ABOUT THE SPEAKER
Kio Stark - Stranger enthusiast
Kio Stark explores the myriad ways encounters with strangers impact our lives.

Why you should listen

Kio Stark has always talked to strangers. She started documenting her experiences when she realized that not everyone shares this predilection. She's done extensive research into the emotional and political dimensions of stranger interactions and the complex dynamics how people relate to each other in public places.

Her novel Follow Me Down began as a series of true vignettes about strangers placed in the fictional context of a woman unraveling the eerie history of a lost letter misdelivered to her door.

Stark did doctoral work at Yale University’s American Studies program, where she thought a lot about the history of science and medicine, urban studies, art, and race -- and then dropped out. Because she also taught graduate courses at NYU's Interactive Telecommunications Program, numberless people consulted her about whether or not to go back to school. Those conversations inspired Don't Go Back to School, a handbook for independent learners.

Stark is the author of the TED Book When Strangers Meet, in which she argues for the pleasures and transformative possibilities of talking to people you don’t know. 

Beyond strangers, Stark's abiding fixations include the invisibility of technology; how people learn; practices of generosity and mutual aid; the culture, infrastructure and ephemera of cities; mythology and fairy tales; and advocating for independent learning, data literacy, social justice and feminism. Fiction writers get to dive down wonderful rabbit holes, and some of her favorites have been the forging and stealing of art, secret societies, the daily lives of medical examiners, the physics of elementary particles, bridge design, the history of maps, the mechanisms of wrongful conviction and psychoanalysis.

When not writing books, Stark has worked in journalism, interactive advertising, community research and game design. She writes, teaches and speaks around the world about stranger interactions, independent learning and how people relate to technology. She also consults for startups and large companies helping them think about stranger interactions among their users and audiences.

More profile about the speaker
Kio Stark | Speaker | TED.com
TED2016

Kio Stark: Why you should talk to strangers

Kio Stark: Neden yabancılarla konuşmalısınız

Filmed:
3,055,719 views

Kio Stark ''Yabancılarla konuşurken, günlük hayatınızın veya hayatlarının beklenen anlatılarına güzel aralar veriyorsunuz.'' der. Bu güzel konuşmada, Stark yabancılarla karşılaştığımızdaki varsayılan rahatsızlığımızı geçmişte bırakmanın gözden kaçmış faydalarını ve kısa ama gerçek bağlantıların son derece içten güzelliğini kabullenmeyi inceliyor.
- Stranger enthusiast
Kio Stark explores the myriad ways encounters with strangers impact our lives. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
There are things we say
0
959
1277
Bir yabancıyla veya
yanımızdan geçen bir komşumuzla
göz göze geldiğimizde,
00:14
when we catchyakalamak the eyegöz of a strangeryabancı
1
2261
2396
00:16
or a neighborkomşu walkingyürüme by.
2
4681
1722
söylediğimiz şeyler vardır:
00:19
We say, "HelloMerhaba, how are you?
3
7530
2526
''Merhaba, Nasılsınız?
00:22
It's a beautifulgüzel day.
4
10080
1708
Güzel bir gün.
00:23
How do you feel?"
5
11812
1189
Nasıl hissediyorsunuz?''
Bunlar kulağa oldukça anlamsız geliyor,
değil mi? Ve bazı açılardan, öyleler de.
00:25
These soundses kindtür of meaninglessanlamsız, right?
And, in some waysyolları, they are.
6
13552
3634
00:29
They have no semanticanlamsal meaninganlam.
7
17210
2359
Bunların anlamsal hiçbir değeri yok.
00:32
It doesn't mattermadde how you are
or what the day is like.
8
20500
3008
Önemli olan nasıl olduğunuz veya havanın
nasıl olduğu değil.
00:35
They have something elsebaşka.
9
23934
1467
Başka bir şeyleri var.
00:37
They have socialsosyal meaninganlam.
10
25425
1887
Bunların sosyal anlamı var.
00:40
What we mean when we say those things is:
11
28051
2479
Bunları söylediğimizde:
00:42
I see you there.
12
30554
1261
Seni tanıyorum.
00:45
I'm obsessedkafayı takmış with talkingkonuşma to strangersyabancı insanlar.
13
33764
2797
Yabancılarla konuşmaktan zevk alıyorum.
00:49
I make eyegöz contacttemas, say helloMerhaba,
14
37122
2353
Göz teması kurarım, merhaba derim,
00:51
I offerteklif help, I listen.
15
39499
2565
yardım teklif ederim, dinlerim.
00:54
I get all kindsçeşit of storieshikayeleri.
16
42699
1680
Her türlü hikâyeyi duyarım.
00:57
About sevenYedi yearsyıl agoönce, I startedbaşladı
documentingbelgeleme my experiencesdeneyimler
17
45773
3267
Yaklaşık 7 yıl önce tecrübelerimi,
nedenini anlamak için
01:01
to try to figureşekil out why.
18
49064
1875
belgelemeye başladım.
01:03
What I foundbulunan was that something
really beautifulgüzel was going on.
19
51900
4039
Bulduğum şey güzel bir şeyin
devam ettiğiydi.
01:07
This is almostneredeyse poeticşiirsel.
20
55963
1794
Bu neredeyse şiirsel.
01:10
These were really profoundderin experiencesdeneyimler.
21
58184
3270
Bunlar gerçekten önemli deneyimlerdi.
01:13
They were unexpectedbeklenmedik pleasureszevkler.
22
61478
1880
Beklenmedik zevklerdi.
01:15
They were genuinehakiki emotionalduygusal connectionsbağlantıları.
23
63382
2465
Gerçek duygusal bağlardı.
01:18
They were liberatingkurtarıcı momentsanlar.
24
66370
1872
Özgürleştirici anlardı.
01:22
So one day, I was standingayakta on a cornerköşe
waitingbekleme for the lightışık to changedeğişiklik,
25
70098
4104
Bu yüzden bir gün, köşede trafik
ışığının değişmesini bekliyordum,
01:26
whichhangi, I'm a NewYeni YorkerYorker,
26
74226
1309
New Yorklu olduğum için
01:27
so that meansanlamına geliyor I was actuallyaslında standingayakta
in the streetsokak on the stormfırtına draindrenaj,
27
75559
3507
aslında bu yolda rögarın üstünde
durduğum anlamına geliyor,
01:31
as if that could get me acrosskarşısında fasterDaha hızlı.
28
79667
2347
sanki beni daha çabuk karşıya
geçirecekmiş gibi.
01:34
And there's an oldeski man
standingayakta nextSonraki to me.
29
82038
2001
Yanımda yaşlı bir adam vardı.
01:36
So he's wearinggiyme, like, a long overcoatpalto
and sortçeşit of an old-manyaşlı adam hatşapka,
30
84063
4827
Uzun bir palto giyiyordu ve bir tür
yaşlı adam şapkası vardı
01:40
and he lookedbaktı like somebodybirisi from a moviefilm.
31
88914
2126
ve bir filmden çıkmış biri gibiydi.
01:43
And he saysdiyor to me,
32
91064
1198
Bana,
01:44
"Don't standdurmak there. You mightbelki disappearkaybolmak."
33
92286
2551
''Orada durma. Kaybolabilirsin.'' dedi.
01:48
So this is absurdsaçma, right?
34
96095
1267
Yani bu saçma, değil mi?
01:49
But I did what he said.
I steppedbasamaklı back ontoüstüne the sidewalkkaldırım.
35
97386
2996
Ama dediğini yaptım ve kaldırıma çıktım.
01:52
And he smiledgülümsedi, and he said,
36
100697
1892
Bana güldü ve dedi ki:
01:54
"Good. You never know.
37
102613
1881
'' Güzel. Asla bilemezsin.
01:56
I mightbelki have turneddönük around,
38
104518
1427
Arkamı döndüğümde,
01:57
and zoopZoop, you're gonegitmiş."
39
105969
1507
hoop, kaybolmuşsun.''
02:01
This was weirdtuhaf,
40
109553
1300
Bu garipti,
02:03
and alsoAyrıca really wonderfulolağanüstü.
41
111638
2429
ayrıca gerçekten harikaydı.
02:06
He was so warmIlık, hafif sıcak, and he was
so happymutlu that he'diçin ona savedkaydedilmiş me.
42
114091
3317
Çok sıcakkanlıydı ve beni
kurtardığı için çok mutluydu.
02:09
We had this little bondbağ.
43
117977
1497
Bu küçük bağı oluşturduk.
02:11
For a minutedakika, I feltkeçe like
my existencevaroluş as a personkişi
44
119987
4163
Bir dakika boyunca, insan
olarak varoluşumun
02:16
had been noticedfark,
45
124174
1343
fark edildiğini
02:18
and I was worthdeğer savingtasarruf.
46
126335
1935
ve kurtarılmaya değer olduğumu hissettim.
02:23
The really sadüzgün thing is,
47
131058
1627
Asıl üzücü olan şey,
02:24
in manyçok partsparçalar of the worldDünya,
48
132709
1673
dünyanın çoğu bölgesinde
02:26
we're raisedkalkık to believe
that strangersyabancı insanlar are dangeroustehlikeli by defaultVarsayılan,
49
134406
3930
yabancıların hükmen tehlikeli olduğuna,
02:30
that we can't trustgüven them,
that they mightbelki hurtcanını yakmak us.
50
138360
3118
onlara güvenemeyeceğimize, bize zarar
vereceklerine inanarak büyütüldük.
02:34
But mostçoğu strangersyabancı insanlar aren'tdeğil dangeroustehlikeli.
51
142389
2578
Ama çoğu yabancı zararsız.
02:36
We're uneasyhuzursuz around them
because we have no contextbağlam.
52
144991
3288
Onların yanında huzursuzuz, çünkü
onlar hakkında bir bilgimiz yok.
02:40
We don't know what theironların intentionsniyetleri are.
53
148807
2197
Niyetlerini bilmiyoruz.
02:43
So insteadyerine of usingkullanma our perceptionsalgılamalar
and makingyapma choicesseçimler,
54
151028
3783
Kendi algılarımızı kullanmak ve kendimiz
karar vermek yerine
02:46
we relygüvenmek on this categorykategori of "strangeryabancı."
55
154835
2445
''yabancı'' kategorisine inanıyoruz.
02:51
I have a four-year-oldDört yaşındaki.
56
159012
1825
4 yaşında bir kızım var.
02:52
When I say helloMerhaba to people on the streetsokak,
57
160862
1974
Ne zaman sokakta insanlara selam versem,
02:54
she askssorar me why.
58
162861
1308
bana nedenini soruyor.
02:56
She saysdiyor, "Do we know them?"
59
164820
2576
''Onları tanıyor muyuz?'' diyor.
03:00
I say, "No, they're our neighborkomşu."
60
168324
1857
''Hayır, onlar bizim komşularımız.''
diyorum.
03:02
"Are they our friendarkadaş?"
61
170895
1413
''Arkadaşlarımız mı?''
03:04
"No, it's just good to be friendlyarkadaş canlısı."
62
172941
2057
''Hayır, sadece sıcakkanlı
olmak güzel.''
03:07
I think twiceiki defa everyher time
I say that to her,
63
175773
3329
Bunu ona söyleyeceğim her zaman
iki defa düşünüyorum,
03:11
because I mean it,
but as a womankadın, particularlyözellikle,
64
179126
3508
çünkü bunu demek istiyorum,
bilhassa da bir kadın olarak
03:14
I know that not everyher strangeryabancı
on the streetsokak has the besten iyi intentionsniyetleri.
65
182658
3770
biliyorum ki sokaktaki her yabancının
niyeti iyi değil.
03:18
It is good to be friendlyarkadaş canlısı,
and it's good to learnöğrenmek when not to be,
66
186873
3854
Sıcakkanlı olmak güzeldir, ne zaman
olmamak gerektiğini bilmek de
ama bunların hiçbiri korkmamız
gerektiği anlamına gelmez.
03:22
but noneYok of that meansanlamına geliyor
we have to be afraidkorkmuş.
67
190751
2356
03:26
There are two hugeKocaman benefitsfaydaları
68
194451
2873
Korkularımız yerine
hislerimizi kullanmanın
03:29
to usingkullanma our sensesduyular insteadyerine of our fearsendişe.
69
197348
3095
iki büyük yararı vardır.
03:33
The first one is that it liberatesaçığa us.
70
201015
3000
Birincisi bizi özgür kılar.
03:37
When you think about it,
71
205970
1873
Düşündüğünüzde,
03:39
usingkullanma perceptionalgı insteadyerine of categorieskategoriler
72
207867
2212
kategoriler yerine algıları kullanmayı
03:42
is much easierDaha kolay said than donetamam.
73
210103
1903
söylemek kolay.
03:44
CategoriesKategoriler are something our brainsbeyin use.
74
212859
2215
Kategoriler beynimizin
kullandığı şeylerdir.
03:47
When it comesgeliyor to people,
75
215693
1637
İnsanlara geldiğinde,
03:49
it's sortçeşit of a shortcutkısayol
for learningöğrenme about them.
76
217354
2411
onlar hakkında bilgi edinmek için
bir tür kısa yoldur.
03:52
We see maleerkek, femalekadın, younggenç, oldeski,
77
220900
3638
Erkek, kadın, genç, yaşlı
03:56
blacksiyah, brownkahverengi, whitebeyaz, strangeryabancı, friendarkadaş,
78
224562
4362
siyahi, esmer, beyaz, yabancı,
arkadaşlarımızı görürüz
04:00
and we use the informationbilgi in that boxkutu.
79
228948
2405
ve o kutudaki bilgiyi kullanırız.
04:04
It's quickhızlı, it's easykolay
80
232112
1718
Hızlı, basit
04:05
and it's a roadyol to biasönyargı.
81
233854
1776
ve önyargıya giden bir yol.
04:08
And it meansanlamına geliyor we're not thinkingdüşünme
about people as individualsbireyler.
82
236052
3869
Bu bizim insanlar hakkında bireysel
olarak düşünmediğimiz anlamına gelir.
04:13
I know an AmericanAmerikan researcheraraştırmacı
who travelsNow frequentlysık sık
83
241774
3337
Orta Asya ve Afrika'ya
sık sık yalnız giden
04:17
in CentralMerkez AsiaAsya and AfricaAfrika, aloneyalnız.
84
245135
2810
Amerikalı bir araştırmacı tanıyorum.
04:20
She's enteringgirme into townskasabalar and citiesşehirler
85
248910
2539
Kasabalara ve şehirlere
04:23
as a completetamamlayınız strangeryabancı.
86
251473
2051
tamamen bir yabancı olarak giriyor.
04:25
She has no bondstahviller, no connectionsbağlantıları.
87
253937
2165
Hiçbir bağlantısı, ilişkisi yok.
04:28
She's a foreigneryabancı.
88
256126
1349
Bir yabancı.
04:29
Her survivalhayatta kalma strategystrateji is this:
89
257957
2376
Hayatta kalma stratejisi bu:
04:32
get one strangeryabancı to see you
as a realgerçek, individualbireysel personkişi.
90
260357
3977
Bir yabancının seni gerçek, birey
olarak görmesini sağla.
04:36
If you can do that, it'llolacak help
other people see you that way, too.
91
264839
3400
Bunu yapabilirsen, diğer insanların da
seni aynı şekilde görmesine
yardımcı olacak.
04:40
The secondikinci benefityarar of usingkullanma our sensesduyular
has to do with intimacysamimiyet.
92
268817
4408
Hislerimizi kullanmanın ikinci yararı
samimiyetle alakalı.
04:46
I know it soundssesleri
a little counterintuitivecounterintuitive,
93
274003
2395
Biliyorum samimiyet ve yabancılar
04:48
intimacysamimiyet and strangersyabancı insanlar,
94
276422
2097
biraz kulağa mantıksız geliyor
04:50
but these quickhızlı interactionsetkileşimler
can leadöncülük etmek to a feelingduygu
95
278543
4052
fakat bu hızlı etkileşimler sosyologların
04:54
that sociologistssosyologlar call
"fleetingkısacık intimacysamimiyet."
96
282619
3142
''anlık samimiyet'' dedikleri
bir duyguya neden olabilir.
04:57
So, it's a briefkısa experiencedeneyim
that has emotionalduygusal resonancerezonans and meaninganlam.
97
285785
4350
Yani, bu duygusal yankılaşımlı
ve anlamlı kısa bir deneyim.
05:03
It's the good feelingduygu I got
98
291452
2008
Bu rögarın ölüm tuzağından
05:05
from beingolmak savedkaydedilmiş from the deathölüm traptuzak
of the stormfırtına draindrenaj by the oldeski man,
99
293484
4342
yaşlı bir adam tarafından kurtarılmamın
05:10
or how I feel like partBölüm of a communitytoplum
100
298610
2500
veya trende işe giderken
birisiyle konuştuğumda,
05:13
when I talk to somebodybirisi
on my traintren on the way to work.
101
301134
3419
toplumun bir parçası olmaktan aldığım haz.
05:17
SometimesBazen it goesgider furtherayrıca.
102
305665
2024
Bazen daha ileriye gider.
05:19
ResearchersAraştırmacılar have foundbulunan
that people oftensık sık feel more comfortablerahat
103
307713
5113
Araştırmacılar insanların sıklıkla
dürüst olmakta
05:24
beingolmak honestdürüst and openaçık
about theironların inner selvescanlarından with strangersyabancı insanlar
104
312850
3244
ve içlerini yabancılara açmakta
arkadaşlarından ve ailelerinden daha
rahat hissetiklerini buldular --
05:28
than they do with theironların friendsarkadaşlar
and theironların familiesaileleri --
105
316118
2683
05:32
that they oftensık sık feel
more understoodanladım by strangersyabancı insanlar.
106
320110
3617
ki insanlar sıklıkla yabancılar tarafından
daha iyi anlaşıldıklarını hissederler.
05:37
This getsalır reportedrapor in the mediamedya
with great lamentağıt.
107
325022
3531
Bu medyada harika ağıtlarla bildiriliyor.
05:41
"StrangersYabancılar communicateiletişim kurmak
better than spouses!"
108
329125
2801
''Yabancılar eşlerden daha iyi
iletişim kuruyor!''
05:44
It's a good headlinebaşlık, right?
109
332901
1533
İyi bir başlık, değil mi?
05:47
I think it entirelyBaştan sona missesözlüyor the pointpuan.
110
335547
2280
Bence bu amacı tamamen kaçırıyor.
05:51
The importantönemli thing about these studiesçalışmalar
111
339240
1913
Bu çalışmalar hakkında asıl önemli şey
05:53
is just how significantönemli
these interactionsetkileşimler can be;
112
341177
2793
yalnızca bu etkileşimlerin ne kadar
anlamlı olabileceği;
05:56
how this specialözel formform of closenessyakınlık
113
344795
3104
yakınlığın bu özel formunun bizim
arkadaşlarımıza ve ailemize
05:59
givesverir us something we need
as much as we need our friendsarkadaşlar
114
347923
2778
ihtiyacımız olduğu kadar
ihtiyacımız olan şeyi
06:02
and our familiesaileleri.
115
350725
1190
bize nasıl verdiğidir.
06:04
So how is it possiblemümkün that we communicateiletişim kurmak
so well with strangersyabancı insanlar?
116
352933
3910
O zaman nasıl oluyor da yabancılarla
çok iyi iletişim kurabiliyoruz?
06:10
There are two reasonsnedenleri.
117
358585
1636
İki sebebi var.
06:12
The first one is that
it's a quickhızlı interactionetkileşim.
118
360245
2914
İlki hızlı etkileşim olması.
06:15
It has no consequencessonuçları.
119
363183
1539
Hiçbir önemi yok.
06:17
It's easykolay to be honestdürüst with someonebirisi
you're never going to see again, right?
120
365034
3585
Tekrar görmeyeceğin birine karşı
dürüst olmak kolay, değil mi?
06:20
That makesmarkaları senseduyu.
121
368643
1150
Bu mantıklı.
06:22
The secondikinci reasonneden is where
it getsalır more interestingilginç.
122
370177
2884
İkinci sebepte daha ilginçleşiyor.
06:25
We have a biasönyargı when it comesgeliyor
to people we're closekapat to.
123
373085
3417
İş yakın olduğumuz insanlara
geldiğinde önyargımız oluyor.
06:29
We expectbeklemek them to understandanlama us.
124
377359
3167
Bizi anlamalarını bekliyoruz.
06:32
We assumeüstlenmek they do,
125
380550
1229
Anladıklarını düşünüyoruz
06:33
and we expectbeklemek them to readokumak our mindszihinler.
126
381803
2136
ve zihinlerimizi okumalarını bekliyoruz.
06:36
So imaginehayal etmek you're at a partyParti,
127
384717
2304
Düşünün ki partidesiniz
06:39
and you can't believe
that your friendarkadaş or your spouse
128
387045
3602
ve arkadaşınız veya eşinizin
partiden erken çıkmayı istediğinizi
06:42
isn't pickingtoplama up on it
that you want to leaveayrılmak earlyerken.
129
390671
2803
fark etmediğine inanamıyorsunuz.
06:45
And you're thinkingdüşünme,
130
393498
1374
Düşünüyorsunuz,
06:46
"I gaveverdi you the look."
131
394896
1522
''Sana bakış attım.''
06:50
With a strangeryabancı, we have
to startbaşlama from scratchçizik.
132
398696
2515
Bir yabancıyla, sıfırdan başlamamız gerek.
06:53
We tell the wholebütün storyÖykü,
133
401235
1387
Tüm hikâyeyi anlatırız,
06:55
we explainaçıklamak who the people are,
how we feel about them;
134
403376
3088
insanları, onlar hakkında nasıl
hissettiğimizi anlatırız;
içimizdeki tüm muzipliği
teker teker anlatırız.
06:58
we spellbüyü out all the insideiçeride jokesŞakalar.
135
406488
2168
07:00
And guesstahmin what?
136
408680
1476
Ve tahmin edin?
07:02
SometimesBazen they do
understandanlama us a little better.
137
410180
2661
Bazen bizi biraz daha iyi anlarlar.
07:06
OK.
138
414087
1160
Tamam.
07:07
So now that we know
that talkingkonuşma to strangersyabancı insanlar mattershususlar,
139
415271
3496
Yani şimdi biliyoruz ki yabancılarla
konuşmak önem taşıyor,
07:10
how does it work?
140
418791
1392
nasıl oluyor?
07:12
There are unwrittenyazılı olmayan ruleskurallar
we tendeğiliminde to followtakip et.
141
420721
2750
Takip etmeye meyilli olduğumuz
yazılmamış kurallar vardır.
07:15
The ruleskurallar are very differentfarklı
dependingbağlı on what countryülke you're in,
142
423495
3796
Bu kurallar çok farklı olduğunuz ülkeye,
07:19
what culturekültür you're in.
143
427315
1693
kültüre göre değişiyor.
07:21
In mostçoğu partsparçalar of the US,
144
429032
2129
ABD'nin çoğu bölgesinde,
07:23
the baselinebaşlangıç expectationbeklenti in publichalka açık
145
431185
2254
toplumdaki temel beklenti
07:25
is that we maintainsürdürmek a balancedenge
betweenarasında civilitynezaket and privacyGizlilik.
146
433464
4124
nezaket ve mahremiyet arasındaki
dengeyi korumak.
07:30
This is knownbilinen as civilsivil inattentiondikkatsizlik.
147
438180
2440
Bu uygar ilgisizlik diye bilinir.
07:33
So, imaginehayal etmek two people are walkingyürüme
towardskarşı eachher other on the streetsokak.
148
441263
3760
Yani, iki insanın sokakta birbirlerine
doğru yürüdüklerini düşünün.
07:37
They'llOnlar olacak glancebakış at eachher other
from a distancemesafe.
149
445047
2298
Uzaktan birbirlerine göz atacaklar.
07:39
That's the civilitynezaket, the acknowledgmentalındı.
150
447369
1982
Bu nezaket, onay.
07:41
And then as they get closeryakın,
they'llacaklar look away,
151
449375
2207
Daha da yaklaştıklarında birbirlerine
07:43
to give eachher other some spaceuzay.
152
451606
1586
biraz boşluk vermek için uzağa bakacaklar.
07:47
In other cultureskültürler,
153
455151
1262
Diğer kültürlerde,
07:48
people go to extraordinaryolağanüstü lengthsuzunlukları
not to interactetkileşim at all.
154
456437
4907
insanlar hiç etkileşmemek için
alışılmamış şekilde uzağa gidiyorlar.
07:54
People from DenmarkDanimarka tell me
155
462533
2234
Danimarka'dan insanlar bana
07:56
that manyçok DanesDanimarkalılar are so aversehoşlanmıyorsunuz
to talkingkonuşma to strangersyabancı insanlar,
156
464791
3608
çoğu Danimarkalı yabancılarla
konuşmaya o kadar isteksizler ki,
08:00
that they would ratherdaha doğrusu
missbayan theironların stop on the busotobüs
157
468423
3218
etrafından dolanmaları gereken birine
''affedersiniz'' demektense,
08:03
than say "excusebahane me" to someonebirisi
that they need to get around.
158
471665
3351
otobüste duraklarını kaçırmayı
tercih ettiklerini söylediler.
08:07
InsteadBunun yerine, there's this elaborateayrıntılı
shufflingkarıştırma of bagsçantalar
159
475040
3289
Bunun yerine, çantaların fark
edilemeyecek şekilde karışması
08:10
and usingkullanma your bodyvücut to say
that you need to get pastgeçmiş,
160
478353
3483
ve vücudunu kullanarak geçmek
istediğini söylemek;
08:13
insteadyerine of usingkullanma two wordskelimeler.
161
481860
1831
iki kelime söylemek yerine.
08:18
In EgyptMısır, I'm told,
162
486178
1869
Mısır'da, bana
yabancı birini görmezden gelmenin
kabalık olduğu söylendi
08:20
it's rudekaba to ignorealdırmamak a strangeryabancı,
163
488731
2292
08:23
and there's a remarkabledikkat çekici
culturekültür of hospitalitykonukseverlik.
164
491047
3233
ve olağanüstü bir misafirperverlik
kültürü var.
08:27
StrangersYabancılar mightbelki asksormak eachher other
for a sipSIP of waterSu.
165
495312
3056
Yabancılar birbirlerinden
bir yudum su isteyebilirler.
08:30
Or, if you asksormak someonebirisi for directionstalimatlar,
166
498392
2704
Veya birine yol soracak olursanız,
08:33
they're very likelymuhtemelen
to inviteDavet etmek you home for coffeeKahve.
167
501120
3058
sizi büyük ihtimal kahve içmeye
evlerine davet ederler.
08:37
We see these unwrittenyazılı olmayan ruleskurallar
mostçoğu clearlyAçıkça when they're brokenkırık,
168
505441
3528
Bu yazılı olmayan kuralları
en rahat bozulduklarında
08:41
or when you're in a newyeni placeyer
169
509563
2083
veya yeni bir yere gittiğinizde
08:43
and you're tryingçalışıyor to figureşekil out
what the right thing to do is.
170
511670
3197
ve yapılacak doğru şeyin ne olduğunu
anlamaya çalışırken görüyoruz.
08:47
SometimesBazen breakingkırma the ruleskurallar a little bitbit
is where the actionaksiyon is.
171
515332
5061
Bazen hareketin olduğu yer kuralları
biraz bozduğumuz yerdir.
08:54
In casedurum it's not clearaçık,
I really want you to do this. OK?
172
522551
4469
Açık olmadıysa, bunu gerçekten
yapmanızı istiyorum. Tamam mı?
08:59
So here'sburada how it's going to go.
173
527790
1889
İşte böyle olacak.
09:01
Find somebodybirisi who is makingyapma eyegöz contacttemas.
174
529703
2026
Göz teması kuran birini bulun.
09:03
That's a good signalişaret.
175
531753
1689
Bu iyi bir sinyal.
09:05
The first thing is a simplebasit smilegülümseme.
176
533466
2143
İlk iş basit bir gülümseme.
09:08
If you're passinggeçen somebodybirisi on the streetsokak
or in the hallwaykoridor here, smilegülümseme.
177
536402
3916
Eğer sokakta veya burada koridorda
birinin yanından geçiyorsanız, gülümseyin.
09:12
See what happensolur.
178
540342
1268
Bakın neler olacak.
09:14
AnotherBaşka bir is triangulationÜç taraflı kur çevrimi.
179
542113
2037
Diğeri üçgenleştirme.
Burada siz, buradaki de bir yabancı,
09:16
There's you, there's a strangeryabancı,
180
544552
1679
09:18
there's some thirdüçüncü thing
that you bothher ikisi de mightbelki see and commentyorum Yap on,
181
546255
4109
burada ikinizin de görebileceği
ve yorum yapabileceği
09:23
like a pieceparça of publichalka açık artSanat
182
551134
1987
toplum sanatının bir parçası gibi
09:25
or somebodybirisi preachingvaaz in the streetsokak
183
553145
2125
veya sokakta öğüt veren birisi
09:27
or somebodybirisi wearinggiyme funnykomik clothesçamaşırlar.
184
555659
2223
veya komik kıyafetler giymiş birisi var.
09:30
Give it a try.
185
558689
1151
Bir deneyin.
09:31
Make a commentyorum Yap about that thirdüçüncü thing,
and see if startsbaşlar a conversationkonuşma.
186
559864
3984
O üçüncü şey hakkında bir yorum yapın ve
bakın bakalım bir konuşma başlayacak mı.
09:36
AnotherBaşka bir is what I call noticingfark.
187
564621
1724
Diğeri benim deyişimle fark etme.
09:38
This is usuallygenellikle givingvererek a complimentiltifat.
188
566369
1959
Bu genellikle bir iltifat.
09:41
I'm a bigbüyük fanyelpaze of noticingfark people'sinsanların shoesayakkabı.
189
569003
3256
İnsanların ayakkabılarına
bakmaya bayılırım.
09:44
I'm actuallyaslında not wearinggiyme
fabulousharika shoesayakkabı right now,
190
572283
2756
Şu anda aslında mükemmel
ayakkabılar giymiyorum,
09:47
but shoesayakkabı are fabulousharika in generalgenel.
191
575063
2159
ama ayakkabılar genelde mükemmeldir.
09:49
And they're prettygüzel neutralnötr
as faruzak as givingvererek complimentsövgü goesgider.
192
577817
4126
Beğeninizi belirttiğiniz sürece
oldukça normaller.
İnsanlar her zaman yeni ayakkabılarınız
hakkında bir şeyler söylemek isterler.
09:53
People always want to tell you things
about theironların awesomemüthiş shoesayakkabı.
193
581967
3608
09:57
You mayMayıs ayı have alreadyzaten experienceddeneyimli
the dogsköpekler and babiesbebekler principleprensip.
194
585599
3897
Köpekler ve bebekler prensiplerini
çoktan yaşamış olabilirsiniz.
10:01
It can be awkwardgarip
to talk to someonebirisi on the streetsokak;
195
589520
2418
Sokakta biriyle konuşmak garip olabilir;
size nasıl karşılık vereceklerini
bilmiyorsunuz.
10:03
you don't know how
they're going to respondyanıtlamak.
196
591962
2071
Ama köpekleriyle veya bebekleriyle
her zaman konuşabilirsiniz.
10:06
But you can always talk
to theironların dogköpek or theironların babybebek.
197
594057
2542
10:08
The dogköpek or the babybebek
198
596623
1349
Köpek veya bebek,
10:09
is a socialsosyal conduitkanal to the personkişi,
199
597996
2586
kişiye bir sosyal yoldur
10:13
and you can tell by how they respondyanıtlamak
200
601095
2037
ve insanların tepkilerinden
10:15
whetherolup olmadığını they're openaçık to talkingkonuşma more.
201
603156
1927
konuşmaya açık olup olmadıklarını
söyleyebilirsiniz.
10:18
The last one I want to challengemeydan okuma you to
202
606156
2165
Sizden isteyeceğim son zor iş,
10:20
is disclosureaçığa çıkması.
203
608345
1496
sırlarınızı paylaşmak.
10:22
This is a very vulnerablesavunmasız thing to do,
204
610548
2342
Bu yapılabilecek çok hassas bir şey
10:24
and it can be very rewardingödüllendirme.
205
612914
1516
ve çok faydalı olabilir.
10:27
So nextSonraki time you're talkingkonuşma to a strangeryabancı
206
615068
2092
Yani gelecek sefer bir yabancıyla
konuşurken
10:29
and you feel comfortablerahat,
207
617726
1494
ve rahat hissediyorsanız,
10:31
tell them something truedoğru about yourselfkendin,
208
619966
2350
onlara kendiniz hakkında doğru,
gerçekten kişisel bir şeyinizi söyleyin.
10:34
something really personalkişisel.
209
622340
1340
10:36
You mightbelki have that experiencedeneyim
I talkedkonuştuk about of feelingduygu understoodanladım.
210
624103
3791
Hakkında konuştuğum anlaşılmışlık hissini
tecrübe etmiş olablirsiniz.
10:41
SometimesBazen in conversationkonuşma, it comesgeliyor up,
211
629854
1946
Bazen konuşmada, insanların
''Babanız ne iş yapıyor?'' veya ''Nerede
yaşıyor?'' sorularıyla karşılaşıyorum.
10:43
people asksormak me, "What does your dadbaba do?"
or, "Where does he livecanlı?"
212
631824
3357
10:47
And sometimesara sıra I tell them the wholebütün truthhakikat,
213
635205
2222
Bazen onlara babamın ben bir çocukken,
10:49
whichhangi is that he diedvefat etti when I was a kidçocuk.
214
637451
2157
öldüğü gerçeğini söylüyorum.
10:53
Always in those momentsanlar,
215
641386
2017
O anlarda her zaman,
10:55
they sharepay theironların ownkendi experiencesdeneyimler of losskayıp.
216
643427
2472
onlar da kendi kayıplarından
bahsediyorlar.
10:58
We tendeğiliminde to meetkarşılamak
disclosureaçığa çıkması with disclosureaçığa çıkması,
217
646407
3136
Yabancılarla bile sırlarımızı
paylaştığımızda,
11:01
even with strangersyabancı insanlar.
218
649567
1401
sırla karşılaşma eğilimindeyiz.
11:04
So, here it is.
219
652453
1652
İşte böyle.
11:07
When you talk to strangersyabancı insanlar,
you're makingyapma beautifulgüzel interruptionskesintiler
220
655425
3854
Yabancılarla konuşurken,
günlük hayatınızın
11:11
into the expectedbeklenen narrativeöykü
of your dailygünlük life
221
659303
3486
veya hayatlarının beklenen anlatılarına
11:14
and theirsonların.
222
662813
1219
güzel aralar veriyorsunuz.
11:16
You're makingyapma unexpectedbeklenmedik connectionsbağlantıları.
223
664790
2143
Beklenmedik bağlar kuruyorsunuz.
11:19
If you don't talk to strangersyabancı insanlar,
you're missingeksik out on all of that.
224
667420
3563
Eğer yabancılarla konuşmazsanız,
bunun bütün fırsatını kaçırıyorsunuz.
11:25
We spendharcamak a lot of time
225
673544
2278
Çocuklarımıza yabancılar hakkında
11:27
teachingöğretim our childrençocuklar about strangersyabancı insanlar.
226
675846
2577
bir şeyler öğretmek için
çok zaman harcıyoruz.
11:30
What would happenolmak if we spentharcanmış
more time teachingöğretim ourselveskendimizi?
227
678764
3893
Kendimize öğretmek için daha fazla zaman
harcasaydık ne olurdu?
11:35
We could rejectReddet all the ideasfikirler
that make us so suspiciousşüpheli of eachher other.
228
683441
4343
Bize, birbirimize karşı şüpheli olmamızı
söyleyen tüm fikirleri reddederdik.
11:40
We could make a spaceuzay for changedeğişiklik.
229
688649
2635
Değişiklik için biraz boşluk
yaratabilirdik.
11:44
Thank you.
230
692141
1151
Teşekkür ederim.
11:45
(ApplauseAlkış)
231
693316
5906
(Alkışlar)
Translated by Gokhan Yilmazturk
Reviewed by Yunus Aşık

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kio Stark - Stranger enthusiast
Kio Stark explores the myriad ways encounters with strangers impact our lives.

Why you should listen

Kio Stark has always talked to strangers. She started documenting her experiences when she realized that not everyone shares this predilection. She's done extensive research into the emotional and political dimensions of stranger interactions and the complex dynamics how people relate to each other in public places.

Her novel Follow Me Down began as a series of true vignettes about strangers placed in the fictional context of a woman unraveling the eerie history of a lost letter misdelivered to her door.

Stark did doctoral work at Yale University’s American Studies program, where she thought a lot about the history of science and medicine, urban studies, art, and race -- and then dropped out. Because she also taught graduate courses at NYU's Interactive Telecommunications Program, numberless people consulted her about whether or not to go back to school. Those conversations inspired Don't Go Back to School, a handbook for independent learners.

Stark is the author of the TED Book When Strangers Meet, in which she argues for the pleasures and transformative possibilities of talking to people you don’t know. 

Beyond strangers, Stark's abiding fixations include the invisibility of technology; how people learn; practices of generosity and mutual aid; the culture, infrastructure and ephemera of cities; mythology and fairy tales; and advocating for independent learning, data literacy, social justice and feminism. Fiction writers get to dive down wonderful rabbit holes, and some of her favorites have been the forging and stealing of art, secret societies, the daily lives of medical examiners, the physics of elementary particles, bridge design, the history of maps, the mechanisms of wrongful conviction and psychoanalysis.

When not writing books, Stark has worked in journalism, interactive advertising, community research and game design. She writes, teaches and speaks around the world about stranger interactions, independent learning and how people relate to technology. She also consults for startups and large companies helping them think about stranger interactions among their users and audiences.

More profile about the speaker
Kio Stark | Speaker | TED.com