablysaldırgana seengörüldü;
452
1138000
3000
kırılgan bir şekilde görünmemize
19:16
to love with our wholebütün heartskalpler,
453
1141000
2000
izin vermek için; tüm kalbimizle sevmemiz için,
19:18
even thoughgerçi there's no guaranteegaranti --
454
1143000
2000
hiçbir garantisi olmasa da -
19:20
and that's really hardzor,
455
1145000
2000
ve bu gerçekten zor bir şey,
19:22
and I can tell you as a parentebeveyn, that's excruciatinglyexcruciatingly difficultzor --
456
1147000
3000
ve size bir ebeveyn olarak söyleyebilirim, inanılmaz derecede zor -
19:27
to practiceuygulama gratitudeŞükran and joysevinç
457
1152000
3000
o terör anlarında şükran
19:30
in those momentsanlar of terrorterör,
458
1155000
2000
ve neşe duyabilmek,
19:32
when we're wonderingmerak ediyor, "Can I love you this much?
459
1157000
2000
kendimize sorarken, 'Seni bu kadar sevebilir miyim?
19:34
Can I believe in this this passionatelytutkuyla?
460
1159000
2000
Buna bu derece tutkuyla inanabilir miyim?
19:36
Can I be this fiercesert about this?"
461
1161000
3000
Bu kadar istekli olabilir miyim?'
19:39
just to be ableyapabilmek to stop and, insteadyerine of catastrophizingcatastrophizing what mightbelki happenolmak,
462
1164000
2000
sadece durabilmek ve, neler olabileceği hakkında felaket senaryoları yazacağına,
19:41
to say, "I'm just so gratefulminnettar,
463
1166000
3000
'Gerçekten minnettarım,
19:44
because to feel this vulnerablesavunmasız meansanlamına geliyor I'm alivecanlı."
464
1169000
3000
bu kadar kırılgan olabilmem yaşadığım anlamına geliyor.' diyebilmek.
19:48
And the last, whichhangi I think is probablymuhtemelen the mostçoğu importantönemli,
465
1173000
3000
Ve sonuncusu, sanıyorum muhtemelen en önemlisi,
19:51
is to believe that we're enoughyeterli.
466
1176000
3000
yeterli olduğumuza inanmak.
19:54
Because when we work from a placeyer,
467
1179000
2000
Çünkü inanıyorum ki 'Yeterliyim' dediğimiz
19:56
I believe, that saysdiyor, "I'm enoughyeterli,"
468
1181000
3000
bir noktada çalıştığımızda,
20:00
then we stop screamingbağıran and startbaşlama listeningdinleme,
469
1185000
3000
o zaman çığlık atmayı bırakıp dinlemeye başlayabiliriz,
20:04
we're kinderKinder and gentlernazik to the people around us,
470
1189000
2000
etrafımızdaki insanlara karşı daha nazik ve anlayışlı oluruz
20:06
and we're kinderKinder and gentlernazik to ourselveskendimizi.
471
1191000
3000
ve kendimize daha nazik ve anlayışlı oluruz.
20:09
That's all I have. Thank you.
472
1194000
2000
Anlatmak istediğim bu kadar. Teşekkürler.
20:11
(ApplauseAlkış)
473
1196000
3000
(Alkışlar)
Translated by Serap Cakil
Reviewed by Jack Package

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Brené Brown - Vulnerability researcher
Brené Brown studies vulnerability, courage, authenticity, and shame.

Why you should listen

Brené Brown is a research professor at the University of Houston Graduate College of Social Work. She has spent the past ten years studying vulnerability, courage, authenticity, and shame. She spent the first five years of her decade-long study focusing on shame and empathy, and is now using that work to explore a concept that she calls Wholeheartedness. She poses the questions:

How do we learn to embrace our vulnerabilities and imperfections so that we can engage in our lives from a place of authenticity and worthiness? How do we cultivate the courage, compassion, and connection that we need to recognize that we are enough – that we are worthy of love, belonging, and joy?

Read the TED Blog's Q&A with Brené Brown >>

More profile about the speaker
Brené Brown | Speaker | TED.com